Translate

28 Ağustos 2013 Çarşamba

1946.bölüm..

çiğdem-- elbette canım.. tunanın üstündeki,etkisi tartışılmaz..
gönül-- eşler olarak ,birbirimizi etkilememiz kaçınılmaz.. hiçbirimiz böyle değildik..

menekşe-- belli ki,sen de etkilenmişsin çiğdem..  yani,biz abbasla ilgili birşey sormadık ama kulağımıza gelen bazı şeyler var tabi.. ..
abdullah-- biz soramıyoruz madem,irem hanım sorsun..

yusuf--  (gülümsedi ) ben anlatırım,abdullah bey.. okulun son yılında tanıştık..demetle beraber,okulu bitirmeye çalışıyordu.. birbirimize destek olduk..  tepkiliydi..kesinlikle evlenmem diyordu..niyetimi söyleyemedim.. hayatını yoluna koyarken de.. sabırla bekleyip,yardımcı olmaya çalıştım..  ama öylesine dost ve sırdaş  olmuştuk ki.. farklı bir bakışım , sözüm olsa.. sen artık evlensene diyordu..

Adanaya  gitmem kesinleşince.. baş başa yenen yemek sonrası..abbas şiirini okudum.. ama çiğdem üstüne bile alınmadı..
iki yıl görüşemedik,telefonla konuşuyorduk.. irem hanım vasıtasıyla,tuna beyle tanıştık.. orhan bey,görevli geldi.. okul yemeğinde, daha samimi olduk.. orhan beye,çiğdemi gördünüz mü.. ne yapıyor diye.. sormuştum hatta..
irem hanımın,iş yerinin açılışındayken.. çiğdemin gelmesiyle ,artık noktayı koymalıyım dedim,kendi kendime..


irem-- (gülerek ) yusuf bey,sözünüzü kesebilir miyim..
yusuf-- buyrun..
irem-- yusuf beyin,hali tavrı..  iki arkadaşın, özlemle sarılmasından daha fazlası olduğunun işaretiydi.. çiğdeme..

çiğdem-- haydi abbas vakit tamam dı.. şimdi yolcudur abbas, oldu.. kalk yusuf,gidelim biz.. irem susmayacak..

sacide-- aa,en heyecanlı yerinde niye susturuyorsun kızı.. mutfakta ,hiç öyle demiyordun da..
çiğdem-- (gülümseyerek) açık verme sacide hanım.. ağzımdan,bazı şeyler kaçabilir.. demedi,deme..
sacide--sen zahmet etme,canım.. ben söylerim..

irem-- aman ablam,ne diyorsun sen.. şaşırdın mı..
sacide-- kır atın yanında duran,ya huyundan ya suyundan misali ..bende istiyorum..
irem-- ne istiyorsun, şiir mi.. ben niye okuyayım canım.. bekir bey,okusun..

kahkahalar atıldı..
sacide-- yok yaa.. senden,araba istiyorum..
bekir-- hah hah hah .. yaşa sacidem, köşeye sıkıştırdın..jip iste,jip..

herkes güldü..
irem-- ablacığım ,emrin olur.. benden niye istediğini anlamadım..  ama canın sağolsun.. kardeşine nazlandığını varsayıyorum..
. madem bekir bey,benim köşeye sıkıştığımı sanıp..  sevindi.. karışmıyorum, istiyorsan söyle.. bakalım,ben kimi düşünüpte susturmuşum.. duysun ortağım..  hodri meydan..

bekir-- sacidee,çok emin kendinden.. söyleyeceğin şey,sakıncalı mı..

sacide-- yok bee.. sen gece bahçede.. anar ve saidle  dolanıyormuşsun ya,görmüşler.. biz nişanlı değiliz,müjde yaşını  geçtik.. tansiyon ilacını da verdim.. daha ne istiyor ki demiştim.. sakıncalı değil yani..

bekir-- (şaşkınlıkla elini ağzına kapatıp ) sacidee, allah canını almasın.. senin.. bu söylenir mi,hiç..
sacide-- (gülerek ) amin,seninde.. yoksa sen.. ayıp oldu diye mi, düşünüyorsun..
işe bak ki.. aynı şeyi,sabah ki çiçek olayında bende düşünmüştüm.
ödeştik, bekir ağa.... bir daha.. kiminle uğraştığına, dikkat et bence..

irem-- laf yerini,buldu.. helal olsun ablam.. istediğin aracı hediye ediyorum,güle güle kullan..
sacide-- sağol..
bekir-- bu cimrinin ..hediye edeceğini mi,sanıyorsun..onun parasını da,çaktırmadan alır benden..
irem-- hediye demişsem,o hediyedir..  ama dinsizin hakkından,imansız gelirmiş.. bekir ağa..   sıska ve çirkin ne yapar, bilemem..
çetin--o kim..
irem-- benmişim..
eren-- nee.. tabancanın yerini söyle, bana..
güldüler..
bekir--  erenn.. ben,irem demedim ki.. ..  rüya anlatıyordum , öyle yorumlamış.. tuna,  haksız mıyım .. sen söyle..
eren-- iremm,tabancaaa..


tuna-- sakin ol eren.. (gülerek) bekir bey haklı.. isim vermediğinden,rüyayı.. herkes farklı yorumladı..  ama benim yorumumu,bekir ağanın çok ilginç bulacağına eminim..

bekir--(gülüyor)  zahmet etme tuna.. yorumla ne uğraşacaksın,sen..  alt tarafı bir rüya.. unut gitsin..
irem-- unutmazz, unutamazz da.. bir ihtimal daha var.. tabanca mı,% yirmibeş mi dersin.. söyle bekir ağa ,ne dersin..
bekir-- allah senin diline düşürmesin,tunayı seçtim..
tuna-- güzelll..

kahkahayı duymanızı isterdim..

24 Ağustos 2013 Cumartesi

1945.bölüm..

çiğdem-- kendimi de düşündüm,diyemedin değil mi..

tuna-- (gülümseyerek ) diyemedim de,o an düşündüğüm.. sadece onun geleceğiydi..
okul açılıncaya kadar,yakınlaştık da.. hepimiz için zor bir dönemdi.. ben teklif ettiğimde,irem benim sözlüsü olduğumu çözmüş meğerse.. durumu daha da zorlaştırmak için.. hislerini belli etmeden,elinden geleni yaptı... babası beni onayladığından.. onun dediği olacak diye,bizi harcıyacaktı neredeyse..
sevdiğime,suçsuzluğuma  ikna etmek için.. çok uğraştım..
evlendik de.. sonrası ikimiz içinde,inanılmaz yıpratıcıydı..

çiğdem-- kişilikleriniz çok farklı.. uyum sağlamaya uğraşırken.. okulda asi karına,birde öğretmenlik yapınca..  yıpranman normal..

tuna--yok canım..  irem; çalışkan..  çok hırslı,hevesli.. dikkatli, yetenekli bir öğrenci olmasının yanısıra ..saygısı, arkadaşlarıyla ilişkileri,yardımlaşması ve hitabıyla da fark ettirdi.. sevdirdi kendisini..  bizi başka faktörler yıprattı..  birbirimize laf getirmemek için,gayret ettik.. mesela ben; hiç sınav kağıdını okumadım.. soruları öğretmenlerle,okulda beraberken hazırladık.. özel çalıştırmadım,tiyo vermedim kesinlikle..haklı olsa da, onu savunamadım..
başarısının tesadüf olmadığını ,ispat edince.. biraz,rahatladık..

irem--hoca ile evli öğrenci olmanın  dejavantajını, bende çok yaşadım..
meselaa; saliha hanımla bayağı takıştık.. haklı olduğum halde,tuna için özür diledim.. ilk başlarda,notlarıma hep şaibeli bakıldığından..
 iki gözetmen,sınavda daimi beni izliyordu.. ağız tadıyla,bir kopya bile veremedim..
avantajı da,galip bey oldu..  tunayla bana inandı ve desteklediler..ithalat- ihracat işleri.. philiple tanışmam,ticari çevirilere başlayıp.. prosedürü öğrenmem  o dönemdeydi..
ben sözümü tutup,birinci oldum.. tuna da,ne söz verdiyse.. gerçekleştirdi..  ölçülü teşviğini esirgemeyip..  galip beyle toplantılardan çıkmamı, sabırla çok beklemiştir.. hiç inkar edemem..

ercan-- çalışmanıza zemin hazırlamış,bravo doğrusu..

tuna-- (kaşlarını kaldırıp) pek öyle denemez,ercan bey.. hiç bir yerde, çalışması taraftarı değildim.. niyetim;galip bey gibi.. geri plan hizmeti verebilmesiydi..
evde de,yapabilirdi onu.. öğretmen olduğunda, tayini kuvvetle muhtemel Adanaya olmayacağından.. ben de gönderemeyeceğimden.. bu tarz bir yol düşünmüş,ireme de söylemiştim.. hatta okul yaptırma projesine, bir an önce başlamam da bu yüzdendi..

menekşe-- yani, "öğretmen ol ama kadrosuz,okulumuzda faydalı ol..  geri plan hizmeti verirken.. senin isteğin,benim de vicdanım rahat olur..   sınırların bu,dışına çıkma sakın.." ölçülü teşviği, doğru anlamışmıyım..

tuna-- (gülerek ) evet de.. şartlar ve irem sayesinde geldiğimiz nokta
ortada.. sınır falan kalmadı,ezdi geçti..

eren--işinde çok başarılı da.. bence asıl etkileyici olan..;18 yaşında.. saygısını kaybetmeden..aramızda ezilmeden.. hepimizi yola getirmesiydi.. artıları çok, irem kesinlikle yabana atılmamalı..  netice olarak; zorlukları aştılar ve sevgileriyle imrendiriyorlar.. ikisine de,bravo doğrusu..

tuna-- sağol..

1944.bölüm..

irem-- tuna ; titiz,disiplinli.. ilgili,ölçülü arkadaş olabilen.. gözlemleri isabetli.. hem sayılan,hem sevilen..  öğreten ve karşılığını isteyen.. ,harika bir öğretmen.. her zaman söylediğim gibi.. ben çok şanslıyım..

yavuz-- peki,tuna bey.. siz objektif olarak ,irem hanımın öğrenciliğini değerlendirebilir misiniz.. birde,öğrencinizle evlenmek.. zor olmadı mı..

tuna--olmaz mı.. ikimizin de hiç arzu etmediği, bir durumdu...çok çektik..
ben,idealini bilmediğimden..  nihayet evleneceğiz diye düşünürken.. okuyacağım diye yapmadığı kalmamış.. ve istediği gibi.. yabancı diller bölümünü kazanmış..

 hala beni ..niyetimi,mesleğimi ve öğretmeni olacağımı  bilmediği dönemde..bir akşam, komşu olarak..onların çiftliğine gidip..  tarım ilacının ingilizce açıklamasını verdim ve  çevirebilir misiniz dedim.. hevesle,tabi dedi..beş dakika sonra,getirdiği çeviri eksiksizdi.. harf hatası bile yapmamış..
sonrasında babası hastalandı.. hastane,ev arasında perişan oldular..  o hengamede, tarih unutulmuş.. hakkını kaybetse,evleneceğimizi bilmeme rağmen..   vicdanım kabul etmedi..kaydını son gün, ben yaptırdım..


gönül-- nasıl,kayıt ettirdin ki...kimlik,fotoğraf.. diploma gerekmiyor mu..
eren-- yeni duyuyoruz,bunları.. aydınlat bizi..

tuna-- (gülümseyerek ) uzaktın ya,eren.. hem niye anlatsaydım ki..
iremin..benden haberi olmadığını,bilmiyordum.. ahmet abiyle, epeyce bir nikah hazırlığı yaptığımız için.. gerekenler bendeydi gönül.. diplomayı da,sonra ahmet abi getirdi..
orhan-- seviye tespit sınavını da,zorlanmadan geçmiştir..

tuna-- yaa..ben bilgisine güvenip yazdırdım da.. o ,okulu uzatıp.. bir yıl geç evlenebilmek için.. kağıdı boş vermiş ve çıkmış.. ben okula geldiğimde,ağacın gölgesine oturmuş..keyifle babasını bekliyordu..

menekşe-- irem ne alemsin..

irem-- ne yapsaydım.. ..okul bittiği yaz.. babam sözlendin... iki ay içindede evleniyorsun hazırlanın dedi.. şok oldum..  babam,beni bilmiyormuş gibi..  ilk defa baskı ve büyük hata yaptı..tunanın sevgisinden emin olduğunda,kızıma yaklaşmayacaksın..okul bitince evlenirsiniz diye söz vermiş.. garibim,iki yıl beklemiş o da.. benim hiç birşeyden ve tunadan haberim yoktu,görmemiştim bile.. bana kimse açık olmadı ki.. tepkimden çekinip,tuna da söyleyememiş.. anladığımda ,bende onlara acımadım.. hedef babamdı ama tuna da nasibini aldı..


mahmut-- ağacın altında otururken görünce şaşırmışsınızdır,tuna bey.. ne dediniz..

tuna-- hemde nasıl.. öğretmen olduğumu,dersine gireceğimi öğrenince, o da şaşırdı.. kolay geldi herhalde,erken çıkmışsınız dedim..
açıkça, evlenmek istemediğimden boş verdim dedi.. habersiz olduğunu, o zaman öğrendim ve çok üzüldüm.. farklı değerlendirip,beni teselli bile etti..
o bir yılın kazanç değil, kayıp olduğuna ikna ederek..  bir fırsat daha verilse..kullanırmıydın.. yarım saat var,sınavın bitmesine.. karar ver dedim.. benim kendisi için çırpındamdan,etkilenip kabul etti.. mustafa beyin odasında,sınava girdi tekrar.. ölüm kalım meselesi dedim adama..
ben iyi birşey yaptığımı düşünüyorum ya.. süre sona erdiğinde..iremde,odadan mutlu çıkacak diye bekliyorum.. ama ne mümkün..
barut fıçısı gibiydi,hem ağlıyor..hem bağırıyor.. mutlu musun,bir yıl kaybettirdin bana.. sen kim oluyorsun da,benim kararımı etkiliyorsun.. bana niye karıştın.. daha ne laflar..
tamam canım,istemiyorsan.mustafa beye rezil olmak pahasına... eski kağıdın geçerli olur..  sana bir yıl hediye ederim,boşuna hazırlık sınıfı okursun dedim..
durdu,sakinleşti biraz.. düşündü,düşündü.. üstüne vazife değilken,kaydımı yaptırmışsın.. şimdi de ,sırf iyiliğim için.. kendini zora soktun.. ne yapalım,önce evleniriz.. peki,kalsın hocam dedi..

çiğdem-- kendimi de düşündüm,diyemedin değil mi.

