Translate

27 Haziran 2012 Çarşamba

1279.bölüm..

ir-- var da,anlatacak birşey yok.. ben size kaybolduğumuzu anlatayım..
tu-- öhö öhöö..
herkes gülerken..
ir-- sarıçamı anlatayım..
tu-- sakın ha..
ir-- dereyi anlatayım..
tu-- nesini anlatacaksın ki.. düşüyordun.. 
ir-- öyleyse sen konuş.. önerilerimi beğenmedin..
tu-- beğenmedim değil de.. uygun bulmadım.. yusuf bey,diyeceklerimi ingilizceye çevir misiniz..
yusuf-- elbette..

tuna mısrayı söylüyor,yusuf bey çeviriyor..
tu--
Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'ta;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

( Cahit Sıtkı Tarancı)

derinn ve etkileyici bir sessizlik içindeyken..yata geldik.. manevra yapıp yanaştı.. mahmut bey de,
görevliye halatı verdi..

kevin-- çok güzeldi,tuna bey.. teşekkür ederiz..
mahmut-- (can yeleğini çıkarırken) ne maharetler varmış sizde de..
tu-- rica ederim,maharet  yazanda  ve çevirende....

mr.sam-- gerçekten etkileyiciydi..
harun-- ceyda, tut beni alkışlayacağım..

kahkahalar,alkışlarla tekneden yata çıktılar tek tek..
 
tunayla yatın merdiven boşluğundayız.. ..çiğdemle yusuf bey ,hala teknede ve ayaktalar.. tuna çiğdeme de elini uzattı..

çiğdem-- peki yusuf.. kabul ediyorum..
yusuf-- ........ sen.. ciddi misin..
çiğdem-- evett..
ir-- yihhuuu.. yaşasınnn..

tu-- iremm zıplama.. çiğdem birşey söylemedi, yusuf bey..  rica ederim,gelin..
ir-- inanmayınn.. söyledi söylediii..

yusuf--çiğdem-- tu-- hah hah hah..

dördümüz,bir metrekarelik yerdeyiz.. tebrik ettik,ikisini de.. hayırlı olsun dedik..

tu-- şimdi,ister yukarı gelin.. isterseniz burada durun.. sırtımdan ter aktı yani.. çık irem.. yukarıda zıplarsın..

onları bıraktık, çıkıyoruz basamakları..
tu-- arkaya bakarsan var yaa..
ir-- sen bakk..
tu-- hayırr..
ir-- çok kötüsün.. helikopteri nereden bulacağız ya..
tu-- söz verirken düşünecektin,bende kötüyüm madem.. hiç bulamam..
ir-- istedin değil mi..
tu-- .............
ir-- (son basamaktayım.. ) sana döneceğim ama.. aşağıya bakmamayı denerim.... 
tu-- hah hah hah..

güvertede yürüyoruz,el ele.. misafirlerimiz .. harika hazırlanmış masadaki yerlerini almışlar..bize bakıyorlardı..

güngör--  bizde abbas istiyoruz.. 
mr.sam-- yusuf bey nerede..
mr.anar-- denize mi düştü yoksa..

tu--(koltuğumu itti,yanıma oturdu o da.. )  okurum güngör bey..
yusuf bey biraz şaşkın,gelirler birazdan.. düşmedi yani..  (içkisini koydu ,bana da soda açtı)
ir-- (aldım bardağımı) sağol canım..
tu-- sen de.. hepiniz hoşgeldiniz.. maceralı bir günün sonunda,dostlarla olmaktan mutluyuz..  yeni,umutlu ve güzel günlere diyorum..

kadehler kalktı.. içim yanmış,sodayı bitirdim..

güngör-- sen,böyle içki içersen dağıtırsın tabi..
ir-- heyytt.. var mı bana yan bakan..
tu-- hah hah hah.. iremi arada bir sodada çarpıyor..

kahkahalarla güldüler..
1278.bölüm..

erkekler yanımıza yaklaştı.. tam kıyıda duruyoruz..

yusuf-- hanımlar,keyfiniz yerinde ama tuna bey geliyor..
ir-- yata gittiğimizde,siz de keyiflenirsiniz inşallah..

yusuf-- inşallah da.. öyle bir ihtimal mi, var ..
liz-- umudunuzu yitirmeyin,yusuf bey..  çiğdem hanımı..

çiğdem-- lizzz.. az dedikoducu değilsin sende..
güzide-- ama fikir ilginçti,çiğdem hanım.. kabul etmek lazım..

yusuf-- fikir neymiş,bana da söyleyin lütfen..
mr.anar-- bana da..
kevin-- paraları görelim beyler.. liz,bana söyle önce..
liz-- parayı göreyim hayatım..
kevin-- irem hanım çok tehlikelisiniz..

tu-- (duymuş bizi,tekneden seslendi ) iremm,yine ne yaptın..
ir-- bir melek kadar, masumum kocacığım..
tu--bilirimm..
güzide--liz--yasemin--ir--ceyda--harun-- çiğdem--mr.anar-- mr.sam-- mahmut--kevin-- hah hah hah..

****
teknede can yeleklerini de ,giyince sıkıştık haliyle.. 

mahmut-- tuna bey,sorun olursa.. inelim..
tu-- kaptan olmaz dedi,mahmut bey.. biraz samimi oldunuz ama on dakika kıpırdamazsanız.. gideriz..
mr.sam-- olur da,ben dönüşümüzü merak ediyorum..
tu-- hah hah hah.. bende..

biz kahkahayla gülerken ,tuna motoru çalıştırıp yol verdi.. ağır ağır gidiyoruz.. yatın projöktörü de aydınlatıyor denizi..

tu-- unutmayın.. kesinlikle ayağa kalkmıyorsunuz..
ir-- ayol balık konservesi gibiyiz.. kimse kalkamaz merak etme.. yüzme bilmeyen var mı..

harun-- ben iyi bilmiyorum..
ir-- ceyda ,harundan sen sorumlusun..
harun-- güzell..

mr.anar-- bende bilmem.. sorumlum kim..
tu-- (önüne baksa da) benn..
mr.anar-- ama haksızlık bu..

nasıl gülüyoruz biliyor musunuz..
mr.sam-- hadi sizi kurtaracak bayanlar var diyelim.. ben düşersem ne olacak..

kevin-- taa,hollandadan gelip.. akdenizde çabucak yüzme öğrenen, ilk sen olursun,herhalde.. 
yusuf-- gülüyoruz ,başka bir nedenle söylemiyorum da.. ben de bu kadar derinde ve karanlıkta.. yüzemem herhalde..
tu-- ben kurtarırım sizi..

çiğdem-- ben düşmeyim o zaman.. yusuf yüzemem dedi..
yusuf-- elbette düşme  de..  öyle bir anda yüzemediğimi değil,seni kurtarmayı düşünür.. atlarım.. 
ir-- (kısık sesle ) çiğdemm,ağaç etkisi hissediyor musun..
çiğdem-- yok ya..  başımın üstüne düşmem lazım herhalde..
tu-- iremm,ne anlattın sen..
ir-- hiiçç..

ir--güzide--liz-- yasemin-- ceyda-- çiğdem-- hahh hah hah..

güzide-- hiç bu kadar gülmemiştim.. neşeniz daim olsun..
tu--ir-- aminn..
ir-- tuna kaç dakika daha oyalayım..
tu-- üç -dört dakika yeter..
çiğdem-- cesaretin varsa.. ağaçtan sonrasını anlat hadi..
1277.bölüm..

kenarda durmuş bakıyoruz bizde..
çiğdem-- iremm,senin kuzu .. seni almadan nasıl gitti..
ceyda-- sahi ya.. hep biraradasınız.. hiç sıkılmıyor musunuz..
liz-- sen sıkılıyor musun ceyda..
ceyda-- yirmi dört saat beraber olsak,herhalde sıkılırdık..

güzide hanım sigara ikram etti.. aldık,içiyoruz..
beyler de biraz ileride konuşuyorlar..

ir-- biz iki güngür, şartlar öyle gerektirdiği için beraberiz..ceyda.. ama sıkılmam herhalde..
tuna bensiz gitmezdi de.. siz varsınız diye bıraktı.. birazdan gelip,bizi o götürecek..

çiğdem-- bak sen,yasemin de..tuna da şaşırtıyor..
ir-- başka şaşıranlar da oldu, değil mi yasemin..
yasemin-- (gülümseyerek) evet ,hemde çok..

ir-- ee,durum ne.. arkanda oturuyordu. şimdi de keyfi pek yok gibi..ne yaptın tersledin mi yoksa.. hani sende hoşlanmıştın.. 
yasemin-- doğru da,o bilmiyor henüz.. herkes duyup,anlıyor.... sizlerde varsınız üstelik.. dikkatimi toplamam lazımken,sohbet edemezdim..  şöförle konuşmak yasaktır dedim de,ondan..keyfi yok.. 

ir--çiğdem--güzide--liz--ceyda-- hah hah hah..

güzide-- desene, mr.anar beraber yolculuğa sevinemedi.. yemekte telafi et bari.. yarın gidecekmiş,bak..
ir-- evet.. gidenler ve kalanlar olacak.. verilecek cevaplar önemli.. sormaya çekiniyorum ama sizde durum nedir güzide hanım..

çiğdem-- bayılıyorum sana.. yine onikiden vurdun..
ir-- atıcılığım iyidir..
yasemin--ceyda--çiğdem--güzide--liz--  hah hah hah..

güzide-- dün bir,bugün iki.. yorum yapılacak bir durumumuz yok irem hanım.. beraber zaman geçirmekten keyf aldık.... hayatımıza birisini dahil etmek,bizim için o kadar kolay değil..mrs.elizabethin cesaretine hayran oldum..  gülderen ,menekşe ,ela hanıma karar verebildikleri için..imrendim..ama benim için zor..

ir-- hayırlısı olsun.. çiğdem sende durum ne..

çiğdem-- ben çok uzun zamandır tanıyorum yusufu.. gerçekten,nadir bulunan bir insan.tunayla ona..
kız arkadaşla bile konuşamayacağınız ..neler anlatmışımdır.. o zaman diliminde,çok çektiler benden.. demeti yusufla büyüttük sayılır.. yani-değişsek de-temelde  birbirimizin hakkında bilmediğimiz yok.. dostlukları çok değerli.. ben de,yusufu çok seviyorum .. tam evlenilecek erkek..  uzun zamandır aşıkmış,ya ben olamazsam.. ya mutsuz olursak.. sorular kafamın içinde dönüp duruyor..

buraya geldiğinden bu yana..  telefonda konuşurken,bazı şeyler söylüyordu da ..niyetini,ilgisini
açıklamadı.. birbirimizle rahat konuştuğumuz için,  bende;sen ne diyorsun diye sorma gereği duymadım.. 
hatta .. sende evde kaldın,yusuf..  diye dalga geçiyordum..
 gel seni görmem lazım,çok özledim diye yalvarıyordu... 
gelmemi,ikisi ayarladılar desem.. tuna asla yapmaz.. yusuf da isteyemez..  beni görünce,cesaret geldi herhalde.. dün gece neler söyledi,neler..  ağzım açık kaldı.. çoktan teklif edecekmiş de.ben asla evlenmem bir daha dediğim için..açılamamış..
 valla çok uyanıkmışsın irem,tebrik ederim..

ir-- (gülümseyerek )insan gözünün önündekini göremiyor bazen.. objektif bakınca anlıyorsun..
ben uyanık olsam ,önce tunanın niyetini anlardım..

liz-- tuna bey,ilgisini hiç saklamıyor ki..nasıl anlayamadınız bilmem..

ir-- o zaman diliminde olanlar ,şaşkına çevirmişti beni.. başımı çarpınca,ayıktım..
ceyda-- nereye çarptın..

ir-- (gülümsedim ) ağaca.. bülenti hiç tanımıyorum.. tunayı da,çiftlikte bir- iki kez görmüşüm ve dediklerine mana veremiyorum.anlayamadığım bir yakınlık gösteriyordu çünkü.. 
akşamüstü hava çok sıcak yine.. kaldırımda da ağaçlar var.. ikisi bulvarda yürüyorlarmış,bende tesadüfen arkalarındaymışım..konuşurlarken tuna adı geçince.. dikkatimi çekti..
"--- e yani tuna..niye, haberim yok benim..
--- nereden olsun..bülent, yeni geldin istanbuldan..telefonda mı,söyleseydim..
--- ne zaman tanışacağım,yengemle..
--- kısmet tabi.. bu gece de,olabilir.. dört yıl sonra..düğünümde de.. tanışabilirsin..
--- ne dediinn... hani buradaydı..elinden alırım diye ,korkuyorsun anladıımm..
--- kes sesini ,yılışık.. o öyle bir kız değil..  tanıştıramıyorum ,çünküü.. "
diyince heyecanlandım niyeyse.. yürüyenlerden birisi tuna..o kesin..
sesini de, tanıdım..   konuşmalarını.. duyacağım  diye, önüme bakmadan yürürken..
küüt diye ,koca ağaca çarptım.. başımı.. rezaletti resmen ama gözümü açtı.. size de tavsiye ederim..

çiğdem-- (etrafına bakıp) ağaç da yok ki.. denize atlasam olmaz mı..
ir-- cık,seni kurtarmak için yusuf bey  atlamaz sa.. tunam hasta olur.. hiç kıyamam..

güzide--liz--yasemin--ir-- çiğdem-- ceyda-- hah hah hah..
1276.bölüm..



fıstık,peçete.. bardak bira.. kola,gazoz.. büsküi,kraker .. dağıtıldı..
herkes yiyor,içiyor keyifler yerinde..

mr.sam-- (ayağa kalkıp,bize doğru döndü ) burası geldiğimiz yer değil mi..
tu-- evet.. inşaatı da göreceksiniz şimdi..

ir-- beyler,kusura bakmayın daha yeni aklıma geliyor.. niye eşlerinizi getirmediniz..

bekir-- yayladalar irem.. hepsi bizdeler..

ir-- hıı.. hüseyin abilerle hala görüşemedik.. nasıllar biliyor musunuz..
bekir-- evet.. hüseyinin anası rahatsızlanmış.. ondan gelememişler..
 bugün uğradım hastaneye.. çıkarıp ,yaylaya götürecekti ablası..  onlarda evlerine gideceklerdi..
selamı var size..
ir-- tu-- as..
ir--geçmiş olsun,şifa bulur inşallah.. batu bey ve kaan  bağlantıyı yaptılar mı.. komisyon verecekmiyim diye soruyorum..

bekir-- yaptılar..batu bey istemese de..  komisyomlarını ben verdim.. hak ettiler,ikisi de çok iyiydi..hepsi zırhlı olmak koşuluyla.. üç  otobüs,bir tır .. bir minübüs aldılar..
gezici kütüphane ,servis aracı.. özel gezi aracı olarak kullanacaklarmış..

ir-- allah bereket versin.. kolay gelsin..
bekir-- amin.. sizde iyiymiş siniz..

ir-- zekeriya iyiydi,bundan sonra daha da iyi olacak inşallah..
bekir-- inşaalah..

yarım saat kadar kimse konuşmayınca, sessizlik oldu..
ir-- (kısık sesle ) tuna uyudun mu..
tu-- hayırr.. ne oldu..
ir-- (kulağına )mr.anar,yusuf bey,harun ve mahmut beyin sesleri çıkmıyor.. hiç birisini de göremiyorum.. ya sen kalk ya da ben.. bir dolaşalım..

tu-- hostes miyiz biz,ne dolaşacağız..
ir-- ben su vereyim, bari..
tu-- (kolumu tuttu,kısık sesle )inanamıyorum sana.. birbirlerini görsünler diye,yapmadığın kalmadı.. şimdi sesleri çıkmıyor diyorsun.. bırak fırsatı değerlendirsinler işte..

ir-- (imalı imalı güldüm ) tunaa..
tu-- (gülümseyerek,çenemi tuttu )biz demedim, sakinleş panter..
ir-- hıhh,özveri yapayım demiştim..
kıs kıs gülerken..

yasemin-- irem hanım.. mazot almam lazım..
ir-- olur hayatım..
tu-- (koridordan bakıp) ikinci benzinlikten alalım..
yasemin-- tamam..

********
tunanın tarifiyle,onbeş dakika sonra Mersin limanı.. park alanına girdik..

yasemin-- geçmiş olsun..
tu-- sağol ,tebrik ederim iyi şöförmüşsün..
yasemin--teşekkür ederim..
tu-- hanımlar beyler,hadi buyrun..

yasemin kapıları açtı.. teşekkür ederek indiler..havyar ve birkaç şişe votka aldı tuna..  hep beraber
yürüyoruz..

ir-- (hava kararmak üzere,manzara nefis.. biraz da esinti var.. sürat teknesi , sallanıyor nazlı nazlı.) tuna sen mi götüreceksin..
tu-- kemal beyle beraber götürürüz demiştik.. işte burada.. merhaba kemal bey..
kemal-- merhaba efendim.. ,irem hanım nasılsınız..
ir-- (ikimizle de tokalaştı ) sağolun,iyiyim kemal bey..
kemal-- ilk parti için yolcularımı alayım..

bekir,mustafa,güngör..cevdet.. elizabeth..philip,mr.smith ve mr.jack..bindiler.. tuna da can yeleklerini giymelerine yardım etti.. el salladılar, tekne hareket etti..

kenarda durmuş bakıyoruz bizde..
çiğdem-- iremm,senin kuzu .. seni almadan nasıl gitti..
ceyda-- sahi ya.. hep biraradasınız.. hiç sıkılmıyor musunuz..
liz-- sen sıkılıyor musun ceyda..
1275.bölüm..

bende indim otobüsten.. çabucak bakkala gidip;
su,kola.. plastik bardak.. peçete,soda..gazoz, bira..
tuzlu kraker.. büsküi vs. yeterli miktarda aldım..
adamcağız kasaları üst üste koyup.. el arabasıyla getirdi..
 yasemin de arka kapıyı açınca..
 otobüsün içine koydu..
ceyda- harun,çiğdem -yusuf bey de..  buzluğa yerleştiriyorlar..

 tuna da geldi,o sırada.. arabamın bagajını açıyor..
tu-- niye indin sen..
ir-- içecek aldım.. sen ne yapıyorsun..
tu-- (fıstık kasasını aldı ) fıstık istedim, demedin mi..

ir-- (gözlerim dolu dolu baktım ) ölürüm sana.. tek istediğim sensin..
tu-- (gülerek ) benim de,bunu koyayım onlar gitsin.. biz evimize çıkalım.. ne dersin..
ir-- müthişsin.. hah hah hah..

******
havyar, votka fıstık kasalarını otobüse  koyup..o da bindi..

tu-- gidebiliriz yasemin hanım..
yasemin-- tamam..

 hareket etti..  bizde arkaya geçip oturduk..
ir--cekedini çıkarsana tuna..
tu-- sonraa.. 
elimi beline dokundurduğum da ,"sonranın "nedenini anladım tabi..
ir-- ne bu..
tu-- tabancaa..
ir-- hadi ya,ben anlamamıştım.. niye aldın..
tu-- evde duracağına,yanımda dursun dedim..

belinden çekip,aldım.. çantama koydum..
ir-- çıkar şu cekedi..
tu-- emriniz olur..
ir-- pardon.. çıkarır mısın..
tu-- (gülümseyerek ) elbettee,neyi istersen çıkarırım..
ir-- hah hah hah.. 

tu-- (cekedi katlayıp,yukarı koydu..)harun,ne oldu.. kasayı nereye götürüyorsun..

harun--(gülerek) girişimcilik bulaştı.. satacağım ve parayı yasemine vereceğim..uygun mudur..

tu-- yok,sen madem istemişsin ..satma, dağıt..
misafir ediyoruz,para istemeyelim şimdi..  yasemin parasını alacak zaten..

harun-- (sesini yükseltip koridorda ilerliyor) bahadır holding misafirleri.. hayırlı yolculuklar dileriz.. ceydaa..

ceyda ingilizceye çevirince.. çok güldüler..
harun--bekir beyin,umut vakfına bağışladığı bu otobüsle ..Mersinde ağırlanabilmemizi
 en başta,irem ve tuna karaya..
bekir beye ve yasemin hanıma borçluyuz.. teşekkür ediyoruz.. 

alkışladık.. ceyda çevirdi yine..
cevdet-- harunn,birden ne oldu sana.. faaliyete geçtin..
harun--  o sizleri tanıma süreciydi,cevdet bey..
 ama şimdi bende zekeriya gibi,etkilenmiş olabilirim.. dostlarıma laf söyletmem,madur etmem.. demek.. hatta birisini tabiri caizse  -fırçalamak - hergün karşılaştığımız bir olay değil..

mustafa-- neden bahsediyorsun,harun..
ir-- harunn, geç bunları..sen  soğukk, buzz gibi  biraları versene..herkes yandı.. 

tu-- içecek misin..
ir-- hayır..

güngör-- niye,sen içmezmisin..
ir--  içmem güngör bey.. alkolle aram hiç yok.. az bile olsa,dağıtma potansiyeline sahibim..

bekir-- bir kere dağıtmak da gerekiyor canım..
tu--  aynı fikirdeyim.. ama irem kötü dağıtıyor..
çiğdem-- o halde,bu gece dağıtmanın tam zamanı..
güngör-- bir özelliği mi var bu gecenin.. yıldönümünüz falan mı..

tu-- hayır güngör bey.. bu sabah bir davamız vardı da..
öğlene kadar,çok aksiyonlu bir zaman dilimi geçirdik.. ikimizde sarhoş gibiyiz..

bekir-- belli etmiyorsunuz doğrusu..
ir-- içi bizi yakar hesabı,bekir bey..
mustafa-- sonuç ne,peki..

tu-- lehimize ,kazandık ta..
bekir-- halitle ilgili olan mı..
tu-- evet.. o yüzden pek sevinemedik..

yusuf-- hadi harun,ver artık..
philip-- bize dee..
tu-- (ayağa kalkıp) bende fıstık vereyim bari..
ir-- çiğdemm,bak buldu..
çiğdem-- hayret ve hayranlıkla izliyorum.. bravo doğrusu..

yusuf--neyi..
çiğdem-- yusuff.. kuzular nasıl ses çıkarırlar..
yusuf-- bu nasıl soru çiğdem..

ir-- olmazz,öyle demeyecektin.. benim gibi istesene..
çiğdem-- bu haliyle bile söyletemedim ki..

yusuf-- sıcak mı çarptı seni..
çiğdem-- of yusuf,offf..

tu--ir-- hah hah hah..

21 Haziran 2012 Perşembe

1274.bölüm..

tu--nasıl..
ir-- güzel..
tu-- said,şurada ki.. yüzük ve bilekliği de,çıkarır mısın..
said-- bu mu..
tu-- yanında ki..zümrütü dedim..
 mr.rekin-- tuna bey anlıyorsunuz,bakıyorum..
tu-- eh biraz..

ir-- takım uygun tuna.. zümrüte gerek yok..
tu-- onun için bakmıyordum.. 
ir-- benim için de bakma.. olanları takamıyorum ki.. (fısıldadım) alma,herkes bakıyor.. nazar değecek.. 
tu-- (gülerek,koluma taktı bilekliği.. yüzüğü de parmağıma geçirdi.. elimi bırakmadan )
ama ben çok beğendim.. sen beğenmedin mi.. 

ir-- (gülümsedim) beğendim de.. eh tuna.. ne diyeyim ki sana.. 
tu--( kısık sesle )sen bilirsin diyeceğini.. said,takımı yarın gönderirsin.. iş yerine.. bunları da alıyoruz.faturayı adıma kes..  diğerlerini de ekle..

said-- tamam.. güle güle kullanın ,irem hanım..
ir-- teşekkür ederim said.. kazancın bereketli olsun..
said-- sağolun..
tu-- hanımlar,beyler.. buyrun gidelim..

ayağa kalktılar;said- derya.. zübeyde-maruf,mr.rekin-vahide hanım..  songül ve üç bey vardı tokalaşıldı onlarla..

mustafa-- sıkışmayın.. bizim arabaya da oturabilir arkadaşlar..
tu-- ayrı ayrı gitmiyoruz mustafa bey,hep beraber otobüsle gideceğiz..siz de buyrun..
mustafa-- peki.. ceyda siz geçin,ben şöförü göndereyim..
güngör-- ben söylerim mustafa.. siz çıkın..
philip-- en iyisini düşünmüşsünüz tuna..ama  yasin beyigöremedim.. şöförümüz o değil mi yoksa..
yasemin-- şöförünüz,benim mr.philip.. derya hanım,said bey.. görüşürüz..
said--derya-- görüşürüz..

şaşırdılar,güldüler.. yaseminin peşinden çıktılar mağazadan.. en başta,mr.anar var tabi..
tunayla ben de hoşçakalın dedik.. kaldırımdayız.. "mahmut beyle,güzide hanımı çağırdın mı..
ayırım yapmış gibi olmayalım"
tu-- çağırdım.. sen zübeydeyle konuşuyordun.. "ayy süperr " diye niye sevindiysen artık..
ir-- (gülerek) boşver.. (dördü konuşuyordu.. çiğdemle,güzide hanıma .bakarak) hadi hanımlar...

güzide-- kendi adıma çok isterdim.. ama nöbetçiyim irem hanım.. beni affedin,size iyi eğlenceler..
ir--sağolun,güzide hanım.. .. başka planlarınız olabilir,tamamen özgürsünüz.. ama nöbetiniz gece yarısı başlıyor diye biliyorum ben.. dönüşünüzü düşünmeyin..  sizi helikopterle bile gönderirim,eğer isterseniz tabi..

çiğdem--bir an,balonla götürürüm diyeceksin sandım..
güzide--mahmut--ir--tuna--yusuf-- hah hah hah..

güzide-- peki,sizi bekletmeyelim öyleyse.. 
mahmut-- arabayla mı,otobüsle mi gidelim.. dönüşümüz kolay olur diye dedim..
güzide-- olacak zaten.. helikopterle döneceğiz,nasılsa.. otobüsle gidelim..

ir--(gülerek)canınız sağolsun da..  balon  iyi fikirmiş aslında.. hani sesi de yok ya..
güzide--mahmut--çiğdem--tuna--yusuf-- hah hah hah..

yolun karşısına geçtik.. otobüse bineceğiz..
çiğdem-- patron değil mi.. hepsi böyle.. son dakikada,fikir değişiveriyor..
tu-- çiğdemm.. sen de patronsun.. ve iremin patronluğunu bilmiyorsun.. hepsi deme bence..
alınganlıktan,asabiyet konumuna geçebilme potansiyelimiz var.. özellikle de bugün..

yusuf-- sizi anlarım da,mrs.elizabeth çok şaşırttı beni..  yıllardır iş ilişkisi var,iş vereni..  mr.simite nasıl sert çıktı..bilmem..
güzide-- potansiyeli öğretmeni de biliyormuş demek ki.. irem hanım söylemesin,diye kendisini feda etti..

ir-- haklısınız güzide hanım.. ve çiğdem sana diyeceklerimi saklı tutuyorum.. fıstıkları yemek iyi gelmedi herhalde..  ay canım fıstık istedi birden..

çiğdem-- (gülerek) tuna bulur sana.. nasıl değiştirdiğini ,hala anlamış değilim..

ir-- ya sabır ,ya sabır..
tu--  hayatım,derin nefes al..
gülerek bindik otobüse.. arkaya doğru yürüyoruz..
yasemin de hareket etmek üzere..

ir-- kolay gelsin yasemin..
yasemin-- sağolun..
tu-- sen otur irem,evden kimliğimi alacağım.. istediğin birşey var mı..
ir-- yok..
tu-- yasemin hanım diğer bulvara döneceğiz..
yasemin-- peki..

evin önünde durunca.. tuna koşarak apartmana girdi..
1273.bölüm..

kevin ve sam almışlar.. güzide hanımla ,ceyda sipariş vermiş..
güngör-- çok güzel,çok beğendim ama eşime bak demeye korkuyorum.. doğrusu..
mr.smith-- irem hanımla zekeriya bey..olduktan sonra.. para kazandırırlar size..
elizabeth-- ceyda çevirme.. mr.simith.. amaç elbette kazanmak,ticaret yapılıyor sonuçta..
size de zorla satılmadı.. onlar kazanacak da,siz kazanmayacak mısınız..
henüz hiçbir kayıt yok.. fiyat fazla geldiyse,derhal vazgeçebilirsiniz..

ir-- evet,bence de..  teminat olarak,beni gördüklerinden.. madur duruma düşürmeyip, ben alırım.. 
 tavrımızı,  saygısızlık olarak görmeyin lütfen.. misafirimizsiniz ,başımızın üstünde taşırız ama öğretmenimin bana kıyamadığı gibi.. bende dostlarıma ve kendime laf söyletmem.. asla..

kevin-- ben de alırım..
sam-- ben de...
maruf--  vazgeçilen neresiyse talibim..
mahmut-- bana da uyar..
mr.rekin-- bana da söyleyin..

mr.smith-- pardon,irem hanım.. vazgeçmedim tabi ki..
sanırım yanlış anlaşıldım, satıcılığınız iyi manasında demek istemiştim ama..mrs.elizabeth sinirlendi birden..

ir-- mrs.elizabeth beni çok iyi tanıdığından, duruma müdahale etti diyelim..

mustafa-- neler oluyor ceyda..
ceyda-- irem söylesin..
ir-- önemli birşey yok, mustafa bey..

bekir-- said,hadi o milyarlık kolyeyi satabiliyorsan  ireme satsana..  mr,rekin de gelsin hatta.. görelim bizde..
cimrilikte benimle yarışıyor da..

tu-- bekir bey; irem cimri değil.. ihtiyaç harici ,harcama yapmayı sevmiyor.. ne alır,ne de ister.. hep ısrarla ben almışımdır..

said,gülerek..  mr rekine çevirdi..

mr.rekin-- irem hanım yada tuna beyi müşteri olarak görmüyorum.. benim mağazamdan her ne isterlerse..
hediyem olarak kabul etmelerinden, onur duyarım.. çevir said..

ir-- dur said,dur çevirme..
teşekkür ederim,mr.rekin..  düşünmeniz bile yeter..

mr.rekin-- ben çok ciddiydim,irem hanım.. o çeki,sorgusuz sualsiz kullanabilirdiniz.. ama yapmadınız.. borçluyum size..
ir-- biz,bizim olmayana el sürmeyiz mr.rekin.. yazan rakam ne olursa olsun,haram-helal kazanç öğretildi bize..
yani ben onu zaten kullanmazdım.. sahibine geri verebildiğim için de mutluyum.. bana borçlu değilsiniz..teşekkür ederim ama ben hediye de kabul edemem..

bekir beyle de ,bir arazi alış-verişimiz oldu.. fırsatçılığım ve pazarlık yapmamı gördüğü için.. 
almayacağımı biliyor..  saide ve size karşı ,art niyet taşımadığına emin olun..

mr.rekin-- peki,açıkladığınız için sağolun..
ir-- rica ederim..
said gülderen hanımı gördün..ona uygun ne gösterebilirsin bana..

tu-- şu takıma da bakalım..
said çıkarırken..
ir-- (oturanlara dönüp) acıktıysanız,bakmayalım..

yok dediler..
harun-- çek ne kadarlıktı ,mr.rekin..
ir-- fazla merak iyi değildir harun..
mr.sam-- bende merak ettim..

tunanın gösterdiği takım,tam gülderen hanıma  hitap ediyor.. zarif ve yaşına göre.. pırlantalarla süslenmiş..
ben incelerken.. 

maruf-- xxx.xxx sterlin.. üstelik hamilineydi..
harun-- offffffff..
mr.sam-- ve size geri mi verdi..
mr.rekin-- evet..
mr.simith-- bence ne yapsanız az..
mr.rekin-- bence de.. ama irem hanım kabul etmiyor..

ir-- açıkladım ya,mr.rekin..
elizabeth-- kızımın gözü toktur..
philip-- bembeyaz, hiç leke yok kalbinde..

ir-- teşekkür ederim.. çok naziksin philip..
bekir-- taktir ettim doğrusu..
ir-- vicdan meselesi bekir bey.. dedemin kemikleri sızlamıştır ama..

kahkahayla güldüler..
mr.maruf-- ne kadar tezat değil mi.. mr.kevin.. sana pamuğu beş misli fiyata sattı.. ama çeki kullanmıyor..
mahmut-- çocuk sevindirmek için de,yarış atı alıyor..

tu-- mahmut bey,lütfen aramızda kalsın.. abimler-şüphelenseler de- atı benim aldığımı biliyorlar..
zamanım yoktu.. karne hediyesini almayı irem üstlendi.. hediyeyi görünce ,hepimiz şok olduk.. ufuğun sevincini anlatacak kelime bulamıyorum da..hepsi kızgın,hala kulağımı çınlatıyorlar...

mahmut--(gülerek)  anladım..

kevin-- mr.maruf.. fiyat fazla olsa da.. ürün kaliteliydi ve ben zarar etmedim ki..
ir-- evet.. beş misli fiyata da.. siz kumaşı marufa sattınız değil mi..
kevin-- aynen..

ceyda çevirince..
güngör-- tuna bey,en karlı yatırımı yaptım diye boşa konuşmuyormuş.. 
bekir-- yaşa ortak.. benim pamukları da sen sat..
ir-- % 10 komisyonumu  alırım.. ama yeri belli biliyorsunuz artık..
bekir-- biliyorum da,vermek zor geliyor yine de..
ir-- pekii,o bedeli fiyattan düşersiniz.. ben philip için aracı olurum
güngör-- uyanıkk..
cevdet-- öyle olması gerekiyor.. sizinle başa çıkan kaç kişi var ki..
bekir-- yok tu..
1272.bölüm..

derya-- açsınlar irem hanım..

ir-- başka zaman,daha sakin olduğumuzda gelirim derya..ben konuşabilmek için bakalım dedim.. yarın mr.anarın mısır hasadı yapılacak.. tuna başlarında duracak..
 ben de , misafirleri sarıçamda pikniğe götüreceğim.. hazırlığı babam yapacak ama adamcağıza yardım ederim dedim.hasat bitince oraya gelecekler.. akşam sam hariç hepsi dönüyorlar..
yani yarın da olmayacağım.. çiçeklerde görüşürüz.. sonra da nedim beylerin düğün yemeğine gideceğiz.. 

vahide-- tamam. pikniğe yine otobüsle mi gideceksiniz..
ir-- bilmiyorum henüz.. belki olabilir,bu geceye bağlı.. derya çiçeğin  takabileceği yaşına uygun bir bilezik,yada bileklik  getir bana.. zevkine bırakıyorum..
derya-- peki,getiririm..
ir-- vahide hanım,burhana para verdiniz değil mi..
vahide-- verdim de,var dedi istemedi.. irem hanıma söylersin,ben vermekle yükümlüyüm diyip,eline tutuştrtdum zarfı..

ir-- (tunaya baktım,başıyla hadi dedi) anladım.. tuna çağırıyor,kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın..
 size de iyi eğlenceler..

derya-- bakarız.. sağolun..
ir-- vahide hanım,kararın ne ?
vahide-- (gülerek) yarın gece görüşürüz inşallah..
ir-- zamanım yok diye,ikidir atlatıyorsun.. unutmam bak..
vahide-- atlatmıyorum,beklediğim var irem hanım.. karar ona bağlı..

ir--(kulağına birşeyler fısıldadım ) insafsız olma..
vahide-- kusura bakmasın,kabul etmezse.. kendisi bilir.. tövbe tövbe konuşturmasanıza beni..

ir--derya-- hah hah hah..

*******
mr.rekin ve turgutta alt kata indiler bizimle..  aman efendim herkes toplanmış meğerse.. misafirlerimizin haricinde.. bekir ,cevdet..güngör.. mustafa beyler ..ceyda harun.. güzide hanım,mahmut bey..
yusuf,çiğdem.. zübeyde,elizabeth ..philip.. içkilerini içerlerken.. mücevherlere de bakıyorlar.. kaptırmışlar kendilerini..  said ve görevliler ilgileniyorlar.. slow  yabancı bir şarkı  çalıyor..

maruf,mr rekinle tunayı aldı yanına..
derya, vahide hanıma.. songüle içecek ikram ediyor..

hepsine  merhaba dedikten sonra..  zübeydeyle sarıldık..
ir-- canımm,görüşemeden gitsem üzülecektim.. çok güzel görünüyorsun zübeydeciğim..

zübeyde-- sağol.. asıl sen harikasın.. (koluma girerek,biraz uzağa götürdü beni)
marufa ne dedin.. geldiğini ama yukarı çıkmamamı söyledi de.. kavga mı ettiniz,anlaşamadığınız nedir..

ir-- kavga etsem,burada dururmuyum hiç.. olmadık biçimde,nikahlandığını öğrendim de..
zübeyde-- hıı,o mu.. boşver takma kafana.. bekliyor ve biliyorduk nasılsa..

ir-- haklısın.. benim tepkimden çekindiği için,
 tunayı ve seni üzmemek için  eşini çağırmamış.. bu da birşeydir değil mi..

zübeyde-- evet,çok anlayışlıdır..
garip olmayan ve bizim kabul ettiğimiz bir hayat tarzı bu.. o bakımdan haklı..
boşanmak gibi bir seçeneğimiz yok.. hiç olmadı,olamaz da.. hal böyleyken marufa ;ayrı yaşayalım ,birbirimizi bir süre olsun görmeyelim ,dememe mana verememesi doğal..
benim şikayet edecek neyim olabilir ki.. yaptığımı tamamen şımarıklık..hamileliğin verdiği sıkıntı olarak değerlendirdi..  
ama çok bunalmıştım...İstanbula gittiğimi duyunca feci bozulmuş,inanamamış.. kızmış,küsmüş bana.. sanırım sende birşeyler söylemişsin..  iki ay hiç konuşmadık.. ihtiyaçlarımızı karşılıyordu ve nasıl olduğumu anneme soruyordu.. o kadar..
 ben de çocuklarımla konuşuyordum sadece.. " anne,özledik seni.. ne olur gel "demeleri bitirdi beni..
onların suçu ne.. hayattayken,nasıl mahrum bırakabilirim dedim.. kızım doğunca.. marufu aradım.. geldi.. işte böyle hayatım.. (kısık sesle) artık çocuğumun olmayacağını bilmiyor henüz.. yeter diyip,minik bir operasyon geçirdim ...

ir-- (gülerek) böyle bir habere sevinmem çok ironik.. ama çok iyi yapmışsın zübeydee.. maruf suçu kendinde ararsa,daha çok sevineceğim inan ki.. ayy süperr..

zübeyde--ir-- hah hah hah..

mr.anar-- irem hanım,rahatsız ediyorum ama..birşey sorabilir miyim..
ir-- (gülerek ) yasemin nerede mi diyeceksiniz..
mr.anar-- evett,nereden bildiniz..
ir-- içime doğdu.. (kapıdan içeri giren yasemini kaşımla işaret ederek) kim geldi,bakın isterseniz..

mr.anarın ,gülümsemesi.. bize yaklaşan tuna ve marufu görmesiyle,silindi bir anda..

zübeyde-- (kısık sesle) vaz mı geçtiniz..
mr.anar-- hayır..
ir-- (fısıldadım) o halde,sizi tutan nedir.. gidin ve fikrini öğrenin
(normal tonda ) bu civarda,mağaza bulursam sizi ararım mr.anar.. 
mr.anar-- (gülümsedi) memnun olurum,irem hanım.. sağolun..
ir-- rica ederim..

mr.anar yanımızdan uzaklaşınca..
tu-- ne istiyormuş..
ir-- burayı çok beğenmişte.. kendisi de,düşünüyormuş.. onu söyledi..

tu-- (gülümseyerek başını salladı sağa sola) inanılmazsın..
ir-- senin için.. sakin ve sessiz duruyorum ya.. bende kendime inanamıyorum..
tu-- anladım.. gülderen hanıma ne yapacağız..

ir-- ya yarın bakarım ,ya da evden  birşeyler götürürüm..
tu-- evden olmaz.. gözüme birşey çarptı.. gel bakalım..
ir-- fiyat fazlaysa almam,ona göre..

tu-- bilirim,o yüzden ben alacağım.. burada, bu şartlarda pazarlık yapılmaz.. hatta sorulmaz bile.. (ingilizceye geçti) beğendiğim bir takımı göstereceğim.. ireme izninizle..

maruf-- tabi tabi..
zübeyde--ireme  yakışır eminim..
ir-- sağol canım..

masaya yaklaştık.. diğerleri oturmuşlar,koltuklara.. mr anar da yaseminle konuşuyor..
kalabalık dağılmış.. biz bizeyiz.. " ee,ne yaptınız.. aldınız mı birşeyler".. dedim..
kevin ve sam almışlar.. güzide hanımla ,ceyda sipariş vermiş..

1271.bölüm..

vahide-- (gülerek başını salladı) turgut bey,size uyanık patronlarımız olduğunu söylemiştim değil mi..

turgut-- evet de.. bir kelimeden tahmin edeceğini, düşünemedim pardon..
songül-- ohoo,gözünden bile anlar.. ne maceralarımız var bir bilsen..
tu-- söyle bakalım,bizde duyalım songül..
songül-- yağmurdan kaçarken,doluya tutulmak buna deniyor sanırım.. 

kahkahayı duymanızı isterdim..

tu-- (anahtarı burhana uzattı) burhan,okulun oraya park ettim arabayı..
burhan-- tamam,sağolun.. size iyi eğlenceler..
tu-- sağol,size de kolay gelsin..
ir-- annene selam söyle çiçek.. yapacağımız bir şey var mı..

çiçek--(kalkıp tokalaştılar) as..yok,daha ne yapacaksınız ki.. teşekkür ederiz herşey için.. hoşçakalın..

rica ederiz dedik..
yasemin-- (o da kalktı) burhan,beraber gidelim de.. ben otobüsü getireyim.. anahtar içeride,kurtlarla yeni tanıştık..
burhan-- iyi gel hadi..

said onlarla beraber aşağıya indi.. misafirleriyle de ilgilenecek..
turgutla tuna da,yiyecek alıyorlar..

ir-- çabuk anlatın.. anar mı geldi..
vahide-- tek değildi ,bütün misafirleriniz geldiler.. kahve içip, sohbet ettik..güya ,sizin yorulmanızı istemediklerinden taksiyle gelmişler.. elizabethle,philip te gelince tam oldu..
 hep birlikte buraya geldik.. onlar aşağıdalar.. tuna bey olunca cesaret edemediler..
yürürken,yaseminle konuşmaya çalışıyordu mr.anar.. ama kız uyanık,yılışık değil..
ikisini de çok beğendik.. turgut keyif dedi ama yaseminin yanından da ayrılmadı..
çok iyi anlaşıyorlar.. derya teklif edince,çok şaşırdık..

ir-- ayarlasam,böyle denk gelmez.. tuna da birşey diyemedi..
mr.anar bütün gün, yasemini sayıkladı..gitmeyecekmiyiz dedi durdu da..zaman yoktu...  neyse,hayırlısı olsun..
sıra seninle songülde artık..

songül-- önce,ablalar.. ben beklerim..
derya-- bende saygısızlık yapmam..
vahide-- yandınız desene..

ir-- zavallı said..
songül-- beni affedin de.. daha zavallısı var..
vahide--songül--irem--derya-- hah hah hah..

ir-- şişşt,tuna geliyor..
songül-- (mırıldanarak) mr.rekin de geliyor,gülmeden kalkayım en iyisi..
derya-- songüll,birşey yemeden göndermem..
songül-- iyi alırım..
o kalktı..

mr.rekin  tunayla,turgutla  tokalaştı.. sonra yanımıza geldiler..saygıyla eğildi..çok şık ve gençleşmiş sanki..

mr.rekin-- merhaba irem hanım.. vahide hanım,derya hanım....
ir-- vahide--derya-- merhaba..

mr.rekin-- baktınız mı,takılara..
ir-- henüz bakamadık,mr.rekin..
mr.rekin-- şu xx koleksiyonunu tavsiye ederim.. paris,zürih.. londra,dubaiden sonra.. artık burada da satılacak..
ir-- çok güzel.. siz satmayacak mısınız..
mr.rekin-- bu koleksiyonu satmayacağım..

ir--  vahide hanım,derya gelin bakalım.. nasılmış koleksiyon... beyler,izninizle..

******
üçümüz yürüdük.. onlar mecburen kalılar..
camdan gördüğümüz kadarıyla harika ürünler var..

derya-- açsınlar irem hanım..
1270.bölüm..


birkaç dakika sonra.. çiçek,burhan ve said de geldiler yanımıza.. onlar da oturdu..
hayırlı olsun dedik.. said de,çok klas giyinmiş.. ve deryayla bakışmaları süperdi..

ir-- çiçekle burhan,senle said.. birbirinize çok yakışıyorsunuz.. allah ayırmasın ve tamamına erdirsin..
amin dediler..

said-- siz de çok yakışıyorsunuz ve ben deryaya verdiğim sözleri tuttum,şimdi sıra onda..
tu-- (gülüyor kıs kıs.. ) sağol da,acelen ne canım..
derya-- patron ne derse, o .. sözünden dışarı çıkamam..
burhan-- yapma derya.. bizim patronumuz irem hanım..
tu-- bak senn..
güldüler..

ir-- seçtiniz mi,yüzükleri..
çiçek-- evet..said beyde ki,yüzükler müthiş ama biz kullanamayız onları.. alyans aldık irem hanım.. sağolun..
ir-- rica ederim.. hayırlı olsun,çiçekciğim..  güzide hanımla konuştun mu.. beni aramış ama yoktum..
çiçek-- (gülümseyerek) öyleymiş,söyledi.. onunla da,batu beyle de konuştuk.. sorun olmadığına ikna ettiler beni.. devam ediyorum..
ir-- işte buna çok sevindim..

burhan-- bizde sevindik.. çiçek daha görüşmeye gitmeden..batu bey,beni arayıp.. "duymanızı hiç istemezdim..o sayfa ,tamamen kapandı..  geçerliliği kalmamış,bir konu için.. çiçek hanım ayrılırsa çok üzülürüm..lütfen kararına etki edin.. bu iş onun referansı olacak.. 
benden yana da hiçbir endişeniz olmasın..  "dedi..ben de,teşekkür ettim..

tu-- bu daha güzel olmuş..

burhan-- evet bence de.. biz müsadenizi isteyelim.. yarın için,gerekenleri alacağız da..
said-- tamam burhan.. geldiğiniz için sağolun.. yarın,görüşürüz..
tu-- burhan,otobüsü kullanacak iyi bir şöför biliyor musun..
burhan-- ben kullanırım..

tu-- misafirleri de alıp,Mersine gideceğiz.. dönerken de rahat ederiz, demiştik..
senin işin var,ben arabayı verecektim sana..

burhan-- (gülerek) öyleyse,yasemini öneririm.. bugün eşyalar taşınırken.. otobüsü çıkarıp,tekrar park etti..çok rahat ve kendine güvenen bir hali vardı.. nerede öğrendin böyle park etmeyi dedim..
 babamdan öğrendim,ehliyetim de var.. ben tır bile kullandım dedi..

derya-- arayalım,gelsin öyleyse..
tu-- (yüzünü buruşturarak) kızın başka planı olabilir.. annesi bekliyordur..daha ilk günden bize şöförlük yap demek, içime sinmiyor.. 
ir-- (merdivenden çıkanları görünce) iyi insan lafının üstüne gelirmiş derler..

vahide hanım,songül..turgut..ve yasemin gördüler bizi ve yanımıza geldiler..
kalkıp tokalaştık.. hoşgeldiniz dedik.. hanımlar oturdu,
beyler ayaktalar..
derya hemen özetledi durumu yasemine.. tunanın dediklerini de ekledi..
derya--  burhanlar gideceği için ,gelir gelmez ..lafa karıştım yasemin hanım..
beni yanlış anlamayıp  , sorun olursa söylemen yeter.. .. kimse bozulmaz..

yasemin-- (gülümseyerek) tamam,götürürüm.. derya hanım..
turgut,anneme haber ver de.. merak etmesin..

turgut-- olur,ben ikna ederim  bize gideriz .. sen keyfine bak..

ir-- vahide hanım, misafiriniz mi vardı..

17 Haziran 2012 Pazar

1269.bölüm..

oo,serinn ve çok genişmiş mağaza..ışıl ışıl parlıyor..  dizayn,klasik kuyumcu görünüşünden farklı..
dışarıdan göreceğin bir vitrin yok..  mücevherler içeride .. duvardaki ve ortadaki camlı bölmelere
konulmuş..  göz alıyor doğrusu..
onbeş-yirmi kişi var..  yabacı dil ağırlıklı ,konuşuluyor.. iş yaptığı kişiler sanırım..

içecek masasının arkasında duran..  görevli bir bayandan limonlu soda istedim..
 hazırlayıp,verdi bardağımı..
ir-- teşekkür ederim.. said bey ve derya hanımı göremiyorum..
-- az önce,yukarı kata çıkarlarken gördüm.. açık büfe de yukarıda.. 
ir-- sağol..
-- rica ederim,efendim..

her birisi özel yapılmış parçaların.. tasarımları güzel.. markalı koleksiyona bakarken..
 maruf-- iremm,merhaba.. tuna nerede.. .
ir-- merhaba maruf... gelecek,zübeyde nerede..

maruf-- (gülerek) biraz önce eve gitti,kızımız çağırmış.. beğendiğin varsa,çıkarsınlar..
ir--  tanıdık birisini göremeyince,öylesine vitrinlere bakıyordum.. çiçekle burhan gelmedi mi..

maruf-- geldiler.. yukarı da,çok daha özel parçalar var..
yüzükler ve açık büfe de orada olunca.. saidle beraber çıktılar.. tuna mahvolduk demişti ama çok iyi görünüyorsun..

ir-- sağol,direniyorum diyelim.. (etrafına birisini arar gibi bakınınca)  senin neyin var,sıkıntılı  ve burada mecburi duruyor gibisin.. hani böyle,birisine kavuşmak yada görmek istenir ya.. aynı öyle..

maruf-- hah hah hah.. özlediklerim var tabi.. ama gel diyemedim.. mr.rekin iş için ,birisini getirecekti.. ona baktım..

ir-- hımm.. özel olacak,cevap vermeyebilirsin maruf.. gel diyemedim dedin.. düşündüğün zübeyde miydi..
maruf-- evet.. zübeyde ve başkalarını düşündüm..

tu-- (elini belime koyunca,irkildim ) mesela kimi.. maruf..
maruf--(gülerek) hoşgeldin dostum.. kimi olacak.. seni..
tokalaştılar..
ir-- (kaşlarımı çatarak) tunayı düşünerek vazgeçtiğin,gel diyemediğin kimdi  maruf..
kocamın adı geçti ve mantıklı bir açıklama yapman şart oldu.. duymak için sabırsızlanıyorum..
maruf-- tuna yardım et..
tu-- ne yardımı,konu ne bilmiyorum ki.. irem sen söyle..
ir-- olurr; sıkıntılı ve mecburi duruyor gibisin dedim.. o da; özledikleri olduğunu ama gel diyemediğini söyledi.. düşündüğü de.. zübeyde ve başkalarıymış..
o başkası,senmişsin..  ne demek istediğini, soruyorum bende..
 
tu--anladım..  maruf,sen menzilden uzaklaş... ben açıklarım,ireme..
maruf-- sağol.. uff..

maruf uzaklaşınca,tuna da içecek aldı..
tu-- gel,bakarken anlatayım..
ir-- sen ne biliyorsun ki.. anlatacaksın..

tu-- maruf evlenmiş.. zübeydeyi ve senin tepkinin bana yansıyacağını  düşünerek de.. karısına gel diyemediğini söylemişti, dün..almanca konuşup,fevzi beye çevirme demiştim ya.. uyarmıştım da,ağzından kaçırmış.. durum bu hayatım.. 

ir--  (...........) iyi ki,getirmemiş.. düşünceli (........) ikisini de,kovardım valla..  hem bilerek söylediğini düşünüyorum.. beni karşılaştırma ,kendimi tutamayabilirim.. yukarıya çıkalım da..  hayırlı olsun diyip, biran önce gidelim..
tu-- sakin ol.. sakın söz verdiğini unutma.. çok çekiniyor senden..
 ir-- ...............

*****
yukarı salon  fevkalade döşenmiş..ortada büyük camlı masanın içine mücevherler yerleştirilmiş..
özel müşterileriler için ideal.. arka tarafta odalar var herhalde.. insanlar,girip çıkıyorlar..

yiyeceklerin olduğu masadan ,tuna aldı birkaç çeşit.. sakinleşeyim diye durmadan bana yediriyor..
yeter ,sağol diyip.. masaya yaklaştım.. işlemeler ve taşlar süper görünüyor..
derya-- irem hanım,tuna bey.. hoşgeldiniz..
başımı çevirdim,tunayla tokalaşıyordu.. yeşil,kolsuz harika bir elbise giymiş.. saçı,makyajı ayakkabısı dört dörtlük.. inci seti de göz alıyor.. gülerek.. tokalaştım.. 

ir-- hoşbulduk derya..maşallah, harika görünüyorsun.. sabah için de,teşekkür ediyorum..

derya-- rica ederim... bertaraf edilmişler ya,önemli olan o..
ben kendimi hala tuhaf hissediyorum.. zübeyde almış,iş yerine getirdi.yasemin tercüme etti.. giymem diyemedim.. ben de,onu kuaföre götürdüm.. elticiğimle konuşmadan anlaştık.. abdullahın size selamı var..

ir-- as.. zübeyde çok iyidir.. anlaşmanıza sevindim.. said nerede.. işyeri çok güzel olmuş.. kazancı bereketli olsun..
derya-- sağolun.. buyrun,götüreyim.. çiçekle burhana yüzük gösteriyor..
tu-- gitmeyelim öyleyse,derya.. onlar beğensinler.. faturayı,ireme getirirsin..
derya-- tamam.. vahide hanım da gelecekti.. gördünüz mü..
ir-- yok,iş yerine uğramadık.. buraya da yeni gelebildik daha.. günümüz çok yoğundu.. tek mi gelecekti..
derya-- (gülümseyerek) dün geceden sonra,tek gelmez herhalde.. mr.rekin ,hepimizin kalbini fethetti de..
vahide hanım,ser veriyor sır vermiyor..

tu-- hah hah hah.. bırak süründürsün,biraz daha..
derya-- (gülerek) sürünüyor zaten.. koca adam dizlerinin üstünde-hiç bize aldırmadan- yalvardı evlenelim diye..  said dediklerini çevirirken zorlandı.. o derece yani.. dil problemini çözmek için ders alıyormuş..

ir-- o yalvarırken,vahide hanım ne yaptı peki..
derya-- saide,"yerden kalksın ve boşuna yalvarmasın.. müslüman olması şart "dedi..
ir-- aaa..
tu-- hah hah hah..
1268.bölüm..


evimize geldiğimiz de.. saat beşe geliyordu..  Mersine giderken haber veririz dedik,onlar asansörle çıktı..
 öyle yorulmuşuz ve yanmışız ki.. içeri girer girmez.. spor ayakkabılarımı çıkarıp.. 

ir-- duş benimmm..
tu-- (askıyı vestiyere astı ,çantayı da koydu.. ) yanii?
ir-- (gülerek yatak odasına girdim,klimayı açtıktan sonra ..tişörtü çıkarıyorum ) gel hadi,gel.. zaman yok..
tu-- hah hah hah.. lütfettiniz..

telefon çalınca..
tu-- baktımm.. alo.. ................. merhaba  .................................... hah hah hah.............. evet şimdi
içeri girdik.............. .............. sabahtan bu yana,dışarıdayız.. sıcaktan ve bazı durumlardan..mahvolduk..  altı gibi geliriz,maruf................ ............................................................................................................sağol ama  misafirlerimizi ağırlayacak başka zamanımız yok.. yata gideceğiz,bizde sizi davet edecektik..
............................. yarın da kal,kebap yedirelim size.. ............................. tamam sen,düşün.. gelince konuşuruz..

banyoya gelip.. hala saçlarımdaki tel tokaları çıkardığımı görünce..
tu-- ohoo,daha girmemişsin ki..
ir-- tunaa,damarıma basma.. ne diyormuş maruf..
tu-- (girdi duşa) gelirsenn,anlatırım..

********

on beş dakika sonra.. ikimizde bornozlarla ,yatakta yatıyoruz ama  ben uyumamak için direniyorum..
tu-- (bana doğru dönüp,gözlerimin içine bakarak) giyin de,abdullaha bırakayım seni.. saçınla uğraşma..
ir-- cık.. başımı ağrıtsa da.. o da topuz yapacak,nasılsa..  ben yaparım..

(komodine doğru dönüp..ahizeyi aldı eline.. )
ir-- kimi arıyorsun..
tu-- abdullahı..
ir-- (üstünden uzanıp,elini tuttum ..tuşa basamadı yani.. ) kuaför çağırmaya ne gerek var tuna..
tu-- (ahizeyi bırakıp,belime sarıldı ) tamam yakışıyor da,topuz başımı ağrıtıyor dedin.. vicdanım rahatsız ama ben de saçını açık  görmek istiyorum.. bir yol bulsun diye çağıracaktım..

ir-- (gülümsedim) yol yok malesef.. bana özel,gezici  bir klima bulursan o olur..
ben de seviyorum uzun saçı ama çokk daralırsam.. biraz kestirip,vicdanını rahatlatırım..
madem şimdi görmek istiyorsun senin için- yansam da - açık bırakacağım.. mee demene karşılık,minik bir özveri olarak düşün..
tu--(gülerek,saçımdaki havluyu aldı.. ıslak saçlarım,yüzüne boynuna değiyor) şu halimiz sana neyi hatırlatıyor..
ir-- söylemeyim,gecikiriz ..
tu-- ama haksızlık buu..
ir--bence dee..  hah hah hah.. 

***********

tuna beyaz takım.. 
ben beyaz dar etek, ipekli kolsuz degaje yaka.. yeşil şık bluzümü tercih ettim..
saçlarımı da jöleleyip..  kurutma makinasının aparatıyla şekil verdikten sonra..  açık bıraktım..
hafif birde makyaj ,biraz parfüm .. zümrüt küpelerim ve kolyemi taktım..

ir-- tunaa,hazırım.. neredesin..
tu-- bulamazsın kii..
şalımı ve çantamı alıp çıktım odadan..
koridorda ayakkabısını giyiyormuş.. sarıldım arkasından..

ir-- buldumm..
tu-- yakalananın her dediğini yapacaksın,şimdi..
ir-- "her" değil de.. çoğu dediğini yapabilirim sanırım..
tu-- (dönüp baktı bana) çok güzelsiniz,irem hanım.. çok yakışmış..
ir--teşekkür ederim,tuna bey.. sizde çok yakışıklısınız.. kalbim pır pır ediyor..
tu-- ama haksızlık buu..
ir--tu-- hah hah hah..

******

tuna kullanıyor,diğer bulvara dönerken..
ir--tuna diyorum ki.. ehliyeti olan birisini bulup,otobüsle gitsek.. herkesi de alırız.. dönüşümüz de kolay olur.. ne dersin..
tu-- iyi olur da,kimi bulacağız.. neyse bakarız,duruma..
ir-- evet, durumu kurtarmakta üstümüze yok.. olmayan akrabanı, öldürecektim neredeyse.. kıyamadım..

tu-- (gülerek) ben de;isim sorsaydı,annemin adını söyleyecektim.. dua boşa gitmesin diye..
birde çaktırmadan,çiğdeme yusuf beyi arattırdın.. sen çok fenasın,çokk..

ir-- aa,hiç de bile..  arayıp aramadığını bilmiyoruz.. hem aradıysa,ben niye fena oluyorum ki.. fıstık ye dedim sadece.. herkes şahit.. ingilizce söylemişim,deli gibi..
tu-- hah hah hah..

ir-- (mağazanın önünde durdu) nereye park edeceksin,yer yok..
tu-- sen in,bulurum nasılsa..
ir-- (şalı bıraktım) çabuk gel,sağa sola bakma.. anladın mı..
tu-- hah hah hah..

indim ben,tuna hareket etti..
kaldırım çok kalabalık.. genç adamlar ellerinde bardaklar,konuşuyorlar..  çiçekler sıralanmış iki yana da..
aralarından geçip.. bismillah diyerek içeriye girdim..

