Translate

28 Eylül 2012 Cuma

1400.bölüm..


--- xxx lira.. arabaya götürsün arkadaş..
irem-- tamam.. araba açık,bagaja koyabilir..

adam elindeki tepsiyi arabaya koyarken.. dayım da nerede olduğumu anlamış..yanıma geldi..

erol-- merhaba..
irem-- oo,merhaba.. (parayı ödedim.. kutuları da aldı adam )

---  bir dakika,irem hanım.. çiçek hanım az önce arayıp..işi bırakmak istediğini söyledi.. ağlıyordu,nişanlısı yanınızda çalışıyor.. bir bilginiz var mı.. biz çok memnunduk kendisinden..
irem-- bilgim yok,o da sizden çok memnundu.. ağladığına göre birşeylere canı sıkılmış demek ki.. öğrenmeye çalışırım..
--- sevinirim..
geçen hafta sonu çok durgundu.. ne oldu diye sorduğumda..çok üzgünüm , keşke nişanlıma baskı yapmasaydım.. böyle olacağını düşünemedim.. ama artık çok geç dedi.. size ve eşinize duyduğu saygıdan , sevgiden da bahsetti..

irem-- sağolsun.. bizde severiz kendisini.. burhan da,o da kardeşimiz gibiler.. mesele ne ise.. çözerler inşallah.. iyi günler..
--- inşallah.. sizede..

benimle beraber,dayım da çıktı pastaneden.. arabamın kapısını açtım..

irem-- gidebilir miyim..
erol-- biliyorsun değil mi..
irem-- neyi..
erol-- burhanın polis olduğunu..
irem-- evet.. ama o belli etmiş değil.. aylar önce tesadüfler sonucunda.. tuna;büroda güvenlik görevlisi olmak için, fazlasıyla donanımlı olmasından  kuşkulanıp araştırmış.. o bana söyledi..burhandan çok memnunduk, bizde belli etmedik..

erol-- çiçek nerede giriyor devreye..
irem-- zamanım yok.. kendisine sorarsınız.. evini biliyorsunuzdur nasılsa..
tuna ,annesinden istemişti çiçeği.. nişan yüzüğünü ben aldım... hatta çiçekçi amca da geldi..
burhana oğlum diyordu.. o da babası yerine koyup.. yüzük takmasını rica etti..
soruşturma sayesinde sinirler gerilmiş,burhan konumumuzdan çiçeği sorumlu tutup bağırmış kıza...
 daha kaç günlük nişanlılar ama ayrılmışlar.
dilekçesindeki kelimelerin bize mal edilmesinden son derece üzgün , görevinden de istifa etmeyi düşünüyor..
sorumlular; iki pırıl pırıl.. aşık  gencin geleceklerini .. hayallerini alıp,hayatlarını kararttıklarını
bilselerdi keşke.. gecikiyorum, hoşçakal..

arabaya oturup.. hareket ettim.. dayım öylece kalakaldı..

*****

halamlara geldiğimde,bir kutu tatlıyı alıp..indim..
apartmandan içeri girip ,zile bastığımda ufuk açtı kapıyı.. beni görünce de..
iremm hoşgeldin diye sarıldı belime.. başını okşayıp,"hoşbuldum bir tanem.. sende hoşgelmişsin.. " dedim..

tuğrul-- ooo,irem hanım bu ne güzellik böyle..
irem-- sağol abim.. (verdim tatlıyı) geciktim ,ela nerede..
tuğrul-- burada, o.. ütü ,ben de kahve yapıyorum.. .  taşmasın.. sen gir..
mutfağa geçti o..bende  ayşeye merhaba diyip.. ufukla beraber salona girdim..

orhan abi,menekşe..halam ve firuze teyzeyle öpüştük,tokalaştık.. halamla firuze hanımın yanına oturdum..ufuğumu da öptüm,sarıldım..
menekşenin de,saçları makyajı yapılmış.

 irem-- yakışıklım,annene geldiğimi söylermisin..
ufuk-- tamam.. (koştu içeri )

nasılsınız dedik karşılıklı.. hasatı bitirmişsin gözün aydın dediler..
sağolun dedim.. orhan abiyle olan maceramızı anlattım.. çok güldüler.. . ela geldi,sarıldık,öpüştük..  o da yanmış ve saçını bigudilerle sarmış..