1943.bölüm..

bekir-- çetin,necati aradı mı.. iş ne olmuş..
çetin-- sabah aradı.. projeyi görüp,incelemiş..ve beğenmişler.. şartnameye göre teklif hazırlıyorlarmış..ne zaman döneceğinizi sordu..

bekir-- anladım.. teklifi ne zaman vereceklermiş..
çetin-- önümüzdeki hafta..
bekir-- tuna,gidince iremi arayacağım.. engelleme olur mu.. konu acil..
tuna-- (gülerek ) olur da..
eren-- bekir bey.. beraber olacağız, bizi arayın.. (cebinden kartvizitini çıkarıp,telefon numarasını yazdı ve verdi )
bekir-- sağol..

irem-- bekir bey,çok acilse şimdi konuşalım.. balkona çıkabiliriz..
bekir-- ama henüz bilmediğim konular  var,kesinleşmeli.. aslında beraber gidelim diyecektim de.. tuna telefonu bile vermek istemeyince.. vazgeçtim..
tuna-- iki günlük tatili, hak ettiğimizi düşünüyorum bekir ağa.. bencilliğimi çok görme..
bekir-- birşey demiyorum,canım..

abdullah-- irem hanım,elizabeth mutlaka etüdünü yapmıştır da.. anlamadığım.. sizin mektup arkadaşınız, nasıl uzman pedagog oluyor ki.. çok gençsiniz de..

irem-- sağolun abdullah bey.. elizabeth ,dünyanın her tarafından
mektup arkadaşlarıyla,düzenli  yazışmamızı istediğinden.. uzunnn bir adres listesi vermişti bize..  iletişimdi amaç.. yaş ,din..ırk ve cinsiyet farkı gözetmeksizin.. ilk başlarda herkese yazdık..
ben yedi,kris  on yedi yaşındaydı.. birkaç ay içinde,fotoğraflarımızı gönderdik birbirimize..sevdim,içim ısındı.. (gülerek) Adanaya gel.. ablam ol ..sana portakal ,mandalina toplarım.. dedim.. o da nazikçe teşekkür edip.. İspanya çok uzak.. gelemem ama  ablan olurum.. büyüyünce,sen gelirsin yazmıştı.. çok üzüldüğümden, bir daha yazmadım ama o her yılbaşı mektup gönderdi bana..
açılmamış,on mektup..  hala durur evde..
beni çok merak ettiğinden,ceydaya gidelim.. iş yerini,varsa bir foroğrafını göreyim bari demiş..

menekşe--  büyüdüğünde niye açmadın,peki..

irem-- çocukluğumun nasıl olduğunu, az çok tahmin ediyorsundur.. benim gibi birisine.. ilk defa olmaz denildiğinden.. içimi acıtan,hayal kırıklığı ile..  o beni istemiyorsa,ben onu hiç istemem dedim.. bitti..
söylediğimin imkansızlığını, anladığımda da.. açmak içimden gelmedi..

maruf-- sildim, diyorsun da.. mektupları atamamışsın,işte..

irem--bana gelen,sevdiklerimin hediye ettiği.. kullandığım yada kıyamadığım..anısı olan, hiçbir şeyimi atmam.. saklarım.. seranın kurumuş çiçekleri, gibi..manevi değeri vardır.. mektuplar da,öyle maruf.. belki birgün açarım.. belli mi olur..

ercan-- yaşıtlarınız , alfabeyi öğrenmeye çalışırken.. siz ingilizce mektup yazıyormuşsunuz.. bende,grammer çalıştırırsınız dedim tuna beye.. hadsizlik etmişim,affedin..

irem-- estafurullah ercan bey.. siz iyi niyetle söylediniz..
elizabeth çok iyi ve öngörülü bir öğretmendir..yönlendirip,geliştirdi bizi.. babamın,onun ve diğer öğretmenlerimin hakkını hiç inkar edemem..
idealimi, altı yaşında pratik ingilizce konuştuğumu..   on yıl boyunca, ayda ortalama elli mektup yazdığımı nereden bilecektiniz ki.. ..

gönül çayları yeniden doldurmuş.. bana da verdi..

maruf--tuna nasıl bir öğretmen.. objektif ol ama..

20 Ağustos 2013 Salı

1942.bölüm..

çetin--maksadımı aştığım için.. ben özür dilerim,gerçekten şakaydı.. affetmeniz için ne yapmamı istiyorsanız, söyleyin lütfen..

irem-- . benim affetmem,kolay değildir.. uzun zaman gerekir.. isteyeceğim de,size ağır gelebilir çetin bey.. boşverin..
çetin-- lütfen,elimden geleni yaparım en azından..

irem-- pekii.. daimi olarak tahsis edip,masrafını üstleneceğiniz.. buradaki -şimdilik -altı üniversite öğrencisi kızımıza.. servis minibüsü ve şöför istiyorum..

orhan-- hah hah hah.. çocuklar yaşadı.
eren-- bir yılları kalmış,çok görme de yaşasınlar biraz..
çiğdem-- beylerr.. açık veriyorsunuz..
menekşe-- iyi ki,sen vermedin çiğdem..

irem--(güldüm )  evett,işbirlikçiler açığa çıktığına göre devam edebilirim..
ev beyoğlunda.. kalanların ve sonrasında o eve gelecek öğrencilerin gönüllü hamisi olarak.. stajları ve iş bulmaları konusunda da yardım edeceksiniz.. geri çevirmek yok.. yani dört yılla,sınırlı kalmayacak isteğim..  kabul mü..

çetin-- kabul.. (gülerek) minibüs için ,marka tercihiniz var mı..

bekir--  çetinn..alacak mısın da,soruyorsun.. canına susadın herhalde..
irem-- bence de.. bekir bey,size bir güzellik yapar..
bekir-- yaa,ben ona öyle bir güzellik yapacağım kiii.. hiç unutamayacak..
tuna-- benim de,güzellik yapacaklarım var..
orhan-- aa,üstüme gelme.. ben şoktayım hala..

kahkahayla güldük..

çayları tekrar doldurup,getirdim.. ikram ederken telefon çaldı..
tuna açtı..
tuna-- buyrun.. ............... merhaba ceyda.............. sağol,sen nasılsın.. ....................................................... ...........................
................ (gülerek ) hava hala nemli,zemin müsait......................
iki gün tatil yapacağız,kısmetse..  anlatabildim mi.. ................................ ........................................................... .............................
 ................................................................................................
.......................... peki,veriyorum.. kaana selam söyle..  iremm..

irem-- (yanına gidip,aldım..o oturdu ) hayatım,merhaba..................... ...................
hah hah hah,değerli demiştim değil mi..........................................................
........................................................................................... ...............................................haklı,kızamıyorum....................................... hıı,bak senn.........................çaktırma benimle konuştuğunu,geldiğimde görüşürüz......... .............................................................................. .............................................................................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................
.................................anladım,sağol..  selam söyle..sana da,iyi yayınlar.. ilter beyi,ver hadi... ...................
ilter bey ,merhaba................................................................... ..............................................dinliyorum,anlat......................................................... ...................................................................................................
................................................................................................................................................................................................ peki.. çevirisini yaptır.. incele.. diğer verileri kontrol et.. hazır olsun...vahide hanımla,nedim bey gelince detaylandırırsınız.. ben gelince iki konuyu da, hayata geçiririz.. olmadığımı,üç gün sonra arayacağımı yazıp,faks çek.. bedri beye..annene,ahuya selam söyle.. ................... as.. (gülümsedim ) görüşürüz kolay gelsin..
kapattım..

tuna-- nereden arıyormuş,bana ilteri söylemedi de..
irem--(güldüm ) söylese verirmiydin.. ilter beye ne dediysen,arayamamış.. tesadüf ceyda gelince-acil cevap beklediklerinden- ondan rica etmiş..

tuna-- vay,uyanık.. ceyda bana yalan mı söyledi yani..
irem-- yok,canım.. kris de,sam gibi mektup arkadaşımızdı.. beraberlermiş de.. kris bayan..
elizabeth çağırmış anaokulu için.. uzman pedagogmuş kendisi..

tuna-- cristopher dedi.. erkek sanmam,normal..
oturdum yerime..
eren-- zeytinyağı gibi,üste çıkabilmen ayrı bir beceri istiyor tabi..
tuna-- iltifat ediyorsun eren..

1941.bölüm..

çetin--aşkolsun sacide hanım..elbette sevinirim de,şart değil.. yemeğe,profesyonel bir kadın eli de değebilir.. tuğba hanımdan,başka konularda söz almak istediğimden.. bunu sormak, aklıma bile gelmedi..  irem hanım;derin mana ve maksatlı sorusuyla hazırlıksız yakaladı beni..

irem-- söz almak istediğiniz konuyu, sordunuz mu bari..
eren-- pess,korkulur senden..

irem--(gülümsedim)  açıklık iyidir,abim.. konuşmaya vesile yaratıyorum, ben..
çetin-- (gülerek )pekii,o halde ;sordum,sordun sordu.. sorduk,sordunuz,sordular.. diyebilirim..
otorite sizsiniz,nasıldı orhan bey..
orhan-- mükemmelll..  harikasın dostum..

mahmut--  cevabı da aldım,aldın aldı.. aldık,aldınız aldılar demenizi bekliyorduk.. değil mi orhan bey..
orhan-- evett.. tuğba hanım,diyeceğiniz varsa duyalım..

tuğba-- (gülerek )  var..bekliyorum,bekliyorsun,bekliyor..bekliyoruz,bekliyorsunuz,bekliyorlar...
orhan-- gurur duydum hepinizle.. fiil konusu iyi anlaşılmış..

bir kahkaha yükseldi..

ben tepsiye boş bardak tabakları koyup..mutfağa götürdüm.. çayları
doldurup.. getirdim,ikram ettim.. gönül de yaş pastaları getirdi..
şekerleri de verip,oturduk..

mahmut-- beklemek derken..sanki,beni tarif ettiniz tuğba hanım..

yusuf-- lütfen,beklemek konusunda ben daha kıdemliyim..
nedim-- keşke irem hanımla,daha önce karşılaşmış olsaydınız yusuf bey..

yusuf-- evet,kısmet işte..  yine de, onların sayesinde kavuştuk diyebilirim..
eren-- onların ? tuna karıştı mı yani..
çiğdem-- yokk,o  karışır mı hiç... beni çağırdı sadece..
tuna-- özlediğimiz için,çağırmıştım da..   yusuf beye gün doğdu..

mr.smith-- yattaki,ortam da süperdi..
çiğdem-- haklısınız..mutluluğumuzda hepinizin rolü var.. teşekkür ederiz ama tanımadan,hiç karşılık beklemeden.. ziya beyin yaptığını, unutamıyorum..

bekir-- ziya mı,o ne yaptı ki..
çiğdem-- kapattığım çeyiz mağazamdaki  tüm malları..hiç görmemiş olmasına rağmen.. toptan sattı,bekir bey.. hemde telefonla.. ana paramı kurtarmaya razıyken,fazlasıyla kar ettim üstelik.. müthişti..

orhan-- adam,becerikli..yetenekli ..yakıştırıyor..
yavuz-- gece de,müthişti..
yusuf-- evet,bugün borcumuzu da ödeyelim demiştik ama olmadı..

bekir-- acelen ne,canım.. önce,ziyaya ..tunaya biz borcumuzu ödeyelim de..
çetin-- haberim yok..  borçlu muyuz.. nasıl yani..

tuna-- bana borcunuz yok,bekir bey.. hiç girmeyelim, o konuya..
bekir-- var var.. gönül borcu,çetin.. güngöre yardım ettiler de,onun haberi yok..
çetin-- içimi rahatlattınız.. (gülerek) bende yine hisse verdiniz /vereceksiniz sandım ..

tuna-- çetin bey; bizim ,kendi adımıza kimseden maddi bir talebimiz .. olmaz.. hak ve helal olanı bile reddetmişken,avantayı cebimize girdirmeyiz..

irem-- evet..  aldığımın,aldıklarımın  yeri bellidir..  ve karşılığında size fazlasıyla para kazandırmışımdır.. doğru mu, bekir bey..
bekir-- doğru ortağım,kızma.. çetin şaka yaptı..
irem-- peki,hatırın için.. şaka varsayıyorum.. çetin beyi ,yanlız yakalarım nasılsa..
bekir-- sağol..

1940.bölüm..

tuna sigara verip, yaktı.. bana da verirken..  ne yaptın dercesine baktı..
irem-- sacide abla,sayesinde.. güldüm,güldün.. güldü.. güldük,güldünüz,güldüler..
tuna--(gülümseyerek ) birşey demedim canım.. (oturdu yerine)
çiğdem-- kocası öğretmen,karısı öğrenci olunca.. demek böyle anlaşıyorsunuz siz..
eren-- yok canım.. okulda hiç öyle değillermiş.. tuğrula sor, sen..
tuna-- o ,istisna bir gündü eren.. sonuç önemli..

orhan-- şimdiye kadar hiç bahsetmedim ama yeniden başvuru sınav kağıdı -irem çok gergin,üzgün olmasına rağmen- mükemmelmiş.. varol beyden,duymak da çok güzeldi tabi..

irem-- teşekkür ederim,orhan abi.. evet,ikimiz de bunalmıştık.. adımı doğru yazsam bari dediğimi hatırlıyorum..
 tuna ve galip bey için girdiğim öylesine bir sınav olarak gördüğümden.. 95 puan yeter diyip,erken çıkmıştım.. verilen moral işe yaradı yani..

nedim-- bize geldiğinizde,anlatabilmeyi çok istemiştim de.. tuna bey,sakın karışma dedi..
irem--beni iyi tanıyor..
menekşe-- tuna, çokk çalışkan olduğunu bildiğinden.. şansı kaçırmanı istememiş.. maşallah sende değerlendiriyorsun,işte..

bekir--baksana,tatilde bile faalsin..
irem-- (güldüm) evet..özellikle işimdeki fırsatları,hiç kaçırmam..
çetin-- bekir bey ?bilmem gereken bir konu var mı.. anar niye yanlız bıraktı ki,sizi..

bekir--  ben gidebilirsin dedim.. dil dersini hızlandır.. anlaşamıyoruz henüz.. iremden de.. çekirdek parası aldım,çaktırma..

herkes güldü..

çetin-- ilginç, demek para verdi.. (gülerek) ocak ayı için bir sözünüz vardı,irem hanım.. buraya mı geleceğiz,Adanaya mı..

irem--  kendinize güveninize hayranım,çetin bey.. (gülümsedim) daha iddia gerçekleşmedi ve unutmuş değilim..
benden yana müsterih olun..  her yerde, ağırlayabilirim sizi..
beş ay sonrası için, planlar yapabildiğinize göre..
hani tersi olursa.. biz nereye geleceğiz..mekan değişikliği olacak mı..  yadaa sizin menünüzün çeşitlenip ,bir kadın eli değme ihtimali var mı.. öğrenebilir miyim..

çetin--........................
özcan-- mükemmel bir stratejiydi.. tebrik ederim irem hanım..
irem-- sağolun..

ercan-- acele ettiniz,çetin bey..
eren-- bizim gelin,lafın altında hiç kalmaz..
bekir-- çetin de öğrenmiş oldu..
maruf-- hepimizi avlıyor.. çetin bey de,gafil avlandı..
menekşe--tuğba hanım sanırım.. cevap ,sizden bekleniyor..

tuğba-- (gülerek ) farkındayım da.. konu,iddia nedir bilmiyorum..
maksat menü ve yemeğe yardımsa neden olmasın..
çetin bey,bana sormadığından  cevap veremedi..sanıyorum..

bekir--çok saygılıdır çetin..
sacide-- sormasa da, sözü almış oldu.. uyanık..

çetin--aşkolsun sacide hanım..elbette sevinirim de,şart değil.. yemeğe,profesyonel bir kadın eli de değebilir.. tuğba hanımdan,başka konularda söz almak istediğimden.. bunu sormak, aklıma bile gelmedi..  irem hanım;derin mana ve maksatlı sorusuyla hazırlıksız yakaladı beni..

irem-- söz almak istediğiniz konuyu, sordunuz mu bari..
eren-- pess,korkulur senden..

17 Ağustos 2013 Cumartesi

1939.bölüm..

irem-- oo,hoşgeldiniz.. buyrun buyrun..

çetin bey.. tuğba hanım.. çiğdem ve yusuf bey ..hoşbulduk diyerek içeri girdiler.. yüzler gülüyor..
tokalaşırken,tuna da geldi.. ben hanımları öptüm.. dolaptan,terlik çıkardım..

 tuğba-- (elindeki paketi verirken ) herkes ayakta,gidiliyor sanırım..
yusuf-- öyle gibi..
çetin-- girmeyelim,öyleyse..

irem-- hiç öyle şey olur mu.. evime gelin- damat ve adaylar gelmiş..
kahve içirmeden,kek,çiğ köfte yedirmeden gönderirmiyim.. daha  fiil de çekeceğim..

güldüler..
tuna-- evet..biz gitmiyoruz,buyrun..lütfen..
 çiğdem-- gidileceğini biliyoruz tuna.. bizde yolcu etmek için ,geldik zaten..

bekir-- çetinn..hemen gitmiyoruz,içeri gelinn..

merhaba diyip,tokalaştılar herkesle.. oturuldu.. hal hatır soruldu.. şen şakrak konuşuluyor..

çiğdem-- ziyalar neredeler..
yusuf-- cafer beyler,kevinlar da yok..
orhan-- ben anlatayım.. (özetledi durumu )

çetin-- engel olduk size..
tuna-- estafurullah,ne demek..

irem-- (paketi açıp.. fincan takımı için teşekkür ettim) müsadenizle ben haber vereyim..
çiğdem-- irem,bir kahve içer gideriz.. haber verme.. ayıp olur..biz yabancı mıyız..
irem-- değilsiniz de,onlarda değil.. buradan havaalanına gideriz ,hep birlikte..
(numaraları çevirip, ahizeyi kulağıma tutup açılmasını bekledim )

ozan-- alo..
irem-- merhaba ben irem kara.. ozan bey,nasılsınız..
ozan-- çok teşekkür ederim,siz nasılsınız..
irem-- sağolun,iyiyim.. misafirleriniz var ama.. mehmet yada hakan beyle konuşmak istiyorum mümkünse..
ozan-- tabi.. mehmet bey,bakar mısınız.. irem hanım arıyor..

mehmet-- buyrun,irem hanım..

irem-- (kısaca anlattım )haber vereyim dedim.. lütfen, kusurumuza bakmayın..

mehmet--  ne kusuru,irem hanım.. istesek  de,şartlar denk gelmiyor bazen.. sağlık olsun.. birkaç haberde ben vereyim;
burhanı bırakırken,çiçek hanımla ayrılmaları çok dokundu bize.. sağolsun ziya beyin fıkralarıyla, biraz kendimize geldik..
sonra evi görmeye gittik .. yerine,içine.. yaşayanların samimiyetine, bayıldık.. detayları öğrenince,tahmin ettim.. bu nasıl bir hayır yapmaktır.. hayran oldum doğrusu..
çiçeğin sevincine,coşkusuna duygulandık..bu seferde.. havadan çıkalım diye ,zuhal hanımla ziya bey çalıştılar yine..
(içini çekerek ) hepsi iş yerini ve araçları çok beğendiler.. aramızda kalsın ..kevin da,bayilik düşünüyormuş.. yemekten de,haberim yoktu..  hakan sürpriz yapmış.. serseri , şuleye öyle samimiyetle yenge,hoşgeldin  dedi ki.. mahçup etti,sarhoş gibiyiz.. işte böyle..
ayırım yapmış gibi olduk ya.. gelmenizi ,o nedenle de çok istemiştik..
irem-- sorun değil,biliyoruz mehmet bey.. ziyaya teşekkür ettiğimi söyleyin,o anlar.. hakan bey de,onun gibi aceleciymiş ama güzel olmuş.. rica ediyorum,siz sakin olun..
mekmet-- hah hah hah.. peki.. biz buradan kalkarken,haber veririz size.. havaalanında buluşuruz,uygun mudur..

irem-- (içimi çekerek ) uygundur..sağolun, mehmet bey..  iyi günler..
mehmet--size de, iyi günler.

kapatıp..
irem-- selamı var hepinize.. yemekten haberi yokmuş,ayırım yaptığını düşünmemenizi rica ediyor.. 
as dediler.. 

**********

yeni köfteler sıkıp,ikram ettim onlara da.. ben kahve pişirirken.. 
gönül bulaşıkları yıkadı,güzide hanım duruladı.. menekşe,çayı demledi.. gülderen hanım,tabakları.. zübeyde de,çatal- bıçak kuruluyor..  sacide abla da,fincanları hazırladı sağolsun..  . mutfaktayız hepimiz..
çiğdem tabağını getirince.. 

irem-- (kısık sesle ) hanımlar bu gelin var ya.. bugün,bizleri evine çağırmıştı..  yemek yapıp ,yedirecekmiş.. hepimiz adına kabul etmedim.. 

gönül-- iyi yapmışsın.

menekşe-- hamaratsın anladık da.. 
sacide-- hiç sırası değilmiş,çiğdem hanım.. 
çiğdem-- bir araya gelmemiz kolay olmadığından,istemiştik .. irem aradığıma pişman etti zaten.. 

sacide-- gecede ben pişman oldum..
gülderen-- ama irem hanım,iyi toparladı bence.. 
güzide-- ne oldu ki.. 
irem-- çiğdem,zübeydeye çevirsene.. 
çiğdem-- tamam.. 

irem-- (kısık sesle ) gece burada, hanımlarla konuşuyorduk .. derya rekinin,vahide hanıma çok yalvardığından- isim vermeden -bahsedince..  sacide abla,yanlış anlayıp.. bizi örnek verdiğini sandı.. kızların yanında sorunca,sınırlarımız kalsın diyebildim.. 
çiğdem-- (güldü) kızlar var diye sustun demek.. ama şurada biz bizeyiz.. yanlış anlamadığını,kabul et şimdi.. 

irem-- (fincanlara kahvenin köpüğünü koyarken ..gülerek) yeni gelin,bak.. bana sataşma..acımam.. 
gönül--  çiğdemm, çok sakıncalı bir laf ettin.
menekşe-- bence vazgeç..  
sacide-- geçmesin,geçmesin.. 
irem--ablama, bak senn.. demek ki,bekir ağanın bahçede dolaşması boşuna değilmiş..  

bir kahkaha atmışız ki. o kadar olur.. 

sacide-- allah seni bildiği gibi yapsın, e mi.. 
irem-- amin.. (kahveyi doldurup,tepsiyi elime aldım ) 
hanımlar ellerinize sağlık.. buyrun,kahvemizi içelim.. 

hepimiz çıktık,mutfaktan.. verdim kahvelerini.. 
ben de alıp,oturdum sandalyeye.. 

1938.bölüm..

gönül--  olmaz.. bizbizeydik,tatlı yorgunluk bu..
bu gün işe gitmedim,mesela.. ev temizlenirken..  menekşeyle orhan abiyi.. önce doktoruma götürdüm.. sonrada erenin yanına gittik..
bir mağazayı ben,bir mağazayı menekşe aldı.. teşekkür ederiz,hayatım.. gece,kocalarımız yemek yapacaklar.. bizde seninle tembellik yapıp,dinleneceğiz.. tamam mı..
irem--(gülümsedim) tamam.. hayırlı,uğurlu .. kazancı bereketli olsun..
gönül-- amin.. sağol..
irem--rica ederim..  gel hadi.. çiğköfteyi hazırladım.. ikram edeyim..

odadan çıktık.. salona geldiğimizde..

eren abimle tuna.. çiğköfte ve marulları getirmiş servis yapıyorlardı..
nedim bey ,bira .. orhan abi de kola veriyor isteyenlere..
menekşe tabakları kaldırıyordu..

irem-- (elini tuttum) menekşe sen bırak,lütfen.. beyler,sağolun.. ben verirdim..
eren-- fark eder mi gelin..
tuna-- yapmış ya,hava atıyor..
eren--(bir köfteyi alıp,ağzıma verdi ) tadına bak bakalım..

yiyenler,acı deselerde devam edip..  beğenilerini söylüyorlar..
bekir-- senin sarıçamda yaptığın ve ercan beyin,iş yerinde..yaptığı köftede harikaydı.. bu da,nefis olmuş..
irem--(ben yutunca.. ) hamarat abim,eline sağlık.. çok güzel olmuş.. tuğrul abimin kulağı çınlasın..
abim,ercan bey ve ben afiyet olsun dedik..
(tabakları mutfağa götürürken )
telefon çaldı..

tuna elindeki maşayı bırakıp,açtı... duyuyorum mutfaktan..

tuna-- alo ......... ........... buyrun hakan bey....................... ...........................
......................................................................
................................. ....................................................................
anladım,bir dakika beklerseniz.. söyleyeyim.. orhan abi,dediğimi çevirirmisin..
orhan-- tabi..
tuna-- hakan bey,mehmet beyin kardeşi.. rekinlerin şimdi geldiğini.. hepimizin geleceğini düşünerek ,yemek hazırlattığını ve bizleri de beklediğini söyledi..
gidenler de, bize ayıp olur diyerek masaya oturmuyorlarmış..
orhan abi, çevirince..

özcan--biz size tabiyiz.. kendi adıma aç değilim ama gidebiliriz..
mahmut--yemesek de,gidelim.. havaalanı da yakın oradan..
bekir--  çetini arayayım da, araba göndersin bari..
yavuz-- sığarız,bekir bey.. midibüs var..
maruf-- tuna,oturup yesinler..asıl o, ayıp olur..  geleceğimizi söyle.. adresi al..
benim evden alacaklarım var.. gelirim,oraya..

tuna-- hakan bey, hiç birimiz aç değiliz ama sizi kırmak istemedik.. misafirlerinizle siz,yemeğinizi yiyin..  bizde,gelince  çayınızı içeriz.. ................................................... görüşürüz..

maruf-- tuna,adres.. yazmadın ..
tuna-- bildiğim için,almadım maruf.. yazacağım şimdi..
yavuz-- öyleyse kalkalım,ancak gideriz.. herşey için teşekkür ederiz..
irem-- rica ederiz,yavuz bey..

herkes ayağa kalkmıştı kapı zili çaldığında..
ben açtım..

irem-- oo, hoşgeldiniz.. buyrun buyrun..

1937.bölüm..


eren-- gençler nerede.. ziyalarda yok..
tuna mügeyi kucağından indirdi.. abime açıklama yapıyor..
bücür  yanıma gelip,elimi tuttu.. sağa sola da,sallanıyor..tunaya baktım,"sen mi gönderdin.." dercesine..

tuna-- yok,o istedi..
irem-- (mügeyi kucağıma alıp,sarıldım.. öptüm,tombul yanaklarını..
sarı ipek saçlarını okşayıp.. dizlerime oturttum ) nasılsın,mügeciğim..
müge-- iyiyimm.. bana pasta vermedinn.
irem-- (kucağıma alıp, kalktım ayağa )çok özür dilerim,mügeciğim.. iyi ki hatırlattın.. beraber getirelim,olur mu..

bilmiş bilmiş başını salladı..
irem-- (büyüklere dönüp) bize müsade..
gönül-- irem,karnı tok.. çok verme,ziyan olur..
irem-- tamam..

 tabaklara yaş pastaları koydum.. mügeye değişik geldi mutfak.. hem yiyor, hem de.. herşeyi soruyor..
irem-- bunları verip,geleceğim.. sakın sandalyeden inmeye kalkma..
düşebilirsin.. anladın mı..
müge-- anladım..
.

tepsiyle getirdim,tabakları.. eren abimlere ikram edip.. aceleyle
mutfağa döndüm.. kıpırdamamış bile.. ılık meyve suyu da verdim çocuğa..
onunla konuşa konuşa ..çiğ köfteyi servis tabağına sıkarak tepeleme doldurdum..ellerimi yıkayıp.. kalanın üstünü kapadım..

marulları da ayrı tabağa aldım.. limon kestim.. maşa,tabak çatal..hazırladım..
müge-- doydum..
irem-- dökmeden,çok güzel yedin.. aferin sana.. ağzını da,silelimm..
müge-- eline sağlık..
irem-- hiii,kuzum benim.. afiyet olsun.. inecek misin..
müge-- evet..

irem-- (kucağıma alıp,salona götürdüm .. konuşuyorlardı) gönüll,maşallah.. gayet güzel yedi,bitirdi..ve eline sağlık dedi..
gönül-- aferin kızıma..
irem-- boya kalemleri ve resim defteri vereceğim bende.. içeride,boyama yapacak annesi..
gönül-- tamam..(kalktı) bende oyuncaklarını getireyim..

ikimiz odaya girdik.. gönül  halıya ince örtüsünü yaydı.. düzenlemeyi yaparken.. bende boya kalemlerini ve defteri verdim..  müge çizmeye başladı hemen..

gönül-- bülentler aradılar.. size ulaşamamışlar.. hepsi iyilermiş,rahat gitmişler..
hastanenin müdürü,karşılamış havaalanında.. çok  ilgilenmişler..
ev,eşyalar çok güzelmiş.. giysileri yerleştiriyorlarmış..
bebekler için önerdiğimiz anne-kızla iyi anlaşmışlar..  bülent ,bir hizmetçi.. bir de.. yelizin dinlenmesi için.. ahçı istemiş gittiğinde.. onlar da,iş başı yapmışlar.. " iyi ki,beni razı etmiş..iremi öp benim için.. sevdiğimi söyle" dedi.. (öptü yanaklarımı) merak etmeyecekmişsin..

irem--( gülümsedim.. ) haberi getiren, gönderen sağolsun..
gönül-- sende sağol.. siz iyisiniz değil mi..
irem-- iyiyiz canım.. eren abi ,ısrar etti de.. sende günlerdir misafir ağırladın,yorgunsun.. bende yorgunum.. gelmesek olmaz mı, gönül..

gönül--  olmaz.. biz bizeydik,tatlı yorgunluk bu..

1936.bölüm..

irem-- niye geciktiniz..
menekşe--(gülerek)  sana yemek yaptık,gelin hanım..
irem-- kıyamam , çalıştırdılar mı seni..
menekşe-- hiç sorma,çok yoruldum..

eren-- ne yapalım.. tunadan fayda yok,bari bizde yesin dedim..
gönül--(kocaman saklama kabını uzattı ) boğazımızdan geçmedi,elticiğim.. eren yaptı,tadına bakın diye getirdik ..

irem-- (aldım ve üstündeki kapağı aralayıp baktım .. sıkılmamış herkese yetecek kadar.. çiğköfte ve marul var..) zahmet etmişsin,abim.. hepiniz sağolun.. daa.. tunadan fayda yok deme.. yedirmeye uğraşıyor, garibim..

tuna-- duydun mu,eren bey..
eren-- duydum da,görünen irem.. kılavuz istemiyor oğlum.. beline baksana kopacak sanki..
irem-- abii, ben memnunum.. sen halamın gazına gelme, rica ederim..
gönül-- daha hurma dalını söylememişti ama anladın..

tuna--eren--orhan-- menekşe-- irem-- hah hah hah..

salona girdiler,tokalaşıp oturdular onlarda.. hal hatır sorulurken..
mutfaktan çerezleri getirip.. verdim herkese.. müge tunanın kucağında.. bıcır bıcır konuşuyor..

tuna-- (ayakta daha ) müge,müsade eder misin.. (sustu çocuk )
irem-- hevesini kırma tuna.. muafsın,ben sorarım..
tuna--(oturdu )iyi.. müge devam et..
güldük hallerine..

 irem-- ne ikram edeyim size..  soğuk içecek çeşitlerimiz mevcut.. isterseniz,çay kahve de yapabilirim.. yaş pastamızda var..
menekşe-- bugün güzel ve özel bir gün.. üç bira,bir soda yakışır irem.. yaş pastanında tadına bakarız..

irem-- hımm.. (servis masasına gittim,açıp bardaklara doldururken)
her günümüz,güzel olsun.. hayırdır,ne oldu..
eren-- kızları namına,yatırım yapıp.. mağaza aldılar da..

irem-- ay öyle mii.. çok sevindim,hayırlı uğurlu olsun..  kızın olacak denilmişti sanki..
menekşe-- evet,yıldız teyzen demişti..
herkes tebrik etti..
bende içeceklerini verdim.. menekşe,birayı orhan abinin önüne koydu..

tuna-- orhan abi,neyin var..
orhan-- şoktayım,tuna..
tuna-- menekşe,bira verdi diye mi..
orhan-- (önündeki bardağa baktı.. farkında değilmiş.. )menekşee.. iç mi diyorsun..
menekşe-- evet..  şok geçiriyorsun ya,iyi gelir dedim..
orhan-- (alıp,eren abiye verdi ) bu yetmez,devamı gelir.. en iyisi,hiç içmemek..  ben kızımı gördüm,tuna.. bana göz kırptı ,yemin ederim..
tuna--ne mutlu sana.. şükür et, iyi ki.. babaaa dememiş..

 fıkrayı da hatırlattığından.. kahkahamız evi,çınlattı ..


1935.bölüm..

gülderen-- nedimin dediği ,birden anlam kazandı..
biliyorum sevmezsiniz de.. gerçekten tebrik ediyorum, sizi..

tuna-- sağolun..beni,mahçup ediyorsunuz..  çiçek,meslek sahibi olduğunda.. birbirimizi tebrik ederiz.. inşallah..
inşallah dediler..

yavuz-- peki,vakıf kimin.. kurucusunu tanımak isterdim..

bekir-- kısaca tunayla,irem.. ama bunu da,bilmeyin.. gizli kalmak,istiyorlar..
yavuz-- anlaşıldı.. unuttum..

tuna-- sağolun.. mahmut bey,fabrikanızın yanındaki arazi kimin biliyor musunuz.... fuar alanı için.. ulaşım ve genişlik anlamında ,orası çok uygun bence..
mahmut-- haklısınız..tek parsel ve çorak arazi oluşu da cazip..
 bakir çevreyi de canlandırır..  fabrikayı devir alırken,öylesine sordum da.. tapuda  kimin olduğu gizlenmişti.. ama dönünce ömer beyden,öğrenirim ..

bekir-- ben kimin olduğunu biliyorum.. satmaz da..  çekirdek parasına kullanmanıza izin verebilir.. belkii..

irem-- belki yok,kesinleştirelim hemen.. ( çabucak ayağa kalktım..cebimden o zamanın en küçük kağıt parasını çıkarıp.. bekir beyin,avucuna koyup.. parmaklarını kapadım )  senin canın sağolsun..  çekirdek istiyorsun madem..al da,sacide ablayla paylaşın.. bonkör günüme denk geldin, hadi yine iyisin..

nasıl gülüyorlar,bayıldılar..
ercan-- bu, yüzde birden de iyiydi.. bravo doğrusu..
irem-- sağolun.. (oturup,arkama yaslandım )
bekir-- dedenin,torunusun yeminle..(parayı gösteriyor)bu ne kız, insan vermeye utanır.. bir kilo çekirdek bile alınmaz buna..

irem-- amcacığım,kalp sağlığını düşünüyorum ben..bir kilo çok ,yememen lazım..
.. az veren candan,çok veren maldan verirmiş derler.. demedin mi..
hem ne utanacakmışım ki,üstadım.. dedemi,inkar da etmiyorum.. genlerimde varsa.. ben ne yapayım..
kiminin parasıı,kiminin duası.. sen, her ikisini de aldın.. daha ne istiyorsun..

bekir-- kek,sütlaç.. künefe..

irem-- ya sabır.. (döndüm )  maruff,birde pastane fırını inşaa etmeni istiyorum.. ben,işi gücü bırakıp.. bekir ağayla ,sana çalışacağım..
maruf-- sahi mii.. yaşasınnn..
irem-- aa,inandıı.. saf mı ne..

kahkahayı,anlatamam size..

**************

pasta tabaklarını,boş bardakları götürdüm.. çerezleri kaselere paylaştırırken.. abimler geldiler..
tuna içeri buyur ediyor.. gittim yanlarına..

irem-- hoşgeldiniz.. (mügeyi de getirmişler,tunanın kucağına gitmiş bile.. öptüm onu )

hoşbulduk dediler.. onları da öptüm.. terlik verdim.. ceketlerini asıyorlar..

14 Ağustos 2013 Çarşamba

1934.bölüm..

yiyenler çok beğendi de,maruf kendinden geçti.. transta sanki..

zübeyde-- irem,maruftan ne isteyeceksin..
irem-- önerin mi var..
zübeyde-- yok,merak ettim..
maruf-- somut ve kalıcı birşey olsun.. meselaa,bir kek anıtı..

hepimiz güldük..
irem-- yeri  ayarlarsam..senden,Adanaya ..bir fuar alanı yapmanı istiyorum maruf.. açık kapalı alanlarda.. sektörlere yönelik,herkes malını tanıtıp.. bağlantı yapar..ticari hacmin artmasına da ,katkıda bulunuruz.. diye düşündüm.

maruf-- olurr,iyi de para kazanırsın..

irem-- amaç elbette para kazanmak ama bunu,kendi adıma istemiyorum..  gelirin,adresi belli.. vakfa aktarılacak..
 sen,kalıcı bir iş yapmış olacaksın, herkes de faydalanacak..

maruf-- tamamm.. çok iyi düşündün.. yeri göster,gerisine karışma..

irem-- sağol.. haber veririm sana.. nedim bey,vakıf çalıştırabilir mi..
nedim-- olabilir..
tuna-- saliha hanımın işi çok.. ağır gelir,kadına..
hatta sende işletmeyi  üstlenme.. yıllık kiralar,geliri bağışlarsın.. başın ağrımaz.. zamanın olmayacak bildiğin gibi..
irem-- doğru ,unuttum ben..

bekir-- ikiniz de,akıllısınız.. ne diyeyim.. fikir mükemmeldi..
mahmut-- bence de..Adanadaki  en büyük eksiklik..teşhir alanının olmayışıydı..
irem-- sağolun..

yavuz-- ne vakfı,tuna bey.. yöneticiyi tanıyorsunuz anladığım kadarıyla..
tuna-- evet ,yavuz bey.. umut eğitim vakfını..
elimizden geldiğince,bağışlarla desteklemeye çalışıyoruz.. imkanı olmayan yada başarılı gençlere burs,yurt..   gibi hizmetlerin yanısıra..
kampüsteki tüm öğrenciler ve çevre halkına.. cüzi miktarlarla yemekhanesinden faydalandırıyor..

yavuz-- anladım.. burada vakfın yurdu olmadığı için..
çiçek hanıma kalacak yer lazım.. bu yıl..misafirhanede kalabilir ama kardeşleri gelince rahat edemezler..

tuna--(gülerek ) çok düşüncelisiniz,yavuz bey.. sağolun..
vakfın yurdu yok da.. hayatını kolaylaştıracak düzenlemeler yapıldı, kalacak yeri var artık..  ona da dün gece..mülk sabinin ricasıyla,ben ilgileniyorum diyerek  adresi ve anahtarı verdim..

güzide-- kira,sormuştur çiçek.. nasıl inandırdınız..

irem-- çömezim dediğim konu buydu,işte..tabi sordu da.. tuna öyle ince düşünüp,planlamış  ki.. itiraz edeceği, kuşku duyacağı.. hiç açık yoktu..
  yardımcılarıyla- masal gibi..- parasız işleyen.. ; dairesi,eşyalı.. iki seçenekli ..part time ,sigortalı iş imkanı veren..  bir düzen kurmuş..
gençlerle beraberken.. gayet ciddi anlatıp..aklına takılan başka şey var mı çiçek dediğinde..  kimse ağzını açamadı.. sorulabilecekler,cevaplanmıştı yani.... burada tunanın öğrenciyken kaldığı evi olduğunu bilmesem, ben bile inanırdım..

tuna-- sağolsun irem anlattı da..  direk ilgili olduğumdan, haberi yok.. rica ediyorum bilmesin.. müdahale ettiğimi düşünmemesi lazım..    ana hatlarıyla,güvenli  yaşayabileceği .. şartları sağladım..
ama evde kalanlarla,anlaşamayabilir.. okul uzak gelebilir..  iş ona göre değildir vs..
 kartvizitinizi verdiğinizde,bu yüzden yeri ve işi  var dememiştim.. kendisi hür iradesiyle seçsin ,bana kesinlikle minnet duymasın istiyorum..

yavuz-- hayran oldum,tuna bey.. çok müthiş birşey yapıyorsunuz..

1933.bölüm..

maruf geldi,pasta gerçek mi diye.. çatalı batırıyor..

sacide-- maket sandı..
gülderen-- gerçek olduğuna ben bile inanamadım ki.. hep bizimle beraberdi..
güzide-- maharetli canım.. maruf bey,boşuna beklemiyormuş..

nedim-- bekir beye sürpriz yaptığını ,hatırlıyorum bende.. öylede,zor bir gündü ki.. her dakikasına şahit olmuştum..
mahmut-- halay bile çekmiştik,değil mi..
bekir-- evet.. eli de,dili de çalışıyor maşallah..

özcan-- ercanın çiğ köftesini,irem hanımın söylediği şarkıyla .. mutfakta oynadığımızı unutamıyorum bende..
abdullah-- neden,bana haber vermediniz özcan bey..

özcan-- öyle bir ortamla karşılaşacağımızı ,bilmiyorduk ki..
tuna-- iremin yanında,her an herşey olabiliyor.. özcan bey..

mr.smith-- bende Mersindeki,samimi eğlenceyi.. yardımlaşmayı..  yönetimi.. yemeği .. ev sahipliğinizi çok beğenmiştim..

yavuz-- abdullah bey,biz garip kaldık..

irem-- hepinize teşekkür ediyorum.. zaman,mekan ve eğlence.. sizlerle güzeldi.. dostlar ziyaretime gelip,samimiyetle mutfakta çalışıyorlarsa.. şarkıda,söylerim.. halay da çekerim..
o zamanki amacım,yasemini mutlu etmekti.. bizlerde olduk..  
 yavuz bey,abdullah bey.. başımla beraber.. ağırlamaktan,memnun olurum..buyrun gelin..

yavuz-- inşallah..

bardaklara ben kola,tunada bira dolduruyor..
maruf-- sen.. sen ne zaman yaptın ki.. on dakikada oluyor mu bu..

irem-- daha neler,maruf..  misafirlerime ikram etme amacıyla.. siz çiçek temini için gittiğinizde,yapıp fırına koymuştum.. turgutla konuşurken de,kremayı pişirdim..  süslemesi on dakika sürdü...
hayal kırıklığına uğramayıp,geldiğine pişman olmadığını umuyorum.. kandırmış mıyım,seni..

maruf-- (güldü )hayırr..  kesinlikle olmadım da,birde tadına baksam..
irem-- (bıçağı verdim eline.. ) tabak,çatal ..bıçak,spatula.. aşağıda.. istediğin gibi kes ve ikram et.. sana bıraktım,şeyh hazretleri..
( peçeteleri,kolaları  verdim.. tuna da biraları veriyor..  boşalan fincanları tepsiye alıp.. masaya bıraktıktan sonra.. oturup,sigaramı yaktım..kahvemi aldım )

maruf-- (ince dilimler halinde kesip.. veriyor,tek tek.. bana bakıp )sen istemezsin değil mi..

irem--(güldüm )  istemem..
tuna-- bana biraz cömert bir dilim kesebilirsen,yer maruf..
maruf-- ama istemiyormuş.. zorlamasana..
tuna-- bir daha düşün istersen..
maruf-- dostumm.. tabi ki,veririm sana..

güldük haline..

işi bitince ..ben fincanları ve keki mutfağa götürdüm.. buzdolabına yerleştirdim..

1932.bölüm..

maruf-- beni kandırdın yani.. hem sabah bize o kadar laf söyledin..
tuna da,bahçeden çiçek koparıp.. getirmedi işte..

tuna-- maruff,zorlama bir jestle de olsa.. bir şey yapmışsın.. hala niye konuşuyorsun ki.. anladılar, değeri kaldı mı onun..

irem--( gülerek )bak sana tunanın demek istediğini söylüyorum ;
"siz,iremin söylediğini..  hak ettiğiniz için duydunuz..
 çiçek ;değer vermenin minik bir göstergesi de..sembol ve olmazsa olmaz değil..
bize çiçek şart olmamasına rağmen..nasıl verdiğimi sende gördün,üstelik..
aynı bizde olduğu gibi.. farklı şekillerde de ,kendini ifade edebilirsin..  " anladın mı..
maruf-- anladım ama beraberdik.. jest falan görmedik,henüz..

irem--sen , göremezsin ki..  mesela,bana yazdığı notu buldum az önce..  gökten çiçek yağdırsa, bu kadar sevinmez.. değerli olduğumu hissetmezdim.. bundan güzel jest olabilir mi..

maruf-- bilmem.. ne yazdığını duysak,belki fikrimiz olur du..
tuna-- hiç şansın yok,maruf..
bekir-- sacidem,sen sor.. benden, yüzde ister yine.. dondurma alırım de.. yaza unutur nasılsa..

kahkahayla güldük..
ben mutfağa giderken.. tuna da.. ne içersiniz diye soruyordu erkeklere..
biraz sonra mutfağa geldiğinde de.. yaş pastayı gördü tabi..
servis masasına almama yardım etti..

tuna-- muhteşem olmuş,kremasından ayırmışsındır umarım..
irem--(gülerek ) sağol..  bıyıklar için ayırdım,merak etme..
tuna-- ( fısıltıyla) sende daha iyi duruyordu..
irem-- (öpücük attım) bende deneyeyim diyorum..

bardakları, pasta tabaklarını ..
içki,bira,kola.. meyve sularını da yerleştirdik.. tuna buz çıkarırken..
bende cezveleri hazırlayıp ocağa koydum..
tepsiye filcanları sıralıyorum..

irem-- keşke marufun fotoğrafını çekebilseydik.. görünce,şok olacak..
tuna-- tamamm.. ben makinayı getireyim.. masayla gelince,resmi çekerim..
irem-- olurr..  ve.. çok teşekkür ederim..
tuna-- rica ederim de..  teşekkürü sonraya bırak,bence.. kremalı yaparız..
irem-- (güldüm ) tamam..

********
beş dakika sonra,kahveleri ikram ediyordum.. tuna da,sigara verdi..
yaktı..  sonra makinayı eline aldı.. marufun karşısına geçip.. ayarladı..

maruf-- ne yapıyorsun,tuna.. içki getirecektin,sen..
tuna-- iki dakika bekle.. irem hadi..

ben mutfağa gidip.. servis masasını iterek ,salona getirdim..

irem-- maruff.. sürprizzz..
maruf-- aaaa..
tuna-- hah hah hah..  bu kadar güzel pozun yoktur ,maruf.. ağzın açık ,çıktı..
bekir-- zıplamasınn,çekemiyorumm..

kahkahayı duymanızı isterdim..
mr.smith-- bu çok güzel oldu,irem hanım..
irem-- teşekkür ederim,mr.smith..

1931.bölüm..

kalktık, hep beraber..
maruf,bahçesini ve deniz kenarını göstermek istedi.. peki dediler..

irem-- tuna anahtarı alayım.. siz gelirsiniz..
tuna-- (verirken )söz ver..
irem--(aldım ) ne sözü..
tuna-- anladın beni..

bekir-- sende abarttın tuna.. kız evine gidiyor,neyin sözünü istiyorsun ki..
irem-- (gülümsedim ) telefonla birisini arayacağımdan endişe ediyor,bekir bey..  ve beni çok iyi tanıyor.. düşünmedim değil.. ama aramayacağım.. işim var..
tuna-- sen söz ver.. hani telefon karşıdan da gelebilir ,değil mi..

hepsi gülerken..
irem-- (gözüne bakıp,fısıltıyla) vermiyorum..güvenmiyorsan,gelirsin..
hadi by.. gecikmeyinn..


*************

bahçeden girdiğimde,dursun efendiye ..
irem-- ..kola,meyve suyu ve bira istiyorum ..misafirler gelecek dursun efendi.. (cebimden para çıkarırken )
dursun-- olur da,beyim de aldırmıştı.. siz gidince,getirdiğim için görmediniz.. hıı,kahve de aldım..
irem-- (gülümsedim ) anladım,sağol..
dursun-- sizde sağolun..

eve girdim,mis gibi kokuyor .. hırkamı asarken..terlikler de dolaba konulmuş dedim ama..oyalanmadan.. kapıyı pencereyi açtım,hemen.. toz alıp, paspasla sileceğim yerleri.. kurur dedim..
balkonun zemininde, biraz ıslaklık var.. niyeyse..
kilerden üstteki katlı toz bezini aldım.. altından bir kağıt düştü..

"aşkımm.. yorulma diye.. toz alıp,paspasla alt katı iki su sildim.. (balkonlar dahil.. )banyodaki havluları değiştirdim.. ........................ bende seni seviyorum.. " tarihi ,saati yazmış birde..

gülümseyerek,kağıdı cebime koydum.. toz bezini bırakıp,mutfağa
gittim.. keki masaya alıp, üstüne temiz mutfak bezini örtmüş,hamaratım.. ..
dolaptan kremayı ,cevizi ve bademi çıkardım.. kolalar ve biralar istif
edilmiş tabi...

fırın tepsisi ebadında, .. harika kabarmış keki..üç kata ayırıp..  krema,muz ceviz ve bademle buluşturdum.. çikolata ve meyve sosuyla son dokunuşlarımı yapıp,eserime baktım..
irem-- evett.. tamam..

malzemeleri kaldırıp,bıçak,spatula yıkarken.. kapı zili çaldı..
elimde havluyla,koşup açtım..

irem-- buyrunn.. hoşgeldiniz..
yavuz-- (gülümseyerek ) hoşbulduk.. elimiz boş geldik ama..
irem-- siz en güzel hediyeyi verdiniz, daha ne isterim ki...
yavuz-- sağolun..

tuna da girdi..  terlik verdi erkeklere.. bende tokalaşıp,salona buyrun dedim..
güzide hanım,sacide abla ve zübeydeye de ben terlik verdim..
nihayet herkesi salona aldık.. oturuldu..

güzide-- güle güle oturun,çok güzelmiş eviniz..
irem-- teşekkür ederim,güzide hanım..
diğerleri de,aynı dilekleri söylerlerken..

bekir-- evet,çok güzelmiş.. duydum ki,rekin de burada ev almak istiyormuş..
irem-- satılık evin var ve önermemi istiyorsun..bildim mi ..
bekir-- bildin.. çetine,mehmet beye sormuş..
irem-- sen hesaba havale çıkar.. ben gerekeni yaparım, bekir ağa..
insaflı olursan, alabilirim bile..
ama ihtiyacın varsa ve acilse dediklerimi unut.. söylemen yeter..

mahmut-- bana da,söyleyebilirsiniz bekir bey..
tuna-- bana da..
bekir-- sağolun,biliyorum.. benim ihtiyacım yok da.. necati,bir işe giriyor.. atıl dursun diyorum..
maruf-- tuna,hayal kırıklığı yaşıyorum ben.. konuşmaları da çevirmiyorsun..

tuna-- maruf merak etti,çevireyim mi bekir ağa.. çok acilse,o da alabilir..
irem-- evet alırda.. fiyatı ve rekine uygun mu onu duyayım önce..
bekir-- köşkün,deniz kıyısında olduğunu düşün.. iç dekorasyon da ona göre tabi.. bana gösterdiğin rakam kadar,istiyorum..

irem-- anladım.. tuna ,rekine göre bir evi varmış diye çevir.. (kalktım)
bende kahve yapayım.. nasıl arzu edersiniz kahvelerinizi..

az,orta diye söylerlerken.. tuna da çevirdi marufa..

maruf-- pişman olacağım şey, nerede irem.. ben kahve içmem,demiştim..

irem-- ya sabır.. tuna sana sert bir içki verir,maruf..
maruf-- beni kandırdın yani.. hem sabah bize o kadar laf söyledin..
tuna da,bahçeden çiçek koparıp.. getirmedi işte..

1930.bölüm..

maruf-- (gülerek ) meselaa...kek gibi bir yiyecek teklif etsen.. daveti cazipleştirsen,gelirdik de.. rahatımızı bozma şimdi..

mr.smith--  maruf bey,daha önce..üstelik hiç olmayacak bir zamanda  yapmıştı da.. hepimiz çok şaşırmıştık diye hatırlıyorum..

maruf-- evett,bende onun için bekliyorum ya.. çok becerikli.. yine
bir sürpriz yapsa, fena mı olurdu..
zübeyde-- hep birlikteydik,zamanı yoktu ki..

sacide-- ne istiyor,irem..
irem-- kek..
mahmut-- ramazanda da,yemişti halbuki..
irem-- daha kaç kere yaptım,mahmut bey.. ama hala istiyor..

bekir-- çekirdek parası vermiştim ya.. birazına da kek al da,avunsun garibim..

irem--(gülerek )  sende;  yüzde yirmi beş verdin sanki.. iki buçuk lira..hangi birisine yetecek ki.. kek alayım..
bekir-- beğenmediysen,geri ver..az veren candan,çok veren maldan derler..  (güldü ) aman çetin ,yüzdeyi duymasın.. kalp krizi geçirir..

irem-- cebinde akrep var ya.. karşılıksız elini cebine attığın, ilk para o..  hayatta vermem,saklayacağım .. hem krizi ,sen geçirme de.. tuğba hanım varken,çetin bey atlatır..
bekir-- sen var yaa.. çok tehlikelisin..  bir geldin,çetinin gözü açıldı.. evlenmeyi düşünebilirmiş.. birde o çıktı başıma..

irem-- (gülümseyerek ) kısmet bekir bey.. karşılaştıklarında,gözü açıkmış ki.. gördü.. ben birşey yapmadım ..
bekir-- ben öyle duymadım.. kenan ağanın anlatışını bir görseydin ,sen.. fiil çekimi yaptı dedi..

güzide-- yöntemleri geliştiriyor, demek ki..
gülderen-- eski yöntemleri de etkiliydi ama..
tuna-- hiç sormayın,devamlı yeniliyor kendisini.. fiil çekiminden faydalanınca,ben bile şok oldum..

ben dahil ,herkes kahkahayla güldü..

irem--  maruf; gidiyoruz.. son pişmanlık fayda etmez.. geliyor musun..
maruf-- (tunaya bakıp) niye pişman olacağım ki..
tuna-- gelirsen.. görürsün..
maruf-- (gülerek ) ama ben kahve değil.. daha sert birşey içerim..
hayal kırıklığına dayanmamı kolaylaştırır..

irem-- hah hah hah.. maruf,diyelim ki.. hayal kırıklığına uğramadın..
ne olacak..
maruf-- seç ,ne istersen yaparım.. limitsiz..
irem-- pekii,herkes şahit.. isterim bir ara..
maruf-- yok,kesinleştirelim.. ne istediğini bilmeliyim..
irem-- önce hayalin gerçekleşecek mi,bakalım da.. konuşuruz..

*********

13 Ağustos 2013 Salı

1929.bölüm..

nedim-- irem hanım,yaptırımı olmasa dahi..  kefil olurum demenize,  razı değilim..
tuna-- doğru.. illa kefillik istiyorsanız,ben olurum yavuz bey..
nedim-- hayır hayır..  en azından,ben hala avukatınızken.. siz de olamazsınız..

yavuz-- nedim bey,sizi anlıyorum da.. buradaki kefillik ,sözlü ve güvene dayalı..yüzünüzü kara çıkarmaz dediler..  baksanıza irem hanım,güzide hanıma mani oldu..  ne mutlu ki,çiçek hanıma öğretmeni de kefil oluyor.. sakin olun rica ederim.. avukatlık bir durum yok.. sohbet ediyoruz..

irem-- evet nedim bey,rahat olun...başka bir konuda, bana haber vermemenizi konuşacağız daha..   enerjinizi harcamayın..
tuna--hah hah hah.. çok uyanıksın..

nedim-- (tunaya baktı,önce )sohbette olsa.. kefillik kelimesinin, yetkili ağızlardan çıkması..çok tehlikeli olabilir,yavuz bey....
özellikle irem hanımı,  uyarmakla yükümlüyüm..  ama o devamlı şaşırtıyor beni..  (bana bakıp)   haber vermedim değil,veremedim ve masumum..söze girmedim.. bakmadım bile.. tuna beyden de, duymadığınız belli.. nereden anladınız..

irem-- gözlerini kaçırdığın için,gizli bir iş yaptığını anlayıp..tahmin ettim..

tuna-- bir dakika; nedeni benim.. sürpriz diyip, rica ettiğim için.. söylemedi.. işlerinle alakalı olmayan,bu özel duruma.. ikili ilişkileriyle katkıda bulundu..

irem-- onu da,tahmin edip bağlantıyı kurdum canım..yoksa,sakin olmazdım.. başkaları da yardımcı oldu, değil mi..
tuna-- evet ,oldular..

yavuz bey,özcan ..ercan ve abdullah beyle konuştuktan sonra.. cebinden kartvizitini çıkarıp, bana uzattı.. aldım..

yavuz-- çiçek hanım,ne zaman uygun olursa.. yanıma gelsin..
kalacağı yer belli olup,taşınmış olsaydı.. ilk etapta..yabancı filmlere dublaj yapmasını yada çeviriye yardımcı olmasını isteyecektim..
okul açılıncaya kadar.. para kazanır diye düşünmüştüm ama... neyse.. başka bir iş buluruz..

nedim-- (gülerek ) kader ;insanlara .. çektiği sıkıntıları unutturacak yada nefes aldıracak sürprizler hazırlıyor..çeşitli vesilelerle..
 birisiyle tanışıyorsun.. hayatın değişiyor.. nasıl ince bir düzendir,akıl sır ermiyor..

gülderen-- doğru da, söyleme amacını anlayamadım nedim..

tuna-- iremin gizli, benim sürpriz dediğim konuyla ilgili konuşuyor nedim bey..  ama niye,bende onu anlamıyorum..
irem-- ve kader her zaman,herkese ..sürprizler konusunda, insaflı davranmıyor.. nedim bey.. dikkatinizi çekerim..
nedim-- (gülümsedi ) mesajı aldım, konuyu kapadım..
bekir-- ne oldu şimdi.. siz nedim beyi, tehdit mi ettiniz.. 
irem-- yok canımm..

tuna-- yavuz bey.. çiçek Adanada ,bir dershanede çalışıyormuş..  
yükümlülüğü nedir,bilmiyorum.. kartvizitiniz ve teklifinizi ileteceğiz. şartlarını gözönüne alıp.. o sizi, arar.. teşekkür ederiz.. 
yavuz-- rica ederim.. 

irem-- zübeyde,maruf.. teşekkür ederiz.. herşey harikaydı.. şimdi hep birlikte bize gidip,kahve içelim diyorum..

diğerleri de teşekkür ettiler.. rica ederiz diyorlar onlarda.. 

zübeyde-- irem,kahveyi de burada içeriz.. gitmeyelim.. 
irem-- gidelim,canım.. gece söylemiştim ya.. abimlerde gelirler,şimdi..

maruf-- (gülerek ) meselaa...kek gibi bir yiyecek teklif etsen.. daveti cazipleştirsen,gelirdik de.. rahatımızı bozma şimdi.. 

1928.bölüm..

 tunayla oturduk yerimize..
bekir-sacide ,nedim-gülderen ,güzide- mahmut .. maruf-zübeyde.. biz.. mr.smith,özcan,ercan,yavuz ve abdullah bey kaldık..

sessiziz.. hava bulutlandı ve rüzgar esiyor.. tuna sigara verdi.. yaktı..
masa temizleniyor,bir yandan da.. yeni servis ve meyveler getiriliyor..
zübeyde ve maruf buyrun dediler.. tabaklarına alıyor ,herkes..

nedim beyin, birşeylerden haberi varmış gibi ..bana hiç bakmamaya çalışması dikkatimi çekti de..

güzide-- tuna bey dün gece ,çiçeğin burada okuyacağı geldi kulağıma.. doğru mu..
tuna-- doğru.. yatay geçiş sınavına girmişti..  orhan abiden duyduğuma göre de, kazanmış.. ama onun haberi yok, henüz..

mahmut-- Adanada bunaldığından dolayı mı,burhan burada diye mi.. geliyor.. malum burada,yaşamak çok zor.. kalacak yer ve iş lazım..

tuna-- bunaldığı aşikar da,nedeni başka.. .. burhandan da, haberdar değildi,mahmut bey..  amacı,gelecek yıl kardeşleri üniversiteyi kazandığında.. onları kanatları altına almak için..önceden gelmekmiş.
bizde zoru,  elimizden geldiğince kolaylaştırmaya çalışıyoruz.. tabi,ona belli etmeden..

özcan-- güzide hanım,sınava girecek değil mi..
güzide-- son konuştuğumuzda gireceğim demişti,özcan bey..
yavuz-- kazanır mı,peki.

güzide-- çiçek çok iyi ve dürüst bir kız.. azimli,yetenekli.. verileni
alıyor.. destekçileri sayesinde,çok aşama kaydetti..
iki ay önce sorsanız,kazanması muhtemel derdim.. şimdi emin değilim..  fakat kesinlikle şans verilmesi gereken,bir genç..
bu yıl kazanamasa da.. gelecekte olabilir..

yavuz-- kefil olursanız,şans veririm..

irem-- bir dakika güzide hanım.. yavuz bey,araya giriyorum ama..
genel bir bilgi vermek istiyorum..  çiçek çok naif.. hep imkansızlıklar içindeymiş.. kötü bir baba figürü var ama annesi çalışkan ve dirayetli bir kadın.. çocuklarına destek..
sekiz kardeşler,en büyükleri de o.. çok bağlılar birbirlerine ve hepsi de müthiş zeki.. öğrenmeye açlar.. çiçek lisede hiç ingilizce dersi görmemiş,alfabeyi bile bilmiyordu  ama.. hazırlık sınıfını birincilikle bitirdi.. ..tabi öğretmenlerinin hakkını yemek olmaz da,durum bu..
 burhan da,dürüst.. güvenilir, sağlam bir delikanlı.. birbirlerine aşık olup, nişanlandılar ..  ama incir çekirdeğini doldurmayacak, bir nedenden de ayrıldılar..
bunlar kısa zamanda yaşandı ve ikisini de çok yıprattı.. bizde çok üzüldük.. .. burhan tayin istedi,Edirneye gitti.. çiçek de,kendisini ailesine .. okumaya ve çalışmaya adadı...
burhanın burada olduğunu bile, bilmiyorduk..  tesadüfler sonucunda, buluştular yani..  hala yüzükleri parmaklarında,hala deli divaneler ama kader,kavuşturmuyor.. zaman gerekiyor belki de..

anlatmamın sebebine gelirsek.. kendisi ve kardeşleri okurken.. sorumluluğunun artacağı.. burhanın da aklını karıştıracağı,çok açık..
 beklentim ..çiçeğin ,ancak üç yıl sonra sınavınızı kazanabileceği yönünde..
 sizin nasıl bir  şans verebileceğinizi, bilmemekle beraber..
 yüzünüzü kara çıkarmayacağına ben kefil olurum da,güzide hanım olamaz.. o resmi görevli,çünkü..

yavuz--(gülümseyerek )  bilgi için,sağolun..
abdulah--öğretmeni kimdi ve..siz kimin yakınısınız.. kız evi mi,oğlan evi mi..

irem-- rica ederim,öğretmeni tunaydı.. ikisine de,yakınım..
tuna-- resmi olarak,öğretmeni ben ve arkadaşlarımdı.. gayri resmi olarak da, irem ilgilendi.. bilgi ve beşeri anlamda.. etkisi , katkısı.. bizden bile fazladır..

nedim-- irem hanım,yaptırımı olmasa dahi..  kefil olurum demenize,  razı değilim..
tuna-- doğru.. illa kefillik istiyorsanız,ben olurum yavuz bey..
nedim-- hayır hayır..  en azından,ben hala avukatınızken.. siz de olamazsınız..

1926.bölüm..

kevin-- (ayağa kalkıp) mehmet bey.. iş yerinize de,uğrayacaksanız.. cafer beylerle,bizde gelelim diyoruz..

mehmet--uğrarım tabi..buyrun..

maruf-- rekin.. sizde gidin öyleyse.. yani,uygun olur diye düşündüm..

rekin,vahide hanıma bakıp.. "gidelim mi "dedi..

irem-- vahide hanım,karışıyorum ama giderseniz iyi olur..

vahide-- anladım.. gidelim,rekin.. (kalktılar,diğerlerine bakıp) kusura bakmayın.. görüşürüz..
tabi dediler onlarda..
irem--  (yanımızdan geçerken kısık sesle ) vahide hanım..ben semtleri bilmiyorum da,eğer mümkünse.. çiçekte adres var.. oraya da gidin.. o  görmüş olur,sende incelersin.. görüşün önemli benim için..
hıı,ziya duymadı.. çaktırmadan söyle.. hepsi,sana emanet..
vahide-- tamam.. merak etmeyin.. 

cafer beyler,kevinlarla onlarda çıktılar bahçeden..

tuna-- mehmet bey; hassasiyetimizden haberiniz var mıydı.. tesadüfen mi teklif ettiniz..
mehmet-- (başını salladı )vardı.. gelirken,durumdan ..şule ve melis haberdar olmuş..  bizde dün , duyduk.. gördük..
 ben ;çiçek de gitsin diyemediğinizi hissettiğimden, teklif ettim..

tuna-- (gülümsedi ) ben demezdim de,irem diyecekti neredeyse.. zamanlamanız için ,teşekkür ederim.. size borçlandım..
mehmet-- (gülerek ) rica ederim.. asıl,borçlu olan benim.. siz,hayatımı kurtardınız..
tuna-- estafurullah.. o,iremin marifetiydi..

irem-- yok canım.. benim gibi aleni ve acemice yapmadığından.... asıl marifet sana ait.. ben çömezim..
bekir-- ikinci..üçüncü, hayat kurtarışın desene..  tuna ne yapmış da,çömezliği kabul ettin hemen...
irem--  ustalarımın,çömezi olmayı şans sayıp.. birşeyler öğrenmeye gayret ediyorum.. onun yaptığı anlatılmaz ki..
tuna-- iltifat ediyor.. önemli değil,bekir ağa..

ziya,bahçe kapısından seslenince.. ona döndük..

ziya-- mehmet bey.. yasemin şöför koltuğuna oturdu,gidecektik ki..
şule,"durunn.. memedim yok.."dedi.. ben ,onun için geldim..

mehmet-- (gülerek ) sen ne güzel ,konuşuyorsun öyle..
ziya-- ben konuşurum da, her dediğime..inanacaksanız.. işimiz var..

biz kahkahayla gülerken.. gitti,ziyanın yanına..
 tunayla oturduk yerimize..

bekir-sacide ,nedim-gülderen ,güzide- mahmut .. maruf-zübeyde.. biz.. mr.smith,özcan,ercan,yavuz ve abdullah bey kaldık..

12 Ağustos 2013 Pazartesi

1925.bölüm..

burhan-- tuna bey,irem hanım..  aklım burada kalacak ama malesef gitmem lazım.. sizlerle olmak güzeldi,lütfen yine gelin.. ve herşey için ,hepinize teşekkür ederim.. maruf beylere de söylerseniz,sevinirim..

tuna-- söyleriz burhan..  yarın,yine gel..
burhan-- (gülümsedi )sağolun da,pek mümkün değil.. arkadaşlar yerime baktılar,sıra bende..

kalktık..  vahide hanımla,songülle deryayla sarıldılar.. said,rekin
ve anarla tokalaştılar.. diğerlerine başıyla selam verip.. görüşürüz dedi..ziyalarla tokalaşırken.. zübeyde-maruf da.. yanımıza geldi..
 vahide hanım, songül,çiçek.. derya ,yasemin ..anar,said..turgut,tamer..batu  melek,candan ziya,zuhal bile bekliyorlar etrafımızda.. yolcu edecekler.. ama şule ve melis yok.. oturdukları yere,sertçe çevirdim başımı..
 zübeyde ve maruf güle güle derlerken..  faruk bey,bakışımı görünce.. melisi uyardı.. derhal onlarda kalktı.. arkalarında da,mehmet ve faruk bey var tabi..

tuna-- iremm..
irem-- (döndüm) pardon.. (gülerek elimi uzattım.. tokalaştık. ) burhan.. haberleşir,biz geliriz seni görmeye.. olur mu..

burhan--(sevinip,şaşırdı) ben..  çok memnun olurum,irem hanım.. (aceleyle cüzdanını çıkarıp, açtı.. çiçeğin ve kendisinin vesikalık resimlerini yan yana koyduğunu da ,hepimiz gördük..  gözlerim doldu.. gayri ihtiyari tunaya baktım.. o da ,benden farklı değil.. .. nihayet burhan,kartlarını çıkarıp ikimize de verdi.. cüzdanı cebine koyarken..  ) beklerim,lütfen gelin....

tuna-- geliriz burhan.. (elindeki karta bakıp ) oo,yerin çok uzakmış..
sen nasıl geldin,araba var mı..

burhan--(gülümseyerek )  yok tuna bey..nasıl değil,neden geldiğim önemli.. ve herşeye değer diye düşünüyorum..  "ele geçmez istediğin,uğruna savaş vermediysen.. acısını, çilesini çekmediysen.. " diyordu şarkıda.. yürüyerek bile gidebilirim..
ziya-- vayy, burhann.. dilin çözülmüşş..
burhan-- sayenizde..

tuna-- rekin,dönüş için belirli bir saatiniz yoksa.. turguttan , burhanı götürmesini isteyeceğim..
rekin-- tabi tabi.. sorun değil.. saat üç gibi gideriz,demiştik..
turgut-- tuna bey, İstanbulu iyi bilmiyorum.. götüreyim de,yanıma bir rehber istiyorum..

burhan-- lütfen.. hiç gerek yok,tuna bey.. ben taksiyle giderim..  gidip-dönmesin turgut..
candan--  arka arkaya gideriz, turgut..
ziya-- ben de götürebilirim abi..
burhan-- bekletiyorum sizi, üzülüyorum.. yapmayın.. ben gideyim..

mehmet--bir önerim var; ayrı ayrı gidinceye kadar.. arzu edenlerle beraber,otobüsle ben götüreyim.. İstanbulu da görmüş olurlar.. eğer saat üçten sonraya da,kalınabilirse.. bende ağırlamak isterim sizleri..

rekin-- mehmet bey,başka zaman olsa.. herkesin proğramı aksayabilir.. siz götürün,gezmiş olurlar.. ama kalmayalım..
mehmet-- pekii.. hadi hanımlar beyler.. buyrun,hep beraber gidelim..
burhan-- zahmet olacak size.. hiç içime sinmedi ,mehmet bey..
mehmet--  zahmet değil,burhan.. çok da iyi oldu,gördüğün gibi.. (anahtarı anara verdi..) siz oturun anar..

çiçek,songül ..burhan..ziya,zuhal..melek,candan,batu dahil.. gençler bize el sallayıp,çıktılar bahçeden.. ben derinn bir nefes verip.. ellerimle masaya yaslandım..

1924.bölüm..

tuna-- (gülerek ) hımm.. tahmin ettiği gibi,çok korkmuş.. ve babasına anlatmış.. o da, levent beyi .. kızımı kime emanet ediyorsun sen diye fırçalayınca..
köşke uğrayıp,turgutu ve bizi görmek istemiş.. ne oldu,diyecektim dedi..
bende açık açık..  az önce duyduğumuzu ve turgutun dediklerini .. endişelerini aktardım..
 "ne sevgilim,ne de öyle bir ihtimal var.. betül,Ankarada görevli.. saygıdeğer bir abimizin kızı..  okumaya geldi..  sizin bölümünüze kaydını yaptırdık.. o gün de,kampüsü keşfe gelmiş..ama zamanın geçtiğini fark etmemiş.. ben eve giderken,tesadüfen karşılaştık.. telaşlanmış.. levent abii ,yardım et bana diyordu ki.. çalışanınızı görünce.. akrabasının yanına güvenle gidebilmesi için.. rica ettim .. turguta söylemeyin de..sapık sandım demiş ,babasına..  
benden yana bir sorun yok da..betül  ,abimizin kıymetlisi.. büyüdüğünü kabul edebilmiş değil..
betülün de duygularını ,arkadaşı olup olmadığını hiç bilmiyorum.." dedi.. selamı var..

irem-- as.. bu gizlenecek bir bilgi değil tuna,rica ederim en kısa zamanda söyle....
tuna-- iyi de,turgutun kıza yaklaşmaya çalışacağı kesin..
şimdi söylersem,umutlanacak.. biraz zamana bıraksak diyorum.. üstelik benim bölümümde okuyacakmış..
turgut,senin çalışanın...master yapacak..  sende öğrenci olacaksın..
rahat durmayacağınız da aşikar..
kız kendini kuşatılmış hissedecek.. levent beye yada bana  şikayet ettiğini düşünsene..
 (içimi çekerek,turguta baktım bir an.. denize bakarak,sigarasını içiyor.. masada ama aklının betülde olduğu, o kadar belli ki.. tameri dinlediğini hiç sanmıyorum.. deryada, baktığımı görüp.. turgutun,durgunluğunu fark etti..)

derya-- turgutt,neyin var..
songül-- söylemiyor ki..
yasemin-- aşk acısı çeker gibi..  dalgın..
anar--(gülerek )  turgutt.. dediklerini unutmadım.. aşık oldum deme sakın..

rekin-- neden demesin ki.. senin ve onun yaptıklarını da..ben hatırlıyorum anar..
vahide-- bende..
barbara-- bende..
irem-- bizde biliyoruz ama söylemedik anar..
anar-- (gülerek ) çok teşekkür ederim irem hanım..

melis-- uğraşmayın arkadaşımla.. ayrılık hüznü bu ama geçecek...
şule-- aşkolsun turgut.. gizli-saklımız mı var..neden bilmiyoruz.. senin üzüntün,bizim sayılır.. ve giden,seni hak etmiyor demektir..

turgut--(buruk buruk gülümsedi ) hepiniz sağolun....sizlerin kendi sıkıntınız vardı,melis de tesadüfen duydu....anlatmış değilim..
ama gideni düşünmüyorum artık..

tamer-- bak senn.. turgutt..bu ne hız,başkası mı var..
turgut-- sorma tamer.. var mı bilmiyorum, henüz..
batu-- irem hanım,turgutun bu ince meselesini duymamanız ..ne büyük bir talihsizlik..
güzide-- bak bu olmadı,batu..
irem-- boşverin güzide hanım.. batu bey,ne dediğinin farkında değil..  İstanbul havası çarptığından.. ben dokunmuyorum,şimdilik..

güldük..

said-- irem hanımın.. çalışanlarıyla,güven ve bağlılıkları olağanüstü..
bence kesin duymuştur,batu..  abarttığımı düşünebilirsiniz ama.. köşkün bahçesine düşen yapraktan bile, haberi olduğuna eminim..

turgut-- haklısın said,biliyor.. ben evlerinde, söyledim..

irem-- madem turgut söyledi,biliyorum dememde sakınca yok.. saygı,sevgi.. bağlılık , güven.. koruma,kollama vs. arkadaşlarımla aramızda hep olacak... bu beraberliğimizin,başarımızın temeli..  özel hayatta huzurlu olmak da,bize yansıyor..
 ve devamlılığını sağlamak için.. yaprağın düştüğünü bilmem gerekiyorsa,her türlü bilirim said..
benim de bilip,söylemediğim konular çoktur.. mesela yüzün ; detaylara çok önem verdiğimden gülüyor.. yanılıyor muyum..

maruf-- son cümlede,ne demek istediğini anlamadım irem..
said-- ben anladım abi.. sen takılma.. yanılmıyor sunuz.. teşekkür ederim,irem hanım..

irem-- rica ederim.. ama dışımda gelişen olayları da,sahiplenmek
istemiyorum.. bütünün,minik bir parçasıyım sadece.. sen sevildiğinizi ..değer verildiğinizi anlayıp,geniş açıyla görebiliyorsan mesele kalmamış demektir..
said-- (deryaya,sevgiyle bakarak )evet,kalmadı..

