Translate

25 Kasım 2012 Pazar

1475.bölüm..


merdivenlerden iniyoruz üçümüz..

irem-- öğlen oldu,nerede kaldılar.. uykusuz olan sanki onlar..
vahide-- uyumuyorlarmış.. turgut arayıp,havaalanından gelecekleri bekliyoruz dedi.. kapattı..
irem-- iyi,gelsinler bakalım.. kimmiş görelim..

burhan, turgutun masasında oturuyormuş.. yanımıza geldi..
 rekinle bayramlaşıp,ayak üstü iki kelime konuştuktan sonra.. onlar dışarıya çıktı..


burhan--(bana döndü ) irem hanımm.. bu ne güzellik böyle..
irem-- burhann, yakışıklı kardeşim.. hoşgeldin.. (tokalaştık) nasılsın..

burhan-- sağolun,iyiyim.. siz nasılsınız..
irem-- çok şükür.. hayırlı bayramlar,olsun.. niye içeridesin.. dışarıya çıksana..

burhan-- (gülümseyerek )bayram gelmiş neyime diye ağlama moduna girmeden,cevap veriyorum; sizi görmek için bekledim irem hanım..  çok kalabalık dışarısı,kimse rahatsız olmasın..
tekrar uğramaya çalışırım da,şimdiden söyleyeyim.. bir hafta sonra Edirneye gidiyorum,hakkınızı helal edin.. kurtlarım size emanet.. gülçin gerekenleri biliyor..
hiçbir konuda kendinizi üzmeyin,huzursuz olmayın.. sizin suçunuz değil..
tuna beye dediğim gibi..  sevgimiz yetersizmiş ki,birbirimize tutunamayıp.. ilk fırtınada savrulduk..  kısmet değilmiş ,bitti..  başka bir açıklaması yok..


irem--sen kime sitem ediyorsun ki..
lafları sayıp,bağıran..kızın kalbini kıran sensin.. özür dilemeyen,gitmeyen görmeyen.. arayıp,sormayan..  yine sensin..  bak  toparlanmışsın,maşallah.. ama onun hayatı kaydı burhan..
yaralı,tek başına  ekonomik sorumluluk almış bir kız için .. ruhsal çöküntüyü atlatmak ,çok zor..
kısaca tekmeyi atıp, gittin.. bu kadar net..  o mu, gelip .. sana affet diyecekti.. bunu mu bekledin ..

hem sen varken,ben niye suçlu olayım.. bitti diyip,duruyorsun ya.. bir şans daha verelim demiştik ama
 konuşmaya bile tenezül etmedin.. yaşadığınıza fırtına diyorsan ,evli olsanız boşanırdın herhalde..
( derin bir nefes alıp)  hakkım varsa ,helal olsun.. sende helal et... ama dediklerimi düşün..

burhan-- ...................... helal olsun.. iyi günler,irem hanım..(elini uzattı,tokalaşmak için.. )

irem--(tuttum) sana da..  yolun açık olsun..
burhan-- teşekkür ederim.. tuna beye selam söyleyin..
irem-- as..

gülçinlede selamlaşıp,çıktı köşkten.. bahçeyi geçerken,kurtları sevdi.. başlarından öpüp.. gitti..

gülçin-- irem hanım,çok ağır oldu..benim bilmediğim daha çoktur da.. ,sizin de bilmedikleriniz vardı..
irem-- olabilir ama dediklerim doğru .. belki iz bırakır da, farkına varır hatasının..

gülçin-- farkında inanın.. (kısık sesle ) biz çok eski arkadaşız.. dertleştik,anlattı.. bende sizin gibi tepki verdim.. o da zaten çokk pişmandı.. çiçeğin evine yüzlerce kez gitti desem ,abartmış olmam..
bir kelime  etmediği gibi.. dinlememiş bile..
haklı ,hata senin.. madem ölüyorsun onun için..  çabalayacaksın arkadaş,vazgeçmek yok  dedim hep.. bıkmadan yine gitti,yine gitti.. sonuç hüsran tabi.
tenezül dediniz ya.. o sizin konuşturma çabanıza ,çok memnun olmuştu..
fakat,çiçek arayıp.. kesinlikle karşılaşmak bile istemediğini söylemiş..
 "o insanlara ben yok diyemem.. bitiren,bitti diye bağıran sendin.. bende kabul ettim.. şimdi kıvırmadan, aynı kararlılıkta olup .. bu sefer,erkek gibi sözünün arkasında durmanı bekliyorum" demiş..
durum bu işte..

irem-- anladım da.. burhan madem vazgeçmedi..
hiç olmayacak bir yerde,bir kadınla ne işi vardı o zaman.. gönlünü eğlendiriyormuş..

gülçin-- (kızardı ) o kadın  bendim,irem hanım..
irem-- nee..ne diyorsun sen.. nail nasıl tanımadı seni.. o halde..

gülçin--tebdili kıyafetle, annem bile tanımazdı ki..
"olmayacak yer " de,bir bardı.. yanlış anlamayın.. nail saldırdı birden..  gerisini biliyorsunuz sanırım..

irem-- evet,günahını mı aldım yani.. 
gülçin-- biraz.. 
irem-- offffffffff of.. niye anlatmadın bana.. 

gülçin-- burhan istemedi.. demek gerçekten sevmiyor,istemiyor.. zorlamanın anlamı yok.. 
burada duramayacağım için.. gitmem en iyisi dedi..  şimdi,siz itham edince dayanamadım.. 

irem-- kahretsin.. burhanın ya adresini,ya telefon numarasını ver bana.. yaz ,odama bırak.. özür dileyeyim bari.. ben dışarı çıkıyorum ,ayıp oldu.. 

gülçin-- benden aldığınızı söylemeyin ve  tuna beyin bilgisi dahilinde konuşun.. ne olur ne olmaz.. 
irem-- peki.. 

telefon çalınca,açtım.. 
rekini arıyorlardı.. çağıracağımı söyleyip.. dışarıya çıktım.. 

kameriyeye sığmamışlar da.. şemsiye açmış.. gölgelikte oturuyorlar.. ikramlar yapılmış.. 
rekine haber verip.. tokalaştım ,hepsiyle bayramlaştık..  çiçek de,iyi görünüyordu..  sarıldım.. 

irem--  bayramdan sonra,buraya gel.. seninle konuşmak istiyorum.. 

Hiç yorum yok: