Translate

30 Kasım 2012 Cuma

1494.bölüm..


mr.blaunt-- mr.falke,mr.gardner.. almanyaya arkadaşlarımızla gidip..
devir işlemlerine yardımcı olmanızı rica ediyorum..

mr.gardner-- elbette gideriz.. ben yasin beyle buluşacaktım ama durumu anlatırsanız
sevinirim irem hanım.. sizlere de,misafirperverliğiniz için çok teşekkür ediyorum..

irem-- rica ederiz,mr.gardner.. yasine ileteceğim,böyle olmasını hiç arzu etmezdik inanın..
mr.gardner-- biliyorum,bizde arzu etmezdik ama çaresiz kalıyoruz bazen..

kalktılar ayağa.. tokalaşıldı.. yolcu ediyoruz onları.. havaalanından kiralık arabayla gelmişler sanırım..

mehmet-- mr.blaunt,biz ne yapacağız.. bayilik için,kiminle görüşeceğiz..öğleden sonra gideceğimiz için,bilelim dedim..

mr.blaunt-- siz aynen devam ediyorsunuz.. sözleşme şartlarında değişiklik gerekiyorsa,size bildirilecek.. siparişleriniz varmış,onlar yola çıkacak.. birazdan.. mr.leon ile irtibat halinde olacaksınız...
irem hanım kararını verince.. bir hafta içinde,herşeyi kesinleştirmek için.. bende almanyaya gideceğim..  döndüğümde,daha net konuşuruz ..
 öğlen yemeğinde hepinizi ağırlamak istiyorum..  irem hanım,tuna bey..sizi, de..
 arkadaşları gönderdikten sonra.. arabayla sizi aldıracağım için.. acele etmemiştim...

irem-- hımm,biz gelmesek de.. ben düşünsem.. kararımı daha çabuk verebilirim belki..

mr.blaunt-- (gülerek ) gelin ve iki gün sonra karar verin razıyım.. gideceğimiz yeri çok beğeneceğinize eminim.. saat beşte burada oluruz..

irem-- peki.. siz aldırmayın, biz biraz dolaşıp.. istediğiniz yere geliriz..
mr.blaunt-- anlaştık.. saat on ikide mağazada buluşalım..

*******

nedim bey ,evrakları alıp gitti.. çevirtip,inceleyecek..  bende fincanları tepsiye koyup..mutfağa götürdüm.. yıkayıp temizledim tezgahı da..
lavoboda makyajıma bakarken.. tuna seslenince aceleyle çıktım.. adamlar arabaya oturmuşlar bile.. köşkü kilitlerken..
irem-- evet, ne düşünüyorsun..
tuna-- iyi gibi.. ama sen bilirsin.. ithalatı zaten yapacaktın.. jest olan ortaklık teklifi.. şartlarını karşılıklı konuşup,karar verirsin..

irem-- adam üstüne vazife değilken.. fabrikayı aldığı için gayret göstereyim diyorum da.. diğer kalemler olunca,risk almaya sıkıntı yaşamaya ne gerek var.. ithalat tamam ama  ortaklık aşar beni..
elimdeki avcumdaki herşeyi de, veremem doğrusu.. aksilikler olabilir,beş parasız kalırım..iflas bile seçenekler dahilinde..

tuna--( dönüp, elimi tuttu.. merdivenlerden bahçeye indik)
dağıtacağım paraları iki ay sonraya erteleyebilirim.. nasılsa hepsi kazanacak.. yada benden talep edebilirsin.. aksilik olursa.. fazlaca sarsılırız da,senin iflas etmene göz yummam hayatım..

irem-- (gülümsedim ) sağol da.. yardımsız ayakta durma zamanı,geldi artık..
tuna-- olur.. saat onbir,şöyle çarşı içi dolaşalım..
irem-- tamam.. ben iki poğaça ,meyve suyu alırım..
tuna-- sen  birşey yemedin mi.. eh irem.. aşkolsun..
irem-- yeni uyanıp,geldim tuna.. zaman mı vardı ki.. (demir bahçe kapısını da,ben kilitledim )
tuna-- irem,ayrı gitme diye..  nasıl oturmuşlar bak..

tunanın arabasının ön camından içeri bakıp gülerek..
irem-- beyler arkada sıkışmayın... bu sıcakta  nazik olmanıza dayanamam.. ben tek geleyim..
faruk--bu aracın  kliması çok güçlüdür,bir saatlik dayanırız..
hem eşiniz aynadan size bakacağım diye.. yola bakamıyor ki.. zaten.. sıkışalım daha iyi..

kahkahayla gülerlerken.. oturdum ön koltuğa.. tunada hareket etti..

kemerimi taktım..çantamdan güneş gözlüğümü alırken.. burhanın numarasının olduğu kağıt ilişti gözüme.. gösterdim..

irem-- burhanın ve ben arayacağım..
tuna--........................... ne alayım,ne yiyeceksin..
irem-- mavi köşede dur,ben alırım..

yanaşınca.. cüzdanımı alıp.. indim.. beş kişiye göre.. yiyecek ve soğuk içecek aldım..
kocaman iki poşet olmuş.. parasını verip çıktım.. içeriden ,arabanın kapısını açtı tuna..

mehmet-- çok zayıfsınız,bu aldıklarınızı nasıl yiyeceksiniz.. hiç  anlamadım ..
irem-- (oturup,kapıyı kapattım ..kemerimi takarken ) ben değil,biz yiyeceğiz mehmet bey.. size de aldım.. oruçtan ve yorgunluktan beş kilo verdim de.. geri alacağıma emin olabilirsiniz..

üçü için,çeşitlerden iki kutuya ayrı ayrı koydurmuştum .. onları ve içecekleri arkaya verdim..
kendimize olanı açtım.. peçeteyle,açmadan bir ısırık alıp.. tunaya yemesi için uzattım..

tuna-- sen ye,irem..
irem-- yemezsen bırakırım..
arkadakiler gülerken.. tuna da,ısırmak zorunda kaldı..

içeceği de açıp,verdim..
tuna-- sağol.. başka verme..

ben bir poaça yedim,tunaya iki tane yedirdim.. arkadakilerde yiyorlar.. konuşarak..
kuyumcular çarşısının önünde kırmızı ışıkta durduk..
peçeteyle elimi  ağzımı silip.. iki sigara yaktım,birisini tunaya verdim..

irem-- tuna buradan dönsene.. 
tuna-- niye.. 
irem--teyzemler gelmişler mi bakardım,en azından..  
tuna-- (hareket etti ) akşam öğrenip.. diğer akrabalarını da ziyaret ederiz.. 
irem-- (gülerek ) ayy,canım halamı da çok özlemiştim.. birde gölge amcam vardı..
inşallah yaylaya yada köye gitmişlerdir.. 
tuna-- (gülümsedi ) yorum yok.. 

*****
çarşıya girdiğimizde ..korna çalınca..aynadan bakıp,sağa yanaştı.. kim diye görmeye çalışıyorum bende.. 

tuna-- nizamettin beyle,ayla hanım.. 
irem-- bak,birde işin bu boyutu var.. beyler,beş dakika izin istiyoruz.. 

mehmet-- izin ne demek,buyrun.. 
 davut-- iki gün daha kalsak.. şişmanlayacağız.. ben nasıl yedim,anlamadım ki.. 
faruk-- nefes alamıyorum inanın.. 
irem-- hep benim suçum.. 

mehmet--tuna--faruk--davut-- irem-- hah hah hah.. 
1493.bölüm..


dinlenmişim.. gözlerim açıldığında.. saat dokuza geliyordu..
dönüp,yatakta yanlız olduğumu anladığımda..  yastığın üstündeki notu gördüm..
"goncam,saat onda köşke gel..
sabah nedim bey aradı.. gülderen hanım ;bayram sonrası geçerli olacak..ilişiği yoktur yazısını  onaylamış.. protokolü de,fesh etmişler..
rekin de,onu arayıp.. "misafirlerle geleceğim,köşkte buluşalım.. irem hanıma haber verirmisiniz" demiş..
ben çiftliğe gidiyorum..hüseyinle fatmayı gönderip.. gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra,geleceğim..
uykucu,öpüyorum seni " yazıyor..

gülümseyerek kalktım,artık..

*********
yarım saat sonra..
aynada kendime baktım.. topuzum,hafif makyajım..
beyaz pantolon ve gömleğim.. zümrüt takılarımla iyi görünüyorum diyerek..  evden çıktım..

arabayla köşke geldiğimde.. tüm kadro bahçedelerdi.. tuna da,rekin de gelmiş de tanımadığım iki erkek ,bir kadın  var..  personelim yok,kola ikram ederim diye..düşünerek girdim bahçeye..

irem-- günaydınn.. hoşgeldiniz.

sizede derlerken.. yanlarına gittim.. başımla selamlaştım oturanlarla..
mr.gardner ve mr.falkenin yüzü asıktı niyeyse.. diğerleri de pür neşe.. ne olduysa artık bilmiyorum.. bir faruk bey eksik..


tuna--(ayağa kalktı ) sende  hoşgeldin .. otur böyle..
irem-- hoşbuldum da.. tanıştırsana beni.. faruk bey nerede.
tuna-- mr.blaunt tanıştıracak.. öyle arzu etti..
mehmet-- faruk da,neskafe yapıyor.. gelir şimdi..

irem--( oturduk yan yana..nasılsınız,diye hal hatır sordum.. iyiyiz dediler.. ) tuna ,fatmanın durumu nasıldı.. arabayı vermemişsin.. gitmediler mi..

tuna-- (gülümsedi )iyilerdi..şimdi gidiyorlar.. sabah tesadüfen uçak bileti bulsamda.. söylemeden.. rahatlık açısından,arabayı önermiştim.. ama şöförün çok sevinmesinden huylanıp,verdim bileti..
fatmayla hüseyin sevinsin bari, ..hamzayla ters düşmeyelim durduk  yerde dedim..

irem-- hah hah hah.. iyi yapmışsın,canım.. (rekine dönüp ) evet,sizi dinliyorum.. arkadaşları siz tanıştırmak istemişsiniz, buyrun mr.blaunt..

mr.blaunt-- öncelikle dün benim ve vahide için gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı.. minnettar olduğumu bilmenizi istiyorum irem hanım..  dost olduğunuzu birkez daha gösterdiniz..
ama anlaşmayı iptal etmenize neden olmak ,fevkalade üzdü beni.. duysa vahide de çok üzülür eminim.. lütfen söylemeyin,bilmesin..
irem-- bende söylemeyi düşünmüyorum.. siz,merak etmeyin...

mr.blaunt-- sağolun.. dün aradığım şirketlerimin genel müdürü.. mr.george leon idi..
( beyefendi, başıyla selam verdi.. bende aynı şekilde selam verdim )
baş avukatım carolina shult ve mali işler sorumlusu baş danışmanım, mr.james michael ile tanıştırayım sizi.. (selamlaştık onlarla da )
isteğimi söylemiştim..  kendi birimlerindeki ekiplerle çalışıp.. durumla ilgili araştırmalarını yaptılar..
gelişmeler ve yeni durum için,bizzat bilgi vermek amacıyla  geldiler.. görüştük ,sizin de duymanızı istiyoruz..

irem-- rica ederim.. ben olması gerekeni yaptım.. minnettarlığa ne gerek var,mr.blaunt..
  ikimizi de iş anlamında incelemişler,biliyorlar.. anlaşmalar da imzalanmış ama özel hayatı..  bize karşı kullanmaları saygısızlıktı bence.. göz yummam mümkün olmadığından.. verdiğim tepkiyi de,normal ve doğal buluyorum..
 misafirlerimiz hoşgeldiler de.. gelişmeler,yeni durum nedir..
duymanızı istiyoruz dediğinize göre.. beni de ilgilendiriyor diye düşünürken.. kararımdan dönmem, geri adım atmam dediğimi ..unutmadığınızı umuyorum..

faruk beyin elinde tepsi fincanlarla beraber geldiğini görünce..kalkıp..
irem-- günaydın .. mahçup ediyorsunuz faruk bey.. ben yapardım..
faruk-- (tepsiyi bıraktı masaya ) ne demek efendim.. zevkle yaptım..  günaydın.. lütfen oturun,servis de benden ..

verdi herkesin fincanını.. teşekkür ettik.,oturdu... tuna da sigara verdi,yaktı..

irem-- sözünüzü kestim,pardon mr.blaunt.. devam edin lütfen..

mr.blaunt-- (gülümsedi ) önemli değil.. unutmadım da..  beraber adım atmayı .. ve yeni kararlar almanızı umuyor,istiyorum..
çünkü, bir saat önce.. xxx fabrikasının % 90 hissesini satın aldım.. eski başkan ve yönetim kurulu yok artık..  bilgilendirildiler , tazminatları  ödendi ve... işlerine son verildi..

irem-- nee,ne yaptınız mr.blaunt..bir anda düşünmeden ,yatırım yapmışsınız..
o kadar para bağlamanız,taaahhütlerinizin dengesini bozmaz mı..
hem ben kimseyi işten çıkarmadım bu güne kadar..  rızkına da, mani olmak istemem.. yani nedeni olamam..

mr.blaunt-- dün gece söylemememin nedeni ,o dengenin sağlanabilirliğini teyit içindi.. bozmayacağını öğrendiğimde de.. alın dedim.. tavrım ;mr.gardner ve mr.falkeye yönelik değildi.. şahsi algılamayıp, şirket politikası olarak  göreceklerine eminim.. rızklarına siz mani olmadınız..
sorumlu benim,ben çıkardım.. sizinle ilişkisi yok..
eğer kabul ederseniz,yeni muhatabınız benim.. ortaklık öneriyorum size..  ithalat anlaşması için de imzaları atalım ..bayilerimizle mutlu mesut,işimizi yapalım istiyorum..

irem-- sağolun da çok ,çok şaşırdım.. iki gün  düşünme süresi istiyorum,
sizden..
mr.blaunt-- elbette.. arkadaşlar,bir saat sonra gidecekler ama sorun değil.. evrakları nedim beye veririz,incelersiniz.. gerçi tuna bey baktı ama ne düşünüyor bilmiyorum..

tuna-- yeni anlaşma evrakları .. ortaklık şartları vs. kısa zamanda.. gayet uygun ve profosyonelce hazırlanmış.. tavsiye edebilirim de.. ireme etki etmek ve yönlendirmek  istemiyorum..  mr.blaunt..
holding yönetimi ve kararları benimle alakalı değil..  o iremin alanı..
ortaklık dahil,hertürlü harcamayı yapabilecek bir bütçeye de sahipken....
özgür bırakıp,ne karar verirse versin.. desteklemekten yanayım.. güveniyorum ona..

carolina-- çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim..irem hanım, çok şanslısınız bence.. eşinizin güveni,desteği ve karışmaması çok güzel olmalı..

irem-- (gülümsedim )evet,güzel .. eşim,ailem ve dostlarımdan yana çok şanslıyımdır.. miss shult ..

