Translate

29 Ekim 2012 Pazartesi

1440.bölüm..


maruf çek yaprağını doldurdu.. rakam yazacak,düşünüyor.. dosyayı istedi.. sayfaları açarken,diğerleriyle de konuşuyorlar..

hüseyin-- bekir iyi ki,seni anlamıyor iremm.. hah hah hah...
bekir-- ne dedii.. çevirin çabuk..
irem-- (gülerek ) pozitif bak,hüseyin abi.. bardağın dolu tarafını görsene..

sacide-- iremm..  sen evde de,böyle misin.. tuna beye,sıra geliyor mu yani..

elif-- iremin,evde konuşmaya hali kalmıyordur .. bence..

irem-- tuna-- hah hah hah..

tuna--  buradaki,konuşmasının amacı belli..  ev hali daha farklı tabi..
konuşur ve dinleriz birbirimizi.. ben memnunum ..  asıl konuşmazsa,sorun var demektir..

irem-- sağol.. emrivaki yapmak istemezdim de.. soracak ortam yoktu.. rehberlik edersin değil mi..

tuna-- malesef .. bende, başladığın işi bitirmen gerektiğini düşünüyorum..
 ertanla,rehberlik yapamam değil mi..
kekini önceden yapıp.. gezdirme işini de.. üstleneceksin çaresiz..

irem-- (gülümsedim)  pardon ,unuttum.. fedakarlık lazım..
 ben sabaha kadar,kek yapar..  tepsileri sıralarım..  bekir bey de,özel dizayn minibüsünü gönderir..
 büyük çocuklara etrafı tanıtarak,hüseyin abilerin köyüne götürürüm..   yemişli köyüydü değil mi..

hüseyin-- evet..
irem-- sen, bir bulgur pilavı .. cacıkla garibanların karnını  doyururken.. sevabına,on dakika uyursam.. köyünü bile satarım hüseyin abi..

elif-- anam duymasın.. tüfekle kovalar seni..
irem-- o zaman ,uysalından bir at ayarla sen... kıskanç olmasın sakın..

bekir-- bir mi? diğerleri ne olacak..
irem--hımm..köye gidince.. ilk iş.. değirmeni,odunluğu gösteririm çocuklara.. sonrası saldım çayıra,mevlam kayıra.. bekir ağa.

cevdet--bekir--sacide-- elif--hüseyin-- mustafa-- mahmut--güzide--şermin--tuna-- feryal--sadun--derya--said-- vahide--  hah hah hah..

mahmut-- o gün ,gidilecek yer çok.. inceleyip,bakılacak.. uzun sürecek .. açılış,yemek derken..   bize bir gün yetmeyecek sanırım..

elif-- oruç faktörü de var..
irem--tamamen unuttum.. ben birde, haber okuyacağım..

maruf-- (rakam yazarken ) tuna,fıkrayı anlatsana..
tuna--  fıkra değildi,maruf.. iremin söylediğine güldük..

said birden arapça konuşmaya başladı.. hepsi dikkat kesilip.. dinlediler..

irem-- saidd,eğer dediğimi söylediysen..  elimden çekeceğin var..
said-- (gülerek) ne dediğimi ,öğrenirsiniz.. nasılsa..
irem-- mutlaka..


servisler değiştirilirken.. bayanlar aramızda konuştuk.. lavoboya gidelim dediler..
irem--(kucağımda ki kağıdı katlayıp,çantama koydum )  vahide hanım,bize eşlik eder misin..
vahide-- tabi,buyrun..

izninizle diyip,hanımlar hep beraber çıktık odadan.. jane hariç kimse yok,üst katta... saat on ikiye geliyor,ışıklar azaltılmış.. o da masada birşeyler yazıyordu.. bizi görünce kalktı..

vahide-- sen işine bak.. jane..
jane-- peki..

****

Hiç yorum yok: