Translate

31 Ekim 2012 Çarşamba

1445.bölüm..


içeriye girdiğimizde..  susup,bize baktılar.. tabi tuna başka bakıyor.. gözlerim kızarmış olmalı.. elizabeth yerine oturmadı da.. benimle geldi..

elizabeth-- tuna bey..
tuna-- (ayağa kalktı ) buyrun..

elizabeth--(elini uzattı ) sizi,bir öğretmen olarak.. canı gönülden tebrik ediyorum..
tuna-- (tokalaştılar da,şaşırdı tabi ) sağolun .. konuyu da bilsem,daha iyi olurdu.. ama..

elizabeth--(gülümsedi )  konuyu, size irem söyleyecek..ben  öğrencilerinizin,çok şanslı olduğunu düşündüğümü belirtmek istedim..

tuna-- (merakla bana bakıp) öğretmenine neyi söyledin.. hakkımda konuşup,ağlaman.. duygusallıktan mıydı,kızgınlıktan mı.. aydınlat beni..

irem-- (gülümsedim ) sana nasıl kızarım ki.. melek gibisin..
elizabeth,beni çok iyi tanıyor.. gazı verdi, duygulandım.. şimdi de, harika baskı yapıyor.. ama aydınlanman için.. biraz daha beklemen gerekecek.. sabret hayatım..

elizabeth-- (güldü ) elimden geleni yaptım.. artık,mecbursun.. nasılsa,tuna bey öğrenmek isteyecektir.. oturabilirim..

oturdu yerine.. bizde oturduk..

sacide-- bizde çok merak ettik irem..  öğrenmeden gidersem,sabaha kadar uyuyamam..
elif-- üstelik uyuyamayınca,ne yapıyor biliyor musun..
bekir-- eliff, sen nereden biliyorsun..

bir kahkaha koptu ki,anlatamam.. gözlerimizden yaşlar geldi..

elif-- sen çok yaşa bekir abi.. arayıp, uyutmuyor diyecektim.. yanlış anladın beni..

irem-- harikasınız.. kazları çevirin bakalım..  uykusuz bırakmamak adına.. kısaca söyleyebileceğim..
elizabeth bana bir iş önerisinde bulundu.. bende,gurur duysamda.. gerekçesini anlatarak.. reddettim..
tunanın yaptığı bir... bir, özveriden bahsettim elizabethe.. o da,tebrik etti.. olay bu..

tuna--(gülerek bana baktı ) Bahsedebileceğin nitelikte bir özverili davranış  var  ama sen ne zaman öğrendin ki..
irem-- yeni sayılır..

tuna--  (içini çekerek ,yaslandı arkasına ) eğer anladığım doğruysa.. özverinin mimarı bir başkası.. onu tebrik etmek lazım.. ben sonradan dahil oldum ve elimden geleni yaptım..
nasıl öğrendiğini ve en önemlisi de ne karar verdiğini merak ediyorum..
gerçi,hiç itirazsız kabul edeceğine dair söz de vermiştin ama..

maruf-- tuna,neler oluyor.. söylesene..
hüseyin--maruf bey.. sizden farkımız yok..  bizde hiç birşey anlamıyoruz ama çok heyecanlı.. en son kayınvalidem arkamızdan ateş ederken..böyle, nefesim kesilmişti..

maruf-- ateş mi,nedenn..
hüseyin-- uzun hikaye de..  birbirimize sevdalı olsak da.. kayın validem beni onaylamadı..  eşimi başkasıyla evlendirmeye niyetlenmiş..
tesadüfen gittiğimde.. elif gelinlikle, atın üstündeydi..
beni görünce.. ne bekliyorsun,gelsene dedi.. atın arkasına atladım, kaçırdı..

elif-- iyi ki,zorladı demedin.. hüseyin..

bir kahkaha daha yükseldi.. elif ablanın dediğini de çevirdiler.. misafirler gecikmeli güldü..

maruf-- irem,sende tunayı mı kaçırdın yoksa..
tuna-- daha neler,maruf.. niyetlenen bendim ama yapamadım..
hem konudan uzaklaşıyoruz.. dur şimdi.. iremi dinlemek istiyorum..

derya-- irem hanım,siz söyleyin.. bende birşey söyleyeceğim.. cevaplarımızın,aynı doğrultuda olduğunu umuyorum..

tuna-- sizz biliyordunuz  ve bana söylemediniz ha.. alacağınız olsun..


irem-- hiç o detaylara girme istersen.. sen zararlı çıkarsın.. resmi zarf gelmiş,iş yerine.. şok oldum,aldatıldığımı hissettim.. ama eksik parçalar birleşince.. yargısız infaz yapmamak için..
 söz de verdiğimden,düşüneyin dedim..
 deryayı ve vahide hanımı suçlama.. ben istedim.. hem belli de edemezlerdi, burada değildin..
ben kendimce,şaşkınlığımı sevincimi ..coşkumu yaşarken.. sana farklı yansıdı..
 zuhalin evini aradığında ,sarhoş gibiydim.. ama dediklerim gerçekti.. gerisini biliyorsun nasılsa..

tuna-- evet,biliyorum.. gerçek olmasa,anlar ve kendime engel olurdum zaten..
yaptıklarım lehine olduğundan,hiç pişman değilim.. artık kararını duyabilir miyim..

irem-- (bir sigara yaktım) az önceye kadar,kararsızdım..
 sende elizabethi tebrik edebilirsin.. nasıl  olacak bilmiyorum ama devam edeceğim..
derya-- yaşasınn..
vahide-- irem hanım,tebrik ederim.. cesaretinizden dolayı..
irem-- sağolun hanımlar.. umarım yanıltmam sizi..
elizabeth-- ben eminim.. başaracaksın..

tuna--(gülümseyerek,dizimin üstündeki elimi tutu )  bende.. öğrenince çok mutlu olacak,birkaç kişi daha tanıyorum.. elizabeth.. teşekkür ederim..

elizabeth-- rica ederim..


1444.bölüm..


elizabeth-- ayrılıyorum dediğimde,mr.smith ve mr.jack üzülselerde.. hak verdiler bana.. ve seni bu görev için ikna etmemi istediler.. sana resmi yazı da gönderecekler,önümüzdeki hafta.. (yüzüme bakarak) ne oldu,bu senin için kaçırılmayacak bir fırsat... öyle değil mi..

irem-- (gülümsedim ) bence de,gurur duydum.. ama bilmediğiniz şeyler var.. kabul edemem..

elizabeth-- neymiş,öğrenmek istiyorum..  belki,alternatif bir yol bulunabilir..

irem-- oturalım mı..
oturduk  karşılıklı koltuklara..

irem-- (içimi çekerek ) okuldan ayrılma nedenlerimi ,tahmin ediyorsunuzdur..
hedefimi,hayallerimi bırakmak da kolay olmadı ama hevesimi.. yitirmiştim.. yaşamak bile istemiyordum.. hırpalandığım ve hırpaladığım çok zor bir dönemdi.. tunanın sevgisi sayesinde,zamanla normale döndüm..
(derin bir nefes alıp ) sonra çalışma hayatının içine girip, kendimi başka bir alanda buldum.. bazen hafif bir eziklik hissetsemde, atlattım ve halimden  memnunum..

ama birkaç gün önce öğrendim ki.. galip bey,tuna ve eski dekanımız mustafa bey.. bana hiç çaktırmadan,kılıfına uydurup.. bir yıl önce kaydımı dondurmuşlar.. dilekçede ki.. imza da,benim üstelik..
öylesine dedikleri ve girmemi istedikleri sınav da ..gerçek seviye tespit  sınavıymış .. berbat bir ruh halinde,kendimi çok veremeden..  nasılsa önemli değil diye girip ,95  puan almıştım..
tunanın ve galip beyin niye o kadar çok sevindiklerine mana verememiştim.  meğerse nedenleri varmış..

kabul edilip,yeniden okula kayıt yaptırmam için.. resmi davetiye elime geçince,şok oldum..  tuna hala bilmiyor,geldiğini..
ayın 12 sine kadar zamanım var.. devam edip-etmemek konusunun artılarını,eksilerini düşünüyorum.. kafam karışık,tuna dekan oldu.. ben yine öğrenci -öğretmen dedikodusuna maruz kalacağım..
işleri, evi.. rayına oturtmuşum tam.. hepsi bir arada nasıl olur.. tartmaya uğraşıyorum..

eylülde,kadrolu spiker olmak için sınav var.. ben Ankaraya nasıl gidebilirim derken..
siz bana yurt dışı seyehat diyorsunuz..  kesinlikle zamansız bir teklif.. üstelik,güzide hanımı bu sefer
çiğneyemem.. samimiyiz,bir daha tepeden inme görev yapamam..

 en en önemlisi de.. evliyim ve biz ayrı kalamayız,olamaz.. durumum bu..
alternatif bir yol biliyorsanız,duymak isterim..

elizabeth-- hımm.. teklif gerçekten zamansızmış..  sana güvenenleri yarı yolda bırakamazsın.. önceliğin okumak,olmalı..  madem eşin sana destek veriyor.. sende,gayret edeceksin..
işini de,okulunu da..  herşeyi başaracak.. yaşta ve azimdesin..  daha öncede demiştim,yeteneklisin..kendini köreltme..  dört,beş dil daha öğrenme kapasiten var..
hatta tercüman,çevirmen bile olabilirsin.. sana güveniyorum,sende kendine güven..
diplomalarını alırken,orada olmak ve seni alkışlamak istiyorum.. beni mahrum bırakma..
sonra koordinatör olursun.. ne yapalım..

gözlerim doldu.. dudaklarım titriyor .."sağolun" diyebildim..

elizabeth-- (elimi tuttu ) bak bana.. (başımı kaldırdım ) bir eş için, en güzel şeyi yapmış kocan.. okuyacağını duymayı da.. hak ediyor..
demek o da,senden çok ümitli ki.. uğraşıp, zemin hazırlamış.. sen daha neyi düşünüyorsun ,anlamadım..  şans kapını çalmış ki.. böyle bir eşin var..
 emsallerini göz önüne getir..
 kaç erkek,karısı okusun .. mutlu olsun diye fedakarlık yapar.. üstelik , sen hariç hiçbirşeye ihtiyacı da yok.. tebrik edilmeli..
hadi şimdi içeriye girelim.. ve ona söyle.. yada hissettir.. ne bileyim,anlamasını sağla işte..

irem-- (gözlerimi sildim) motive etmekte üstünüze yok.. peki.. diplomayı alırken çağıracağım sizi de..
elizabeth-- (güldü ) ben,kimseyi boşuna motive etmem.. başaracaksın.. ve bende geleceğim kısmetse.

1443.bölüm..

not: dikkatli bir okuyucu uyarısı ile ; soyadları öncesinde kullanıldığından..mr.ve mrs kullanmayacağım artık..  teşekkür ediyor ve affınızı rica ediyorum :))

elizabeth ve philip geldiklerinde.. güzide hanımla,mahmut beyi yolcu ediyorduk..
tokalaşıp,hoşgeldiniz derken..

philip-- hoşbulduk,çok geç oldu ama içimize sinmedi.. hayırlı olsun,mr.blaunt..
rekin-- teşekkür ederim..çok memnun oldum,buyrun lütfen..

mahmut-- görüşmek üzere,.philip.. elizabeth..
philip-- görüşürüz..mahmut bey..

onlar gittiler,bizlerde masaya döndük.. oturuldu.. hal hatır soruluyor.. tuna da,misafirlere tanıtıyor..

servis açılırken,istemiyoruz .. ama kahve içeriz dediler..
sam ,philibin kulağına yaklaşıp.. birşeyler söyledi.. beni şikayet ediyor büyük ihtimalle..
philibin bakışından öyle anladım yani..

elizabeth-- irem ,evin önünde kuzenin ve eşiyle karşılaştık.. araba olunca,zile basmışlar.. bende burada olabileceğinizi söyledim..

irem--şimdi neredeler,gittiler mi.. yoksa..
elizabeth--evet,bir saat önce görüştük.. (çantasından katlı bir kağıt çıkarıp..uzattı) bunu sana vermemi istediler..

irem--sağolun (alıp.. açtım.. tuna da,bakıyor.. göz ucuyla.. okuyunca.. ona döndüm ,gülerek.. ) ne dersin,gider miyiz....
tuna-- (güldü) gidersek,gelmeyiz..   işin var,sen bilirsin..
philip-- iremm,nereye gidiyorsun.. yarını unuttun mu..

irem-- (kağıdı katlayıp,çantama koydum .. ) unutmadım,philip.. ziya bizi bir yere davet etmiş de.. gitmemiz, bu geceyi kapsıyordu..  sen nasıl anladın bizi..

philip-- biraz öğrendim.. tam konuşamasam da..  anlıyorum artık..
ziya niye çağırıyormuş ki.. hanımı da yanındaydı üstelik..

güldük..

tuna-- gençler toplanmışlar da,ondan çağırmış philip..

elizabeth-- seninle,konuşmak istiyorum irem.. müsait olduğunda.. görüşelim..
irem--  beklemeye gerek yok,elizabeth.. şimdi konuşalım.. yanlız istiyorsanız,o da olur..
elizabeth-- peki..(diğerlerine bakarak)  on dakika izninizi istiyorum.. kusura bakmayın lütfen..

tabi dediler.. biz kalkıp,odadan dışarıya çıktık.. pencere kenarına doğru yürürken..

irem-- konu acil olmalı..
elizabeth-- evet.. yoksa bu ortamda konuşmak istemezdim..
irem-- meraklandım,kötü birşey yok değil mi..

elizabeth-- yok yok..  ben gezici koordinatörlük işinden.. kendi isteğimle ayrılıyorum..
burada ana okulu açıp,yerleşmeye karar verdim..

irem-- bu harika bir haber.. çok sevindim.. ertanı gönderirim hemen.. temelden öğrenir.. tavsiye de ederim,eşe dosta.. yer buldunuz mu..

elizabeth-- (gülümsedi ) sayılır.. ertan da ablası gibi yetenekliyse.. öğrenir.. bir iki yerle görüşüyorum,sponsor olmak istediler..  bana karışılmasını pek sevmem bilirsin.. o yüzden daha belli değil.. haber veririm sana..

irem-- bende sponsor olurum size.. hiç de karışmam.. istediğiniz gibi ,eğitim verirsiniz..

elizabet-- sağol.. anlaşamazsak,konuşuruz seninle de.. ben başka bir konuda,fikrini almak istemiştim..

irem-- elbette yardımcı olmak isterim..
1442.bölüm..


vahide-- (gülerek) yapmayın,rica ederim..
irem-- peki.. nasılsın,mutlu musun vahide hanım..

vahide-- iyi ve şaşkınım biraz.. mutlumuyum,bilmiyorum.. gelişmelere ayak uydurmaya çalışıyorum diyelim..

irem-- (gülerek )hiç belli etmeyip,gayet uyumlu görünüyorsun.. songülü.. burhanı,kemal beyi.. turgutu çağırmadın mı. şebnemi de görmedim..


vahide-- (gülümseyerek )sağolun,çağırdım tabi.. turgut, kız arkadaşıyla.. kemal bey de eşiyle  geldiler..songül, şebnem buradalardı.. selviyle,funda da geldi.. tahmin edeceğiniz gibi,kızlar sıkıldı..songül sinemaya götürdü onları..dönmüş olmaları lazım,bizde kalacaklar bu gece..

 burhan ,gelemediği için ..özür dileyip.. telefonla tebrik etti.. çok üzgündü,ayrıldık bitti dedi.. ne oldu dediysemde,anlatmadı..mahvetti beni..
çiçek ve gülten hanımda aradılar.. sordum,o da geçiştirdi..
gülten hanım da,hiç birşey bilmiyorum.. anlamıyorum dedi.. derya birşeylerden bahsedince, mesele nedir size sorayım dedim..

 (içimi çekerek,deryaya baktım.. ne söyledi acaba.. bilmiyorum ki.
derya bakışımdan anladı ve yanıma gelip,koltuğun kenarına oturdu.. )

derya-- ne oldu ,vahide abla..
irem-- burhanla çiçeği sordu da ,vahide hanım.. yarın detaylı konuşalım, olur mu..
derya-- olur.. hüzünlenince,merak ettim bende..  vahide abla konuyu değiştirsene..

vahide-- tamamm..
 irem hanım..  yaseminin annesiyle ,annem öyle  iyi anlaştılar ki.. keyifleri yerinde.. deryaya çeyiz hazırlıyorlar.. bir görseniz hallerini..

derya--(kısık sesle ) sırası mı  vahide ablaa,aşkolsun..
irem-- olsun,derya.. olsun.. aniden,iki annen olmuş.. daha ne istiyorsun..

derya-- (üçümüzün duyacağı bir sesle ) haklısınız da,alışık değilim.. haberim  yok..
bize .. mutfak ..pike ,yatak takımı yaptırmışlar.. danteller sarılmış.. boncuklar işlenmiş.. muhteşem olmuş da.. zaten utanıyorum..birde said geldiğinde çıkarıp gösterdiler ,inanın şok oldum..
şimdi  ölçü istiyorlarmış..  bana gecelik.. saide pijama dikeceklermiş..
ben,ben ne yapacağımı bilmiyorum.. şaşkınım.

gözlerim doldu...elini tuttum  deryanın..

irem-- şansın,kısmetin açık olsun.. hep kıymetli ol,deryacığım.. anneler,ablalar ve kardeşlere sahipsin artık.. sen istemeden yapılıyorsa,seni kızları gibi kabul ettiklerindendir.. doya doya,keyfini sür.. (eğilip, baktım yüzüne.. fısıltıyla  ) ölçü verme,ben alırım sana.. gecelik takımı.. şöyle dantellii..

derya-- (gözlerini kocaman açarak ) irem hanımm.. ne diyorsunuz,siz..
irem-- tarif edecektim canımm..

vahide-- yağmurdan kaçarken ,doluya tutuldun deryaa..
irem-- (döndüm ona) sıra sana da gelecek vahide hanım..

vahide-- ben hiç duymadım bunu..
irem-- sesimi yükseltsem duyarsın herhalde..
derya--bence sen, kasırgaya tutulacaksın ablaa..

irem--derya-- vahide-- hah hah hah..

1441.bölüm..


döndüğümüzde..  şen şakrak.. meyveler eşliğinde.. içkiler içiliyordu .. çakırkeyf olmuşlar iyice..
 yerimize.. oturmadan ..

vahide-- hanımlar , koltuklarda da oturabiliriz..
sacide-- iyi olur valla..
güzide-- birde kahve olursa..
elif-- değmeyin keyfimize..
feryal-- (masaya bakarak ) birisinin keyfi kaçtı,aniden..
şermin--(gülümseyerek)  bence hepsi etkilendiler..
vahide--belki ama onların ses çıkarabileceklerini sanmıyorum.. tuna bey sitemkar bakmadan, hemen oturalım bence..


gülerek koltuklara oturup,kahvelerimizi söylemiştik ki..

maruf--  irem.. (yanıma gelip,dosyayla beraber.. çek yaprağını da uzatı..üstüne koymuş ..şöyle bir rakama baktım.. benim kabaca topladığımın,10 misli neredeyse.. dudak uçuklatıyor.. )
bir mağaza hariç.. yarın tapu işlemlerini,satışı gerçekleştireceğiz..
 o mağazanın yeri çarşıdaymış.. said gelirken bakmış,uyarıp fikir verdi..vakfa bağışlıyorum ,kiralarsan kazanır dedim..

irem-- (gülümsedim ) sağol, çok düşüncelisin..değerlendireceğimden emin ol..
ama çeki bana vermeyeceksin,maruf..

maruf-- muhatap diyordun,sen verirsin.. rakamı yazarken,çok düşündüm..  beğenmediysen,söyle lütfen..
irem-- (gülümseyerek ,ayağa kalktım ) hak sahibisin demiştim, beğendim maruf..  aldıklarının hayrını gör..
maruf-- teşekkür ederim.. (o ,oturdu yerine )

mustafa-- irem hanım,ona da size de teşekkür ediyorum.. lütfen söyleyin.. yarın bekliyorum..
irem--(yaklaştım masaya )  önemli değil,söylerim mustafa bey..
rakamı görünce.. bekir beyin,yüzünün alacağı ifadeyi izlemek herşeye bedel şu anda.. buyrun,güle güle harcayın..

mustafa-- (aldı,dosyayı ve çeki .. gülerek, bekir beye verdi ) benden komisyon ,talep etmemiştiniz ama  helal olsun.. verdim,gitti..
irem--sağolun..

bekir-- (çeki,cevdet beye verip.. gülerek )  bükemediğin eli ,öpeceksin..derler.. bravo doğrusu..
fabrikadaki performansın sonucu.. hepsini beraber veririm.. olur mu..

irem-- olur..  üstadın,çaylağa iltifat etmesi  sıra dışı.. teşekkür ederim.. kazı yakmadan,pişirdim değil mi..

bekir--(gülerek ) rica ederim.. evet,öyle oldu.. kurnazsın,kekle işi bitirdin..
irem-- (güldüm ) muhatabı tanımanın faydaları diyelim..

********

kahveler geldi,sigaralar da yakıldı.. hanımlar sohbet ederek içiyoruz..
sacide abla.. bir hafta sonra ,açılış yapacağından bahsedip hepimizi davet etti..
konser ,sergiler ve kermes olacakmış.. akşam iftardan sonra iyi olur diye düşünmüşler..

ayla hanımı sordum,biraz rahatsız dedi.. ama anlatmadı tam olarak..
elif ablanın kızları da,gelmişler.. onlar da geleceklermiş..

güzide hanımla konuşurlarken..
vahide hanım,sandalyesini  yanıma getirdi..

vahide-- biraz konuşabilir miyiz..
irem-- elbette buyur.. tarih mi belirleyeceğiz..

29 Ekim 2012 Pazartesi

1440.bölüm..


maruf çek yaprağını doldurdu.. rakam yazacak,düşünüyor.. dosyayı istedi.. sayfaları açarken,diğerleriyle de konuşuyorlar..

hüseyin-- bekir iyi ki,seni anlamıyor iremm.. hah hah hah...
bekir-- ne dedii.. çevirin çabuk..
irem-- (gülerek ) pozitif bak,hüseyin abi.. bardağın dolu tarafını görsene..

sacide-- iremm..  sen evde de,böyle misin.. tuna beye,sıra geliyor mu yani..

elif-- iremin,evde konuşmaya hali kalmıyordur .. bence..

irem-- tuna-- hah hah hah..

tuna--  buradaki,konuşmasının amacı belli..  ev hali daha farklı tabi..
konuşur ve dinleriz birbirimizi.. ben memnunum ..  asıl konuşmazsa,sorun var demektir..

irem-- sağol.. emrivaki yapmak istemezdim de.. soracak ortam yoktu.. rehberlik edersin değil mi..

tuna-- malesef .. bende, başladığın işi bitirmen gerektiğini düşünüyorum..
 ertanla,rehberlik yapamam değil mi..
kekini önceden yapıp.. gezdirme işini de.. üstleneceksin çaresiz..

irem-- (gülümsedim)  pardon ,unuttum.. fedakarlık lazım..
 ben sabaha kadar,kek yapar..  tepsileri sıralarım..  bekir bey de,özel dizayn minibüsünü gönderir..
 büyük çocuklara etrafı tanıtarak,hüseyin abilerin köyüne götürürüm..   yemişli köyüydü değil mi..

hüseyin-- evet..
irem-- sen, bir bulgur pilavı .. cacıkla garibanların karnını  doyururken.. sevabına,on dakika uyursam.. köyünü bile satarım hüseyin abi..

elif-- anam duymasın.. tüfekle kovalar seni..
irem-- o zaman ,uysalından bir at ayarla sen... kıskanç olmasın sakın..

bekir-- bir mi? diğerleri ne olacak..
irem--hımm..köye gidince.. ilk iş.. değirmeni,odunluğu gösteririm çocuklara.. sonrası saldım çayıra,mevlam kayıra.. bekir ağa.

cevdet--bekir--sacide-- elif--hüseyin-- mustafa-- mahmut--güzide--şermin--tuna-- feryal--sadun--derya--said-- vahide--  hah hah hah..

mahmut-- o gün ,gidilecek yer çok.. inceleyip,bakılacak.. uzun sürecek .. açılış,yemek derken..   bize bir gün yetmeyecek sanırım..

elif-- oruç faktörü de var..
irem--tamamen unuttum.. ben birde, haber okuyacağım..

maruf-- (rakam yazarken ) tuna,fıkrayı anlatsana..
tuna--  fıkra değildi,maruf.. iremin söylediğine güldük..

said birden arapça konuşmaya başladı.. hepsi dikkat kesilip.. dinlediler..

irem-- saidd,eğer dediğimi söylediysen..  elimden çekeceğin var..
said-- (gülerek) ne dediğimi ,öğrenirsiniz.. nasılsa..
irem-- mutlaka..


servisler değiştirilirken.. bayanlar aramızda konuştuk.. lavoboya gidelim dediler..
irem--(kucağımda ki kağıdı katlayıp,çantama koydum )  vahide hanım,bize eşlik eder misin..
vahide-- tabi,buyrun..

izninizle diyip,hanımlar hep beraber çıktık odadan.. jane hariç kimse yok,üst katta... saat on ikiye geliyor,ışıklar azaltılmış.. o da masada birşeyler yazıyordu.. bizi görünce kalktı..

vahide-- sen işine bak.. jane..
jane-- peki..

****

1439.bölüm..




maruf-- sağolsunlar.. düşünürler.. (çek karnesini çıkardı ) dosya içeriğinin bedelini söyle irem..


irem--sen ne diyorsun, maruf..  alırsın ,kuşkum yok da.. bademli kekin etkisi ile alışveriş yaptığımızı düşünenler olabilir..  samimiyetle söylememi yanlış anlama,biz onu sana/size zaten yedireceğiz..
 bir bedel ödemen gerekmiyor.. kendini baskı altında hissetmesene...

mahmut bey,çevirince..
bekir-- tabi ki,canım.. bir kekin lafı mı olur..

hüseyin-- çevir kazı yanmasın diyordun, değil mi..
cevdet--(kısık sesle )  benim,nutkum tutuldu.. abim kriz geçirecek.. fırsat kaçıyor.. kabul edin,lütfen..

maruf--yok canım.. hissetmiyorum.. dubaide bile  yapıp getirmiştiniz..  hemde tatildeyken.. ikramın farkındayım da..

mr.sam-- (gülerek) sözünüzü kesiyorum,affedin de..tadı nasıldı,mr.maruf..
 keki bu kadar çok mu seviyorsunuz ,anlamadım ki..
acemi de değilsiniz ama çek karnesi hala önünüzde.. ve irem hanım.. fırsatı değerlendirmeyip..rakam söylemedi.. inanamıyorum..  ikinizde, beni çok çok şaşırttınız ..

maruf--(gülümsedi) biz seni, daha çok çookk şaşırtırız mr.sam..
ben kek seviyorum.. iremde,annesi de harika kek yapıyorlar..  hem evlerinde,hem de iremden satın alarak.. çok yedim...
sırf onun için.. dubaiden gelip,tepsi tepsi kek.. börek.. tatlı götürüyordum..
fırsatçılığını ve  ticari zekasını da,taktir ediyorum. bu işin bir boyutu..

ama ilişkimiz o kadar sığ değil.. iremi üç yıldır tanıyorum da,tunayı yıllardır tanırım..
bekarken ve evlendikten sonra.. çok acılar,çok sevinçler paylaştık..  aile kavramına ,evliliğe bakışımı değiştirdiler..  sevginin mucizelerini gördüm,onlarda..

ikisiyle de.. ticari ilişkimiz..  alış verişimiz,oldu.. dürüstlerdir,sattıklarında..hiç bir zaman yanılmazsın..
karlı satmalarını da makul karşılıyorum.. ya basiretsizlikten..  yada ileride daha çok kar edeceğini düşündüğünden alırsın..
mesela seni yolar ama hakkından fazlasını..  ihtiyacı olanlara hesapsız,dağıtır..

en önemlisi ; hiç üstlerine vazife değilken .. samimiyetle yaptıkları ve  yapacaklarını biliyor olmak.. bizi bağlıyor ,anlatabiliyor muyum..
tüm variyetimi.. para,mal..mülk.. eş,çocuklar.. her şeyimi..  gözüm arkada kalmadan.. teslim edebilirim..  hiç zarar gelmeden de,geri alırım.. biz böyle dostuz.. bu da diğer boyutları..
(gülerek ) ireme gelirsek..

tuna-- bir dakika maruf,dediğin gibi.. paylaştığımız çok olay var..birbirimize de bağlıyız.. sen de, bizim için değerlisin dostum...
ama ireme gelme, karımı anlatma.. bu kadarı,yeter..


maruf-- niye.. geneli,iş konusunu konuşacaktım tuna..

tuna-- (gülerek) mümkünmüş ve gerekliymiş gibi; geneli de,anlatma maruf.. sağlığını düşün..

maruf-- hah hah hah..

said-- abii,yapma.. kendini düşünmüyorsan.. beni düşün rica ederim.. deryayı unuttun mu..
tuna-- bak,said bunu anladı..

derya--şeyy.. sizin sinirlendiğinizi bir kere gördüğüm için..
 ben; abinin dişleri olmazsa..  kek bile  yiyemez.. dedim,tuna bey..  ama said farklı anladı..

bir kahkaha daha koptu ki,anlatamam..  said marufa çevirince,çok güldü çok..

maruf-- peki peki.. sustum..  (çek defterini açtı..dolma kalemini de çıkardı )bir rakam söyle,irem..
bekliyorum..


irem-- maruff,bekleme.. muhatapları karşında, sorabilirsin de.. bence gerek yok.. çünkü, sende hak sahibisin..
 arsa fiyatlarından,inşaat giderlerinden .. binadan anlıyorsun.. işin bu.. klasik arabalara meraklı, tanıdıkların da var..  ihtiyacın varsa ve almak istiyorsan..  dosyaya..yeniden bak , hesapla..
zaten hesabını yaptığını.. yine de bana sorduğunu düşünüyorum,o da ayrı konu..

sende.. "ireme gelirsek ".. diyebiliyorsan,rakamı da.. kar payını da.. tahmin ediyorsundur..
sadece.. o yaprağa yazacağın rakama göre.. bekir beyden alacağım  komisyonun ,vakfa bağışlanacağını bil..

maruf-- (güldü ) bekir beyden,niye komisyon alacaksın ..onu anlamadım ..

irem--bekir bey; bizim en bonkör,hayırsever işadamlarımızdandır..   ağadır..  gönlünden kopmuş,maruf.. vermek istedi,ben de kabul ettim..