1492.bölüm..


faruk-- hayırdır,irem hanım.. arabayla ilgili bir aksilik mi var..

irem-- hayır hayır.. anlaşmayı iptal ediyoruz.. mr.blauntun bayiliği ile evleneceği bayanın genel müdürüm olması dolayısıyla.. garip bir bağ kurup..  pürüz olacağını söylediler..
vahide hanımla rekini.. onlara,tercih ediyorum bende..

mehmet-- nee.. saçmalık bu..
davut-- (içeri bakıp ,sordu ) bu ne demek oluyor mr.gardner..  adam evlenmesin mi.. yada,kiminle evleneceğini siz mi tayin edeceksiniz.. insanlarla dalga mı geçiyorsunuz..benim bayiliğimi de iptal edin.. istemiyorum..

mr.gardner-- yapmayın davut bey.. bir şikayetimiz yok,sizinle ilgili..  taahhütlerimiz var..
davut-- öderim tazminatınızı.. siz de bana ödeyeceksiniz.. nasılsa..

faruk-- ben de,bayilikten çekiliyorum..
mehmet-- bende..


irem-- beyler,acele karar vermeyin.. durduk yerde ,sizin  tazminat ödemenize neden olmak istemiyorum.. ticaret bu,duyguyla hareket etmeyin..bu sizi ilgilendirmiyor.. itham bana yapıldı.. anlaşma ,henüz işleme de konulmadı.. iptal ederiz olur biter.. abartılacak birşey değil..
zaten bundan sonra kabul dahi edilse..  ben çalışmam kesinlikle..

tuna-- (içeriye uzanıp,telefonu kapattı ) beyler,yarın sabah.. anlaşma iptal edilinceye kadar.. misafirimizsiniz..  şimdi otele gidiyoruz..  faruk bey,mehmet bey.. davut bey.. buyrun..

homurdanarak yürüdüler..
rekin-- ben çok üzgünüm..
irem-- hiç üzülmeyin lütfen..
tuna-- evet.. hayırlı değilmiş demek ki.. (benim kapımı açıp )lütfen diğer arabanın şöförü ,olur musun..

irem-- olmam tuna.. muhatap olarak bana söyledi.. şimdi yerime seni bırakıp gitmem, hoş değil..
 hadi sen yerine geç de.. gidelim..
tuna-- ağır gideceğine söz ver..
irem-- (gülümsedim ) tamam.. söz.. (kapımı kapatıp ,arabaya gitti )

peş peşe hareket ettik..
bizim arabada çıt çıkmıyor.. sigaralar yakıldı..ilerlerken..içiyoruz..
yol çamurlu,gayet ağır  sürüyoruz .. ana yola çıkıncaya kadar.. tuna telefonla konuştu.. farların
aydınlığında görülüyor..

asvalta ulaştığımızda.. hızlandık..

mr.gardner-- irem hanım ne olur,beni yanlış anlamayın.. sizlerle hiç bir sorunum yok.. çok da memnun oldum,tanıştığımız için.. ağırladınız teşekkür ederiz..
ama bizim yönetim kurulumuzda kabul edilmeyeceğini biliyorum..
 ileride problem olmaması için..- tazminat ödemeniz ve izninizin iptal edilmesi gibi -sizi koruduğuma emin olun.. mr.blaunt da çok değerli bir iş adamı.. çok da sevindiğimi söylemiştim zaten.. ama bu özel durum farklı anlaşılır..  bayiliği başkasına önerin,yine çalışalım sizinle..

irem-- hayır,söz konusu bile olamaz.. benimde sizlerle bir sorunum yok.. prensip meselesi.. olarak görün.. mr.blaunt bana bağlı olarak çalışacak olsa.. sizi kandırmayı düşünsek.. doğruyu söylermiydik.. yada bir yıl sonra tanışıp evlenseler engel mi olacaktınız..
mr.blauntla ,vahide hanım arasında olanlar..onların özeli.. kimse karışamaz..
bu durumu bile ,benimle ilişkilendirmeyi başardıktan sonra..  başka bir bayiyle de olsa.. biz çalışamayız mr.gardner..

mr.blaunt-- irem hanım,telefon edebilir miyim..
irem-- elbette..  yalnız birşey söylememe izin verin..
nereyi,kimi arayacaksanız bilmiyorum ama ben geri adım atmam.. kararımdan da dönmem asla.. bu iş bitti.. buyrun,arayın..

mr.blaunt-- tamam.. (aldı,tuşladı ve arapça beş dakika kadar konuşup kapattı..tabi ben hiç bir şey anlamadım..  )teşekkür ederim..
irem-- rica ederim.. lütfen rahat olun..
mr.blaunt-- (gülerek ) artık rahatım.. sağolun..

*********

otelin önünde arabaları durdurup... hepimiz indik.. mr.gardner - mr.falke..sessiz ve mahçuplar..
 hepimizle tokalaşırken.. üzgünüz diyorlar..

bir taksi arabaların arkasında durunca.. çekmemiz gerekir mi diye baktım.. içinden gülderen hanımla ,nedim bey inince de şaşırdım.. şort tişört,sandaletlerle uymayan..  klasörlerle yanımıza geldiler..
merhabalaştık..

irem-- bu saatte,siz niye geldiniz.. gülderen hanım..
gülderen-- nedim gerekli diyince,beraber gidelim dedim.. irem hanım..
nedim-- şimdi sizin imzaladığınız belgelerin ,asıllarını istediğimi söyleyin..

tuna söyleyince..mr.falke çıkardı.. değiş-tokuş yaptılar..

nedim bey baktı..
nedim-- tamam.. diyin ki.. şirketle ilgili imzanızı,adınızı vs. usulsüz kullanmaya kalkarlarsa..
bizde de var.. dava açıp süründürürüm.. başvurduğum kişiler bu kadarının yeterli olmasına rağmen..
işi sıkı tut dediler.. sabah ta..  noterden ilişiği kalmamıştır yazısı alacağım.. protokolü de fesh edeceğiz..

tuna-- bizde de var,demeyeyim istersen.. tehdit mi ediyoruz,nedim bey.. ..
nedim-- edelimm.. böyle saçma bir nedenle,anlaşmayı bozuyorlarsa.. bizde tehdit edelim..
tuna--rolleri değişip.. seni sakinleştireceğim,kimin aklına gelirdi değil mi...
(aktardı.. mr.falke .. başını sallayıp.. anlaştık dedi)

irem-- sarhoş avukatım.. çok teşekkür ediyorum..  .. gözünüz aydın bu arada.. karşılıklı kutlamamızı sonra  yaparız .. ben böyle sevinmeyecektim ama ... kader utansın..

gülderen-- (gülümsedi ) sağlık olsun.. teşekkür ederiz..
nedim-- ben sizi seviyorum yaa..
tuna-- (gülerek )hadi nedim bey,hadi.. elimde kalmadan, çocuğunun gününü gör..

irem-- bende sizleri seviyorum.. iyi geceler..

onlar taksiye binip gittiler..
mr.gardner,ağırladığımız ve nezaketimizden dolayı teşekkür edip.. otelin bu gece ki parasını etik olmadığı için , kendilerinin ödeyeceğini söyledi..

tuna-- mr.gardner..anlaşmamız iptal olsa da,bizim misafirimizsiniz hala.. ve biz karşımızdaki kişiye
özellikle de misafirlerimize değer verdiğimizden.. otel parası gibi ,basit bir ödemenin gündeme getirilmesini ayıp olarak algılarız.. bizim yönetim kurulumuz yanlış anlamaz,rahat olun..
iyi geceler diliyoruz..

onlar sağolun diyerek otele girdiler..
philip--ben çok şaşkınım,irem..
mr.blaunt-- hepimiz öyleyiz,philip.. ben birde mahçubum ..
ama bir sözünüz var ya sizin,sabah ola hayrola.. herşey için teşekkür ederim..iyi geceler ..

iyi geceler dedik..tokalaştık ,o da otelde kalacak.. tam girerken..

mr.blaunt-- mehmet,faruk ve davut bey.. bayilikten sakın ayrılmayın.. görüşmeyin yani.. sabaha kadar,beklemenizi  rica ediyorum..

mehmet-- peki,mr.blaunt..
gülümsedi ve girdi..

faruk-- sizleri tanıdığım için,çok memnunum.. teşekkür ediyorum.. irtibatımız sürsün isterim..
tuna-- bizde memnunuz.. sürdürmeyi isteriz faruk bey.. iyi geceler.. sıkmayın canınızı..

diğerleri de katıldılar,dileklere.. tokalaşıp.. ayrıldık..
onlarda otele girdiler.. philipler tunada..
ben tekim..
gece geç saat olunca yollar boş.. hızla geldik evimize...

vedalaşıp.. ayrıldık..


1491.bölüm..


o sırada tuna da geldi..
tuna-- kalkabiliriz..

kalktık.. vedalaşılma sırasında satılmış dayı da geldi.. övgülerle.. teşekkür ettiler..
mr.falke,mr.gardner.. mehmet ,faruk,davut beyler.. cebine bahşiş  koydular..
mahmut beyler biraz daha kalacaklarmış..

tuna-- irem sen.. mr.gardner,faruk ....

irem-- sözünü kesiyorum kocacığım.. aynı teklifi ben sana yapacaktım.. kabul etmiyorsan.. bizde geliyoruz.. seni tek göndermem..
tuna--(gülümseyerek ) iyi, gel öyleyse.. (cekedini verdim,giydi.. )

mehmet-- davut,faruk kalıyor.. bizde mi kalsak acaba..
davut-- vaz mı geçelim şimdi..
faruk-- kıskançlar sizi.. o halde kimseyi esir etmeden.. kendimiz keşfedelim Adanayı tamam mı..
mehmet--davut-- tamam..


mr.falke-- gidelim mi..
tuna-- gidelim,buyrun..

arabalara binildi.. yolcular arabaları karıştırmışlar,sanırım.. nasılsa aynı yere gidiyoruz.. hareket ettik arka arkaya..
yağmur rahatsız etmiyor diye camı araladım biraz.. erkekler içki kokuyor çünkü..

mr.gardner-- irem hanım.. mr.blauntla,genel müdürünüz evlenmek niyetindelermiş..
ve vahide hanım,holding yönetim kurulundaymış.. doğru mu..
irem-- doğru..

mr.blaunt--sorun ne mr.gardner.. bayilik konusunu,holdingle mi ilişkilendiriyorsunuz yoksa..
mr.gardner-- malesef öyle düşünülecektir.. görülen tablo o çünkü..

irem-- mr.gardner.. samimiyetle söylenilmemiş olsa.. bu bilgiden haberiniz olmayacaktı bile..
kusura bakmayın da.. böyle saçma bir şey duymamıştım.. benim iç işlerime kimse karışamaz..
 vahide hanımı yönetim kurulundan çıkaramam..
o benim genel müdürüm.. görevini de en iyi şekilde yapıyor.. işine de son veremem asla..
evlilikleri ne zaman olacak, haberim yok.. evlenmeyin de diyemem..

mr.blauntu.. tecrübesi için seçtiğimi de biliyorsunuz.. görülen tablo da.. kim ne düşünür diye.. benim bir endişem yok..  benimle ilişkili değil çünkü.. ama sizin için ,güven sorunu varsa..
mr.blauntu değil.. sizi feda ederim..  anlaşmayı,  iptal ederiz..  lütfen karar verin..

mr.blaunt-- mr.gardner.. benim irem hanıma,onun da bana ihtiyacı yok..
özel ilişkimle,iş ilişkisini nasıl bağdaştırıyorsunuz.. söylememiş olsaydım.. sonradan öğrenseydiniz.. bayilikten ayrılmamı mı isteyecektiniz..

mr.gardner-- şahsi olarak algılamayın lütfen.. benim değil,şirketin politikası böyle..  bayilerle,dağıtıcı arasında.. hiç bir bağ olmamalı..
irem-- mr.falke.. dosyaları çıkarın lütfen..
 (telefonu kulağıma dayayıp..numaraları tuşladım.. sinyali verip.. sağa da yanaştım bu arada..
 tuna da gördü.. sinyal verdi hemen..  )

nedim-- alo..
irem-- iyi geceler,nedim bey.. rahatsız ediyorum.. bir şey soracaktım..
nedim-- (dili dolaşıyor) istediğinizi sorun irem hanım.. emredin..
irem-- (gülümseyerek ) estafurullah.. çakırkeyf olmanız,verdiğiniz bilgiler için sorun teşkil etmez umarım..
nedim-- etmez.. ne oldu..
irem-- (anlattım ) iptal etmem halinde.. ne olur.. yırtsak, işlem yapılmadı henüz..sorun olur mu, tazminat gerekir mi..
nedim-- yırtmayın sakın.. geliyorum..
(tuna geldi,camı açtım )

irem-- nedim bey,gelme.. sarhoşsun.. kaza yaparsan vicdan azabından ölürüm.. yarın da burada,mr.gardner..

tuna-- irem,ne oldu..
irem-- hiç,iptal ediyoruz anlaşmayı.. vahide hanım ve rekin evlendiklerinde bayi holdinge çalışıyor gibi olurmuş..  rekin ve vahide hanımı feda edecek halim yok.. onları ediyorum..

tuna-- e herhalde yani.. (eğilip,telefonu aldı) nedim bey.. gözün aydın ..
nedim-- sağolunnn,sağolun... ayağa kalkmaya çalışıyorum da.. başım dönüyor tuna bey..
siz gelseniz olur mu..

tuna-- (gülerek ) sen kalkma.. yarın sabah ayıktığında.. otele gel.. tamam mı..