..
1267.bölüm..

tu-- mustafa bey,akşam Mersine götüreceğiz misafirlerimizi.. yarın öğlen de sarıçamda kebap yapacağız.. iki yere de davet ediyorum,sizleri..
ir-- güngör ve bekir beye de haber verirseniz,seviniriz.. ben görürüz demiştim ama yok galiba..
cevdet-- bekir ağa ,kaan.. konsolos bey  ve batu bey..  öğlen tatilinde buradalardı.. sizin otelde olduğunuzu öğrenince rahatsız etmeyelim dediler.. güngör de,bir iş için onlarla gitti.. otobüs fabrikasındalar şimdi..

mustafa-- çok sağolun,ben haber veririm de kalabalıksınız zaten..  biz gelmeyelim..
tu-- biz bizeyiz,mustafa bey.. sizi de aileden görüyoruz,o yüzden hiç sorun değil.. buyrun gelin..

mustafa-- peki.. ama Mersinde ben ağırlamak isterim..
tu-- (gülerek) yerimiz hazır,siparişimiz bile verildi.. biz ağırlayacağız bu gece.. başka zaman davetinizi kabul ederiz..

ceyda-- restoranın adını ve yerini söyle irem..
ir-- restoran değil.. Mersin limanında demirli eros adlı yata davetlisiniz, ceyda..
kıyıda  aynı adlı,sürat teknesi var.. bizim adımızı söylerseniz götürürler..

kevin-- mr.maruf ,mr.rekin gelecek mi..
tu-- konuşmadık da.. saidin açılışına gideceğiz,davet ederiz mr.kevin.
liz--(gülerek)  ben dubaideki o yolculuğu,tanışmamızı  hiç unutamıyorum..
ir-- bende.. birbirimize ilk etapta sinir olmuştuk değil mi..
liz-- evett..

kevin-- size yapılan,evlilik teklifini de ben unutamıyorum..
mr.anar-- tuna bey yaptıysa,duymak isterim doğrusu... örnek olur bana..
mr.sam-- ben de çok merak ettim..
çiğdem-- ben dee..

ir-- (gülerek) yanlış konular hatırlatıyorsunuz, mr.kevin..
tu-- bence de..

philip-- demek tuna değilmişş..
ceyda-- aa,nasıl yani.. zemin daimi müsait,hava da nemliydi hani..

kahkahayla güldük..

tu-- haklısın ceyda.. o konu baki..
biz evliyken.. mr.marufun oğlu,ireme mektupla evlenme teklif etmişti de.. ondan bahsediyor,mr.kevin..

mr.smith-- doğalmış gibi,ne kadar sakin söylüyorsunuz tuna bey.. hala görüşüp,davet etmekten bahsediyorsunuz.. çok şaşırdım doğrusu..

ir-- (gülerek) hiç sakin olmadığına emin olabilirsiniz, mr.smith.. durum da sandığınız gibi değil..
 mr.marufun dört eşi ve  çok çocuğu var.. saray kreş gibi..benim de,çocuklara karşı zaafiyetim olduğundan...
 her gittiğimizde  sevdim ,oynadım ve ilgilendim onlarla.. aramızda bir bağ oluştu..
hatta benimle konuşmak için dilimizi öğrendiler,şarkılar hazırlamışlar..buraya davet ettim ve ağırladım onları 23 nisanda.. ilk okuldaki yaşıtlarıyla mektuplaşıyorlar,arkadaş oldular..
tunanın söylemediği detay,bana evlenelim diyen bücür dokuz yaşındaydı...
 onlara göre bu davranış normalmiş.. çocuğun suçu yokmuş yani..
ben de,bize göre normal ve mümkün olmadığını.. onu sadece çocuk olarak.. çok sevdiğimi yazıp gönderdim..  gülümseten,bir anı olarak kaldı..

çiğdem-- bence,tuna çocuğun büyüyeceğini düşünüyordur..

ir--  düşünecek ne var ki, çiğdem.. ben ondan,o da benden başkasını görmüyor.. biz birbirimizi biliyoruz...
çok daha etkili dış etkenleri savuşturmuşken..masum bir çocuğun hayranlığından mı endişeleneceğiz.. büyüse ne olur..

tuna gülerek bana baktı..
tu-- haklısın hayatım..

elizabeth-- sevginiz daim olsun..
amin dedik..

tu-- biz müsadenizi isteyelim mustafa bey..
mustafa-- müsade sizin,çok memnun olduk.. yine bekleriz..

ir-- geleceğiz mustafa bey.. karpuz da getireceğiz inşallah..

gülerek kalktık,tokalaşıldı.. zekeriya özel olarak teşekkür etti,kıyamam.. otel yakın sen gelme ,gideriz dedik..
zekeriya,cevdet ve mustafa bey,yolcu etmek için..aşağıya kadar geldiler..

arabalara binip,ayrıldık oradan..  misafirlerimizi otele bırakırken..indik bizde..

tu-- akşam 7:30 gibi sizi alırız.. saidin açılışına gelmek isteyen varsa, bekleyelim..

mr.smith-- dinlenelim tuna bey..
kevin-- evet,sonra görürüz nasılsa..
mr.sam-- hepimiz yorulduk.. bekletmeyelim sizi..
mr.anar-- teşekkür ederiz,sizi de yorduk..

tu-- önemli değil,mr.anar.. görüşürüz öyleyse.. mrs.elizabeth,philipbuyrun,eve gidiyoruz.. sizi de götürelim..
philip-- olur tuna,seviniriz..
tunanın arabasına oturdular..
ir-- çiğdem sen?
çiğdem-- açılışa değil de.. yusufla yata geliriz.. sanırım..
ir-- (çantamdan kartımı verdim) sanırım dedin,gelip gelmeyeceğini bana mutlaka haber ver..
çiğdem-- tamam..
1266.bölüm..

mustafa-- giderken ; satış ve pazarlığı siz yaparsınız.. acemiyim,fırsatı kaçırırsam ..yada sizin zararınıza neden olursam üzülürüm  demiş,cevdete..
aniden kendisine güven geldi demek ki.. acaba niye..

ir-- (gülerek) bilmemm..
mustafa-- ben tahmin ediyorum.. buyrun lütfen..

bizde oturduk koltuklara..  çaylar,pasta börekler ikram edildi..
sohbet ederek yiyoruz.. zekeriya ile ceyda da çeviriyorlar her konuşulanı...herkes anlıyor yani..

ir-- ceyda hayırlı olsun..
ceyda-- sağol..
elizabeth-- sen ,çalışmaya mı karar verdin..ceyda..
ceyda-- evet,iremle amcam..aklımı çeldiler mrs.elizabeth..
elizabeth-- iyi yapmışlar..

mr.sam-- ziyaretime gelmeyecek misin yani..
ceyda-- bundan sonra sen,gelirsin sam.. anlaştınız mı,iremle..
mr.sam-- daha konuşmadık..

philip-- onlar acele etmiyor da.. sevkiyata hazırlanıyorum.. bir an önce konuşsalar,benim için iyi olacak...
çiğdem-- konuyu tam bilmiyorum da.. düzen, iremle kurulmuş anladığım kadarıyla..
mr.sam in katkısına ihtiyaç mı var..

philip-- hayır yok.. teklif eden de,irem değil..  madem ticaret yapıyoruz,maliyet azaltmak iki tarafında lehine.. dediğimiz için,bizi kırmayıp görüşmeyi kabul etti..  

kevin-- maliyet demişken,mağazaların ödemesini konuşsak diyorum ..

mr.smith--evet,bence de... planlarda bazı değişiklikler de istiyoruz mustafa bey.. zekeriya bey,yetkiliyim dedi.. ve fiyatta hiç indirim yapmadı..  sonradan öğrendik ki,satış taktiği irem hanımdanmış..

zekeriya çevirdi..
mustafa-- (gülerek)evet,zekeriya bey yetkili..inşaatımıza kefiliz,istediğimiz  fiyat da makuldu,bence..
sağolsun,irem hanım da desteklemiş.. hayırlı olsun..
istediğiniz değişiklikler için, mühendislerimizle yarın sabah ayrıntılı görüşürsünüz.. elimizden geleni yaparız.. mr.smith..aldırırım sizi..
 madem referansınız irem hanım.. ödeme konusunda,ortak bir noktada buluşur anlaşırız diye düşünüyorum..

ir--sağolun..
mustafa-- sizde..

zekeriya çevirdi yine..

kevin-- teşekkür ederim.. bir miktarını vereyim o halde.. (kalktı,cebinden para çıkaracak.. bakıyoruz bizde.. on dolar çıkınca, gülerek) lizz,hayatım para verir misin..

hepimiz gülerken.. liz para destesi çıkardı çantasından.. mustafa beye uzattı..
liz-- bin dolar,mustafa bey..
mustafa--( alıp)sağolun.. ( kartının arkasına yazdı alınan parayı,kaşeledi..imzaladı.. verdi lize)
mr.smith-- liz,ben de rica etsem.. hiç para almamışız yanımıza.. otele gidince,veririm..

mustafa-- lütfen sıkıntıya girmeyin,teminatınız sağlam..
mr.smith-- peki,sağolun..

ir-- mustafa bey.. binayı da,mağazaları da  hepimiz çok beğendik.. inşaat halinde olmasına rağmen,temiz ve tertipliydi.. harç kalıntısı bile görmedim.. ilgilenen kimse tebrik etmek lazım..  o civarda,satılık mağazalar yaparsanız..haberdar olmak isterim..
çevre düzenlemesini de ,sanki sadun bey yapmış gibi geldi bana.. yanılıyor muyum..

mustafa-- sağolun.. bundan sonra ki,ince  işler  güngörün uzmanlık alanı.. dağınıklığa tahammülü yok,çok titizdir.. inşallah haber veririz,çok da mutlu oluruz..
evet sadun bey yaptı,yaptırdı.. gerçekten , tavsiye ettiğiniz kadar mahirmiş.. becerisinden faydalanacağız,bundan sonra..

ir-- sevindim.. 
1265.bölüm..


aşağıya inip,baretleri bıraktık.. mağazaları  dolaşırken gördüm ki.. gerçekten her detay düşünülmüş,malzeme ve işçilik süper..

gidelim denildi.. arabalara doğru yürüyoruz..şakir beye teşekkür ettik..
çiğdem elinde fıstık paketiyle,indi benim arabadan.. bize de almamız için uzatıyor..

çiğdem-- mr.anar.. tek kelime ile nefis olmuş.. tiryakilik yaratıyor..tebrik ederim..
mr.anar-- teşekkür ederim,çiğdem hanım.. tepkiler memnun ediyor bizi..

aldık yiyoruz sahiden,güzel olmuş.. mr anara övgülerini söylüyorlar..

çiğdem koluma girdi,bir iki adım yürüdük..
çiğdem-- irem,üzüntüm  kalmadı.. haklıymışsın..
ir-- gördün mü bak.. diğer dediğimi de yaptın mı..

çiğdem-- hıı,kızımı aradım.. tunayı öpüyor,beni göndermediğini  söylediğim için sana kızdı..
ir-- kız çocukları beni sevmiyor zaten.. aldırmıyorum artık.. başka sevinen yok mu..

çiğdem-- hah hah hah.. ne alemsin ya.. bu nasıl soru,yukarıda da utandırdın zaten..

ir-- söyletmeseydin sende.. ingilizce olmasa iyiydi ama fark etmedim.
sabahki gerginliğimizi biliyorsun. tuna karışma diyor,sen istiyor gibisin ama çekingen duruyorsun..
 mr.anar gözüme bakıyor,gidelim diye..
çocuk orada satış yapacak,destek lazım..
 alan herhangi birisi değil,öğretmenim var rahat konuşamıyorum.. daraldım iyice.. birde diyorsun ki,tunayı böyle mi tavladın.. ne tavlaması,haberim bile yoktu ki.. az çekmedi benden,bilseydim..garibimi  hiç uğraştırır mıydım.. (döndüm,tunayla göz göze geldik.. gülümseyerek) kuzu gibi maşşallah.. kuzu..

tu--açık vermee..
çiğdem-- hah hah hahh.. tuna mı kuzu.. ya sen kuzu görmedin.. yada senin yanında öyle davranıyor..
tu--(diğerleri arabalara oturunca ,yanımıza geldi.. ) hanımlar hadi..

ir-- benim istediğim gibi söylesene ,tuna..
tu-- (gülerek) mee meee.. meee..

ir--çiğdem-- hahhhh hah hahh..
çiğdem-- ay inanmıyorum.. tuna ne dedin senn..
tu-- diyene değil,dedirtene bakacaksın.. çiğdem..
ir--(elini tuttum)  teşekkür ederim aşkımm,irem köle sana..

tu-- tuna da sana.. rica ederim de,gecikiyoruz ve bize bakıyorlar..
çiğdem-- kara bahtım,kör talihim.. bir "mee" diyecek bulmam lazım acilen..

ir-- tiyo verilir,tiyo verilir..
tu-- hah hah hah..

***********
okulların çevresinden dolaştık da ,inmedik.. oyalanmadan,tanıttık yani.. kevinla anar,çok beğendiler..
orta okul inşaat alanında da,inşaat mühendisi gençler ve onur yokmuş.. ama herşey yarın için hazırmış..bekçi tunaya söylerken duydum..

*********
mustafa beylerin yeri.. çarşıda radyo binasının biraz ilerisindeymiş..
fazlı gurup yazıyor binada.. daha önce hiç dikkatimi çekmemiş..

arabaları park edecek yerleri var neyse ki.. bagajdan yeterince havyar,votka.. fıstık koydum poşete.. tuna aldı..
zekeriyanın yol göstermesiyle,diğerleri girdiler içeriye.. asansörle çıkıyorlar.. biz merdivenleri kullanalım dedik.. meğerse apartman onlarınmış.. birinci kat çiftçiliğe ..ikinci kat emlak işlerine... üçüncü kat da
inşaat işlerine ayrılmış..
dördüncü katta ceyda ve cevdet bey karşıladı bizi..  tokalaştık,hoşgeldiniz dediler..

tu-- hoşbulduk.. ceyda bunu sana vereyim..
ceyda-- (aldı) oo,ağırmış.. nedir bu..
ir-- hediye.. mr.anardan.. havyar,votka ve işlenmiş fıstık..söz vermiştim,elimiz boş gelmeyelim dedim..

cevdet-- teşekkür ederiz,zahmet etmişsiniz.. abim içeride,buyrun lütfen..

son derece aydınlık ,ferah ve geniş bir salona aldı bizi.. klimalar çalışıyor,yanmışız zaten.. bir iyi geldi ki..
koltuklara oturmuşlar bile bizim ekip.. mustafa bey,gülerek karşıladı bizi.. tokalaşıyoruz..

mustafa-- hoşgeldiniz,şerefler verdiniz.. gözümüz yollarda kaldı..
tu-- hoşbulduk mustafa bey..gidecek yer çok olunca,ancak gelebildik..

ir-- (kısık sesle)  inşaattan geliyoruz.. bir blok ,diğer bloktan da dört mağaza.. bizi affettirir herhalde.. mustafa bey.. hemde  süper bir fiyata,sattı zekeriya ... çok iyidi..