1438.bölüm..


maruf-- (aldı,sayfaları çevirip.. bakıyor ) ne gibi..

irem-- mahmut bey harasında ; şecereli safkan yarış atlarının,üretimini ,bakımını ve satışını yapıyor..
 görsen bayılırsın,muhteşemler..
bekir bey,fabrikatör..  tır,kamyon.. otobüs,minibüs üreticisi..
 hüseyin beyin de.. zeytinliği ve bostanı var.. karpuzdan sen de,yemiştin hatırlarsan..
..
 bu elindeki dosya da,taslak aslında....orada imarlı arsalar..
klasik arabalar,kendilerinin yaptığı.. sağlamlığına ve kalitesine kefil olabileceğim.. binalar.. evler,iş yerleri .. var..  bakmam için.. mustafa ve cevdet beyler bana getirmişlerdi..

maruf-- sen mi,alacaktın.. (dosyayı misafirlere verdi .. bakıyorlar..)yerin var,şartlarını söyle yapayım..

tuna- ben dahil -sigara verdi,içenlere.. yaktı sonrada..

irem-- (güldüm ) sağol.. gelecekte ki,planlarıma uygun.. mağaza almayı düşünüyorum..
 bbc başkanı ,havaalanı yolunda..  mustafa beylerin yaptığı iki bloktan birisini aldı..
merkez düşünüyormuş.. helikopter pisti falan da olacak.. mr.kevin da.. alttaki mağazaları aldı..  o zaman söylemiştim,istediğimi..
onlarda hazırlamışlar,sağolsunlar..  vaktim olmadı,pek bakamadım daha..
ayrıca lüks bir otel ve kompleks yapma projeleri varmış.. ben küçük çaplı isteklerimle seni oyalamayayım da, ilgilenirsen.. görüşürsün..

maruf-- tamamm.. çarşamba günü,erken gelelim öyleyse.. plana,projeye.... zeytinliğe,bostana bakarız..
bekir beyin fabrikasına ,mahmut beyin harasına da gideriz.. kabul mü..

irem-- kabul.. tunayla gider,bakar..incelersiniz..

maruf-- tuna da gelsin elbette.. ama öneren,malı satacak olan  sensin.. irem..
tam işi bağlayacakken,geri çekilmeni farklı yorumlayabilir arkadaşlar.. mesela sen anlamıyorsun da..
dosyadaki klasik arabalara vurulduğunu..almak istediğini söyleyenler var..


irem-- (gülümsedim)anlatayım.. geri çekilmiyorum,maruf.. satılacak mallar kaliteli,sende göreceksin zaten.. anlıyorsun da.. dosyadakiler de,bunun göstergesi.. yatırımlar karlı,ileriyi de görüyorsun..
kaçırmayıp alacağına/ alacağınıza eminim.. .
karşılıklı memnuniyet duymanız ve ticari istihdama katkıda bulunmak için.. aracı olup,konuyu açtım..
 satıcı ve alıcılar kendilerini ifade edebileceklerinden.. tek kuruş cebime girmeyecek ama dostlarım kazanacak.. diye düşünüyorum..
 bizim muhatabımız,sensin.. bu noktada.. ben yada tuna fark etmeyeceğinden.. beraber  gidersiniz dedim..
ayrıca gelmeyi  de çok isterdim ama kendimce geçerli iki nedenim  var.. birincisini tahmin edersin.. . ramazan ayına girmiş olacağız ki..
 sizleri iftara davet etmek istediğimden,biraz zamana ihtiyacım var..

tuna bilmeyenlere .. oruç,iftar  ne..nasıl tutulur onu anlatıyor..
bende kucağımdaki listede yazan.. fiyatlara bakıp.. kabaca topladım.

bekir--uyanıkk.. çevir kazı yanmasın,sen beni de geçtin.valla... ama hayal kırıklığı yaşıyorum..
dosyadan en az birkaç parçayı,hemen satacağını düşünmüştüm..

mustafa-- sıkıştırma bekir.. bir aydır,biz satabildik mi.. kendini feda ediyor işte..
irem hanım.. yemeği sen yapma.. benim davetlimsiniz..  satsan da ,satmasan da..

irem-- (gülerek,başımı kaldırdım ) sağolun mustafa bey..  o gün.. hep beraber  iftar çadırında,oruç açacağız kısmetse..  yemeği ben veriyorum..  dediğim gerçekti..
(saidin ve mr.rekinin duymayacağı bir sesle ) ama uyanıklık; dosyadan satışta..  sattığım  rakamın komisyonunu, sizden alacak ve  % 30 istiyor..bekir bey,kabul mü..

cevdet--bekir--hüseyin-- mustafa-- mahmut--güzide--vahide-- şermin--feryal--sadun--  hah hah hah..

bekir-- kabul.. ben onu mustafadan alırım,bir şekilde..

irem-- cevdet--bekir--hüseyin-- mustafa-- mahmut--güzide--şermin--feryal--sadun--vahide--  hah hah hah..

maruf-- pardon,irem.. çok teşekkür ederiz..  sen davet etmek istedim dedin ama yemek hazırlama.. açılıştan sonra..  hep beraber,benim davetlim olun..

irem-- maruf,çok naziksin..  mustafa bey de,davet etti.... fakat,yemek benden..  yapmayacağım da.. iftarda beraber olacağız.. tuna iftar çadırını anlatsana..
tuna-- tamam..

onlar konuşurlarken.. diğerlerini beklediğimi de söyledim..
maruf-- teşekkür ederiz,geleceğiz irem..
irem-- rica ederim,bekleriz..

cafer-- irem hanım.. peki,ikinci neden nedir..
irem-- söylemesem.. o daha şahsi de..
cafer-- ama merak ettik.. mahsuru yoksa.. duymak isteriz..

irem-- (gülümsedim) peki.. geçenlerde,bademli kek yapmıştım..kremalı falan..
aklımıza marufun da çok sevdiği geldiği için,boğazımıza dizildi..
tuna da,geldiğinde yaparsın.. yediririz.. muhteşem olmuş,maruf bayılacak dedi..
onu yapacağım,cafer bey..
kalabalığız,fazlaca yapıp..herkese ikram edebilmek  için de.. zamana ihtiyacım var..


maruf-- hii,ciddi misin.. tunaa,tadı nasıldı..
tuna-- (gülerek ) anlatılmaz yaşanır,dedikleri cinstendi maruf..

bir kahkaha koptu ki.. çınladı oda..

 cafer-- çok şanslısınız,şeyhim.. arkadaşlarınız sizi düşünmüşler..
maruf-- sağolsunlar.. düşünürler.. (çek karnesini çıkardı )  dosya içeriğinin bedelini söyle irem..

22 Ekim 2012 Pazartesi

1437.bölüm..


hüseyin-- hiç öyle satmadığımız için,bilmiyorum.. ama fiyat cüzi..
elli dönüm de.. zeytin ağacı var.. rekolte iyi olduğunda.. 100 ton toplanılıyor..
ama karpuzumuz gayet verimli.. tohumu kaliteli ekiyoruz.. mesela yazın 1000 kamyon hasat yaptık.. kamyonu bin liradan,satınca..  allah bereket versin.. diyoruz..

tuna--(kısık sesle ) irem..  bizim,on dönüm araziden tahmini.. 40 ton toplanacak.. 10 tonu sofralık.. 30 tonu zeytin yağı için ayrılır.. 10 ton zeytin yağı elde ediliyor..
en iyi satışla.. 20 bin lira eder.. fikir edinmen için söyledim.. zeytin ,bizim satılmayan ürünlerden..

hüseyin-- bizimkiler sofralık.. yağlık değil..

irem-- anladım.. bekir bey.. sizin tır,kamyon.. otobüs.. minübüs..
mahmut bey..sizin de uğraşınız.. tekstil ve atlar.. değil mi..

bekir-- (gülerek) evet..sen şimdi, komisyon da istersin ..
irem-- allahın emri, o.. isterim.. komisyonun,gittiği yeri de biliyorsunuz.. vermezseniz satmam..
bekir-- iyi verdim,hadi.. 20 tır sat.. % 20 vereyim.. bir tır,10.bin dolar..
irem-- anlaştık..

mahmut--benim tekstil işi, hobi gibi.. mobilyaya giriyorum asıl..
ama satılacak 10 mükemmel yarış atım var.. şecereli..  kafanıza göre satın..

irem-- tamam.. maruf,biraz ticaret konuşsak diyorum..
maruf-- olurr,da..  çalışma imkanın var mı demiştim,sana.. unuttun mu..

irem-- (deryayla said kalktılar) unutmadım da..  kendimden  bahsetmiyorum..
buradaki iş adamlarıyla,bağlantı yapıp.. çalışabilirsiniz diye düşündüm..
karşılıklıysa ,onlarda ilgileniyorlarsa.. konuşturalım..

maruf--(gülerek) tuna,çok iyi öğretmen olduğuna iyice inandım.. şimdi de,emekli gibi kenara çekildin ve seyrediyorsun değil mi..

tuna-- (gülümsedi ) sağol maruf, aynen öyle.. yapıyorum.. ama öğrenci çok yetenekli.. yeter ki,istesin.. satar da,alır da..

maruf-- arkadaşlar,irem hanımı dinleyelim.. satılacak malları var mış.. ama  sizi uyarmak isterim... almayabilirsiniz de, dediği rakam tektir.. itiraz kabul etmez..

mr.sam-- bilmem mii..

bir anda sinirim zıpladı.. öfkeyle ağzımı açacakken..

maruf-- molaa.. irem,dur bir dakika..
 mr.sam.. acemi değilim diyordunuz ama öyle davranıyorsunuz şu anda..
o kadar masraf yapıp,henüz almadığınız dört kata.. mallarınızı yerleştirmişsiniz.. çarşamba günü açılış yapmaktan bahsederken.. dediğiniz bir kelime ile.. herşeyi kaybetmek üzeresiniz.. anlaşmayı silah zoruyla mı,yaptınız.. kabul etmeseydiniz madem..
üstelik mallarınızı da, o getiriyor.. tamamen zarara uğrayacaksınız.. karışmam lehinize..  sizin değil,iremin eli güçlü.. çünkü..

mr.sam-- teşekkür ederim,mr.maruf.. irem,düşüncesizce konuştum..özür dilerim..
tuna-- (kısık sesle ) taviz vermee..

irem-- (tunaya gülümsedikten sonra..same döndüm )uyardığım halde.. bu ikinci düşüncesiz konuşmaydı,mr.sam..ben hiç kolay affetmem ,çünkü..
bir katı satıyorum..üç kat bir yıllık kiralık.. işinize gelirse.. kabul edersiniz..

mr.sam-- amaa..

irem-- sözümü kesmeyin rica ederim.. bir yılın sonunda.. ilişkimizi değerlendirip..satıp satmayacağıma karar vereceğim.. mr.maruf iyi tanır beni.. eğer araya girmeseydi.. yarın yeni yer ve yeni nakliye arayacaktınız.. seçim sizin.. yatırdığınız parayı da,derhal iade edebilirim..
mr.sam-- peki.. dediğin gibi olsun..

bekir-- helal sana..
mustafa-- satışa bak,cevdet..

hüseyin-- satmadığın için,zarar etmedin mi şimdi.. beklediğin parayı alamayacaksın.. yeni şirket kuracağım diyordun..
irem-- şirketi,beklediğim para ile kurmayacağımdan.. zarar etmedim hüseyin abi.. (gülümseyerek ) hem ben,binaya yatırdığım paramı aldım zaten..

cevdet-- almasan şaşardım.. hem tuna beyin,hem senin dediğin oldu.. bravo doğrusu..
irem-- sağolun,cevdet bey..

tuna marufa bakarak,almanca konuştu.. sitem ediyor gibiydi.. o da ,gülerek cevap verdi.. mahmut bey ,mr.rekin.. sadun bey de.. katıldılar konuşmaya..

irem-- tuna,aşkolsun..almanca öğrenmek için, zamanım yok biliyorsun..
tuna-- (gülerek ) başkası anlamasın dedim,hayatım..
marufa ne diye karıştın ,ders vermenin sırası mıydı ..irem affetmeyecekti ,dedim.. o da,gerekçesini söyledi..
irem-- hıı,gerekçesi  yeni evleneni mi kollamakmış... işletmeci o olacaktı ya..
tuna-- (gülerek ) tabi o da var..
irem-- (kaşlarımı çattım ) ne yani.. kendisi de işin içindeymiş de.. yatırımı için mi ,susturmuş beni..
tuna-- (gülümseyerek ) yorum yok..

irem-- (mırıldandım )... (........)beni oyuna getirdi ha.. görür o ,gününü.. sende alet oldun,farkındamısın..

tuna--(fısıltıyla)  sakin ol,ne alet olması.. yorum yok dememi yanlış anladın.. gelecek amaçlı planı aden içinmiş de..   burası merkez olarak açıldığında.. meraklı bücürün.. sürpriz yapıp,gelmek istemesine ..maruf  peki demiş.. onun acemiliğine engel olurken,oğlu da hayal kırıklığına uğramasın istemiş yani..
duymasın demişti.. hala alet olduğumu düşünüyorsan... açılışta burada olmayız ,ne dersin....

irem-- (gülümsedim ) çocuğu hayal kırıklığına uğratmayalım canım.. afedersinn..
tuna-- (gülerek ) etmiyorum işte.. etmiyorum.. kalbimi kırdın..
irem--  nazlımm.. hah hah hah..

said ve derya geldiler o sırada.. dosyayı uzattı bana..
irem-- (aldım ) sağol deryacığım..
derya-- sizde sağolun..
oturdular..

maruf-- o nedir,irem..

irem--vereceğim bir dakika..  (masanın altında..içine baktım dosyanın, fiyatları yazıyor mu diye..
iyi yazmıyor.. en sondaki mal ve fiyat listesini çıkardım çaktırmadan.. sayfa numaraları ve özellikleri de var..dosyayı  kapatıp,uzattım marufa ) buyur,bak..bakın....ilginizi çekeni söylerseniz,yardımcı olurum.. önce bunların göstereyim de... başka tekliflerim de olacak..