(mehmet,faruk ve davut beyler de gelip.. rekinin oturduğu taraftan.. kapıyı açtılar.. )

faruk-- hayırdır,irem hanım.. arabayla ilgili bir aksilik mi var..
irem-- hayır hayır.. anlaşmayı iptal ediyoruz.. mr.blauntun bayiliği ile evleneceği bayanın genel müdürüm olması dolayısıyla.. garip bir bağ kurup..  pürüz olacağını söylediler..
vahide hanımla rekini.. onlara,tercih ediyorum bende..


mehmet-- nee.. saçmalık bu..
davut-- (içeri bakıp ,sordu ) bu ne demek oluyor mr.gardner..  adam evlenmesin mi.. yada,kiminle evleneceğini siz mi tayin edeceksiniz.. insanlarla dalga mı geçiyorsunuz..
benim bayiliğimi de iptal edin.. istemiyorum..

mr.gardner-- yapmayın davut bey.. bir şikayetimiz yok,sizinle ilgili..  taahhütlerimiz var..
davut-- öderim tazminatınızı.. siz de bana ödeyeceksiniz.. nasılsa..

faruk-- ben de,bayilikten çekiliyorum..
mehmet-- bende..
1490.bölüm..


güzide-- (gülümseyerek ) çok anlayışlısınız..sağolun..  ama en güzel baskıyı.. çaktırmadan irem hanım yapıyor..
elizabeth-- nasıl..
güzide--  yayın sonrası,benim odama geliyor..  parmağıma bakıp,gidiyor..

mahmut-- elizabet--philip-- mehmet--faruk--davut-- mr.gardner--mr.falke--irem--rekin-- hah hah hah..

irem-- ben,tunaya bir bakayım..
güzide-- ama sevinçli haberi söyleyecektim.. belki de tuna bey, o haberi alıyordur..
irem-- sanmam.. sevinmedi..neyse geliyor..  buyrun,dinliyorum..

tuna gelip,kusura bakmayın diyerek  oturdu..

güzide-- biz çıkarken,nedim bey ve gülderen hanımla karşılaştık..
(gülerek )  nedim bey,takım elbiseyle çimlerde takla atıyordu.. alışılmadık bir görüntü olunca da ,merak ettik.haliyle..

tuna-- nee.. hayırdır inşallah..
irem-- hah hah hah.. fotoğrafını çekseydiniz keşke.. şüphem doğru muymuş..
güzide-- (başını salladı ,güllümseyerek ) evet.. çok sevinip,tebrik ettik..

tuna-- allah tamamına erdirsin.. nedim bey,şimdi takla attıysa .. bebek olunca ne yapar acaba..

herkes gülerek iyi dileklerde bulundu..
irem-- kim aradı tuna.. canın sıkılmış gibi..
tuna-- hımm,sonra konuşuruz..
irem-- telefonun olması,hem iyi hemde kötü.. senin ifaden böyleyken.. bilmemek beni geriyor..
tuna-- (gülümseyerek ) sabırlı ol hayatım.. söylemememin  nedeni ,seni daha çok germemek için.. aynı,dün olduğu gibi..

irem-- hii,bebekle mi ilgili yoksa..
tuna-- hayır..
irem-- uff,iyi bari..konuyu değiştireyim.. mahmut bey,tayları gönderdiniz mi..

mahmut-- emir caferin tayı hariç, hepsini gönderdik.. yerlerine ulaştılar..
cafer bey, yeni doğan tayı da istediği için.. bekliyoruz,ikisini beraber göndereceğiz..
ufuk ne zaman dönüyor..

irem-- bilmiyorum,haber veririm size.
tuna ahırlar hazır değil mi..

tuna-- hazır da,hüseyin olmayacak.. nail de,hangi birisiyle ilgilensin..
at biraz daha sizde dursun mahmut bey.. ufuk gelse bile,durumu anlatırız.. oraya gider.. küçük çocuğa at almak,hiç mantıklı değilmiş..

irem-- (gülerek ) pişman değilim.. sen,mügeye zürefa al..
tuna-- hah hah hah..
irem-- yaşasınn, güldün..
tuna-- sayende..

meyveler ,tatlılar yenildiğinde...
mr.falke-- saat on olmuş.. bir saat sonra uçağım kalkacak.. ben tek gidemezmiyim..
tuna-- gidemezsiniz,biz götüreceğiz mr.falke.. havaalanı yakın..

mehmet-- açık havadan,sohbetten..ikramdan başımız döndü..herşey çok güzeldi..  zamanı unutturdunuz bize..  sizi de bekliyoruz, tanıştığımıza çok memnun olduk..

inşallah dedik.. tuna satılmış dayının yanına gitti..

irem-- bu ay,geleceğiz İstanbula.. kısmet olursa,size de uğrarız ..
mehmet-- tabi beklerim.. gününü bildirirseniz,yer ayırtırım..
irem-- sağolun,kalacak yer var..  kardeş diyebileceğimiz,bir arkadaşımızın ikiz bebekleri olacağı için
gideceğiz.. kayınbiraderim de orada oturuyor.. sorun değil yani..

mehmet-- benimsemeniz ne kadar güzel.. yine de rahat edemezseniz..misafir ederim,sizi..
irem-- çok naziksiniz.. bizim de evimiz var da,aramızda çok iyidir..
belki mimarlık dolayısıyla , gönül karayı  tanırsınız.. abimde inşaat mühendisi..

mehmet-- tamamm.. gönül hanımı tanıyorum tabi..  abiniz de.. eren bey sanırım..
irem-- evet..
mehmet--  ertuğrul kara da,kayınbiraderiniz o halde..
irem-- evet.. Mersinde çalışıyor şimdi..
mehmet-- çok selamımı söyleyin,ertuğrul beyle çalışmıştık bir dönem.. fevkalade detaycı bir mühendisti..

irem--( gülümsedim)as.. hala öyle.. yurt binasının tadilatını yaptı da,hayran kaldık..
okulun kontrol mühendisliğini de o yapıyor..  helikopter pisti için de,tavsiyelerde bulundu..

güzide-- irem hanım.. aslında,şimdi olacaktı helikopter..

philip-- bu sefer,binerdik bizde..
irem-- çağırayım isterseniz..

faruk-- helikopter servisi mi var..
mahmut-- yok da,irem hanım isteyince oluyor..
elizabeth-- bana sponsor olacak.. para lazım..kıyamam kızıma..

güldüler.. o sırada tuna da geldi..



1489.bölüm..


davut-- adamcağız,yeniden doğmuş..mutlu, gözü de tok..  tekliflerimizle ilgilenmez..  ama hala bir eksik var sanırım..  hiç kadın görmedim..

tuna--(güldü )  o işler ilgi alanıma girmiyor, davut bey.. ona karışamam..
irem-- necla ablayla görüştürsek mi tuna.. sevaptır..
tuna-- hayır kesinlikle olmaz.. ne çabuk unuttun,dediklerini.. öyle sevap alma,istemiyorum..
irem-- hıı,haklısın.. ben karışmayayım da..
tuna-- iremm,unut lütfen..

mahmut-- oo,kimleri görüyorum..
tuna-- mahmut bey,güzide hanım.. bu ne güzel sürpriz..

kalktık ikimizde.. tokalaşıp,bayramlaştık.. selamlaştılar diğerleriylede..

irem-- siz nereden biliyorsunuz burayı.. çok şaşırdım..
mahmut-- hara karşı tarafta,pek de uzak değil..   geliriz biz.. bende sizin bilmenize şaşırdım..
irem-- arazi bizim,mahmut bey..içindekini bilmesek olur mu hiç..
mahmut-- pardon,haberim yoktu.. hasat yapılırken.. biçerdöverin içindeki de siz miydiniz yoksa.

irem-- yok,bana burayı vermediler.. başka yeri topladım ben.. bir bayan mı vardı,biçerdöverde..
mahmut-- evet..
irem-- işçiler,belki eş yardımlaşması yapmışlardır.

faruk-- siz,hasat mı yaptınız..
irem-- evet,bu yıl bifiil çalışıp.. yüzlerce kişiyle, buğday hasatı yaptık..  tuna şura ya katıldığı için yoktu.. ama  müthiş destekçilerim vardı,yardımlarını esirgemediler..
pamuğa da,ben yardım edemedim..

faruk-- bravo doğrusu..
irem-- teşekkür ederim..

tuna davet etti,biraz oturalım dediler.. masa sandalyeler geldi.. birleştirildi.. oturdular..

irem-- tanıştırayım sizleri.. (tek tek tanıttım.. selamlaştılar.. )
philiple elizabethle konuşulurken.. diğerleri de başladılar sohbete..  bize de hayırlı olsun dediler..

satılmış dayı onlara da ilgilenip,beraber mi oturacaksınız diye sordu..
tuna-- bize tabi değilsiniz.. arzu ederiz de,ayrı da oturabilirsiniz.. size engel olmayalım ..

oturalım dediler.. masaları donatılırken.. sohbet de koyulaştı.. kebaplar da nefisti.. doğrusu..  şen şakrak yenildi..

arabadan gelen telefon sesini duyunca.. kim aranıyor diye dinledik..

irem-- sana..
tuna-- izninizle..
gitti aceleyle.. oturdu,konuşuyor. bende görüyorum.. gülse rahatlayacağım da,ciddi hala..

güzide-- irem hanım,size bir haber vereyim de.. sevinin..
irem-- ihtiyacım var sahiden.. çiçekle mi ilgili yoksa..

güzide-- yok malesef.. bugün geldi,bayramlaştık..  daha ben sormadan.
"üzgünüm ve çok özür diliyorum böyle davrandığım için..bana güvendiniz ama ben kendime güvenimi yitirdim..çalışamayacağım" dedi..  diğer konu diyecek oldum.. lafı geçiştirdi.. ve gitti..

irem-- bize de geldi de.. hiç konuşamadık,burhanı.
kızkardeşlerin gittiği dershanede iş bulmuş.. beraber gidip geleceğiz dedi..
ben burhanın ,kayıtsız olduğunu düşünüyordum ama değilmiş...
son şans için,mutlaka buluşturmam lazım..yoksa çok yazık olacak..
siz ne söyleyecektiniz..  (mahmut beye bakarak ) havuz başında şenlik mi var yoksa..

mahmut--güzide-- hah hah hah..

mahmut-- ben istiyorum da,güzide menüyü düşünüyor sanırım..
mehmet-- hiç sorun değil.. satılmış dayı yapar..

bir kahkaha yükseldi bizim masadan..

faruk-- efendim sakın yanlış anlamayın.. mr.falke,mr.gardner.. ben,davut ve mehmet beyler bekarız..
mr.blaunt evlenecekmiş,onu saymadım.. sizinde niyetiniz olduğu anlaşılıyor..
bir an önce,havuz başında nasıl şenlik yapılıyor görsek de tecrübelensek diyoruz..  tek amacımız o..

mahmut-- inşallah sizleri de davet ederiz,faruk bey..
havuz başında bir başka arkadaşın yaptığı şenliğe çok imrenmiştim..
 irem hanımda dua etmişti.. ondan sordu... ama havuz başı olması şart değil.. amaca uygun şenlik olsun yeter..

davut-- yani ,gelecek yazı beklemek istemiyorum.. diyorsun.. kolayı var arkadaşım..
kapalı kavuzda yaparız.. İzmire,otelime  gelin..

mahmut-- çok teşekkür ederim ,güzide tamam desin.. geliriz..
faruk-- Ankara daha yakın.. madem sadece şenlik yeterli.. bende beklerim..
mehmet-- arkadaşlar,iyi niyetle davet ediyorsunuz ama   güzide hanıma baskı gibi oluyor.. bunaltmayın kadını.. belki arkadaşları vardır,değil mi..

kahkahayı tahmin edin artık..

1488.bölüm..


bir kahkaha yükseldi bizimkilerden.. nasıl gülüyorlar.. tuna da yerine oturdu.. parmaklarımın arasından görüyorum..
tuna-- afedersiniz.. birden yanlız olduğumuzu sandık..
irem-- hep benim suçum..
tuna-- suç değil de.. feci daldık.. hele ben nasıl düştüm bu duruma bilmiyorum..

mr.gardner-- haliniz çok doğaldı.. ben uzun zamandır.. eşlerin,içtenlikle  birbirlerine konuşmasına ve bakışına tanık olmamıştım.. bu çok güzel birşey.. herkes yaşayamıyor..
dediklerinizin içeriğini bilmiyorum ama sevginizi hissettim.. lütfen , rahat olun..  affedecek bir durum yok..

rekin-- vahidenin anlattığı kadar varmış.. bu basitlik değil,aşktı.. bundan utanılır mı hiç..
mehmet-- katılıyorum..
faruk-- bende, birbirinizi teselli edişinize hayran oldum..
philip-- aynı bizim gibilerdi değil mi liz..
elizabeth-- evet,canım..
davut--  bizler birbirimize böyle bakamadığımız için,yürütemedik  zaten.. (kadehini kaldırdı ) ömür boyu  sürsün, sevginiz.. şerefinize..

kaldırdılar kadehleri,bende kola bardağımı aldım.. bakışlarım masada.. bir yudum aldım.. satılmış dayının gelişi kurtardı beni/bizi..
tertemiz giyinmiş..
satılmış-- hoşgeldinizz..
tuna-- (kalktı elini öpmeye çalışıyor,öptümedi .. sarıldılar,birbirlerine) hoşbulduk dayı.. bayramın mübarek olsun..
satılmış-- sağol oğlumm.. sizinde..
irem-- (bende kalktım,tokalaştık ) nasılsın dayı.. maşallah çok iyi görünüyorsun..
satılmış-- sağolasın gelinim.. sizi gördüm ya,ondandır.. oturun oturun..
( diğerlerine de başıyla selam verdi )oğlum, içeriye de geçebilirsiniz..misafirlerini üşütmeyelim
 yada üstünüze buranın şallarından da verebiliriz..

tuna sordu,içeriye girmeyelim de şal alalım dediler... satılmış dayı seslendi garsona.. şallar için..

satılmış-- kebaplarınızı pişiririyorum da..  yemeğim ,çorbam,saç kavurmam da var..
tuna-- sen nasıl gönderirsen.. yeriz.. ama az olsun da.. kebapları yiyebilelim..
satılmış-- tamam.. afiyet olsun..

garsonlar,bize bir sofra hazırladılar.. inanılmazdı..  kuş sütü eksik derler ya.. aynen öyle.. beş yıldızlı otel hizmeti veriyorlar sanki..

acıkılmıştı da tabi.. çorbalar,mezeler salatalar.. yoğurtlu çeşitler..  patlıcan oturtma ve pilava bayıldık.. hepsinden ikişer kaşık koydular tabaklara..
sonra ortaya küçük saçlarla üç kavurma geldi.. yufka ekmeklerle.. biz de karınca sürüsü gibi.. anında tükettik..

içkiler yenileniyor devamlı.. sohbet,bol kahkaha.. arada bir bize takılıyorlar..
gayet hoş ve samimi bir ortam oluşu yani.. karınlarda doydu.. kebapları hemen gönderme dedik..
müşteriler de,gidip geliyorlar ve her daim dolu maşallah.. yağmur da, nefis yağıyor.. dinlendiriyor insanı.. lambalar yandı..  toprak yolu da ışıklandırmışlar.. şallarla,üşümüyoruz da. keyifler yerinde..

mr.gardner-- burası  inanılmazmış..  böyle hizmeti beklemiyordum açıkçası..yediklerimiz de kusursuzdu..  beyefendi diğer müşterilerine de  aynı şekilde ilgili..işletmecilik yönü de süper.. herkesi tanıyıp,konuşuyor..  ona,bir restoran açmak lazım.. niye  yardımcı olmuyorsunuz tuna bey..

davut-- ben otelime aşçı olarak.. istediği şartlarda alabilirim.. çok beğendim..
mehmet-- harcanıyor burada.. İstanbulda bile böyle kaliteli ahçıyı,  hizmeti bulmak .zor..

tuna-- teklif yapabilirsiniz de.. gideceğini hiç sanmam.. (sigarasını söndürdü ) satılmış dayı,babamın arkadaşıydı.çocukluğumdan bu yana tanırım.. lokanta çalıştırırdı,yılların aşçısıdır..
elinin lezzeti var , işi de iyi  bilir..
 hayatın iniş çıkışları içinde.. arkadaşlara,alışkanlıklara kapılıp.. elindekileri kaybetmiş..  benim İstanbuldan döndüğümde haberim oldu.. görmeye gittiğimde,hayattan  bir beklentisi kalmamış..
bitmişti..  beni bile zor tanıdı.. teklif ettiklerimle de,hiç ilgilenmedi..
hayata tutunup,yaşamaya istek duyabilmesi için.. uğraşısı olması lazımdı..
burayı ona verdim..  evi yapıldı.. kahya da her ihtiyacını karşılayıp.. eski müdavimlerine ,haber ulaştırdı.. arkadaşlarının gelmelerinden de moral bulup, toparlanmış..
kahyadan kendi bahçesindeki  toprağı ekmeyi,ürünü satmayı öğrenmiş ve faaliyete geçmiş..

para kazanmaya başlayınca ,gerekenleri almış bütçesine göre..
burasını bir kaç ayda bu hale getirmiş.. eserini göstermek için,
beni  yemeğe çağırdı.. gerçekten çok iyi görünüyor ,yüzü gülüyordu..
 eskiler,yeniler.. içki sofrasında epeyce konuştuk..

anladım ki.. o burada çok mutlu.. benimsemiş..  ticari kaygı taşımadan.. gelenleri dost görerek, rızkı kadarını kazanmak istiyor..
"senin gibi aşçı mı var.. elbette başaracaksın dayı..
duvar örülsün,perdeler .. örtüler,halılarla senin de için açılır ..gelenlerde rahat eder.. mutfağını genişlet,araç gereç te al.. herşey emrinde ,derhal yapalım"  dedim..