12 Haziran 2012 Salı

1264.bölüm..

mr.smith-- irem hanım ,emlak satışı da yapıyormuşsunuz.. philip söyledi..gerçekten uygun mu..

ir-- evet,mr.smith.. bu şartlarda,fazlıların yaptığı bina üstelik.. çok uygun ve insaflı bir rakam söyledi zekeriya.. kaçırmamanızı öneririm.. amacınız için de, ideal..

mr.sam-- senin amacın ne.. mağazalara talibim dedin ya..
ir-- alıp,kiralayabilirim.. araba galerisi yapmak gibi bir düşüncem de var.. belli değil daha..yatırımın kötüsü olmaz..
liz-- galeri,çok iyi fikir.. kiralık arabalar da koyarsan.. harika olur..
tu-- bende beğendim.. çiftliğe yakın,alalım irem..
ir-- mr.smiti bekliyorum tuna..

mr.smith--  beğendim.. bu parayı cebimden ödemeyeceğim ama biraz fazla geldi bana.. xxxx indirim yaparsanız,bu bloğu almak isterimzekeriya bey.. 

zekeriya-- ben de satmak isterdim,mr.smith.. ama malesef  kabul edemeyeceğim..söylediğim fiyat burası için,gayet makul.. biz pazarlık payı koyup,fiyat kırarak satış yapmıyoruz.. dediğim,tek fiyattır..

mr.jack--bir günlük satıcısın ve fiyatta indirim yapmıyorsun.. çok ilginç.. indirimli satsan,sen yine harika bir prim alacaksın zaten..
zekeriya-- evet de,prensip meselesi.. öğretmenim kızar sonra..
mr.jack--  öğretmeninle tanışmak istiyorum..
zekeriya-- mr.smith alıyorum desin,söyleyeceğim mr.jack.. söz veriyorum..

çiğdem--( manzaraya bakarak,bir sigara yaktı) herhalde,öğretmeninburanın sahibidir.. değil mi,zekeriya..
zekeriya-- hayır değil..
kevin-- ben tahmin ediyorum ama zekeriyanın söylemesini bekliyorum..

tu-- mr.anar soruyordunuz ya..okul nerede diye..  bakın,şu yüksek binaların arasında.. ilk okul..

gösterdiği yere baktık hepimiz,dikkati dağıttı kocacığım..mr.smithle,mr.jack için fırsat yarattı konuşuyorlar..

mr.anar-- sizin arazinizin sınırı,nerede..
tu-- buradan başlıyor.. çevre düzenlemesinden sonrası.. bize ait..
mr.sam-- tuna bey.. üç dönüm yer de bana satın.. şu ağaçlık yeri mesela..

tu-- olmaz,mr sam.. toprak satmam.. hem o dediğiniz yer,lise.. yanına da orta okul yapılıyor.. ileri,bir tarihte.. bu alana meslek edindirme,uygulama okulu.. spor ve yüzme salonları yaptırmayı istiyorum.. tabi vakıf adına..

çiğdem-- tunaa,gelmişken şu kira istemeyen akrabanla tanıştırsana beni..

ir-- keşke burada olsaydı da.. tanıştırabilseydik.. eminim çok severdin.. bir yıldır yurt dışında.. tedavi görüyor,malesef..
çiğdem-- allah acil şifalar versin.. çok üzüldüm,tuh hatırlatmasaydım keşke..
tu-- hiç aklımızdan çıkmıyor ki,çiğdem..
çiğdem-- adamın paraya ihtiyacı vardır,ben gönderirim hemen..

tu-- yok çiğdem,yok.. para sorun değil.. duaya ihtiyacı var onun..
elizabeth-- yanında eşi,çocuğu var mı..
ir-- hiç evlenmemiş,kardeşiyle beraberler mrs,elizabeth..

elizabeth-- vah vah.. gençlikte yanlızlık pek anlaşılmıyor ama zaman ilerledikçe fark ediyorsun.. çoğunlukla da geç kalınıyor malesef..

çiğdem-- daha duracaksak,ben aşağıya inebilir miyim..
ir-- (anahtarı uzattım)elbette,benim arabadan fıstık da al.. üzüntüye birebir geliyor,ben denedim..

çiğdem-- (gülerek aldı) tunayı da, böyle tatlı dille mi tavladın..
ir--  bir ara anlatırım da.. seni tutmayalım,biz.. aramak istediğin olabilir değil mi..
tu-- iremm..
ir-- ama tuna,kızını da arayabilir..isim vermedim ki..
tu--elizabeth--zekeriya--çiğdem--  hah hah hah..

kevin-- nikah mı var..
ir-- umuyoruz,inşallahh..

mr.smith-- tamam zekeriya bey.. dediğiniz fiyata alıyoruz..
zekeriya-- (gülerek) güle güle kullanın mr.smith.. ben de,satıyorum..

tokalaştılar.. hayırlı olsun dedik hepimiz..

ir--mr. kevin,diğer bloktaki mağazaları alıyor musun..
kevin-- alacağım da,dördünü de istiyordum.. siz de talipsiniz madem.. ikisini ben alayım,ikisini siz alın..

ir-- ikisi ne benim işime yarar,ne de sizin.. ben vazgeçiyorum.. siz gönül rahatlığı ile alabilirsiniz mr.kevin..
kevin-- emin misiniz.. aramızda sorun olacaksa..

ir-- hayır hayır.. sorun olmaz.. mustafa bey,bir başka inşaat daha yapacağım diyordu.. ben oradan alırım.. hayrını görün..
kevin-- teşekkür ederim..
ir-- çiğdem sen gitsene ya.. birazdan ineriz,bizde.. zamanı değerlendir hadii.. mustafa beyin bürosu,radyoya yakın..oraya gideceğiz..

ingilizce söylemişim,farkında olmadan.. kahkahamız inletti inşaatı..

çiğdem iniyor..
zekeriya kevina da "hayırlı olsun ,mağazalara da bakalım isterseniz"dedi..

philip-- bakalım bakalım..
gülerek merdivenlere doğru yürüdük..

mr.sam-- zekeriya,söz vermiştin..
mr.jack-- evett..
zekeriya-- (gülümseyerek) öğretmenim,irem hanım.. satış taktiği ve tiyoları ondan aldım.. teşekkür ediyorum kendisine..
ir-- rica ederim, becerini küçümseme.. ben tavsiyeler verdim ,sadece..
kevin-- bilmişim.. tebrik ediyorum, irem hanım.. mağazaları aldım da,almasaydım..siz alacakmıydınız çok merak ediyorum..
ir-- hiç şüpheniz olmasın ki.. alacaktım, mr.kevin..
mr.sam-- merkez için,bana kiralardınız herhalde..
ir-- yok,sizin için -merkez olmaya elverişli-başka bir yer düşünüyorum.. çarşı içinde..

mr.sam-- neden göstermedin öyleyse..
ir-- siz,önce gezip göreceğim.. zamanım var dediniz ,ondan göstermedim.. benim ne acelem var,ne de ihtiyacım.. isterseniz başka bir yer de ,tercih edebilirsiniz mr.sam.. bana bağımlı değilsiniz...
1263.bölüm..

yasemin-- önemli değil de,siz bu konuyu nereden biliyorsunuz..
ir-- mr.anar söyledi,sana aşık olmuş.. nerede olduğunu öğrenmek için yalvardı.. cevap bekliyor,senden..  istemiyorsan,tavrım ona göre olsun..diye soruyorum..

yasemin-- işin açığı,ben de görür görmez etkilendim.. dün gece kısa süreli sohbet imkanımız oldu.. sonra da,hep bir aradaydık.. iş amaçlı diye,telefon numaramı vermekte sakınca görmedim..
ama gece arayıp,şaşırttı beni..  annem karşımda yatıyor ve güya uyuyor..
 kısık sesle, tepkisiz .. müsait değilim ,kapatalım mr anar diyorum.. ne olur kapatma,nefes alışını duyayım
beni dinle,diyor..  telefon kulağımdaydı ben uyumuşum,annem kapatmış..
sabah,sorgulandım zaten.. şu an.. gelecek hakkında.. hiç birşey düşünemiyorum.. irem hanım..

ir-- anladım ama yok da demiyorsun değil mi..
yasemin-- sanırım..
ir-- peki canım.. vahide hanıma aradığımı söylersin..açılışa çiçek göndermiştir ama yine de hatırlat sen..
gereken birşey olursa arasın.. görüşürüz..
yasemin-- görüşürüz..

kapatıp.. dışarıya çıktım..
çardaktakiler hallerinden memnun kahkahalar atılıyor.. sigaralar yakılmış.. yanlarına yaklaşıp,
ir-- istediğiniz zaman,gidebiliriz ..
çiğdem-- çok güzelmiş burası.. karpuz ve gölge iyi geldi..
kevin-- bize de iyi geldi..
mr.anar-- okul nerede..
tu-- o karşı tarafta.. binayı gördükten sonra, uğrarız  mr.anar..
elizabeth-- hadi gidelim öyleyse.. 

kalktık.. biz arabalara yürürken.. nail ve hüseyinle konuştu tuna da..
.
*******
havaalanı kavşağından dönüp... inşaat halindeki binaya gittik.. altı katlı iki blok,girişin iki yanında  geniş mağazalar var.. kaba inşaatı bitmiş... sıva yapılıyor.. adamlar çalışıyorlar.. ama çevre düzenlemesi önceden yaptırılmış.. park alanı düzenlenmiş.. ağaçlar ,çiçekler ..çimler harika görülüyor.. minik bir göl bile var..
yüzen ördekleri de görünce hepimiz bayıldık..
bu kadar tertipli bir inşaat alanı görmemiştim daha önce.. her yer pırıl pırıl.. çimento ,harç kalıntısı bile yok..
inşaat sorumlusu geldi yanımıza..

şakir-- ben şakir,nasıl yardımcı olabilirim..
zekeriya-- merhaba şakir bey.. sabah konuşmuştuk sizinle.. ben zekeriya.. inşaata bakmaya geldik..

şakir-- evet,hayırlı olsun işiniz..  baretleri takmak ve dikkatli olmak koşulu ile gezebilirsiniz..
girişte kullanılmamış var.. alın lütfen..

zekeriya-- sağol..

baretleri takıp,merdivenleri çıktık.. birinci ,ikinci, üçüncü kat.. geze geze..son kata geldik.. manzara ve esinti muhteşem..
kolonlara ,tuğlalara yer ve tavan betonlarına bakıyorlar.. zekeriya da,öğrendiği teknik detayları anlatıyor..

mr.simith-- burası iş yeri olarak mı düşünülmüş..
zekeriya-- evet..  bölge gelişime açık, talep doğrultusunda.. yaptırmış mustafa bey..

mr.smith-- biz.. radyo ve tv merkezini bağımsız olarak buraya taşımak arzusundayız.. kaba inşaat tercih etmemiz bu yüzden.. bazı isteklerimiz olacak çünkü..

zekeriya-- elbette yapılabilir..
ir-- mr.smith.. iki bloğa da mı talipsiniz..
kevin-- ben soracaktım şimdi.. çok beğendim.. binayı..
mr.smith-- (gülerek) önce mustafa beyden,fiyatı duyalım da.. iki blok da olabilir.. pazarlık yapmadık daha..
zekeriya-- yetkili benim,mr.smith.. fiyatı benden duyabilirsiniz.. ve pazarlık yapmak ,şirket politikamıza ters..

güldük..
mr.smith-- bugün ilk iş günün.. ne ara yetkili oldunuz,zekeriya bey..
zekeriya--doğru da.. bir ışık gördüler demek ki,mr.smith.. ben de güvenenleri,mahçup etmemek arzusundayım..

kevin-- duyalım,zekeriya..
zekeriya-- bu civardaki iş yerleri ile kıyaslanmayacak  konum ve hizmet sunuyoruz size.. yola ,havaalanına yakın.. 3 dönüm arazisi var.. park sorunu yok.. sağlamlık açısından ,her türlü zemin etüdü yapılmış..kullanılan malzemeler,birinci sınıf.. denetleniyor devamlı.. fazlı gurup,inşaatlarının tercih edilmesi de bu yüzden zaten..
su,elektrik ve telefon hattı şu an bile mevcut.. tapunuzuda sorunsuz, hemen alabilirsiniz..
her blokta dört mağaza var,depolarıyla beraber 500 m2..  birim fiyatı xxx dolar..
katlar 350 m2..tek olarak  alınırsa.. xxx dolar.. tüm bina için de.. xxxx  dolar istiyoruz..
 arka blok buradan birim bazında ,50 m2 daha geniş ve fiyat aynı..

mr.jack-- dersini iyi çalışmışsın.. öğretenini tanımak isterdim..
zekeriya-- sağolun..

philip-- fiyat çok makul,değil mi irem..
ir-- evet,bence de.. mağazalara talibim ama mr.smithi bekliyordum..
kevin-- bende..
mr.anar-- ben farklı olarak,buraya mı yerleşsem acaba.. diye düşünüyorum..

kahkahalarla güldük..
1262.bölüm..

ahmet-- sağolasın da.. gelmeyelim.. anlamıyoruz,içki muhabbeti var..başka zaman inşallah...
ir-- babaa, sana zahmet olmayacaksa yarın,adak harici bir kurban daha alsan da.. Sarıçamda buluşsak..
 Osmaniyeye yakın diye dedim.. mr.anar kebap sayıklıyordu..diğerleri de tatsınlar bari,meşhur kebabını.. bende yardım ederim..ne dersin..

ahmet-- olurr.. erenleri de çağırırım.. herkes buradayken,yapalım bari.. mustafa beyleri de,sen çağır..  tuna da Osmaniyeden gelir..
ir-- canım babam.. sağol..  sabah görüşürüz kısmetse..sen tek yapma,beni bekle..
ahmet-- eren,tuğrul.. orhan bey dururken, sana kıyarmıyım hiçç..
ir-- tek değilim,nazlanamıyorum.. öpüyorum seni..  hoşçakal...

kapatıp,sinyal verdim.. benzinliğe gireceğim..
tuna önde olmasına rağmen gördü ve o da sinyal verdi.. tabi diğerleri de.. girdik benzinliğe..
ben pompanın önünde durup,kapağı açtım..
tuna da,ayrancıya arabadakilere ayran ver dedi.. yanıma geliyor..( Misisin ayranı çok ünlüdür.. )

görevli depoyu dolduruyor,çantamdan para çıkarıyorum bende..

mr.anar-- konuşurken adım geçti.. irem hanım..
ir-- evet,babamla konuştum.. selamı var.. yarın sizlere kebap yapacak..
mr.anar-- yaa..

ir-- (döndüm arkaya) ne o ,sevinmediniz mi..
mr.anar--sevindim de,ben yaseminle konuştunuz sanmıştım..
ir--............

tuna benim tarafımdaki camdan eğilip..
tu-- (elimdeki parayı işaret etti gözüyle)bırak,ben verdim..  gelin de,ayran içelim..

ir-- ben lavoboya gideyim,gel sen otur.. (açtı kapımı,indim)

tu-- hayırdır,neyin var..
ir-- yok birşeyim,sıcak.. sinir stres..daha ne olsun.. çok da terledim,çiftliğe uğrayıp..gelirim ben..
tu-- (elini belime koydu) beraber uğrarız..