1436.bölüm..


maruf-- şirket ne ile ilgili olacak.. benimle yada buradaki arkadaşlarla.. çalışma imkanın var mı..

irem-- olabilir de.. henüz ithal edeceğim ürün ile ilgili anlaşma yapmadığım için.. açıklamayı doğru bulmuyorum..
mr.sam-- philip,daha incelemediğini söylemişti.. zaten..
irem-- evet.. vakit olmadı.. bu hafta inceleyeceğim,dört dosya daha var mr.sam..
mr.sam-- sana kolay gelsin..

irem-- sağol,sana da.. philip ve mrs elizabeth nasıllar.. vahide hanım,davetli değiller mi..
vahide-- çağırdık ama ..

mr.sam-- iyilerdi,çağırıldıklarını da söyledi.. yemekte konuştuk dün..
sevkiyatların başarılı olmasından dolayı.. fabrikada bir kutlama yemeği vereceğim..  geç de olsa,geliriz mutlaka dedi..
irem-- sevindim..

mr.rekin-- (kadehini kaldırıp .. Türkçe ) said,sen çevir..
hepiniz hoşgeldiniz.. şerefler verdiniz.. burada olmanızdan vahide ve ben çok mutluyuz..(vahide hanıma bakıp) sizleri evimizde de ağırlamak ,istiyoruz..
vahide--(gülümseyerek ) evet,en kısa zamanda .. davet edeceğiz..

said çevirdi.. iyi dileklerimizi söyleyerek..kadehlerimizi kaldırdık..

irem-- zaman, ne kadar kısa vahide hanım..
elif-- evet,duyalım bizde..
sacide-- kına yaparız dimi..vahide hanım..
vahide-- (gülümseyerek ) beni zorlamayın,rica ederim.. artık birisi daha anlamaya başladı.. tuna bey var.. sonra konuşuruz..

said-- deryaa,sıramı vermem ben..
derya-- aa,ver canım.. vahide hanımdan kıymetli mi..

güldük..
vahide-- sağol deryacığım.. ama said doğru söylüyor..
said-- ablam,teşekkür ederim..
mr.rekin-- said,aşkolsun.. çekil kenara.. geçelim..
irem-- mr.rekin tebrik ederim,dilimizi çok güzel konuşuyorsunuz.. azimlisiniz.. ikna edeceğinize de,eminim..

 mr.rekin-- moral verdiğiniz ve iltifatınız için..çok teşekkür ediyorum.. öneriniz üzerine,bekliyorum kapıda..
irem-- rica ederim.. saide de moral vermiştim ama.. o hala yumruğunu masaya vuramadı..

bekir-- bak bak bak.. neler de bilirmiş..
hüseyin-- said gaza gelecek şimdi..
tuna--  ben varken.. biraz zorr..

sadun-- (gülerek,bize baktı)sizler, çokk tehlikelisiniz..
tuna-- size birşey demedik ki,sadun bey..
mahmut-- o da,haline şükrediyor zaten..

said-- masaya niye vuracakmışım ,derya.. ben anlamadım..
derya-- şaka o,şaka.. sakın yapma,tamam mı..
said-- tamam..
irem-- sana  bıraktım derya,ne yaparsan yap.. karışmıyorum..
kahkahayla güldük..

****
ana yemek ikram edildiğinde.. saat on olmuştu.. herkes daha samimi konuşuyor.. 
keyifler yerinde.. şermin ve feryal hanımlarda kafa dengiymiş..  sadun bey ve sam de,gayet neşeliler..  

sohbet neticesinde.. emir caferin burada yatırım yapmak ..arsa,bina almak.. yada inşaat işine girmek istediğini duyunca.. mr.rekine sordum çaktırmadan.. insan olarak nasıldır,diye.. güvenirim dedi.. 

irem-- ( mustafa ve cevdet beye bakarak..) ceydanın bahsettiği,bir projeniz vardı.. satışlar nasıl gidiyor.. mustafa bey.. 

mustafa-- gittiği söylenemez..  irem hanım.. çaylaklar,birşeyler yapmaya uğraşıyor.. bizde ilgilenemiyoruz,hasat dolayısıyla.. güngör,tüm personelini.. değiştirdi.. sizin önerdikleriniz hariç..  yeni bir yapılanma içinde.. uygulamaya ekim ayında geçeriz diye düşünüyorduk ama olmayacak sanırım.. 
yoksa siz arsa konusunda,bana müjde mi verecektiniz.. 

tuna-- (gülerek ) irem bahsetti de..hiç öyle bir niyetimiz yok,mustafa bey.. kesinlikle,satış düşünmüyoruz.. 

irem-- evet.. ben başka bir şey söylemeye çalışıyordum.. misafirlerden,en genç olanı.. arsa,bina almak.. inşaat işine girmek ve yatırım yapmak arzusundaymış.. size yönlendireyim mi.. 

cevdet-- memnun oluruz da.. ceyda yok.. yarın iş yerine gelseler.. olur mu.. hazırlanan dosyayı gösterirdik.. fotoğraflara bakınca,fikir sahibi olurlardı.. 
tuna-- dosya iyi olurdu.. şimdi,yanınızda yok mu.. 
mustafa-- yok malesef.. 
irem-- bende var... derya,köşten alırmısın.. benim odamdaydı.. 
derya-- tamam.. 

irem-- dur,ben oyalayayım.. siz çaktırmadan gidin ,saidle.. 
derya-- ben giderdim.. 
irem-- olmaz,beraber gidin.... 
hüseyin abi,satılacak neyin var.. hani yaktın dedin ya.. özür mahiyetinde,para kazandırayım bari.. 


hüseyin-- ( gülerek ) onlara göre birşeyim yok ki.. yaptıklarımın hepsi küçük çaplı,bize göre irem..
elif-- ama zeytin ,karpuz olabilir hüseyin..  
irem--acemiyim bu konuda.. ürünleriniz tahmini ne kadar toplanıyor.. kilosu kaça.. nasıl satılıyor.. acil bilgi verin,bana.. 

1435.bölüm..


onları gönderdikten sonra.. kolunu belime koyup..
tuna-- evett,seni dinliyorum..

irem--(gülümsedim ) seni dinliyorum,gözlerim kapalı..
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum... seni dinliyorum tuna kara..

tuna-- (gülerek) harikasın,sürprizin çok hoştu.. hayatım.. alkışladım farzet..
artık ne olduğunu öğrenebilir miyim..

irem-- hayırr.. tekrar aklıma getirme de.. içeri girelim hadi.. marufla uğraşamıyorum madem,caferle
uğraşayım biraz.. ayy,çok eğlencelii..
tuna-- (gülerek) lütfen, sen benimle uğraş hayatım..
irem-- elbette kocacığım.. hadi eve gidelim öyleyse..
tuna-- hah hah hah..


********

tabi eve gitmedik.. mağazaya girince,alt katta saatleri gösterdim..tunaya.. beğendi de,sonra deneriz dedi.. yukarı çıktık..
bizim misafirleri de,odasına davet etmiş mr.rekin..jane de,beklendiğimizi söyledi..  içeriye girdik..  koltuklarda oturuyorlar..
mr.rekin.. saygıyla kalkıp,buyrun dedi.. teşekkür edip.. yanyana oturduk..

konuşuluyor işlerden,mağazayı övüyorlar.. ingilizce bilenler çoğunlukta..sohbete katılıyorlar onlarda..
said de tercümanlık yapıyor..

bekir-sacide.. gülderen-nedim,güzide-mahmut, mustafa-cevdet,elif-hüseyin, maruf-derya-said.. vahide-mr.rekin.. ben-tuna.. mr.sam-feryal,sadun-şermin..
on kişi de ekabir takımı..
otuz bir kişi için.. boydan boya bir masa hazırlanmış ki.. kuş sütü eksik..  garsonlar çalışıyorlar.. arı gibi..

mr.rekin-- şeyhim,yemeğe geçelim isterseniz..
maruf-- olur,mr.rekin.. (ayağa kalktı) hanımlar,beyler buyrun..

kalkıldı..
nedim-- tuna bey,irem hanım.. biz izin istesek..ayıp olur mu.. hazırlamam gereken şeyler var..
tuna-- olmaz da..
irem-- tuna ben şirket kurmasını istedim.. nazlı aş. için gerekenleri hazırlayacak ,nedim bey..

gülderen--hayırlı olsun..
irem-- sağolun..
tuna--(baktı bana )  nazlı aş.mi dedin..
irem-- (gülümseyerek,başımı salladım ) evet.. istersen değiştirebilirim..
tuna-- yok,şaşırdım sadece..  hayırlı ,uzun ömürlü ..kazancı bereketli olsun..
amin dedik..

maruf-- tuna,irem gelsenize..
tuna-- (oturmuşlar onlar.. vahide-mr.rekin bizi bekliyorlar.. ) geliyoruz maruf.. nedim beylerin,gitmeleri gerekiyormuş da..
mr.rekin-- nedim bey,yemekten sonra giderdiniz.. acil mi..
vahide-- niye gidiyorsunuz nedim bey,gülderen hanım..

nedim-- vahide hanım.. başka zaman inşallah.. iş için gidiyorum..
vahide-- peki öyleyse..

irem-- mr.rekin.. benim iş konusunda bir isteğim oldu,nedim beyden.. o yüzden gidiyorlar.. ve sizlere çok teşekkür ediyorlar..
mr.rekin-- o zaman birşey diyemiyeceğim.. rica ederiz.. her zaman bekleriz..
tokalaştılar,bize de hoşçakalın diyerek ayrıldı onlar..

 maruf da,yanına oturmamız için.. çağırdı..
masanın bir tarafı bize diğer tarafı yabancılara ayrılmış.. bir başta,maruf.. diğerinde
mr.rekin oturuyor.. sağ tarafında vahide hanım.. said-derya.. güzide-mahmut,sacide -bekir..
feryal-mr.sam,şermin-sadun,mustafa-cevdet.. tunayla ben de oturduk..

fazla servisler kaldırıldı.. içecekler getirilirken..

maruf--irem..  gece gece.. ne işi istedin.. nedim beyden..  başka bir sebep mi var yoksa.. (bize doğru,eğilip ..kısık sesle ) cafere de,birşeyler oldu..

irem-- (gülerek ) yarın onlar,bir aylık  balayı seyahatine çıkacaklar,maruf
.. gitmeden ,bir şirket kurmasını istedim.. onun ön hazırlığını yapacak..
diğer konuyla ilgili değilim.. muhatabı seçimini çoktan yapmış..

maruf-- hıı,yeni değil yani..
irem-- evet.. değilmiş..
1434.bölüm..


nedim-- (içini çekerek,kısık sesle  )konuyu beraber olduğumuz için..  biliyorum..
duyduğunuzu lütfen belli etmeyin ,sorun eşiyle ilgiliydi..
çok üzgün ve öfkeli olunca da ; "rezalete bak.. sabahtan -öğlene ne değişti ki.. bir anda ,karım benden ayrılmak istediğine karar vermiş.. davayı açıp,İstanbula gitmiş.. ve ben bunu bu şekilde öğreniyorum..
oğlum olmasa ,hemen kabul ederdim de.. bana en az on yıl  daha dayanacak.. boşanabiliyorsa,boşansın hadi "dedi..
sonra da,çiftlikte sizinle görüşmeye gitti.. bu durumdan dolayı..sizin fevri yaklaşımınızı engellemek istedim..

irem-- (canım sıkılarak) sağolun.. bilmiyordum.. sanırım annemler de.. habersizler..  ah dayım,ah.. şimdi nerede,n'apıyor acaba..
nedim-- kimbilir..

kapıyı açtım.. tam mr.rekin ve çevresindekilere uygun bir .. büro denemez ki.. buraya.. saray yavrusu resmen.. göz kamaştırıcı ..

 tuna,maruf ve said koltuklara oturmuş,viski içiyorlar.. yüzüm nasılsa artık..  tuna kalkıp,yanımıza geldi..
tuna--  neyin var..
irem-- yok birşey,canım sıkıldı biraz..
tuna-- (nedim beye bakıp) nedim bey,ne oldu ?
irem-- nedim beyle ilgili değil..  imzayı yarın atacağım,tuna.. şimdi bu ortamda içeri girmek istemiyorum.. onu söylemeye geldim.. bunaldım,hava almak için aşağıya iniyorum.. maruf var ya,sen oturabilirsin..
tuna-- tamam.. sen in,geliyorum..
irem-- sağol..

marufla,saide başımla selam verdim.. nedim bey evrakları alıyordu.. ayrıldım..

ben yürüyen merdivene adımımı atmıştım ki..

candan-- irem nereye..
irem-- (döndüm ) geleceğim candan..
candan-- biz birazdan gideceğiz de..onu söyleyecektim sana..
irem-- gel öyleyse..

indim.. of of.. kalabalık müthiş.. iğne atsan yere düşmez..

mr.rekinin  yabancı  misafirleri de..kapıdan içeri giriyorlardı.. vahide hanımla beraber,karşılıyor onları.. tanıştırıyor.. bekledikleri herhalde.. ekabir oldukları belli..
şeyh miydi.. bakan mıydı,tam hatırlamıyorum.. ama kevinın yatında gördüğüm iki kişiyi tanıdım..
dışarıya çıkmak için.. kenarda,geçmelerini beklerken.. candan da geldi yanıma..

---(ingilizce)  merhaba,hanımefendi... nasılsınız..
irem-- (başımı çevirdim.. tanıdığım adamlar,saygıyla ellerini uzattılar..tokalaşmak için.. )
merhaba efendim.. teşekkür ederim,sizleri burada da gördüğüme memnun oldum..
(tokalaştım ikisiyle de.. ) nasılsınız...
--- biz de memnun olduk..sizleri görüp de, iyi olmamak mümkün mü..
irem-- sağolun..

mr.rekin-- irem hanımla.. siz nereden tanışıyorsunuz,emirim..
---  dubaide,şeyhimiz mr.maruf tanıştırmıştı..
--- (genç olan,candana beğeniyle bakıp..)  sizinle tanıştırılmadık,ben emir cafer..
candan--( başıyla onayladı..) ben de candan..
--- çok memnun oldum..
candan-- (gülümsedi) bende..

mr.rekin--lütfen  buyrun,şeyhimiz de yukarıda..
---(cafer bey,nezaketle )  irem hanım,candan hanım..
irem-- birazdan geliriz.. siz buyrun lütfen..

vahide-- beni yanlız bırakmayınn..
irem-- bırakmam.. sen dik dur,gayet iyi idare ediyorsun.. gözüm arkada değil..
vahide--  gülemiyorumm..

mr.rekin misafirlerine yol gösterirken.. vahide hanımı da,bekledi.. onlar yukarıya,biz de dışarıya çıktık...