"yerimin makyaja ihtiyacı yok ..olanlar,yeter.. buraya beni bilenler, lezzet için.. gelecek.. temizliğe önem veririm,perde halı isteyenler başka yere gitsin..  birkaç ay idare et de,sonra kiramı da ödeyeceğim..  alacağına söz vermezsen.. herşeyi bırakıp giderim"  dedi..
(gülerek ) bende; ömür boyu sabit kalmak ve  kirayı benim belirlemem şartıyla, tamam dedim..
sarhoştu, pek anlamadan kabul etti..


irem-- çiftlikteki dokunulmayan,bir liralar.. kira mı..
tuna-- hımm..
mehmet-- buna içilir işte..

tıklatıp içtiler..

1487.bölüm..


yanlarına gidince.. tuna şemsiyeyi kapatıp verdi.. garsona..
tuna-- buyrun..

oturuluyor..
doğal olarak.. dışarıya masa hazırlamışlar..  diğer masalar da dolu..
 çardak sazlarla kaplı.. saçaklardan sular akıyorda.. sıçramıyor..
kenarları  yerden bir metre kadar yükseklikte  levhalarla kapatmışlar..
 fakat biraz serin.. özellikle benim için..

diğer müşterilere -hiç tanımasam da..- sesimi yükselterek afiyet olsun dedim..
size de dediler..

irem-- (garsona ) satılmış dayı nerede..
-- eve gittiydi.. seslendim,şimdi gelir..
irem-- peki..

bende oturdum tunanın karşısına..

tuna--  doğa ile başbaşa sessizlikte kebap yiyelim istemiştim ama.. yağmur sürpriz yaptı..
benimle gelenler,çok sevdiler.. ama sizde durum nedir bilmiyorum..

mehmet-- çevreyle ilgili dediklerinize katılıyorum.. kebap güzel olmasa bu kadar insan gelmez.. ben memnunum..
faruk-- burada potansiyel varmış.. onu anladım.. damak zevkinize düşkünsünüz..
cafe fikri cazip gelmeye başladı..
philip-- bizde severiz böyle yeri..

tuna-- sevindim.. (garson geldi ) ne içebiliriz say bakalım..
-- alkollü alkolsüz herşey mevcutmuş size..  meyve suyundan,viskiye kadar.. emrinizdeymiş..

mehmet-- bak senn.. dayı, gerçek dayınız mı yoksa..
tuna-- kan bağımız ,yok da.. o da bir yadigardır..

herkes içeceğini söylerken..
tuna-- irem,kimi nereye gönderiyorsun..

irem-- dayımla yengem,İstanbuldalarmış..
yengem bebeği merak edince hastaneye gitmişler.. bebek çok iyiymiş,nefesi de düzelmiş..
fatmayı gönderebilirsek, ikisi içinde iyi olurmuş..bülent oda ayarlayacakmış..
yengem de gelebileceğini anlamak için fatmayla konuşuyormuş.. onay vermiş.. tamam gönderirim dedim.. durum bu,selamı var..

tuna-- as.. (bıyıklarını kemiriyor,garsonun ne içersiniz dediğini duymadı )
irem-- ben kola,o rakı içiyor..

garson uzaklaşınca..

tuna-- hüseyine haber vermedin değil mi..
irem-- yok.. ayarlayıp da, arayayım dedim..
tuna-- bayramda uçakta yer bulunmaz.. hem tehlikeli de olabilir.. jipin anahtarı sendeyse.. onunla gitsinler.. nail götürür..
irem-- sende olması lazım da, sabah yola çıksınlar.. nail uzun yola gitti mi hiç..
tuna-- (başını salladı ) gitti.. ben arayayım da.. hazırlansınlar..

irem-- (masanın üzerindeki elini tuttum .. ) kocacığım ,niye telaş yapıyorsun..  haber verirsen.. o anne babaya sabah olur mu.. kadıncağız lohusa,bebeğinden ayrılmış.. ne kadar beklediklerini de biliyorsun..
 akılları başlarında değil..üzgünler.. ne hazırlayacak , kıpırdayacak hali mi var ki.. giyeceği düşünecek durumu yok yani..
heyecandan olanları biliyorsun,şimdi daha tehlikeli.. annenin sağlığı bozulursa ,vicdanımız rahat etmez.. hadi canım,lütfen sakinleş.. seni böyle görmek istemiyorum..

tuna-- (elimin üstüne, diğer elini koyup.. ) peki hayatım.. benimde bir isteğim var..
irem-- emrin olur ağam ,söyle..
tuna-- estafurullah.. üşümesen de.. cekedimi giyeceksin,bende seni hasta görmek istemiyorum ..asla..
irem-- peki hayatım ver,giyeyim..

tuna kalkıp cekedini çıkardı..  bana giydirip.. saçlarımı çıkardı..
doğallıkla da.. cekedin önünü kapatmaya çalışırken.. biraz eğildi.. yanağı yanağıma değiyor..

 masadakiler bizi seyrediyormuş,hiç de ses çıkarmadılar.. bizde onları unuttuk.. daldık daha doğrusu..

tuna-- (doğrulurken ) şimdi olduu.. daa, irem biz yanlız değildik..

irem-- (hepsine bakıp.. hayret,şaşkınlık ..imrenme ve tebessüm ifadelerini görünce.. ellerimi yüzüme kapattım )  offff,of.. elini tutmayacaktım..

bir kahkaha yükseldi bizimkilerden.. nasıl gülüyorlar..

1486.bölüm..


mehmet-- bir aksilik olursa.. tuna bey kurtarır sizi..

irem-- biliyorum beyler,şuan için sorun yok.. arabamız güçlü, telefonumuz var.. kalsak dahi kurtaracak kişiye ulaşabiliriz..
üç yıl önceki olay farklıydı.. araba binek tipiydi.. gece feci yağmur yağıyordu ve birden çamura girdik.. bataklık gibi gömüldük adeta.. telefon da olmayınca ,kurtulmamız maceralı olmuştu..
sonrasında; bu şartların çok daha ağırında..  kötü ve derin izler bırakan bir olay yaşadık.. malesef..
(içimi  çekerek )  her yağmur yağdığında,tedirgin oluyorum.. hatıralar,canlanıyor yeniden..
tuna da bildiğinden,arar.. neşelendirip,kamufle etmeye çalışır sağolsun..
batu bey de,siz de.. birbirimize nasıl zaman ayırabildiğimizi sormuştunuz ya..
biz her şartta,birbirimize ulaşırız.. gün içinde,sesimizle dokunuruz.. kalplerimize.. sıkıntımızı giderir ,moral buluruz.. ben ona,o da bana destektir daima.. yoksa bu ritme dayanamazdık..

mehmet-- imrendim,allah bozmasın..
faruk-- darısı bize olsun.. karşılıklı olmak şartıyla..
philip-- elizabeth--irem--mehmet--  aminn..


satılmış dayının yerine yaklaştık,yine kalabalık.. arabalar dizilmiş..

mehmet-- bu kadar yol geldiğimize ve kalabalığa bakılırsa.. seçiminiz isabetli..
irem-- damak tadı tabi.. ama beğeneceğinizi düşünüyoruz..
telefon çaldı yine..

faruk-- tuna bey,geldik diye.. ikinci morali verecek sanırım..
irem-- mehmet--philip--elizabeth-- hah hah hah..

irem--(açtım) efendim..
erol-- merhaba.. irem hanım..
irem-- merhaba erol bey.. özlettin kendini..
erol-- bende özledim.. bir yağmur sesi geliyor sanki.. sen neredesin..

irem-- benn ,çiftlikten daha ileride bir yerdeyim..yağmur yağıyor, misafirlerimizle yemek yiyeceğiz.. buyur gel.. zembil uygun olur.. arazi boş.. satılmış dayının yerine, nokta atışı gibi inersin..

erol-- hah hah hah.. sağol biz İstanbuldayız,canım..
irem-- niye gittiniz demeyeyim de.. kötü bir durum yok değil mi..

erol-- yok yok.. bayram için geldik.. hüseyinin bebeğinden haberin vardır.. sevinç görmek istedi.. şimdi hastanedeyiz..
irem-- (durdurdum arabayı,yolun ortasında ) dayııı.. ne oldu.. bebek iyi mi.. kalbim ağrıyor,çabuk söyle..
erol-- dur kızım.. müjde vereceğiz şurada..

irem-- ohhhhhhhhhhh.. ne istiyorsan,senin olsun.. yüreğime indirecektin.. bu bana reva mı ya,sanki hassasiyetimi bilmiyorsun.. (hareket ettim.. tuna park etmiş.. beni bekliyor)

erol-- iki öpücüğe anlaşırız.. yengen de,fatmayla konuşuyor şimdi..
 bebek gayet iyiymiş.. nefes alışıda düzelmiş..  bülenti ve doktorları tebrik etti..  anne-bebek hissiyatı var ya..  fatmanın buraya gelmesinin, ikisi için de..iyi sonuç vereceğini düşünüyor..
eğer gönderebilirseniz.. bülent onlar için oda ayarlayacakmış.. sormak için aradım..
tunayla konuş da,haber ver.. bülente.. birazdan gideceğiz biz..

irem-- konuşmaya gerek yok.. fatmanın durumuna, yengem onay veriyorsa.. en kısa zamanda gönderirim ben.. bülent ayarlamayı yapsın..

erol-- sevinç de,onu anlamak için konuştu zaten.. gelebilirmiş..

irem-- (park ettim.. şemsiyeli garsonlar.. kapıları açtı.. inerken ıslanmasınlar diye.. tuna da,şemsiye ile benim kapımı açtı.. ) dayım.. sende,yengemde sağolun.. bülente hakkını hiç ödeyemeyeceğimizi söyle..
allah çocuklarına kavuştursun.. öptüm öptüm seni.. tunayla konuşup, göndereceğim ben..  fatmaya söylemesin yengem.. hoşçakal..

erol-- güle güle.. sende sağol.. öpüyorum,selam söyle.
irem-- as..

kapatıp,çantamı aldım.. indim arabadan.. ıslanmayayım diye,sarıldı belime..
etraflarına bakarak.. çardağın altında bekliyor, diğerleri de..

irem-- (mırıldandım)  dolaşsaydık.. hazır samimi olmuşken..
tuna-- (gülerek ) gece yapalım olur mu..
irem-- hıı,adamları ne yapacağız..
tuna-- kilitleriz odalara..

irem--tuna-- hah hah hah..

27 Kasım 2012 Salı

1485.bölüm..


önce baraj yolu,göl kıyısı dolaştık..  güle konuşa.. sonra havaalanı yoluna döndük..

etrafa ve rekine öngördüğüm araziye bayıldılar.. mustafa beylerin ,binaları da tamamlanmış..  pist için çalışanlar vardı..  arabaları yol kıyısına park ettik.. ayakta konuşuyoruz..  tanıttık,anlattık işte..

mehmet- -dediğiniz kadar varmış doğrusu.. buradan ben bile bir yer alabilirim. arsalar kaç liraya gidiyor,ki..

tuna--  bu  bina nın arsası,zamanında hibe edilmiş.. ama alan satmış,sonrada el değiştirmiş birkaç kere..
buranın haricinde, yolun iki kıyısında da.. epeyce bir alanda,satılık arsa yok.. tarım arazisi zaten..  yatırım yapmak istiyorsanız..  emlak işi yapan arkadaşlarımıza yönlendiririz sizi.. başka yer bulurlar..

mr.gardner,mr.falke ve rekin  izin isteyip.. mağazalara bakmaya gittiler..

mehmet--siz çok kesin konuşuyorsunuz da, mr.blaunt nasıl buldu acaba..

irem-- kesin konuşuyor,çünkü bahsedilen yerler bizim mehmet bey.. satmıyoruz ve düşünmüyoruz.. mr.blauntla dostluğumuz da çok özel..  değer veren ve değer bilen bir insan.. olduğundan,yeri ben önerdim.. burada amacına uygun, başka arazi bulması mümkün değildi..
jestimin yanlış anlaşılmaması için.. hediye etmediğimi belirtmek istiyorum..  ticaret yapıyoruz, herşey kuralları çerçevesinde olmalı..  o da,inşaatı üstlenip.. kirasını ödeyerek,işletmesini yapacak..

faruk--peki, toprakları kim değerlendiriyor.. buğday ve pamukta süper verim alınır,buradan..

tuna-- ben ekiyorum.. faruk bey.. pamuk ve buğdayın veriminden de,kalitesinden de memnunuz..

davut-- bravo doğrusu.. bir koltuğa birkaç karpuz sıkıştırmışsınız..  eşiniz ayrı,siz ayrı.. zor işler yapıyorsunuz.. nasıl zaman buluyorsunuz .. ne zaman görüşüyorsunuz, anlamadım ki..

tuna-- sağolun,gerçekten zor.. ve yıpratıcı..özveri gerekiyor.. birbirimize destek olmak ve zaman ayırabilmek için..  ben  yorulup, karpuzları bıraktım.. artık sadece eşimi,işimi istiyorum..

mehmet-- o halde satın..

tuna--  zarar etmeden.. bir yeri sattığım pek vaki değildir, mehmet bey.. aile yadigarını,ihtiyaç haricinde satmak da mantıklı değil..

philip-- okul yaptırıyordun,başka projelerin de vardı..ne aşamadalar, tuna.. yine şenlik yapacak mıyız..

tuna-- (gülerek ) inşallah..  bitti sayılır,philip..  onbeş gün sonra teslim edecekler.
öğretim kadrosu lojmanlara yerleşiyormuş,kayıtlar da başlamış.. liseyi bakıma aldılar, iki haftada da o tamamlanır..  mart ayında da.. o projelerin temeli atılacak,kısmetse..

mr.gardner,mr.falke ve rekin döndüğünde.. yanımızda  bir araba durdu da içi  görülmüyor..

irem-- adres mi soracaklar ki..
tuna-- kimbilir..

 arka kapı açıldı ve bekir bey indi..

irem-- aa,sizi anmıştık bizde..
bekir--bizde bayram da,gelirler demiştik ama..

irem--(yanına gittik,tuna tokaşlaşıp bayramlaştı.. bende tokalaşıyorum..)daha bayram bitmedi ki, geleceğiz bekir ağa..  harçlığımı da isterim,ona göre... vereceksen şimdi öpeyim..

bekir-- hah hah hah.. öpme şimdi..  (öptü yanaklarımı,baba gibi. ) hayırlı bayramlar olsun.. ama harçlık yok.. bitti bitti..
irem-- amin,ben onu alırım nasılsa.. sen hiiç merak etme.. (fısıldadım; iş için geldiler..o yüzden gelemedik..kusura bakma.. xxx Türkiye ithalatçısı oldum.. imzaladık.. başkan,satış müdürü ve
 bayileri buradalar. rekin de Adana bayisi oldu.. yemeğe götüreceğiz, sizde buyrun) misafirlerimizle tanıştırayım,bekir ağa..

tanıştırdım tek tek.. tokalaştılar..  mehmet bey ne amaçla burada olduklarını söyleyince..

bekir-- hayırlı olsun,iyi bir yatırım yapmışsın.... çok kazançlı,bir iş olacağına eminim.. fabrika bitince..
arabaların lastiklerini de,biz verelim.. ortak.. yap bağlantıyı..

irem--(güldüm ) inşallah..
tuna-- yemeğe gidiyoruz,bekir bey.. beraber gidelim,buyrun..

bekir-- sağol tuna.. başka zaman inşallah.. size sitem ettim ama bir haftadır,İstanbulda bağlantılarla uğraşıyordum.. daha yeni geliyorum..  eve gideyim.. görüşürüz sonra..
tuna-- peki,siz bilirsiniz..

memnun oldum diyerek ,diğerleriyle de tokalaştı.. onu yolcu ettik..
bizde bindik arabalara.. hareket ettiğimizde de, yağmur atıştırmaya başladı.. ama rahatsız etmiyor.. toprak kokusunu içime çekerek.. tunayı takip ediyorum..
döndük.. bizim çiftliğin olduğu taraftan gidiyoruz... gayri ihtiyari baktım, sanki görecekmişim gibi..

philip-- irem,tuna pamuğu göndermiş sağolsun.. ama fiyatını söylememiş..
sonrada görüşemedik.. şimdi sordum, sen biliyormuşsun..  söyle de,paranı yatırayım..

irem-- tamam,konuşuruz philip..
philip-- pamuk,mamül oldu.. zaman aşımından unutabilirim.. haberin olsun..

güldük..
irem-- canın sağolsun.. (silecekleri çalıştırıp,camımı kapattım )  ağustosta,Adanaya yağmur yağdığını da görmedik demeyelim..

telefon çalınca açtım..
irem-- buyrun..

tuna-- hayatım,ağır gel.. biz ilerideki benzinlikteyiz.. kestirmeden öne geçerim.. birazdan..
irem-- anladım..
tuna-- ve mr.gardnerin kalacağını şimdi hatırladım..
irem--yani?
 tuna-- ben faruk beyle çiftlikte kalırken..
senin mr.gardner ,philip ve elizabethi götürmene razı olamam..  aa,rekin de  vaar.. bana ne oldu,böyle bilmem ki..( gülerek) hep senin suçun..

irem-- hah hah hah.. bir ihtimal daha var ve bulacağına eminim.. yağmur şiddetlendi,yol bozuk.. yine çamur engeline takılırmıyız ki..
tuna-- neler hatırlatıyorsun bana.. keşke kalsak diyeceğim neredeyse..
irem--(içimi çekerek )  bende.. by..

kapatıp,yola odaklandım..

faruk-- tatsız bir olay olmuş sanırım ama bu araba  dört çeker.. yolda kalmaz,irem hanım.. merak etmeyin..
mehmet-- bir aksilik olursa.. tuna bey kurtarır sizi..
irem-- biliyorum beyler,şuan için sorun yok.. arabamız güçlü, telefonumuz var.. kalsak dahi kurtaracak kişiye ulaşabiliriz..
ama üç yıl önceki olay farklıydı.. araba binek tipiydi.. gece feci yağmur yağıyordu ve birden çamura girdik.. bataklık gibi gömüldük adeta.. telefon da olmayınca,kurtulmamız maceralı olmuştu..


1484.bölüm..


onlar tokalaşırlarken.. bende arabamı çıkardım garajdan.. tuna geldi yanıma..

tuna-- telefonu deneyelim.. ara sen..
irem-- (alıp tuşlara bastım .. tuna da,arabasının camından eğilip açtı )tamam mı..
tuna-- tamam.. (yanıma geldi tekrar.. bende indim ) nereye götürelim..

irem-- gezdirirken ne istediklerini sor,bende sorarım.. karar veririz..
tuna-- sen rekine nereyi tahsis etmeyi düşünüyorsun.. yeri görmek istediler..  o da,irem hanım biliyor dedi..
irem-- mustafa beylerin bloklarının yanını düşündüm de.. Adana tarafı mı,Mersin tarafı mı uygun olur.. kararsızım..  beş dönüm açık,bin metre kare de kapalı alan olacak..

tuna-- Mersin tarafı olsun,o halde.. diğer taraf için.. planlarım vardı ya.. projelendirildi de.. bozmayalım ..
irem-- pardon,unuttum onu..
tuna-- (gülerek )cezalandırılacaksın..
irem-- başımla beraber,ağam..
tuna-- (güldü ) sus, geliyorlar..

********
benim arabaya mehmet,faruk bey ,philip ve elizabeth bindiler.. tabancayı verdim hemen..
tunanın arabasına da.. davut bey,rekin..mr.gardner ve mr.falke oturdu..

arka arkaya hareket ettik.. tuna öne geçti.. bulvarda ilerliyoruz.. ilerideki istasyondan, benzin almam lazım..

irem-- yiyecek olarak tercihiniz nedir.. ona göre yer seçeceğiz..
mehmet-- fark etmez benim için..
faruk-- kebabınızın tadına bakabiliriz..
philip-- bizde uyarız,değil mi liz..
elizabeth-- evet.. (yan taraftaki iki katlı binayı gösterip )irem bak,burasını uygun buldum.. bağımsız ,bahçeli ve içi geniş,kullanışlı..
irem-- güzelmiş, anlaştınız mı..
elizabeth-- biz anlaştık da.. finansör olarak noktayı sen koyacaksın..

irem-- (güldüm )  peki,koyarız..
mehmet-- ne olarak kullanacaksınız hanımefendi..
elizabeth-- anaokulu açacağım,mehmet bey..

faruk-- iyi fikir de, layıkıyla yapmak için şartları çok ağır.. sorumluluk alıyorsunuz.. öğretmen-eğitmen bulmanız önemli..

irem-- elizabeth ; o dönem çocuklarına  temel eğitim verebilecek.. disiplini ve sevgiyi dengeleyen..
tanıdığım en iyi öğretmendir faruk bey..
kolejde beş yaşından,on sekiz yaşına kadar ceydayla benim öğretmenimizdi..
layıkıyla yapacağına inandığım için ,sponsorluk teklif ettim.. eğitim vakfı kanalıyla ,şartları ben sağlayacağım.. gelecek minikler için,o büyük bir şans.. bence..

elizabeth-- sağol..
irem-- rica ederim.. ben de sizin gibi.. iltifat etmem bilirsiniz..

faruk-- tebrik ederim,öğrencinizden duymak çok güzel olmalı..
elizabeth-- teşekkür ederim.. tabi çok güzel.. öğrencilerinize bilgilerinizi aktarıyorsunuz da,
onların kapasitelerine göre almaları farklı oluyor.. irem de o konuda bir istisna.. yetenekli,hıslı ve çalışkandır.. ondan çok daha fazlasını bekliyorum ve sözünü tutacak eminim..

irem-- inşallah.. batu beyi,susturmak için bile yapabilirim..
güzide hanıma söylemiştim de,onu atlamışım demek ki.. haberi var sanıyordum..

elizabeth-- ben ilişiğimi kesmek için,İngiltereye gideceğim..
gün kararlaştırmak üzere mr.simithi aradım.. o haberdar olmuş ve çok sevinmiş..
bir günlük de olsa,beraber gelin.. gelecekte çalışacağı yeri gösterelim irem hanıma dedi..

irem-- (güldüm) sağolsun ,beni de aradı çağırdı ama.. kasımda belki olabilir dedim.

tuna benzinliğe dönmeyince..ben sinyal verip,döndüm.. o da ileride durdu..

kapağı açıp indim.. görevliye doldur diyip.. çantamdan cüzdanımı alırken....
tuna geliyor baktım ki..

irem-- senin de alacağını düşünmüştüm..
tuna--(geldi yanıma ) ben sabah aldım.. senin alacağını atlamışım.. pardon..

irem-- (gülerek ) berabereyiz..  kararları ne.. bizde kebap olabilir dediler..
tuna-- bizde de.. ne dersin satılmış amcaya götürelim mi.. havaalanı da yakın,bizde çiftlikte kalırız..

irem-- (gökyüzüne baktım.. hava bulutlanmış,yağmur yağacak sanki ) ukalalık etmeyim,hava uygun mu..  sence.. faruk beyin ve philiplerin de dönmeleri gerekir...

eğildi,arabanın içine..

tuna-- faruk bey,ne zaman dönmeniz gerekiyor..
faruk-- arabam havaalanı parkında zaten.. onları yolcu ettikten sonra, gidecektim tuna bey..
gitmeyeyim mi..
tuna-- (gülümseyerek ) alkol alabileceğimiz bir yere gidersek.. dönmemeniz sorun olur mu diye,sormuştum..
faruk-- yok,olmaz.. sabah ta gidebilirim.. ama otele giderken.. sizin için sorun olur sanki..

tuna-- otele götürmeyeceğiz.. philip,çiftlikte siz de kalırsınız değil mi..
philip--  sağol tuna ama biz huysuz ihtiyarlar olarak.. kalamıyoruz.. başka yerde.. yatta kaldığımızda, iyice anladım..
tuna-- peki,göndeririz sizi..

görevliye parayı verdim.. o arada..

tuna-- irem üşürüm dersen.. önce çiftliğe uğrayalım..
irem-- uğrarsak gecikiriz.. moralim de bozulur.. cekedini verirsin değil mi..
tuna-- ceket feda olsun sana..
irem-- (kısık sesle )sağol ve sakin ol.. bakıyorlar..
tuna-- hah hah hah..
1483.bölüm..


vahide hanımla,yasemin aşağıdan dosyaları getirdiler.. toplantı masasına geçildi.. mr.falke de çantasından evrakları çıkardı..

önce rekinin bayiliği ile ilgili imzalar atıldı..  tebrik ettik..
sonrada bizim asıl imzalara geldi sıra.. tam beş dakika boyunca mr.falke ve nedim beyin gösterdikleri her yere imza attım..
 mr.gardner de,atıyor diğer dosyaya..
sonra nedim bey ve vahide hanım da.. yönetim kurulunda olmaları nedeniyle.. imzaladılar birkaç yeri..
avukatlar.. dikkatle evrak kontrolü yapıp.. gerekenleri ayırırlarken..
bayiler birbirlerine ve yasemine kartvizitlerini verdiler..
bende kendimin ve yaseminin kartvizitini verdim..

mr.falke-- tamam,mr.gardner..
nedim-- tamam,irem hanım..

mr.gardner-- (ayağa kalkıp,elini uzattı )birlikte çalışmamız..sorunsuz , hayırlı  ve uzun ömürlü olsun..irem hanım..
irem-- (ben de kalktım,tokalaşıyoruz ) çok teşekkür ediyorum.. bizim de dileğimiz o..

herkes,tebrik etti.. ediyor.. tuna elimi tutup,kısık sesle..

tuna-- nedim beyi niye göndermedin.. rahatsızlığı ya acilse.. sen doktor musun da ,anladın....
irem-- (gülerek ) hayır,kadınım..
tuna-- (anlamak istercesine,gözlerime baktı ) senn,ciddi misin..
irem-- tabii,kadın olduğumu en iyi sen bilirsin..
tuna-- hah hah hah..

nedim beyle tokalaşırken

tuna-- sağolun nedim bey.. gidebilirsiniz..  yani eşinizin yanına..
yemeğe gelin diyecektim ama vazgeçtim... gülderen hanım rahatsızlanmış ya..

nedim-- samimiyetle birşey sormak istiyorum.. size ne oldu.. şaşırtıyorsunuz beni..

irem--tuna-- hah hah hah..

************

saat beşte aşağıya indik..  turgut evden benim arabayı getirmişti.. tuna telefon kartlarını yeni arabalara takıyor..  misafirler bahçede dolaşırken.. bende çalışanlarımla konuşup teşekkür ettim..
rekin geliyor diye,vahide hanımı da yemeğe çağırdım..

vahide-- sağolun da,diğerlerinin de eşi yok.. rauf da makul karşıladı.. bende gelmesem diyorum..
irem-- peki,sen bilirsin..  hepinize iyi bayramlar.. görüşmek üzere..
vahide-- sağolun,size de..

gülçin mendilin içindeki tabancayı bana verirken,birde kağıt tutuşturdu elime.. alıp,çantama koydum..

irem-- kurtların yiyeceklerini unutma gülçin..
gülçin-- tamam..

vahide hanım,yasemin ve turgutla bahçeye indim de, aklıma gelince döndüm..

irem-- nedim beyler,gittiler değil mi.. kilitli kalmasınlar..
gülçin--gittiler de, telaşlı ve heyecanlılardı.. hatta nedim bey,bahçede yihuu diyerek birkaç kere zıplayınca..  pek mana veremedim..
irem-- hah hah hah..
1482.bölüm..


onları odama alırken.. songül de,kahveleri bırakmış çıkıyordu..

irem-- buyrun lütfen.. rahatınıza bakın.. gelirim birazdan..
peki dediler..

 gülderen hanımla koridorda ilerledik..  banyonun kapısını açıyorum tam..  kadıncağız sendeledi,birden.. beline sarıldım hemen..

irem-- neyiniz var,gülderen hanım.. başınız mı döndü..
gülderen-- hımm..
irem-- gelin,biraz uzanın.. tuzlu ayran isteyeyim.. aç mısınız.. ondan da olur..

kolumu beline dayayıp,yürüttüm odaya..   divana oturdu.. kolonya getirdim,hemen..

gülderen-- (eline sürdü,kokladı ) iyiyim,telaş etmeyin.. havuza girmeyi bende seviyorum da..
nedim  biraz abarttı.. üşütmemin sebebi o..  ama az önceki gibi hiç olmamıştım.. gözlerim karardı aniden.. pek yiyemiyorum,belki de ondandır..

irem--(gülümseyerek)  gülderen hanım.. hadsizlik demezseniz.. bu belirtiler üşütme harici şeyler getirdi benim  aklıma.. (yastık ,pike aldım dolaptan koydum divana ) yastık ,pike hiç kullanılmadı..
gönül rahatlığı ile yatın,dinlenin lütfen.. pikeyi de örteyim mi..

gülderen-- (gözlerini kısmış,bana bakarken ) yok da.. (elleriyle yanaklarını tutup,gözlerini kapatınca  )
irem-- korkutmayın beni.. doktor çağırayım mı..
gülderen-- (elimi tutup,gülümseyerek ) korkmayın .. ama bir isteğim var sizden..

irem-- tabi,nedir..
gülderen-- imzayı atın,nedimin işi bitsin.. biz gidelim..
irem-- tamam.. ama doktora gidin..
gülderen-- hiç şüpheniz olmasın.. siz söylemeden, aklıma dahi gelmemişti.. başka belirtilerin de olduğu..  o yüzden .. nedeni,mutlaka öğrenmem lazım..

irem-- ( odanın kapısını kapatıp..  fazla ses çıkarmadan.. sevinçle zıpladım..  kadına sarılarak... öptüm yanaklarını.. )allahım, inşallah doğrudur.. çok sevindim,çok sevindim..
müjde verirseniz bunun seslisini yapacağım.. hemen gidiyorum.. kalkmayın sakın.. yatın..
songülü çağırırım şimdi.. tatlı mı getirsin,börek mi..
peynir ekmek de olur.. çay da isteyeyim..  (kapıyı açarken) ağustos ayındayız.. hımm,mayıs sonu doğum için.. uygun .. çok sıcak olmaz..

gülderen-- hah hah hah..