irem-- bu ne.. gitmiyor musun..
ela-- hiç canım istemedi.. sardım  iremciğim.. maşallah harika görünüyorsun.. güneş bizimkileri etkilemiş,sen uyudun mu..
irem-- sağolasın. ziya biçerdöveri teslim alınca,orhan abi eve götürdü beni.. bir saat baygın uyumuşum.. onlar gelmese ,daha yeni bitecekti..

muazzez--hepsinin eline sağlık ta.. orhan,tuğrul anlattılar..
ziya, hakikatli çocukmuş.. düğün günü tarlada çalışmayı kimse istemez..

orhan-- öyleymiş sahiden.. herkesi toplamış.. babası da kendisi gibi candan,şakacı.. hoşsohbet..
diğerleri de öylelerdi..


 tuğrul abim elinde tepsiyle kahvelerimizi ,tatlılarımızı getirince..ela da  ikram etti.. aldık.. sigaralar yakıldı.. tuğrul abim de,sandalyeye oturdu..

muazzez-- ağzımız tatlı olsun,inşallah.. irem sen mi getirdin..
irem-- amin hala.. evet..
firuze-- kesen dolu olsun..
irem-- amin.. afiyet olsun..
diğerleri de teşekkür ettiler..

tuğrul-- tuna ne zaman geliyor..
irem-- sekizde dedi..
tuğrul-- düğün salonunu biliyor değil mi..
irem-- biliyor ama bekleyeceğim,beraber geleceğiz.. düğüne..

menekşe-- bekleyip,beraber gelmek istemeni anlıyorum ama zuhal evleniyor.. tuna anlar nasılsa..
irem-- anlar,o da git dedi zaten.. isteyen benim menekşe..
ela-- ama nikahı kaçıracaksın..
irem-- (gülerek ) dert değil.. biz dün..

tuğrul-- ee,
irem-- yok birşey.. vazgeçtim.. ela,aç şu bigudileri.. kuaföre götüreceğim seni.. zamanım yok,hadi..

menekşe-- bende dedim  ama
ela-- boşver irem.. gerek yok..
irem-- (fincanı bıraktım sehpaya) eline sağlık abi..
tuğrul-- afiyet olsun.. elaa.. ne oldu,niye gitmiyorsun canım..
ela-- sıcak zaten tuğrul,birde makinaya girmek istemedim.. sardım işte,şekil veririm..

irem-- bana müsade (kalkıp) rahatsız olmayın,akşam görüşürüz inşallah..
muazzez--firuze--  inşallah.. kızım..

orhan abiye,başımla selam verdim.. elayla menekşe,abim beni yolcu etmek için kapıya geldiler..

irem-- (dışarı çıktım) hoşçakalın..
ela--menekşe--tuğrul-- güle güle..

irem-- abi,arabanın harareti yükseldi.. bir baksan diyorum..
tuğrul-- suyu bitmiştir.. arabada su var mı..
irem-- var var..
tuğrul-- tamam.. gel.. koyalım..

ikimiz çıktık apartmandan.. arabaya doğru yürürken..

irem-- hararet yükselmedi.. yalan söyledim..
tuğrul-- niye..
irem-- ela bana sen uyurken aradığımda kuaföre gideceğim demişti..
ben,götürmek için geldim.. şimdi boşver,gerek yok diyorsa.. ya senden yada başkasının bir imasından..
 lafından alınıp ,canı sıkıldı ve vazgeçti..

arabanın kapısını açtım...
irem-- lütfen bul ve karının gönlünü al.. iyi hissettir..

tuğrul-- düşünüyorum ama hiç alınacağı birşey olmadı ki.. seninle konuşmuş,telefonu kapatırken ben geldim.. irem gelecek,ütümde var ama önce kahve yapacağım dedi..
ben yaparım,sen ütüle dedim.. terlemişim,duş aldım.. konuşmaya fırsatımız olmamıştı..
ütü yaparken o ailesini anlattı,ben de İstanbulu..gayet neşeliydi..
sonra menekşe geldi,orhan abiyi uyandırdı.. ufukla beraber buraya geldiler.. bu kadar..

irem-- parası bitmiş olabilir mi.. yoldan geldi.. harcamıştır..