( derinnn nefesler alıyorum.. bizim eve doğru birkaç adım yürüdük.. )
candan-- neyin var,irem..
irem-- bunaldım,biraz hava almaya indim candan.. sen ne diyecektin..

candan--  beyler.. gezelim dediler de.. onu haber vermek için..konuşmanın bitmesini bekledim..
gitsek saygısızlık olur mu,size karşı.. çok çekiniyorlar tuna beyden..

irem-- (gülümsedim )o da, çekinmelerini istiyor zaten.. aklı başında insanlarsınız ama emanet olarak gördüğümüzden.. kızlarımızın rahatı için..  kaana gereken uyarıyı da yaptı,öngürülü kocacığım..
kendinize dikkat edin,olur mu..

candan-- (güldü) olur.. hiç merak etme sen..( yan dönüp ) bir emir caferimiz eksikti.. bakma da,bizi arıyor üstüne vazifeymiş gibi..
irem-- valla beni aramıyordur,candan... seni bulsun mu?
candan-- bulmasın..  hiç lüzumu yok..

tunaymış.. belime dokununca.. zıpladım..
irem-- of tunaa.. korkuttun beni..
tuna-- afedersin..  niye dışarıdasınız..
irem-- çok kalabalıktı.. hava alalım dedik..
tuna-- tamerle,batu da hava almak..  hatta gezmek istiyorlarmış.. siz ne düşünüyorsunuz, candan hanım..

 candan--  (gülümseyerek) cesaretlendiler demek.. bende ireme onu söylüyordum.. siz,bizi hiç merak etmeyin..  tuna bey..
tuna-- peki.. gerekirse,hiç tereddüt  etmeden.. bizi arayabilirsin.. tamer de,batu bey de.. şaşıracak kişiler değil ama arada bir benden bahsetsen bile işe yarar.. sanırım..

candan--irem-- hah hah hah..

cafer -- (yanımıza yaklaştı) tekrar merhaba.. geleceğiz demiştiniz ama ben bekleyemedim ,candan hanım.... umarım yanlış anlamazsınız beni..

candan-- ben anlamam da..  erkek arkadaşım,anlayabilir.. arkanızda, geliyor da..

döndük.. sahiden bizim gençler geliyorlar..

tamer-- neler oluyor,candan..
kaan-- sakin ol,sakin..
ceyda-- tamerde de.. zemin müsait,hava nemliymiş.. desene..

tuna--irem-- hah hah hah..

candan-- (gelenleri,emir cafere tanıtıyor tek tek.. tamerin yanına geçti .. diğerlerine bakıp "tepki vermeyin " dedikten sonra.. tameri göstererek) emir cafer.. erkek arkadaşımla tanıştırayım sizi..

cafer bey,bozulsa da.. başıyla selam verdi..
cafer-- çok memnun oldum..  beni bekliyorlar.. görüşmek üzere,iyi akşamlar diliyorum ..

aceleyle gitti içeri..

melek-- tepki verebilir miyim..
candan-- hayır..

tamer-- ya ben..
kaan-- tuna bey var oğlum, canına mı susadın..

kahkahamız inletti... ortalığı..


1433.bölüm..


güzide-- anladım.. geçen pazartesi ,çok dalgındı.. yayını tamamladı da,tutuktu..
sordum,neyin var diye.. ağlayıp,üzgün olduğunu.. istersem ayrılabileceğini .. yayından,kendisinin de memnun olmadığını söyledi..
daha neler,çiçekciğim.. hepimiz insanız,üzgün de oluruz ama yansıtmamaya çalışırız..
diğer yayın için kendini,topla ve motive et dedim.. teşekkür edip gitti..
ama çarşamba günü,yayın tam bir felaketmiş... paragraf atlayınca, sorumlu  uyarmış.. ve çiçek yayın odasını terketmiş..
bana da bir özür mektubu bırakıp,minnettar olduğunu.. ancak  istifasını kabul etmemi istemiş..

perşembe günü,çiçeği aradım.. annesi..  hasta olduğunu..  doktorun da..10 gün rapor verdiğini söyledi..
 ama çiçek istifa ettim ,mahçubum başarısızdım  diyince.. getirmemiş kadıncağız..
bende,iyileşince mutlaka.. raporunu da getirsin..onunla konuşmak istiyorum ,geçmiş olsun dedim..  bizdeki durum da böyle..
raporu var diye bekleyip,bir iki gün sonra.. ziyaretine giderim diyordum  da.. sizin konuşmanız daha iyi olur sanırım..
 halini biliyorum,ben onun ekmeğine mani olamam.. spikerlik olmasa da.. başka bir görev veririm.. yeter ki,kendini toplasın..
 sorduğunuz da,kendi içimizde hallederiz diye söylemek istemedim.. ortam da uygun değildi..
batu da biliyordu...ve bana ilgisi olmadığına dair yemin etti..

irem-- sağolun,güzide hanım.. burhan da berbattı ama çiçeğin böyle dağılmasına göz yumamam..
 konuşup,öyle gelirim yayına.. saatler değişmedi değil mi..
güzide-- yok.. sekiz-dokuz arası.. yine..
irem-- (gülümsedim) tamam,gelirim .. konuyu değiştirip.. hadsizlik demezseniz birşey sorabilir miyim..

güzide-- hah hah hah.. hayır,hayır ..sormayın lütfen..
irem-- peki.. az önce mahmut bey.. "iyi ikna ettiğim söylenir " dedi de.. ben o lafa istinaden.. cesaretlenmiştim..

güzide-- (gülerek) doğru,ediyor da.. korkuyorum..
 çiçek dağılmış ama genç.. hayalleri,idealleri ve ailesi var.. güçlü,ayağa kalkar..
yaralanırsam,ben toplayamam kendimi.. o cesaret,gözükaralık kalmadı..

irem--  sizi biraz, mahmut beyi.. hiç tanımıyorum..
bulunduğumuz ortamlardaki tavır ve konuşmaları fikir veriyor ancak.. gördüğümüz kadarıyla,yakıştırıyoruz..ama en iyi siz bilirsiniz tabi..
ben,cesaret ve gözükaralık kalmadı demenize şaşırdım....
sizde bu özelliklerin fazlasıyla olduğuna.. müthiş artılarınızla,sarsılsanız dahi.. dimdik ayakta duracağınıza eminim..  çiçekle kıyaslamayın ve kendinize haksızlık etmeyin lütfen..

güzide--(gülümseyerek )  güzel moral veriyorsunuz..
irem-- gözüm de karadır..
güzide-- hah hah hah..

nedim --irem hanım sözünüzü kesiyorum ama.. on dakikanızı almak istiyorum..

irem-- (dönüp, baktım.. oturan pek kimse kalmamış..
cevdet,mahmut ,bekir bey ve hüseyin abi.. konuşuyorlar.. tuna  ,yok.. diğerleri de vitrinlere bakıyorlar..
epeyce de kalabalık olmuş..ikinci kat..  ) peki nedim bey,verdim..ne yapacağız..

nedim--  imzalamanız için,evrak getirmiştim.. mr.rekin büromu kullanabilirsiniz dedi.. maruf ve tuna bey de  içerideler,bekliyorlar..
irem--  nedim bey,sizi zora sokmayacaksam..  yarın sabah imzalasam.. evrak içeriğinden,büro içeriğine kadar  rahatsızım.. anlatabildim mi..
çok lazımsa,arabada ..evde..köşkte imzalarım..

nedim--  (gülümseyerek ) anlattınız da,tuna bey bozulmasın.. o imzaladı da..
irem-- güzide hanım,müsadenizle.. gidip,şu işi halledeyim..

güzide-- tamam..

irem-- (kalktım ayağa.. koltuktan çantamı alıp.. oda kapısına doğru.. yürürken.. ) nedim bey.. ben tunayı
çağıracağım.. sen de evrakları alırsın..
nedim-- olur.. sabah ta acele etmenize gerek yok.. biz saat beş gibi ,yola çıkacağız..
irem-- hıı,benim yüzümden mi..
nedim-- yok yok.. arabayı servisten o saatte alacağım da..

irem-- pekii.. öyleyse.. bir ricam olacak.. .ben-ela-gönül kara ve menekşe (...... ) ortaklığı
için.. eşit hisseli.. 100.000 tl bütçeli ..holding çatısı altında
yerli yabancı.. her türlü malı satmaya, ihraç etmeye izinli ..bir şirket kurmanı istiyorum..
elayla,menekşe resmi ortak olamayacakları için.. gönülle yarı yarıya ortak görüleceğiz.. ama sen bil tabi.. gerekeni gönül gönderir..
döndüğünüzde,iki yada üç şirket daha  kurmanızı isteyeceğim.. görüşmelerimi tamamlarım bende..

nedim-- olur,aklınızda ki ürünü de duyayım..birde,şirketin adı ne olacak..

irem-- elektrik,anten  kablosu.. xxx marka..almanyadan ihraç edilecek..ama henüz konuşup ,anlaşmış değilim.. gideceğiniz için,hazırlanmasını istedim.. (dudaklarımı sıkıp... ) hımm,adı.. nazlı olsun.. nazlı aş.

nedim-- nazlı aş.hayırlı uğurlu olsun.. size kolay gelsin.. hem ihracatta..hemde içerideki operasyonda..

irem-- hah hah hah .. sağol.. (durdum ) nedim bey,düğünde dayım için ,çok kötü bir gün olduğunu söylemiştiniz.. konu neydi..

1432.bölüm..


bekir-- konu neydi..
tuna--bize, full konforlu ...sıfır, bir karavan lazım.. uzun yolda,üç kişinin rahatça ihtiyaçlarını karşılayıp.. sağlamlığı ile de sorun yaratmamalı..
konuya yabancı olduğumuzdan,fikir ve önerilerinizi duymak istiyoruz..

sadun-- ne zamana lazım..
tuna-- iki gün sonra..
sadun-- yeni bulamam bu sürede.. ama bakımlı ikinci el için yardımcı olurum..
tuna bey..

bekir-- bende de,karavan yok.. ama uzun yol da,iki kişinin rahat etmesi için.. özel tasarlanmış..  minibüs var.. bir bakın,uygun derseniz..  olur..

mustafa-- daha pamuk toplanmadı.. uzun yol diyince,merak ettim.. nereye gidiyorsunuz..
tuna-- biz değil.. başkası gidecekmiş, mustafa bey.. onlara almak istiyoruz..

hüseyin--anladımm.. ahmetin haberi yok herhalde.. kamyonetin kasasını kapattırıp.. yola çıkacağını söylemişti de..

irem-- (gülümsedim ) evet,yok hüseyin abi.. size ne zaman bahsetti ki.. biz bile,öğleden sonra duyduk da..

hüseyin-- zuhalin kınasında,konuşmuştuk..
irem-- hımm.. yine yargısız infaz yapmışım desene.. yarın,münibüse de..ikinci el, karavana da bakarım inşallah..

mahmut--istediğiniz özelliklere uygun.. yarın  gelecek bir karavan var,irem hanım..geldiğinizde,ona da bakarsınız..
tuna-- size geliyorsa,kısmetinize mani olmayalım mahmut bey..

mahmut--(gülerek) benim acelem yok,tuna bey.. yeniden isterim..
 sizin kadar başarılı olmasam da.. iyi ikna ettiğim söylenir..  lütfen kabul edin.. ve hayrını görün..

irem-- peki,itiraz etmeyim bari.. çok teşekkür ediyorum..
mahmut-- rica ederim..

hayırlı olsun dediler.. sağolun dedim ve izin isteyip.. hanımların yanına gittim.. yüzükler,kolyeler bilezikler deneniyor..

yasemin,melek, candan. ceyda.. kaan,tamer.. mr.anar ve batu ile.. guruplaşmış konuşuyorlar..


gülderen hanım,bilezikle ilgili.. said özelliklerini anlatıyor..
sacide,elif de.. deryanın  beline kemer taktırmışlar.. ona bakıyorlar.. birisine alacaklar herhalde..
güzide hanım da,taşlı bir yüzük için..  jane ile pazarlık yapıyor..

irem-- kolay gelsin.. güzide hanım,alıcı mısınız..
güzide-- evet ,çok beğenmiştim ama  fazla geldi.. bayan.. tek fiyat diyor..
irem--jane yapamaz da, mr.rekin yapar..  aşağıya inip,konuşalım..

güzide-- (yüzünü buruşturup) açılış yapıyor,misafirleri var.. bana indirim yapın demek, şu an için abes olur irem hanım.. daha uygun bir zamanda, gelirim ben..
irem-- peki,siz bilirsiniz..

güzide--(yüzüğü verip,teşekkür etti .. görevliden,iki kokteyl alıp.. ) konuşalım mı..
irem-- olur..

pencere kenarına konulmuş.. karşılıklı koltuklara oturduk..
güzide-- zuhal hanımın düğününde,çiçeği sorduğunuzu hatırlıyorum.. o zaman sorunu biliyor muydunuz..

irem-- evet.. çiçek iyi niyetli olsa da..burhanın bizim oradan ayrılmasına vesile oldu.. karşılıklı,anlayış gösterip.. yolları ayırdık.. burhanla..
sonrasında,saçma sapan .. resmi ve bizi de,içine alabilecek.. tahmin edilemeyen gelişmeler oldu.. hepimizi üzdü..
 burhan , halimizden çiçeği sorumlu tutmuş.. suçlayıp..bağırmış.. kızı kırmış.. tam düğün günü..
git gönlünü al.. çiçek çok naif desem de.. bitti,irem hanım.. beni zorlamasaydı.. bunlar olmayacaktı..
içimden çaba göstermek..gelmiyor.. benim de kalbim kırıldı gibi.. bunalımlı laflar etti .. üstelemedim,çok seviyorlar birbirlerini.. nasılsa,ayrı kalamazlar.. biraz özleyince barışırlar, demiştim ama.. maleseföyle olmamış..  derya az önce.. göz göre göre ayrılıyorlar.. konuşturalım,karşılaştıralım dedi.. ayrı ayrı fikirlerini öğrenelim dedi, tuna da.. durum bu,işte..

güzide-- anladım..
1431.bölüm..