***********


yüzümde güller açarak.. odama girdim.. koltuklarda oturuyorlar.. kendi yerime geçtim..

irem-- kusura bakmayın.. geciktiğim için..
faruk-- bakmadık da,kahve soğudu.. ama halinize bakılırsa.. başka iyi şeyler olmuş sanki..

irem-- (gülerek ) olmasını umuyorum ,diyelim..  (kahveden bir yudum aldım) soğumamış ve nefis olmuş.. elinize sağlık..  burada da,cafe açıp.. bizi bu lezzetten mahrum bırakmayın faruk bey..
komisyon karşılığı.. satılık-kiralık isteğe göre.. itina ile yer bulunur.. aklınızda olsun..

faruk-- afiyet olsun.. bir başka ziyaretimde.. Adanayı gezeyim de,bir fikir edineyim.. önce..

mehmet-- durmadan rakip çıkıyor bana.. kim bulacakmış..
irem-- (telefonu elime alıp,dahili hattan mutfağı çaldırdım ) benn..
(songül, divanlı odaya yiyecek içecek getir..dedim,kısık sesle kapadım sonrada..  )

mehmet-- emlakçılık da mı yapıyorsunuz..
irem-- özel olarak uğraşmıyorum.. dostlar istiyorlar bazen.. bazen de zevkli ve karlı olduğu için,ben istiyorum..

nedim--(kısık sesle ) irem hanım,gülderen nerede..
irem-- içeride nedim bey.. biraz rahatsızlandı.. imzayı atalım da,eşinizi doktora götürün..

tuna-- irem,acilse.. hemen götürsün..
irem-- değil..
nedim-- müsadenizle,ben bir göreyim.. (odadan çıkarken)
irem-- nedim bey,sizce ben yanılır mıyım..

nedim-- (durup,döndü ) hayır da..  gitmemi istemiyorsunuz gibi bir kanıya kapılıyorum ve..
saçma sapan,düşünceler geçiyor aklımdan..
irem-- (gülerek ) göründüğü gibi değildir diyordunuz ,bu da öyle.. yoksa,neşeli olmazdım değil mi.. yarın hak vereceksiniz bana..
nedim-- peki..

mr.gardner-- irem hanım,imzalasak mı artık..
irem-- elbette..


26 Kasım 2012 Pazartesi

1481.bölüm..


yasemin,turgut ve biz dönerken..

tuna-- yasemin hanım,akşam yemeğe götüreceğiz.. anarı ve kardeşini de davet edin.. beraber gidelim..
yasemin-- .......................

turgut-- ben söyleyeyim bari..  anar buradan giderken vildan teyzeye uğrayıp.. akşam,size geleceğiz demiş...
 yaseminin haberi olduğunu sandıkları için.. annem ve keriman teyze ile yemek hazırlamışlar..
biraz önce arayıp,ekmek istediler de öğrendik tuna bey..

tuna-- peki, gidin öyleyse.. ama bir mazeret bulalım..
irem--durumdan  mr.gardnerin haberi vardı,zaten.. kızkardeşi gitmeden,bir arada olmaları için ben izin verdim derim..
tuna-- tamam..

irem-- yasemin,yanlış anlayacaklar.. yüzün gülsün..
yasemin-- affedin lütfen..
irem-- affedecek ne var ki.. anar misafirlerimizin akşama kadar gideceğini düşünmüştür.. ki,biz de öyle biliyorduk.. hem dün geleceklerini söylemişti zaten.. onun açısından bakarsan.. hak verirsin..
yasemin-- o da benim açımdan bakabilse keşke..

köşke girdik.. sesleri mutfaktan geliyor..  songülle,iki görevli de..  bardakları almışlar tepsilere..

irem-- ziyaretine mi geldiler songül..
songül-- hiç sormayın.. daldılar birden.. nezaketen istediğiniz birşey varsa, yapayım dedim.. faruk bey,sen dur ben neskafe yapacağım dedi..  sizin misafirlerde pek hamarat oluyorlar niyeyse..

irem--tuna--turgut--yasemin-- gülçin-- hah hah hah..

bizde mutfağa gitik..

filcanlar hazırlanmış.. su-süt ısıtılıyor.. oturmuşlar,faruk beyin kuyumcu edası ile neskafeyi koyuşuna bakıyorlar.. vahide hanım da,çikolataları tabağa alıyor.. bizde oturduk.. nedim beyle gülderen hanımın yanına..
tuna-- kolay gelsin,faruk bey..
faruk-- sağolun tuna bey..

irem--  işi biliyor gibisiniz .. ya zevkten ..ya mecburiyetten.. yada cafeterya işletmiş olabileceğinizden şüphelendim ben..

mehmet--davut-- faruk-- hah hah hah..

mehmet-- tam isabet,irem hanım.. faruk arkadaşımız,bekar.. neskafe içmeyi çok sever ve Ankara da cafeteryası var..

faruk-- herşeyi bildiniz ,irem hanım.. şaşırdım doğrusu..
nedim-- patronum bilir..içinden gelerek,dua ettiğinde  amin derseniz de ,evlenirsiniz faruk bey... bende dahil olmak üzere,bir çok kişiye şahit oldum..

faruk-- mutluluklar dilerim,nedim bey.. amin deriz de..kader kısmet ,bekliyoruz bakalım..
nedim-- sağolun.. hayırlısı olsun..

turgut ta,ingilizceye çeviriyor..

irem-- evet,kimin nerede karşına çıkacağı hiç belli olmuyor.. sevip,sayacağın.. dürüst,kıymet bilen,iyi kişilerle karşılaşabilmek.. şans  ama yeterli değil.. anlaşıp ,yürütebilmek de.. büyük  emek istiyor..
allah gönlünüze göre  bir eş nasip etsin..  görür görmez,aşık olun..

faruk-- mehmet--davut-- aminnn..

kahkahalarla güldük.. faruk bey hiç evlenmemiş.. mehmet ve davut beyler .. boşanmışlar.. üçü de,35 yaşındayız dedi.. ben ön araştırmamı yaptırmıştım da..işle ilgiliydi.. bunları -yaş hariç -bilmiyordum

tepsiyi aldı eline..
faruk-- nerede içelim..
irem-- yukarıya buyrun..
faruk-- ama dökülür bu..
irem-- ya bana ya songüle verin..
faruk-- songül buyur..

songül gülerek aldı.. bizler de.. kalktık..  merdivenlerden  arka arkaya çıkılıyor..
 gülderen hanımla yanyanayız.. mide sorunu varmış gibi,yüzünü buruşturdu..

irem-- (kısık sesle ) ne oldu..
gülderen-- bilmiyorum.. midem tuhaf..
irem-- çay,kahve mi dokundu ki.. pastil var,veririm isterseniz..
gülderen-- olur,üşüttüm herhalde..ateşimde var..  elimi yüzümü yıkayabilir miyim..
irem-- elbette..
1480.bölüm..


mehmet-- arazin var..  ev alsan,oturacak değilsin.. inşaatla da uğraşamazsın.. ne cazibesi var ki..

zekeriya-- gelişime açık.. havaalanı yolu üstünde bbc bina aldı.. yayın için,düzenlemeler ve helikopter pisti yapılıyor..  mağazalar satıldı da.. diğer blokta ,satılık iş yerleri var..
mr.blaunt da, yakın bir yerde olacak.. ulaşım kolay.. daha ne cazibesi olsun.. fiyat katlanıyor devamlı.. bunun haricinde  yatırım amacınıza uygun.. olarak.. sunabileceğimiz çok seçeneğimiz var..

mehmet--delikanlı,mesleğin ne.. rakip olmayalım da,beraber çalışalım..ne dersin..

zekeriya-- (gülerek ) ingilizce öğretmeniyim aslında.. fazlı gurupta,emlak danışmanı olarak çalışıyorum ve memnunum mehmet bey.. bana güvenenleri mahçup etmem,özellikle tuna bey ve irem hanımı hiç etmem..

mehmet-- ne alaka..iş iştir.. sana çıkma mı dediler.. patronun onlar mı..

tuna-- ben anlatayım,izin verirseniz.. yasemin hanım,turgut, zekeriya,kaan ve tamer beyler.. geçen dönem,derece ile mezun olup.. hepsi öğretmen olmaya hak kazandılar.. üstelik zekeriya bey,
birincilikle bitirdi ve üç dil biliyor.. ama tecrübe ve askerlik engeli ile karşılaşınca..  onları ve arkadaşlarını  iş bulmaları için çevremize tavsiye ettik.. yaptığımız sadece bu.. yollarını çizerlerken de..  fikir istemek hariç,karışmamız ve mahçubiyet duymaları söz konusu değil.. özgürler..

davut-- hepsi iş bulabildi mi..
irem--  onların sınıfındaki arkadaşların özgeçmişlerini istemiştim..  hepsi iş buldu, değil mi kaan..

kaan-- evet,çalışıyorlar..  aslında,sıralamadaki.. ilk yüz kişi ,askerlik engeline takılmadan
nasıl iş buldu ,anlamadım..mucize gibi ama onlar da çağırılmışlar..

irem-- (tunaya bakarak ,gülümsedim ) bilmesek de,bir sebebi vardır elbet..

mehmet-- ceyda hanım ve batu beyi  saymadınız.. onları transfer etsem..

batu--sağolun da.. ben çukurova radyosunda yayın müdürüyüm,mehmet bey..
ceyda-- ben de,fazlı gurupta.. aile şirketimizde çalışıyorum.. menkul , gayrimenkul ve çiftçilikle ilgiliyiz..
davut-- mehmet bey,asıl rakip karşındaymış..
mehmet-- öyleymiş ama hepsinin genç ve eğitimli olmalarından.. gurur duydum..

sadun-- bizlerde duyuyoruz beyefendi.. birbirlerine bağlılıklarından ve saygılarından çok memnunuz.. irem hanım önerdi diye.. işleri olmalarına rağmen..  part time ,kitap çevirisi de yapıyorlar..
 okuyan arkadaşlarını da, unutmayıp. işi  haber veriyorlar..  kıskançlık ve kötü niyet yok.. böyle olunca da ,kalkınma kaçınılmaz..

faruk-- odak noktası,anladığım kadarıyla..irem hanım.. sizin mesleğiniz ,nedir..
irem-- bende ingilizce öğretmeni olacağım inşallah.. yeniden öğrenci oluyorum.. faruk bey..

batu-- aa,nasıl yani..  öğrenci olacaksınız..  çalışıyorsunuz.. radyo spikerliği  var..  kadrolu  olmak için sınava da, girecektiniz hani..

irem-- gireceğim,batu bey .. spikerlik de devam edecek..  çalışıyorum ama görevlerini en iyi şekilde yapan ,arkadaşlarım var..  destekleyecekler beni.. hem kadrolu olmam da,okumama engel değil ki..

batu-- hah hah hah.. azminize hayran oldum da.. nereye, nasıl yetişeceğinizi merak ediyorum.. evlisiniz.. üstelik öğretim kadrosunu da , çok yakından tanımanızın dezavantaj olacağını söylemiştiniz..

irem--zor olacağının farkındayız da... hedef önemli.. ulaşabilmek için, kampüs sınırları içinde.. öğrenci-öğretmen olmaktan başka yapacak birşey yok.. ben okuyacağım diye.. onların istifa etmesini isteyemem ki..
ayrıca verdiğiniz moral için  de sağolun ,batu bey.. ilk yayında,yeni bambularla ziyaretinize geleceğim..

bilenler güldüler..

batu-- biz müsadenizi isteyelim.. herşey için teşekkür ederiz..

kalkıldı hep beraber..

irem-- rica ederiz de.. biz kim..
batu-- tamerle,ben.. candan ve meleği karşılayacağız .. zekeriyanın da ,işi varmış..
irem-- hıı,bak senn.. meleğe,okurken tez de hazırlıyorsun.. sen batu beye, nasıl zaman ayıracaksın..bir daha düşün,hatta vazgeç demek için bana fırsat çıktı..  yarın ziyalarda .. daha rahat bir ortamda..
detaylı konuşur,baskı yapar..kararını değiştirmesini sağlarım....   selamımı ve beklediğimi söyleyin..

tamer-- ben ağzımı açmadım , irem hanım.. candana birşeyler söylemezsiniz değil mi..
irem-- yok,sen muafsın..

bir kahkaha yükseldi ki.. mr.gardner,mr.falke..rekin .. mehmet,faruk ve davut beylerde gülüyorlar..

elizabeth--  iremle uğraşırsan.. duyarsın batu..
batu-- bilirim de.. gaflete düştüm,malesef.

kaan- ceyda.. sadun-şermin .. figen-yasin de gidelim dediler..
tokalaştık ,sarıldık..  turgut ve yaseminle beraber yolcu ediyoruz onları..

tuna-- öğleden sonra oldu.. akşam yemeğe götürmemiz lazım,gece gideceklermiş. sizde gelin yasin..

yasin-- muazzez hanıma,anneme.. ve cemil beye,safiye hanıma söz verdim.. gelemeyiz tuna.. yarın,öğlen buluşacağız biz.. mr.gardnerle..

irem-- peki,selam söyleyin.. annenlere..kardeşlerine..
figen-- as.. yasinn,uzun zaman olmuş.. ortak konunuz var.. sen kalmak istiyorsan.. kal..valla bak.. orada sıkılıyorsun.. ben götürür,gelirim..

yasin-- söz konusu bile olamaz..
figen-- ben teklif ettim.. sen bilirsin.. hoşçakalın..
irem--tuna-- güle güle..

1479.bölüm..


içeriye girdik..
faruk-- tuna bey.. tabancamı alabilir miyim..
tuna--  kurtları rahatsız etmesek de,giderken alsanız  faruk bey.. gülçin hanımın masasında dursun..
faruk-- peki..

ben  önce vahide hanımla, yaseminle.. sonra diğerleriyle tanıştırırken..

mr.gardner--aa, yasinn.. yasin kaya.. sen ne arıyorsun burada..
yasin-- (gülerek,almanca konuşmaya başladı.. zekeriya da çeviriyor,bize ) dünya küçük,mr.gardner.. Adanada karşılaşacağımız kimin aklına gelirdi.. hoşgeldiniz..

mr.gardner-- (tokalaşırken,gülümsedi) haklısın..hoşbulduk... büyük sürpriz oldu bana.. mesleğini bıraktın mı, burada görevin ne..

yasin-- bırakmadım.. burada değil,baraj inşaatında görevliyim.. irem ve tuna ile  yakın dostuz..eşimle,bayram ziyaretine geldik..

mr.gardner--(figenle de tokalaştı) çok memnun oldum hanımefendi..
figen-- bende memnun oldum,mr.gardner..
mr.gardner-- yasin.. barajı ve senin çalışmanı görmek isterim..
yasin-- elbette.. baraj henüz istimlak- hafriyat aşamasında ama projeyi ve bizim çalışmalarımızı gösterebilirim..
mr.gardner-- (mr.falke ye,dönerek ) mr.falke.. benim biletimi yarına erteletin..
mr.falke-- tabi..

diğerleriyle de,tanışıp.. kısa kısa bilgi aldı..

irem--bayilik konusunda görüşmelerimiz sonuçlandı.. mr.rekin blanuth'u Adana bayisi olarak tanıştırmaktan, mutluluk duyuyorum.. mr.gardner..

mr.gardner-- öyle mi,çok memnun oldum mr.blaunt.. irem hanım,mükemmel bir seçim yapmış..
kararını etkilememek için..  galerinizin avrupadaki  başarısından bahsetmemiştim..

rekin-- teşekkür ederim.. bende memnun oldum.. o galeriyi kapatıp.. aynı ekiple burada hizmet vermek istiyoruz..
mr.falke-- derhal anlaşmayı imzalayalım,mr.blaunt..

rekin-- tabi,imzalayalım..sözleşme metinleri merkezimizden geldi.. ama iş günü olmaması sebebi ile teminat mektubumuz yok. onu da, bilahare ulaştırırım..

mr.falke--  sizi biliyoruz  ama  philip ve irem hanımın sözlü teminatı da yeterli olur..
philip-- mr.blaunta kefilim..
irem-- bende.. vahide hanım,getir belgeleri..

nihayet oturuldu..
mr.gardner-- arkadaşınızın kardeşi ile ilgili güzel bilgiler almışsınız, çok sevindik..
irem-- bizde sevindik.. biraz önce de,buradalardı..

vahide hanım dosyaları getirip.. sehpaya koydu..  mr.falke ve rekin karşılıklı belgeler hakkında konuşurlarken..
bizim sözleşmemiz için de.. nedim beyle,tuna fikir alışverişi içindeler..

elizabet,sadun bey.. philip.. yasin batu bey,mr.gardner ile sohbete başladılar..
gülderen hanım,figen ,şermin..tamer,zekeriya ,ceyda kaan mehmet,faruk ve davut beyler.yasemin de bir gurup oldu.. ben herkesi dinledim.. gözlemledim yani.

vahide hanımın çağırdığı iki görevli.. songülün hazırladığı.. kahve ve tatlıları getirdiler..

sehpanın üstü fazlaca dağıldığından.. dosyalar da incelendiğinden.. klasörleri kaldırdı yasemin..

yenildi.. kahveler ve sigaralar içiliyor.. herkes anlasın diye ,ingilizce  konuşuluyor..
gülderen,vahide hanım ve nedim bey için.. tamer çeviriyor devamlı..

davut-- (gülerek ) faruk bey,hasat bitmedi mi daha..
faruk-- (güldü) buğdayı bitirdik de.. pancarı bekliyoruz,davut bey...
mehmet-- faruk, bitirince..İstanbula gel.. yatırımını orada yap.. sana yalı satalım.. prim yapar..
davut-- İzmir daha uygun.. en azından bizim denizimize girilebiliyor..

güldük..
faruk-- belki de buradan bir yer alırım.. toprak verimli,havası güzel..
bizim denizle bakmaktan öte bir ilişkimiz yok çünkü..

mehmet-- arazin var..  ev alsan,oturacak değilsin.. inşaatla da uğraşamazsın.. ne cazibesi var ki.. 
zekeriya-- gelişime açık..
1478.bölüm..


tuna-- yada vakıf sponsor olsun.. nasılsa o da eğitim amaçlı..
elizabeth-- olabilir.. xxx bin dolar..

ceyda-- bu ne bütçesi, kolej mi açıyorsunuz..
elizabeth-- anaokulu açacağım ceyda.. tijenle karşılaştık,sorumluluk almak ve çalışmak istiyormuş.. sende gönüllü olabilirsin..

ceyda-- açık ve net.. tijen varsa yokum, elizabeth..
irem--dur ceyda,hangi tijen soralım.. esmer mi,sarışın mı..
elizabeth-- esmer canım.. sarışınla benim de, işim olmaz..

ceyda-- tijen adı bile gerilmeme sebep oluyor.. tamam o halde,elimden geleni yaparım elizabeth..

irem-- nedim bey, anaokuluna.. vakıf sponsor olabilir mi..
nedim--anaokulun sözleşmesini  incelemem lazım ama genel çerçevede olabilir..

irem-- nedim beyin incelemesi kaydı ile kabul elizabeth..
ben ,ertanı söylemiştim zaten.. birde ;pratik kazanma yöntemini.. yurtta kalan gençlere de uygularsanız,
sevinirim..
elizabeth-- anlaştık..

tokalaşırken.. max ve tinanın havladığını duyunca.. birbirimize baktık..

tuna-- sese bak sen.. kime tepki veriyorlar ki..
gülçin-- turgut yanında misafirlerle geldi .. arabadan iniyorlar.. üç yabancı kişi var..tuna bey..  ben bakayım ..

tuna-- sen dur.. ben giderim.. yasin sende gel..
figen-- tunaa,gelmesinn..
tuna-- hah hah hah.. iyi gelme..
yasin-- figen,sakin olsana..
irem-- yasin,gitme.. karının yanında dur.. rica ederim.. ben karşılarım..

tunayla ikimiz çıktık köşkten.. turgut ve diğerleri demir kapının önünde bekliyorlar..  max ve tina da.. bu tarafta.. oturmuşlar..

turgut-- irem hanım,niye izin vermiyorlar..
irem-- bir tehdit algıladılar..turgut..

max ve tinanın başlarını okşadım.. tuna da kapıyı açtı..

tuna-- merhaba.. ben tuna kara.. kimde tabanca var..
faruk--  bende.. ona mı havladı,yani..
tuna-- evet.. lütfen şarjörünü çıkarıp,bana verir misiniz..

faruk --- (dediğini yaptı) ilk defa başıma böyle birşey geliyor.. inanamıyorum..
tuna mendilinin arasına koydu,elinde tutarak..
tuna--eğitimli olunca,uyarıyorlar..  buyrun.. girebilirsiniz..

girdiler bahçeye..  max ve tinayı gönderdim..

mr.gardner-- geciktiğimiz için.. çok çok özür dileriz,irem hanım.. tuna bey..  hep beraber gelerek,buradayken .. yüz yüze tanışmanızı istedim.. uçakları rötar yapmış.. faruk bey de,kara yoluyla geldi..
tanıştırayım; İstanbul bayisi..  mimar,emlakcı ..mehmet (...... ).. ,
İzmir bayisi,xx otelleri işletmecisi  davut (...... ) ,
Ankara bayisi.. çiftçi faruk (..... ) ..
( tokalaşıp,bayramı karşılıklı kutladık.. üçü de ,tertemiz giyinmişler.. ilk intibam olumlu..)
  irem kara..  bahadır holding yönetim kurulu başkanı.. bünyesindeki şirketi,sada otomotiv ile tek yetkili,ithalatçı firma olarak anlaştık... artık ihtiyaçlarınızı ,onlar karşılayacak.. tuna kara da,eşi..
ç.ü. öğretim görevlisi ve ingilizce bölüm başkanı..

memnun oldular.. buyrun dedik.. yürüyoruz köşke doğru..


mehmet-- pardon, bu köşk bekir ağanındı... akrabası mısınız.. irem hanım..
irem-- bekir ağa çok sevip,saydığımız büyüğümüzdür  ama akraba değiliz.. mehmet bey..
mehmet-- mesleki ilgi olarak kabul edin lütfen.. kaça kiraladınız..
irem-- (gülümsedim ) satın aldım mehmet bey..


1477.bölüm..


sadun-- herhalde dediğinize göre.. alman ekolünü benimsemiş birisi ,sanırım..
yasin-- evet.. soğuk,katı ve iş konusunda hiç tavizi yoktur..bu ortamda  kişiliğini göstermesini, beklemiyorum yani..

tamerin sık sık  saatine bakması dikkatimi çekti..
irem-- hayırdır tamer.. bir yere mi gideceksin,birisini mi bekliyorsun.. zaman geçmek bilmiyor der gibi bir halin var da..

tamer-- (gülümseyerek ) sizden de birşey kaçmıyor irem hanım..
nedim-- kaçmaz da, halin aşikar oğlum..

batu-- çok belli ediyorsun demiştim,değil mi..
kaan-- doğalı da bu .. zekeriya yada senin gibi..yere bakıp yürek yakmıyor hiç olmazsa.. rahat bırakın  arkadaşımı..

zekeriya-- kaan,laf  durduk yerde.. niye bana geldi.. sen kendinden bahsetsene,hadi..
batu-- bizim gizlimiz ve henüz verilmiş bir kararımız yok.. değil mi zekeriya..
zekeriya-- evet,doğru..
tamer-- kaan ? bunu duymamıştım ben..

irem-- evet,kaan ?bizde duyalım, seni dinliyoruz..
ceyda-- philip ve elizabeth geliyorlar irem..

irem-- (dönüp baktım.. kaldırımdalar sahiden.. geliyorlar.. el salladık birbirimize )
ben bu ikazdan ,iki sonuç çıkardım ceyda.. ya konuyu değiştir yada onların yanında sor diyorsun.. hangisi.. hem niye kaanı konuşturmuyorsun ki,kararı merak ettik..

ceyda-- (gülümseyerek) iremm sonra duyarsın,nasılsa.. ne olur,şimdi  bana benzeme ..
irem-- zemin müsait,hava da nemliydi dimii.. elime düştün ceydaa..

kahkahalar atılırken..rekin de geldi yanımıza..

rekin-- (gülümseyerek )neşeniz bol olsun..  beklediğim haber geldi,irem hanım.. şartları kabul ediyorum.. sizinle çalışmaktan mutlu olacağım..

irem-- (ayağa kalkıp.. elimi uzattım ) bende mutluluk duyacağım rekin.. bayiliğiniz hayırlı uğurlu,bol kazançlı ve bereketli  olsun..  en önemlisi, huzur versin iki tarafa da..

rekin--(tokalaştık ) teşekkür ederim.. iyi dilekleriniz için..

tuna ve diğerleri de tebrik ettiler... sonra, philip ve elizabethi karşıladık.. bayramımızı kutladılar..

irem-- teşekkür ederiz.. sıcak oldu,içeri buyrun.. lütfen..

içeriye girip.. koltuklara oturduk..

philip-- tamam.. daha gelmediler mi..
irem-- (anlattım) bizde bekliyoruz..
philip-- bayi konusunu ne yaptın..
irem-- bayimiz hazır philip.. rekinle anlaştık..
philip-- çok sevindim.. hayırlı olsun..

rekin-- sağolun,philip.. ( fax sesini duyunca )gerekli belgelerde, faxla gönderiliyor.. teminat mektubunu iş gününde,alabileceğiz ama..  gösterirseniz ,en azından.. bir fikir sahibi olurlar..

irem-- teminat sorun değil..

elizabeth-- irem.. sponsorluk konusunda.. bir teklif yapmıştın,bana..  o zaman bu iş konusu,yoktu ..
o hala geçerli mi,yoksa  başkasıyla anlaşayım mı..  harcaman olacak.. hiç darılmam..  çıkardığım bütçe,epeyce fazla çünkü..


irem-- geçerli de,bütçeyi duyayım önce..



1476.bölüm..


çiçek-- olur.. bir dersanede işe başlayacağım.. kayıt ve idari işlerle ilgileneceğim..
selvi ve funda da,oradan tam burs kazandılar..  gözümün önünde olsunlar dönerkende ,sorun çıkmasın istedim.. uygun bir zamanda,gelirim irem hanım..

irem-- tamam.. hayırlı olsun..

oturup,herkesle ilgilendim.. sohbet ettik epeyce.. ama havadan sudan konuşuldu..

caner bey ve kemal bey beraber gittiler..
anar ,barbara.. ve çiçeği de yolcu ettik..

bizbize kalınca.. tunanın yanına oturdum.. songül tabakları alıyordu..

irem-- songüll,yoruldun ama bir kahve istiyorum.. belki sakinleştirir beni..
songül-- tamam.. hemen yaparım..
 diğerlerine de sordu.. içmeyiz dediler..

gülderen-- kötü birşey mi var,irem hanım..
şermin-- renginiz atmış..
irem--  atmıştır... ne yok ki,diyeyim... üst üste geliyor herşey..

yasin-- iremm,yine ne oldu.. ne vukuatlı oldunuz böyle..
tuna-- aman yasin,dur.. vukuatlar bize ait değil bu sefer..
yasin-- hıı,iyi bari..

nedim-- burhan içerideymiş.. ona mı sıkıldınız..
tuna sigara verdi..

irem-- hımm..
tuna--  ne sıkılıyorsun ,biz elimizden geleni yaptık..
burhan kendisini toplamış görünüyordu... yanılmışım demek ki..

irem-- bende öyle düşünerek.. açtım ağzımı ama bildiğimiz gibi değilmiş durum.. yanılmamışsın..
itham ettim,kırdım çocuğu.. niye konuştum diye, içim içimi yiyor.. offf..
sen çok haklıymışsın.. bu tarz meselelere bir daha asla,karışmayacağım..  selamı vardı,sana.
tuna--as..

zekeriya-- bizde karşılaştık, polis olmak için başvurmuş..
güvenlik görevlisi olunca da,kabul edilmiş.. sevindim onun adına..

tuna-- evet,öyleymiş.. bizde sevindik..
batu-- ayrıldılar mı,yani..
tuna-- öyle diyorlar..

batu-- yazık.. ikisine de .. irem hanımın dediğine göre.. burhan hala seviyor..
çiçeğin de,farklı olduğunu sanmıyorum..
niye aşkları sorunu ortadan kaldırmaya yetmiyor ki.. hiç anlamıyorum..göz göre göre, ayrılmaya değer mi..
sadun-- bize göre,değmez.. ama yaşayan için durum farklı.. gurur çok değişik bir duygu.. etkisi de, kişiye göre oluyor..

ceyda-- çok doğru söylediniz sadun bey.. güngör bey de.. kardeşleri ile böyle bir durum yaşadı.. ve binbir emekle yıllardır kazandıklarını.. sildi attı,bir anda..

tuna-- ceyda.. bence o, başka bir konu.. aynı konumda olsak,bende yaparım..
tecrübesi,çevresi ..kendine güveni ve kredisi var.. güngör bey için üzülme yani.. o doğrulur ve başarır..

ceyda-- inşallah.. bende yapardım dediniz.. herşeyi elinizin tersiyle itebilmek,nasıl bir duygu ..
aşırı özgüven mi,cesaret mi.. çılgınlık mı..

tuna -- hepsi yada hiçbiri.. sıkıntıya katlanmaktan bıkmışsındır.. hiç birşey görmez gözün..  şartlardan dolayı ,tercih edersin..

şermin-- tercihler ediliyor da..  hayat şartlarına uyum sağlamak kolay değil..
örneğin,en temel ihtiyaç.. yemek.. bunu sağlamak için,benim mutlaka para kazanmam gerekirken.. siz bir metre kare toprağı eker,yiyeceğiniz kadarını yetiştirirsiniz..  bilginiz,imkanlarınız var..
özgüveniniz olsa da,ikinci kez o kadar fevri olmuyorsunuz.. tuna bey..
Allah daha çok versin,çalışmış başarmışsınız.. sakın yanlış anlamayın..
elinizin tersiyle itsenizde mutlaka birşeyler kalır.. herşeyi bırakamazsınız ki..

nedim-- avukatları olarak ben cevap vereyim,şermin hanım..  tuna beyi de,irem hanımı da tanımıyorsunuz..  neleri bırakabileceklerini duyma imkanınız olsa,şok olurdunuz..
bence hiç polemiğe bile  girmeyin..

kahvemi,sigaramı  yaseminle göndermiş  songül.. bulaşık yıkıyormuş..

irem-- teşekkür ederim,canım..   dün geceki yardımcıları çağırsaydın ya, vahide hanım..
vahide-- bu kadar uzun kalacağımızı düşünemedim irem hanım.. arayayım mı..
irem-- ara,kızcağız mahvoldu.. songüle söyle,bırakıp dinlensin..

vahide hanım ve yasemin tepsilerle içeriye gittiler..

figen-- irem,geciktiler..
irem-- evet,turgut arayıp.. havaalanından gelecekleri bekliyoruz demiş figen.. oturun diye ısrar ettim ama proğramınızı bozuyorsam..

yasin-- yok yok.. mr.gardnerle tekrar görüşmek isterim,doğrusu..
gülderen-- nereden tanışıyorsunuz yasin bey..

yasin-- almanyada ben hem çalıştım,hem master yaptım.. mr.gardner de.. hem hocam,hem amirimdi..
sadun-- görünce,şaşıracak desenize..
yasin-- herhalde..


25 Kasım 2012 Pazar

1475.bölüm..


merdivenlerden iniyoruz üçümüz..

irem-- öğlen oldu,nerede kaldılar.. uykusuz olan sanki onlar..
vahide-- uyumuyorlarmış.. turgut arayıp,havaalanından gelecekleri bekliyoruz dedi.. kapattı..
irem-- iyi,gelsinler bakalım.. kimmiş görelim..

burhan, turgutun masasında oturuyormuş.. yanımıza geldi..
 rekinle bayramlaşıp,ayak üstü iki kelime konuştuktan sonra.. onlar dışarıya çıktı..


burhan--(bana döndü ) irem hanımm.. bu ne güzellik böyle..
irem-- burhann, yakışıklı kardeşim.. hoşgeldin.. (tokalaştık) nasılsın..

burhan-- sağolun,iyiyim.. siz nasılsınız..
irem-- çok şükür.. hayırlı bayramlar,olsun.. niye içeridesin.. dışarıya çıksana..

burhan-- (gülümseyerek )bayram gelmiş neyime diye ağlama moduna girmeden,cevap veriyorum; sizi görmek için bekledim irem hanım..  çok kalabalık dışarısı,kimse rahatsız olmasın..
tekrar uğramaya çalışırım da,şimdiden söyleyeyim.. bir hafta sonra Edirneye gidiyorum,hakkınızı helal edin.. kurtlarım size emanet.. gülçin gerekenleri biliyor..
hiçbir konuda kendinizi üzmeyin,huzursuz olmayın.. sizin suçunuz değil..
tuna beye dediğim gibi..  sevgimiz yetersizmiş ki,birbirimize tutunamayıp.. ilk fırtınada savrulduk..  kısmet değilmiş ,bitti..  başka bir açıklaması yok..


irem--sen kime sitem ediyorsun ki..
lafları sayıp,bağıran..kızın kalbini kıran sensin.. özür dilemeyen,gitmeyen görmeyen.. arayıp,sormayan..  yine sensin..  bak  toparlanmışsın,maşallah.. ama onun hayatı kaydı burhan..
yaralı,tek başına  ekonomik sorumluluk almış bir kız için .. ruhsal çöküntüyü atlatmak ,çok zor..
kısaca tekmeyi atıp, gittin.. bu kadar net..  o mu, gelip .. sana affet diyecekti.. bunu mu bekledin ..

hem sen varken,ben niye suçlu olayım.. bitti diyip,duruyorsun ya.. bir şans daha verelim demiştik ama
 konuşmaya bile tenezül etmedin.. yaşadığınıza fırtına diyorsan ,evli olsanız boşanırdın herhalde..
( derin bir nefes alıp)  hakkım varsa ,helal olsun.. sende helal et... ama dediklerimi düşün..

burhan-- ...................... helal olsun.. iyi günler,irem hanım..(elini uzattı,tokalaşmak için.. )

irem--(tuttum) sana da..  yolun açık olsun..
burhan-- teşekkür ederim.. tuna beye selam söyleyin..
irem-- as..

gülçinlede selamlaşıp,çıktı köşkten.. bahçeyi geçerken,kurtları sevdi.. başlarından öpüp.. gitti..

gülçin-- irem hanım,çok ağır oldu..benim bilmediğim daha çoktur da.. ,sizin de bilmedikleriniz vardı..
irem-- olabilir ama dediklerim doğru .. belki iz bırakır da, farkına varır hatasının..

gülçin-- farkında inanın.. (kısık sesle ) biz çok eski arkadaşız.. dertleştik,anlattı.. bende sizin gibi tepki verdim.. o da zaten çokk pişmandı.. çiçeğin evine yüzlerce kez gitti desem ,abartmış olmam..
bir kelime  etmediği gibi.. dinlememiş bile..
haklı ,hata senin.. madem ölüyorsun onun için..  çabalayacaksın arkadaş,vazgeçmek yok  dedim hep.. bıkmadan yine gitti,yine gitti.. sonuç hüsran tabi.
tenezül dediniz ya.. o sizin konuşturma çabanıza ,çok memnun olmuştu..
fakat,çiçek arayıp.. kesinlikle karşılaşmak bile istemediğini söylemiş..
 "o insanlara ben yok diyemem.. bitiren,bitti diye bağıran sendin.. bende kabul ettim.. şimdi kıvırmadan, aynı kararlılıkta olup .. bu sefer,erkek gibi sözünün arkasında durmanı bekliyorum" demiş..
durum bu işte..

irem-- anladım da.. burhan madem vazgeçmedi..
hiç olmayacak bir yerde,bir kadınla ne işi vardı o zaman.. gönlünü eğlendiriyormuş..

gülçin-- (kızardı ) o kadın  bendim,irem hanım..
irem-- nee..ne diyorsun sen.. nail nasıl tanımadı seni.. o halde..

gülçin--tebdili kıyafetle, annem bile tanımazdı ki..
"olmayacak yer " de,bir bardı.. yanlış anlamayın.. nail saldırdı birden..  gerisini biliyorsunuz sanırım..

irem-- evet,günahını mı aldım yani.. 
gülçin-- biraz.. 
irem-- offffffffff of.. niye anlatmadın bana.. 

gülçin-- burhan istemedi.. demek gerçekten sevmiyor,istemiyor.. zorlamanın anlamı yok.. 
burada duramayacağım için.. gitmem en iyisi dedi..  şimdi,siz itham edince dayanamadım.. 

irem-- kahretsin.. burhanın ya adresini,ya telefon numarasını ver bana.. yaz ,odama bırak.. özür dileyeyim bari.. ben dışarı çıkıyorum ,ayıp oldu.. 

gülçin-- benden aldığınızı söylemeyin ve  tuna beyin bilgisi dahilinde konuşun.. ne olur ne olmaz.. 
irem-- peki.. 

telefon çalınca,açtım.. 
rekini arıyorlardı.. çağıracağımı söyleyip.. dışarıya çıktım.. 

kameriyeye sığmamışlar da.. şemsiye açmış.. gölgelikte oturuyorlar.. ikramlar yapılmış.. 
rekine haber verip.. tokalaştım ,hepsiyle bayramlaştık..  çiçek de,iyi görünüyordu..  sarıldım.. 

irem--  bayramdan sonra,buraya gel.. seninle konuşmak istiyorum.. 
1474.bölüm..


odamda..
bizim çaylar börekler gelinceye kadar.. bayilik ve genel şartları anlattım rekine.. dinledi dikkatle..
elindeki broşürü incelerken..telefon ısrarla çalınca açmak zorunda kaldım..

irem--buyrun..
tuna-- benim,dinle.. bayilik için mi görüşüyorsunuz..
irem-- (gülerek ) evet canım.. nasılsın.. uzun zamandır görüşemedik.. sen nereden arıyorsun.. Adana da mısın..
tuna-- hıı,arabadayım.. duymuyorlar.. rekine ne alaka bayi olacak ve teklif kimden geldi..

irem-- karşı taraftan, gelen teklifi bence de değerlendir..  araba galerisi işletmiş ha.. madem istekli,arabanın da değerini bileceğine de eminsin.. ver gitsin,derim..

tuna-- hah hah hah.. bayılıyorum sana..
irem-- bende çok özledim,hayırlı bayramlar.. görüşelim mutlaka..
tuna-- hiç şüphen olmasın.. saçınla,resminle avunuyorum şimdilik..

irem-- ağlatacaksın beni.. gelemem ki,sen gel.. bekliyorum,betülcüğüm.. hoşçakal..
tuna-- betül olmadı yaa..
irem-- bir daha ki,sefere sen karar verirsin.. by..

kapatıp..

irem-- pardon,çok eski bir arkadaş olunca konuşmak zorunda kaldım..
rekin-- rica ederim,bugün bayram ve iş harici  aranmak güzel..  ne mutlu size..

irem-- evet,sağolun.. pardon, özel olacak ama sizi iş harici arayan yok mu.. imrendiniz gibi hissettim de..
rekin-- (gülümseyerek arkasına yaslandı ) doğru,imrendim.. arayanım çoktur da..
akraba olsalarda hep bir maddi çıkar, düşündüklerini hissederim.. yani tavırları öyledir..
bana param için yaklaşmayan,hatta kafa tutabilen bir kaç kişiden birisiniz.. vahide de dahil buna..
bende ki yeriniz de, değerli ve ayrı.. dürüstsünüz .. sizler dost,vahide aşk.. başka söze gerek var mı,bilmiyorum..

irem-- sağolun..  iş ilişkisinin,çıkar ilişkisine dönüşeceği  endişesi taşıyorsanız.. derhal vazgeçebilirim,çünkü sizde bizim için değerlisiniz..

rekin-- hayır hayır.. öyle düşünsem,samimiyetle söylemezdim size..
vahide için,ilk defa başka birisine gerçek duygumu belirttim.. bu çok özel bir an benim için.. (sigara verdi,yaktı kendisi de )

irem-- ((gülerek ,arkama yaslandım )tavırlarınız açıktı da.. önce biraz tereddütümüz vardı
tanıdıkça ve dozunda ısrardan dolayı.. düşüncemizi değiştirdiniz rekin..
sizden, bu kadar net olarak duymamıştım da.. gençleri imrendirip,diz çökerek.. evlilik teklifi yaptığınız.. kulaktan kulağa bana kadar geldi ki,bu çok güzel bir ifade şekli..

rekin-- (mahçup gülümsedi ) kabul edersiniz ki.. yaş konum ve yılların birikimleriyle davranışlarımız da kalıplaşıyor.. bırakın gençlerin şaşkınlığını.. düşünce bazında  bana bile garip gelmişti ilk etapta.. ama aşk insana herşeyi yaptırabiliyormuş..
vahidenin gerçekten arzu ettiğini hissettiğimde...

vahide --(daldı odaya telaşla.. dinliyordu ve söyleyeceğini sandı herhalde ) pardon,lafınızı kestim ama..
rekin-- yok canım.. hiç olur mu.. beni mi aradılar..
vahide-- hayır,arayacaklar mıydı ki..
rekin-- hımm, onun için geldin sandım..

irem-- (gülerek,rekinin karşısındaki koltuğu gösterdim )  buyur.. görmek istemen çok normal..

vahide-- (oturmadan,sitemle baktı) aşkolsun..ben fikir almaya geldim irem hanım..
  çiçek aradı..  annesiyle bize  gelmişler.. kendisi buraya gelip bayramlaşmak istemiş de,kimler var dedi.. bende söyledim..  odadan çıktığımda burhan gelmişti.. sarıldık,öpüştük..
ve hala aşağıda.. gırgır şamata, sohbet ediyorlar.. ona git,diğerine gelme de diyemiyorum.. ne yapacağız..

irem-- hiç birşey,yapamayız vahide hanım.. bayramda birbirlerinden bir merhabayı esirgemezler herhalde.. köşe kapmaca oynamaya.. gerek yok..
burhan,geldiyse senin suçun ne.. rahatlasana, rengin atmış.. istersen,derhal  yerine getirebilirim..

vahide-- aman aman ,kalsın ..
irem-- hah hah hah.. yasinler oturuyor mu..

vahide-- evet,hep beraber bahçeye çıktılar.. kameriyedeler..
barbara çocuk doktoruymuş.. aynı zamanda hastanenin işletmesiyle de görevliymiş..
caner beyin de barı varmış ya.. kadına yakınlaşmaya çalışıyor.. barbara da,döndü.. figen-yasin çiftiyle konuşuyor..  o yüzden gidemediler.. sanırım..

gözüm monitöre kayınca..

irem-- evett,şenlik başlıyor.. çiçek,sadun bey,şermin hanım.. kaan,ceyda .. zekeriya,tamer ,batu.. nedim ve kemal beyler geliyorlar...
vahide-- rauf konuşmanız bitmedi mi, karar veremedin mi daha.. irem hanımın yatıştırmasına ihtiyaç var..


irem-- ben gelirim, vahide hanım..  müdahale edip,etkileme.. düşünsün.. hür iradesiyle tartıp..
kararını versin.. misafirlerimiz gelinceye kadar zamanı var...  rekin mi diyeyim, rauf bey mi şaşırdım..

rekin-- vahide istedi,yaptım diyordum ya.. bu da onlardan birisi.. yanlızken rauf diyebilirsiniz..

irem-- peki,rauf bey.. bana biraz izin verirseniz sevineceğim..
rekin-- tabi tabi.. ben de ineyim.. şartlar uygun aslında,biz anlaşırız da..
merkezimizden beklediğim haber, henüz gelmediği için kesin cevap veremedim.. bir yarım saat daha bekleyebilirsek.. memnun olurum..

irem-- (gülümsedim kalkarken ) bekleriz rauf bey.. buyrun lütfen..