Translate

30 Aralık 2012 Pazar

1549.bölüm.


beş dakika sonra.. çıktığımızda..  durduk kenarda..

ela-- ufuk görmüş,bir anda koşup..  kucağına atladı kadının.. o da şaşırdı ama bozmadan.. sarıldı öptü.. bizi de gördü tabi..
tuğrul tedirginlikle,ben alıp geleyim dedi.. sakin olsana,tanışırız dedim..  ne kadar bakımlı ve güzel bir hanımmış..   güler yüzle tokalaştık,tebrik etti.. hal hatır sorduk ayak üstü..
buyrun,bir soluklanın diye odasına davet etti nezaketen.. ufuk ta hala kucağındaydı.. resim çizebilir miyim aylin dedi..
tabi ki,ama annene ve babana sorman lazım diyince..
tuğrul ; amcan bekliyor oğlum.. resim kalsın,şimdi diyip kabul etmedi.. ufuğun yüzü anında asıldı..
aylin; o kalemler ve defter senin.. saklıyorum.. daha müsait bir zamanda geldiğinde yaparsın ufukcuğum.. eren amcanı bekletme istersen.. benim gibi ,o da özlemiştir seni.. diyerek..  öptü ve indirdi kucağından..   tokalaştık ve ayrıldık..

irem-- (içimi çekerek ) ufukta abimde aylinle tanıştıklarında yaralılardı..  o çok iyi bir insan.. ufukla da iyi anlaştılar, sevgiye muhtaçtı yavrum.. benimsedi anne gibi..  ama abimle yürütemediler..  olmadı..
ufuğun sana tepkisi biraz da bu ayrılık yüzündendi.. bana dedikleri karşısında şok olmuştum..

ela-- tuğrul anlatmıştı.. artık onu daha iyi anlıyorum..
eren abinin yanına geldiğimizde.. ne oldu size.. dedi.. yok birşey diyip bindik arabaya.. mügeyle beraber gelmiş..  ufuk hem seviyor,hem konuşuyor mügeyle.. bizde duyuyoruz..
çocuk öylesine dolmuş ki.. saf saf içindekiler döküldü ağzından.. şok olduk..

irem-- ne dedi ki..

ela-- " aylin anneyi gördük,çok özlemiş beni.. belki annemi de görmeye götürür babam.. onu da çok özledim..
tuna amcamla,irem beni oyun parkına götürmüşlerdi..timsahım var ya,işte onu irem aldı..
ben terlemiştim..amcam üstümü değiştirdi.. küçüktüm ama amcam kızar diye..tuvalete de,gitmedim
onunla ..çünkü... bir kadının,erkeği tuvalete götürmesi kötü birşeymiş.. babam annemin boğazını sıkıp,
öldüreceğim  seni diye bağırmıştı..
.orada bir kız arkadaşla tanışmış,oynamıştık..  saçları kıvırcıktı.. onun da annesi yokmuş ,öldü demişti..
amcamın aldığı balonlardan verip,öptüm yanağını.. benim de annem yok,ağlama demiştim.." ve daha neler neler..

biz donduk adeta.. eve geldiğimizde ne yapalım diye düşünürken..
neşelendirmek,sevdikleriyle beraber olması için.. mügeye doğum günü yapmak ve sizi çağırmak gündeme geldi.. özellikle senin gelmen lazımdı..
 güya acını hatırlatmadan olsun dedim ama saçmalayıp çağırmayı bile beceremedim.. inan aklımız başımızda değildi,darma dağın olduk..
bunları yaşadığını biliyordum da.. onun ağzından duymak bitirdi beni.. bir daha aranıza asla girmeyeceğim,gerçekten .. yakınlığına ihtiyacı varmış çocuğun..
döndüğümüzde de.. bir psikiyatriste gideceğiz.. ayarla kendini..
kusuruma bakma diye,bilmeni istedim...

irem--( sarıldım sıkıca )takma kafana.. o bana neler anlattı,bir bilsen.. günlerce kendime gelemedim.. hele annesinin neden olduğu olaylar tunayı da,beni de çok sarstı..

tuna-- iremm,aşkolsun.. gecikme demedim mi ben...
irem-- (döndüm.. endişeyle bize bakıyor.. aramış belli ) acildi hayatım.. kusura bakma,anlamadık ...
tuna-- sarılmanın ne aciliyeti vardı..

ela-- daldık tuna,benim yüzümden oldu.. birşey anlatım da..

tuna pek inanmamış gibi.. "hadi gidelim bekliyorlar "diyince.. önüne geçtim..

irem-- acildi diyorum,niye anlamıyorsun..  kusura bakma,daldık dedik..
 bu tavrı hak etmiyorum.. eş torpili işlemez.. kırk tepsi baklava yapsan da, afettmem bilmiş ol..

ela-- tuna,iremm.. yapmayın ya.. niye anlattım sanki.. off..

1548.bölüm..


tuna-- inandın mı tuğrul.. keşke biraz uğraştığını,bende görseydim..
ela-- demek ki,senin de ikna yeteneğin var..

irem-- varr,olmaz mı.... beni ikna ettiğinde,zor ve huysuz olduğumu söylemiştim..
babam da,baştan uyarmış.. şikayet etmeyeceğine dair söz vermiş..
sonrasında çok çektirdim,garibime.. dayanılacak gibi değildi de,çok sabretti.. hiç şikayet etmedi,sağolsun..
referansı çok kuvvettli..o yüzden,bazı olaylar karşısında bende sabretmeyi öğrendim..
 önceden,haksız yere seni affetmem demiş olsa kıyameti koparırdım..

tuğrul-- şimdi,künefeyle..kadayıfla kurtardı.. değerli başka birşey isteseydin ya
irem-- mesela ne..
tuğrul-- ne bileyim,mücevher olabilirdi..

irem--  var,abi.. -hiç olmasa bile-mücevher  istemezdim.. kalbimin değeri, o kadar ucuz değil.. parayla alamaz.. sevgisini hissettiğim bir kelime ,bir bakış gerekiyor bana..

tuna--  park ettiğinde de bakarım olur mu.. (uzanıp,yanağımı öptü )

tuğrul-- oğlum,kız araba kullanıyor.. tehlikeli hareketler bunlar..
ela--  tuğrull,karışma.. demek alışıklar ki,irem falsosuz gidiyor..

tuğrul-- doğru.. asıl tuna şöför olsaydı..yanmıştık..

tuna--ela--irem--tuğrul-- hah hah hah..


***************

havaalanının parkına girdim.. yer arıyorum..

tuna-- siz oturun da,ben eşyaları arabaya alayım..
tuğrul-- dur,ben yaparım.. senin işin var ..
tuna-- ne işi..
tuğrul-- bakacaktın ya..

yer bulup,park ettim nihayet..

tuna-- (gülerek ) iş değil o.. ben bakarım,sen anlamazsın bile..
irem şu şişeyi çantana koy..
irem--( aldım) ruhsatla,anahtarı teslim edeyim bende.. abi,ufuğu al.. elayla gidelim.. uçakta buluşuruz..
tuna-- depoziti de alacaksın ,unutma ve  gecikme..
irem-- tamam.


binaya girdiğimizde.. onlardan ayrıldık..
ela-- of uyuşmuş her yanım..
irem-- ufuk kucağındaydı.. ondandır..

kiralık araba servisinde.. işimizi bitirdik..
ela-- irem,lavoboya da gidelim.. hemen şurada bak..
irem-- tamam canım..

yürüyoruz kolkola..
ela-- ,İzmirden geldiğimizde,aylin hanımla tanıştık.. tesadüfen..
irem-- hımm.. görevli olunca.. karşılaşmışsınızdır..
ela-- yok öyle değil..anlatırım..

beş dakika sonra.. çıktığımızda..  durduk kenarda..

ela-- ufuk görmüş, bir anda koşup..  kucağına atladı kadının.. o da şaşırdı ama bozmadan.. sarıldı öptü.. bizi de gördü tabi..
tuğrul tedirginlikle,ben alıp geleyim dedi.. sakin olsana,tanışırız dedim..  ne kadar bakımlı ve güzel bir hanımmış..
1547.bölüm..


tuğrul-- güzel diyorsun da,dediğin biraz hayal gibi.. vakıf karşılasın,bağışlarla yürüsün desek de, çok zor..hatta sen turne yapsan bile olmaz..

tuna-- irem aklına koyduysa,vazgeçmez..yolunu bulur ama turne fikrini de verme istersen..
birde onunla uğraşmayayım..  yer olarak,nereyi düşünüyorsun karıcığım..
irem-- (gülerek ) bozulmayacaksın ama..
tuna-- nasıl yani..
irem-- şöyle ki.. araziyi,benim adım geçmeden.. bekir bey alacak..

tuna-- (ciddileşti) dur devam etme..anladım ve razı değilim.. bizim paramız onlara..onların malı da
bize yaramaz.. lisenin diğer tarafında.. tarım arazisi olmayan.. yeri kullan..
madem dua alacaksın,bari ihtiyaç sahipleri faydalansın..
eğer benden gizli herhangi bir şey yaparsan-bu konuda- seni affetmem.. haberin olsun..  söz ver bana..

irem-- peki,söz.. sen halit abinin yerini alacağımı sandın ama değildi..
bir kuruşumu bile haram ederim,para verirmiyim hiç..
daha önceden gizli birşey yapmışım gibi, affetmem demene de tafra yapmıyorum,dikkatini çekerim..
sarhoş eş tarifesinden faydalandın..

tuna-- pardon,bozulmayacaksın diyince öyle sandım..
adın geçmeden,bekir beye niye aldırıyorsun madem.. yada yer var,niye alıyorsun..

irem-- ben sağlık ocağı yaptırmıyorum.. hastane nüfus yoğunluğunun olduğu yere yapılır.. Dubai örneğini boşuna vermedim..
güngör beyin reşatbeyde ki yerini istiyorum.. kazandığı işine yarasın da.. toparlasın kendisini.. ben alsam,gerçek fiyatını isteyebilir mi sence..
bekir bey alacak,ben ondan almış gibi olacağım..
bozulmayacaksın dememin sebebi.. müteahhitliğini de ona yaptıracağım içindi..
 çok bilmiş birisinin dediği gibi.. tereyağından kıl çeker gibi halledip..patron adama para değil,iş teklif edeceğimden..  ezmemiş olacağım.. ne şiş yanacak,ne kebap..

tuğrul-- helal olsun gelin.. yürü kim turar seni..
tuna-- tuğrull, yangına körükle gitme.. özür dilerim,karıcığım..
ela-- helal olsun,tuna.. tebrik ederim..
tuna-- sağol da,muhatabım affettim demedi.. henüz..

irem-- kolay affetmem biliyorsun..
cevizli havuç dilimi   ve dondurma istiyorum.. bol çikolata sosu üstünde iri ceviz parçaları.. .........
vazgeçtim.. künefe yap bana.. bir tepsi de kadayıf.. şekeri kıvamında olacak ama ...
su içersem hepsini bitiremiyorum..

tuğrul--vazgeçmen iyi oldu,anlatmanla mahvolduk arkada..
hepsini bitirecekmiş... olmaz efendim..  yarısı bizim,duyduk  çünkü..

tuna-- (gülerek ) peki size de,yaparım..asıl usta iremle ahmet abi ama idare edeceksiniz artık..
 irem çok seviyor,eskiden bitiriyordu da..şimdi bilmiyorum.. tepsinin çapı da yirmi santim bu arada..
mahvolduk diyorsun ya..  kebap pişirmesini ve yemesini anlatsaydı olurdun asıl..bu ne ki..

tuğrul-- sen mi mahvoldun..

tuna-- hedefi ahmet abiydi de, arada bende kaynadım..
yapıyor,yiyor ve yediriyor.. sevmem,yemem diyemiyorsun..
benim sütlacı sevmediğimi bilmezken..  yapmış,pek aram yoktur dedim..
tadını,kokusunu,sakızın aromasını  öyle bir anlatışı vardı ki.. .. ben ne kaçırmışım diyerek,yedim... ve gerçekten de,harikaydı..  yeter ki,istesin.. her konuda ikna yeteneği var..

tuğrul--seni de, tavladığını söylemişti ya..

irem--tuna-- hah hah hah..
1546.bölüm..



tuna kolaları verdi arkaya..

tuğrul-- katkı da,torpidoda.. tuna..
tuna-- (aldı şişeyi .. kolalara koyuyor ) kalp kalbe karşı dedikleri bu olsa gerek.. tuğrul.. ben alacaktım şimdi..
tuğrul-- tahmin ettim.. halinizden belliydi..
tuna-- (benim şişeyi de,açtı.. elinde tutuyor.. ) hıh.. tahmin ettin demek.. biliyor sanıpta.. bebeği anlatma sakın..  o yelizin yanında,mahvolmuş..

irem-- tuttum kendimi ,o ağladığımı görmedi.. uyudu bir bebek gibi.. saf,çaresiz,kimsesiz..
(elimin tersiyle yanağımı sildim ) konuyu değiştirin,lütfen.

ela-- ben kullanayım.. istersen,fazla içmedim..
irem-- olmaz,ufuk var.. neşelendirin beni..

kolamdan bir yudum içip,geri verdim tunaya..

tuğrul-- kocası sana diyor..
tuna-- sizin yanınızda ne desem olmaz.. radyoyu açayım bari..

açıp,bir kanal buldu.. şarkılar çalıyor arka arkaya.. konuşulmuyordu..

irem-- tuna,sen birşey istiyordun ya..
tuna-- (gülerek ) evett.. alacak mısın yoksa..
irem-- hayır..
tuna-- aşkolsun sana.. hep böyle yapıyorsun..
tuğrul-- küstü işte..gördün mü..

tuna--ela--irem--tuğrul-- hah hah hah..

tuğrul-- bir alemsiniz siz.. hiç güleceğim yoktu.. ne istiyorsun yavrucuğum ,ben alayım sana..
ela-- ya da sen alamıyor musun da..irem den istiyorsun tuna..

tuna--  bütçem yetmiyor ela..
tuğrul-- hadi lan,kimi kandırıyorsun..
tuna-- kimseyi,eladan biraz fazla maaşım var..tuğrul..

tuğrul-- hıı,doğru..  pinti gelin niye çocuğu küstürüyorsun.. alayım da,sevinsin bari..

tuna-- özel uçak istiyorum,al hadi..
tuğrul--  öhöö öhö.. yuh.. sakız istiyor sanki..

tuna--irem--ela-- hah hah hah..

ela-- isteğin çok güzelmiş tuna.. gayet mütevazi..
tuna-- maruftan istemek hoş olmuyor ela..dalga geçti (......) ..
 hediye edecekti,teşekkür maksatlı.. irem onu da kabul etmedi.. kendisi de almıyor.. oyalıyor beni..

irem-- (gülerek baktım bir an.. )sanki hediyesini sen kabul edecekmişsin gibi.. nasıl güzel anlatıyorsun tuna.. ben ,çok faydalı başka bir yatırım yapacağım..  dua almak ,uçak almaktan daha iyi.. değil mi..

tuna-- iyi de.. şimdi özel uçağın olması da.. paha biçilemez bir durum değil mi..

irem-- haklısın ama  iki günde serseme döndük.. öğlen Dubai.. akşam Adana..  gece İstanbul.. üç saat uykuyla gece yarılarında.. hastanede sinirler laçka olsun..
sabaha karşı Adanaya dön.. yarın yeni bir koşturmaca içine gir..
buna ne can dayanır,ne de para.. uçak bize acil lazım değil.. diye düşünüyorum..
ben hastane yaptıracağım.. aynı Dubaideki gibi.. ama kimseden ücret alınmayacak..

tuna-- (gülerek,eğilip bana baktı) merhametlim.. peki,çark nasıl dönecek..
irem-- ben durmadan konser vereceğim artık..

tuna--ela--tuğrul-- hah hah hah..