maruf-- tunaa,fıkrayı biz de duysaydık..
tuna-- fıkra değildi maruf..
irem-- hani bizim apartmanda,bir laf atma olayı yaşanmıştı ya..  şüpheli birisini tespit ettik,maruf.. onu anlatıyordu tuna..
maruf--(rengi attı ) nasıl.. nasıl tespit ettiniz ki.. üstünden çok zaman geçti de..
irem-- tunanın soruşturma isteği sonuç verdi diyelim.. içeri giren erkeği birisi görmüş.. ıslık çalıp,elindeki anahtarlığı sallıyormuş.. kimliğini bulmamız an meselesi..

tuna-- sana ne oldu,maruf.. sıcak değil ama terledin.. hasta mısın..
maruf-- (sildi alnını ) biraz üşütmüşüm..  bana biraz izin verin,lütfen...

kalkıp ,aşağıya indi..

tuna-- (mırıldanarak )korkulur senden..
irem-- şüphesiz..

nedim-- irem hanım,mr.sam le.. saat on da buluşmamız uygun mu.
irem-- uygun nedim bey.. gülderen hanım,tamerle mi muhatap olacağız..
gülderen-- evet ama işiniz bitinceye kadar , bende orada olacağım..
güzide-- bir yere mi gidiyorsunuz,gülderen hanım..
gülderen-- evet.. ilk defa bir ay,izin kullanacağım.. güzide hanım..
güzide-- iyi yolculuklar dilerim.. hakkınız,darısı bana olsun..
gülderen-- sağolun.. inşallah..

irem-- güzide hanım,çiçeğin işe gelmediğini .. şimdi öğrendim. eğer acil ihtiyaç varsa,sizi zorda bırakmamak adına.. borçlu hissettiğimden,ben gelebilirim.. o arada da,çiçekle konuşuruz..

güzide-- (içini çekerek,gülümsedi) mr.smith ve mr.jack sizi çağırmamı söylemişlerdi zaten..
 çok naziksiniz.. gelirseniz,çok memnun olurum doğrusu.. yaprak dökümü yaşıyorum resmen..
iyi gidiyorduk da.. çiçek ,aksattı işi.. aradım, hasta dediler... neyi var,biliyor musunuz..

irem-- biliyorum,anlatırım size..
batu-- sorun eski mi,yeni mi..  özel mi yani..
irem-- özel ve yeni ... batu bey..

ceyda-- güzide hanım.. bende yardımcı olmak isterim.. ihtiyaç duyarsanız,aramanız yeterli.
güzide-- sağolun,ceyda hanım.. ararım tabi..

ceyda çantasından kartvizitini çıkarıp verdi..
mr.sam-- bana da versene ceyda..
candan-- bende alayım ceyda hanım..
ceyda-- pekii,sizden de ben rica edeyim öyleyse..

kartvizit traği yaşanıyorken.. şermin,feryal hanımlar ve sacide.. elif abla-hüseyin abi geldiler.. ellerinde şık paketler var..  kalktık tokalaşıp.. öpüşüyoruz.. onları  tanıştırdım..
feryal hanım da,çok güzelmiş..

feryal--(gülümseyerek)  tanıştığımıza memnun oldum,yardımınız için teşekkür ederim..
irem-- ben de,memnun oldum.. rica ederim,feryal hanım..
şermin-- burada olmama şaşırmışsınızdır..

irem-- yoo,davet edilmiştiniz ..gelmişsiniz diye düşünüyorum..
kaan-- ama ben şaşırdım doğrusu..

feryal-- bende kendime şaşırıyorum kaan.. mr.sam alt üst etti,tüm fikirlerimi..
ceyda-- (gülerek) feryal hanım,siz de sam i.. alt üst etmişsiniz.. sanırım.. konuşuyoruz diye,perişan oldu.. baksanıza..  buyrun lütfen..
feryal-- peki..

mr.sam ve sadun bey nezaketle yer verdiler hanımlara.. görülen o kii,ateş bacayı sarmış..
koltuklar sandalyeler çekildi..  oturuldu.. konuşuyorlar..

bekir--(sacide hanımın elindeki paketleri gösterip)  yaktın beni,irem..
hüseyin-- beni de, beni de..

irem-- (güldüm) burada  yananlar çok,siz halinize şükredin.. bence..
elif-- bence de..  ağanın eli tutulmazmış denildiğinde.. hiç sesiniz çıkmamıştı,bekir abi..

bekir-- hem elim,hem dilim tutulmuştu eliff.. sacide varken sesim çıkar mı hiç..
 durumu bilenler..   kahkahayla güldük..

elif ve sacide ablalarla konuştuk.. epeyce..
sacide-- güzide,gülderen hanım.. siz baktınız mı.. ben çok beğendim,ürünleri..
güzide-- fırsatım olmadı henüz,sacide hanım..
gülderen-- benim de..

hüseyin-- tuna birşey almadın mı, sen.. tek başına yanmayalım değil mi..
tuna-- (gülerek ) bakmadık, hüseyin bey..  irem,yeter ki istesin.. alırım..

mustafa-- ama istemiyor.. sen kolayı bulmuşsun..
irem-- bu sefer,öyle olmadı.. ben önceden baktım.. beğendim ve aldım.. daha mağaza açılmamıştı.. mustafa bey..
bekir--alman  ilginç de.. mağaza faaliyete geçmeden,satabilmeleri daha ilginç olmuş....

irem-- jestti,bekir bey.. para vermeyip, yarın tarihli çek kestim.. herhangi uygunsuz bir durum ,söz konusu değil yani..

ceyda-- mr.rekin de..irem de amatör değil.. bu işin inceliklerini biliyorlar..
buradaki uzman da said bey olduğuna göre.. bize ürünleri tanıtmanızı istesem ,olur mu acaba..

said-- elbette,bakmak isteyenler buyursun..
tüm hanımlar kalktı,ben hariç..

irem-- ben size daha sonra katılayım..beylere sormak istediğim, bir konu var da..

tamam dediler.. jane ve said.. tanıtıma başladı..

batu-- önce ben  konuşsam diyorum,irem hanım.
irem-- tabi batu bey..

batu-- çiçek hanımın meselesinde,benim bir rolüm var mı..
tuna-- hayır,yok batu bey.. konu burhan ve çiçek arasında..
batu-- (derin bir nefes alıp) ilgim olmadığına memnun oldum.. tuna bey.. umarım herşey yoluna girer..
tuna-- bizde umuyoruz..

batu-- tamer bey,kaan bey..mr.anar.. hadi bizde bakalım..
müsadenizle diyerek,diğerlerine katıldılar..

bekir-- konu neydi..

20 Ekim 2012 Cumartesi

1430.bölüm..


mustafa,mahmut.. bekir,cevdet beyler gelince.. ayağa kalkıp.. tokalaştık.. hoşgeldiniz dedik..  koltuklar getirildi falan..  oturduk..hal hatır soruluyor..
bize gönderdiklerim için teşekkür ettiler.. mr.sam,mr.anar ve maruf için.. said ve yasemin çeviriyor..

irem-- eşleriniz neredeler.. masraf olur diye getirmediniz mi yoksa..  güngör bey de yok..

güldüler..

mustafa-- güngör aile meclisini topladı.. bir kaç gündür onlarla uğraşıyor..
bizim eşlerimizde çiftlikte.. kışlıkların hazırlığıyla meşgüller.. o yüzden gelemediler,irem hanım..

mahmut-- güzidenin de işi çıktı.. bir saatliğine gelecek, belki..
bekir-- sacide,elif ve hüseyin aşağıdalar..  karışmamak için.. bari,ne aldığınızı ben görmeyim dedim..

kahkahayla güldük..

bekir-- sizz,melek hanımdınız değil mi..
melek-- evet efendim..  geçen sene üniversitemize geldiğinizde, tanışmıştık.. ama siz ziyanın düğününde gördüğünüz için hatırlıyorsunuz tabi..

bekir-- doğru.. ama gördüğüm yüzleri pek unutmam..  nereden tanıyorum diye,düşünürken..hatırladım seni..  eczacılıkla ilgili bir projen vardı ve ödül almıştın değil mi..
melek-- (gülümsedi) şaşırdım doğrusu.. evet öyleydi..

irem-- tebrik ederiz,melek.. tez hazırlıyorum, ayıracak zamanım yok derken doğru söylüyormuşsun demek ki..
melek-- sağol da.. aşkolsun,irem..

candan-- kuzenim idealisttir.. kariyerini yaparken,başka şeyleri ıskalama diyorum ama..
melek-- teklif eden,ısrar bile etmedi ki..  yok dedim,gitti abla..

kaan-- ısrar olsa,kabul edecektiniz yani..
melek-- kimbilir..

mahmut-- sözünüzü kestim ama.. bir şekilde konuya dahil olduğumdan biliyorum.. ısrar etmesini beklediğiniz kişi,burada değil..
sizin gittiğinizi sandığından,karşılamak  için.. kariyerini düşünmeden,izin bile almadan.. sadece bir not yazıp..  akşamüstü uçakla  Ankaraya gitmiş.. güzide, o yüzden gelemedi..  kovulmaması için,çırpınıyor..

melek-- nee..  ama ama hakkımda hiç birşey bilmiyor ki.. sanki umut vermişim gibi,karşılamak nereden çıktı..

kaan--  ısrar etmek için.. öğrenmiştir,bir şekilde..  tıpkı,tamerin.. öğrendiği gibi..

candan-- anlamadım.. o da mı Ankaraya gitmiş..

kaan--(gülümseyerek )  yok.. o tekir yaylasındaymış.. nasılsa,zuhal hanımların evini de bulmuş.. gerisini söylemeyim..

 maruf-- gençlerin akıllarını başlarından almışsınız, hanımlar.
candan-- ben masumum,mr.maruf....

mr.sam-- kaan.. söyle,başına birşey mi gelmiş..
irem-- osman eniştemler, misafir etmişlerdir onu..

kaan-- hah hah hah.. pardon,aynen öyle olmuş irem hanım..
tamer niye orada olduğunu açıklayamamış.. geçiyordum uğradım,diyince de.. bırakmamışlar.. yemeyeyim doydum,ben artık gideyim ..dedikçe.. enişteniz  allah aşkına ye oğlum,bekarmışsın.. yemeğe hasretsindir sen diyormuş.. tamer de,içtenlikle çırpınmalarını gördükçe.. ayıp olmasın diye ,ayrılamamış bir türlü..

candan-- kaan bey,siz nereden..nasıl  öğrendiniz bu dediklerinizi....

kaan-- tamer ,benim çok yakın arkadaşım.. bugün sizin yanınıza geleceğini de,biliyordum.. akşam için de,yemek planı vardı..  sizi burada görünce,tameri aramaya gittim..

mr.anar-- candan hanımın burada olduğunu duyduğuna göre, gelmesi gerekirdi..  değil mi..

merdivenden çıkan.. nedim bey ve gülderen hanımın arkasında tameri görünce.. güldüm..
bize doğru geliyorlar..

irem-- (kısık sesle )  lütfen konuyu kapatalım.. tamer, kendisinden bahsedildiğini anlamasın.. said,yasemin çevirin çabuk..

fısıltılarla anlatıldığında.. onlarla da tokalaşıyorduk.. hoşgeldiniz dedik.. üç koltuk daha getirildi..

candanla karşılıklı oturdu, tamer.. öyle denk geldi yani..  nasılsınız derken..  güzide hanımla,batu bey de gelmezler mi..

bizler hadi neyse de..
batu beyle.. meleğin şaşkınlıkları,bakışmaları ve tokalaşmaları.. süperdi..
bizlere bakmadı bile.. güzide hanım hepimizle tokalaşıp,oturdu da.. onlar hala ayakta birbirlerinin ellerini tutuyorlar..

tamer-- batu bey.. görüşümü engelliyorsunuz.. biraz kenara geçerseniz..
gülderen--  tamer, transta o..

kahkahayı duymanızı isterdim..


bekir--batuu.. biz mi gidelim,siz mi gidersiniz..
tuna-- olmazz.. gidemezler..
güzide-- bence de,gözümün önünde dursunlar..
nedim-- (gülerek ) tamer nasıl, akıllı uslu duruyor bak..
tamer-- dalga geçmeyin ,nedim bey..ben  kıpırdayamıyorum ki..

ay ne güldük ya..

batu bey nihayet,kendine gelip.. bizlere başıyla selam verdi.... kendisine sandalye alıp..meleğin yanına oturdu..
batu-- pardon tamer bey..

bir kahkaha daha yükseldi..

yiyecek içecek ikram edildi ,yeni gelenlere..  bizim içkilerde yenileniyor devamlı.. tamer de soda istedi..


irem-- (kısık sesle) kaan,şermin ve feryal hanım da bekleniyorlar.. onları aramadın mı..
kaan-- (kaşlarını çatıp) yoo... haberim yok.. kim bekliyormuş..
irem-- kaan.. aşkolsun yani.. sağır sultan duydu.. sen nasıl bilmezsin.. sadun-şermin.. mr.sam-feryal çiftlerini..
kaan-- bak sen şu işe.. sadun beyin sorgusu anlam buldu aniden.. vay uyanık.. hiç çaktırmadı..
nasıl karşılaştılar bilmem de.. .. feryal,samden büyüktür ya..

ceyda-- yaşa takılma,kaan.. zengin olurlar,bırak..

tuna-- kaan-- irem--ceyda-- hah hah hah..

tuna-- kaan,bak buradan çıkınca biryere falan giderseniz.. candanla meleğe göz kulak ol, tamam mı.. kızlar büyük ama emanetler bir yerde.. batu şokta,tamer mecnun gibi.. ziya canına okur,haberin olsun..

kaan-- (gülerek ) ziya beyden ziyade,siz okursunuz gibime geliyor..
irem--nasıl anladın kaann..
kaan-- içime doğdu..

tuna--kaan--ceyda--irem-- hah hah hah..

maruf-- tunaa,fıkrayı biz de duysaydık..

1429.bölüm..


maruf-- biz yabancı değiliz mr.rekin.. eşliğe gerek yok.. sen,yanından ayırma vahide hanımı.. (gülerek) irem var, ne olur ne olmaz..

mr.rekin-- aman şeyhim..şaka yapmayın.. rica ederim..  ben,irem hanıma müteşekkirim..

tuna marufa almanca birşeyler söyleyince.. maruf  kahkahayla güldü..
mr.rekinle, sadun beyde gülümsediler..

tuna-- (bizlere bakarak ) kusura bakmayın.. marufu uyardım da..
melek-- ama gülüyor.. maruf şeyh mi..
tuna-- evet.  (fısıldadı ) ne yaptığını bilmiyor,aldırma..

irem--ceyda--candan--melek-- derya-- vahide-- said--  hah hah hah..

irem-- ceyda,kaan nereye gitti...
ceyda-- (gülümseyerek) gelir şimdi.. jestin için,bizde teşekkür ederiz..
babamın ve amcamın dediğine göre biraz abartmışsın sanki..

irem-- kalabalık olunca,tedbirli olmak iyidir..

candan-- irem.. bir saatlik,buğday hasatı için.. herkese üç çuval buğday vermiş..
siz eski arkadaşmışsınız ceyda hanım.. huyunu biliyor olmanız lazım..

ceyda-- (gülerek ) haklısınız da.. okurken ki irem ile şimdiki irem çok farklı..
mutluluk ,onu müspet anlamda müthiş değiştirmiş..

irem-- sağol,bende o zaman çekilmezdi diyeceksin sandım..
güldük yine..

kaan gelince.. hep beraber yukarı kata çıktık..  mr.rekinle vahide hanım,misafirleriyle ilgileniyorlardı..