tuğrul--  sabah buraya gelirken ,alış-veriş yaptık.. sordum da,vardı.. hatta,apartman aidati için..
halamla firuze teyzenin paralarını, yönetici bozamadı .. benim de tümdü.. ela verdi.. iki evin borcunu da..(durdu)   ne yani,sebep bu mu şimdi.... benden isteyemiyor mu..

irem-- istemek hiç kolay değildir,bazı kadınlar için.. ela için daha  zordur eminim..
 ailesinin yanına ,evliyken ilk kez gitti.. sevdiklerine birer hediye aldığını varsaysak..
çeşmede hayat pahalı,ufuğun istekleri de olmuştur..az kalması normal..
  bu çok farklı abi,anlamaya çalış onu.. ve sitemle yaklaşma..  yüzünüz gülerek ,görmek istiyorum sizi..
saç ,makyaj bahane.. onun içi rahatlasın.. değer verdiğini göster..

tuğrul-- (içini çekerek )  tamam..hadi dikkatli git..

1399.bölüm..


burhan-- kahretsin..
dilekçemin bu şekilde anlaşılmasından son derece üzgün ve rahatsızım..
buraya geldiklerini gülçin söyleyince,şok oldum..denetçiyiz demişler..
polis kimliklerini görünce,gülçin izin vermiş ama sosyal güvenlikten kurumundan geldiklerini söylemiş.. .. saçma sapan sorular sormuşlar vahide hanıma da..

ben adınızı karıştırmamak için.. istifa edecektim ama soruşturmayı daha da çıkmaza sokarmışım..  salı gününe kadar beklemem söylendi.. önce ben ifade vermek istiyorum.. patronlarımı karıştırırsanız,derhal ayrılırım dedim.. çok çok çok mahçubum...
o öfkeyle,çiçeği arayıp içimdekileri döktüm... bağırdım,çağırdım..
hep senin inatlığın yüzünden oldu,hepimize zarar verdin.. en çok da sayıp, sevdiğin günahsız kişilere dedim..(içini çekerek ) biz  ayrıldık..

irem-- buradan aramadın değil mi..
burhan-- cık.. ankesörlü telefondan aradım..

irem-- iyi.. git ve gönlünü al.. barışın.. kafam karışık,senin.. sizin de öyle..
biz yanlış birşey yapmadık.. suçlu değiliz,hiçbirimiz..
masum birkaç kelimeden anlam çıkarıp,iftira..ithamla.. soru sorulacaksa bana/bize..
herşeyi ortaya döker.. seni buraya gönderenleri de yakarım..
o yüzden sakin ol..  önerildiği gibi..bekle salıya kadar.. gün doğmadan neler doğarmış.. çiçeği harcama.. o da istemezdi.. böyle olmasını.. kızın iyi niyetini bilmiyor musun sanki..

burhan-- biliyorum da,haksız da değilim.. çok seviyorum,içim kan ağlıyor ama  barışmak istediğime emin değilim.. çaba da göstermeyeceğim.. ayrıldık ,bitti..

irem-- sen bilirsin.. bu kadar kolay bitti diyebiliyorsan.. şimdiden ayrılmanız en doğrusu olur..
bunları yukarı koyarsan sevinirim.. sana bundan sonraki hayatında,iş ve özel..mutluluk ve huzur diliyorum.. hiç incinmedik,işin rast gelsin.. iyilikle görüşürüz inşallah..

burhan-- çok teşekkür ediyorum.. inşallah öyle olur.. bende sizden ve tuna beyden hiç incinmedim.. beni kardeş gibi  kabul ettiğiniz için de,minnettarım.. hediyelerinizi...

irem-- devam etme ve getirme.. onlar kardeşlerimize verildi.. onlarda kalacak..siz barışsanız da,ayrılsanız da kesinlikle istemiyorum.. nokta..  hadi hoşçakal..
burhan-- güle güle..

bahçeden çıkıp,arabaya bindim..