1545.bölüm..


karşımda fatma,tuna ..hüseyin.. duruyor..
sarıldık fatmayla.. artık göz yaşlarım söz dinlemiyor..
bir yandan da,gözünüz aydın..  bebek nasıl,sen nasılsın  diyorum..

fatma-- ağlama hanımım,çok şükür bebek iyi..
allahın izniyle daha iyi olacak inşallah.. allah hepinizden razı olsun..

irem-- (gözlerimi silip ) sizden de razı olsun.. gününü görün inşallah..
sağlıkla.. kucağınıza almayı ,büyütmeyi nasip etsin allah.. bir ihtiyacınız var mı..

hüseyin-- yok hanımım.. sağolun.. bülent bey,ağırlıyor bizi.. beyim de sordu..

tuna-- irem ,yelize birşey mi oldu.. sen ağlıyorsun,bülent çıkmadı..
irem-- yok yok.. yeliz uyuyor,eli elimdeydi.. uyanmasın,gittiğimi fark etmesin diye sen tut.. biz gideriz dedim.. kusura bakmamanızı söyledi o da..

hüseyin-- ikisini de,başımızın üstünde taşısak yeridir.. öylesine yoruldular ki..
hiç uyumayıp,bizimle beraber oturdular.. yeliz hanımın konuşması da,çok iyi geldi bize..
dinlensinler tabi..

fatmanın koluna girdim.... bir iki adım ilerledik..
 sağlığıyla ilgili daha özel konuştuk.. çok şükür,iyiymiş.. bir sorunum yok
yengem de ilgilenmiş hastasıyla.. iki ilaç içiyorum dedi..
 çantamdan çaktırmadan aldığım parayı ,avucuna sıkıştırdım.. almam ,var dedi..
" bulunsun fatma.. gerekebilir ,kullanırsın.. "diyerek ikna ettim..yanlarına döndük..

tuna--  hüseyin.. sizin de,güçlü olmanız lazım..  hiç bir şeyi dert etme.. oğlunla,hanımınla ilgilen.. sağlıkla,dönüp gelin inşallah.. size ,iyi geceler..

hüseyin-- size de.. allah razı olsun..
fatmayla sarıldık yeniden.. hüseyinle tokalaştım..
tuna da.. ikisinin sırtına elini koyup..  "hadi gidin " dedi..

******

aşağıya indiğimde külçe gibiydim.. el ele park alanına yürürken,yağmur başladı.. araba da görünüyor.. abim,motoru çalıştırıp.. farları yaktı..

irem-- tunam..  beş dakika istiyorum senden.. biraz sakinleşeyim..
tuna-- (durdurdu beni ) ömrümü veririm sana.. benim de sakinleşmeye ,ihtiyacım var..
irem-- (dudaklarım titreyerek,sarıldım boynuna.. o da belimi kavradı) köle olurum sana..
tuna-- bende aşkımm.. bende..  tuğrula malzeme çıktı ama..
irem-- (öptüm yanağını ) hiç umrumda değil..
tuna-- önlerinde durmayalım bari.. gel,yürüyelim..

birer sigara içtik,yürürken.. ama hiç konuşmadık..
ben dışarıdaki kantinden dört tane kola alırken..  tuna adama  yakında,açık  tekel bayisi var mı.. diye sordu..  varmış,çıkışta görürmüşüz..

poşeti aldı,arabaya doğru yürüyoruz.. yağmur harika yağıyor..

irem--iyi ki,ben alkol kullanmıyorum.. daimi sarhoş olurdum herhalde..
açık hava,yağmur ve sen yetiyorsun sakinleşmem için..
tuna-- bana sadece sen yetiyorsun ama bu gecelik izin ver.. sarhoş olmak istiyorum..
irem-- çok mu kötüydü.. bebek yani..

tuna-- bu çok iyi haliymiş ama bana fazla geldi.. tuğrul da,kötü oldu..
ufuk ta, doğduğunda bir hafta hastanede kalmış.. sarılıktan dolayı..
ben gideyim de,irem gelsin diyip beş dakikada kaçtı..

arabanın yanına geldik.. abim arkaya geçmiş.. oturduk yerimize..
tunaya da mendil verip.. elimi yüzümü sildim..

hareket ederken..
irem-- yelizin çok selamı var..
ela--tuğrul-- as..

tuna kolaları verdi arkaya..
tuğrul-- katkı da,torpidoda.. tuna..

28 Aralık 2012 Cuma

1544.bölüm..


yeliz-- (gülümseyerek,bir elini yanağıma koydu ) bülent söyledi,haberin vardı .. ondan geldin değil mi..

irem-- anlamak için kahin olmaya gerek yok.. sıkıntısı yüzünden okunuyor.. dolmuş,neyin var dedim.. sadece bana anlattı..
 gündüz gelecektik aslında.. ama gönüllerde çok kalabalıktık, biz gidelim diyemedik.. yemek telaşesi de olunca.. geç kaldık..
bülent hiç şüphesiz ki ,dost.. ama ben seni gerçekten kardeşim olarak görüyorum..
yarın mutlaka Adanada olmam gerekmesine rağmen,erteleyecektim.. yanlız gelmediğimiz için,o da mümkün olmadı..  bu saatte rahatsız ettim seni..
ela aşağıda, ufuk uyuduğundan gelemedi.. abimle tuna,hüseyinlerin yanına gittiler..
ben kimse olmadan seni göreyim diye,uğramadım onların yanına..
ziyayla zuhal de,havaalanında bekliyecekler bizi.. düşün yani..

elanın,gönülün.. çiğdemin.. menekşenin,halamın,firuze teyzenin.. ziyanın,zuhalin.. yasinin,figenin abimlerin..zübeydenin çok selamları var .. öpüyorlar seni..
ben yanlış bir karar vermeni istemiyorum,borçlu hissediyorum kendimi.. bülentin bir sözü çok etkiledi beni.. o yüzden,tek.. hatta habersiz geldim..

yeliz-- a.s.. sağolsunlar.. sende,sağol.. neymiş de.. habersiz geldin..

irem-- seninle konuşacağımı söyledim..  konuşma,kabul edip gelirse.. bu seferde ben bozulurum dedi..
anlamadım,yardım etmeye çalışıyorum..niye bozulacaksın ki,dediğimde..
biz bu kadar,ayrı mı düştük.. ben niye karıma ulaşamıyorum derim.. dedi..  lütfen ulaşmasına izin ver,yeliz.. konuştuğumuzu  hiç bilmesin,olur mu..

yeliz--.................... olur,canım..  (duvardaki saate bakarak )birazdan  bülent gelir.. rutin kontrol için.. konuyu değiştirelim öyleyse.. bana kendinden bahset.. senin cıvıl cıvıl,samimi ..  konuşmanı duymak istiyorum..  ruhum,bedenim çok yorgun.. ilaçların etkisiyle,rüya görüyor gibiyim.. huzurlu sesine ihtiyacım var..

irem-- (biraz doğrulup,öptüm yanağını ) kapat gözlerini öyleyse.. uyutayım seni.. sabah yanında ,asıl istediğini gör..benim asla veremeyeceğim huzuru ,sana o versin.. sevdiğini hisset ve hissettir yelizim..

yeliz--(gözleri kapanırken ,mırıldandı )  tamam..

ben havadan sudan konuşurken, o derinn bir uykuya daldı..  eli elimde.. bir bebek gibi.. çaresiz ve kimsesiz..  ben sessiz hıçkırıklarla  ağlarken.. bülent girdi içeriye.. parmağımı dudağıma götürüp.. sus dedim..
bülent-- (fısıltıyla ) ne oldu.. sen niye ağlıyorsun.. birşey mi dedi,ağrısı mı vardı.. söyle..

irem-- ( oturup.. verdiği,kağıt mendili aldım.. yüzümü silerken,fısıldadım )kıyamam  ayıkamadı ki.. birkaç kelime konuşabildik.. uyudu.. ben  duygulandığımdan ağladım..
sen hariç,onun hiç kimsesi yok bülent.. sevgini ve şevkatini esirgeme.. lütfen..
elini tut da uyanmasın,ben gidip hüseyinleri de göreyim.. tuna nerede..

bülent-- kapının önündeler.. konuşamadınız herhalde..
irem-- evet,malesef öyle oldu.. kusura bakma..
bülent--  canın sağolsun.. gitmek hakkımızda hayırlı değil,demek ki..

ayakkabılarımı giyip,yatağı ittim biraz.. yelizin elini avucuna bıraktım..

irem-- kim bilir,belki.. sen karına bak.. hadi,hoşçakal..
bülent-- güle güle.. anlat,niye gelemediğimi..
irem-- merak etme (cekedimi giyip,çantamı aldım ) bülentt,ben çıkınca kapıyı kilitlesene.. yeliz rahat edemiyormuş..
gülerek başını salladı ,ben odadan çıktım..

karşımda fatma,tuna ..hüseyin.. duruyor..
sarıldık fatmayla.. artık göz yaşlarım söz dinlemiyor..
bir yandan da,gözünüz aydın..  bebek nasıl,sen nasılsın  diyorum..

1543.bölüm..


asansörle son kata çıktım..
 hemşire beni nasıl tanıdıysa artık..  ısrara gerek kalmadan.. yelizin odasını gösterdi..

girdiğimde uyuyordu... lamba ayarını biraz açıp.. yanındaki koltuğa, oturdum.. her konforu var.. süit otel odası gibi.. taşınmışlar oraya..
ama bambaşka birisine bakıyorum sanki.. yüzü ne kadar solgun ve şiş.. saçlar bakımsız,uzamış.. üstünde pike var ama vücudunun genişliği   ve yüksekliği inanılmaz..  hızlı hızlı nefes alıyor..

elini tutup.. diğer elimle okşadım yavaşça..
irem-- yelizimm.. canımm,aç gözünü..

derhal açtı.. inanamadı önce.. elimi sıkarak..
yeliz-- iremmm.. yanıltmadın beni..  hoşgeldin..
irem-- hoşbuldum hayatım.. fırsatsızlıktan.. geciktim,görmeden  gidermiyim..

yeliz-- sağol,tunayla bülent nerede.. içeriye almadın mı yoksa.. doğrulayım da..   girsinler..

irem-- ( elimi yanağına ,koyup .. gülümseyerek ,başımı eğdim )yok kimse..  yatt.. seni çok özledim,yeliz.. çokk..
yeliz-- (bir damla yaş düştü yastığına ) bende..

yattığı yerde,sarıldım.. öptük birbirimizi..

yeliz-- yatağı kaldırayım,biraz..
irem-- sen nasıl rahat ediyorsan,öyle kal.. yedek  yatağı birleştirip,ben yanına yatabilirim.. istersen..
yeliz-- e yap öyleyse.. bebeklerden önce,teyze yatsın..

yaklaştırıp,yanına uzandım.. göz göze,el eleyiz..
irem-- yiğenlerim,iyiymiş.. çok şükür.. son günlerin verdiği tahammülsüzlük hariç.. sen nasılsın,kardeşim..

yeliz--ah irem.. ahh..  terapi isteyecek kadar kötü hissediyorum kendimi.. izole oldum,hayattan..
yarının ne getireceğini bilmiyorum.. kocaman bir boşluğa yürüyorum,çok sıkıldım.. konuşacak kimse yok.. bülentle koptuk sanki.. bana, hastasına göstereceği tüm özeni gösteriyor.. gece geldiğinde..
nasılsın,iyi geceler diyebiliyor..ancak..
nankörlük etmek istemiyorum,şartlar bunu gerektirdi de.. burada kalmak,hem iyi hem kötü.. odaya her an birisi girebilir diye..  elimi tutmaktan bile kaçınıyor.. şevkatine ,nefesini hissetmeye bile
ihtiyacım var.. kocamı özledim..
onun da bunaldığının  farkındayım ama  karısını özlemiş gibi davranmadığından, çok gergin..
huysuz ve huzursuzum.. iki kelimeden sonra,birbirimize bağırır olduk..