öf öf burası harika olmuş..  göz yormayan sade bir şıklık hakim.. klasik müzik çalıyor ve hiç ses gelmiyor aşağıdan.. ışıklar spot..
benim odamın olduğu yer hariç..  duvarlar yıkılmış..  çok genişlemiş tabi..
uzun bir masa yerleştirmişler.. üstünde çeşitli yiyecek,içecek.. tabak,bardak..
ve ikram etmek için bekleyen görevliler var..

krem rengi deri koltuklardan dört takım yerleştirilmiş.. halılara basmaya kıyamaz insan,o kadar güzel.
mankenleri kıskandıracak kadar hoş bir bayan,karşıladı bizi.. adı jane miş..
mücevherleri gösterecekti.. sadun bey,sonra bakarız jane..dedi ..oturduk.
ince uzun cam vitrinlerde ve sehpalarda.. daha özel ürünler var.. gördüğüm kadarıyla..

irem-- çok güzel olmuş,sadun bey..elinize sağlık..
sadun--sağolun..
 (gayri ihtiyari tavana baktım.. asma tavanı kaldırmışlar neyse ki..)
sadun-- (gülerek) uyarınızdan sonra.. tavanla çok uğraştım.. yalıtım ve sağlamlık adına..
tuna-- çok iyi olmuş..

görevliler tarafından.. tabaklarımız ve içecekler getirildi..

mr.sam-- yarın saat kaçta buluşacağız, irem hanım..
irem-- avukatımla görüşeyim,kesin saati söylerim  mr.sam.. ama sabah olur herhalde.
mr.anar-- siz,resmi işlem yapmadan mı taşındınız..

mr.sam-- evet,maalesef öyle oldu..
candan-- (gülerek) irem,fark iste.. yeri işgal ediyor..
ceyda-- yapmayın candan hanım.. sam arkadaşımız.. irem kapora almıştır,mutlaka..
irem-- aldım ,fark da iyi fikirmiş..  ama zaten ne olduğunu anlamamış..birde ben vurmayım garibe..

melek-- garip,pek garip değil gibi..
tuna-- (gülümseyerek) aynı duyguları paylaşıyoruz ,melek..
ceyda-- ben.. nemli havayı.. daimi müsait zemini unuttum ,tuna bey..  afedersiniz..

tuna--irem-- hah hah hah..


derya-- ( kısık sesle,bana doğru eğilerek ) irem hanım..bir ara sizinle konuşsak diyorum..
irem-- olur..
tuna-- ne vardı derya..
derya-- çiçek ve burhanla ilgili..
tuna-- iyiler değil mi.

derya-- sorduğunuz oysa,yaşıyorlar mış.. göz göre göre ayrılıyorlar..  burhan, tayin istemiş.. çiçek de,odasından çıkmıyormuş.. işe de gitmiyormuş yani..  bir araya getirsek,konuştursak bir faydası olur belki.
tuna-- (içini çekerek) sen nereden duydun..
derya-- songülden..
tuna--  ikisiyle de ayrı ayrı,konuşalım da.. duruma bakarız derya..
derya-- tamam,sağolun..


1428.bölüm..


maruf-- said gevezelik yapıyor.. işlerle alakalı ,irem.. sen,candan ..melek hanım ve vahide hanım
göz kamaştırıyorsunuz.. daha önce niye tanıştırmadın bizi..

irem-- sağol.. misafirlerimizi, bende tanımıyordum maruf.. düğüne geldiler..
zübeyde ,eşlerin.. çocukların nasıllar.. bebeğe ne isim koydunuz..

melek-- eşler mi.. parmağınızda alyans yok,bekar sanmıştım sizi..
maruf-- değilim.. alışkanlığım olmayınca,takmıyorum.. melek hanım..
hepsi iyiler,irem.. selamları var.. bebeğe isim hala konulamadı.. çocuklar,karar veremiyorlar.. kura çekeceklerdi..


irem-- as.. (çantamdan nazarlık paketini çıkarıp,uzattım..mr.rekine ) mr.rekin..hayırlı uğurlu olsun.. bol kazanç elde etmenizi diliyorum..
mr.rekin-- (mahçup ,gülümseyerek aldı) çok teşekkür ediyorum.. çok zarifsiniz,irem hanım..
irem-- rica ederim..

yasemin-- oo,merhaba irem hanım.. tuna bey.. hoşgelmişsiniz..
tuna-- irem-- (döndüm arkaya) hoşbulduk yasemin..

said-- yasemin,derya nerede..
yasemin-- köşkte kurtlara mama verdik,içeri girerken.. çiçekçi amcayı gördü.. onunla konuşuyor.. (kızardı kapıya doğru bakarken.. başımı çevirdim bende )

irem-- (mr.anar,son derece yakışıklı ve gülerek içeriye girdi.. ) bende tam sizi ve henüz gelmeyenleri soracaktım..mr.anar..

geldi yanımıza.. tokalaştı hepimizle.. mr.rekin teşekkür ediyor..

mr.sam-- ne biliyorsunuz,ki..
sadun-- sanırım herşeyi..
yasemin-- herşey ?  vahide hanım ,siz mi ?
tuna-- (gülümseyerek) yasemin ,kendini ele veriyorsun..

ceyda-- üstada dayanamamışlardır..

sarıldık,öpüştük... ceydayla tanıştırdım kızları.. kaanla gelmiş..
batu ve meleği biliyordu da..  sanırım tamerle -candanın durumundan da haberdar.. şöyle bir süzdü kızları..

aceleyle tokalaşıp.. izin istedi ,dışarıya çıkarken.. deryayla çarpışıyorlardı neredeyse..
 onunla da sarıldık.. yüzünde güller açıyor.. saidin de gözleri parladı..

tuna-- (kızlarla tanıştırdı ) nasılsınız mr.anar.. mısırlardan,memnun musunuz..
mr.anar-- memnunum ve iyiyim tuna bey.. gördüğüm kadarıyla sizler de iyisiniz..
tuna-- evet,iyiyiz..

sadun bey,etrafına bakınarak içini çekince..
maruf-- mr.sadun.. ne oldu,beklediğiniz birisi mi var..

sadun-- (gülümseyerek ,başını salladı ) evet var..mr.maruf..
maruf-- (şaşkınlıkla ) ciddi misin.. çok merak ettim..
sadun-- tanıştırırım..
mr.anar-- (içki aldı tepsiden)konuştuk da bugün.. bende mr.samin arkadaşını çok merak ediyorum..
maruf--kimdir şanslı bayan..  ne ara tanışıp,arkadaş oldunuz mr.sam.. daha bir kaç gün önce buradaydık..

mr.sam-- aniden oldu,bende anlamadım henüz.. tanımazsınız mr.maruf..

said-- lütfen ,biz evleninceye kadar..arkadaşlık aşamasında kalın..  ziya beye hak veriyorum şimdi..

kahkahalarla güldük..

mr.rekin-- hanımlar,beyler.. yukarı kata buyrun.. birazdan  tanışmanızı istediğim,misafirlerim de gelecekler..  ikramlarımızdan alın,rahat edin lütfen.. vahide size eşlik edecek..

1427.bölüm..


indik aşağıya.. iki adımlık yer zaten.. yürüyoruz el ele.. hava kararmak üzere..
hareketlilik var mağazanın önünde.. çiçekler de dizilmiş yan yana..
arabalar park etmiş,yolun kenarına .. iki de limuzin var..

irem-- (........ ) maruf gelmiş demek ki..
tuna-- başkası da olabilir..
irem-- bir dakika dur.. (çantamı açtım,içindeki paketi görünce..geri kapadım )
tuna-- o neydi..
irem-- nazarlık almıştım da.. kontrol ettim..
tuna-- (omuzumdaki şifon şalı düzeltti ) sana da lazım,aslında.. beyaz, bu kadar mı yakışır bir insana..
irem-- sağol..

kulaklıklı görevlilerin arasından geçtik..
natalie,güler yüzle  karşıladı bizi.. hoşgeldiniz diyerek,içeri aldı..
ışıltı,renk..koku ve müzik.. etkileyici.. şıklık yarışındaymışcasına
bir kalabalık var.. mücevherlere bakıyorlar..  vitrinlere ürünler konulmuş..


irem-- natalie,iki misafirimiz gelecek..
natalie-- (guruplaşmış,kişileri göstererek ) geldiler ,irem hanım.. buyrun..
irem-- hımm..sağolun..

ilerledik guruba doğru.. melek ve candanla konuşan nazik marufmuş..  iltifatlar ediyor..

sadun bey ,said ve mr.sam de orada.. hepsi takım elbise giymişler..
mr.rekin ve vahide hanım gördüler bizi.. ikisi de,gençleşmişler sanki..muhteşem görünüyorlar.
hele vahide hanım, saç,makyaj ve kıyafetle.. müthiş olmuş..

mr.rekin-- (Türkçe ) hoşgeldiniz ,irem hanım.. tuna bey.. şeref verdiniz..
tokalaşıp hoş bulduk dedik..

vahide hanımı öperken..
" harikasın.. tebrik ederim,bülbül gibi şakıyor rauf bey "dedim..
tuna da diğerleriyle tokalaşıyor.. marufla sarıldılar falan..

vahide-- (gülerek,kısık sesle) teşekkür ederim.. pratik birşeylere katkım olsun dedim..
tunus gezisi verimliydi yani..  mr.kevin ve lizin çok selamları var..

irem-- as.. diğerleri de iyi mi.. deryayla,yasemini görmedim..
vahide-- buradalar ve iyiler.. köşke gittiler,gelecekler..
irem-- tamam.. merhaba diyeyim de,konuşuruz..

sadun,mr.sam.. said,maruf.. candan,melekle tokalaştım.. onlarda tam yerine göre giyinmiş ve çok güzel olmuşlar..  görevli içki tepsisini uzatınca.. herkes aldı.. kanepelerde var masada.. ben kola istedim..

irem--candan,melek.. çok güzelsiniz..
candan-- teşekkür ederiz.. sen de öylesin..

irem-- sağol..  nasılsınız beyler..
said-- cevabı ben vereyim.. hepimiz iyiyiz.. maruf ve mr.rekin ekstra iyi..

irem-- sevindim.. mr.rekini anlarım..
açılış yapıyor,emeklerinin de karşılığını alır inşallah.. mr.sam de..eşyalarını yerleştirmiştir..
o da normal.. sadun bey de,iş teslim etti.. o da tamam..
maruf niye ekstra iyi..

1426.bölüm..


evde..
iki saat sonra.. şıkır şıkır giyinip.. hazırlanmış,balkonda kahve içiyorduk..
saçlarıma maşa ile ben şekil verip açık bıraktım..

tuna-- irem..
irem-- bende bu tonu beğenmedim.. ne söyleyeceksen vazgeç..
tuna-- (gülümseyerek,sigara verip yaktı ) ama bilmen lazım..
irem-- olabilir.. yarını bekle...

tuna-- nedim beyler gidecekleri için,yarın  olmaz..
bazı belgeleri, imzalamamız gerekiyor.. feragat ettiğimiz mallar ve miras hakkında..
sabah,yürürlüğe koyması lazım.. bir ay uzun bir süre,bekleyemez..
açılışa getir dedim.. beş dakika sürmez,imzalarız.. ve ben rahatlarım..

irem-- peki.. neyi kapsıyor..

tuna-- vakıf..evler, babandan aldığın arazi ve holding hariç herşeyi..
çiftlikten de,topraklardan da.. ileride ekilebilecek ürün ve hasattan da.. hiç bir hak ve hisse talep etmiyoruz..
tek varisim olarak, sende etmiyorsun.. ben alıp-satma hakkımdan da,vazgeçiyorum..
malların vergilerini,sigortasını vs. ödeyeceğim.. sadece..
tek yetkili imza seninki olacak..
nedim bey,gitmeden.. bu bilgileri..erene,tuğrula ve halama gönderecek..  birdee.. vasiyet meselesi var..

irem-- tunaa,devam etme.. hiç sırası değil..

tuna--  başlamışken,bitireyim irem.. senin de yazdırman gerekiyor ama o acil değil..
dönünce de olabilir.. benimki nedim beyde..bir kopyasını da çiftlikteki kasaya koydum.. haberin olsun..

irem-- (gözlerinin içine bakarak)haberim var.. hasatın son günü..  tesadüfen gördüm..
zarfta adım yazdığı ve açık olduğu için de ilk paragrafı okumak gafletinde bulundum... devamını okumak / duymak bana nasip olmasın diye dualar ederek..elime ateş değmişcesine, geri koydum..
ağam yeterince moralimi bozduğuna kanaat getirdiysen..artık gidelim diyorum..
amacına ulaştın,neşem kalmadı.. artık yüzüm gülmüyor,kendimi iyi hissetmiyorum..
cıvıl cıvıl olmayacağımdan, kıskanmanı gerektirecek hiç bir unsur kalmadı,bende..
hassasiyetimi bildiğin halde ,devam etme demişken..söyledin ya..  alacağın olsun..

tuna-- yapma iremm.. amacımın bu olduğunu nasıl söylersin..

kalkıp filcanları aldım ve mutfağa getirdim.. üstüme su sıçramasın diye yıkamadım..

antreye bıraktığım,gece çantamdan rujumu alıp sürdüm.. ayakkabılarımı giyip.. arkamdan gelen tunaya dönerek..

irem-- hazırım..
tuna-- böyle gitmeyelim.. afedersin,etkileneceğini düşünemedim.. (saçımın buklesini,parmağına dolayıp ) lütfenn.. gülümse..

irem-- (derin bir nefes alarak ) senin gibi düşünceli bir insanın,bu tarz hatası bile bana dokunuyor tuna.. hangisi daha iyi bilmiyorum..
 ilk baştan beklentilerini minimum tutmak mı.. maksimuma alışmışken.. düşüş yaşamak mı.. kararsızım..

tuna-- (ellerimi tutup) sana tencere takımı alıp,özür dilesem olur mu..

irem-- (gülerek ) ne al.. nede özür dile rica ederim..
tuna-- en azından güldün.. (yanağımı öptü )n'olur, affettim dee..

irem-- affettim,gel hadi..
tuna-- (cekedini ve ayakkabılarını giydi ) daha içten olabilirdi..
irem-- şansını zorlama,bence.. isteyen sen olmasan.. o kelimeyi zor söylerdim..


