Translate

30 Ocak 2013 Çarşamba

1607. bölüm..


zuhal-- sağolasın,yok.. adresi ali verecek.. hadi hoşçakal..
öptük birbirimizi..
irem-- ziya nerede..
zuhal-- İskenderunda..

çalışanlarıma el salladı.. koşarak geçti bahçeden..
abim ileriye park edebilmiş demek ki.. arabayı göremedim.. çünkü..

irem-- gülçin.. bugünkü kaydı,kopyala.. yarın gerekebilir..
gülçin-- tamam..
irem-- songül,elizabeth nasıldı..

songül-- ( gülerek ) süperdi.. teşekkür etti size ve bana..
 o yemeğini yiyip,ilaç içti.. bende kahve yaptım ikimize..
 tiril tiril giyinmiş.. evi de temiz,tertipliydi ..
gülçini öyle karşıladığı için.. çok mahçup olmuş..
kocasına saygısızlık olurmuş,hasta olarak karşılayamazmış..
yemeğini de pişirmeden buzdolabına koymuş..  çıkarıp,fırına verdi..  bayıldım doğrusu..

irem-- ev hayatını bilmiyorum da.. saygılı..kıymet bilen,disiplinli.. iyi ve -belli etmese de - çok sıcak birisidir.  sen onu gençliğinde görecektin.. çok güzel ve giydiğini yakıştıran bir kadındı..
 bir gün bile bakımsız görmedim onu..  konumunun  hakkını verir,helal olsun..

her neyse..  arkadaşlar ; tijeni beş yaşından bu yana tanırım.. beraber okuduk..
değişmesinin ailevi ve çevresel ,nedenleri olduğunu biliyorum..ama o tercihini insanları kullanıp , zarar verme yönünde yaptığından..  uzaklaşmıştım..
bana karşı da,terbiyesiz ve seviyesiz davranınca .. uyarıp, ilişkimi kestim..

tijen çok akıllı ve kurnazdır.. çalışmaya ihtiyacı olmadığı gibi..  iş başvurusunu tesadüfen yaptığını da,hiç sanmıyorum..  hedefi biziz,o nedenle hepinize -özellikle turguta - yaklaşmaya çalışabilir..
 lütfen  dikkatli olun.. turgutu sen uyar, yasemin..

yasemin-- peki,irem hanım..

irem-- bu hafta sonu itibari ile onbeş gün yokuz.. yelizin doğumu ,çiğdemin nikahı var.. iki üç gün de,tatil yapalım diyoruz..
derya .. vahide hanımdan bu süre içinde, işin detayları  iyice öğren.. ben gelince.. vahide hanıma bir ay izin vereceğim.. sınava gittiğimde buradan,sen sorumlu olacaksın.. aşamalı olarak da.. tekstil ihracatının müdürlüğünü sana vereceğim..

bugün tatsızlıklar olsa da.. geleceğe dair.. çok önemli kararlarda verildi..
 yasemin sada otomativ fiilen hayata geçti,müdürlüğünü tebrik ediyorum..
rekin ile de,fabrikaya  ortak olduk.. hepimize hayırlı uğurlu, olsun..  ..
allah nazardan esirgesin,utandırmasın.. helal,bol ve bereketli olsun,kazancımız..

amatör ruhla.. aile sırrı ve  samimiyetinde.. el birliği ile çalışıp.. yolumuza devam edelim ,istiyorum.. kenetlenirsek,bizi kimse yıkamaz.. (gülçinin beline kolumu koydum) gelin lütfen.. birlikten kuvvet doğsun..

herkes birbirinin beline sarılınca.. daire olduk... gözlerim dolu dolu, baktım hepsine tek tek..

irem-- sizler  çekirdek kadrosunuz..
yaseminin,turgutun..deryanın ekipleri olacak.. genişlesek de, bu bağı aşılayacaksınız..
sevgi ve saygı çerçevesinde çalışılacak..  herkes yerini bilip, haddini  aşmayacak.. anlaştık mı..


anlaştık dediler..
irem-- daha güçlü,inanarak söyleyin..
vahide--derya--songül--yasemin-- gülçin-- anlaştıkkkk..

irem-- bir daha..
güçlü bir sesle anlaştık dediler ama köşk inledi yani.. max ve tina havlayarak içeriye girdiler..
tuna da,mikrofondan..

tuna-- ne oluyor,hanımlar..
irem-- hiçç.. halay çekiyorduk.. bak şimdi.. caney caney caney.. işte meydaney..

max,tina yine havlayınca..
irem-- kucağıma mı alayım,canım.. istiyorsan, tut elimi..

tuna--vahide--songül--gülçin--yasemin--derya--  hah hah hah..



1606.bölüm..


kapattım..içim içime sığmayarak.. kalktım yerimden..

kağıt,kalem dosya vs. toplayıp..kendi masama götürdüm.. yerleştiriyorum..  zuhalin sesini duyunca..monitöre baktım.. sahiden o.. köşke girdi.. merhaba diyor..

tuna ve rekin de odaya girdiler..
tuna-- (gülümseyerek ) sanki sevinmiş gibisin..
irem-- evett.. (onlar otururlarken,mikrofonu açıp ) zuhalim,hoşgeldin.. yukarıya gel..

zuhal-- (kameraya bakıp) hoşbuldum da..gelmeyeceğim..ergün bekliyor..  birşey söylemek için,uğradım
irem--   acelen mi var.. ne söyleyeceksin.. abim de gelseydi ya..

zuhal-- evet,acelem var canım.. dün seni rüyamda gördüm.. yorumuma göre; ..
ufuğun neden olduğu bir sıkıntı yaşayacaksınız..   aynı kişiyle,iki farklı konumda çalışmak için de.. imzalar atacaksın.. yürü ya kulum denir ya.. maşallah, aynen öyle olacak.. hayırlı olsun..

vahide-- zuhal hanım.. pess..  bu kadar isabetli rüya mı olur..
irem--onun rüyalarını,bir bilsen.. hep isabetlidir..

tuna geldi yanıma.. mikrofonu açıp..
tuna-- korkutuyorsun bizi zuhal.. bugün birebir yaşadık dediklerini..
ufukla ilgili gördüklerini tekrar düşün, ne olur.. belki,eksik söylediğin birşey vardır..

zuhal-- hımm.. ufuğun başını okşayan,sarışın bir kız vardı..
sen tanımazsın da..  iremin arkadaşı tijene, benzettim..
 ufukla onun arasında, bir bağlantı kuramadığım için.. söylememiştim..işinize yarar mı bilmem ama bu kadar gördüm tuna..

tunayla bakıştık..
irem-- aa,tarihler.. eğer altından o çıkarsa, var yaa.. yolarım yemin olsun..

yasemin-- az önce,iş başvurusu için  gelen .. sarışın tijen hanım..
irem hanımın arkadaşımıydı yani..

vahide-- evet,öyleymiş.. telefonda ki,irem hanımdı..
zuhal--  mmm,bende kendimden korktum.. iyi mi..

vahide--gülçin--yasemin--derya--songül--  hah hah hah..

irem-- (güldüm ) sen, rekine anlat.. ben aşağıya iniyorum..

********

aceleyle,indim aşağıya.. sarılıp,öptük birbirimizi..

irem-- zuhalim,şok olduk sayende.. sen  rüya görme kızım..  kahin gibisin,valla..

zuhal-- (gülerek ) tamam.. görmem.. tijenin,adını andım ama günahını almayım.. sevmediğimden..
belki ona benzetmiş olabilirim.. bu bilinçaltı .. gelmesi de tesadüf olmuş..  sen beni kahin yaptın ama..
geleceği allahtan başkası bilemez..
neyse,yarın annemler geliyorlar.. cuma gecesi alinin ,sözü nişanı var.. buyrun bekleriz.. abimi de alıp,alışveriş yapacağız şimdi.. onun için acele ediyorum.  pazar gecesi de askere gönderiyoruz.. kısmetse..

irem-- ay sahi mi..  hayırlı uğurlu olsun ,inşallah.. yapacağım birşey var mı..

28 Ocak 2013 Pazartesi

1605.bölüm..


kapatınca..tuna bana .. "ne yapıyorsun" manasında baktı..

irem-- yok birşey..
tuna-- emin misin..
irem-- evet.. mr.blaunt.. ithalat için.. havale yerine ulaştı.. ortaklık için de, yarın yatırılacak.. hazırlıyorlar,parayı..   hisse bedeli haricinde ,100 bin dolar fark ödeyeceğim.. umarım doğru bir bedeldir..

mr.blaunt-- teşekkür ederim.. (gülerek ) kararı size bırakmakla iyi yapmışım.. gerçekten,adilsiniz..  artık imzalayalım mı.. nedim bey,içemiyor..
irem-- peki,imzalayalım..

nedim bey,dosyaları çıkarıp önümüze koydu..  ben yine içimden duamı okudum..
tunaya aldığım kalemin kapağını açıp.. bismillah diyerek.. imzalamaya başladım..
on dakika sonra.. birbirimizi tebrik ettik.. tuna ve nedim beyle de tokalaştık..

nedim bey aceleyle dosyaladı ve çantasına yerleştirdi.. evrakları..

irem-- nedim bey ne oldu..
nedim-- saat beş olmuş..  (bardağındakini de içti,bir dikişte ) maliye yarın olur da.. notere gitmem lazım.. onaylanmazsa,rekin götüremez..

tuna-- iyi de,on dakika sonra.. içkinin etkilerini göreceğini bilerek.. nasıl gönderelim seni.. niye içtin,madem..

irem-- bence.. gülderen hanımı özlediğinden ,acele ediyor.. (ahizeyi kaldırıp tuşlara bastım )
tamer-- xx noter,buyrun..
irem-- merhaba tamer.. gülderen hanımla görüşecektim..
tamer-- çıkıyor,çağırayım mı irem hanım..

irem-- memnun olurum.. aceleden nasılsın bile diyemedim, kusura bakma..
tamer--(seslendi gülderen hanıma ) önemli değil.. nasıl olduğumu tahmin ediyorsunuzdur siz..
irem-- hah hah hah.. evett..

tamer-- (gülerek ) ama alınıyorum,irem hanım.. gülmeyin bari..
irem-- hepimiz gülelim inşallah, tamer.. özellikle benim çok ihtiyacım vardı, bugün.. idare et,olur mu..
tamer-- peki,kolay gelsin size.. tuna beye selamlar.. gülderen hanıma veriyorum..
irem-- as.. sağol..

gülderen-- buyrun,irem hanım.. hayırdır inşallah..

irem-- kusura bakmayın , gülderen hanım.. eşiniz sizi çok özlemiş..yetişmek için acele ediyordu.. ama hafif alkollü bir durumda olduğundan,göndermedim.. siz buraya gelebilir misiniz, acaba.. 

gülderen-- ( gülerek ) mesai saatinde,alkol ve  eş özlemesi pek normal değil.. nedim için.. 
bir kahve içsin,kendine gelir.. 
irem-- anladımm.. demek sizde çok özlediniz.. 

gülderen hanım orada.. nedim bey,rekin ve tuna da karşımda gülerlerken.. 

irem-- birde sizin onayınıza ihtiyacımız vardı.. evrakları,turgutla göndereyim mi.. 
geldiğinizde burada da olabilir mi.. gülderen hanım.. 
biliyorum biraz geciktik ama  evraklar almanyaya gidecek bu gece.. yine çok zor bir gündü.. imzayı yeni atabildik.. 
 size  sütlaç yediririm, ben yaptım.. 

gülderen-- hah hah hah..  yorgunluk,bulantı kalmıyor sizinle konuşunca.. ilaç gibisiniz maşallah.. 
irem-- sağolun.. şikayetiniz varsa,dediklerimi unutun gülderen hanım..

gülderen-- biraz tatsızım,o yüzden erken çıkıyordum.. madem acil,turgutla evrakları gönderirseniz.. imzalar.. sonra eve giderim.. 
 nedim getirmesin,hatta geç gelse de olur.. belki biraz özlemek,ikimize de iyi gelir.. 

irem-- ee,sonraa.. kocası ne yapmış.. (kağıda,"nedim bey,sütlaç alıp.. turgutla gidin.. gülderen hanım bekliyor..gerekenleri turgut,getirir .. teşekkür ediyorum,size de.. gülderen hanıma da " yazdım .. okuyunca, gülerek başını sallayıp.. gitti ) 

gülderen-- yanınızda demek.. kocası,karısının sevmediğini bile bile..  işten ayrılması için.. ısrar etmiş,yine.. 
önceki teklifi gezmekti.. şimdi  yerleşik düzende..çiftlik hayatı öneriyor.. insanlardan bıkmış.. keçi,inek tavuk alacakmış.. 
özlemdir,hayalidir.. bunlara ve kendisinin yapmasına itirazım yok.. hatta şimdi de,yapabilir.. kısıtlamıyorum.. 
 ama ben şu an bırakamam.. bir yılım var daha,istifa edip emeğimi heba edemem.. 
bebek olacak, uzaklaşmamız çok zor.. kısaca,beklentilerimizi asgari müşterek de birleştiremiyoruz.. 
anlatıyorum,dinliyor.. ama yine ısrar ediyor..  bıktım inanın.. 

tuna ve mr.blaunt odadan çıktılar.. lavoboya gittiler sanırım.. 

irem-- (kısık sesle ) bana da,yoruldum.. avukatlığınızı 
bırakmak istiyorum.. dedi.(anlattım konuştuklarımızı ) antropoza mı girdi yoksa.. 

gülderen-- hahh hah hah.. bilmiyorum ama bir an önce kendine gelse, iyi olur.. 
iki kelime konuşuyoruz.. üçüncü de sesini yükseltiyor.. ben.. 

irem-- hıı,anladımm.. o, taht kurmuşsun kalbimeee diyordur.. 

gülderen-- hahh hah hah.. ay siz çok yaşayın.. 

irem-- amin hep beraber yaşayalım.. uyarılması gerekiyordur belki ama 
sevgi açlığından,sizi sadece kendisine saklamak istemesinden de olabilir.. bana 50 yaşında baba olacağım.. aşığım,seviyorum..seviliyorum.. evliyim,mutluyum.. bunları hayal dahi etmezdim.. tek arzum,karımla çocuğumla beraber olmak.. dedi.. hak vermemek mümkün mü,gülderen hanım.. 

gülderen-- .................... ee,karısı ne yapsın.. 
irem-- yerim dar, tahmininize bırakıyorum.. ama ilk etapta.. kocasını güzelce,içtenlikle karşılasın derim.. 

gülderen-- ................. ..........................karşılamak ?  aa,nedimm.. (kısık sesle )  dur ne yapıyorsun.. 

nedim-- nasılsın,canım.. ne yapmışım,karımı öptüm.. kimse görmüyor,nasılsa..  ............ hıı,ama duyuyor diyorsun.. kolayı var,hayatım.. kapat..  .............. ............ vallahi darılmaz,güven bana..

irem-- hah hah hah... 
1604.bölüm..


akif-- çok uygun geri ödeme faizli ,ticari kredimiz var.. ana paranız dursa da.. ben size dediğiniz miktarda, kredi kullandırsam.. nasıl olur..
bu şartlardaki kredi için.. yıllık  bin ikiyüz dolar, faiz ödersiniz bankaya..
aylık ödemeniz de.. xxx.xxx civarında olur.. kur sabit kaldığından.. etkilenmeme garantisi de var..
hem bankayı,hem müşterilerimizi memnun etmeye yönelik çalışıyoruz.. ama bu dediğim,gerçekten sizin lehinize..
ihtiyaç olmuş,paranızı kullanmak istiyorsunuz..bu en doğal hakkınız..
fakat böyle bir seçeneği de göz ardı etmeyin,lütfen.. herhangi bir aksilik anında.. çok çok fazla bir miktardan söz ettiğimiz için.. paranın tamamını riske atmamış olursunuz..

bize taksitlerinizi yatırmak  da ,zor gelmez.. siz düşünün,ben paranızı hazırlayayım.. yarın kararınıza göre havaleyi çıkarırız,irem hanım..

irem-- bir sorum var.. dediğiniz gibi yapsam ve iki ay sonra,kredinin hepsini ödesem..;
 ilk taksitte benden alacağınız,yıllık faiz miktarının kalanını geri ödüyor musunuz..

akif-- hah hah hah.. hiç böyle bir olay başıma gelmediği için,bilmiyorum.. irem hanım.. ama genel müdürlükten öğrenirim..

irem-- tamam.. birde,asla hiç birşeyimi ipotek yaptırmam.. bankanızdaki para da teminat olmaz.. yani kullanabilirim..  inisiyatifinizle vermeniz gerekir.. sizi sıkıntıya sokmak istemem..

akif-- (gülerek ) inisiyatif kullanırım.. sizin için..
diyelim ki ,sıkıntıya düştük olmadı..  havuz başında ,çocuklarla bir çadırda yaşarız artık....

irem-- hah hah hah..  peki akif bey.. siz öğrenip arayın,beni.. ben de ,çadır fiyatlarına bakayım..

akif-- hah hah hah.. anlaştık.. en geç yarım saat sonra ararım sizi..
irem-- peki..hoşçakalın..

kapatıp.. diğer bankayı aradım.. hazır olan parayı,verdiğim numaraya havale çıkarmalarını istediğimi söyledim.. numarayı teyit ettik,para hesaba aktarıldı..  teşekkür edip.. kapadım..

kalkıp masaya gelirken,hala gülüyordum..  tuna.. geldi o sırada..
diğer büroda yaptığı gibi.. bir tepsi hazırlamış yine.. dört dörtlük..
doğranmış,dilimlenmiş  meyveler kocaman bir tabağa sanat eseriymişcesine yerleştirilmiş..
 içkiler,tabaklar.. buz.. bana kola.. çikolata,çerez..

yardım ettim,masaya yerleştirdik..
mr.blaunt-- insanı imrendiriyorsunuz,tuna bey. kim hazırladı bunu..
tuna-- ben..
mr.blaunt-- çok beğendim.. harika görünüyor..
nedim-- bence de.. tuna beyde ne maharetler varmış,meğerse..
tuna-- teşekkür ederim..

irem-- (hepimizin peçetelerini katlayıp,çatalı bıçağı üstüne koydum )
 kocacığım birçok yeteneğinin yanısıra..  mutfakta da becerikli ,mahirdir..  böyle zamanlarda hazırladıkları da,nefis oluyor..
tuna-- sağol hayatım..

tuna da oturunca..  tepsiyi sehpaya koydum..

nedim-- irem hanım,buz alıyor musunuz..
irem-- alırım.. tuna aşağıda durum nasıldı..
tuna-- (gülerek ) durgun ve gergin.. tabi bana söylemediler de.. turgutun yüzü asıktı.. tijenden etkilenmiş anlaşılan..
irem-- belliydi,gerçek yüzünü nereden bilecek çocuk..

nedim-- çocuk dediğiniz,sizden büyük irem hanım.. yani biraz temkinli yaklaşacak yaşta ,demek istedim..
irem-- (yerime oturup,gülerek ) temkinli mi.. gerçekçi olun,nedim bey..
karşısında kültürlü,güzel..alımlı,havalı.. civa gibi.. kıpır kıpır bir kız var.. yani yaşın pek önemi yok..
ben genel olarak,hepinizin bakacağını.. etkileneceğini  düşünüyorum..

telefon çalınca açtım,hemen..
irem-- evet..
vahide-- akif bey,arıyor.. acilmiş..
irem-- tamam,bağla..

akif -- merhaba irem hanım..
irem-- merhaba,akif bey.. buyrun..

akif-- sordum; kredi vermenin maksadı bu olduğu için..  kimse vadesinden önce borcunu kapatmıyor ve verilen imkanı sonuna kadar kullanıyormuş..
para iadesi gibi.. bir uygulamamız yok muş.. ama miktar çok fazla olduğundan.. ve tanıdığım için..  size  inisiyatifimi kullanarak verebilir mişim..

irem-- (gülerek ) sağolun.. ben çadırı kurduruyorum, o zaman..
akif-- hah hah hah.. anlaştık..
irem-- teminat,ipotek konusu ne oldu..
akif-- çadır,iki katlı olabilir mi..
irem-- hah hah hah.. peki sağolun,akif bey... yarın görüşürüz..
akif-- rica ederim,iyi günler..
irem-- size de..


kapatınca..tuna bana .. "ne yapıyorsun" manasında baktı..

irem-- yok birşey..
tuna-- emin misin..

1603.bölüm..


tuna-- tebrik ederim,rekin.. umarım hayırlı olur,iş ortaklığınız..
mr.blaunt-- teşekkür ederim,tuna bey.. ben eminim.. iyi olacak.. şeyhim,yanılmış..
irem hanımın,kabul etmeyeceğini düşünüyordu da..

tuna--ben de,öyle düşünüyordum..ama sürpriz yaptı..  irem,ne ikram edeceksin bize..

irem-- (yerime oturdum .. gülerek ) sütlaç..

nedim--tuna--hah hah hah..

irem-- ne gülüyorsunuz,adam yanlış anlayacak.. beğenmediysen,telefon yanında.. tatlı aldır.. yada ne istiyorsan.. (monitöre baktım.. yabancı yok.. yasemin,turgut ve vahide hanım telefonla konuşuyor )
derya müsait..

tuna-- bizim keyfimiz,iyiydi..aşağı müsaitse, ben inebilirim..
irem-- müsait de,saklanmıştır falan.. gözümün önünde ol..

tuna--nedim-- hah hah hah..

fihristteki akif beyin, numarasını aradım..

tuna-- rekin,ne içersiniz..  çeşitimiz çok..
mr.blaunt--  içtiğimize devam edebilirdik  ama size uyarım..
tuna-- tamam.. nedim bey,siz?

nedim--aynısından içerim ama  imzadan sonra..
tuna-- anladım.. beş dakika sonra gelirim..

santral akif beyi bağlayıncaya kadar,bir sigara yaktım..

akif-- alo,irem hanım.. beklettiğim için kusura bakmayın.. nasılsınız..
irem-- rica ederim,akif bey.. iyiyiz,siz nasılsınız..
akif-- çok şükür,bizde iyiyiz.. ama kızlar da,bende sıcaklardan mahvolduk..

irem-- kızlarınız,yüzme biliyorlar mı..
akif-- biliyorlar da..  yakında havuz olmasına rağmen, gündüz tek  gönderemiyorum..
kampüstekine de gidemiyoruz.. neyse,sizi sıkmayayım..

irem-- estafurullah.. göl kıyısında havuzlu villalar var,görmüşsünüzdür..
güvenliğe adımı söylerseniz,sizi yönlendirirler.. benim olup olmamam önemli değil.. ne zaman isterseniz ..  kızlarınızla  gidip,girin lütfen.. yavruların,serinlemelerinden..  çok memnun olurum,akif bey..

akif--.................... peki,kısmet olursa.. gideriz.. sağolun..
burhan da,çok hakikatli delikanlıymış..  dört gün önce,geldi..  çok mutlu olduk.. kızlarla,bahçede saatlerce oynadı .. güldük,eğlendik ama  giderken.. halini anlatıp ,hakkınızı helal edin diyince şok oldum..

irem-- malesef bizde çok üzüldük ama.. hayırlısı böyleymiş demek ki..

akif-- haklısınız,öyle demekten başka çare yok.. buyrun,sizi dinliyorum..
irem-- söyleyeceğim numarayı ,not alırsanız sevinirim.. ( kağıttaki bilgileri verdim ) buraya yarın ,hesaptan havale çıkartılacak..

akif-- ne kadar,irem hanım..

irem-- neredeyse hepsi.. 100 bin kalacak sadece..  hazır olur,değil mi..
akif--(gülerek )  ben yine arkadaşları çağırayım bari..

irem-- (güldüm ) verdiğim rahatsızlıktan dolayı,affedin lütfen.. kaçta geleyim,yarın..

akif-- rica ederim,görevimiz.. saat on gibi uygun olur sanırım.. bir önerim olabilir mi..
irem-- tabi,buyrun..


1602.bölüm..


mr.blaunt-- (gülümseyerek) o halde,size bırakıyorum.. ne taktir ederseniz kabulümdür..

tuna-- irem siz ithalat için imzayı atın.. klasörü ver de, bedele bakayım..
takviye lazımsa kullan.. yada yarın ben temin edeyim..

irem-- ( klasörü uzattım,aldı )  ihtiyacım yok..  sen ,50 bin dolar fark uygun mu onu söyle bana.. on ikinci sayfa..
tuna-- tamam..

*****
nedim bey nezaretinde.. ikimizde onlarca imza attık.. ithalat anlaşması için..  o tamamlanınca.. tokalaşıp,tebrik ettik birbirimizi..  .. nedim bey,ayırıyor gerekenleri..

tuna da klasöre baktı,kur bilgilerini aldı telefonla.. hesap makinasıyla, hesapladı falan...

tuna-- (gülerek ) makinanın kapasitesi yetmedi.. ama 50 az .. adam servet yatırmış,resmen.... 100 bin ver, bence..

nedim-- ne kolay söylüyorsunuz.. dolardan bahsediyoruz tuna bey.. 50 yeter dersiniz diye bekliyordum,ben..

tuna-- hiç karışmadım gördüğünüz gibi.. irem sordu,fikrimi..
az olduğunu gördüm..  söylemesem.. .. hak yemiş  olurum,nedim bey.. vicdanım rahat etmez..

irem-- mr.blaunt.. ithalat için gereken parayı, yine aynı numaraya yatıracağım değil mi..
mr.blaunt-- evet,aynı.. o fabrikanın genel hesabı..

irem-- ben sizin ,banka ve hesap numaranızı da alayım.. birde avukatınız ,danışmanınız gelecekse.. diye soruyorum.. şimdi imzalamamız uygun mu..

mr.blaunt-- uygun.. herşey hazır zaten.. gece ben,götüreceğim.. almanyaya.. işleme konulacak..
genel müdür ve yardımcıları göreve başladı..
kesintisiz,üretim ve sevkiyatlar da devam ediyor.. mehmet,davut ve faruk beylere de.. bu sabah siparişleri teslim edildi..
(cebinden.. not kağıdına yazılmış banka adı ve numarasını verdi) isterseniz beraber gidelim.. yatırımınızı siz de görün..

irem-- bu gece olmasın. daha sonra,gideriz.. kısmetse.. benim radyo yayınım var da..
 izin verirseniz,bankayı arayayım  ben.. hazırlasınlar parayı..  ithalat için de,havale çıkarılsın..

mr.blaunt-- tabi buyrun..
ben masama giderken..

tuna-- tebrik ederim,rekin.. umarım hayırlı olur,iş ortaklığınız..
mr.blaunt-- teşekkür ederim,tuna bey.. ben eminim.. iyi olacak.. şeyhim,yanılmış..
irem hanımın,kabul etmeyeceğini düşünüyordu da..

tuna--ben de,öyle düşünüyordum.. ama sürpriz yaptı..  irem,ne ikram edeceksin bize..

irem-- (yerime oturdum .. gülerek ) sütlaç..

nedim--tuna--hah hah hah..

1601.bölüm..


hızla merdiveni çıkıp, odama girdim..  monitörü açınca da..vahide hanımı aradım..

vahide-- bahadır holding buyrun..
irem-- benim,adımı söyleme.. ve o kızı, derhal gönder..  işe asla almıyorsun.. ararız de..

vahide--.................... merhaba,nasılsınız..
irem-- sizi görüyor ve duyuyorum.. tijen hanımı,çok iyi tanırım. beraber okuduk..  o, çalışılacak birisi değil..
vahide-- biz de iyiyiz.. .............. peki,söylerim..
irem-- son birşey..  yöneticinin ben olduğumu ,biliyor mu..
vahide-- söz konusu olduğunu,sanmıyorum..

tuna rekin ve nedim bey içeriye girince..
irem--(elimle toplantı masasına işaret ederek ,kalktım ayağa) tamam.. kimseyi konuşturma.. oyalanma ve acil olmadığı taktirde telefon bağlama..
vahide--görüşürüz, size de.. iyi günler..

kapatıp.. elimde klasörler ,sözleşme ve dosyalarla masaya geldim..

irem-- (rekin sağımda,nedim bey solumda.. tuna ayaktaydı ve koltuğumu çekti.. sağol diyerek oturdum,yerime ...elimdekileri masaya bıraktım.. ingilizce olarak ) bu gün
olanlardan dolayı... sizi bekletmek zorunda kaldığım için,özür dilerim mr.blaunt..

rekin--(gülümseyerek) ben hiç şikayetçi değilim..
irem-- anlayışınız için,sağolun.. (nedim beyin yanında oturan, tunaya bakıp.. ) klasörlere bak,istersen..
tuna-- gerek yok .. aşağıdaki kimdi de.. görünmemizi istemedin..

irem-- tijen miş..
tuna-- (gözlerini açarak ) tijen ? iş mi arıyormuş,başka birşey mi..
irem-- bilmem ama aradığını bulamayacağı kesin..
tuna-- (gülerek ) şimdi sürprizz diyerek içeriye girermiş..

irem-- (bende güldüm ) hayatının hatasını yapar herhalde..
rekin ve nedim bey de.. benim bir başka yönümü keşfederler..
bu sefer sen bile engel olamazsın bana..

tuna-- hah hah hah..

nedim-- tijen her kimse..ikiniz de tanıyorsunuz anladığım kadarıyla..

irem--evet.. ben hastaneden çıktığımda.. yorulmamam için.. tunanın ne ihtiyacı varsa,yapmaya/ sağlamaya  gönüllü olduğunu.. bana söylemeye cesaret eden.. çok iyilik sever bir arkadaşımdır kendisi.. pek severim..
nedim-- (gülerek ) belli oluyor.. gelmesi tesadüf mü,bilinçli mi acaba..

irem-- sordum vahide hanıma.. sanmıyorum dedi..
ama bilinçli gelmişse bile,belli edeceğini de ben sanmıyorum..

tuna-- elde edeceği ne var ki.. hiç.. beklentisinin olması da,söz konusu değil..
irem-- evet,bekleyip göreceğiz.. (ingilizce olarak )  mr.blaunt.. gönderdiğiniz evrakları inceledim ve kararımı.. yönetim kuruluna da danışarak verdim.. fabrika yönetimi,idaresi ve % 51 hisse sizde kalmak şartı ile.. % 39 hisseyle  ortağınız olmaktan mutluluk duyacağım..


mr.balaunt--(güldü )  çok sevindim,irem hanım.. umarım ortaklığımız , hayırlı olur.. ayrıca vahideye ,alma nedenimden bahsetmediğiniz için de teşekkür ederim..  az önce yine sordu çünkü.

irem-- o, çok hassas..kırılgan..  siz demeseniz bile söylemezdim.. ama değer vermenizden de.. çok memnun oldum doğrusu.. konuyu açılmamak üzere kapattık.. şimdi ,bankaya yatırmamı istediğiniz meblayı duymak istiyorum..


mr.blaunt-- bu çok ani gelişen bir durumdu.. hemen yada hepsini birden yatırmanız planlarınızı bozabilir.. o konu sonraya kalsın da, imzaları atalım önce..

irem-- ani olması konusunda,size katılmakla birlikte.. imzadan önce söylemenizi istiyorum.. zorlanmayacağıma emin olabilirsiniz..

mr.blaunt-- peki.. merkezden gelen,klasörü gönderdim size.. uygun gördüğünüz ortaklık şartlarına göre  % 39 luk hisse bedelini öderseniz ...

irem-- mr.blaunt.. gördüm,okudum.. hesapladım..  onu biliyorum..
ticaret yapıyoruz burada.. tıpkı benim gibi.. sizin de kar amacı gütmeniz kaçınılmaz.. ben,istediğiniz farkı duymak istiyorum.. haksızlığa, gönlüm razı olmaz..

mr.blaunt-- (gülümseyerek) o halde,size bırakıyorum.. ne taktir ederseniz kabulümdür..

tuna-- irem siz ithalat için imzayı atın.. klasörü ver de, bedele bakayım..
takviye lazımsa kullan.. yada yarın ben temin edeyim..

irem-- ( klasörü uzattım,aldı )  ihtiyacım yok.. sen 50 bin dolar fark uygun mu.. onu söyle bana.. on ikinci sayfa..
tuna-- tamam..

26 Ocak 2013 Cumartesi

1600.bölüm..


tuna-- sen ne kastettiğimi biliyorsun..
irem-- (gülümseyerek ) haklısın canım.. elaa.. neşe ablaların ,ev sahibi biziz.
 (nasıl kiraladıklarını anlatıp.. sakın söyleme dedim.. )
tuna ,bizim evlerimiz var demek istedi..  liseye,ufuk için okula,halama.. bize,buraya,anneme ve neşe ablaya yürüme mesafesinde..  sana uygun iki ev var.. gösteririm..hangisini istersen oturursun..

ela-- olurr ama kira vermek şartıyla..
tuna-- elaa.. şaşırma.. senden kira mı alacağız.. irem eşyalı mıydı onlar..
irem-- evet.. eşya getirmekle de uğraşmaz diye,önerdim onları..
tuna--  tamam.. yarın nailin tatlısı yenecek,geleceksiniz zaten..  akşam gösteririz ela..
ela--peki,haberleşiriz..

o kalktı.. tokalaştı, beraber çıktık mutfağın bahçe kapısından..  konuşa konuşa  ufukla onu,arabalarına kadar da.. yolcu ettim..

*******

köşke girecekken.. derya geldi merdivenlere..

derya-- bir dakika konuşabilir miyiz..
irem-- tabi.. söyle..
derya-- (bahçeye indi ,kısık sesle ) irem hanım..  ben nikahtan önce görevimden, istifa edip.. ayrıldım..
şimdi söylemek istememin nedeni de.. ufuktan duyduklarım...
herhangi bir şekilde bilgim olup ta,sizi uyarmadığımı düşünmenizi istemem..

irem-- aklıma bile gelmez,duysan uyaracağını biliyorum..
niye ayrıldın.. yoksa yabancı diye,evlenme mi dediler..

derya-- evet.. beklememin nedeni de oydu..
eğer kabul edilseydi.. durumu, saide anlatmak zorunda kalacaktım ki..
anladığım kadarıyla,söylemeyişim  büyük sorun yaratacakmış..
verdiğiniz aile desteği ile güvenimi ,cesaretimi artırdınız ve ben mutluluğu seçtim.. hiç de pişman değilim..
(gülümseyerek) artık,herhangi birisiyim.. kalifiye bir çalışan da olmadığımdan.. işime son vermekte özgürsünüz.. çıkarın demiyorum ve  -saidle çalışmak gibi - başka bir amacım  da yok..
yanlış anlamayın,sadece bilmenizi istedim..

irem--(gülerek )  hıı.. yanlış anlayabilirdim,söylemen iyi oldu..  hadi işimize bakalım..

*********

içeriye girdik ikimiz de.. yasemin ve turgut masalarında olmayınca.. gülçine neredeler dedim..
derya-- gülçin,şimdi geldi.. vahide hanımın odasındalar.. iş başvurusu için, gelen bayanla görüşüyorlar.. ..
gülçin--  elizabeth hanımın, selamı var size..  çok memnun oldu.. teşekkür etti.. o da ,çok öpüyormuş..
söyleme demişti ama..üşütüp  hasta olmuş.. gittiğimde yataktan yeni kalmıştı..
irem-- hıı,as.. ararım,songül de.. yemek götürsün bari..  gülçin,monitörü aç bakalım, içerideki nasıl birisiymiş..

gülçin vahide hanımın odasındaki kameranın görüntüsünü,sesini ekrana verince.. dondum kaldım.. tijen bu.. benim iyiliksever,arkadaşım tijen..
tabi süper bir ingilizce konuşuyor.. turgutun da,ağzı kulaklarında.. hayran hayran bakıyor..  gülüp,sohbet ediyorlar..

irem-- gülçin bu içerideki kız,bir daha asla buraya girmesin..
gülçin-- peki..
irem-- derya,tunaya odamda beklediğimi söyle.. asansörle diye belirt.. songül sütlaçları buzdolabına koysun.. elizabethe yemek götürsün..

derya-- tamam..  ben söylerim de.. tuna bey.. niye diyecektir..
irem-- iş başvurusuna gelen kişiyle karşılaşmasını istemiyorum.. sorarsa söylersin.. acele et.. ben vahide hanımla konuşacağım..
derya-- tamam.. o ,kim ki..
irem-- çokkk sevdiğim bir arkadaşım..

hızla merdiveni çıkıp, odama girdim.. monitörü açıp..vahide hanımı aradım..

vahide-- bahadır holding buyrun..
irem-- benim,adımı söyleme.. ve o kızı, derhal gönder..  işe asla almıyorsun.. ararız de..
vahide--..................
1599.bölüm..


vahide hanım.. hepimize yaptığı kahveleri  ikram edip..
vahide-- beylerin kahvesi cezvede kaldı.. ben içeriye gidiyorum..  afiyet olsun..
irem-- eline sağlık da.. herşey hazır,gitme.. otur, vahide hanım..

vahide-- (gülümseyerek ) doğru da,iş için birisi gelecek..

irem-- peki.. sizler onaylarsanız.. bir de ben göreyim.. haber ver ama kim olduğumu çaktırma..  evrakları da,odama bıraksın yasemin..
vahide-- anlaştık..

irem-- vahide hanım.. elizabethi ara.. evdeyse..  anaokulu için hazırladığım zarfı,gülçinle gönder..
misafiri var ama geciktirmemek için gönderdiğimi..  yayın için,teşekkür ettiğimi.. bu gece benim gideceğimi.. ve öptüğümü  söyle..
vahide-- yoksa..
irem-- philibi ararsın.. ya onlar uğrayıp alsın.. yada ben gece evlerine götürürüm..
 vahide-- tamam..

o içeriye.. songül de,bahçe masasını silmeye gitti..  tuna da bize sigara verdi.. içiyoruz..

ela-- (kısık sesle ) ben üzgün, şaşkınım.. kaç yıllık öğretmenim ama  ufuğun gizli birşey yaptığını hiç hissetmedim ve anlamadım.. belli  etmedi..
umarım tehlikeli olabilecek birileri okumamıştır ,o mektupları..
bir an önce yakalansa da.. kimliğini öğrensek.. çok özür diliyorum,sıkıntı yaşamanızı istemezdim.. tuna..

tuna-- biliyoruz,ela.. bizim de arzumuz, o.. senin ne suçun var da,özür diliyorsun..
ufuğunda yok.. iyi niyetle,özlemle anlatmış.. tek suçlu var..
ela-- kim..
tuna-- balık baştan kokarmış,ela..

irem-- tunaa... o olduğunu bile,bilmiyoruz..  konuyu kapatalım,lütfen..
elacığım..  sen ve abim konuşun.. kabul ederseniz.. benim okuduğum koleje yazdırayım onu..
disiplinsiz  bir yer sanma sakın.. tüm gün okulda olacak.. aklın rahat olur..
rehberlik danışmanı.. psikoloğu , yeteneğe göre bedensel aktiviteleri .. ve süper dil eğitimi var.. öğretim kadrosu hala çok iyi..  çocuğu kaybetmeyelim,kazanalım.. istiyorum..

ela-- bizde öyle.. neyse konuşuruz.. sizin işiniz var,ben kalkıyorum..

irem-- acelen ne canım.. ben işimi yaparım.. abimde gelir,akşama..

ela-- yok hayatım.. hepimiz gerginiz.. o da ,çok yorgun geliyor eve..  bir konuşup,sindirelim de.. başka zaman görüşürüz...neşeye uğrayıp, Mersine dönerim..

irem-- peki,çok selam söyle.. kızını öp benim için.. elizabethin anaokulunu söyle..  çalışacakmış ya,haberi olsun..

ela-- as.. söylerim...  kiralık ev ilanı gördüm,biraz ileride..  onun  fiyatını da soracağım..
hergün villadan,liseye .. ufukla gidip gelemem ben....
birde neşenin,ev sahibi gibi.. hiç birşeye karışmayan birisini bulursam.. süper olur..

tuna-- karışılacak bir durumları mı var..hem sen niye kiralık ev  arıyorsun ki,evimiz mi yok ..


ela-- onlar ev sahibini,görmemişler bile.. hesaba yatırıyorlarmış,kirayı..
sağol da,ben ne sizinle.. ne de.. muazzez hanımla beraber oturmam tuna..
herkesin bir düzeni var.. gezme değil ki,orada yaşayacaksın..
ufukla ben gidersem hiç birimiz rahat edemeyiz..  bir de tuğrulun geldiğini düşünürsek
sığmayız bile..
tuna-- başımızın üstünde yeriniz var.. kalırız da,sığarız da..  irem,sana devrettim.. anlat.. 
irem-- emrin olur ağam.. (göz kırptım,gülerek ) neyi.. 

ela--rekin--nedim-- tuna-- hah hah hah.. 

1598.bölüm..


hepimiz içeriye girdik..   ela ufuğun elini yüzünü yıkayacak..
bizde mutfaktayız..
songül bulaşık yıkıyor.. vahide hanım kahve hazırlığı yaparken..
ben de sütlaç tenceresinin altını yaktım.. kıvamı gayet güzel..  limonu yıkayıp,kuruladım.. rendeliyorum..  beyler de oturmuşlardı,sandalyelere..

tuna buzdolabını açınca..
irem-- tuna buzlukta olacaktı.. oraya bak..
tuna-- fikrimi değiştirdim.. hayatım..
buzu,bir sıvı içine koymayı düşündüğümden önce şişeyi alayım demiştim..

irem-- (şekeri ,limon rendesini ve damla sakızını koyup,karıştırmaya başladım.. gülerek ) hımm..
alkollü içecek,sıcakta ve mesai saatinde dokunur.. bu da,su içeceğin anlamına geliyor..

nedim-- irem hanım,bu sıvı pek suya benzemiyor.. tuna bey,ısrar ediyor.. kırayım mı yani..

üçü tıklatıp içtiler..
tuna-- ne ısrarı,içmem diyebilirdin nedim bey.. ben tatil olduğumdan, muafım..

ocağın altını iyice kısıp..
kavanozdan,üç minik kayık tabağa  çerez koydum.. bitter çikolata kutusunu da buzdolabından
aldım.. hepsini masaya yerleştirip..

irem-- yemekten ve bu kadar gerilimden sonra.. içki, hiç iyi fikir değil.. bence.. sarhoş olursanız,sizi tanımam..
tuna-- ..  dokunan dokundu,bu da dokunsun.. ne yapalım..
nedim-- çimlere yatarız ,menekşe hanım gibi yaparsınız sizde..

rekin-- (gülümseyerek ) nasıl..

irem-- ( sütlaç için kase çıkarırken..ingilizce olarak ) menekşe.. içkiyi fazla içen.. eşi ve kayınbiraderlerimin çimlerin üstüne uzanıp..  sızdıklarını görünce.. çok üzülmüş ve sinirlenmiş.. bahçeyi bol suyla suladığı halde ayıkmaları mümkün olmamış..
 nedim bey onu söylüyor..
ama o olay... kırılma noktası oldu  ve orhan abi.. içkiyi bıraktı..
mr.blaunt-- sonuç iyi olmuş,en azından..
tuna-- evet.. hiç sarhoş görmedim ama çok içiyordu..

ela geldi,ufuk turgutun yanındaymış.. kaselere koyduğum sütlacın kıvamını ,çok beğendi..
hava sıcak.. fırınlama dedi.. bizde oturduk masaya..

irem-- nedim bey,elizabethin anaokulu için..masrafı vakıf karşılayabiliyor mu..

nedim-- anaokul kurulup,çalışmaya başladıktan bir yıl sonra.. sadece bina kira bedelini karşılayabiliyor,irem hanım..  hem yönetmelik,hem de  sözleşmemizde vakfı korumak için.. böyle bir  madde var..
birde  eğer vakıf kirayı karşılayacaksa,ismi umut vakfı anaokulu olmak zorunda..
ayrıca şartlar da var ;  her türlü bakanlık denetime açık ,çocuklardan alınan bedel asgari .. yıllık cironun % 10 u da vakfa ait ..

irem-- anladım... yani,vakıf üstlenirse elizabeth kar edemeyecek..
nedim-- biraz öyle..
irem-- denetim ,ciro,isim tamam da.. asgari bedelle.. orası çalışmaz.. kadının maaş vereceği çok kişi olacak.. kendisini amorti bile edemez ki..
tuna-- eğitim vakfı,kar amacı gütmez.. demek ki,özel olacak.. ve sen karşılayacaksın...

vahide hanım.. hepimize yaptığı kahveleri  ikram edip..
vahide-- beylerin kahvesi cezvede kaldı.. ben içeriye gidiyorum.. afiyet olsun..
1597.bölüm..


tuna-- hayır hayatım,yanılıyorsun.. nedim bey kararını holding kurulurken verdi..   koşullarımızı karşılıklı ,konuştuğumuzu hatırlıyorum..değil mi,nedim bey..
nedim-- (içini çekerek ) evet..

tuna-- yani yorgunluk,ayrılma nedeniniz olamaz..  benim avukatım olmayın,tamam ..ağır geldiğini de anlarım ama irem işlerden kendini geri çekinceye kadar.. en azından beş yıl daha holdingin avukatısınız..  o zaman tekrar değerlendirme yaparız.. anlaştık mı..

  nedim-- ................. peki,anlaştık..
irem--  bu ne demek oluyor..  niye ben dediğimde kabul etmediniz..

nedim-- çünkü ,inanmıyorsunuz ama ben yoruldum derken ciddiydim..
 tuna bey madem avukatlığından azletti.. bir yardımcı avukatı yetiştirinceye kadar.. devam edebilirim ,tabi siz hala istiyorsanız..

irem-- ben istediğimi söylemiştim,zaten..   önemli olan,sizin istemeniz.. nedim bey..

nedim-- istiyorum,tamam..
tuna-- beş yıl,demediniz..
nedim-- (gülümseyerek ) peki beş yıl..
tuna--  tamam.. şimdi şu imza ,bir an önce atılsın... kaç saattir bekliyor adam.. ne kadar ayıp oldu..
ben de delirmeden eve gideyim..

irem-- (koluna girdim ,rekin.. vahide hanım ve elaya doğru yürüyoruz. ..nedim bey de yanımızda...)
 aa lütfen.. delirecek birisi varsa,o da benim.. sen sıranı bekle..  benim mesaim daha bitmediyse,sende gidemezsin..  gelecekler var..
tuna-- (gülerek ) sen dediğin için, gidecektim.. burada buz var mı...

irem-- dert ettiğin buz olsun, buluruz..nedim bey sütlaç sever misin..
nedim-- çocukken yemiştim en son.. severmiydim,hatırlamıyorum..

tuna-- içimden bir ses, yine yiyeceğinizi söylüyor da.. irem ne zaman..nasıl  yapacak onu bilmiyorum..

irem-- hazırlandı bile.. son bir kaç dokunuş,gerekiyor sadece.. beraber mutfağa girelim.. ben onu yaparken.. siz kahvenizi içersiniz.. ela da yanlız kalmamış olur..

tuna-- acelesi mi var sütlacın.. bırak allahaşkına..

irem-- hımm.. var kocacığım.. bekir bey müjde istedi.. bende sütlaç önerdim..
güngör beyin olayı, hemen hemen kesinleşmiş.. şimdiye devir almıştır,muhtemelen...
gelecekler beraber,ona ikram edeceğim.. o komisyonu mu..
şeyhsuvar kardeş  de,yarı parayı yatırmış..
bekir ağa da jest olsun diye 50 otobüsü gönderiyorum demiş..  çok sevinçliydi..

tuna-- hayırlı uğurlu olsun..
nedim-- iyi olur inşallah..
irem-- inşallah..

24 Ocak 2013 Perşembe

1596.bölüm..


aykut-- (gülerek ) ben birde,yazı yazdırmanızı bekliyordum .. bir tarif istersiniz demiştim ama..

tuna-- yöntem farkı işte..
ela-- ne tarifi..

ersin-- irem hanım,bize ingilizce acılı künefe tarifi vermişti..
said-- ilginç olmalı.. maruf bayılırdı eminim..
tuna--(gülümseyerek ) bence de bayılırdı said..

irem-- hah hah hah.. güldüm ama halimize ağlanılması gerek aslında.. o mektupları,kim okudu acaba.. kim yazdı,oradan kim aldı..

aykut-- bulunacak, merak etmeyin..

tuna-- büyük ihtimalle ufuğu takip ediyordur,o kişi.. çocuğu kullanmanıza ,kesinlikle razı değilim.. bir şok daha kaldıramaz..
irem-- o okula da, gitmemeli bence.. ela başka okula aldırabilir misin..

ela-- evet.. ben aslında sürpriz yapacaktım ama.. hiç olmayacak şeyler yaşadık,artık önemi kalmadı.. sabah,paksoy lisesine müdür olarak atandığımı öğrendim..  ufuk da, mecburen burada okuyacak..

irem-- (kalkıp elanın yanına gidince.. o da kalktı ) ela,bu habere öyle çok sevindim ki.. tebrik ederim hayatım ..
ela-- (sarıldık ) sağol canım.. sevinmeyecek birisi var ne yazık ki.. yine ondan önce duydunuz..

tuna-- evet.. gözün aydın,ela.. en azından,yakın.. tuğrulun gelip,gitmeye razı olmaktan başka çaresi mi var..
 ela-- doğru da.. tayin beklemiyorduk.. nasıl oldu hiç anlamadım..

diğerleri de tebrik ettiler..
masa toplanırken..

said-- benim gitmem lazım.. herşey için teşekkür ederim..
irem-- rica ederiz,said.. yine gel..
said-- bizde evimize bekliyoruz..
tuna-- inşallah geliriz..

aykut--( kalktılar hep beraber ) bizde kalkalım,sizi işinizden alıkoyduk.. yemek içinde teşekkür ederiz.. ayrıca,bizde bekliyoruz sizi..
irem-- rica ederiz .. peki gelirim..

herkesle tokalaştık da.. dayımla sarıldık.. öptüm yanaklarını.. diğerleri kapıya doğru yürüyorlar..

erol-- tuğrul kızmasın,ufuğa..  belli ki,bilen birisi çocuğun anne özleminden faydalanmış..
buraya gelecek olmaları da,daha iyi olur..  nasıl davranılması gerektiğini soracak danışmanlar var,çevre de değişir..

tuna-- dayı,lütfen söyle.. sizin araştırmaya değer gördüğünüze göre.. ne yazıyordu o mektupta..
erol--  söyleyemem.. dedikodu iftira dahi olsa.. tarihler verilmiş.. çözülmesi lazım..
bazı konular açıklığa kavuştu da.. kapanmadı,malesef..
irem--  bir tarihi söyle dayı..
erol-- 19-10-1982 de tuna İstanbuldan yurt dışına çıkacakmış.. bunu nasıl bilebilir..

tuna-- anlaşıldı ki,bizi tanıyan.. iremin doğumgününü ve evlilik yıldönümümüzü bilen birisiyle karşı karşıyayız dayı.. muhtemelen dediği doğru çıkacak.. ama tek değil,beraber gideceğiz ..
erol-- nee.. 5 mart 1984 ne peki..
irem-- tunanın 34.doğum günü olacak dayı.. o kimse sizinle dalga geçiyor.. başka tarih varsa,söyle..

erol-- var.. yarın gösteririm.. el mi yaman,bey mi yaman göreceğiz .. kim kiminle dalga geçecek bakalım.. kendinize dikkat edin..
tuna-- siz de..

yolcu edince.. nedim beyle bakıştık..
irem-- nedim bey,ayrılmak istemenizin nedeni buydu.. ve bir şekilde haberdardınız değil mi..

tuna-- kim ,nereden ayrılıyormuş..
nedim-- ben yorulduğumu,ayrılmak istediğimi söylemiştim de..
 irem hanım.. yemin ederim ki,hiç haberim yoktu..

tuna-- ee,sonuç ne..
irem-- ben diyeceğimi dedim.. nedim bey karar verecek..
1595.bölüm..


yemekler servis edildi.. oturdular.. yiyoruz..

kaldırımdan gelip geçenler de,görülüyor..
çiçekçi amca elinde boş kovasıyla.. bahçe kapısının önünden,geçti.. bizim tarafa doğru bakmadı bile..
başında kasketi,başı önünde düşünceli gibiydi..

ağzımı peçeteye silip.. kalktım aceleyle..
tuna-- ne oldu..
irem--  amcayı gördüm.. bu sefer kaçamaz..
tuna-- belki işi vardır adamın.. bırak şimdi..
irem-- hayır olmaz.. songül.. bir servis daha ekle..

koşarak.. gittim kapıya.. dışarıya bakıyorum.. ama yok.. nereye gitmiş olabilir ki,buhar olup uçmadı ya..
sahiden dört resmi plakalı araç arka arkaya duruyor.. içinde de,şöförler oturuyor..
acaba onları görünce,tanınmamak için mi girmedi.. kıyamam be..
bu sıcakta.. yaşlı adamcağıza takip görevi mi verilir..  gelip,beni görebilseydi keşke..

tuna-- iremm,gelsene..
 (döndüm.. yürüyorum )
tuna-- gitmiş mi..
irem-- evet ya.. koştu mu nedir.. yetişemedim.. (oturdum yerime )

ersin-- (gülerek) dışarıdan geçenleri de,yemeğe mi çağırıyorsunuz..
irem-- herkesi olmasa da,sevdiklerimi çağırırım.. ersin bey..
aykut-- amca dediğinize göre ,seviyorsunuz.. gerçek amcanız mı..

irem-- değil.. gariban,çiçek satıp.. nafakasını çıkaran bir amca işte.. ama adam gibi adam olduğundan... sevip, saydığım doğru..

said-- (su doldurdu bardaklara ) irem hanımın sevdiği olmak ayrıcalıktır.. sağolsun, çok da cömerttir..
irem-- afiyet olsun,said..

vahide-- sen irem hanımı biliyorsun ama haksızlık yapmayalım.. tuna bey de çok cömerttir said.. ben çok iyiliğini gördüm..
tuna-- hak ettiğin için gördün,vahide hanım..  benim sınırım vardır.. ama iremin yok ..

ufuk-- irem tinayla oynayabilir miyim..
irem-- oynayabilirsin ama elaya sor önce..
ufuk-- elaa ?
ela-- peki.. gölgede ve çok koşturmadan oynayın.. terleme..
ufuk-- tamamm..
indi sandalyesinden.. topu almaya gitti..

nedim-- (kısık sesle ) irem hanım,müthiştiniz..
ersin-- evet,sorulması gereken her soruyu sordunuz..
erol-- bilgi sızmamış ki,akmış resmen..
aykut-- (gülerek ) ben birde,yazı yazdırmanızı bekliyordum .. bir tarif istersiniz demiştim ama..

tuna-- yöntem farkı işte..
ela-- ne tarifi..
ersin-- irem hanım,bize ingilizce acılı künefe tarifi vermişti..
said-- ilginç olmalı.. maruf bayılırdı eminim..
tuna--(gülümseyerek ) bence de bayılırdı said..

irem-- hah hah hah.............. . güldüm ama halimize ağlanılması gerek aslında.. 
 o mektupları,kim okudu acaba.. kim yazdı,oradan kim aldı.. 

aykut-- bulunacak, merak etmeyin.. 

1594.bölüm..


ufuk-- ela üzüldü,ağladı.. bunaldım ,dışarıya çıkalım dedi.. bende seni istedim.. geldik.. iremmm, beni sevmeyecek misin artık..

irem-- ben seni her zaman seveceğim.. bundan emin ol.. ama yaptığın çokk yanlış.. söylemek zorundayım..
bize zarar verecek kişiler olabilir ve istemeden sen bunu sağlamış olabilirsin..
şunu anla ki; özel durumlar hariç..hiçbir mektup,bir günde İstanbula gitmez ..  cevap da gelmez..
üstünde isim adres ,pul olmadan gelen/bırakılan /gönderilen zarf  kime ait olduğu bilinmediğinden şüphelidir,açılmamalıdır... gerçek mektup değildir..
annen göndermiş bile olsa.. mutlaka büyüklerine haber vermen gerekir.

bana söz ver,bir daha asla gizli birşey yapmayacaksın.. suçlu olursun..
eladan,babandan.. menekşe den,gönülden benden..orhan,eren ve tuna amcan haricinde kimseden..
birşey almak,vermek..  yok.. yemek içmek,yok..  her şeyi anlatmak,yazmak.. inanmak yok..
sadece bize -her ne olursa..- kısıtlamadan,saklamadan dürüstçe bildiğini anlatacaksın.. tamam mı..

ufuk--tamam, söz.. sarılabilir miyim sana..
irem-- (açtım kollarımı,sarıldık sımsıkı.. öptüm,kokladım.. telefon çaldı o sırada.. )şunu açayım ufuk.. ( ahizeyi aldım,tuşa basıp ) alo..

tuna-- burada işlem, tamam.. son mektubunda neler yazmış, bir bilsen.. şok olduk..  (içini çekerek ) gelin hadi,yemek yiyelim.. dışarıya hazırlattım..
irem-- anladım..

kapatıp.. kucağımda ufukla odadan çıktım..  sehpaya koymuşlar yine çantayı..

ufuk-- ela neredee.. gitti mi yoksa.. ..
irem-- gitmemiştir.. çünkü üzülmesine sebep olsan da.. o da seni çok seviyor..
bir özür borçlusun ona.. ve yanlız kaldığınızda..  elaya da,babana da bu olayı anlat.. tamam mı..
ufuk-- tamam..

indirip.. elinden tuttum.. mutfaktan geçip.. bahçeye çıktık..

aykut,ersin bey.. dayım, rekin.. nedim bey..ela..tuna..said ..  personelim hepsi oturmuş ,bizi bekliyorlardı..
songül, derya.. yasemin.. yemek servisi yapmak için kalktılar.. turgutta ekmek sepetini uzatıyor herkese..

ufuğun elini bıraktım.. elanın yanına gidip.. özür diledi,sarılıp.. öptüler birbirlerini..  yanına oturdu..

ela-- iremm.. sağol..
irem--sende..
said,hoşgeldin.. nasılsın..

said-- hoşbuldum irem hanım.. iyiyim de,siz değilsiniz sanki..

irem-- ne diyebilirim,haklısın.. beyler,geciktiğim için kusura bakmayın..
aykut-- (güldü ) rica ederiz.. biz çok memnunuz halimizden..

irem-- (gülümseyerek ,ingilizce konuştum )mr.blaunt ,afedersiniz.. plansız gelişiyor bazı şeyler..
mr.blaunt-- önemli değil irem hanım.. tuna bey bahsetti..

tuna--(elini uzattı.. tuttum ) gel otur,düşeceksin neredeyse..
irem-- (oturdum yanına ) aynen öyle.. bayılmak üzereyim..