**********

ayranları içip,biraz ferahladıktan sonra.. yine hareket ettik..
öne geçip,bastım gaza.. mecburi diğerleri de hızlandılar.. Adanaya çabucak geldik.. çevre yolundan devam edip.. çiftliğe uğradık ..
onlara çardakta karpuz ikram ettikten sonra.. izin istedik,ikimizde..
evde temizlenip,kot pantolon ve yarım kollu beyaz tişörtleri giydik..

açılış için de,- belki eve uğrayamayız diye- tuna elbiselerimizi kılıfa koydu..
ayakkabı da aldım dedi ama ne aldı,bilmiyorum..

babamla konuşmamızı aktarırken.. spor ayakkabılarımı giydim..

ir-- hazırım,hadi inelim..
tu-- tamam... ayran içerken ,çiğdem tekliflerden bahsedip ..
"aklım karıştı iyice.. iş ve özel ne yapacağım yardım et bana "dedi..
'yusuf beyi en iyi tanıyan sensin..  iş bazında, kevinı tanıyorum..ama diğerleri de kötü değil.. 
 bbc yi,elizabethe sor.. sam için de,referansımız o..
kararına tesir edemem ama verdiğin karar ne olursa olsun..
daima yanında olacağımdan emin ol .. akşam yata gideceğiz,ağırlamaktan da mutlu oluruz.. ama gelmek
 yada yusuf beyi çağırmak konularında tamamen özgürsün..istediğini yap 'dedim.. haberin olsun,sakın karışma..
ir-- (başımı salladım ) olur.. sen kılıfı benim arabaya koy.. vahide hanıma ararım demiştim,konuşup gelirim bende..
tu-- (aldı askıyı,çantayı ) tamam gecikme..

indik aşağı kata.. tuna çıkınca,ahizeyi aldım elime.. 
yasemin-- bahadır holding buyrun..
ir-- iyi günler yasemin..

yasemin-- sağolun,irem hanım.. vahide hanım meşgul,songül bahçede.. derya yok.. burhan eşyaları taşıyanlara refakat ediyor..

ir-- yasemin.. sakin ol.. sana niye açtın demedim,ayrıca tabi açacaksın..  görüşemedik ama geleceğim kısmetse.. yani umuyorum..

yasemin-- inşallah,turgutla beraber bir proje hazırladık.. onu göstermek için sabırsızlanıyoruz..
ir-- ben de,görmek için sabırsızlanıyorum.. yasemin özel olacak ama mr.anarla ilgili düşünceni duymak istiyorum..
yasemin-- önemli değil de,siz bu konuyu nereden biliyorsunuz..
1261.bölüm..

ir-- tuna,abimlerle konuştun mu..
tu-- yok,niye.. kebap mı isteyeceksin..

ir-- yok yook.. zamanımız olmayacak ya.. onlara yemeğe gitmesek de.. misafirlerimizi yatta ağırlasak diyecektim.. gönüller pazar gününe kadar buradalar nasılsa,biz görüşürüz.. isterlerse onlar da gelsinler..

tu-- sen erenleri,ben de kaptanı arayayım öyleyse.. geliriz derse,beni ara..
önce binaya bakalım.. mustafa bey bekliyordur..

ir-- sen bilirsin, beyy.. önden buyur.. üç adım arkandan gelirim ben..
tu-- güvercinimm,ne de uysalmışş.. hah hah hah..
ir-- gül sen ,gül..

arabalara oturup,hareket ettik..
ir-- kevin,liz nerede.. unuttuk mu yoksa..
kevin-- çiğdemin arabasına bindi,irem hanım.. ben de,sam de..
 mr smith de teklifimizi yaptık.. fikrini öğrenmek istedi de..

mr.anar-- sizin iş yerine uğramayacak mıyız,irem hanım..
ir--kevin-- hah hah hah..

ir-- planda o yok şimdilik.. bana müsade ederseniz,bir yeri aramam lazım..

tabi dediler.. ikisi konuşuyor etrafa bakarak.. ben de abimleri aradım..
eren-- buyrun..
ir-- merhaba abim,nasılsın..
eren-- iyiyiz,siz de iyi gibiymişsiniz.. ne demek bu.. burhan bu kadar açıklayabilirim dedi..  nedim bey gece,yarın  dava sonuçlanır diye düşünüyorum demişti de..

ir-- sonuçlandı da.. hala sevinemiyorum.. öğlene kadar,çok sıkıntılıydık mahvoluk abi.. burhan doğru demiş..
konuşma yasağımız var diyelim.. ben de arabadayım ve misafirlerimizle Osmaniyeden ..Mersine
doğru ,dört araba arka arkaya..gidiyoruz.. gönülle kızın ne yapıyorlar..

eren-- havadan dolayı perişanlar,kimse havuzdan çıkamıyor..
orhan abiler,tuğrullar da buradalar.. yasinler,halamlar da gelecekler.
sen gelemeyeceğiz demek için mi arıyorsun,söyle bakayım..

ir-- hiç içimize sinmese de.. bildin abim.. yarın hasat yapılacak,ertesi günlerde de doluyuz,ilgilenmek için sadece bu gece müsait.. ne olur kusurumuza bakmayın.. siz yata buyrun,beraber olalım..

eren--  kusura bakmadım hadi ama gelemeyiz.. mangal hazırlığı yaparken.. içki çarptı.. hafiften sarhoşuz denebilir..
ir-- size iyi eğlenceler, selam söyle.. çok çok öpüyorum,hanımları affetsinler bizi..
eren-- iremm,çok sıkıntılıydık dedin ya.. boşver bizi.. keyfinize bakın..ikiniz de,iyi olun.. öyle görüşelim tamam mı, gelin..
ir-- (gülerek) tamam abimm, inşallah oluruz.. hoşçakal..
eren-- güle güle..

kapatıp,tunayı aradım..
tu--evet..
ir-- gelemiyorlar,hafiften sarhoşlarmış.. kusura bakmayacak..
tu-- anladım.. mustafa bey aradı,merak etmiş.. anlatıp,geleceğiz dedim..
kaptana,tuzda balık siparişi verdim.. iş yerine gidince,onları da davet edelim diyorum..
ir-- tamam canım..by..
kapattım.. telefon çaldı..
ir--(açtım) alo,buyrun..
ahmet-- merhaba,neredesiniz..ne yapıyorsunuz ..

ir--merhaba..  bizz,Misise yaklaşıyoruz babacığım.. dört arabayla,misafir gezdiriyoruz..
siz neredesiniz.. ne yapıyorsunuz..

ahmet-- kolay gelsin..hülyayı duyunca.. saadet duramadı.. sabah,geldik Adanaya.. ben davanız var diye adliyeye geldim..erolla karşılaştık,müjde verdi de..
içeri girmemi ve sizi görmemi istemedi.. şekerim yükselirmiş,sakıncalıymış,
rica etti,öğlen gibi sevinci ve ailesini  hastaneden alıp  eve götürdük annenle.. selamı var.. 
şimdi eve geldik.. sizi aradım,yok dediler..dava ne oldu..

ir-- as. sonuç lehimize çok şükür.. iyi ki,gelmemişsin.. yaylaya geri mi gideceksiniz..

ahmet-- çok şükür,gözünüz aydın.. akşam gideriz,herhalde.. ben de adağımı keserim.. siz gelsenize..

ir-- çok isterdik ama mümkün değil.. hem misafirler var,hem de yarın
Osmaniyedeki mısırlar toplanacak.. akşam da,burhanın tatlısı yenecek..  nedim beylerin de.. düğün yemeği var.. bu gece gönüller çağırmıştı,ona da gidemiyoruz.. Mersinde ağırlayacağız,siz buyrun gelin..
1260.bölüm..

çiğdem,zekeriya.. tuna,ben şöförüz..yolcularımızı aldık..
tuna önde bizde takip ediyoruz..
 Adana içini ,göl kıyısını dolaşıp..Osmaniyeye gittik..  mısır tarlasını görünce gözlerime inanamadım..
 maşallah verim süper..

indik arabalardan.. ambarların orada, mr.anarın tırları duruyor..
adamlar temizliğini ve bakımını yapıyorlarmış..
 bize plastik bardakta kendilerinin yaptığı çayı ikram ettiler..
ayakta dolaşarak,konuşarak içiyoruz.. 

mr.anarın emriyle,bizim bagajlara kasa kasa bir şeyler taşıyorlar..
tuna ilgileniyor,ne olduğunu görmedim henüz..

kevin-- irem hanım,gelecek yıl ben de mısır istiyorum..
 buğday ekmeyecekseniz.. çiftlikteki tüm araziye mısır ekin,alırım..

ir-- söz vermeyim,mr.kevin.. henüz belirgin olmayan düşüncelerimiz var..
nasılsa pamuk hasadında görüşeceğiz.. o zamana kadar karar veririz..
kevin-- peki..

sam-- akşam,çiftçilik yapmayacağınızı söyledin..
madem başka topraklarınız da var.. blue-jean fabrikası kuralım..
kumaşı buradan gidiyor,zaten.. ithal edeceğimize ,dikimini de burada yapalım irem..

tuna ve mr.anar da katıldılar bize.. 
ir-- fabrika iyi yatırım,fikir  güzel.. önerebileceğim  araziler  de var.. ama bizim topraklarımız değil.. mr.sam.. hiç ekmesem de,1.sınıf tarım alanına kıyamam.. şart ve gereklilik yok çünkü..

mr.anar-- okul arazisi,tarım alanı değil miydi..

tu-- o başka bir konu.. mr.anar.. ilkokul,orta okul ve  lise birbirine yakın olsun diye..en uygun ve stratejik yeri seçtik..çevresine lojmanlar  evler,sosyal tesisler de yapıldı..
evet,orası da tarım alanıydı ama eğitim için  gerekliydi.. verdim.. 

mr.smith-- orayı da görecek miyiz..
tu-- evet,mr.smith.. yolumuzun üzeri.. buyrun,gidelim..
ir-- mr anar,teşekkür ederiz çay için..
mr.anar-- aman efendim,rica ederiz.. kebap yedirmedik ya,çay içirdik.. lafını etmeye değmez..

ir-- (gülümsedim ) tuna duydun mu..
tu-- duydum da,ne zaman yedireceğiz zaman yok..
ir-- mr anar.. bir sürpriz yapabiliriz.. yarın için..
mr.anar-- sürprizi ,kral ahmet mi yapacak yoksa..

ir-- henüz bilmiyorum,soracağım.. arabalara koyduklarınız neydi..
mr.anar-- işlediğimiz fıstıktan getirdik..  diğerleri de havyar ve votka..
ir-- zahmet etmişsiniz..teşekkür ederiz,çok sevinecek bazı dostlar tanıyorum.. birkaç tane mısır alabilir miyim..
mr.anar-- rica ederim.. elbette alabilirsiniz,irem hanım.. izin mi istiyorsunuz..
ir-- evet,çünkü.. onlar artık sizin..

mr.anar kasaya topladığı mısırları doldurdu  ve bagaja koydu..

çiğdem-- yolcularımı alayım..
zekeriya-- bendee..

8 Haziran 2012 Cuma

1259.bölüm..

kevin-- müsade ederseniz,odamıza çıkıp.. rahat bir şeyler giyelim,hava çok sıcak.. şapkamızı alalım..
ir-- elbette.. çıkabilirsiniz.. on beş dakika sonra lobide buluşalım ,olur mu..

olur diyip kalktılar.. onlar odalarına,elizabethle philip de ,lavoboya gittiler..

zekeriya,tuna ben oturuyoruz..
zekeriya-- kimse yokken,birşey söylemek istiyorum.. fikrinizi almamı, kaan istedi aslında..
tu-- dinliyoruz..

zekeriya-- kaan hiperaktif ve liderlik özelliğine sahip.. bekir beyin,önerdiği pozisyon masa işiymiş ..
"daha vasıflı,çok çalışanı var.. bana ihtiyaç yok..irem hanım istediği için ,beni işe aldı herhalde..
burası bana göre değil.. kabul etmesem,saygısızlık etmiş olur muyum..irem hanıma laf gelmesini istemiyorum.. önce bir sor" dedi..
sabah arkadaşları buraya getirdikten sonra.. ziya beyin yanına gittik..onu çağırmış dün gece..
sağolsun,ilgilendi.. bizi;  ithal elektrikli ev aletleri satan.. bir  firmanın bölge büdürlüğüne götürdü.. daha yeni açılacakmış..marka piyasada tanınıyor,ürün yelpazesi geniş..toptancı pazarlıyormuş daha önce..
İstanbuldan genel müdür gelmiş ve hazırlıklarla ilgileniyormuş..  tanıştırdı bizi.. bölge müdürünün fevkalade
imkanları var..kaanı da çok beğendi adam.. ekibini kur ve başla dedi.. kaan da iki gün süre istedi..

tu-- bizi düşünmesin.. tavsiye ettik sadece.. bekir bey de onun iyi olmasını ister, eminim..
kaan nerede mutlu olacaksa- ileriyi de göz önüne alarak - tercihini.. ona göre yapsın.. başarması tek dileğimiz..
ir-- bekir beyle de,çekinmeden.. açık açık konuşsun.. derdini anlatsın.. bir önerim olabilir.. -orada çalışmasa bile- bekir beyle konsolosun bağlantısını yaparsa.. ona referans olur..
tebrik ettiğimizi ve böyle düşündüğümüzü söyle,zekeriya..

zekeriya-- tamam,onun adına sağolun.. şimdi konsolosun yanında zaten.. bekir beyle görüştürecekti..
biz buradan çıkınca,mahmut beye uğradık..  kalabalığı görünce şaşırdı..ama ev tekstili sattığını görünce...bizde şaşırdık.. meğerse adamın yapmadığı iş yokmuş.. siyasal bilgiler mezunuymuş
 ve Ankarada iki yıl öğretim görevlisi olarak çalışmış..
niye bıraktığını söylemedi de..
kereste, mobilya ve sünger  fabrikaları varmış..
 ürettikleri malları satmak için.. yurt çapında mağazalar açacağım dedi.. ihracat amaçlı kadro  oluşturduğunu da duyunca.. özgeçmişler bırakıldı tabi..

sonra güzide hanımın misafiri olduk..  başvurular yapıldı,radyo binası tarihi bir gün yaşadı.. diyebilirim..
en çok sevinen,karlı çıkan da sadun bey oldu.. karıncaya benzetti bizi.. arkadaşlar, bir kitabın çevirisini tamamlamışlardır şimdiye kadar..

ir-- sevindim zekeriya.. kendine güven ve dediklerimi unutma.. fiyat aralığını vermişler..zaafiyet gösterme,tok satıcı ol.. daire değil,bina satacaksın.. rakam müthişse,prim de müthiş olacak..
fırsat çıkmış karşına ,imkanı değerlendir..

zekeriya-- (gülerek) sağolun da, keşke birkaç ders daha alabilseydim..
ir-- kendime rakip yaratırmıyım hiç.. bu kadarı sana yeter..
zekeriya--tu--ir-- hah hah hah..

lobiye çıktığımızda,bizi bekliyorlardı.. zekeriya gitti yanlarına.. çiğdem de gelmiş,sam ve mr.smithle konuşuyordu..

ir-- tuna çiğdemle ilgileniyorlar,iş için..ne iş yapıyor dediler.. aslında öğretmen ama ticaretle
uğraşıyor ,mağazası var dedim.. sam koordinatörlük önerdi.. mr smith.. başvuru yapar mı dedi..
kendiniz sorun,bilemem dedim.. git yanlarına.. ben bir elimi yıkayayım..

tu-- bırak konuşsunlar,müdahil olmak istemiyorum.. sen gel bakalım,benimle..
ir-- (lavoboya yürürken,gülerek fısıldadım) imdat imdat..

tu-- hem karış,hem imdat de.. niye beni dinlemiyorsun sen.. üstelik  kızgın olduğumu da biliyorsun..
ir-- tamam..özür dilerim.. tunaa,bu kapıdan sen giremezsin.. bırak elimi,bizi bekliyorlar hadii..

tu-- burhan gelmedi daha.. hem yaptıklarıma yeni birşey eklemiş olurum işte, unuttuğum için ah demedin mi..
ir-- şakaydı şaka.. tuna aklından bile geçirme.. rezil oluruz bak..
tu-- o zaman sende,söylediklerine dikkat et..
ir-- peki.. (elimi kurtarıp,lavobonun kapısını açtım..)bunun intikamını almazsam ,bana da irem demesinler ..

tu-- intikamı unut.. başkalarını bilmem de,ben güvercin derim..  hah hah hah..