7 Ağustos 2013 Çarşamba

1923.bölüm..

özcan-- ziya bey, herkes yorum yaptı.. nedir,ne değildir anlayamadık.. malum ,batu beyin adı geçti.. birde sizden dinlesek.. diyorum..

ziya-- batunun dedikleri, doğru..  yorumlar,daha önceki birlikteliklerimizin samimiyeti ile yapıldı diye düşünüyorum..
 dün gece birşey olmuş da,sanırım bir yanlış anlaşılma var.. benimle ilgisini çözemedim henüz.. malum kalabalığız,gençlerin rahat olamayacakları aşikar.. kendi aramızda konuşabilmek için, sustum,sormuyorum..özcan bey..

özcan-- çok anlayışlı ve sabırlısınız.. bravo doğrusu..

ziya-- iltifat ediyorsunuz.. şartlar gereği öyle olmayı öğrendim,diyelim ..
daha açığı.. iki ay önce evlendiğimizden,.. tamerle batuyu anlıyorum..
ve eminim,benzer durumları sizlerde yaşamışsınızdır..

özcan-- (içini çekerek ) yaşadık tabi.. (cebinden bir sigara alıp,yaktı.. )
ercan-- hayırdır müdürüm.. efkarlandınız..
yavuz-- dokunma ercan..

 abdullah-- konuyu değiştireyim.. anlattılar,duyduk..dün burada kalsaydınız.. siz ne yapardınız..ziya bey.. yani,eşinize ulaşmaya çabalamaz mıydınız..

ziya--  (gülerek ) ortamı bilmiyorum da.. kadınlar ve erkekler rızalarıyla ayrıldılarsa.. iki-üç saati deşarj kabul edebilirdim ama gecenin sonunda, iremlere gidip.. zile elimi uzatırdım..

ercan-- basardım diyecektiniz ,herhalde..
ziya-- yok ercan bey.. elimi uzattığım anda, zuhal mutlaka kapıyı açardı.. şimdiye kadar.. evimin ne ziline bastım,nede anahtarla açtım.. radar gibi maşallah..

irem-- şahitiz bizde.. hissediyor mu,duyuyor mu bilmiyorum ama doğru..

maruf--  tuna da,sabah  bizi yatırıp gitmiş..
nedim-- ama duyduğum kadarıyla.. onlar haberleşmişler.. yeni yattıklarından.. rapunzel durumu olmamış.. kapıyı irem hanım açmış..

maruf-- irem,madem zübeyde uyanıktı da.. niye göndermedin..
irem-- tuna;sızdılar... taşıdık,koyun koyuna yatıyorlar dedi..
bu sorumun cevabı değil ki.. demeni sabırsızlıkla beklediğimi de.. bilmeni isterim.. maruf..
maruf-- yok canımm.. anladım..

herkes gülerken.. çaylar,meyve suları.. kızartmalar,krepler getirildi.. ikram ediliyor.. özcan bey de daha iyi.. mr.smith ve rekinle konuşuyor.. zuhal de,gülderen ve güzide hanımlara birşeyler anlatıyor.. ziyanın yanına da,batu geldi.. teşekkür ediyordur büyük ihtimalle..

tunaya yaklaşıp.. 
irem-- arayan kimdi.. sanki düşünceli gibisin.. yanılıyor muyum.. 
tuna-- (gülümseyerek ) yanılmıyorsun da.. nasıl söyleyeceğimi.. yada 
söylemeli miyim onu bilmiyorum.. kadere,kısmete bir kere daha inandım.. ilter bey aradı.. 

irem-- niye bana git dedin,öyleyse.. konuşacak ortak konunuz, yok da.. 
tuna-- evet,onunla yok.. levent bey,köşke gelmiş.. ona verdi.. 
irem-- (heyecanla ) hadii.. ee,kimmiş öğrendin mi.. lütfen, muhatabının sevineceğini söyle tunaa.. yani seni arattığına göre, söyleyecek birşeyi olduğunu düşünüyorum .. kız da mı etkilenmiş yoksa.. 

1922.bölüm..

zuhal-- hep yanlarında olmadığımdan bilmiyorum dedim..
ben oradayken de.. elinde güllerle zili çaldı ve kapıdan girdi..akıllıca dediğim de bu.. (eğilip,ona bakarak ) ama benim görüp de,söylemediğim çok şey var batu bey..

batu-- (gülerek) çok tehlikeli olduğunuz, hissine kapıldım bir an..
irem-- kişiye ve bakışa göre değişir ama tehlikeli de olabilir tabi..

güzide-- batuu.. ne yaptın..
cafer-- anlaşılıyor ki,hiç birşey yapamamış..
kevin-- yine arabayı gördü,diyeceğim ama ziya beyler taksiyle gittiler..
maruf-- ziya ,bir sürpriz yapmış demek ki.
yavuz-- günahlarını alıyorsunuz..batu beyle,tamer bey.. misafirhanedelerdi..
tamer-- evet de,nasıl geldik..bir bilseniz..

kahkahalar atıldı..
nedim-- ziya bey mi,kovaladı.. sizi mi bekliyormuş..
tamer-- yok,görmedik ama..
batu-- tamerr..

candan-- zuhal gayet normal birşey söyledi de.. batu niyeyse.. alınıp,yorumların yapılmasına neden oldu..
tamer taksiyle,hızlı gittiklerini söylüyordu..yanlış anlaşıldı..

melek-- evet..  ziya benden intikam aldı..sadece..

kevin-- batu bey.. yanlış yerde, yanlış zamanda bulunduğunu düşünmüştür..  ahh,aynı benim gibi..
kahkahalar atıldı yine..

özcan-- batu bey..
batu-- buyrun,müdürüm..
özcan-- güzide hanımın sorusuna ,cevap vermedin.. birde,melek hanım intikam dedi.. ne alaka..
batu-- vermedim değil, veremedim.. saygısızlık olmadığını ,güzide hanım anladı diye düşünüyorum..

güzide-- evet,dert etme.. anladım..
batu-- sağolun.. melek, candan ve ziya bey kuzen..
melek yine böyle bir aradayken.. yanlış konuşmuştu,ziya bey de.. kızdı haklı olarak..
o olaydan sonra.. dün nikahta karşılaştılar.. melek özür diledi de.. ziya beyin,gönülden  affetmediğini düşünüyor sanırım..

özcan-- ziya bey, herkes yorum yaptı.. nedir,ne değildir anlayamadık.. malum ,batu beyin adı geçti.. birde sizden dinlesek.. diyorum..

1921.bölüm..

bekir-- (gülerek )  beyler,sizde bizimle olsaydınız keşke.. gecemiz işte böyle hareketli ve çokk eğlenceliydi..

sacide--valla bizim gecemiz kadar,eğlenceli  olamaz..  zuhal ,melek,candan..ve güzide hanım.. ayda bir hanımlar gecesi yapmaya karar verdik.. bekliyoruz..
ama iremin ev sahipliğini görmenizi isterdim.. hepimizi çok güzel ağırladı.. nasıldı hanımlar..

hep bir ağızdan.. harikaydıı dediler..
güzide-- inşallah,sacide hanım..ama irem hanımın ev sahipliğin,hakkını verdiğini  Adanada görmüştük zaten..
candan-- bizde gördük..
melek-- iremm,farklı ne yaptın ki..
irem-- (güldüm ) anlatamayacağım ama zuhal tahmin eder..
zuhal-- hah hah hah..

gülderen-- (gülerek ) ama yatıya kalmamıştık,güzide hanım.. o da,bir başka güzelmiş..
liz--  buluşalım da,görün.. ihtimamı. önce bana gelecekler,sizleri de bekliyorum..
güzide-- bunu kaçırmışım da.. ona kesin gelirim liz..

kevin-- liz lütfen ; mehmet.. ,bekir ..said,cafer ve faruk beyleri çağırma..
bekir-- saidi bilmem de,ben sacideyi göndermem öyleyse..
irem-- öhöö..
bekir-- lafın gelişi canımm..
sacide-- bende onun için itiraz etmemiştim irem..
irem-- boğazım kurudu benim.. siz alınmayın canım..
güldük hepimiz..

kevin--(gülerek ) iyi bekir beyle,said gelsin de.. ben onları başka bir yere götüreyim..
batu-- bizz ?
kevin-- iyi,sizde gelin..
maruf-- kevin, erkekler arasında ayrım yapmanı kınıyorum.. hadi bizler de,ayrı toplandık diyelim.. ama irem geliyorsa,tuna mutlaka yanında olur..  engelleyemezsin ..
kevin--  şeyhim, ayırım yapmak istemem de.. gece, ışığa gelen kelebek misaliydi hepsi.. tuna bey,hiç bir şey yapmadı  ki..

ziya-- kevin.. kelebekler,ulaşamamışlar da..tuna evine dönmüş..
irem de, komşu diye göndermiştir zaten.. hem kendi evine kapı dururken, balkondan niye girsin.. tuna ağırdır,  flört döneminde bile.. yapmamıştır.. (zuhalle ,bana bakıp ) değil mi..

zuhal-- ben bilmiyorum..
irem--  gözü karadır da.. şartlar elverişsizdi,ziya.. evde babam ve tek giriş vardı..
zuhal-- (gülerek ) ama onu da akıllıca kullandı..
batu-- zuhal hanım.. hani bilmiyordunuz ve söylemezdiniz..

zuhal-- hep yanlarında olmadığımdan bilmiyorum dedim..
ben oradayken de.. elinde güllerle zili çaldı ve kapıdan girdi..akıllıca dediğim de bu.. (eğilip,ona bakarak ) ama benim görüp de,söylemediğim çok şey var batu bey..

batu-- (gülerek) çok tehlikeli olduğunuz, hissine kapıldım bir an..
irem-- kişiye ve bakışa göre değişir ama tehlikeli de olabilir tabi..

güzide-- batuu.. ne yaptın..

1920.bölüm..

ziya-- (onlara da börek verdi.. sırayla devam ediyor )kevin,içkiden  böyleysen.. ağrı kesici verebilirim..

erkekler,kıs kıs.. güldüler..
kevin-- yok ziya.. birilerinin sayesinde,düştüm.. cafer bey, iğne yaptı da.. ağrım daha fazlalaştı,niye bilmiyorum..

ziya--(cafer beye bakarak) doktor kendinde değil ki..nasıl yaptı,kimbilir..
bekir-- günahını alma şimdi.. iğneyi vurduğunda,ayıktı..buz tedavisi de yaptı..  kevin ilk anda anlamadı,ağrıyı yeni hissediyor..

cafer-- ziya bey,irem hanımların sevdikleri ..bir şarkı sözü yada mısrası var mı biliyor musunuz.. ama onyedi harfli olacak..
said çeviriyor....
rekin--  cafer bey.. öylesine çoktur ki..ve herşey olabilir..
ziya-- (gülerek) evet, seçenek çok ve bilmiyorum..

kevin-- hala şifre düşündüğünüze,inanamıyorum.. cafer bey..  bana vaatlerinizi ne çabuk unuttunuz.. acı çekiyorum burada..

cafer-- (güldü ) unutmadım da,elimden geleni de yaptım.. hem yanlız değildim.. hemde sizi düşürenin,hiç mi suçu yok..
rekin-- yok tabi.. sizi uyardı..

irem-- sağol,rekin.. kevin,gerçekten üzgünüm.. ama balkona birisinin
çıkmaya çalıştığını duysanız ,sizde kimmiş diye bakardınız değil mi..
bence,acı çektiğinize sevinin.. sizi vursam,meşru müdafa olacaktı..

burhan-- (kısık sesle ) olmazdıı..
irem-- (mırıldandım )çaktırmaa..

mehmet bey,kalkıp kevinın yanına gitti.. çatalıyla bir lokma peynir yedirdi..
hepimiz gülüyoruz hallerine..

mehmet-- faruk gel,çayı da sen içir..
nedim-- kendi işinizi,kendiniz yapsaydınız keşke..
faruk-- (çayını içirdi,kevina ) tuna bey.. bekçiye merdiveni kesinlikle vermeyeceksin, demeseydi.. bu halde olmayacaktık nedim bey..

tuna-- ama şartlar eşit olmazdı ki, faruk bey.. tavrım size özel değildi, hiçbirisine verme dedim..   en azından.. tüfekle vurulmadan,içeri girebildiniz.. şükür edin bence..

mehmet-- evet.. keşke,bekçi balkonun altına kaktüs ektiğini de söyleseydi..

kahkahamız,çınlattı bahçeyi..

1919.bölüm..

hal hatır sorduk birbirimize..

irem-- ziya.. arabanı almadın mı,görmedim..
ziya-- (gülerek) ileriye park ettiğimden, görmemişsindir..
irem-- niye güldün ki..
zuhal-- (kısık sesle ) sorma,seninle alakalı değil..
irem-- ama merak ederim benn..
ziya-- (zuhale biraz eğilip,kısık sesle ) taksiyle,gittik ya.. hıh işte,gitmedik aslında.. biraz ileride bekledik.. hepiniz ayrılınca,dönüp arabayı aldım..
irem-- hıı.. geceniz ,takiple mi geçti yani..

ziya-- işte o kısmı sorma..
irem-- çok kötüsün ziya.. (kısık sesle )  isyan eden sendin,ne çabuk unuttun.. hem güvenden bahset,hem de takip et.. olacak şey mi..

ziya--  sorma dememi,yanlış anladın..benim isyanım başka konudaydı.. onlar nişanlı falan değiller ama istedikleri gibi gezip..görüşüyorlar.. büyükleri var ,haberdarlar.. güveniyorlar ve  kimse karışmıyor.. bana göz kulak ol bile dememişlerken,ben niye takip edeyim..
kaldığımız ev,teyzemlerin  sokağındaydı.. ama kimse bilmiyor tabi.. arabayı park edip,çıktık biz..

zuhal--  (ziyaya bakıp)  arabayı gördüklerinde bir tepki bekliyorduk ,yalan değil.. (bana döndü )kahve yaptım,balkonda sokağa  bakarak içiyorduk..  candanlar geldi ve arabayı fark ettiler.. batuyla tamerin,aceleyle inmeleri ve taksiyle gitmeleri müthişti.. kızlara hoşçakalın bile diyememişlerdir.. çok korktular..

irem-- ziya--zuhal-- hah hah hah..

irem-- affet yanlış anlamışım ama Mersinde de,öyle yapmışsın.. kevinlar,maruflar ve cafer beylerde o otelde kalmışlar.. arkalarına bakmadan gittiler,demişlerdi.. cafer bey,arabadan çantasını almak için.. on dakika sonra.. aşağıya indiğinde arabanı görememiş..  ziya bey çok uyanıkmış dedi.. insafsız,niye korkutuyorsun ki..garibanları..

ziya-- hıh,garibanmış.. Mersinde özellikle yaptığımı kabul ediyorum da..  onlarda  araba fobisi oluştuysa ,ben ne yapayım..

zuhal--irem-- hah hah hah..


tuna,batu.. melek,tamer ve candan geldiler o sırada.. hoşgeldiniz denildi.. tokalaştık,herkes oturdu.. tuna da,yanıma yerleşti.. konuşuluyor..

maruf-- ( sigara böreği tabağı ,elinde olduğu halde.. sesini yükseltip.. ) gençler hoşgeldiniz.. (hoşbulduk dediler.. tabağı uzatıp )irem hanım,tuna bey.. buyurmaz mısınız..
irem-- (gülerek,maşayla ikimizin tabağına da koydum böreklerden.. ) teşekkür ediyorum maruf bey.. çok naziksiniz..

maruf--o kadar laftan sonra..  sizden,iltifat almak gurur verici.. hanımefendi..
irem-- (gülümsedim ) rica ederim.. iyi-kötü ,ne hak ediyorsan..duyarsın benden..

tuna-- maruff,benden de duymadan yok ol.. kalabalığız..
maruf-- hah hah hah..

3 Ağustos 2013 Cumartesi

1918.bölüm..

melis ,hanımlara.... said de,beylere ingilizce çeviri yapıyor.. kısık sesle..

irem-- sacide abla,sanırım uyanma sebebin benim.. kaldığınızı unutup,şarkı söyledim.. kusura bakma.. rüyanın devamını da, görebilseydin keşke..

sacide-- (güldü) keşke ama canın sağolsun.. çantamı alayım ben..
bekir-- ben getireyim,istersen sacidem..
sacide-- yok yok..
(sacide abla,çantasını almak için.. merdivenleri çıkıyor)

bekir-- irem,üzülme.. iyi ki uyandırmışsın..ama şarkıyı bizde duymak istiyoruz..

irem-- (gözlerimi açarak,kısık sesle ) bekir ağaa, abartma.. durumu kurtarıyordum ben.. rüya dedin,iş bozuldu.. sacide abla,kül yutar mı..
şarkı söylediğime,inandın yoksa..

bekir--(mırıltıyla söylüyor da.. herkes duyuyor.. ve gülüyorlar ..  )  gözümü açtım..el kadar çiçeğe ,servet ödedim..sayende..
hisse istemiyorum,çok bilmiş..  inanmadım tabi.. şarkı da,hediyesi olsun diyorum..

irem-- sanki kendim için,istedim.. kadıncağız,biliyor tabi almayacağını.. uyandı.. servetmiş,duyanda mücevher aldı sanacak.. karıma değer demiyor da.. hala cimrilik yapıyor..(sacide abla merdivenlerden iniyor baktım ki .. kısık sesle )sıska,çirkin unutmaz bunu.. intikamlar arttı,haberin olsun.. ama evimdesin.. Adanada hesaplaşırız..

bekir-- tamamm..elinden geleni ardına koyma..

irem-- hanımlar,günaydın.. rahatmıydınız..
evett dediler..
irem-- benim çok çeşitli misafir uyandırma aktivitelerim vardır.. ama
planladığım gibi olmadı.. yanlışlıkla,sacide ablayı uyandırmışım..
borçlu kalmamak için,bir dörtlük okuyayım diyorum..

alkışladılar birde..

irem-- bırakamam seni ben..
yanımdan gidemezsin
seviyorsan benimle
oturup içeceksin..

uzaklarda aramam,çünkü sen içimdesin..
taht kurmuşsun kalbime en güzel yerindesin
her an seni canımda ruhumda duyuyorum.
aşkınla sarhoşum ben,çılgınca seviyorum..

(hep beraber dedim,söylüyoruz.. açız,ayaktayız ama olsun.. sacide abla ve hanımlar mutlu.. yada herkes kendince mutluydu.. turgut hariç.. )

uzaklarda aramam çünkü sen içimdesin
taht kurmuşsun kalbime en güzel yerindesin.
ayrılığın yükünü kaldırıp taşıyamam
dünyaları verseler ben sensiz yaşayamam..

coşkuyla alkışlayıp,teşekkür ettiler.. garip,güzel ve duygusal bir andı..
hanımlarda çiçekler.. erkeklerde çantalar.. en önde maruflar,olmak üzere.. çıktılar tek tek..
bizde anahtarı alıp.. en son çıktık.. bahçede çiçekle,burhanın  ağır adımlarla yürüdüğünü ve fısıldaştıklarını görünce..

irem-- hırkayla,sigaramı alıp.. fırını da,kontrol edeyim.. bir dakika bekle..
tuna-- (benimle girdi içeriye ) beklememm... gözümün önünde al..
irem-- hah hah hah.. iyi ,gel yukarıya da..
tuna-- (gülerek ) yok,gelirsem gecikiriz.. ..

yukarıdan kırmızı örgü hırkamla.. tunaya da,ince kazak aldım.. asansörle inerken telefon çaldı..

salona geldiğimde,tuna açmış dinliyordu.. işaretle sigara ver ve sen git dedi.. yakıp verdim..hırkayı da, dizlerinin üstüne bıraktım..

mutfağa gittim..  kek  nefis kabarmış.. on beş dakikaya ayarladım,zamanı.. soğumuş kremayı dolaba koydum..
 salona gelip..elimdeki anahtarı gösterdim  ve maruflara gittim..

***********

hava bulutlu da..  girişin üstü brandalı olduğundan.. u biçiminde masa oraya hazırlanmış.. maşallah ,üstünde yok yok..
herkes  birbirini görüyor.. ortası boş,çepeçevre oturmuşlar.. görevliler  arı gibi çalıştığından, hizmet de kolay oluyor..
bizden gidenlerin yanısıra... ziya,zuhal .. güzide hanım,mahmut bey.. mr.smith,özcan,ercan , abdullah ve yavuz bey de gelmişler.. oturuyorlardı..

samimiyetle tokalaşıp.. hoşgeldiniz dedik,birbirimize..
ercan-- tuna bey nerede..
irem-- gelecek,ercan bey.. telefonla konuşuyor..
zuhal yer ayırmış.. bize.. oturdum yanına..

zübeyde elindeki tepsiyle çıktı kapıdan, meyve sularını taşıyor.. elbisesini değişmiş..

zübeyde-- hoşgeldin,irem.. tuna nerede..
irem-- hoşbuldum,gelecek zübeyde..

zübeyde-- ( sırayla,ikram etti.. meyve suyu almam için tepsiyi uzatırken.. kısık sesle.. ) marufa ne yaptın bilmiyorum  ama bildiğin aşık modunda.. yere dizini koyup.. çiçeği tekrar verdi bana.. orada yapamamış.. bayılacaktım neredeyse..

irem-- (aldım, gülerek ) sen arada sırada ,uğra bana..
zübeyde-- hah hah hah..

1917.bölüm..

turgut--iki gün önce, bedri kıyafet almıştı..iş çıkışında taşımasın diye  yurda götürdüm.. dönerken,köşke gelen levent bey.. yolda bir bayanla konuşuyordu.. yanlarından geçerken.. arabayı,beni tanıdı.. selamlaştık..
on metre gitmemişimdir..  elini kolunu sallayıp,seslenince.. durdum..
sana zahmet,betülü de götürebilir misin.. stadyumun yakınında bırakırsan,sevinirim dedi.. peki,buyursun dedim.. kız ,arka koltuğa oturdu..

arkadaşımdan ayrılmışız,sıkıntılıyım.. hava sıcak,karanlık.. yola odaklanmışım ki.. hiç kafamı bile çevirmeden.. tek kelime etmeden..yarım saat sonra..
 stadyumun önünde durdurdum arabayı..
geldik demek için,ışığı yakıp arkaya döndüm ve aşık oldum...
halim nasıldı,çok mu baktım bilmiyorum.. kız korktu.. teşekkür etti ve kaçarcasına gitti.. nereye gittiğini,kim olduğunu.. bir bağı olup olmadığını ,hiç bilmiyorum.. dün de,öğrenebilmek için..buraya gelmek istemedim ama
vahide ablayla,rekini kıramadım.. baba gibi,olmaz turgutt geleceksin
dedi.. (içini çekerek ) olan bu işte..

kahveleri sigarayı getirdim.. onlar içiyorlar,bende keki çırpıp fırına koydum..
malzemeleri dursun efendiye iyi ki aldırmışım..
bulaşıklarımı yıkıyorum.. tuna soruyor,turgut cevaplıyor ama aklı çok karışmış..
net bir şey söylemiyor..

irem-- betül hanım,kaç yaşlarındaydı.. öğrenci gibi mi,konuşuyorlardı.. arkadaş gibi mi.. çantası mı,vardı.. kitabı mı..
ne bileyim,levent bey arabaya bindirirken.. samimi miydi.. öptü mü,tokalaştı mı..  ararım mı,gelirim mi  dedi.. net birşey söyle, turgut..

turgut-- gözümün önünde.. yüzü , gözleri ve siyah saçları var.. yirmi yaşında gösteriyordu.. zayıf,uzun boylu.. .. hiç makyajsız ..
etek ve gömlek giydiği haricinde.. hiç bir iz yok aklımda.. levent beyin nasıl davrandığına,ne dediğine dikkat etmemişim..

tuna--(elini turgutun omuzuna koydu ) sıkma canını.. öğreniriz nasılsa.. temenni etmiyorum da.. levent beyle yakınlığı olabileceğini de, göz ardı etme.. birkaç gün sabret.. olur mu..

turgut-- (buruk buruk gülümsedi ) sabır benim için,kolaydı da.. artık öyle değil..  ben ,öğrenebilmek için..Adanaya koşarak bile gidebilirim şu anda..

salondan hanımların sesleri gelirken,kapının da zili çaldı..

tuna--(kalktı)büyük konuşma ve  hakkında hayırlısını dile, turgut..  gelin hadi..

bende elimi kuruladım ..
irem-- (gülümseyerek ) bundan sonra,köşkte.. birisine birisine ,aşık oldum birisine..diye şarkı söyleriz artık..  kesin anarın ahını aldın,sen..

turgut-- hah hah hah.. ilahi irem hanım.. güldürdünüz beni..
irem-- hep gülersin inşallah..
turgut-- inşallah..

*********

salona geldiğimizde.. beylerdeki rengarenk çiçek buketleri.. şaşıran hanımlara veriliyordu.. çiçekçiden alınmış belli.. neyse ki,hepsi aynı değil...
teşekkür ediyorlar,kıyamam. hele çiçek kıpkırmızı,olmuş..
buketi almış ama hiç başını kaldıramıyor..burhan yine izin almış,herhalde..gece yoktu çünkü..

holde ayakta duruyoruz..

sacide-- bekirr..  gece bahçede olman,şimdi çiçek getirmen.. çok garip..  üstelik,koparmamışsın da.. düşüp, başını mı çarptın.. ne oldu sana..

bekir-- hiç sorma sacidem..

biz ooo,diyerek güldük..

bekir-- (elini tutup) hayırlara vesile olsun,bir rüya gördüm.... sıskaa,çirkin bir kadın.. karına çiçek almazsın ha.. diyerek..  elindeki tokmakla başıma vurdu.. çok etkisinde kalmışım,uyanınca hemen gidip aldım.. (başını eğip) bak bakayım.. ağrıyor,gerçekten şişmiş mi.. acaba..

sacide --(başına bakıp ) yok,şişmemiş..ağrı,içkidendir..  bekir ağa; gündüz niyetine bende bir rüya gördüm.. yukarıdaki pencereden bakıyor muşum.. siz böyle hepiniz gelmiş.. kapıyı çalıyorsunuz.. ama elinizde çiçek falan yok. sonra birden.. uyanıverdim..

bekir-- çok şükür.. yani hayrolsun, demek istedim..

1916.bölüm..

bir saat kadar sonra.. nemli saçlarımı topuz yapmış.. beyaz gömlek ve blujean pantolon.. spor ayakkabı giymiş olarak.. odadan çıktım..
hiç makyajım yok..
 tuna öpücük atıp,işaretle giyineyim gelirim dedi..başımı salladım..

gayet enerjik,merdivenlerden indim..

salonda kimse yoktu.. daha uyanmamışlar derken..
kapı zili çalınca,hemen  açtım..

said,anar..bekir,nedim, cafer ,mehmet ,faruk beyler.. kevin,maruf..rekin,burhan.. turgut .. yüzleri biraz şiş olsa da.. pırıl pırıl spor giyinmiş.. şeker isteyen çocuk muzurluğunda bana,bakıyorlar..

irem-- (bir adım geri çekilip,kapıyı açtım.. gülerek ) buyrun ,hoşgeldiniz..
bekir-- girmeyelim,eşlerimizi almaya geldik..
irem-- henüz kimse uyanmamış ama  onların yerinde,ben olsam.. gelmezdim..

(anlamayıp,birbirlerine baktılar .. said çevirdi marufa ) ..
maruf-- hep muhalifsin zaten.. ama tuna değiliz biz..

irem-- (ingilizceye geçtim ) yanlış anladın maruf.. tuna olabileceğinizi düşünmüyorum,zaten..
demek istiyorum ki ;  jest yapıp gelmişsiniz de.. eliniz niye boş..
meselaa..  bahçede ki güllerden , koparabilirdiniz değil mi..


faruk-- bakış açısı işte..
cafer-- hiç aklımıza gelmedi,irem hanım..
mehmet-- ayıkamadık daha..
maruf-- afedersin.. sen kapıyı kapat,geliriz birazdan..
turgut-- irem hanım,ben gireyim mi.. çiçek vereceğim kimse yok da..
irem-- tamam,gel..

onu içeriye alıp,kapıyı kapadım.. terlik verdim..
irem-- hoşgeldin turgut.. mutfağa gel de,ben kahve yaparken konuşalım.. hanımlar uyanmasın..

turgut-- olur..
tuna iniyormuş..

tuna-- turgutt,hoşgeldin..
turgut-- hoşbuldum tuna bey..

irem-- tunaa,yavaşş.. balkonları aç da,sen de gel..
tuna-- tamam..

mutfağa girdik.. sandalyeye oturdu.. bende cezveyi hazırlayıp,ocağa koydum.. buzdolabından kek malzemelerini çıkardım,iki ölçü yapacağım.. kremayı hazırlıyorum..

irem-- ee turgut,ne var ne yok anlat bakalım..
turgut-- (gülerek ) iş mi,özel mi..
irem--(fincanları tepsiye koyup,su bardaklarını da yerleştirirken )
özel de,bir değişiklik var sanırım..  onu duyayım.. (kremayı da karıştırıyorum bu arada )

turgut-- az önceki gibi bir durum olsa.. ben çiçeksiz,kapıyı çalmazdım.. bilmenizi isterim..
irem-- güzell.. o da,senin kıymetini biliyorsa.. tamamdır..
arkadaşınla niyetin ,ciddileşti mi yoksa..

turgut-- yok,biz ayrıldık..
adından başka,hiç bir şey bilmediğim.. ama beni ;ilk görüşte,aşka inandıran  bir başkası var.. sarhoş gibiyim..

tuna-- (gülerek gelip,yanındaki sandalyeye oturdu ) e adını biliyormuşsun en azından.. nerede gördün,belki tanıyoruzdur..