***
kuaförde dinlendim ve aklımdakileri dağıtmayı başarabildim..
ortam çok neşeliydi.. gülüp konuşunca açıldım biraz..  saat 17:30 da harika bir makyaj,bakım ve dağınık topuzumla çıktım  kuaförden.. arabaya binince halamları aradım..

ela-- buyrun..
irem-- elticiğim hoşgeldin..
ela-- hoşbuldum canım.. nasılsın,neredesin.. bitti mi..
irem-- biti,çok şükür.. nasıl olduğumu bilmiyorum..  kuaförden çıktım da,ne yapıyorsunuz diye bir arayayım dedim.. siz nasılsınız..

ela-- yol yordu biraz ama iyiyiz..  neşeden yeni geldim,menekşe ziyaların evine gitti.. aradık,evdeymiş..
birşeyler hazırladık da...onları bırakacak.. sonra buraya gelecek...
giyinip sevim teyzenlere gideceğiz.. tuğrul,ufuk..orhan abi tıraş olmuşlar ve karşı evde uyuyorlarmış.. bende ütü yapıp,kuaföre gideceğim..  halam ve firuze teyze seni çok özlemişler.. gelsin diyorlar..

irem-- ütün çok mu..
ela-- yok,gömlekler askıda kırışmış.. onları ütüleyeceğim.. niye..
irem-- geleyim,beni görsünler..bir kahve içelim.. seni kuaföre bırakayım.. bende sevim teyzeme uğrayayım.. dönerken alırım seni.. tamam mı..

ela-- tamam.. gel,kahveyi yapıyorum hemen..
irem-- ela,ne yaptınız ziyalara.. benim hiç zamanım olmadı.. ne eksikse,alayım..

ela-- neşe,ben menekşe pek hamarattık bugün.. senin içinde yaptık,üzülme..
yemeği,tatlısı,tuzlusu dört dörtlük hazırladık.. birşey almana gerek yok.. gideceklermiş bozulur..
 irem-- anladım,sağolun.. on dakika sonra,gelirim..

kapatıp..hareket ettim..

kavşaktan dönüp.. mavi köşe pastanesine gittim.. bir tepsi baklava..birer kilodan üç kutu da karışık tatlı siparişimi verip..içerideki masalardan birisine oturdum.. dışarıya bakarak bekliyorum..

kaldırımda hızlı hızlı yürüyen dayımı ve nedim beyi görünce..eğilip,nereye gidiyorlar diye baktım arkalarından..
 köşede bekleyen,resmi plakalı siyah bir arabanın arka kapısını açtı nedim bey..
içine oturdu..kapı açık.. dayım da eğildi.. birileri ile konuşuyorlar..

dayım bir iki dakika sonra,sıkıntıyla doğrulup.. arabaya yaslandı,bir sigara yaktı..
etrafına bakarak içiyor.. vee benim arabamı görür görmez.. nedim beye birşey söyleyip.. arabaya doğru yürümeye başladı..

ben hiç birşey görmemişcesine kalkıp kasaya gittim.. para vermek için de..
cüzdanımı aldım..

irem-- borcum nedir..
1398.bölüm..


yoldan yürüyerek gelen,hüseyin ve adamları gördüm bende.. epeyce ilerideler..
irem-- tamam güllü ..nail iki sandalye daha getir.. otur yanıma..

********

paralar,ödüller imza karşılığında dağıtıldı..
çuvallar otobüse,minibüse yüklenmişti zaten.. sayısı da belli,köylerinde üçer çuval alıp evlerine götürecekler..
ramazan erzakları da hazırdı.. onları da aldılar..
kasaptan istediğimiz adil olarak paylaştırılmış ve paketlenmiş etler de soğuk olarak geldi.. buz kalıplarıyla herkese onları da verdim.. helalleşip gönderdim herkesi..

kamyonlar,biçerdöverlerin parası ödenmişti.. şöförleri babama gönderdiğim için.. onun parasını da verdim.. hakları kalmasın,diye fazla fazla ödedim yani..