şimdi birde almanyaya gitmesi gündemde.. sunulan imkanlar süper.. gitmem dedim diye bozuldu..ama orada da aynı olacağız.. o çalışacak,ben evde çocukları büyütmeye uğraşacağım..
 dil bilmiyorum,yer yabancı.. burada kalarak,hem çocuklarımı büyütüp..hem çalışmam daha mantıklı
değil mi.. engellemiyorum da,sen git dedim..  daha ne yapayım,bilmiyorum ki..

irem-- seni anlıyorum.. zor hamileliğin dolayısıyla,durumuna hak da veriyorum..
psikoloji üstüne uzman olan sensin.. ama yaşamak ,kendi başına gelmek farklı.. gözden kaçırdığın yeri,objektif bakan bir dost olarak ben görüyorum.. ikinizi de sevdiğim için,söylemek zorundayım.. yerinize karar veremeyiz elbette... fakat tercih yaparken kısa vadeli düşünüyorsun.. diyelim ki kaldın..
bir-iki yıl yetersin çocuklarına..ama koptuk dediğin,evliliğini fiilen bitirirsin..
döndüğünde bülentte,sende yabancı olursunuz birbirinize.. istediğin bu mu.. eskisi gibi olabilir misiniz..  hiç aklında kuşku olmaz mı sanıyorsun..

hem çocuklarını babasız büyütmeye ne hakkın var.. ikinizin de,kimsesi yok.. babaları varken,onlar da sevgisiz mi kalsın.. kocamı özledim dedin,niye gönderiyorsun madem....
onun da,sevginize ihtiyacı var..  seni terk etmiyor ki, karısını çocuklarını da götürmek istemiş..
 bu karısını özlediğinin,aile olabilmenin çırpınması değil mi..  imkanlar süper diyorsun,demek ki keyfi olarak da gitmiyor.. geleceğe yatırım yapması mantıksız mı,yanlış mı..
 yabancı yer olduğunun,zorlukların  o da farkındadır mutlaka.. ama   siz bu yolda beraber yürüyeceğiz,demediniz mi..  Adanadan gelirken,kariyerim bitti diyordun ama öyle olmadı..
bak uzman oldun.. bülentin destek olmadığını söyleyemezsin..
şimdi bir başka fırsat var önünüzde.. senin kariyerin yine bitmiyor,ara vereceksin sadece..
bülentin de senin desteğine ihtiyacı var.. kocan buna değmez mi..  neden esirgiyorsun,yeliz..

yeliz-- (gülümseyerek,bir elini yanağıma koydu ) bülent söyledi,haberin vardı ..
ondan geldin değil mi..



1542.bölüm..


bülent-- haklısın ela, biliyorum.. elimden geldiğince de,kendi adıma ne gerekiyorsa yaptım/yapıyorum inan..  ben şu yaşıma kadar.. hep kuvvettli oldum..olurum da.. istediğim tek şey.................
 yani ,birbirimizin açığını kapatacak  gücümüz vardı.. sevgimiz bizden öndeydi.. ama
şimdi nerede bilmiyorum..

tuğrul-- bülent.. bizi mi kandırıyorsun,kendini mi.. ben çok bunalım takıldığımdan tecrübem var,bu lafları geç.. sen bilmiyorsan,biz hiç bilemeyiz.. bu kadar dirayetliyken..  hamilelikte sınıfta kalmak yakışıyor mu,size.. sızlanıp,şikayet ediyorsun da,başka kimsenin ikiz çocuğu olmuyor sanki.
sorun yeter ki,kalıcı olmasın.. diğerleri önemsiz, aile olmanın sancıları  bunlar..

tuna-- ela,beni duyma (...... ......... )  diyor,kısaca..

irem--bülent--ela--tuğrul-- hah hah hah..


************

hastanenin parkına girip, park ettim..
binaya bakarken, nefesimin daraldığını hissetsem de..
bu gelişim yeliz için.. diye teselli ediyorum kendimi..

tuna-- iremm? inmiyor musun..
irem-- hı..  sen abimle,hüseyinlere bak..  abim gelsin,ben çıkayım  tuna..  midem hoş değil de..
tuna-- peki..

bülent-- bak,hasta olacaksan.. gelme..
irem-- buraya kadar gelmişken.. görmeden gider miyim, bülent.. hasta olsam ne yazar..

bülent-- tamam.. ela hoşçakal..
ela-- sağol bülent.. gönlüne göre olsun herşey.. yelize çok selam söyle, benim yerime öp..

gülümseyerek indi.. abimle tunanın koluna girdi..  girişe doğru yürüyorlar.. yağmur yağmıyor artık..

çantamdan ,ankesörlü telefon kartımı  aldım.. girmelerini beklerken..

irem-- ela,ben şu telefondan yelizi arayacağım..  bülentin yanında konuşamam.. çık desem olmaz..
ela-- tamam da.. arayacağına çıksana..
irem-- sen yanlız kalırsın,olmaz..
ela-- kapıyı kilitlerim,zaman geçiyor.. git..
irem-- ufuğu yatır,ön koltuğa gel.. öyleyse..

ela dediğimi yapıp,şöför koltuğuna geçti.. kapıyı da,kilitleyince..  ben koşarak hastaneye girdim..

1541.bölüm..



bülent--ne adam ya,bende öyle sanmıştım.  yasine de mi,kurtarma operasyonu mu yapmıştın...

tuna-- yok yok.. yasinin mağazayı kapatacağından...bir gece öncesi   haberimiz oldu.. hep birlikteydik.. ziya da,ben satarım demişti..
ertesi gün öğlen,ne  var ne yok diye bakmaya gittiğimde.. bir müşteri,getirmişti sahiden..
bir anda bende müşteri oluverdim..tüm mallar için, açık artırma yaptık adamla.. ben çekildim,
hepsini adam aldı..
böyle bir mazimiz olunca.. bu gece ziyaya sadece baktım.. uyanık,anladı diyordum da..
hacının gerçek olduğunu düşünmemiştim açıkcası..

ela-- ağzı iyi laf yapıyor,iş bitirici.. maşallah..  lütfünün sağı solu belli değil.. vefa duygusu yok.. hayatta kollamaz..
evlendi.. ev kira,borcu da vardır..tek maaşla geçinecekler.. işsiz kalırsa ne yapacak,hep onu düşünüyorum..

bülent-- ziya açıkta kalmaz, ela..  havada kaparlar.. toplantılar sayesinde.. eczacı,doktor ve firma bazında..  herkes  tanıyor,desem abartmış olmam. çalışkan.. iknası, satışı süper.. çok güzel de prim alıyorlar.. zuhal güveniyorum.. yanındayım,demiş.. ziyayı artık kimse tutamaz..  lütfü,keşke çıkarsa da.. yolunu açsa..

tuğrul-- hayırlısı olsun haklarında.. demir tavında dövülür ama bilmiyor daha..
tuna-- vardır kendine göre bir hesabı.. bende bülent gibi düşünüyorum.. şer olarak gördüğümüz,bizim için hayır olabilir..

bülent-- inşallah.. irem,bak taksi durağı var.. beni bırakın,siz gidin..
irem--  daha neler,seni karına ellerimle teslim edeceğim.. kurda kuşa yem olursun sonra..

bülent-- hah hah hah.. olmam..yeliz  beni bu aralar görmek bile istemiyor.. bıktı..
ela-- onun mazereti var.. sen bıktın mı..
bülent-- hayır..

ela-- siz zor bir durum yaşıyorsunuz.. sıkıntınızı konuşacak. ortam bile yok.. hastanedesiniz,streslisiniz bunları  normal karşılıyorum..
aile büyüğü ,kardeş yok..paylaşamıyorsunuz da.. ama neden sevginizi unutuyorsunuz.. onu anlamıyorum..
senin ona,onun da sana ne kadar çok ihtiyacı var düşünsene..
ruhu,vücudu yüzü,saçı bile değişti.. kendisini çirkin olarak görüp.. ondan bıktığını düşünüyordur eminim.. etki-tepki diyeceksin de.. deme.. çünkü şu an verici olması gereken sensin.. kuvvetli ol ki,yelizde moral bulsun..

irem-- bülentt, ela diyor kii..

tuna--tuğrul--ela-- bülent-- hah hah hah..
1540.bölüm..


tuna-- artık kalksak nasıl olur..

tuğrul-- dur,ben söylemedim daha..
ela-- neyi tuğrul..
tuğrul-- berna çocuk değil,senin kalman gerekmiyor..eşyamız burada.. şimdi , bizde gidelim diyorum..
ela-- (hayret etmiş bir ifadeyle ) fikrini değiştiren etkeni, söylesene..
tuğrul-- (sevgiyle gözlerinin içine bakarak ) sen desem,yeterli olur mu..

menekşe--(gülerek ) hayırr,devam et..
tuğrul-- (gülümsedi ) menekşee.. herşeyi duyman gerekmiyor..
ela-- iyi,gidelim.. hayatım..

menekşe-- figen, hazır mısın.. sizi ve zübeydeleri bırakacağız..
figen-- hazırız da..
tuna-- menekşe.. siz çiğdemlerle mehmet beyi,bırakın.. yolunuz uzamasın..
figenleri,ikna ettik..  bizim evde kalacaklar.. maruflarda komşu zaten..  ziya bırakacak onları..

menekşe--  pekii, haydi gidelim..

gönül -eren çiftine hepimiz teşekkür ettik.. sarıldık,öpüştük.. eşyalar arabalara yerleştirildi.
ela-abim ufuk..bülent ben tuna oturduk..
 ziya-zuhal,maruf- zübeyde , yasin-figen  diğer arabadalar..
orhan-menekşe..çiğdem-yusuf ve mehmet bey de yerleştiler.. korna
çalarak.. abimlere el salladık.. arka arkaya hareket ettik..

********
bir süre sonra orhan abiler ayrıldı,bizde ışıklarda yan yana durduk ziyalarla.. tuğrul abi camı açtı..

tuğrul-- ziyaa  hacı abi ,müthişti.. tunayla bakışmanızı görmesem.. ben bile inanırdım..
ziya-- inan abi,numara değildi.. tunaa,ben seni yanlış mı anladım.. satmamı istemedin mi..

tuna-- istedim de.. sen sahiden mi ,sattın..
ziya-- evett..
tuna-- helal olsun,başka birşey diyemiyorum..
irem-- üstad, dondurma ısmarlayım.. beni takip et..
ziya-- boşver,siz gecikirsiniz..
yasin-- dondurma kurtarmaz demek istiyor,irem..
irem-- ne isterse,emri olur..
tuğrul-- hafta sonunda,yasin dahil.. Mersine gelecekmişsiniz.. sizi yemeğe çağırıyormuşuz..
ela  ufuk uyuduğundan,konuşamıyormuş.. ben size balık pişirecekmişim..

ziya--(gülerek ) sağolun da,söz vermeyelim.. konuşuruz.. hadi by..

tuna camı kapatırken.. hareket ettim ..

26 Aralık 2012 Çarşamba

1539.bölüm..


tuna-- lojmanları,ilk okulu sosyal tesisleri..sinemayı ,çevre düzenlemesini  ve evleri maruf yaptı/yaptırdı..  ben yer hariç, hiçbir malzemeye ..iş gücüne karışmadım..
evlerin yüzde ellisini.. ona verdim de,masrafının karşılığı bile olamaz.. dört dörtlük yaptı..ben karlıyım,o da..eğitim için olduğundan kabul etti..
ısrarla toprak istemesi sinirimi bozuyor,yoksa yine yaptırırdım..

menekşe-- sen mi yaptırıyorsun,vakıf mı..
tuna-- ben.. sonra vakfa devir edeceğim..

orhan-- tuna kütüphanenin iç donanımını ,  bana bırak..
tuna-- peki abi.. sen uzmansın,istediğini yap..

yasin-- orhan abi,Ankarada ki büyük kütüphaneyi biliyor musun..
orhan-- evet ama oranın farklı bölümleri.. mesleki amaca yönelik arşivleri , çeşitli özel makinaları var..
yasin-- makinaları,ekipmanı ve kendi alanıma ait kitapları getirmeye  talibim..

orhan-- tamammm.. kabul.. herkese haber veririz.. değerli bir arşivimiz olur..
bülent-- bende tıpla ilgili kitapları gönderirim..

ela-- çok iyi olur.. kaynak kitapları bir arada bulamıyor,çocuklar.. matematik kitapları da,benden..
menekşe-- tarih de,benden..
maruf-- mühendislik kitapları da,benden olsun..
mehmet-- mimari ile ilgili olanları da,ben temin edeyim..
yusuf-- bizde veririz..

irem-- hepiniz sağolun.. birlikten kuvvet doğarmış da.. bir önerim var..
oradaki kütüphane lise düzeyinde.. genel kitapları kapsasa da..
mesleki olanları ,kampüste kullanıma açsak.. ne dersiniz..  üniversitede okuyan öğrencilerin ..
ulaşma imkanları açısından, daha iyi olmaz mı..

orhan-- olur tabi.. ama yer bulmak lazım.. kampüse inşaat yapamazsın..
kamu arazisi.. izin alamayacağın gibi,aklına gelmeyen.. prosedürleri  yazışmaları olur.. tunanın,benim senin bile  başımız ağrır..

irem-- kampüsün içinde olmaz da,yakınında yer bulurum abi.. hiçbirimizin adı ,geçmez..
 ben  alırım... vakıf işlemi yürütür..
ziya-- tıp fakültesinin yerini biliyor musun..
irem-- hayır..
tuna-- ben biliyorum,söyle..

ziya-- istimlak edilen kampüs arazisinin, tıp fakültesi tarafındaki sınır komşusu olan.. yerden bahsediyorum..  beş dönüm ,çamlık arazi.. ve  içindeki göl manzaralı  yeni malikane ihtiyaçtan satılıkmış..  ilgilenirseniz, uygun gelirse bakın..

tuna-- bakarız da,kiminmiş.. kimden duydun ve niye satıyormuş..
ziya-- mefruşatçıymış.. işi ve sağlığı bozulmuş,adamın.. şubelerini kapatmış falan..
ev,mal mülk herşeyini satıyormuş..borçlarını ödeyip,gidecekmiş temelli.. mürsel anlattı..

irem-- mürsel dediğine göre.. satan ,halit (......... )  mu yoksa..
ziya-- evett,bildin.. tanımadığın yok seninde..
irem-- yaa,öyle..  ama orası, kesinlikle olmaz.. ziya..  
ziya-- niye.. 

yasin-- ziya, bu baraj meselesinden dolayı.. civardaki arazileri almak riskli.. iyice emin olmak lazım.. 
halit beyi tanımam da, uyanıklar çok..
beş dönüm diye satar,yol geçerse üç dönüm kalır.. itiraz bile edemezsin.. 
tonlarca dinamit atılacak.. kazılacak,taşınacak.. yeni yollar inşaa edilecek
 adam malikanesinde, rahat oturamayacak  diye satıyordur belki..  anladın mı..  

ziya-- anladım.. (hepimize tek tek bakıp) anlamadığım,bir ismin hepinizi ..bu denli nasıl etkilediği.. sanırım asıl meseleyi.. mehmet bey,zuhal ve ben bilmiyoruz.. 

tuna-- anlatılacak nitelikte bir konu değil,onlara da anlatılmadı..ziya..  hepsi bir şekilde,dahil oldukları için.. biliyorlar.... 
irem-- hani,balkonda yerde oturmuştuk da.. sıkıntımızdan bahsedilmişti sanki.. tahmin ediyor olman lazım.. 

ziya-- (ellerini yüzüne kapadı ) afedersin abi.. çok çok ,özür dilerim.. dalgınlığım ,hep bülentin yüzünden.. 
bülent-- haydaa.. niye lan..   

ziya-- niyesi var mı.. nedim beyde,elin titremiş.. ya babamın da başına aynı şey gelirse.. 
bülent-- (gülerek ) çığır açar işte.. sana bir kardeş gelir.. 
ziya-- çokkk geç kaldılar,ben almayım.. 

tuğrul-- bülentte bize,yasin hamile diye müjde vermişti.. şok için,ideal haberdi yani.. 
irem-- hah hah hah.. ama  yasinin halin süperdi.. annesi figense sorun yok..  
oğlum ne ara hamile kaldın,kaç aylık denildiğini hatırlıyorum..  (içimi çekerek ) ben daha neler hatırlıyorum.. nelerr,nelerr.. 

zübeyde-- iremciğim,yatta olanları hatırlatmak isterim.. bir alacağın vardı sanki.. 

irem-- (gülümsedim )mesaj alındı,zübeydeciğim.. sağol.. 
zübeyde-- rica ederim.. 

1538.bölüm..


tuna-- niye kocanı yanlız bırakıyorsun ela.. o dönecek değil mi..

ela-- evet,yarın..  berna  iyi bilir İstanbulu.. arkadaşıyla gelip ,gezecekler ve otelde kalacaklarmış..  tuğrul  duyunca,jest yaptı.. beni ve ufuğu da,onların peşine takıyor.. gezermişiz..
 hiç birimiz pek mutlu olmadık ama.. nankörlük gibi görüleceği için,birşey de diyemedik..

tuna-- eşyalarınız buradaysa.. beraber dönelim..
ela-- burada da..  yanlış anlaşılma olmasın,kırılmasın  istiyorum tuna.. böyle düşündüğümü bile bilmiyor..
tuna-- (gülümseyerek )tamamm..  o sana teklif edecek.. hazırlan sen..
ela-- anlaştık,sağol..

*********

bir saat sonra.. koltuklarda oturmuş kahvelerimizi içerken..

eren-- tuğrul,okul inşaatı ne durumda..
tuğrul-- bitirdiler..  lisenin tadilatını yapıyorlar şimdi..  sağlamlık,işçilik ve çalışkanlıkları süperdi..
tuna işi biliyor... okulu yaptırmakla,onlara referans sağladı..
büro olarak ,iş teklifi almışlar ama cesaret ,imkan ve tecrübeleri az.. firmalarda iş arıyorlardı,bende Mersine gelip görüşün dedim..

eren-- bizde arıyoruz,sen tamam diyorsan.. gelsinler,deneyelim..

irem--onurun,bu bildiğim ikinci işi .. cesareti vardı ama ne oldu acaba.. görüştü mü,abi..

tuğrul-- yok.. işi erken bitirip, önce tunaya teşekkür edeceklermiş..
onur,gerçek hayatla yüzleşmek zorunda kalıp.. ilgisi olmadığı halde,biraz hırpalanmış.. o yüzden cesareti kırılmış..
dürüst.. kişilik sahibi çocuklar..  çizimleri,yaptıkları projeler ödül almış.. yürütecek bilgileri olduğu halde... dağılacaklar ,yazık olacak ama birleştirici etken eksik.. söylerim eren..

tuna-- abii,acele etmesene..
eren-- hayırdır,inşaat işine mi giriyorsun..
tuna-- yok.. yaptıracağım,birkaç proje var.. onlara da imkan, tecrübe ve kendilerine güven sağlayacak..
tuğrul-- doğru mu anladım.. başlıyor musun..
tuna-- evet..

gönül-- bana ihtiyacın var mı,tuna..
tuna-- (gülümseyerek ) yok gönül ,teklif için sağol.. çizildi,onaylandı.. ruhsat alındı.. sen yoktun ki.. bilsem beklerdim..

gönül-- sağol..  en az iki yıldan bahsediyorsak.. yaptırmak için niye bekledin.. ve ne yaptıracaksın..

tuna-- planım böyleydi.. ilk okul vardı..orta okul ve lise de faaliyete geçecek bu yıl.. ihtiyaca yönelik olarak  kütüphane,kapalı- açık spor kompleksi.. yapılacak ilk etapta..
 meslek edindirme okulu.. ve sinemaya da gelecek yıl başlanılacak kısmetse..

eren--vay vay vay.. fikir çok güzel.. kime hazırlatmıştın..
tuna-- sadun beye..

mehmet-- büyük bir hizmet,eğitim adına.. yanlız sorumluluğu çok ağır..
o dediğiniz delikanlılar, altından kalkamazlarsa..siz zan altında kalırsınız..   bir baş mühendis gerekmiyor mu,tuna bey..

tuna--gerekiyor tabi.. sorumlu baş mühendis olarak.. erenle,tuğrulu düşündüm ..  mehmet bey..
eren-- gurur duyarım da.. beni bir yıl beklemen lazım..

tuğrul--ruhsatı hemen almış, dördüncü yıldayız..  başlanması lazım.. sen ikinci etabın baş mühendisi ol, eren..

maruf-- tuna beni de,sayabilirsin..
tuğrul-- bu varsa,ben yokum..
 tuna--( yusuf bey,çevirme sakın.. dedikten sonra   )sağol maruf.. sen yaptın zaten..
irem-- (gülerek) abim ne toprak istiyor, ne de yüzde..bedavaya getireceğiz maruf..

eren--tuna yüzde mi verdin,nereden..

1537.bölüm..



hem oynayıp,hem konuşuyorlar...

tuğrul-- marufu daha önceden biliyoruz da..
mehmet beyle,yusuf bey de.. az değilmiş..

mehmet-- size uymaya çalışıyoruz,tuğrul bey..  ama ziya bey..her alanda mahir..  hepimizi solladı bence..
yasin--kimse yarışamaz zaten..  gerçekte de,hızı çok sever ..
ziya-- hız göreceli,liderimiz sensin yasin.. bir hafta da..
yasin-- sus,ziya.. suss..

eren-- ama konuşturuyorsun yasin..
orhan-- hadi ziya.. devamm..

ziya-- emrin olur abim..
 (bülentin geldiğini görünce.. elindeki poşetleri masaya bırakıp,koluna girdi  erkeklerin yanına götürürken.. )  bülent kardeş,karataştan tek farkı burada dansöz yok.. idare et artık..
gelecek ay,yine bir icraat yapar.. dağıtırız,tamam mı..

bülent-- (gülerek ) çok zor,ziya..
maruf-- tuna ?
mehmet-- bana da haber verin,lütfen.. yani mümkünse..

tuna-- hayal görüyorlar,mehmet bey.. maruf, ziya rüyasını anlattı da..
irem-- zuhal, rüyalar gerçek olsa diyormuş ..

irem-- çiğdem--ela--gönül--zuhal--zübeyde--figen--menekşe-- hah hah hah..

ziya-- bu denilenler,itina ile hatırlatılır irem hanım.
irem-- bekleriz,hadi neşelendir..bizde seyredelim....

ziya--




bülentte dahil.. ağızları kulaklarında yerlerine gelip oturdular.. ziyaya teşekkür edildi..
tatlı ,içki..meyve çay..içiliyor yeniliyor.. konuşuyoruz..

ela çay doldurdu,bardaklarımıza.. bana verirken..

ela-- (kısık sesle ) ne olmuş,kötü birşey mi var..
irem--( fısıltıyla ) yok yok.. bunalmışlar.. birbirlerini de,bunaltıyorlarmış..
onlar bana,bize inanılmaz yardımcı olmuşlardı.. belki,yelizi biraz rahatlatırım diye istedim..

ela-- anladım,bize ihtiyaç var mı..  ben bir hafta daha buradayım.. gidebilirim..
irem-- git tabi,sevinir..
tuna-- niye kocanı yanlız bırakıyorsun ela.. o dönecek değil mi..

1536.bölüm..


bülent--biz bu kadar,ayrı mı düştük.. ben niye karıma ulaşamıyorum derim..

irem-- saçmalama.. ulaşamasan,ne evlenebilirdin..ne de bebekleriniz olurdu..
ben ona anladığımı hissettirerek yaklaşıyorum.. empati kurduğumda da gerçekten anlıyorum..
 yapayanlız,dayanmış ve direnmiş hayata..
şu anda da.. annelik içgüdüsüyle.. çocuklarına sahip çıkmaya çalışıyor..
kendince haklı,seni engellemediğini.. şartlar ne olursa olsun.. onlara yetebileceğini düşünüyor..  kariyerini ertelemesini istediğinde ,kendisini güçsüz görüyordur eminim..
 yorgun,endişeli.. geleceğe dair belirsizlikler var hep.. iki bebekle,gitmek..kalmak kolay değil ki..

sorun sen yada ilişkiniz değil ...hormonları hafife alma,rica ederim... annelik bambaşka birşey,bülent..
 her halimizi biliyorsun,yüzünü görmedim.. kucağıma almadım..
 ruhen ve vücut olarak tam adapte olmadığım halde..bir oğlumun olacağı,hiç aklımdan çıkmıyor.. adı, bahadır olacaktı..  holding kurulunca,tuna önerdi.. öyle yaşatalım diye düşündük..
(içimi çekerek ) bunu,söylememin nedeni ;  tuna canımı istesin,tereddüt bile etmem..
 ama bahadır holding isim hakkını almak için..  gökyüzündeki yıldızları yoluma serse, dahi..  asla vermem..  o benim,o kadar..

bülent-- sen zaten , delisin de.. demek ki,ben sahiden.. sizi anlayamıyorum.. onlar benim de çocuğum.. yeliz taşıdı diye..

irem-- ee,yeter..sinirleniyorum bak.. taşıdı ne ya..  çanta mı bu.. anne,taşımaz.. beraber yaşar,
canından can katar.. büyütür..  herşeyini veriyor,verecek daha da.. hem de karşılıksız,ömür boyu..
doktorsun söyleneceğine ;bir aydır hastanede yaşıyoruz dedin, psikolojisini tahmin etsene biraz..
tatlıyı alırken,nefes al da.. beyine oksijen gitsin... uyuşukluğuna iyi gelir..


çay bardaklarını hazırlamak için.. tezgaha yaklaştım,o da salona gitti.. tunadan anahtarı istiyor.. duyuyorum bende..

tuna-- nereye gidiyorsun,bülent..
eren-- lazımsa,benim arabamı al..
orhan-- ben götürürüm seni.. gidelim hadi..
bülent-- sakin olun.. bir yere gitmiyorum.. arabada tatlı varmış da.. onu alacağım.. birde nefes alacakmışım,beynime oksijen gitmiyormuş.. irem dedi..

tuna-- irem dediyse doğrudur.. niye kızdırdın,karımı..
bülent-- canım arkadaşım,çok acıyorum sana..
irem-- ( çayları tepsiyle,götürüyorum..çıktım mutfaktan )daha burada mısın.. sen kendine bak,bence..

tuğrul-- ne oldu,size..
ziya-- kel kardeş kontenjanından çıkmış, bülent..
irem-- (çayları ikram ediyorum.. ) yok,canım.. çıkmadı.. biraz saçmaladı,bende sinirlendim..
tuna-- az,çok .. orta.. ne yapacağıma karar vereceğim de..
irem-- (gülümsedim )canım sen yorulma,hava alınca.. düzelir umuyorum..
 
ziya--hıı.. iyi öyleyse, o havasını alsın.. ben de,biraz neşelendireyim  sizi..  kalkın bakalım,beyler.. hadi hadi hadi..




erkekler oynuyor,bizde alkışla tempo tutuyoruz.. bülent gitti..

tuna--(yanıma gelip)  irem ?
irem--  mutlaka yelizi görüp, konuşmam lazım tuna..  acil destek gerekiyor..
ya geç gidelim.. yada biz yarın gidelim..

tuna-- (elini kaldırdı ) ziya ,bir dakika dur.. bülent yokken söyleyeyim.. bu gece geç saatte gitmemiz,sorun olur mu..

ziya-- olmaz abi,hayırdır..
tuna-- acil destek gerekiyormuş da,yelizi görmeye gideceğiz..
ziya-- tamamm.. Adanaya,siz ve biz gideceğiz nasılsa.. siz hastaneye gidersiniz..  havaalanında buluşuruz,uygun mudur..
tuna-- uygun..çaktırmayalım, başla..

ziya-- derhalll.. bahça duvarından aştım..

22 Aralık 2012 Cumartesi

1535.bölüm...



bülent-- soyadı ne.. irem..
figen-- barbara neghlu dedi..
irem-- sen tanıyor musun bülent..

bülent-- evet,kongrede tanıştık.. çocuk cerrahisi uzmanı.. yelizin durumunu  anlattım ve doğuma çağırdım.. gelirim dedi..
yengenle,dayın  hastaneye geldiğinde yeliz rica etmiş,sevinç hanıma..
doğumunu da o yaptıracak.. beni istemiyor.. elim titreyebilirmiş..

irem--bülentt, hakaret sayma..ne olur.. kimbilir,seni düşünüyordur belki de..

bülent-- bilmiyorum da,çocukları kucağıma bile vermeyecekmiş gibi görünüyor.. sabır ediyorum,irem hanım..
irem-- (gülümsedim ) edeceksin,başka çaren yok.. yelizin zamana ihtiyacı var.. sen onun gibi sıkıntı çeksen,ne yapardın acaba..
ay sana bir haberim var,müjdemi isterim..

bülent-- müjde dediğine göre,söyle bakalım.. kim hamile..
irem-- nedim bey..
ziya-- nee, nasıl...  bülenttt.. fıtık yerine başka ameliyat yapmışsın ..elin titremiş  bak.. yeliz haklıymış..

bir kahkaha yükseldi ki,anlatamam..

irem-- of yaa.. şaşırttın beni.. nedim bey,villanın bahçesinde takla atıyormuş.. güzide hanımlar görmüşler.. diyecektim..
bülent-- hayırlı olsun.. sevincini gösterecek başka bir yol bulsaydı keşke. fıtık ameliyatı olmuş adam, takla atıyor işe bak.. avukatınız da,sizin gibi söz dinlemiyor.. yine ağaca çıkıyor musunuz..

tuna-- bir kere yakaladın diye,hep çıktığımızı sanıyorsun.. sende..
maruf-- tunaa siz ağaca mı çıkıyorsunuz,ne cesaret.. zararını bilmiyor muş gibi.. aynı hata yapılır mı yeniden..
tuna-- ziya,anlamamış gibi davran da.. cevap vereyim..
 ziya-- tamam.. biz meyve getirelim hadi..

mehmet bey ve zübeyde dahil.. kalkıldı servisler toplanıyor.. mutfağa taşıyorlar..

irem--(fısıldadım )  tuna,ayıp.. ne diyeceksen sonra söyle..
tuna-- (gülerek ) istediğimi alacak mısın..
irem-- ne.. hah hah hah..  masraftayız,maketini alayım..
tuna-- bana ne.. bana ne..
irem-- (arkasından,biraz eğilip )  nazlım.. sarhoş mu oldun..
tuna-- (mırıldandı ) biraz,ne yapacaksın..
irem-- bir bardak suya ne dersin..
tuna-- hahh hah hah..
irem-- güzell.. derin nefes al.. sakinleş..
tuna-- sigaran var mı..
irem-- var,getireyim..


ben vestiyerden sigarayı alıp getirdiğimde.. marufla fransızca konuşuyorlardı.. bırakıp mutfağa gittim..

********

biz bulaşıkları yıkarken.. yeni tabakları ,meyveleri  götürdüler..

ben çayı demliyordum..o da sigara içiyordu.. başka kimse yok..

irem-- bülent,tunaya söyle de ..arabadan tatlıyı getirsin.. unutmuşuz..
bülent-- (balkon kapısından, yağmura bakarak ) ben alırım.. anahtar nerede..
irem-- tunada.. bülentt,üzülme ya.. herşey yoluna girecek.. başka bir sıkıntın mı var,senin..

bülent-- nereden anladın..
irem-- çocuk cerrahisi uzmanını çağırmandan..
bülent-- hıı,yok yok.. o önlem içindi.. çok şükür,yelizde çocuklar da..iyiler.. gelişimleri,kiloları normal..

irem-- (yaslandım,balkon kapısına.. bir sigara da bana verdi ) ee,seni dinliyorum..
çok şükür sorun sağlık değil madem.. diğerlerine çare var,kardeş.. elimden geleni yaparım..

bülent-- sağol,biliyorum.. hem ekonomik,hem kariyer açısından..çok iyi bir fırsat var,almanyada iyi bir üniversiteden hocalık teklifi aldım..   ama onları bırakamıyorum,götüremiyorum...
 yeliz sitemli.. gelmem ,sen git.. ben çocuklarıma bakarım ve çalışırım diyor..
aklımı kaçırmamaya çalışıyorum..

irem-- gitmen  kısa süreli değil anladığım kadarıyla..
bülent-- evet.. en az dört yıl,kalmam lazım.. ev,araba.. şöför,hizmetli.. çocuklara dadı vermeye bile razılar.. ama ..
irem-- ne zaman haber vermen gerekiyor..
bülent-- on beş gün içinde..
irem-- sıkma canını.. ben yelizle konuşurum..
bülent--  etkili olacağını sanmıyorum,müthiş sabit fikirli .. gitmemeye odaklanmış.. ikinci kez kariyerini benim için feda edemezmiş.. dönünce özel klinik açarım sana.. çocuklarda büyümüş olurlar diyorum.. hiç beni dinlemiyor bile..
iremm.. konuşma.. eğer kabul edip gelirse,bu sefer de ben bozulurum..

irem-- sen şaşırdın mı bülent.. amacım yardım etmek.. niye bozulacaksın anlamadım ki..




1534.bölüm..



tuna-- orhan abi üniversiteden öğretmenimiz.. yusuf bey çiğdem,ben,bülent  de öğrencileriyiz.. İstanbulda okuduk..kan bağımız yok ama  çiğdem kız kardeşim,bülentte erkek kardeşimdir..
bülent ve eşi tıp doktoru ,çiğdemle ben ingilizce öğretmeniyiz..
çiğdem şartlar gereği yapmadı,mağaza açtı.. ben master sonrası Adanada göreve başladım..
yusuf bey ,basın yayın mezunu. çukurova radyosuna atanmış.. bizim tanışmamız,iremin bbc de spikerlik macerasıyla oldu..
 geçen yıl,benim dekanlığımın onaylandığı dönem.. orhan abiye de,Adanadaki dekan yardımcılığı görevi teklif edilmiş.. o da kabul etmiş.. bana büyük sürpriz oldu..

ziya-- ben devam edeyim abi..
tuna-- peki..
ziya-- ben askerden sonra bu ilaç şirketine girdim.. Ankaralıyım,Adana bölgesine gideceğim belli oldu.. müdür ve eşi de Ankaradalar.. tanıştık,onlarda yeni evliler.. bir ay kadar da,büro eğitimi verildi hepimize..  o sırada  ailemle  de samimi oldular.. eşi benim ablam,bende kardeşleri oldum..
 Adanaya geldik,üçümüzde garibiz.. neşe ablanın anne tarafından akrabaları..
Mersinde de,beraber okudukları iki kız arkadaşı varmış..  zuhal hariç.. ailesi ve sülalesiyle onların vesilesiyle tanıştım..çok candan insanlar.. benimsediler bizleri..
menekşe ve elayla da  gayet iyiyiz.. neşe abla birleştirdi herkesi.. karşılıklı toplanılıyor,görüşülüyor.. ev kiraladım..annemler geldiler,hep bir aradayız yine..  aile olduk..
menekşeyle ela,kesinlikle evlenmeyiz diyorlar.. bende Adanada kalma yanlısı değilim,hele de Adanalıyla asla evlenmem diyorum.. lütfü- neşe çifti de.. zuhalle bizi yakıştırmışlar,bahsediyorlar da..
kim bilmiyorum ve  nasıl olduysa hiç karşılaşmadık .. anne-babasını abilerini çok iyi tanıyorum.. ama kardeşleri olduğundan bile haberim yoktu.

tuğrul-- sıra bende,ziya..ben İstanbulda  evlendim,okudum.. çalıştım.. eren ve tunanın evleneceklerini hiç düşünmezken.. önce tuna sürpriz yaptı.. sonrada eren..  eşimle sorunlar başladığı dönemde..
erenle Adanaya gittik.. iremin diğer teyzesinin kızının nişanına denk gelmişiz..
zuhali tanıyoruz,ziyayı da birkaç kere görmüşüz..  onlar birbirlerini ilk orada gördüler.. bizlerde haberdar olduğumuzdan, erosun hassas çalışmasına şahit olduk.. ok trafiği inanılmazdı.. ikisi de gözle görülür şekilde sarsıldı.. o esnada zuhal yanımıza geldi..

zuhal-- tuğrul abi,sözünü kesiyorum ama şimdi hangi firmada çalışıyorsun..
tuğrul-- xxx inşaatta çalışıyorum zuhal.. niye sordun..
zuhal-- (gülerek ) konuyu değiştirmek için..

ziya--tuğrul--ela--irem--tuna--menekşe--orhan--eren-- gönül-- yasin--figen--çiğdem--yusuf--bülent--mehmet--maruf--zübeyde-- firuze--muazzez-- hah hah hah..

ziya-- ( zuhale bakarak ) ben ,sinir bir şekilde dans ettiğinizi hatırlıyorum.. yanlarına gittiğinde, ne oldu ki..
irem-- ohooo..
tuna-- iremm..
ziya-- tuna,iremi susturuyor.. zuhal,tuğrul abiyi.. eren abi,sen söyle bari..
eren--ziya onların açığı var,benim yok ama zuhal madem istemiyor hayatta söylemem..

zuhal-- sağol eren abi..
eren-- sende.. sağol..
yasin-- zuhal  senin kadar içsem.. kim ne demiş,ne düşünmüş  hiç umurumda olmazdı..ziya ne sorsa söylerdim mesela..
zuhal--  yasin,sanılanın aksine.. ziyaya yanlızken ne söylersen,söyle.. kimse duymayacağı gibi.. açığın varsa da kapatır.. ziyadan değil figenden kork ve fazla içme..

ziya-- (gülerek )biz ,  umrunda olmadığını bir kere görmüştük  yasin..  hani,
irem-- (telaşla)   ziya,dur aniden unuttum.. annenlerin oturduğu semt neresiydi..

tuna--ziya--zuhal--ela--eren--tuğrul--figen--yasin-- menekşe--orhan--çiğdem-- yusuf--hah hah hah..

mehmet-- (gülerek ) herhalde bilinmesini istemediğiniz ,sakıncalı kısımlara geldik..

gönül-- evet,öyle mehmet bey..
ela- menekşe.. tuğrul - orhan abi  Mersinde karşılaşınca.. ,iremin dediğine göre bir haftada karar değiştirip,  kalplerinin sesini dinlemişler.. ondan öncede yasinle,figen.. evlenmişlerdi..

mehmet-- allah hepinizi mesut etsin.. darısı bana olsun inşallah.. imrendim doğrusu,yasin bey haklıymış..
amin denildi..

irem-- hıı,orhan abi.. kardeşiniz caner beyle tanıştık..
orhan--(gülerek ) öyleymiş,konuştuk.. pek sevmemişsin sanırım..
irem--  tunanın ve sizin hatırınız için.. belli etmeyim demiştim.. demek anlamış..

orhan--menekşe-- hah hah hah..

orhan-- ağır bir dönem geçirdi.. ve müthiş değişti.. ben bile tanıyamıyorum ki..
tuna--geçmiş olsun, bana da tuhaf geldi..  zaten huri dediği anda ,irem tavrını koydu..

menekşe-- köşkte huri mi vardı,irem.. canere gösterilir mi hiç..
irem--  bilgim dahilinde değildi.. bizde yeni tanıştık.. zaten caner bey olduğunu da bilmiyordum.. anarın, kız kardeşi barbara ile sohbet ediyordu.. çok da,güzel bir bayan...  çocuk doktoru ve hastane yöneticisiymiş.. bir nedenden dolayı.. teşekkür etmeye gelmişlerdi..  ben fazla ilgilenemedim de,caner beyden bunalıp.. figen ve yasinle sohbet ettiğini öğrendim..

bülent-- soyadı ne.. irem...

1533.bölüm..


yasin-- ne inatmışsın,ziya.. neyi bekliyorsun anlamıyorum ki.. müdür olsan ,ne değişecek..
bülent-- kendi firmasından da,başka firmalardan da teklif edilmiş ama ziya kabul etmemiş..
ziya-- (gülerek ,kadehini doldururken ) sen ne dedikoducu olmuşsun,bülent..
başka işin yok,haberlerimi mi dinliyorsun..

bülent-- söyleyenin ciddiyetine güvendiğim için dinledim,oğlum..
lütfüyle olan gerginliğe rağmen.. yerine müdür olman..  hanımı için de iyi olmazdı,bağlılığını anlıyorum da.. diğer teklifler de çok iyiymiş..

ela-- lütfüyü atıyorlar mı,ziya..
menekşe-- neşe bakar,ne üzülüyorsun..

ziya-- sakin olun canım..  yerinde.. soruşturuluyor yine.. rutin oldu.. lütfü her ne kadar,değmezse de.. ablam değer.. lütfünün de,bazı iyiliklerini göz ardı edemem  ve ben kesinlikle ayrılmasının nedeni olmam.  aramızdaki tatsızlıktan faydalanıp,harcamak istedikleri için.. kabul etmedim..
 teklif bana,kişi belirtilmeden.. ağzımı aramak amacıyla..  aracılar vasıtasıyla geldi..
 müdürünü korumayan ,arkasından iş çeviren  satış yönetimi.. müdür olsam.. bana niye ayrıcalık yapsın.. kimsenin adamı olup,yalakalık yapamam..
müdür ve satış yönetimi birbirini tamamlıyor.. asıl beni işten çıkarsınlar dedim..

ela-- lütfünün haberi varsa,onu kolladığını sanmıştır..
ziya-- olabilir,değerlendirmesine kalmış.. ama ben söylemedim..

eren-- diğer teklifler için,fırsat kaçmasın ziya..
ziya-- üst kademe yönetimi kusursuz işliyor..  idaresi, imkanları en iyi olan.. kurumsallaşmış yabancı firmalardan birisinde çalışıyorum.. üç -dört etkili kişi huzur bozuyor..
burada bile bu tarz.. şahsi olaylar oluyorsa,diğer fırsatlar kaçabilir eren abi..
iç yüzünü bildiğimiz için,başka ilaç firmasında çalışmam ..

yasin--büyük konuşuyorsun.. kendim ettim,kendim buldum deme şansın yok.. yeni evlisin.. borcun vardır,işten çıkarsalar verecekleri tazminat kaç ay idare eder seni.. yaşayacağınız sinir stres de cabası..
iş bulmak kolay değil,sıkıntı çekersin ziya.. inan,sizi düşündüğümden söylüyorum.

ziya-- biliyorum yasin,yoksa sana ne der sustururdum.. belki cahil cesareti.. ama zuhal sana güveniyorum,yanındayım dedi.. bende hesabımı yaptım.. merak etme..
kalmak da,başka bir sektöre geçmek de seçenekler dahilinde.. şimdilik bekliyorum..

zuhal--figen,gül ne zaman gidiyor.. eşyaları gitti mi..

figen-- yarın sabah,yola çıkacaklardı.. ortak hiç bir eşyaları yok,almadılar ki..
damadın İzmirde bir kooperatif evi varmış... ya elden geçirelim,ya satıp..yeni alalım diyorlardı..
gülün 20 günü, ali ihsanın bir haftası var..iş başı yapmak için..
nasıl yetiştirecekler bilmiyorum..

irem-- damadın ailesi orada diye biliyorum,yardım edecek kimse yok mu..
figen--  bir annesi var..  kardeşleri çok ama bizim gibi dağılmış durumdalar..

mehmet-- (davut beyin kartını verdi figene) bu arkadaş,bahsettiğiniz kişilere ev konusunda yardımcı olabilir..  hepiniz tanıdığınıza göre yakınınız olmalı..

figen-- evet,sağolun mehmet bey.. gül benim kız kardeşim..
yeni öğretmen oldu,bir doktorla evlendi.. Karstan ,İzmire atandıkları yeni belli oldu..
 ben zuhalin halasının kızıyım.. irem de teyzesinin kızı..
buradaki herkesin odak noktası irem ve tuna.

mehmet-- çiğdem hanım, bülent bey.. orhan beyle ilgileri ne..
tuna-- ben anlatayım mı figen..
figen-- tabi buyur..

1532.bölüm..


çeviriyi çiğdem ,figen..orhan abi ve  yusuf bey üstlendiler..

irem-- demet nerede.. ufukla,müge de yok..
ela-- mügenin odasında.. oyun oynuyorlar.. çok güzel anlaştılar,demetle.. hatta ufuk, kardeşim olur musun demiş..

çiğdem-- demet olurum demiştir..
ela-- evet..  çocuklar,özlem duyuyorlar demek ki,olurum demiş..
bende kısaca anlatıp.. arkadaş olmalarını önerdim.. adres ve telefon numaraları verdiler birbirlerine..  demeti davet için,sana sormasını söyledim.. atını gösterecekmiş, ufuk.. beraber gezeceklermiş..

irem-- bak,atın olması işe yaradı.. burada kalalım diyebilirdi ,değil mi..
tuğrul-- zeytinyağı gibisin,irem..

irem-- benimle iyi geçinmen lehine abiciğim.. bilmem anlatabildim mi..
muazzez-- tuğruluma dokunma,irem ..

tuğrul-- sağol halamm.. beni tehdit ediyor,tunanın da sesi çıkmıyor bak..

tuna-- her şartta,daima iremin yanındayım.. dediği haklı,az kurtarmadı seni..

orhan-- yaptığı da güzel olmuş.. eline sağlık irem.. menekşe de,harika dolma -sarma  yapıyor..

irem-- afiyet olsun.. menekşenin sarması çok güzeldi sahiden..

menekşe-- sen nerede yedin...  zuhalin çeyizinde,düğününde yapmıştım en son..  sen yoktun ki..
irem-- piknikte yedirmiştin ya..

menekşe-- evet,doğru.. zuhall,aklıma geldi.. düğünden sonra geldiğimizde.. tencereleri aldık mı biz..
zuhal--yok,bizde..boş vermeyeyim dedim..
ziya--  her gördüğümüzde,sizi sevgiyle yad ediyoruz..

orhan-- tuğrul,birşey yap..
tuğrul-- iremm, yardım et..
irem-- hak etmiyorsun ama üzgün olduğunu biliyorum abi..  ziya konuyu kapatmanı teklif ediyorum..

yasin--tuna, biz ne kaçırdık..
bülent-- evet,duyalım..
eren-- bizde bilmiyoruz..

ziya--  peki.. fuzuli.. " Boş yere canı yanmaz insanın,
Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair yada bir fazlalık geçmişten gelen..." demiş..  bu lafın üstüne söylenecek,hiç birşey yok bence.. noktayı koyup,kapattım..


ela-- boynumuz kıldan ince..
orhan-- ne desen haklısın..
tuğrul-- hep benim yüzümden..


çiğdem-- vavvv..
yusuf-- ne cevherler varmış,sende..
mehmet-- bravo..
tuna-- çok güzeldi,ziya..
irem-- laf yerini buldu.. tebrik ederim..

eren-- hacıdan sonra.. sersemledik ziya..
yasin-- zuhali biliyorduk da,sende az değil mişsin..
bülent-- etkilenmiş demek ki..


ziya-- sağolun.. bazı şeylerden etkileniyor insan.. menekşe hatırlatınca, boş bulundum birden..  kusura bakmayın..
maruf-- tuna,konu ne.. ziya sitemliydi de..
tuna--özelmiş,maruf.. ayrıntısını ben de bilmiyorum..


mehmet-- ziya, gel beraber çalışalım..
ziya-- (gülümseyerek ) beni ne doktorlar mühendisler istedi de,varmadım mehmet bey..
sağolun.. şimdilik yerimde kalmak istiyorum..


20 Aralık 2012 Perşembe

1531.bölüm..


maruf-- hanımefendiler ,kim tuna..
tuna--( elini omuzuna koyarak) firuze hanım.. yasinin annesi.. muazzez hanım da..  halam..

ellerini öpüp başına koydu.. zübeyde de öptü..

firuze-- allah razı olsun,teşekkür ettiğimizi söyle tuna..

muazzez-- maşallah,ne efendi çocuk.. ama beni gördü daha önce..  bunamış mı acaba.. pek de genç.. bülent,bir bakıver oğlum.. sevaptır..

ziya-- ilaç benden..
tuğrul-- hacı abiye gidenden, ver..

bir kahkaha koptu ki,anlatamam.. kırılıyoruz.. tuna nasıl çevirsem diye ,düşünüyordur eminim..

orhan-- hacı abi, kim.. ne gidiyor..
ziya-- sonra konuşalım abi..

tuna-- lütfen,güldüğümüz şeyler aktarılabilecek cinsten olsun..

irem--(marufa ve zübeydeye döndüm )  halam ve firuze teyze teşekkür ediyorlar..
 gelmelerine vesile olduğunuzdan ve saygınızdan dolayı..
halamla daha önce karşılaşmışsınız..  maşallah,ne efendi çocuk dediği için güldük maruf..

maruf-- rica ederiz.. hatırlayamadım,doğrudur.. ziya ne dedi..
irem-- daha önce,ziyaya efendi çocuk demiş halam.. artık beni beğenmiyor musun dedi..

ziya-- irem dur.. ne çırpınıyorsun.. ben söylerim.. oturun siz..
tuna-- ziyaa, ne diyeceksin..oğlum..
ziya-- merak etme abi..

(marufun koluna girip,balkona çıkardı bizlerde yerlerimize oturduk..  gönül ,ela menekşe zuhal.. servis yapıyorlar.. zübeyde  karşıma oturdu,konuşuyoruz diye yardım edemiyorum.. tuna gergin,içki koyuyor içenlere.. zübeydeye hal hatır soruyor, halamlar.. çiğdemle ,figen de girdiler lafa...
 ziyayla marufun kahkahasını duyunca )

yasin-- ziyaya madalya lazım.. nasıl kurtardı acaba..
mehmet-- bende çok merak ettim,doğrusu..

marufla ziya..gayet samimi geldiler.. maruf halamın omuzlarından tutup, eğildi ve yanağını öptü..  sonra da,yerine oturdu..

eren-- bu ne lan..
tuğrul-- haydaa..
tuna-- ziya ne dedin..
ziya-- durumu bir daha toparlayamam.. söylersem gülersiniz,olmaz.. sormayın..
muazzez-- niye öptü beni durduk ,yerde..
ziya-- bayram ya hala.. ondan.. çok sevmiş seni..


maruf-- mehmet bey,sabah ki jestiniz için teşekkür ederiz..
mehmet-- rica ederim..

gönül-- lütfen buyrun,soğumasın..

orhan abi.. ikisinin bardaklarına da içki doldurdu..  yemekler,kebaplar yeniliyor.. çok beğendiler.. sohbet ediyoruz..

1530.bölüm..


bülent-- lütfettin,ukala..
tuna-- şişş,kendine gel..
çiğdem-- tunaa,konuştun.. birde Adanadaki gibi,ireme cevap ver hadi..

tuna-- ilgin var mı dedin.. ziyaya sağol bile diyemedim.. yanlış anlama ihtimaline karşı konuşamıyorum ki..   dalga geçiyorsun da,kıymetini bil bence..
 o dediğimi senin duyma ihtimalin, hiç yoktu.. irem istediği için duydun..
(bana döndü) istiyor musun hayatım..

irem-- (gülümseyerek ) hayır canım.. sıra çiğdemde..
çiğdem-- (gülerek ) iyi paslaşıyorsunuz..

bülent-- sen ne diyorsun.. tek kale, maç bile yapıyorlar..  o hallerini ,seyretmek çok güzeldi..
irem--mor gözlü amigo olmanı engellediğim için,şimdi pişmanım bülent..  nasıl yakışırdı kimbilir..

tuna--bülent-- hah hah hah..

zuhal-- bir araba geldi.. şimdi zil çalacak..
eren-- plakayı da söyle,zuhal.. hepimiz bayılalım..

zuhal-- hah hah hah.. duydum eren abi.. içime doğmuş değil ki..
gönül-- (dinledi ) zuhall,zil niye çalmadı..
ziya-- gelenlerin,maruflar olduğunu varsayarsak .. gecikme normal değil mi..gönül..

tuğrul-- (gülümseyerek ) ziyaa,aklıma takıldı.. hacı abin,sana ne sipariş verdi..
bülent-- adam ilaç mümessili.. ilaç istemiştir,tuğrul abi. başka ne olacak..

eren-- hadi ya,biz anlamamıştık..
menekşe-- vah,bülent vah..  halin sahiden içler acısıymış..
ziya-- (güldü ) bülent,hiç beklemezdim senden.. sana ilaç önermem yakışık almaz.. başının çaresine bakıver..

kahkahayı duymanızı isterdim..

orhan abi,balkondan içeriye girdi.. elinde şişler ve ekmekler var..  yusuf bey,erken davranıp  hemen aldı..

orhan-- bana mı gülüyorsunuz..
bülent--(kalktı ayağa,orhan abinin yanına gidip ) yok bana gülüyorlardı .. tebrik ederim abim.. (sarıldılar ) baba olacakmışsın..
çiğdem-- bende tebrik ediyorum orhan abi..
yusuf-- bende bende..

orhan-- (gülerek ) sağolun,sağolun.. hadi oturun,kebap nefis olmuş irem..
eren-- aşkolsun abi..  hazırlayan benim.. o kaç tane yaptı ki..
irem-- onu da abim öğretti,zaten.. sağol orhan abi..

bülent-- orhan abi.. bu nasıl sevinme böyle.. baba olmayı sen istemişsin üstelik..
hayal kırıklığına uğradım..açıkçası..

orhan-- ah bülent,ah..  söz verdiğim için,konuşup yorum yapmıyorum..
ben öylesine çok istemiştim ki.. menekşe müjde verince..  abartıp.. fazla karıştım..
 o da beni veto etti.. durum sandığın gibi değil,yani..

zil çaldı o esnada.. kalktık karşılamak için..



yasin-- ziya sen, evinin zilini çaldın mı hiç..
ziya-- hayırr.. hah hah hah..

irem-- yasin,zuhalle iş yerindeydik.. bana ziyanın geldiğini söyledi..
monitöre baktım,yok.. ben dalga geçerken,üç dakika dedi.. ve gerçekten ziya geldi..   pes dedim..
ziya-- radar gibi.. hiç kaçırmıyor..

eren abimle,gönül karşıladılar marufla zübeydeyi..

ikisi de,çok şık.. yüzleri gülüyor..yani gerçekten mutlu görünüyorlar..
ellerinde tatlı ve iki  büyük hediye paketi var.. tokalaşıp verdiler.. almanca konuşuyorlar..

bülentle,ziya sandalye getirdiler.. menekşe ve ela da servisleri yerleştirdi..

tokalaşıp,hoşgeldiniz dedik.. diğerleriyle de tokalaşıyorlar..

maruf-- ziya,zuhal.. tebrik ederim.. mutluluklar diliyorum..
ziya-- teşekkür ederiz,maruf..

zuhal-- zübeyde,aradığında çok memnun olmuştum..
zübeyde-- o kadarını yapabildim,zuhal.. verdiğim tiyo işe yaradı mı..
zuhal-- elbettee..

irem-- bak ben onu unutmuştum..
eren-- yine unut ..
tuna-- ben de hatırladım ,ne yapacağız şimdi..
yusuf-- bir abbasla havayı değiştiririz,tuna bey.. etkisi tartışılmaz..
tuna--  ( gülümsedi ) peki, yusuf bey.. dinleriz sizden..

1529.bölüm..


ziya--yusuf bey, hergün yüzlerce kişiyle muhatap oluyoruz.. bu daha ne ki..
adam o tarzdan anlıyorsa,sende öyle konuşacaksın..  çıkar ilişkisi içindesin,seni kendinden görmeli.. güvenmeli ki..  sattığın cazip gelsin, alsın..  işin kuralı bu..
çiğdem hanımın durumunda.. ortak bir amaç  için aracı olunca mecburen,hepiniz duydunuz.. yani mazeretim vardı..
 iç güveyisi olmayı yada mağazada yaşamayı tercih etmiyordunuz ,değil mi..

 yusuf-- (gülümsedi ) etmiyorduk tabi.. herşey üst üste geldi,çabuk olalım diye nikah gününü aldık..
ev bulamadık,eşya alamadık.. bizden başka uğraşabilecek birisi de yok..
iyi ki, İstanbula geldiniz.. iyi ki,buradayız..  hepiniz sağolun ..hızır gibi yetiştiniz gerçekten..

muazzez--kul sıkışmazsa,hızır yetişmezmiş oğul.. hepinizin,işi rast gitsin..
gönüllerinizin muradını versin rabbim.. ziya,iyiydi de..şimdi kedi gibi olmuş.. pek sevdim...
amin dedik..

zuhal--  muazzez hala.. ben kediler hakkında söylediğin bir sözü hatırlıyorum..
muazzez-- (gülerek )uysallığını sağladığın sürece,hiç sorun olmaz..zuhal..

firuze--ben de,o geceyi .. sizinle yaptığımız yolculuğu ve evdeki şenliği hiç unutamıyorum..

irem--o geceyle ilgili, hepimizin anıları  var da.. en çok..
yasin-- tuna,ireme köfte yedirsene..

tuna-- yedireyim de,niye alındın.. bizim hatıralarımızın olduğunu söyleyecekti, bence..
irem-- evet ama vazgeçtim.. hedefim, yasin oldu aniden..

zuhal--(ziyaya bakıp ) ziya,yazık.. konuyu değiştir..
bülent-- sen ne uyanıksınn.. sesin çıkmıyor ama yanlız kalınca,kükrüyorsun değil mi.. buldun kedi gibi çocuğu..

bilenlerden bir kahkaha yükseldi..

eren-- kadehleri kaldırmayı teklif ediyorum.. iyilikle buluşalım.. herkes umduğuna kavuşsun.. şerefinize..
tıklatıp içtildi..

menekşe-- ne çok kebap yapmışsınız.. kocacığım bitiremedi bir türlü.. balkonda üşüyecek..
bülent-- içkisiyle, köfte götürürsen.. nasıl yaptığını anlamaz ,ilgilensene menekşe..
böyle tiyolar,genelde iremden gelir ama.. bana kaldı niyeyse..

irem-- ben biraz daha değiştim, karışmıyorum bülent.. menekşe buradaysa,mutlaka bir nedeni vardır..hem ilgilenmediğini nereden çıkardın ki.. üstelik, artık orhan abi alkol kullanmıyor..

bülent-- çok isabetli bir karar da.. değişikliğin sebebi iyi mi,kötü mü..

menekşe--  hasta değil de,olmaması için önlem aldı bülent.
madem baba olmayı istedi,bende  evladımızı beraber yetiştirelim dedim..

çiğdem-- tebrik ederim,menekşe.. çok mutlu oldum..
yusuf-- bende tebrik ediyorum.. buradan,taşınma sebebi bu mu..
menekşe-- sağolun.. darısı size olsun... evet,Adanayı artık benimsedi.. bende atandım.. yerleşeceğiz..

bülent--   vah abim,vahh.. yani çok sevindim,menekşe .. tebrik ederim..
menekşe-- sağol da, abine vah vah dedin.. niye beni düşünmüyorsun..
sen burada oturabiliyorsun bak.. ama yeliz gelemedi değil mi..

irem-- dur, menekşe kızma.. şu an için haklısın da, bilmediğin şeyler var..
yeliz  çok yıprandı ama bülentte son dört ayda.. mahvoldu..
bebek istediğine pişman oldu ,emin ol.. vah demesi,ondan.. yargısız infaz yapma..
 ay ben bülenti savundum,inanılır gibi değil..
kendimi yelize ihanet etmiş gibi hissediyorum..

güldüler..
bülent-- bende hayret ettim,sağol.. sen sahiden değişmişsin..
irem-- iltifat mı,hakaret mi belli değil ama aldırmıyorum pikasso..  kel kardeş kontenjanından,referansın var..

bülent-- lütfettin,ukala..
tuna-- şişş,kendine gel..
çiğdem-- tunaa,konuştun.. birde Adanadaki gibi,ireme cevap ver hadi..

1528.bölüm..


ziya-- hayırlı olsun,çiğdem hanım..
çiğdem--(aldı ) ne diyeceğimi bilemiyorum ziya bey.. çok teşekkür ederim..
şimdi o vicdanlı,üçüncü hanım alan .. igora n 5 boya isteyen..adam,parayı yatıracak mı... malı nereye sattınız ki..

ziya-- (gülerek ) yarından sonra ,50 milyonu yatıracak.. (yerine oturdu )Maraşa sattım..

yusuf-- inanamıyorum.. çiğdem,10 milyona razıydı ..
tuğrul-- ziya,razı olmadı işte..

mehmet--ben hala şoktayım.. ayaküstü,telefonla..hiç görmeden mal aldı.
siz de satabildiniz.. bravo..
yasin-- bende inanamamıştım.. ama ziya bu yapar..
bülent-- yaşa ziya..

ziya-- sağolun.. mağazanın  adresini,telefon numarasını  bana yazıp  verin.. yarın bildireceğim ben..
para yatırıldığında da ,ambardan gelip.. alacaklar malları..
yükleme yapılırken sizin de orada olmanız ve bir liste çıkarmanız lehinize.. faturalarını,gereken evrakları da unutmayın..

çiğdem-- tamam,ben izin alır ..birkaç eski çalışanımı çağırırım..
muhasebecimi de arayayım da,kapatalım bir an önce..

mehmet-- eğer gerekirse,depodaki malların kaydı .. taşınması için güvendiğim
iki kişiyi gönderebilirim çiğdem hanım.. siz tek başına hangi birisiyle ilgileneceksiniz..

çiğdem-- çok memnun olurum mehmet bey.. yusufun izin hakkı bitti,çünkü..
demet hasta olduğunda kullandı hepsini..
(kartvizitlerini  birbirlerine ve ziyaya verdiler..  yusuf bey de,kendi kartının arkasına mağazanın.. adını,adresini ve telefonunu yazıp verdi... )

çiğdem-- tuna,anahtarı kargoyla gönderirim.. akrabana çok teşekkür ettiğimi ilet lütfen..
o da,kiralayabilir hiç olmazsa..
tuna-- gönderme.. acelesi yok.. nikaha geldiğimizde alırız..


ela-- (dolmayı yervis yaparken.. gülerek )  maşallah diyip,imrendiğin neydi ziya..  anlat bize..

ziya--(gülerek )hala,firuze teyze ve çocuklar var..  ela.. ben anlatırım da..  ağır gelir, tahmin ettiğin gibi olsun..

irem-- ne cesaret,imrendiriyorsun dedin.. zuhalde duydu ve hala yaşıyorsun..
menekşe-- üstelik daha bir aylık evlisin..

bülent--birde saç boyalarının marka ve numaralarını nereden biliyorsun..
ziya-- hah hah hah.. satıyorduk oğlum,n5 koyu kumral.. çok alınırdı .. aklımda kalmış..

gönül-- güvensizlik yaratmayın..  zuhali de,ziyayı da tanıyoruz..
yusuf-- ziya,beni affet te.. evlenemedim diye perişandın.. yani yalan bile olsa.. eşinin yanında ,o tarz nasıl konuşabildin..

18 Aralık 2012 Salı

1527.bölüm..


yusuf-- orhan bey, ciddimisiniz.. eviniz çok güzeldi..
sevdiğinizi ve asla taşınmam dediğinizi hatırlıyorum da..

orhan-- (gülümsedi ) ciddiyim,yusuf.. şartlar değişti.. buraya dönmem,artık..
çiğdem-- orhan abi dönmem dediğine göre.. evi satmayı düşünüyorsun,bildim mi..

orhan-- ihtimal dahilinde çiğdem.. ama şimdilik ihtiyacım yok..
taşının.. paranız olduğunda,diyelim ki.. gelecek yıl .. size satayım.. yabancı almasın..

mehmet-- hiç böyle,ev bulma..kiralama ve satış duymamıştım.. burası İstanbul.. gelecek yıla , nasıl vade veriyorsunuz..orhan bey..  akrabalık dereceniz nedir,öğrenebilir miyim..

tuna ziyaya bakıyordu,yasinin durumu gibi bir önerisi var sanırım.. ama konuşmadan anlaşmaya çalışıyorlar..

orhan-- siz aydınlatın,mehmet beyi.. ben kebapları alacağım..
eren-- hadi masaya geçelim,orada konuşuruz..
kalktık...
ziya-- çiğdem hanım.. mağazanızda ne satıyordunuz  ve  hepsine kaba bir tahminle,kaç lira istiyorsunuz..
yasin-- yaşa ziya.. bana yaptığın gibi,bir müşteri bul..

tuğrul-- o mobilyaydı,bu çeyiz.. ziyanın konusu değil ki..

ziya-- (oturuluyor.. )  ilgim olmadığı için.. bilmem.. doğru söylüyorsun..
ama güney ve güneydoğu bölgesinde her ilde diyelim ki.. iki toptancı var..
aklına gelen her türlü ihtiyacı .. onlar getirtiyor ,az bir karla mağazalara satıyorlar.. onlarda da çerçi usulü,iğneden ..züccaciyeye..  halıdan,giyime ... mobilyadan,beyaz eşyaya kadar herşey mevcut..

yasinin mobilyalarına aracı olduğum duyulmuş.. iki tarafta kar ettiğinden... yine olursa,bizede  haber ver demişlerdi.. o yüzden sordum..
çiğdem hanımdan,rakamı duyayım da.. kimi arayacağıma karar vereceğim..

yerleşildi.. eren abi,içkileri koyuyor bardaklara..
çiğdem-- (tunaya bakıp) bir ilgin var mı..
tuna-- neyle..
çiğdem-- ıslık mı çalayım,sen anladın beni..

tuna-- herkese sorabilirsin.. siz gelmeden kesinlikle konu olmadı.. geldiğinizden bu yana da.. ağzımı  açmadım.. bizde kalın bile demedim,farkındaysan.... ne senin,ne orhan abinin.. durumundan..
ne de ziyanın dediklerinden ,haberdar değilim.. yemin de,edeyim mi..

çiğdem-- peki,inandım.. ziya bey; yatak.. yorgan,yastık..baza, halı,perde.. ve her türlü mutfak eşyası satıyordum.. ürünler de,yeni ve kaliteli.. depom da,mağaza da dolu.. iki tır eşya çıkar sanıyorum..
konsiye almadığımdan, iade edemedim..
başka mağazalara satayım dedim,bin liraya bana gelen mal.. için,bir kuruş önerdiler.. vermedim..
hepsi peşin parayla alındı... borcum yok..  tahmini olarak , on milyon yatırmışımdır.. maliyetimi kurtarsam bana yetecek..

ziya-- anladım.. eren abi,telefon açabilir miyim..
eren-- elbette.. ne soruyorsun ki..

irem-- ziya,tır lazım olursa.. ben gönderirim..
tuğrul-- işi bağla.. sana balık yedireceğim.. istediğin yerde..

yusuf-- çiğdem iş buldu.. beraberiz,çalışıyoruz mutluyuz ..ama  zamanımız  yok ki.. satış yapabilelim.. güvenip bırakabileceğimiz birisi yok..  yeter ki, aklı rahatlasın.. ziya bey..
ben ziyafet vereyim,hepinize..

ziya-- teşekkür ederim ama  gerek yok.. amaç yardım edebilmek.. zuhal,çantan nerede..
zuhal-- odada ziya..
o koşa koşa yukarı çıktı.. iki dakika sonra da.. minik defteriyle indi..

bülent-- ziyaa,sizin yönetimle ilgili son gelişmeleri biliyor musun..
ziya-- son? kaç günlük..haberden bahsediyorsun.. (aldı ahizeyi,numaraları çeviriyor )
bülent-- iki gün önce duydum..

ziya-- biliyorum..  lütfü hak da etse.. oyuna gelmedik...
alo,merhaba hacı abi.. nasılsın.. ............................................. sağol,bende iyiyim..
.................................... pazartesi geleceğim,inşallah.. aklımda tabi,siparişlerini de getireceğim..
............................... hah hah hah... .......................... ................................................................
igora n 5 de yakışır sana..yengem istemiş madem, boyat değişiklik olsun ............................................ ......................

abi,bir iş var.. sitem etmiştin ya,önce sana haber verebilmek için. rahatsız ettim. ........... ............................ aramadım canımm..   ................................... yanlız iş büyük, parası da ona göre fazla tabi.. .... .................................................... denizde kum,sende para biliyorum da...
hani yeni iki düğün yaptın,masrafın oldu..ilgilenirsen.. anlatacağım........................ ..................
(sanki görmüş gibi.. anlattı mağazadaki ürünleri.. ) ...................................................
........................................... .... ........... ........................ ......................................................................
mağazada 100 milyonluk mal var.. insanlar,sıkışmışlar.. belli etmeseler de,anladım..
çıkarım yok.. sadece senin gül hatırın için,pazarlık yapıp 50 milyona  razı ettim..................................
 .........................................................senden de abi,eksik olma...  başka bir müşteri daha var, geç olur demezsen.. gel, İstanbula .. gör ,beğenirsen alırsın ............................................................................... ......................................................................................................................................................
................................................................................................yakışıklı adamsın yengeye hak veriyorum,kıskanıyordur tabi de.. ben döneceğim... ilgilenir,gönderirdim yoksa.....................................................................................
en güzeli ,ambar getirsin.. daha güvenli olur..  sen mi ararsın,mağaza sahibi mi  bulsun.. anladım gönderirler,hiç merak etme sen..  .....................................................................................(ahizeyi kapatıp,fısıldadı " banka numarası istiyorum" )(çiğdem,çantasından banka cüzdanını çıkardı.. götürüp.. ziyaya verdi ..  )
.......................................... nasıl mı..   para dediğin elinin kiri..  bastıracaksın mangizi, alacaksın malını.. .....................................................................................................
 ....................................................... .................. ................... hıı,maşallah imrendiriyorsun valla
................... ......................................................................................................................
atın ölümü arpadan olsun diyorsun da ,dikkat et.. üçüncü yengenin,boynu bükük kalmasın....
tabi düşünüyorum,o insanları da düşünüyorum abi.. borçlular,allah yardımcıları olsun.. ......................................veriyorum, yaz(numarayı,şubeyi ismi yazdırdı ) sana dua edecekler..
.......................................... ..................... (gülerek ) hacı abi,vicdanlı adamsın vesselam..
tamam,görüşürüz abi..hayrını gör ............... igora n 5 ... bak ne diyeceğim.. aratma sen,onu da getiririm sana.. .............................. hah hah hah.. hoşçakal..

kapatıp bize döndü..defterini cebine koyup..  elindeki cüzdanı,çiğdeme getirdi..

ziya-- hayırlı olsun,çiğdem hanım..