1258.bölüm..

gülderen-- irem hanım,tuna bey.. çok teşekkür ediyorum.. yemek ve sohbet için..
misafirlerinize, tanışmaktan mutlu olduğumu söylerseniz sevinirim
mesai başlayacak,gitmem lazım..  damadı da, alabilir miyim..

ir-- rica ederiz,söyleriz ..bizde memnun olduk gülderen hanım.. damadı alabilirsin tabi..
tu-- nedim bey,gelişme olursa.. bize bildir mutlaka.
nedim-- tamam..

kalktılar,tokalaşıyorlar.. biz de ayaktayız..
yusuf-- biz de müsade isteyelim,öğle tatili bitti.teşekkür ederiz..
tokalaştık..

tu-- rica ederiz,yusuf bey.. çiğdem,sen nereye gidiyorsun.. ya da neyapmaya karar verdin diye sorayım.. biz hep beraber,misafirlerimizi gezdireceğiz.. istersen sen de gelebilirsin.. yusuf bey,çalışıyorsunuz diye dedim..yanlış anlamayın beni..
yusuf-- anlamam tuna bey..

çiğdem-- irem kal dedi,biletimi erteleteyim bari.. gezmek isterdim ama kalabalıksınız.. nasıl sığacaksınız,bir arabaya..
ir-- iki arabayla gideceğiz,çiğdem.. sığmazsak,taksi çağırırız sorun değil.. 
yusuf-- arabayla geldik biz.. çiğdem,kullanırsan.. taksiye gerek kalmaz..
çiğdem-- olur da..
yusuf-- tamam öyleyse.. ben yürüyerek dönerim.. (anahtarı verdi) görüşürüz..
çiğdem-- dur dur.. irem,ne kadar daha buradasınız..
ir-- yarım saat diyelim..

çiğdem-- iyi gelirim,o zamana kadar.. misafirlere söyleyin.. vedalaşmayım.. gülderen hanım,nedim bey.. sizi de bırakalım..
gülderen-- sağolun ama biz yürürüz,çok yakın zaten.. iyi günler,size..
yusuf--çiğdem-- size de..

gülderen hanım ve nedim beyi gönderdik.. yusuf bey,misafirlerle  tokalaşırken..

ir--(kısık sesle ) çiğdem,akşama davet et.. hatta alırım de.. şimdi yeri de gösteririm sana..
çiğdem-- offfff of..
tu-- istemezsen sana kalmış.. arabasını kullanmak sorun yaratacaksa.. söyle çiğdem..

çiğdem-- yok da.. benden cevap bekliyor..irem haklı çıktı,şoktayım.. gecenin sonunda ne diyeceğimi bilmiyorum..
ir-- kalbini dinle..

yusuf beyi ve çiğdemi yolcu etmek için.. tuna da çıktı onlarla..
burhandan arabasını getirmesini isteyip.. yemek parasını da ödeyecek..
biz bize kalınca.. kahve istedik.. kevin hepimize sigara ikram etti..

kevin-- çiğdem hanım,ne işle meşgul..
ir-- çiğdem,ingilizce öğretmeni aslında.. ama ticaretle uğraşıyor..İstanbulda çeyiz mağazası var.. açılışa çağırdığımız için,geldi..

sam-- benim koordinatörüm olur mu..
ir-- bilemem mr.sam.. sizleri gezdirmek istiyoruz.. o da ,bizimle beraber gelecek.. o yüzden vedalaşmadı..
 kendisine sorarsınız olur mu..
sam-- olur..

liz-- mr.sam.. sorun elbette ama aklı karışık zaten..
yusuf bey ile ilgili kararını vermesini bekleseniz.. daha iyi olur bence..

elizabeth-- bence, o kararını vermiş ama korkuyor gibi.. yanılıyor muyum irem..

ir-- kararını bilmiyorum da,korktuğu doğru.. okurken evlenip,ayrılmış.. son sınıfa kızıyla beraber gidip, okulunu bitirmiş.. yusuf beyle, o zor dönemden tanışıyorlar..  arkadaşlıkları eski yani..

mr.smith-- yusuf bey burada.. çiğdem hanım İstanbulda nasıl kabul edebilir ki.. ikisini bir araya getirmek lazım..
koordinatör mr.jack konuştu nihayet " iş başvurusu yaparsa,bir çare buluruz mr.smith.."

mr.anar-- irem hanım.. tuna bey yokken.. yaseminin yerini  söyler misiniz lütfen..
kahkahalarla güldük..

ir-- söylesem,ne yapabileceksiniz ki.. gidip,görme.. konuşma imkanınız hiç yok..

mr.anar-- doğru da..  onunla ilgili bir haber,duymuş olacağım.. hayal görmüş gibi hissediyorum kendimi.. yok,kayboldu sanki..
zekeriya ve kaana sordum.. bizi aşar,muhatabınız irem hanımdır dediler.. ne yaptınız yasemine,sakladınız mı.. yasak mı koydunuz..

ir-- (gülümsedim) henüz görmedim bile ama yasemini ben işe aldım..
 bu ilk iş günü,mr.anar.. iyiymiş,heyecanlıymış ve çalışıyorlarmış.. tuna bildiğinizi anlamasın.. 

mr.anar--(gülerek ) tamam,teşekkür ederim..
ir--rica ederim..

kahvelerimiz geldiğinde..

zekeriyayla tuna beraber girdiler içeriye..  merhabalaştık.. oturdular..

ir-- hoşgeldin,zekeriya.. kahven nasıl olsun.
zekeriya-- hoşbuldum.. almayayım,irem hanım.. yeni içtim..
ir-- peki,ilk günün nasıl geçiyor.. misafirlerimiz ilgilenmenizden çok memnun olmuşlar...ben de teşekkür ediyorum..
zekeriya-- (gülerek)sabah neredeyse tüm mezunlarla,buradaydık.. asıl biz teşekkür ederiz,bu kadarcık bir faydamız olsun değil mi..
ilk günüm iyi gibi.. ceyda hanım da,bugün kadrolu olmuş.. personelle tanıştırdı,projeleri anlattı.. göstereceğimiz inşaatın ,özellikleri hakkında bilgi aldım..

ir-- kolay gelsin sana.. maaş+prim sistemi mi.. çalışacaksın..
zekeriya-- evet.. (gülerek) kaana da,öyle denilmiş.. ama  turgutla yasemin,şartları bilmiyorlarmış henüz..

ir-- tu-- hah hah hah..
ir-- sana fiyat söylediler mi,bina için.. yani satışı sen mi yapacaksın.. pazarlık konusunda nasılsın,onu anlamaya çalışıyorum..
zekeriya-- söylediler de,rakam müthiş..  tecrübem de yok.. bu sefer öğreneyim dedim.. döndüğümüzde konuşursunuz diyeceğim.. mr.smithe..

ir-- cık,sakın ha.. seninle konuşalım çaktırmadan.. tuna kamufle et beni..

tu-- (gülerek baktı bana.. sonra ingilizce konuşmaya başladı.. bende zekeriyaya tiyolar veriyorum )
mr.smith.. zekeriya,inşaata götürmek için gelmiş.. eğer zaman sorununuz yoksa..
beraber gitmeyi,sizlere de Adanayı gezdirmeyi..tanıtmayı teklif ediyorum.. sonra mustafa beyi de ziyaret ederiz.. ne dersiniz..

mr.smith-- beraber olmaktan,çok memnun oluruz tuna bey.. madem gönüllü rehberlerimiz var,tanımayı çok isteriz..
mr.anar-- Osmaniyeye gidecek miyiz,tuna bey..
tu-- gideriz,mr.anar.. ama hasat yarın yapılacak..
mr.anar-- biliyorum,ben bazı işleri tamamlamak için.. sizinle gelmesem diyecektim.. iş yerinize gidip ,fax çekmem mümkün mü..
tu-- (gülümseyerek ) elbette,mümkün.. iş daha önemli tabi.. ama -başka bir nedenle istemiyorsanız- gitmenize gerek yok.. fax çekebileceğizin yer var..
mr.anar--..................
sam-- tuna bey,beni yanlış anlamazsanız.. birşey sormak istiyorum..
tu-- buyrun..
sam-- mr.anarın yerinde olsanız,ne cevap verirdiniz..

tu--  birisinden.. yasemin hanımın iş yerinde olduğunu öğrendiği,çok açık..
fax bahanesi çok acemiceydi.. kendimi o duruma düşürmezdim sanırım..

ir-- affet kocacığım,senin bahaneler konusunda tecrübeli olduğunu nereden bilsin.. mr.anar..
(kısık ama duyacakları bir ton da) ah ahh,unuttu yaptıklarını..

kahkahayı duymanızı isterdim.. hepsi rahatladı.. ben de zekeriyaya gereken öz güveni aşıladığım için mutluyum..
1257.bölüm..

mr.anar--  evet,hatırlıyorum.. ben,ben yasemine aşık oldum..
tu-- haydaa..

mr.anar-- ben sabaha kadar konuştum da, henüz onun ne düşündüğünü bilmiyorum..
tu-- nasıl konuştunuz,yasemin hanım burada mıydı..

mr.anar-- hayır hayır,telefon numarasını istemiştim gece..
çiğdem-- numarasını verdiyse,umut var demektir mr.anar..

mr.anar-- (içini çekerek) iş amaçlı verdi,gerçek niyetimi bilmiyordu ki çiğdem hanım..  bugün  gençlerle gelmesini bekledim , gelmedi..
aradım,bir başka kadın çıkıyor.. aklımı kaçıracağım ,onu kaybetmiş gibi hissediyorum..
lütfen,nerede bulabileceğimi söyleyin irem hanım..

tu-- (fısıltıyla) sakın söyleme,yerini..
yusuf-- mr.anar; siz aşık oldum.. yerini bilmiyorum,aklımı kaçıracağım diyorsunuz..
ben de aşık olduğumu anladım; yerini biliyorum ama yine de aklımı kaçıracağımı hissediyorum..
anlatmak/ bilmek durumu değiştirmiyor yani.. verilecek cevaplar önemli..

kevin-- yusuf bey- maharet bendeyse eğer-nerede oturuyorsanız evinize bile gelirim.. ne olur üzülmeyin..

onlar kahkahalarla gülselerde.. yusuf bey gülümsedi sadece.. çiğdem de durgun.. olaya el koymak lazım ama tuna var, diyordum ki..

gülderen-- siz kimden cevap bekliyorsunuz, yusuf bey.. irem hanıma söylesek, işe yarar mı acaba.. 
nedim-- hatta bir araba seyahati de önerebilirim ..

tu-- önerilerinizin işe yarayacağını sanmıyorum..  kimse kimseyi,zorla sevdiremez.. baskıyla da aşık olunmaz.. yusuf beyin ve mr.anarın  cevap beklediği kişiler,karar verebilirler ancak.. iremin yada bizlerin karışmasını hiç doğru bulmuyorum.. 

suskunlaştık.. servisler değişti.. tatlı,meyve ikramı yapıldı..

eli-- çiğdem hanım.. rica etsem, diyeceklerimi gülderen hanım ve nedim bey için..  Türkçeye çevirir misiniz..
çiğdem-- elbette mrs.elizabeth..
eli-- sağolun.. tuna beye katılıyorum.. eğer tecrübeme kulak verirseniz, sizlere birkaç önerim var;..
Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için ,nehrin durmasını beklemeye benzer...
Nehir asla durmaz...aynı hayat gibi.. başkalarından da yardım beklemeyin,karar sizin olmalı..
aşkınıza sahip çıkın.. ertelemeyin, onu beslemekten vazgeçmeyin..
hayır derken,kapıyı kapatırken de... geri dönmek isteyebileceğinizi düşünün..

çiğdem susunca..
eli-- sizin, çok güzel bir atasözünüz var.. "gelinim sana diyorum,kızım sen anla.."
anladığınızı ve yusuf beyi harcamayacağınızı umuyorum çiğdem hanım....

çiğdem söylerken ,ayıkıp.. son cümleyi çevirmedi..

yusuf-- teşekkür ederim,mrs.elizabeth.. hayat dersi mükemmeldi..  "ağzınızdan bal damlıyor". deyimini de bilirsiniz mutlaka..

philip-- hani,nerede.. ne balı..
ir-- çiçek,dudağının kenarında..
çiğdem-- açık sözlü derken ,gülderen hanım şaka yapıyor sanmıştım..
philip-- bendee..

kahkahalar arasında,mrs elizabete teşekkür ettik hepimiz..

gülderen--  konuşmanız terapi gibi,mrs.elizabeth.. irem hanım sizden çok şey almış, bence..
lütfen,sık sık görüşelim.. mahrum bırakmayın bizi..
mrs.elizabeth-- umarım,görüşürüz gülderen hanım..  sağolun.mutlaka öğrencilerime  katkım vardır.. ama
irem istisna.. o aldıklarını,yeteneğiyle birleştirip..kullanacak kapasitede..
yolu açık..  yürümeyecek,koşacak diye düşünüyorum..

ir-- iltifatınıza teşekkür ederim,mrs.elizabeth..
elizabeth-- bilirsin ,ben iltifat etmem..

ir-- (gülümseyip) bilirim desem.. şımarık olacağım.. bilmemek gibi bir seçenek de yok.. öneriniz ne..

yusufla çiğdemin bakışmasını yakaladım,iki kere..
elizabeth-- (gülerek) konuyu değiştir..
ir-- mr.smith bekar mı..
tu-- bu konu olması şart değil, hayatım..
çiğdem-- uzaklaşamıyor ki..
ir-- çiğdem,inan bana daha yaklaşmadım bile..

elizabeth-- tu--gülderen--nedim-- yusuf--çiğdem-- hah hah hah..