****
kimsecikler kalmadığından.. çiftlikte uçan sineğin sesi duyuluyor.. sessizlik öylesine güzel ki..
saat üç olmuş.. güllü üçümüze de çay getirdi.. bende sigara verdim.. yaktık..

hüseyin ödediğimiz .. harcadığımız ve aldığımız paraları topladı çıkardı.. defteri koydu önüme..

hüseyin--ilk günün satışı getirilmedi henüz ama sağlam..gelir.. onu yazmadım..
 bugünkü  tarladan ,bir buğday tanesi bile yok çiftlikte.. hiç girdirmedim..
irem-- sağol..

nail de.. topladığımız,sattığımız ve dağıttığımız buğdayları  hesapladı.. o da verdi..

nail-- üçyüz kişiye,bin kişiye verilecek kadar buğday verdiniz..
irem-- hayrımıza olsun.. bir kişi allah razı olsun dese, o bile yeter nail..

kağıda ve deftere de şöyle bir baktım..

irem-- allah bereket versin.. elinize kolunuza sağlık..
(zarftan paralarını çıkarıp,verdim ikisine de.. imza attı onlarda .. sağolun dediler.. )
hayrını,bereketini görün.. sizde sağolun..
 (bir deste para daha aldım zarftan .. ayırıp ayırıp yazarak..) bu güllünün.. bu fatmanın,bu çocuğunun.. bu esma kadının.. bu da yemek için gelen köylü kadınların.. (elimdeki kalan parayı eşit olarak ikiye ayırdım ve kıvırıp,gömlek ceplerine koydum ikisinin de) bunlarda benden.. dürüstlüğünüz için..
unuttuğum birisi var mı.. ziraatçilere vermiştin değil mi..

hüseyin-- verdim.. sağolun.. yok kimseyi unutmadınız.. hatta doğmamışları bile düşünmüşsünüz..
çok teşekkür ederim..
irem-- rica ederim.. senin çocuğunu görelim de.. naili de evlendirip.. çoğalalım diyorum..

hüseyin bıyık altından gülüyor,nailin sessiz kalmasına..
hüseyin-- inşallah.. görürüz o günleri de..
irem-- inşallah.. ben artık gideyim.. babam  gitmiştir nasılsa..
hüseyin-- öyle diyordu..

kalktım.. her yerim ağrıyor,boynumu ovup.. defteri,kağıtları ve zarfı aldım..

eve girince de..  para dolu diğer zarflarla beraber yukarı çıkıp,kasaya koydum..

duş aldıktan sonra.. bordo rengi dar kesim eteğimi.. aynı renk kısa gömleğimi giydim .. hafif makyaj yapıp, saçımı at kuyruğu topladım.. bordo renk,yazlık topuklu ayakkabılarımı giyip hazine odasına girdim..

takımlarına göz gezdirip,
tunaya abisinin nikahında giydiği kıyafeti ,gömleğini  kılıfa geçirdim..
kemer ayakkabı da çantaya konuldu ..o da hazır.. alıp,çıktım dışarı kapıyı kilitleyip..
yatak odasına girdim..  kasayı açıp,kol düğmelerini aldım..
bir zarf dikkatimi çekti.. takı kutularının üstüne bırakılmış..
itinalı kocacığım,giderken aceleyle bırakmış olmalı.. eğri duruyor çünkü..

üstünde irem kara yazıyor ve açık.. yapıştırılmamış..

yatağa oturup ,içindeki katlı kağıdı çıkardım...daha ilk cümleyi okuyunca tüylerim ürperdi..
katlayıp,geri koydum zarfa..zarfı da aldığım yere bıraktım ve kasayı kapattım..

askıyı,çantaları vs.alıp aceleyle aşağıya indim..
fatma ve hüseyin oturuyorlardı çardakta.. el sallayıp,arabama bindim.. hareket ettim..

*******
bulvara döndüğümde hala sakinleşememiştim..
 
tuna vasiyetname hazırlatmış.. düşüncesi bile korkunçken..

"ben tuna kara.. akıl ve ruh sağlığım yerinde olup.. hür irademle .. talebim üzerine avukat.nedim (....... ) tarafından yazılan son vasiyetnamem olduğunu onaylarım.. önce yazılanlar hükümsüzdür..
  20.06.1982..
tek varisim; eşim irem kara'ya... " yazısını okumak.. çok etkiledi beni..

yol boyunca;devamını okumak/duymak nasip olmasın bana diye ne dualar ettim..

nihayet köşkün önüne gelince de,indim.. arabadan..
tunanın eşyalarını alıp.. bahçeye adımımı attım.. burhan koşup geldi.. aldı elimdekileri.. spor giyinmiş
ve biraz sinirli gibi..