1526.bölüm..


mutfakta bizim işimiz ,bitince.. bulaşıklarımızı yıkadım..
diğerleri de,salon masasını hazırlayıp.. yapılanları götürdüler..
tunayla,mutfaktan çıkmıştık ki.. kapı zili çaldı.. yakınız diye ben açtım..

irem-- ( bülent,çiğdem .. yusuf bey ve demet karşımızda duruyorlar ) hoşgeldinizzz..
bülent--yusuf-- çiğdem--hoşbuldukk..
tuna da,ben de.. yusuf beyle tokalaştık,çiğdemle.. demetle sarıldık...

diğerleriyle,merhabalaşılırken..

irem--(tokalaştım )  bülentt kardeşim.. allah razı olsun,senden.. herkes iyi mi..
bülent-- (güldü ) çok şükür,iyiler.. selamları var.. her dediğini,fazlasıyla yaptım..irem..  yakında kanatlarım çıkarsa şaşırma..

irem-- hadi oradan,önce tunadan bekliyorum..
bülent--irem--tuna--  hah hah hah..

bülent--  sen, ne kadar zayıflamışsın böyle.. gözlerinin altı çökmüş..
irem-- ben toparlarım da.. senin saçlar dökülmüş,bülent..

bülent-- stresten oldu.. berber masrafından,tamamen kurtulacağım bu gidişle.. o adam, kim..
tuna-- gel tanıştıralım..

bülent-- dur lan ,elini öpmedim daha..
tuna-- (sarıldı,samimiyetle ) serseri,öpülecek el senin ki.. hayat kurtarıyorsun,sen..
bülent-- o ,görevim.. ben harçlık için öpeceğim,karıştırma..

tuna--irem-- hah hah hah..

*******

tanıştırdık.. bülentle.. herkesle bayramlaşıldı sonra da.. oturduk nihayet..
hal hatır soruluyor.. demetle,müge tunanın kucağındalar... ufukta bana geldi.. demetle konuşuyorlar..

menekşe-- yeliz nasıl,bülent..
bülent-- tahminine bırakıyorum.. hepinize selamı var..
ela-- as.. gelmişken,bir sürpriz yapsaydın ya bize.. bebekleri görseydik.. yeliz de rahatlasaydı..

bülent-- en çok ben rahatlayacağım da.. o kadar basit değil malesef..  iki haftası var,durabileceğimiz son ana kadar.. bekleteceğim.. bir aydır,hastanede yaşıyoruz.. (tunaya bakıp ) fatmadan haberleri yok,değil mi..
tuna-- yok..

ela-- fatmaya ne oldu ki.. doğum mu yaptı yoksa..
irem-- evet de.. (kısaca bahsettim ) onlarda buradalar.. yengemden,bülentten allah razı olsun.. bülent,ergün abi ve ziya hızır gibi yetişiyorlar maşallah..

bülent-- tesadüf,kader kısmet ne dersen de.. ömür olmadıkça.. paralansan da ,çaresiz kalıyorsun..
ziya-- konuyu değiştir bülent..

bülent-- pekii..  pikniğe ne zaman gidiyoruz.. geç kaldılar değil mi yasin..
yasin-- dün sorsan,evet derdim de.. bugün konuşamıyorum.. bu konuyu da değiştir bülent..

bülent-- iyi.. çiğdem sizde durum ne.. annene yakın,ev arıyordun.. buldun mu.

çiğdem-- bulamadık,nikah tarihi hariç hiç birşeyimiz hazır değil daha..
 çalışıyoruz.. resmen kapatamadım,bile .. mağazada mal dolu.. satacak kişi yok,paraya da  çeviremiyorum..
son çare olarak..   ya yusuf iç güveyisi gelecek..yada mağazada yaşayacağız..

irem-- bizim evde oturabilirsin..
tuğrul-- eşyalı ,benim dairem var..  buluncaya kadar,kalabilirsiniz.. kirasını ben ödedim.. oturun,boş duruyor..
figen-- benim evimi tarif etmiştim ya çiğdem,karşı dairem boşaldı.. istersen.. hemen ararım..  güzel,geniş ve ferah bir ev..

orhan-- yok yok..ideal olan benim evim.. iki güne kadar, boşaltıyorum.. gel yerleş hemen.. hiç masrafı yok..  annene de,işine de yakın. hepiniz rahat edersiniz.. çiğdem..

yusuf-- orhan bey, ciddi misiniz.. eviniz çok güzeldi.. seviyorum ,benim mekanım.. asla taşınmam dediğinizi hatırlıyorum da..

orhan-- ( gülümsedi )ciddiyim,yusuf.. şartlar değişti.. buraya dönmem,artık..
çiğdem-- orhan abi dönmem dediğine göre.. evi satmayı düşünüyorsun, bildim mi..
1525.bölüm..


irem--(gülümseyerek.. enli kebap şişini  ve yoğurulmuş kıymadan yeterli miktarda aldım iki elime de.. alışık hareketlerle yapıp, koydum tepsiye .. ) böyle mi abi..

eren-- ohoo,ne çabuk yaptın.. şişten nasıl ayrılmıyor, o.. göster bakayım..
tuna-- ustası iyi,o çocukluktan öğrenmiş.. senden, benden daha  güzel yapıyor.. gördüğün gibi..

irem-- estafurullah.. el alışkanlığı bu.. ustam,pişerken sorun olmaması için.. aldığın kıymayı tek seferde şişle buluşturmam gerektiğini  öğretti ..  (ikinci şişi de,yapıp tepsiye bıraktığımda.. kapı zili çaldı )

irem-- abi,sen bırak..
tuğrul--  ben bakarım.. sen yıka elini..
tuna elini yıkayıp..önlüğü çıkardı.. çabucak..
mehmet beyin sesini duyduğumuzda,eren abim de elini yıkıyordu..

bir ara tunayla ikimiz kaldık,mutfakta.. diğerleri.. çıktılar.. dışarıdan sesler geliyor..

tuna-- (kısık sesle) o yaz da,şarkı da.. söyleyişin de.. çokk güzeldi.. bu bizim şarkımız olsun mu..
irem-- (gülümseyerek,baktım yüzüne ) olsun .. bence de,çok güzeldi..
ağaç,kırıntı ..mendil, kurbağalı dere,yıldırım.. şelale = o yaz= tuna=aşk..
tuna-- (öpücük attı ) kara sevda= irem..
irem-- hatırlat,uçakta sana şarkı söyleyeceğim..
mehmet bey duymasın şimdi..
tuna-- tamam(gülerek ) yanıma gelsene sen..
irem-- çok istesem de,gelmem iyi fikir değil..
tuna-- haklısın.. ben gelirim..
irem-- nee.. sakın ha..
tuna-- hah hah hah..

***********

ellerimiz kirli olsa da,mutfak kapısında.. mehmet beye hoşgeldiniz dedik..
mehmet-- (gülerek ) hoşbuldum.. yardıma ihtiyacınız varsa,gelebilirim..
tuna-- sağolun.. sizi yormayalım..
müge-- amcaa,beni all..
tuna--biraz beklersen.. yemekte alırım,mügeciğim..
müge-- tamam..

orhan--(bana bakarak )  mangal hazır,ustam..
irem-- (gülümsedim ) okulda bunların acısı çıkacak sanırım.. estafurullah,diyeyim bari..
orhan-- isabet olur..

güldüler.. biz izin istedik..

***********

1524.bölüm..


dolmayı ocağa koyup.. bulaşıklarımı yıkadım.. ziya içki ,sigara ve meyve
almış.. çeşit çeşit.. zuhalle,gönül çıkarıyor..
 menekşe,tuğrul abimin yaptığı  salatayı tatlandırdı.. tabaklara alıyor..
ben tunaya yada abime yardım edeceğim..
ziya ,meyveleri yıkayacak.. ela da,fritözde kızartma yapıyor..

irem-- ziyaa,ben senden birşey isteyebilir miyim..
ziya-- iste..
irem-- elinden bir kahve içsek ,birde şarkı dinlesek diyorum.. olur mu..
ziya-- olur,yapayım hadi..

yasin-- kahvede mi yaparmış.. bak sen şu işe..
ziya-- mecburiyetten, ilk okulda öğrendim yasin.. güzel yaparım da..
o kadar çok istenmiş ki.. içmesinden de,yapmasından da pek hoşlanmam..
bıkmışım..

yasin-- ben severim,bırak ben yapayım öyleyse.. gece için,jest olarak gör..
ziya-- delimisin,oğlum.. jeste ne gerek var,o başka bir konuydu.. yer değiştirmiş olsak,
sen yapmaz mıydın..
yasin-- yapardım da.. ne bileyim,yer yabancı.. ben sarhoşum..
nereye ,nasıl gideceğimi şaşırdım.. birden.. uyanıp,götürürüm demen ilaç gibi geldi..

ziya-- takma kafanaa..
cezveler,filcanlar hazırlandı.. yasin yapıyor,ziya meyve yıkıyor..

ziya--
ziya--





hep beraber eşlik ettik.. çok güzeldi.. teşekkür ederken.. hepimize birer kiraz yedirdi..
ziya-- kahveler olmak üzere,sizler de yoruldunuz.. elinizi yıkayıp..  mola verin beş dakika..  balkonda içelim, şarkılar eşliğinde..

eren-- tamam.. tuna sen de bırak .. hanımlar,hadi hadi..

 çocuklarla,yaşlılar yok.. menekşeyle,figen mutfakta.. biz sigara içenler balkona çıktık.. oturduk sandalyelere.. kahveler içildi.. yasine teşekkür ettik.. 

ziya-- hep beraber hadi.. 


farkında olmadan ,öylesine çoşkuyla gür sesle söylemişiz ki..  
yoldan geçenler de durmuş,bizi seyrediyorlar.. bitirince alkışladılar hatta.. 

ziya-- (başıyla selam verip) sağolun,efendim.. teşekkür ederiz.. 
eren-- çok güzeldi,ziya..üniversite yıllarına gittik sayende.. 
ziya-- arada bir gerekiyor böyle.. rica ederim.. 

orhan-- harunun kulağı çınlasın,görse şarkıcı ol derdi yine.. 
irem--  nasılmış,görüşüyor musunuz.. 
ziya-- iyi,Ankarada görüştük.. televizyon spikeri olmuş,artık buradayım dedi.. 
evlenecekmiş,hazırlık yapıyordu ailesi.. 

menekşe-- ailesi mi? zorla mı evlendiriyorlarmış.. yoksa.. 

ziya-- babası ve harun melek gibidir..
saygısından da.. annesine ve ablasına kesinlikle karşı gelmez.. 
onlarda,iyidir de..  haruna müdahale etmekten çekinmiyorlar.. kendi dedikleri olacak diye,
ceydadan vazgeçirdiler.. halbuki,ilk defa aşık olduğunu.. evleneceği kızı bulduğunu söylüyordu.. 
annenleri tanıyorsun,haber verme.. onlar asla razı olmazlar.. dediğim halde.. söylemiş..  
malesef dediğim gibi de, oldu.. 
annesi ;sevgi önemsiz,nüfuzun olacak .. bir bürokratın damadı olunca tüm kapılar açılacak sana demiş.. ilk meyvesini de yiyor ama aptallık etti.. 

eren-- tercih meselesi tabi.. kendisini harcarken.. iyi ki,ceydanın başını yakmamış.. 

irem-- evet.. ceyda da,adeta ailesinden ve kendisinden  kaçmasına.. görmek isteyipte,farklı tavrına mana veremiyorum demişti..  kusura bakma da,onun daha kişiliği gelişmemiş demek ki.. 

zuhal-- kusura bakacak bir durum yok.. bize ceydayı sorunca.. aynı şeyi,hatta daha ağırını ziya yüzüne .. söyledi..  hayat onun, karışılmıyor.. üzülsek de,seçimlerin sonucunu yaşayacak.. 

tuna-- şu çilekli önlükten,bir an önce kurtulmak istediğimden.. ben mutfağa giriyorum.. 
irem-- aa,çok yakıştı tuna.. ben sevdim.. 
tuna-- eminim.. 

hep birlikte kalktık.. mutfakta işlerimizin başına döndük.. 

irem-- eren abi,sana mı..tunaya mı yardım edeyim.. 
eren--  tuna daha yoğuruyor,bana yardım et.. .. bak elime, böyle yapacaksın.. 
tuna--hah hah hah..