Translate

18 Aralık 2012 Salı

1526.bölüm..


mutfakta bizim işimiz ,bitince.. bulaşıklarımızı yıkadım..
diğerleri de,salon masasını hazırlayıp.. yapılanları götürdüler..
tunayla,mutfaktan çıkmıştık ki.. kapı zili çaldı.. yakınız diye ben açtım..

irem-- ( bülent,çiğdem .. yusuf bey ve demet karşımızda duruyorlar ) hoşgeldinizzz..
bülent--yusuf-- çiğdem--hoşbuldukk..
tuna da,ben de.. yusuf beyle tokalaştık,çiğdemle.. demetle sarıldık...

diğerleriyle,merhabalaşılırken..

irem--(tokalaştım )  bülentt kardeşim.. allah razı olsun,senden.. herkes iyi mi..
bülent-- (güldü ) çok şükür,iyiler.. selamları var.. her dediğini,fazlasıyla yaptım..irem..  yakında kanatlarım çıkarsa şaşırma..

irem-- hadi oradan,önce tunadan bekliyorum..
bülent--irem--tuna--  hah hah hah..

bülent--  sen, ne kadar zayıflamışsın böyle.. gözlerinin altı çökmüş..
irem-- ben toparlarım da.. senin saçlar dökülmüş,bülent..

bülent-- stresten oldu.. berber masrafından,tamamen kurtulacağım bu gidişle.. o adam, kim..
tuna-- gel tanıştıralım..

bülent-- dur lan ,elini öpmedim daha..
tuna-- (sarıldı,samimiyetle ) serseri,öpülecek el senin ki.. hayat kurtarıyorsun,sen..
bülent-- o ,görevim.. ben harçlık için öpeceğim,karıştırma..

tuna--irem-- hah hah hah..

*******

tanıştırdık.. bülentle.. herkesle bayramlaşıldı sonra da.. oturduk nihayet..
hal hatır soruluyor.. demetle,müge tunanın kucağındalar... ufukta bana geldi.. demetle konuşuyorlar..

menekşe-- yeliz nasıl,bülent..
bülent-- tahminine bırakıyorum.. hepinize selamı var..
ela-- as.. gelmişken,bir sürpriz yapsaydın ya bize.. bebekleri görseydik.. yeliz de rahatlasaydı..

bülent-- en çok ben rahatlayacağım da.. o kadar basit değil malesef..  iki haftası var,durabileceğimiz son ana kadar.. bekleteceğim.. bir aydır,hastanede yaşıyoruz.. (tunaya bakıp ) fatmadan haberleri yok,değil mi..
tuna-- yok..

ela-- fatmaya ne oldu ki.. doğum mu yaptı yoksa..
irem-- evet de.. (kısaca bahsettim ) onlarda buradalar.. yengemden,bülentten allah razı olsun.. bülent,ergün abi ve ziya hızır gibi yetişiyorlar maşallah..

bülent-- tesadüf,kader kısmet ne dersen de.. ömür olmadıkça.. paralansan da ,çaresiz kalıyorsun..
ziya-- konuyu değiştir bülent..

bülent-- pekii..  pikniğe ne zaman gidiyoruz.. geç kaldılar değil mi yasin..
yasin-- dün sorsan,evet derdim de.. bugün konuşamıyorum.. bu konuyu da değiştir bülent..

bülent-- iyi.. çiğdem sizde durum ne.. annene yakın,ev arıyordun.. buldun mu.

çiğdem-- bulamadık,nikah tarihi hariç hiç birşeyimiz hazır değil daha..
 çalışıyoruz.. resmen kapatamadım,bile .. mağazada mal dolu.. satacak kişi yok,paraya da  çeviremiyorum..
son çare olarak..   ya yusuf iç güveyisi gelecek..yada mağazada yaşayacağız..

irem-- bizim evde oturabilirsin..
tuğrul-- eşyalı ,benim dairem var..  buluncaya kadar,kalabilirsiniz.. kirasını ben ödedim.. oturun,boş duruyor..
figen-- benim evimi tarif etmiştim ya çiğdem,karşı dairem boşaldı.. istersen.. hemen ararım..  güzel,geniş ve ferah bir ev..

orhan-- yok yok..ideal olan benim evim.. iki güne kadar, boşaltıyorum.. gel yerleş hemen.. hiç masrafı yok..  annene de,işine de yakın. hepiniz rahat edersiniz.. çiğdem..

yusuf-- orhan bey, ciddi misiniz.. eviniz çok güzeldi.. seviyorum ,benim mekanım.. asla taşınmam dediğinizi hatırlıyorum da..

orhan-- ( gülümsedi )ciddiyim,yusuf.. şartlar değişti.. buraya dönmem,artık..
çiğdem-- orhan abi dönmem dediğine göre.. evi satmayı düşünüyorsun, bildim mi..