burhan--hoşgeldiniz..  hasat bitti mi,irem hanım..
irem-- hoşbuldum.. çok şükür,kazasız belasız bitirdik burhan.. sen niye gitmedin..saat dördü geçiyor..
kimse kalmamıştır diyordum da..

burhan-- (sıkıntıyla )ben sizi bekledim.. turgut ve gülçin haricinde kimse yok.. hanımlar az önce gittiler.. çok zamansız ama konuşsak diyordum..

irem-- konuyu öğrendim,neyi konuşacağız..
burhan-- çiftliğe mi geldiler..
irem-- yok.. avukatım sıfatıyla dayıma gitmişler.. o geldi ve senin neden ayrıldığını..ve daha birçok şeyi sordu.. bana..

burhan-- kahretsin..
1397.bölüm..


vahide-- para para dedi durdu da anlamadım.. kaynak soracakmış..
irem-- tamam,ararım.. o iki erkek,ne dedi.. nasıl sordu.. kim olduğunu tahmin ediyorsun..
geldiklerinde burhan orada mıydı..

vahide-- yok,kurtlara kuru mama almaya gitmişti..gülçin ilgilendi...kimsiniz dedi hatta.. denetleyiciyiz dediler,etraflarına inceleyerek bakınca.. kimliklerini istedi,baktı ve verdi..buyrun vahide hanım yetkilidir dedi..
monitörden gördüm bende.. salona çıktım.. tuna ve irem kara ile görüşmek istiyoruz dediler..
tuna bey şehir dışında,iren hanım da yoklar.. henüz gelmediler dedim..
kaç kişi çalışıyorsunuz,işverenden memnunmusunuz .. sigortalımısınız ..taciz yada kötü muamele görüyormusunuz gibi saçma sorular sordular bana..
hangi resmi kurumun denetleyicisisiniz dedim.. resmiyiz onu bilin yeter dediler..ve gittiler..
gülçine sordum,hangi kurumdan geldiklerini..

irem-- vahide hanım,beni çağırıyorlar.. gelince konuşuruz.. yetişemezsem, iyi eğlenceler diliyorum hepinize.. mücevherleri kasaya koy,gelince alacağım.. sana zahmet elbisemi de kılıfından çıkarıp asarsan sevinirim..ezilmesin..

vahide-- tamam irem hanım ,sizede iyi eğlenceler.
.aa,çiçekçi amca geldi şimdi... size nergiz,sümbül getirmiş.. verdi, burhan ve gülçinle konuşuyor..
 amca da,ne çok değişti.. muhteşem giyinmiş.. manken gibi.. güneş gözlükleriyle yakıyor..

ayy unutuyordum.. philip ve mr.sam aradı.. yaseminle konuştular.. herşey yolundaymış.. tırlar ve mr.sam gelmiş ,malları yerleştiriyorlarmış..
paranız hesabınıza yatırılmış..mr.sam uçak rötarından dolayı geç geldikleri ve sizi beklettiği için üzgünmüş ,özür dilemiş.. pazartesi alım-satım için rahatsız edecekmiş sizi..

irem-- ben tamamen unuttum onu.. iyi ki uçak rötar yapmış.. saat dokuzda harman yerinde,biçerdöver kullanıyordum ben.. hala kulaklarım uğulduyor..
ne sıcaktı bugün,mahvolduk..-  geliyorum,fatma..- vahide hanım.. hoşçakal.. amca gitti mi.. gitmediyse soğuk birşeyler ikram edin diyecektim..
ben yandım ya bugün.. herkesi de öyle sanıyorum..

vahide--  dışarıya çıkmışlar herhalde.. ikramımızı yaparız,irem hanım.. size kolay gelsin.. hoşçakalın..
irem-- sağol..

kapatıp.. ayağa kalktım.. salonda klimanın serinliğinde gezinirken de düşünüyorum..