1593.bölüm..


ufuk-- okulda aşı yapılıyordu.. bir  teyze ,ben ağlayınca.. bu çantayı verip.. annen gönderdi ,içinde de mektubun varmış.. sevindin mi dedi..
tabi sevindim dedim.. açıp okudum mektubu.. sahiden annem yazmış..
bana sen de yaz,götüreyim.. ben onun çok yakın arkadaşıyım dedi.. bende yazdım.. götürdü..

irem-- ne yazdın..
ufuk-- derslerimi,seni.. atımı.. tuna amcamı..babamı.. elayı.. çiftliği.. havuzu.. .
irem--   ee,sonra o teyze yine mi geldi.. sen ona nasıl güvendin.. tanıdık birisi mi yoksa..
annenin yazdığını nereden anladın ki..

ufuk--oğluşum yazmış,bana başka kimse oğluşum demez..ondan anladım..
teyzeyi tanımıyorum, gelmedi.. sonra da hiç görmedim..

irem-- mektuplar demedin mi..  sonrakilerin nasıl geldiğini,senin nasıl gönderdiğini  anlamaya çalışıyorum..

ufuk-- hıı..  okulda bizim kendi özel dolaplarımız var ya. mektubu oraya koyuyordum.. kilitlemeyince,oradan da alıyordum..
 menekşe teyzenin bebeğini.. bülent amcaların bebeklerini..de yazdım.. çok sevinmiş..
babam tuna amcamın yaptırdığı okulunu gösterip..
buraları eğitim yuvası yapacak tuna demişti.. onu da yazdım..
kurtları, buranın açılışını.. senin beni ne kadar çok sevdiğini.. konuştuğumuzu..
hatta psikoloğa gittiğini  ,beraber gideceğimizi de anlattım..
geçmiş olsun ,üzüldüm .. yengenle anlaşmandan mutlu oldum demiş..

irem-- peki ufuk.. çok merak ediyorum.. bu yazdıkların çok özel şeyler.. sen de çok akıllı bir çocuksun..
bir başkasının okuyup.. bize bir zarar verebileceğini hiç düşünmedin mi..
bir mektup koyuyorsun,bir mektup alıyorsun.. adres yok,isim yok..
kimden geldiği ,kimin okuduğu belli değil..
annene gittiğini yada onun cevap yazdığına nasıl inanırsın.. oğluşum diye herhangi birisi de yazabilir değil mi..

ufuk--................ ama benn..
irem--okul yapılması  tatilden sonraydı..ve menekşenin bebeği olacağını da.. yeni öğrendik.
 yaz tatilinde, siz nasıl mektuplaşmaya devam ettiniz..

ufuk-- kızdın mı bana..
irem-- biraz ve düşünememiş olmana çok üzüldüm.. benim sana samimiyetle anlattıklarımı.. bir başkasına yazmana ..  bana dahi bu haberleşme meselesini söylememiş olmana ,inanamıyorum..

ufuk-- ama kimse annemin nerede olduğunu  söylemiyordu..
 öyle gerekiyordur ,baban daha iyi bilir demedin mi bana..

irem-- dedim ve gerçekten bilmiyorum..
çünkü can sıkıcı,hoş olmayan detaylardan seni korumak istiyoruz.. babanın görüşmenizi istememesinin sebepleri var ..sende bunu anlayamayacak yaştasın.. ufuğum..
söyle bakalım.. yazın nasıl haberleştiniz.. okul kapalı..

ufuk-- bizim okul açık.. arkadaşlarla top oynuyoruz.. boya badana yapılıyor.. sınıflara da girebiliyoruz..
irem-- sen  en son  ne zaman mektup yazdın..ne zaman yazacaksın.. cevap ,kaç gün sonra geliyor..

ufuk--  yazdım da,götüremedim okula.. ela çantayı buldu.. bırakabilseydim,bir gün sonra geliyor cevap..

irem-- şimdi,Adanaya niye geldiniz..
ufuk-- ela üzüldü,ağladı.. bunaldım ,dışarıya çıkalım dedi..
bende seni istedim.. geldik.. iremmm, beni sevmeyecek misin artık..




Leman Sam- Gül güzeli 








                                             
                                                   

1592.bölüm..


irem-- (elaya dönüp,göz kırptım .. dudaklarını oynatarak "çanta" dedi ... herkes de bize bakıyor) ufuk elindekini,amcana  versene..
ufuk-- vermem ,o benim..
irem-- yine senin olsun, canım..  boynuma  batıyor da,ondan demiştim..
ufuk-- sana veririm..
irem-- ver tamam..  (indirdim kucağımdan,çantayı bana verdi ) ne kadar güzelmiş,çantan..  kim aldı bunu.. baban mı..

ela-- sıkıntımın nedeni o.. kim aldı bilmiyorum,söylemiyor.. yatağının altında buldum.. kutuların içine saklamış.. dokundurmuyor bile.. o bana kızdı,ben de çok üzüldüm..

ufuk-- irem,gel kulağına söyleyeyim..
irem-- gizli mi.. niye elaya söylemiyorsun..
ufuk-- evet..
irem-- hımm.. kulağa söylenmesi çok ayıp olur.. gel vahide hanımın odasına gidelim..( çantayı sehpaya bırakıp.. elinden tuttum) kusura bakmayın..  biz şimdi geliriz.. biraz beklersiniz değil mi..

aykut-- tabi ,bekleriz..
irem-- gülçin monitörü aç..
gülçin-- tamam..

irem-- songül ablası,ufuğuma meyve suyu verir misin..
ufuk-- kurabiyede var mı irem..
irem-- var tabii..
songül-- getiriyorum hemen..

biz vahide hanımın odasına girdik.. songül getirinceye kadar.. kapı açıktı.. sonra kapattık.. karşılıklı oturuyoruz.. ufuk kurabiye yiyor..

irem-- evet ufuk.. seni dinliyorum.. bir çanta için elayı neden üzdün..
hem gizlemek,saklamak da ne demek oluyor.. sana söylerim demen de, yanlış ama dışarıda misafirlerim var diye.. ısrar etmedim.. ela bu tavrı hak etmiyor..

ufuk--ama  onu bana annem gönderdi.. içinde mektupları var.. yırt, demiş ama ben yırtamadım.. benim özelim o.. elaya yatağımın altını temizleme dedim.. bulunca da.. açmak istemiş.. ben nasıl izin verebilirdim ki..

irem-- nee.. nasıl,kiminle.. annen evinizi biliyor muymuş ki..  mektuplarımız dedin.. siz haberleşiyor musunuz..

ufuk-- (gülerek ) evet.. çok özlemiş beni.. bende onu özledim .. annem çok hasta olmuş.. bulaşıcıymış,kimseyi almıyorlarmış hastaneye.. babamın o yüzden gidemediğini ve beni götüremediğini yazmış.. İstanbuldaymış.. (başını eğip ) gittiğimizde söyleyecektim babama ama sen geldin.. söylemedim..

irem-- hıı,çok sağol.. nasıl göndermiş peki..

ufuk-- okulda aşı yapılıyordu.. bir  teyze ,ben ağlayınca.. bu çantayı verip.. annen gönderdi ,içinde de mektubun varmış.. sevindin mi dedi..
tabi sevindim dedim.. açıp okudum mektubu.. sahiden annem yazmış.. bana sen de yaz,götüreyim.. ben onun çok yakın arkadaşıyım dedi..  bende yazdım.. götürdü..

irem-- ne yazdın..
ufuk-- derslerimi,seni.. atımı.. tuna amcamı..babamı.. elayı.. çiftliği.. havuzu..
irem--   ee,sonra o teyze yine mi geldi..  sen ona nasıl güvendin.. tanıdık birisi mi yoksa.. annenin yazdığını nereden anladın ki..

ufuk--oğluşum yazmış,bana başka kimse oğluşum demez..ondan anladım..
teyzeyi tanımıyorum, gelmedi.. sonra da hiç görmedim..

irem-- mektuplar demedin mi..  sonrakilerin nasıl geldiğini, senin nasıl gönderdiğini  anlamaya çalışıyorum..


1591.bölüm..


kapı tıklatıldı.. kalkıp açtım..
rekin ve tuna karşımda duruyorlar..

irem-- (gülümseyerek) buyrun.. hoşgeldiniz..
rekin-- hoşbulduk.. misafirleriniz var,irem hanım.. ben girmeyeyim..
irem-- lütfen buyrun.. mr.blaunt.. yabancı değiller..

girdiler.. tokalaşıyorlar..
tuna-- hoşgeldiniz.. iremin yüzünün niye bembeyaz olduğu anlaşıldı..
irem-- epeydir,görüşmüyorduk ya.. sohbetlerini ,çok özlemişim kocacığım.. ondan böyleyim..

aykut--ersin--erol--nedim-- tuna-- hah hah hah..

oturuldu.. nasılsınız denildi..

tuna--sohbet konusu neydi..  hangi ,hasta ruhlu için buradasınız .. öğrenebilir miyim..
ersin-- (gülerek) biz geçiyorduk,uğradık aslında..

tuna-- aşağıda dört resmi araç ve içinde de bekleyenler var.. ekip halinde mi geçiyordunuz,ersin bey..
ersin-- (bana bakıp) elimden geleni yaptım.. irem hanım..

irem-- çabanız taktire şayan, ersin bey.. kocacığım gerçek düşüncem;  bu beylerin işi gücü bırakıp..  öküz altında buzağı aradıkları yönünde..  kimi kimden koruyorlar.. dertleri ne bilmiyorum..
suç işlediği ve cezası kesinleşmiş bir vatandaşın..  üstelik niyeti de belliyken.. iftirası nasıl araştırılmaya layık görülüyor.. inan anlamıyorum.. hatta o olduğuna emin bile değilller,şüphe sadece..

canın sıkılmasın,akşam anlatayım diyerek.. sana bahsetmemelerini rica etmiştim ama..
ersin bey elimden geleni yaptım dedi.. olmadı..  (kısaca özetledim durumu )
aykut bey.. şimdi mr.blaunt ve dayımın çıkması şartıyla..  sorunuza cevap verebilirim,isterseniz..

tuna-- bir dakika.. aykut bey..
dayı, o mektupta yazanlar bu kadar mıydı.. yoksa söylemedikleriniz de var mı..
eğer iremin anlattıkları ile sınırlıysa ve bunun için geldiyseniz.. inanın ,sizlere bakışım değişecek.. (dayım başını eğince ) ne..  (............. ) dediğine göre.. karımı terk edecekmişim..
gaipten haberler alıyor herhalde.. başka birşey daha yapacaksam.. söyleyin de bileyim... ireme tehdit olarak mı ,görüyorsunuz beni..   kocası boşandı,biz hala uğraşıyoruz.. yemin ediyorum, bıktım..

o anneyse.. ,ufuğa yaşattığının hesabını versin önce.. hala çocuğunu kullanmasına, iremi karıştırmadan .. engel olmaya çalışın,lütfen....
ufuğun ifadesini alacaksınız.. babası var.. prosedür ne ise.. ne gerekiyorsa.. bizim dışımızda yapın..
 iremle olan herhangi bir işleme, ben izin vermiyorum..

aykut-- sizi anlıyoruz,tuna bey.. izin konusunda da,hakkınız var.. saygı duyarız..
inanın işimiz var ve öküz altında da buzağı aramıyoruz..
ufuk anahtar olabilirdi.. fakat.. onu aştığı kanaatindeyiz..
tahminimiz o yönde ama mektup neslişah hanımla kesin ilişkili bile ,diyemiyoruz.. başkası da olabilir..
çünkü bulunduğu yerden, böyle bir mektup göndermesi mümkün değil.. dışarıdan yardım alması lazım.
soru işaretleri çok ,yani..
sadece mektup ta değil.. bilinmedik  bir kanaldan sizinle alakalı güncel bilgi kaçağı, söz konusu ve ithamlar da ciddi..olduğundan araştırılıyor.. resmi gelmedik, korumak istediğimiz sizsiniz.

 erol beye ,sitem etmenizi bilginiz doğrultusunda..makul karşılıyorum.. ama lehinize çalıştığını.. ve herşeyi anlatamadığını bilmenizi isterim..
 irem hanım,yarın öğlen bekliyoruz sizi..  zamanınızı aldık.. kusura bakmayın..iyi günler..

kalktılar.. bizde kalktık tabi.. tokalaşıyorlar..

erol-- (beni öperken ) kalbimi kırıyor sunuz..
irem-- bizim ki de kırılıyor canım.. madem bizden bekliyor sunuz.. görülen tabloya göre sen de.. makul karşılarsın artık..
tuna-- kusura bakmayın ama ireme katılıyorum..
erol-- (gülerek ) ben de bunun acısını çıkarmaz mıyım sizden..
irem-- boynum kıldan ince.. sen çıkar razıyım..

nedim beyle,mr.blaunt kaldılar.. biz beraberce indik aşağıya, yolcu edeceğiz.. gülçin kasadan tabancaları getirdi...  ve siz almayın da,ben arabanıza bırakayım dedi..
saat bir olmuş.. diye düşünüyordum ki..

gülçin-- bir dakika daha bekleteyim sizi.. tuna beyi yiğeni ve ela hanım  geliyor,çocuk tabancaları görmesin..
tuna-- ufuk mu.. geliyor,hayırdır inşallah..

tunayla, kapıdan bakarken..
ufuk hırçınlıkla koştu,bize doğru.. elinde de.. beslenme çantası gibi..  birşey var..
hiç birşey demeden.. kollarını açınca.. kucağıma aldım.. sarıldı,sokuldu boynuma...

irem-- ufuğum.. canım.. bak bakayım bana.. neyin var..
ufuk-- .....................
ela da girdi içeri.. sinirli belli halinden.. kızarmış ve yüzü asılmış..

irem-- hoşgeldin ela.. hayırdır..
ela-- sağol..
tuna-- elaa.. ne oldu,size.. nereden geliyorsunuz..
ela--evden geliyoruz, anlatırım.. sizi meşgul etmeyim.. ( dayımla selamlaştı )
tuna-- peki,geç otur lütfen..
ela oturdu koltuğa...

irem-- (elaya dönüp,göz kırptım .. dudaklarını oynatarak "çanta "dedi ... herkes de bize bakıyor) ufuk elindekini,amcana versene..
ufuk-- vermem ,o benim..
irem-- yine senin olsun canım..  boynuma  batıyor da,ondan demiştim..
ufuk-- sana veririm..
irem-- ver tamam..  (indirdim kucağımdan,çantayı bana verdi ) ne kadar güzelmiş,çantan..  kim aldı bunu.. baban mı..

23 Ocak 2013 Çarşamba

1590.bölüm..


irem-- ee,buna istinaden mi soruyorsunuz.. deli kuyuya taş atmış.. onu mu çıkaracağız.. ilişkilendirmişsin,belki de o yaptı ama ne fark eder ki..
aykut ve ersin beylere bunu anlatmanı bile inanılmaz buluyorum .. sen tunayı tanımıyor musun da.. prim verip,soruyorsun bana..  gerçekten,gücenilecek işler yapıyorsun dayı..

gönderen her kimse; neslişah olduğu varsayımıyla konuşuyorum..  ya bizi dinlettiriyor.. yada ona haber taşıyan birisi var.. her neredeyse.. hastalıklı beyniyle kurup,saçmalamış..

tuna orta okul yaptırdı.. lise için de ,binayı kiraladı.. bu yıl öğretime açılacak..
meslek okulu, kütüphane yaptıracak olması ve bülentin almanya haberi yeni.. ben bir haftadır biliyorum en azından,konuşuldu yani...
bülent hocalık teklifi almış bir üniversiteden.. eşi de doğum yapacak ve ikizleri olacak.. gitmek kadar..gitmemeyi de düşünmeleri gayet doğal.. ama artık yeliz kararını verdi.. gidecekler..

 buranın içinin boşaltılmasına gelince.. kimsenin gücü yetmez buna..
nedim bey şahit.. neredeyse iki aydır.. tunanın tüm mal varlığını da.. ben yönetiyorum..  tek yetkili imza benim.. bir kuruş,karış almaz/alamaz.. kendi isteği ile yetkisini iptal ettirmiş..

bazı kira bedelleri ve ürün gelirlerini vakfa bağışlıyoruz.. zaten..
her yerin,kişinin ..buranın bütçesi ayrı..
kimse,kimseden para istemiyor vermiyor ve almıyor..
tuna  kompleksi yaptırıp , vakfa devir edecek.. onun bütçesi de ayrı ve hazır..

neslişahın ortalığı bulandırmaktan başka elde edeceği birşey yok.. ne uyarması,beni terk etse..  zil takıp oynar herhalde..
kadın tunaya takılmış..niyetini biliyoruz.. kocanı elinden alacağım diyerek, umduğunu söyledi..
tunanın tavrı da çok açık olunca..kuduruyor..  bu kadar basit..  biz daha neyi konuşuyoruz ki..

ersin-- amaa.. sizz.. psikologlara gidip.. ilaç kullanıyormuşsunuz.. rahatlatıyormuş.. eşiniz yüzünden delirmek üzereymişsiniz.. yeterliliğiniz olmazsa.. imza yetkisi ne işe yarar..
herşey eşinizin yönetimine geçer ,değil mi..

irem-- (aklıma gelen konuşmadan dolayı.. şaşkınlık ve üzüntüyle.. elimi ağzıma kapadım.. ) kahretsin.. kahretsin.. yavruma ulaşmış..

aykut-- kim ulaşmış..
erol-- (yanıma gelip,bardağımı verdi) iremm.. kendine gel..  su iç,bembeyaz oldun..

nedim bey de ,kolonya verdi hepimize..
ersin-- bilmenizi isterim ki.. neslişah hanımın tek ziyaretçisi, avukatıymış..

irem--(bir yudum su içtikten sonra... derin bir nefes alıp ) bende bilmenizi isterim ki.. bu psikolog mevzusunu sadece ufukla konuştum.. birbirimizi çok seviyoruz ve beni dinliyor..
annesinin kötü etkilerini silebilmek amaçlı.. gitmesinin gerekli olduğunu düşündüğümden..
götürebilmek için,böyle yaklaştım.. gidiyor değilim ama..

"ben gidiyorum,çok rahatlıyorum konuşuyoruz.. kendimi iyi hissediyorum" dedim..
yavrum,bende geleyim mi seninle diyince.. amacıma ulaştım.. tamam gel dedim..
hatta nedim beylerin düğün yemeğindeydik.. elaya ,pedagog bul.. götürelim diye müjde verdim..

nasıl ,ne şekilde bilmiyorum ama  neslişah ve ufuğun haberleştikleri kesin gibi..  başka bir izahı yok bunun..

aykut-- annenin kötü etkilerini silebilmek için dediniz.. ne gibi etkiler  ve siz nasıl anladınız..

irem-- bu rezil bir durum.. herşey ortada ama dayım var.. benden,şimdi anlatmamı istemeyin..
 (monitörden tunanın ve rekinin geldiklerini görünce )tuna ve misafirim geldi..
 beyler,konuyu kapatmayı teklif ediyorum..
siz geçerken uğramış olun..  ben yarın gelip, size bildiklerimi anlatayım.. olur mu..

erol-- tunadan gizli mi, geleceksin..
irem-- hayır,hiç öyle şey olur mu dayı.. şimdi öğrenmesin dedim.. akşam anlatırım.. gerçi o ,ters birşey olduğunu bir bakışta anlayacak ama..

ersin-- peki,yarın öğlen erol beyin bürosuna gelirseniz.. konuşuruz..
nedim-- ufuktan bilgi alabilir miyiz..annesiyle nasıl bağlantı kurduğunu söyler belki..

aykut-- o uzun iş.. çocuktan ifade almak,zordur.. pedagog onaylamalı, babasının da izni olması lazım..   riskli.. duyulması da hoş olmaz..çünkü o mektubu annesinin gönderdiğine emin değiliz..
ama irem hanım savcılıktan bir ekiple çalışıp..
 üstünde dinleme cihazıyla, konuşmayı kabul ederse olabilir ancak..

irem-- bu saçmalık sona erecekse.. gerekliyse yaparım.. yarın öğlen  çiftlikte ata binerken.. konuşurum ufukla.. sizde dinlersiniz..
ersin-- tamam..

kapı tıklatıldı.. kalkıp açtım..
rekin ve tuna karşımda duruyorlar..

1589.bölüm..


onları odama aldım.. ben de lavoboda elimi yıkayıp.. yandaki odaya geçtim.. beyaz dar kesim eteğim ,beyaz üstüne siyah puantiyeli kısa gömleğimi giydim , aceleyle.. saçıma,makyajıma bakıp.. odama geldim..

sigaralar yakılmış.. araba kataloglarına bakarak.. konuşuyorlar.. yerime geçerken..
irem-- tekrar hoşgeldiniz..
hoşbulduk dediler..

irem-- taktir edersiniz ki.. üçünüzü bir arada.. bu öğlen sıcağında burada görmek ,biraz garip..
geçiyorduk,uğradık demenizi bekliyorum.. söz inanacağım..

aykut--ersin--erol--nedim-- hah hah hah..

aykut-- inanabilirsiniz,gerçekten uğradık.. eşinizi de görürüz ,demiştik ama yok herhalde..

irem-- yok da,gelecek birazdan..

songül kahve,su ve lokum tabağını getirip.. sehpaya koydu.. benim filcanımı verirken de..

songül-- abla,sütlacı yapayım mı.. diyor..
irem-- yok,kapatsın altını.. ben yapacağım.. sağol dediğimi ilet..
songül-- tamam..

o çıktı..

ersin-- tebrik ederiz.. sınavınız başarılı olmuş.. tekrar okuyacak mışsınız..

irem-- (gülümsedim ) sağolun.. hiç sırası olmamasına rağmen.. tuna istedi diye girdiğim..
gayreti ve moral vermesinden dolayı, kağıdı boş veremediğim.. bir sınavdı..
benim için..  bağlayıcılığı yok  diye biliyordum ama iyi ki yapmışım..

ersin-- pekii,burayı kim yönetip yürütecek..
okumanızı çok istediğine göre.. acaba eşiniz kendisi mi yapmak istiyor.. hani olur ya.. buranın yöneticiliği.. okul yöneticiliğinden ,daha cazip gelebilir..

irem-- ben yöneteceğim.. tunanın iş konusunda.. kesinlikle - sormaya çalıştığınız şekilde-bir isteği yok..
eğer olsa,yönetirdi zaten.. çekilmezdi..
 siz geçerken uğradığınıza emin misiniz.. sorgulanıyor gibi hissettim.. öyle ise açıkça söylemenizi ve nedeni bilmek istiyorum.. yine ne oldu.. kimin iftirasına kurban ediliyorum..

erol-- ersin bey ,soru sordu sadece.. iki avukatın da yanında nasılsa... cevaplamanda ne sakınca var ki..

irem-- hımm,nedim beyin olup olmadığını bilmediğinden.. sen geldin demek.. anladım.. iyi, ne öğrenmek istiyorsanız.. sorun..

aykut-- önce  anlaşalım..sorguda değilsiniz.. erol bey rica ettiği için.. gayri resmi olarak.. uğradık.. amacımız  bilgi almak.. .

 neslişah hanım.. avukatı aracılığı ile  baş savcılığa dilekçe ve doktorunun iyileştiğine dair raporunu göndermiş.. cezasının affedilmesini yada yeniden yargılanma talep ediyor..
hastalık dolayısıyla yaptıklarını bilmediğini.. şu anda,çok utandığını ve pişman olduğunu belirtmiş..

nedim--bu  normal ve beklenen bir dilekçe değil mi.. aykut bey..hukiki süreçte avukatının yönlendirmesiyle.. yazmıştır.. tabi ki dışarıya çıkmak istiyor.. 
ama  tuna bey yapmış olduğu şikayetler,aldığı  imzalar ve  dökümanla yolu tıkamıştı.. tuğrul beyin de,ifadesi var.. dosyada.. kullanılmadı da.. herhangi bir aksilikte,zina davası da  gündeme 
geleceğinden.. hürriyeti pek mümkün görünmüyor.. hatta açılmış tazminat davaları vardı.. geri çekmemiz karşılığında, erol beyin istediği bütün teminatları verdiler.. 

erol-- öyle de..   ben İstanbuldayken,  imzasız bir mektup gelmiş büroma..   kurye getirmiş..
kelimeler de, o günün  gazetelerinden..  kesilip yapıştırılmış .. kimden olduğunu bilmiyoruz ama 
(bana bakıp) senin okula gitmenin, planın bir parçası olduğunu.. 
tunanın ;okul kütüphane yaptırırken.. buranın içini boşaltacağını ve bülentle beraber almanyaya gidecekleri konusunda  müvekkilimi.. yani seni uyarmam istenmiş..  o karısını.. tunada seni terk edecekmiş.. 

irem-- ee,buna istinaden mi soruyorsunuz.. deli kuyuya taş atmış.. onu mu çıkaracağız.. ilişkilendirmişsin,belki de o yaptı ama ne fark eder ki.. 
aykut ve ersin beylere bunu anlatmanı bile inanılmaz buluyorum... 
sen tunayı tanımıyor musun da.. prim verip,soruyorsun bana.. gerçekten,gücenilecek işler yapıyorsun dayı.. 

gönderen her kimse; neslişah olduğu varsayımıyla konuşuyorum.. 
 ya bizi dinlettiriyor.. yada ona haber taşıyan birisi var.. her neredeyse.. hastalıklı beyniyle kurup,saçmalamış..  