17 Ekim 2012 Çarşamba

1425.bölüm..



tuna--  biz kalabalık bir ailede,bir odaya mahkum olsaydık.. nasıl olurduk sence..
o yüzden,yargılamadan.. empati yap.. şartları farklıymış..
 annene gösteremediği ilgiyi,sana gösterip.. vicdanını rahatlatmış  bile olabilir..

irem--  haklısın,belki öyledir de..  yine de kabul edemiyorum.. 


 babam benim için bir idolken.. gerçeklerin farklılığını öğrenince.. sorguluyorsun, ister istemez..  dedeme sevgilerimi yolluyorum da..
13 yaşında bir çocuk,evlilikten ne anlar.. nikah olmuş ama.. doğum gününde,çiftlikte ip atlıyormuş annem.. şalvarla atlayamamışta.. çıkarmış.. 14 yaşına gireceği için sevinçli..
saf saf.. ahmet kutlar,bir çiçek koparıp verir..yada benimle beraber ip atlasa bile gönlümü hoş eder diye düşünüyormuş..
tulumbadan su çekerim,soğur..elini yüzünü yıkar, derken..
babam traktörle dönmüş çiftlik yoluna..  annemin ip atladığını görünce de, yüzü asılmış.. güya bacağı görünmüş ama bunu annem bilmiyor.. lütfedip,söylemiyor..

hiç konuşmadan ,neden belirtmeden.. tafrayla.. eve girmiş.. annem neye uğradığını şaşırmış..üzülmüş..
sabaha kadar rüzgarın annesine sarılıp ağlamış,odalarına da gitmemiş..
bilinmeyen bir nedenle.. küsmüşler..
iki gün sonra,babamın yaş gününü de annem kutlamamış tabi.. babam,hakkı varmış gibi.. birde buna küsmüş..

üç ay tek kelime etmemişler..  bir cuma günü dedem,annemi ziyarete gelmiş.. yüzünün gülmediğini görünce.. bekle beni,ahmet yalvardığını unuttu demek ki.. kızımı verdiğim gibi almasını da bilirim diyip.. gitmiş, babamı bulmuş.. beraber dönmüşler de,babam  nermini götürme diye.. ağlıyormuş..
dedem,karına yalvar..istiyorsa kalır.. istemiyorum derse.. şimdi götüreceğim kızımı demiş..

tuna-- (gülümseyerek ) baban burada mı müdahale etti..
irem-- evet.. ne dediyse artık..duymamı istemedi.. annem bu zamana kadar hiç anlatmamıştı..
o kadar derinlere gömmüş ki,kadıncağız.. sinirle bu kadarını öğrendim..

tuna-- incir çekirdeğini doldurmayacak kadar küçük nedenler ..saçma ,basit kıskançlıklar diye düşünüyoruz ama aynı hataları bizlerde yapıyoruz.. malesef..
ahmet abi.. bu kadar laftan sonra , tencere takımı almaz dimi..

irem-- herhalde  ama emin olamıyorum..aslında birşey almasına bile gerek yok.. annem öyle maddiyata düşkün bir kadın değil..  babama anlatmak istediğim, davranış biçimi.. ve bir çiçeği bile verirken
içtenliğini hissettirmesiydi..
tabi bu kadar açık söyleyemediğimden, anladı mı bilmiyorum..

tuna-- bekleyip,göreceğiz.. çaresiz..
irem-- (muzipçe gülerek,eğildim yüzüne doğru) tunaa..

tuna-- (baktı önce) hayır hayır,aklından bile geçirme..
kesinlikle kayın babama bu konuda yardımım olamaz.. fikir veremem..

irem-- hah hah hah.. tunam, çok tatlısın çok.. yanlış anladın .. fikir veremezsin de..
üç gün ,ertana bakarsın dimi.. beni istemiyor malum.. kabul ederse,kıbrısa göndereyim diyorum..

tuna-- (gülerek) iyi,bakarım.. gönder.. ama beni karıştırma ki.. rahatsız hissetmesinler..
irem-- bu lafın üstüne.. kim görürse görsün..umurumda değil.. (öptüm yanağını ) sağol..
tuna-- (elimi tuttu) sende..

**********
Adanaya girişte kırmızı ışıkta durunca.. camı açtım.. candan yanımızdaydı.. beyhan yok görünürde.. 

irem-- candan,kaybolmazsın değil mi.. 
candan-- (gülümseyerek ) kaybolmam canım..  
irem-- bir ihtiyacın olursa,aramaktan çekinme.. yarında iş yerine,uğra mutlaka tamam mı.. 
candan-- tamam.. 

tuna-- (kısık sesle )  açılışa davet etsene.. 
irem-- candan..  yeşil yandı.. bizi takip et.. birşey söyleyeceğim.. 
candan-- olur.. 

buraya hiç yağmur yağmamış..  saat beşe gelmesine rağmen hala çok sıcak.. 

irem-- çağırmak, hiç aklıma gelmedi.. 

tuna sinyal verip sağa yanaştı.. 
tuna-- normalde bende çağırmam ama ikisi de aklı başında kızlar.. 
yanlızlar, yurda gidin demek içime sinmedi.. 

candan da durdu arkada.. ben ,inip yanlarına gittim.. 

irem-- kızlar.. açılışa gideceğiz demiştim ya.. sizin de gelmenizi arzu ediyoruz.. 
dil biliyorsunuz,yabancılık çekmezsiniz..  sahibi,dostumuz.. gayet elit bir davet olacak.. katılırsanız seviniriz.. 

candan--(meleğe bakarak) ne dersin.. 
melek-- gidelim ablacığım.. 
candan-- peki,geliriz..irem hanım.. 

irem-- irem de,bana.. giyinip,gelin.. kuaföre beraber gidelim.. yada önce kuaföre gidelim.. nasıl isterseniz.. 
candan-- sen bizi merak etme.. biz hallederiz,irem.. yeri tarif et,saati söyle yeter....

irem-- bu bulvarın üstünde.. black diamont.. giderken göreceksiniz zaten.. 
saat sekizde orada olup ,benim adımı verirseniz sorun olmaz.. 

candan-- tamam.. hoşçakal.. 
irem-- güle güle.. 

1424.bölüm..


valiz değişimi..vedalar,teşekkürler vs. ayrıldık yayladan.. misafirler saat altıda yola çıkacaklarmış..
tuna beyhan ve candanın kullandığı ..üç araba arka arkaya yola çıktık.. silecekler yetişmiyor..

tuna-- yarın annenin yaş günü mü..
irem-- evet..
tuna-- üç temmuz da,babanın mı..
irem-- (yaktım bir sigara) hımm.. ve neredeyse hiç kutlamamışlar..gerektiği gibi..
babam bildim bileli.. tencere takımı alır anneme..  hediye işini hiç beceremez.. para verip,sen al der..

tuna-- (gülerek) ne ara konuştunuz da,birisi mutlu olsun dedi..
irem-- hani dansa kaldırmıştı ya.. benden,kendisini  affetmemi istedi..
(anlattım konuştuklarımızı )şimdi önerim doğrultusunda,birşeyler yapmaya çalışıyor yani..

tuna-- iyi de.. babana tavsiye edişin bile,haddini aşıyor bence.. nasıl söyleyebiliyorsun bilmem.. birde ertanı bırak dedin..inanılmazsın..

irem-- (gülümsedim)o da, benim farkım işte.. bir başkası diyemez de.. gariplerim.. çocuksuz bir yere gitsinler ,zaman geçirsinler dedim..
tuna-- yine karıştın yani..

irem-- (içimi çekerek ) evet de.. inan ki..gerekiyordu..
sen abinin nikahı için İstanbula gittiğinde..  ikisine de,tunanın yaşgünü ve ben gideceğim.. bilin ,bana da engel olmayın demiştim..
babam,sana yalan söyleyemeyeceği için .. karşı çıktı..
annem dinledi ve sorumluluk benim, telefonlara bakmazsan yalan söylememiş olursun..
.. tuna ,ireme değer veriyor.. o da, kocasına sürpriz yapmak için çırpınıyor.. engelleme, bırak dedi.. babam yine olmaz diyince de.... kız açık açık söyledi..  bir daha niye benim hiçbir şeyden haberim olmuyor,söylenmiyor deme öyleyse dedi..

tuna-- vayy.. biraz  ağır olmuş,sanki..
irem-- haklısın..babam birşey demeden.. gidip yattı..  annemle salonda.. sana gayretle kazak işliyoruz..bizde..
ben hamile diye,sinirlenme.. babam ne derse desin..gideceğim anne..sen sakin olsana dedim.. birikmiş öfkesiyle.. daha önce hiç konuşmadığımız, bazı şeylerden bahsetti.. kendi evlilikleriyle ilgili.
.çocukmuş ikisi de,tamam da.. yine de..
babamın bu kadar düşüncesiz olabileceğini,tahmin etmediğimden çok üzüldüm.. tabi babam bizi duyuyor.. en can alıcı yerde.. seslenip.. .. nermiin herşeyi anlatman gerekmiyor,değil mi.. dedi..

tuna--  senin bilmemen için,susturmuş..

irem-- aynen öyle.. annem sustu ve insülin iğnesini vurmaya gitti..
bende senin arayacağın için..telefonu odama çekerken.. konuşmalarını duydum..
babam.. özür diler gibi birşeyler söyledi.. annem de..
benim hevesim kalmadı da.. kızımıza karışma bari ..
hiç olmazsa,onların çocuklarına anlatacağı güzel anıları olsun.. dedi..
yani,fırsatını bulmuşken.. karışmam o yüzden..  anneme ne yapsa az.. hakkını hiç ödeyemez..

tuna-- doğrudur.. sen ne yapacaksın..

irem-- bilmem,düşünmedim daha.. şu bileziğini vereyim diyorum..
aynısından kendisine..bana,zuhale,hayale..şaziyeye.. ertana da almış şaşkın..

tuna-- o ikinizin arasında... bildiğimi de, bilmesin.. ne zaman verirsen ver de..
ikisi için,hediye olarak.. bir karavan alsana..  yolda rahat ederler,ertan da huzursuz olmaz.. ne dersin..

aynadan arkaya baktım.. candan geliyor,arkasında da beyhan var..

tuna-- ne oldu..
irem--(gülerek )  arkamızda candan varmış..  beyhan olsa..aldırmayacaktım da.. şimdi seni öpsem ayıp olur,dimi..
tuna--evet..  hah hah hah..
 irem--harika bir fikir verdin aşkım ,sağol..

tuna-- sende sağol..  annene değer vermen güzel de, baban düşüncesiz değil.. sadece bazı insanlar,
 neyi nasıl yapacağını bilemez.. hediye almak,değer verdiğini göstermek..sevdiğini söylemek gibi.. sende söylüyorsun,çocuklarmış diye..
çiftlik yaşantısında..büyüklerin yanında ,karısına istediği gibi davranamamıştır.. sonra da,kalıplaşmışı değiştirmek zor.. haliyle..
 biz kalabalık bir ailede,bir odaya mahkum olsaydık.. nasıl olurduk sence..
o yüzden,yargılamadan.. empati yap.. şartları farklıymış.. annene gösteremediği ilgiyi,sana gösterip.. vicdanını rahatlatmış bile olabilir..

irem--  haklısın,belki öyledir de..  yine de kabul edemiyorum..
1423.bölüm..


ali-- (cekedine koydu kutuyu) ergün duymasın,birisi var da.. zuhalle.. bana göre,aday bile olamaz.. olmamalı yani..  ama ergün olacak derse..  sonuçlarına katlanır..

irem-- o nasıl iş.. kime tutulmuş ki.. abimden vazgeçebiliyorsunuz..

ali-- geçmiyoruz da.. o da ,vazgeçmiyor.. ne aileler,ne de ikisinin  fikirleri bile uygun değil.. tek anlamayan o.. düşünemiyor.. ergün,ikinci nuri .. olmaya aday yani..

irem-- hadi ya,üzüldüm şimdi.. nuri yurt dışına kaçıyor, çocuğunu bile bırakıp..ergün abimle konuştur bence.. yazık etmesin kendine..
abii,birde benim abim için uygun gördüğüm bir arkadaşım var.. onunla karşılaştırsam mı,sence..

ali-- nuriyle konuşturmak olabilir de.. şu aşamada,arkadaşını görmez bile.. hiç kalkışma.. hadi çıkalım..

çıktık dışarıya.. yağmur olanca şiddetiyle yağıyor.. herkes oturuyor masada .. konuşuluyor.. meyveler konulmuş..  tunanın yanına oturdum bende..

hemen  teyzem..meyve koydu tabağıma ..
yıldız-- irem düşüncelisin,neyin var..
irem--  sizleri ve yağmuru bırakıp gitmeyi hiç istemesem de.. gitmemiz lazım.. onu düşünüyordum.. böyle havada yolculuk yapmayı sevmiyorum..

sami-- ne yaparsın.. gerekli olunca,yolculuk ediyorsun.. bizim yol daha uzun.. irem hanım..
tuna-- kalabiliyorsanız,yer sorun değil sami bey.. yola yarın çıkarsınız..
mürüvet-- sağolun tuna bey.. ama iş beklemiyor..

bahar-- (ziyanın halası ) niyazi.. hep beraber gidelim istersen. bizim valizi de yanışlıkla almış ablam..
niyazi-- fark etmez benim için.. candan ne dersin..

melek-- candan ablaa,biz seninle birkaç gün sonra gitsek olur mu..
candan-- iki gün kalabiliriz aslında..
suat-- bizimle dönebilirsiniz kızlar..

candan-- yok amca biz döneriz.. gelmişken, uğrayacağım yerlere giderim bende..
bağımlı olmayalım.. Mersinde de kalabiliriz,çünkü..
suat-- siz bilirsiniz,öyleyse..

niyazi-- o halde,arabayı candana bırakıp..bizde samilerle  gidelim,bahar..
bahar-- tamam..

ahmet-- tuna,irem siz gidebilirsiniz.. saat üç buçuk olmuş..
tuna-- haklısın abi.. bizimle dönmek isteyen varsa götürelim..

beyhan-- bizde,hayalleri alalım hülya..
saadet-- siz nereye gidiyorsunuz beyhan..
beyhan-- bu gece kalıp,yarın marmarise gidelim diyoruz..
saadet-- hı,iyi gidin gidin.. dileği bırakabilirsiniz bana.. yarın döneceğiz bizde..
beyhan-- yok,onu da götüreceğiz.. çocuk deniz görsün..
saadet-- siz bilirsiniz..

********

valiz değişimi..vedalar,teşekkürler vs. ayrıldık yayladan..  misafirler saat altıda yola çıkacaklarmış..
tuna beyhan ve candan üç araba arka arkaya yola çıktık..  yağmurun hızına ,silecekler yetişmiyor..

tuna-- yarın annenin yaş günü mü..