çağıran yoktu tabi ama kayıt ediliyor diye söylemesini istemedim..
 gülçin burhana bahsetmiştir.. mutlaka..
burhan da kendince birşeyler yapabilir umarım.. amca da polismiş ve oğlum oğlum diyordu..
kefil olsun,burhanı tanıyor ne bileyim ifade versin.. çiçekten dolayı desin..

beni resmi ifadeye çağırırlarsa.. herşey açığa çıkacak çünkü..
burhanın polis olduğunu bildiğimi nasıl saklayabilirim ki..
dayıma da hala acayip bozuğum.. ilişkiymiş,bunu sorması bile ayıp,saçma.. güven sorunu yaratacak
 bir tavrım mı olmuş ,şimdiye kadar da bana böyle diyebildi..
hele babam,o bak irem lafını dediğinde..
 kalbime bıçak sapladı sanki.. hasatı bitmek üzeredir.... adamları gönderdiğime memnun oldu mu acaba.. ve tuna aradı mı..

başım dönünce oturdum.. kemal beyi arayacağım aklıma geldi..
bastım tuşlara..

kemal-- buyrun.. kızım bunları,şu dosyaya koyacaksın.. bunları da, deftere işle önce..
alo,alo..
irem-- bana diyorsunuz sandım kemal bey.. yeni eleman mı aldınız..
kemal--(gülerek) evet,irem hanım.. acemilik hatalarını düzeltiyorum.. hasatınız bereketli olmuştur inşallah.. size ulaşmak bu aralar çok zor..

irem-- ben daha önce yapmadığımdan karşılaştırma imkanım yok da.. rekolte fena değil dediler.. harcamalar ve alınanlar belli olunca açığa çıkacak.. bende kendime ulaşamıyorum kemal bey.. ruh gibiyim.. uykusuz,yorgun ve nereye yetişeceğimi bilmeden koşturuyorum..
uyumayı,düğüne gitmeye tercih edecek durumdayım.. arz-ı halim böyle..   ali abim ve vahide hanım aradığınızı söylediler.. buyrun sizi dinliyorum..

kemal-- kolay gelsin,etkilendiğinizi tahmin edebiliyorum..
konuşma fırsatımız olmadı.. güngör beylere yardımcı olduğunuz paranın , kaynağını soracaktım..  hesap dökümünüz de gelmedi henüz..
dün ,hesabınıza yüklü miktarda para yatırılmış..ihracat haricinde bu nereden.. bilmem gerekiyor..

irem-- hesap dökümü gelmedi dediğiniz para için.. henüz hesap bile açtıramadım ki..o yüzden gelmemiştir. bankada adıma duruyor.. dubaiden geldi ama pazartesi işlem yapmadan, geri göndermeyi düşünüyorum..
dün yatan da,tırlar boş dönmesin diye..
blue-jean getirmeyi teklif etmişlerdi..anlaştık... hollandadan gönderilendir..
konuşma fırsatımız olmadı,nedim beyin haberi vardı.. bahsetmiştir sandım..
sacide hanımdan aldığım iş yerinin,dört katını da ona satacağım.. pazartesi..

kemal-- anladım.. genel bahis oldu da.. onunla da sık görüşemedik.. ama izine ayrılacağını söyledi..
burhanın ilişiğini kestim,gülçin hanımın girişini yaptım.. işçilerin de,sigorta işlemleri tamam.. yeni kararnamelerden doğan yükümlülükler ve ödemeniz gereken vergiler var.. faturalar bu ay çok fazla.. dün çek kesmişsiniz..
bütçeniz yeni giriş olmadığı için ,bende sarsılmış görülüyor.. acil toparlamamız
lazım.. pazartesi yüz yüze konuşalım..

irem-- tamam kemal bey.. eşinize selamlar.. görüşmek üzere..
kemal-- as..sizde tuna beye selam söyleyin.. görüşürüz..

kapatıp.. kalktım.. elimi yüzümü yıkadım.. ayırdığım para zarfını alıp,dışarı çıktım..
çardakta adamların çoğu toplanmış.. çay içiyorlar..
.. masa ve sandalye koymuş benim için nail..  üstünde kağıtlar ve defter var..
beni görünce.. kalkıp buyrun dedi.. gidip,oturdum..  merhaba dedim herkese..