1588.bölüm..


onlarda,bahçede gülçine silahlarını veriyorlardı.. kapının önündeyiz ,görüyoruz..
kağıt havlu ile tutup.. plastik kutuya yerleştiriyor..

irem-- vahide hanım.. kasaptan kemikli et aldır da.. haşlayıp..
max ve tinaya ziyafet çekelim.. hakettiler.. şu görüntü ömre bedel..

vahide--(gülümseyerek,fısıldadı ) hoşlanmıyormuşsunuz gibi bir his var içimde..
irem-- yokk canımm..

o gidince..
nedim-- ama birçok konuda yetkilerini sonuna kadar kullandılar,irem hanım..
mesala sınava girmenizi onlara borçlusunuz.. en önemlisi hayattasınız..
tabi erol beyin katkısını gözardı edemeyiz de.. böyle yani..

tabancaları vermelerine rağmen.. kurtlar geçişlerine hala izin vermeyince..
erol-- iremm..birşey yap..

irem-- gidelim nedim bey.. (yanlarına gidip tokalaştık.. hoşgeldiniz dedik)
lütfen aldığım önlemler için.. kusura bakmayın.. çok çektim biliyorsunuz..
max ve tina izin vermediklerine göre..  hala sizde tehdit algılıyorlar.. içeri mümkün değil giremezsiniz..
o unsur her ne ise..  mesela cekedinizdeyse.. çıkarın.. arabanıza koyun, sizi buyur edelim..

aykut-- (gülerek ) başını okşasam..
irem-- sonuç değişmez..
ersin-- tabancamızı  nerede muhafaza edeceksiniz gülçin hanım..
gülçin-- kasada efendim..
ersin-- lütfen dikkat edin,aldığınız çok büyük bir sorumluluk.. bizimde,sizinde başınız yanar..
gülçin-- biliyorum efendim..

aykut-- siz onları içeriye götürün.. bizde burada konuşalım.. olur mu..
irem-- benim için,sorun yok da.. belki onlar için vardır.. koltuklara doğru,yürüyün.. deneyelim..
max ,tina durun..

onlar koltuklara oturunca..
tinayla maxin başını okşadım..
irem-- aferin size..

bende gittim yanlarına..  iki ikili.. iki tekli koltuk var.. ağacın gölgesinde..

dayımla ,aykut bey.. ersin beyle de nedim bey yanyana oturmuşlar..
karşılarındaki tekli koltuğa oturdum..  ortada sehpa var.. diye kurtlar onları görecek şekilde oturamadılar.. etrafımızda,döndüler .. döndüler..
 max kucağıma atladı ,bir anda.. yerleşmeye çalışıyor..
.. başına arkadan bakıyorum.. önümde iki kulak.. beni saklıyor kendince..  tina da tekli koltuğa çıkınca..

aykut--tam eğitimli çok kurt gördüm de,böylesini hiç görmedim..
bütünleşmişsiniz,sizi çok seviyorlar.. canı pahasına koruyor sizi..  kim eğitti bu kurtları..

irem--(aykut beyi görmek maksadıyla ..maxin kulaklarını,iki yana  yatırıp.. ) kurtları,köpekleri bende çok severim.. diğer büroya hırsız girdiğinde  aklıma geldi.. burhanın eğitmenlik yaptığını duyunca.. ondan istedim..
max ,ilk defa kucağıma çıkıyor.. tabancayı verdiniz de,yedek mi var yoksa..
bu sıcakta.. elli kilonun altında eziliyorum,
ben kırksekiz kiloyum haberiniz olsun.. bayılacağım neredeyse..

aykut-- ersin,çıkar şunu ..
irem--  bir dakika çıkarmasın,alıp ..çöp kutusuna atıyor..  maxxx.. in aşağıya daraldım..
erol-- irem,bir çare bul.. zamanımız az..
irem-- dayı çare; tehdit unsurunu arabanıza bırakıp,içeriye  gelmeniz.. söyledim ya..
bu halde,nasıl dinleyeyim sizi..
erol-- tamam..

maxi indirip,kalktım.. binaya doğru yürürken.. kurtlarda benimle geldiler.. onlarda ceket çıkarıyorlardı..

beyler köşke girdiklerinde de.. sessizce kapıda bekledi kurtlar..
 gülçinin monitöründen baktım bende.. temizler..

aykut-- ne kadar zormuş,buraya girmek.. merhaba arkadaşlar..
vahide-- merhaba beyefendi.. birde tabancasız gelmeyi deneyin,ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz..
ersin--  dediğiniz,güvenlik açısından sakıncalı..
ama kurtları öğrendik,bir daha geldiğimizde.. arabada bırakırız..

irem-- evet,lütfen.. hem ezildim,hem kirlendim.. yukarı çıkalım,siz soluklanırken..
temizleneyim bende..

erol-- kahve de ikram edersin, değil mi..
irem--(gülerek ) dayıcığım,gelmiş tabi ki ederim..
1587.bölüm..


nedim--yapmayın vahide hanım........................................

irem-- nedim bey, yarın düşünüp kararınızı verin.. artık,tercihinizi etkileyecek değilim.. son söz sizin.. çarşamba günü,konuşuruz..
vahide hanım,burhanın ayrılmasında.. bildiğiniz ve bilmediğiniz detaylar var. gerçekleri,paylaşamadım sizinle.. imkan olmadı,duyulmaması da gerekiyordu.. (anlattım ) bu yüzden çiçekle arası açıldı.. sinirle bağırmış kıza.. çok defalar,özür dilemiş ama çiçek de babasından dolayı travmalıymış..
bildiğin halde,bana bağırdın madem.. bittin benim için demiş..
önceki gece yola çıkmadan.. naille dertleşmişler de.. o anlattı..

vahide-- tuh tuh tuhh...  kime üzüleceğimi şaşırdım,ben.... ..

irem-- kader işte.. şimdi ,işimize bakalım.. .eğer kabul edip ortak olursam.. ilk etapta tüm parayı ben yatıracağım.. nedim bey ayrılırsa,değişiklik kaçınılmaz olacağından.. sizlerden maddi anlamda bir talebim yok, şu anda..
bir eylül itibariyle  yönetim kurulu toplantısı yapacağım.. o zaman konuşuruz...  ortaklık konusunda kararınızı duymak istiyorum.. evet yada hayır demeniz yeterli..

nedim-- evet..
vahide-- evet ama ben hala yönetim kurulunda olmamam gerektiğini düşünüyorum..
ikinizin arasında kalmış gibi hissediyorum kendimi..
rekine,neden aldın diye sorduğumda.. hep lafı değiştirdi.. benimle bir ilgisi varmışcasına rahatsız oldum..

irem-- (bir sigara daha yakıp yaslandım arkama ).. nedim bey olmasa daha güzel söylerdim ama..
adamcağız nihayet seninle başbaşa kalmış.. iş konuşsa .. ondan da rahatsız olurdun değil mi..
sadece ithalatı üstlenirken.. bayilik söz konusu olduğunda da ,aramızdaydın.. vahide hanım..
birlikte iş yaptığımız sürece.. bizden ayrılman mümkün değil..
benim genel müdürümsün,onun eşi olacaksın.. yani yönetim kurulunda olmasan dahi.. sen bizim bir parçamızsın.. o yüzden durumu garipseme,alış..
 iş anlamında.. rekinden vazgeçerim de.. senden vazgeçmem..

vahide-- sağolun..
irem-- sende.. (kolayı içerken.. gözüm monitöre kaydı.. dayım,.. aykut ve ersin bey.. beraberce bahçeye girdiler.. max ve tina önlerine gelip oturdu anında..  ) nedim bey; dayım,aykut ve ersin bey  teşrif etmekteler..    max ve tina harika üçlüyü,durdurdu..  burada olmalarını gerektirecek.. bilmediğim bir durum mu var..

nedim--hayır, hiç bir fikrim yok.. ziyaret diye düşünmek istiyorum..
irem-- (kalktım ayağa )ben, o saf düşüncelere sahip değilim artık.. inelim hadi..
vahide hanım.. burhanla ilgili dediklerimi unut..

vahide-- tamam.. bu gelen beyler kim..
irem-- baş savcı,savcı yardımcısı.. ama bu dediklerimi de unut.. dava uzmanı diye tanıttılar kendilerini.. bizde yuttuk..

vahide-- anladım.. anladım..

********

biz aşağıya indiğimiz de..

onlarda,bahçede gülçine silahlarını veriyorlardı.. kapının önündeyiz ,görüyoruz.. kağıt havlu ile tutup.. plastik kutuya yerleştiriyor..

irem-- vahide hanım.. kasaptan kemikli et aldır da.. haşlayıp.. max ve tinaya ziyafet çekelim.. hakettiler.. şu görüntü ömre bedel..

vahide--(gülümseyerek,fısıldadı ) hoşlanmıyor muşsunuz gibi bir his var içimde..
irem-- yokk canımm..

21 Ocak 2013 Pazartesi

1586.bölüm...



nedim-- irem hanım..
irem-- hı..efendim..

nedim-- poaça yiyin önce..
irem-- (gülümsedim ) yerim.. baktınız mı..

nedim-- evet.. daha önce,katkımızda ..karar için oyumuz da yoktu.. şimdi ne değişti.. iyi gidiyorduk.. sorumluluk vermeyin bize.. yani,bana ..

irem-- evet öyleydi.. ama kazandık çok şükür..
bütçe tunadan dı.. sen biliyorsun gerçi ama onun verdiğini ve kazandığımız oranda siz üyelere de ödememi yapıp.. kendi kanatlarımla uçacağım bundan sonra..
ve  gerçek yönetim kurulu olacağız..  parada koyacaksınız.. sorumluluk da alacaksınız.. kemal bey burada değilmiş..  onu bekliyorum..eylül ayında hesaplar,netleşince yeniden konuşacağız..


vahide--  irem hanım.. ben rekinden asla almam.. bütçem kesinlikle yetmeyeceğinden,yönetim kurulundan ayrılayım hemen..

irem-- olmaz..iste demiyorum ki..  bütçen kadar para koyup.. o oranda da kazanacaksın..

nedim-- biz nötrdük.. şimdi kar-zarar ortağı olacaksak..
herhangi bir aksilik olsa dahi.. başka işleriniz de olduğundan.. fazla sarsılacağımızı düşünmüyorum açıkcası..  size güvendiğimden, ihya olmak daha mümkün geliyor hatta..
kendi adıma.. param da var.. vereyim..çalıştırın.. hiç sorun değil..
ama ben avukatlık görevinden ayrılmak istiyorum.. yoruldum,karım ve çocuğumla huzurlu bir hayat tek arzum..

irem-- gülderen hanım ,emekli mi oluyor..yada istifa mı etti ..
nedim-- ahh ah,bir olsa zaten.. bir dakika durmayacağım burada.. olmuyor malesef.. istifa da etmiyor,ikna edemedim..

irem-- eğer gülderen hanım işi bırakıyor deseydiniz.. peki diyecektim.. ama şimdi demiyorum.. hamile olan o ...  çalışacak olan da, o..  çocuk da doğmadı.. daha ne..
 kahveye gidip tavla mı oynayacaksınız.. ev, bahçe yemek işine mi merak sardınız, anlamadım ki..
siz kovmadan.. ayrılmam diye güvence vermiş olmanıza rağmen..  benden memnun değilseniz.. yolunuz açık olsun derim..

nedim-- lütfen beni yanlış anlamayın.. sizden de,tuna beyden de.. hiç incinmedim..
ben o kadar hırslıydım ki.. gece- gündüz,bayram-tatil  demeyip.. deli gibi çalıştım,yıllarca.. iyi de kazandım..
elli yaşında baba olacağım.. evliyim,mutluyum.. bunlar hayal bile etmediğim şeylerdi..
şimdi,keyfini sürmek istiyorum.. avukatlığını yaptığım.. diğer şirketlerden ayrıldım.. sadece siz varsınız şu anda..

irem-- yerine birisini yetiştir,öner .. her neyse.. keyfini de sür.. ama sizden vazgeçmem..  haftada-ayda bir gün gelip,kontrolünü yaparsınız..  ben sizi bilir,muhatab olarak sizi görürüm..
bu teklifimi de  beğenmediyseniz.. tüm maddi ilişkilerimizi bitirip.. güle güle,demekten başka çarem kalmaz nedim bey..

nedim-- ............................ ..................................................


vahide--  çalışanlar birer eleman değil de.. ailenin  ferdi gibiler  burada.. bu irem hanımdan kaynaklanıyor da..  özellikle yapıyor değil..  kişiliği.. yaklaşımı,sıcaklığından böyle oluyor..
turgut,gülçin ve yaseminle kaynaştık bile..

işini yapıp,maaşını alan bir kişi ayrılmak isterse.. peki der,gönderir.. yerine yeni birisini alırsın..
ama insan kardeş -abi gibi gördüğü birisinin gidişini kabullenemiyor..
nedeni anlamakta zorlanıyor da.. gitmek isteyen gidiyor .. burhan örneğinde olduğu gibi....

hangi davranış iş açısından daha iyi,bilmiyorum.. ama ben çok üzülüyorum..
siz bile, deryaya kardeş gibi sarıldınız nedim bey.. kendinizi bu kadar  bitkin mi hissediyorsunuz.. bizi bırakabilir misiniz,gerçekten..

nedim--yapmayın vahide hanım .... ........................................


1585.bölüm..


gülçin-- geciktim kusura bakmayın.. bir elimi yüzümü yıkayım..
irem-- işin varsa,arabayla gitseydin ya gülçin.. bugün çok sıcak.. su iç,dinlen biraz.. üniformayı da çıkar..
gülçin-- değişeceğim zaten..yakındı da,bu kadar sıcak olduğunu tahmin edemedim..irem hanım..

irem-- derya sen..
derya-- iyiyim,mutluyum.. çok şükür.. başka ne söyleyebilirim ki..

irem-- hep böyle ol inşallah..  said mi gelecek öğlene..

derya-- (gülümseyerek ) ne olur,geleyim dedi.. yok diyemedik.. unutmadan söyleyim..adenin ,çocukların.. kısaca saray ahalisinin size çokk çok selamları var.. öpüyoruz dediler.. nasıl sevdirmişsiniz kendinizi.. bize iremi anlat diye sardılar etrafımı.. o kadar ilgiyle dinlediler ki..
söylediklerimi ezberlemişlerdir..

irem-- (gülerek )as..  sağolsunlar.. özellikle çocuklarla olan sevgimiz,karşılıklı.. bende onları ,saflıklarını özlüyorum..  (saate bakıp ) yasemin,imza için.. tekrar kontrol ettin değil mi..

yasemin-- ettim irem hanım.. turgutla ,vahide hanımla üstünden geçtik tekrar.. ama muhatabımız değişmiş.. başkan ve yönetim kurulu üyeleri işten ayrılmışlar.. rekin söyledi.. şok olduk.. yemeğe gittiğinizde ne oldu ki..  nedim bey de,o da detay vermiyorlar..
ben aldım dedi sadece.. vahide hanıma da.. birşey anlatmamış..

irem-- hiç birşey olmadı.. karlı bir yatırım olarak gördüğü için.. talimat verip, almış.. bize de sürpriz oldu..  ve bana da ortaklık teklif etti..

yasemin-- ay harika bir haber bu.. hayırlı olsun..
turgut-- süper olur ama bize niye söylemedi ki..
irem-- sağolun da.. daha kabul etmedim ondandır..

vahide-- neden.. beraber çalışmanızda bir sakınca mı görüyorsunuz ,irem hanım..
irem-- hayır.. bunu.. yönetim kurulu üyeleriyle konuşup.. çoğunluğun oyu ile alınacak bir karar olarak görüyorum..  gönül-eren çiftiyle.. konuştum..  seninle ve nedim beyle konuşacağım.. hıh,nedim bey dedim.. geldi..

elinde çantasıyla,içeriye girdi..
nedim-- merhabaa..
merhaba dedik..

nedim-- songül soğuk ne varsa ver,bayılacağım neredeyse..
deryaa.. hoşgeldinn.. gel bir sarılayım sana,bu ne güzellik böylee..

derya-- (sarıldılar.. gülerek ) sağolun,hoşbulduk nedim bey.. sizin de gözünüz aydın..
duydum,çok sevindim.. allah tamamına erdirsin..
nedim-- aminnn ama aramızda kalsın.. ben hala inanabilmiş  değilim..

songülün getirdiği suyu içti..
irem-- inanırsınız yakında..  bize müsade edin,rekin gelmeden konuşalım..
tuna gelebilir.. başka kim ararsa,gelirse.. beklesin..
yasemin-- tamam..

songül-- poaçayı yememişsiniz irem hanım..
irem-- konuştum ya.. kalmıştır.. üç kola ve poaça getirirsen..
belki yiyebilirim songül..  dur,seni sormadım.. bir değişiklik var mı,bilmem gereken..

songül-- (gülerek ) yok, gelenleri yardımsız atlatabilmeyi öğrendim.. çok eğleniyorum..
yanlız,burhanla çiçek için.. umutlanmıştım.. çok üzüldüm,üzüldük..

irem-- bende ama.. elimizden birşey gelmiyor.. hayat ve karar onların..
sütümüz var mı..
songül-- var.. beş kilo aldım.. kaynatıyorum..
irem-- üç kilo süte ,bir su bardağı pirinç koyup.. altını kısarmısın canım.. sütlaç yapacağım..
songül-- tamam..

**********

nedim bey ve vahide hanımla yukarı odama çıktık..  oturdular koltuklara.. katalogları verdim ellerine bakıyorlar..
songül de istediklerimi getirip..çıktı..  kapıyı kapatınca.. yerime oturup bir sigara yaktım.. düşüncelere dalmışım tam..

nedim-- irem hanım..
irem-- hı..efendim..
1584.bölüm..

bekir-- tamam.. şeyy.. ben.. neşeli olunca.. güngöre senin teklif edeceğin konulardan da,bahsettim..
çok duygulandı.. benim için,birşey yapmak istemiş.. demek, beni bir abi gibi yanında görmek istiyor.. biraz param var,kıyıda.. ithalatına,adım geçmeden  para yatırırım dedi.. arayabilir yada gelebilir haberin olsun dedim..
kızdın mı bana..



irem-- hayır,estafurullah.. konuşmuştuk zaten.. iyi yapmışsınız..

bekir-- iyi,kızmadıysan.. beni de sıkıştır araya.. güngör ne kadar para koyarsa... bende o kadar koyacağım ,söz.. ortaklığı sevmiyorsun ya..

irem-- hah hah hah.. ilahi bekir bey.. bu ısrarın nedeni nedir.. onu anlamıyorum..
bekir-- hayatın ne getireceği belli değil.. büyük yatırımlar, büyük riskler taşır.. 
kardeşlerimle ayrı ve ortak işler yapıyoruz.. yani ben batmam da.. günün birinde ayrılmaya kalkarsak,sarsılırım biraz..  rahmetli babam.. bütün paranızı bir arada tutmayın ..  olur ya,çalınır.. düşer.. parasız kalırsınız, derdi..
benim yaptığım da o.. sen sigortam olacaksın..  banka görevi göreceksin,bir anlamda.. 

irem-- peki,bekir bey.. güveniniz için sağolun.. kabul ediyorum.. 
bekir-- sende sağol.. görüşürüz.. 
irem-- görüşürüz.. 

kapattım telefonu.. 

irem-- turgut, kaan da sende yüksek lisansa başvurmuşsunuz.. tamer ,kısa dönem askere gidiyormuş.. 
fırsatı değerlendirseydin ,iyi olmaz mıydı.. 

turgut-- biz yüksek lisansı istiyorduk zaten.. askere gitsem iyi olurdu da.. döndüğümde de, okul fırsatını kaçırmış olacaktım.... birde sizi yarı yolda bırakmak istemediğimden , tercih etmedim.. 

irem-- anladım,sağol.. hayırlısı olsun.. yasemin,özet geç bakalım.. gitti mi anar ve ailesi.. 

yasemin-- anne-babası burada.. daimi bizde olduklarından.. yakın bir yerden ev almak,kiralamak düşüncesindeler..  dil bilmeden,nasıl anlaştıklarını görseniz  şaşarsınız..  turgutun,vahide hanımın annesiyle.. annem..  kısaca annelerimiz çok mutlu,gezmelere ..yürüyüşlere gidiyorlar.. 
sarmalar dolmalar,köfteler.. beş çayları yapılıyor.. feci alıştılar birbirlerine.. 
anarın annesiyle.. keriman teyze ahiretlik olmuşlar,şaka gibi.. dubaiye gittiler diye,mahvoldular.. 
anar..rekin,damat değil..oğulları.. songüller,gülten hanımlar..  galip beylere gidiliyor..geliniyor.. o cephenin maşallahı var.. 

anar ve barbara dün gece gittiler.. 
biz  iş ve gelecek konularında ..yalnızken,beraberken.. çok konuştuk..  bana mutlaka senin gelmen lazım dedi.. bende hayır,irem hanım bana şans verdi,güvendi.. şu aşamada gelmem mümkün değil.. şartların oradaki kadar süper olmayabilir ama sen gelip burada çalışabilirsin..dedim.. 
bir bilgisayar firması..  kapsamlı teknolojik ürünler satacağı  büyük bir mağaza açacakmış.. 
Mersine.. 
bu gece İstanbula gidip görüşecekti.. olursa,gelecek.. olmazsa,gidecek geri.. 
 barbara on gün sonra,İstanbula gidecekmiş.. sanırım bülent beyin bebekleri için.. 
o zamana kadar araştırın.. karar verin dedi ama..herşey belirsiz.. 
hal böyleyken; nikah için,gün alalım.. illa yüzük takalım önerilerini de.. ben kabul etmedim.. 

irem-- sizin hakkınızda da hayırlısı olsun.. ben vatan borcu diye, turguta dört ay ses çıkarmazdım  .. o ayrı konu ama.. senin gitmeni kesinlikle istemem.. gelsin buraya.. nasılsa bir iş bulur.. buluruz..
 görüşsün,bakalım.. ona göre konuşuruz.. 
vahide hanım,yasemine ve turguta yardımcı için.. ilan sonucu ne oldu.. 

vahide-- geliyorlar,görüşüyoruz.. ben beğeniyorum.. onlar ingilizce konuşturunca olmaz diyorlar.. daha karar veremedik yani.. devam ediyoruz..

irem-- anladım.. 
gülçin geldi o sırada.. terlemiş,üniformayla..kıyamam, nailin geleceğini duyunca.. gitti herhalde.. 

gülçin-- geciktim kusura bakmayın.. bir elimi yüzümü yıkayım.. 
irem-- işin varsa,arabayla gitseydin ya gülçin.. bugün çok sıcak.. su iç,dinlen biraz.. üniformayı da çıkar.. 
gülçin-- değişeceğim zaten..yakındı da,bu kadar sıcak olduğunu tahmin edemedim..irem hanım.. 

1583.bölüm..


nail-- iyiyiz,hanımım..
irem-- güllü,niye konuşmuyorsun.. nail birşey mi dedin,yoksa..

nail-- yok hanımım..  düne kadar konuşuyordu..  şimdi,söz kesilene kadar.. sesini saklıyormuş..
ben değerli bir hediye alacakmışım,adetmiş.. onu bile babası söyledi..

güldü bizimkiler..

irem-- hımm,değerli hediye.. babası söylüyor ve adetmiş demek.. anlaşıldı..
 alma hediye falan,konuşmazsa konuşmasın.. .. sözü de,nişanı da unut.. .. ben,başkasıyla evlendiririm seni..

güllü-- iremm.. ne diyorsun sen..
irem--  bu numaralar bana sökmez diyorum,güllüü..

tuna--levent--vahide--turgut--derya-- yasemin--nail--songül--  hah hah hah..

tuna-- güllü.. sen, naille evlenmek istiyor musun..
güllü--evet..
irem-- nail,sen hala istiyor musun.. güllüyle evlenmeyi..
nail-- evet..

irem-- o halde.. kimsenin dediğine aldırmayın..  söz,nişan.. için.. ikinize de ne gerekiyorsa ,alın..
mağazanın müdürü geleceğinizi biliyor.. nail,adını söylediğinde .. o sizi yönlendirecek..
kamyonetle mi geldiniz..

nail-- güllü konuşmuyordu ya.. sordum ,cevap vermedi.. otobüsle geldik..

irem-- tuna--levent--turgut--yasemin--vahide--derya--songül-- hah hah hah..

irem-- vahide hanım.. mağazanın kartıyla,arabalardan birisinin anahtarını ver de.. yorulmasınlar..

***********
onları, tunayı ve levent beyi yolcu ettim..
içeri girdiğimde..

irem-- songül soğuk içecekle.. bir- iki lokma yiyecek birşeyler istiyorum..
songül-- tamam..  yemek yapılıyor,daha.. size poaça getireyim..

turgutun  masasının önündeki koltuğa oturdum..

irem-- vahide hanım gel,otur.. karşıma.. şeyhsuvar kardeş,sevindi mi..
bir sigara yaktım..
oturunca.. onlara da verdim..
vahide-- çok sevindi.. piyasa fiyatından ucuza almasına, aracı olduğunuz için.. (gülerek )bacımın işi rast gelsin.. allah başımızdan eksik etmesin..  onu da ,eşini de.. sizleri de ağırlamak isterim..
başımın üstünde yeriniz var.. buyrun gelin dedi..

irem-- (gülümsedim ) sağolsun..
 turgut ..güngör beyin şirketinde çalışan arkadaşlarınızla ,samimiyetiniz var mıydı.. ne kadar tanıyorsunuz yani..
turgut-- hasanla,sevgiydi  sanırım.. oraya giden..   anlaştığımızı söyleyemem.. hasan bir dönem, yasemine asılmıştı ve  istemediğini anlayamamıştı..  anlattık.. (yasemin ters ters bakınca ) ne yapayım yasemin..  irem hanımın, anlama ihtimalini göze alamadım doğrusu..

irem-- (güldüm ) iyi yaptın turgut.. kablo ithalatıyla ilgili bir sorun var mı..
turgut-- maşallah diyeyim.. sorunumuz yok.. ana bayi olmak isteyen iki kişi var.. doğuda.. inşaat ve hırdavat mağazaları varmış.. araştırdım doğru.. gelip,görün diyorlar da.. tek olunca gidemiyorum..
fabrikayla devamlı irtibat halindeyiz.. banka -çek takibi ,siparişler için acil iki eleman lazım..


telefon çalınca derya açtı..
derya-- bahadır holding buyrun.................... ........................ bir dakika, bağlayayım.. (tuşa basıp,kapattı ) bekir bey,sizinle görüşecekmiş..

irem-- ( turgutun telefonunu açtım) buyur, bekir ağa..
bekir-- müjdemi isterim..
irem-- bende komisyonumu istedim.. hani nerede.. verdin mi de,istiyorsun..

bekir-- hah hah hah... şeyhsuvar bey aramış burayı da..  adresini,numarasını bırakmış..
banka hesabımıza.. paranın yarısını yatırmış bile..   arayıp.. teşekkür ettim..
sen zahmet etme..  50 otobüsü gönderiyorum dedim.. çok memnun oldu..çok..
bendee.. umut vakfı hesabına, komisyonunu yatırdım...

irem-- ay çok teşekkür ederim.. acelesi neydi, bekir ağa..
bekir-- hah hah hah.. hadi şimdi müjdemi ver..

irem-- sana sütlaç ,kazandibi.. tavuk göğsü yapayım,seç birisini..

bekir-- sana bıraktım.. güngör geldi.. sözlü olarak,anlaşmış toptancıyla.. mağazayı ve toptancılığı devir alacakmış.. adam oğlunun birisini evlendirmiş,ikisi de mağaza da çalışmaktan bıktıklarını söyledikleri için.. bırakıyormuş..  kuyumcu dükkanını da,oğullarına verip... çiftliğine yerleşecekmiş..
full yerli- yabancı araba yedek parçası ..  mağazada da.. alt katta ki depoda da, doluymuş..  oranın iki yetişmiş elemanını da, gözü tutmuş..
bana gönderdiği öğretmenlerle de görüştü...
hasan askere gidecekmiş de.. sevgi  kabul etti,yazışmalar..ithalat ve fuarlardan sorumlu olacak..
 nasıl haber,ama..

irem-- süper.. çok sevindim.. bol, bereketli olsun kazancı.. yüzünü güldürsün inşallah..

bekir-- inşallah.. üstümden, öyle ağır bir yük kalktı ki anlatamam..
kaana tunaya bu işi öneren ..asıl kişi kimmiş,öğrendin mi..

irem-- yok,konuşmadık ama ziya olduğunu tahmin ediyorum.. aynı toptancıysa,devir eden..
onun evlenen oğluyla asker arkadaşıyız demişti..  güngör bey bilmiyor muydu.. yada toptancı söylememiş mi..

bekir-- hiç bahsedilmemiş.. eğer ziyaysa,benden ne dilerse dilesin..  güngörün yüzüne renk gelmiş.. eski dinç haline geri dönmüş..
avukatımla,mustafaya gittiler şimdi.. hep beraber gidecekler,adamın yanına.. belgeler  incelenecek... imzalar atılıp, para verilecek.. üstelik o arsanın parası,yetiyor düşünsene..
haa,işlettiğini de söyledim.. şok oldu..

irem-- (güldüm )bekir ağa.. toptancının soyadını söyler misiniz.. mağazanın adı da, aynıydı da..
bekir-- (.................. ) dedi..
irem-- evet, onlar.. belki ziya bilinmesini istememiştir..  aramızda kalsın..

bekir-- tamam.. şeyy.. ben.. neşeli olunca.. güngöre senin teklif edeceğin..  konulardan da,bahsettim..
çok duygulandı.. benim için,birşey yapmak istemiş.. demek, beni bir abi gibi yanında görmek istiyor.. biraz param var,kıyıda.. ithalatına adım geçmeden,para yatırırım dedi.. arayabilir yada gelebilir haberin olsun dedim..
kızdın mı bana.