çayımı getirdi güllü..
irem-- sağol.. annen nerede,öğlen yoktunuz..
güllü-- buradaki yemekler hazır olunca,eve gittik.. orada da iş vardı..

irem-- babamlar döndü mü tarladan..
güllü-- ben görmedim de,az kaldı diyorlardı öğlen.. hüseyin abi geliyor..  o biliyordur..
1396.bölüm..


erol-- (içini çekerek )burhan dilekçesinde
irem-- ne dilekçesi,kime vermiş..
erol-- (bilip bilmediğimi anlamak istercesine baktı yüzüme ) kime olacak,kendi güvenlik şirketine..

irem-- hıı.. e ne yazmış.. bu,şirketiyle onun problemi ..sen niye ilgilisin..

erol-- ilgili değilim  canım.
dilekçede ..." özel ve genel nedenlerle.. kara ailesiyle, fazlasıyla samimi olduğumdan..
görevimi yapamayacağıma kanaat getirdim..  beni azletmenizi talep ediyorum"demiş..
onaylanmış ve soruşturuluyormuş.. kara ailesiyle ,özel ve samimi kelimeleri kafa karıştırmış..
avukatın olmam sıfatıyla,yerinde bulunamadığından..
bugün sabah bana geldiler.. sana da tunaya da soracaklarmış ,önce ben öğreneyim dedim..
burhanla özel ve samimi ne ilişkiniz var..

irem-- (gülerek )avukat gerekiyor mu..
erol-- belli değil... söyle bana,tunayla bir sorununuz mu var..

irem-- (başımı yukarıya kaldırıp ) yarabbim,sen sabır ver.. ben avukatımdan, bunu duymak için ne kötülük yaptım acaba.. bu bana reva mı..  nasıl itici,bir iftiraya...ithama maruz kalıyorum allahım..
(dayımın gözlerinin içine bakarak ) dayım sorsa,bir ömür boyu konuşmazdım onunla..
anlatacak bir ilişki yok..özeli ve samimisi hiç yok..
konuşmayı  reddediyorum..
tunayı da beni de bulsun, o güvenlik şirketi elemanları..ama resmi sıfatla gelsinler.
.ifademizi verirken sende,ersin ve aykut beyde dinleyin aynanın arkasından..
 bizde  işe girişinden itibaren.. o çok merak ettiğin ilişkimizi anlatalım..
bulduğum böcekleri,onları koyanları ..beni dinleyenleri.. işe aldığım elemanlarımın ,
gerçek mesleklerini saklamak için gösterdikleri çabayı...
kimlerle muhatap olduklarını, birer birer dökelim ortaya..

iyi mi olur,kötü mü bilmiyorum da.. sır kalmasın aramızda..
sesimizi çıkarmıyorsak,-iyi niyetini bildiğimizden-sana saygımızdan..susuyoruz.. enayiliğimizden değil..
burhan pırlanta gibi,bir delikanlı.. ve dürüst.. riyakar olmadığından ayrılmak istedi..
sonuna kadar arkasındayız,tuna da bende.. sorarsanız,duyacaklarınıza da hazır olun..
sana iyi günler.. çok iyiymiş gibi-benimkini mahvettin..

dönüp arkamı masaya doğru ,hızlı hızlı yürüdüm..
arabanın kapısı kapandı ve geri geri gittiğini duydum..

ziyalar da,gitmek için kalkmışlardı..

irem-- kusura bakmayın,yanlız bıraktım sizi..
suat-- önemli değil.. dayının,yiğeniyle konuşmak istemesi çok normal..
ziya-- ama konu normal değilmiş gibi..geldi bana..
tuğrul-- benimle mi alakalıydı..
irem-- yok canım.. bizim başka meselemiz mi yok.. biraz kül,biraz duman.. ortaya karışık yaptı erol bey.. mühim değil..

hüseyin-- irem hanım,hazır..
irem-- (gülümsedim ) tamam hüseyin,sağol..

ziya-- (saatine bakıp ) hadi gençler,gitme vakti gelmiş..

yürüyoruz arabalarına doğru..
tuğrul-- ben kalabilirim istersen..
irem-- sağol abi,gerçekten gerek yok..saat üç-dört gibi.. köşkte olurum..

tokalaştık tek tek.. hepsiyle.. teşekkür ettim..
arabalarına binip hareket ettiler.. bizim kamyonette buğday çuvallarıyla arkalarından gidiyor..
söz sözdür,ben vereyim de.. ne yapacakları onlara kalmış..

moralsiz bir halde,hüseyin bana para zarflarını verdi,eve koydum.. üstlerinde miktarları yazılı demesiyle..
arabamın bagajındaki para aklıma geldi..

irem-- tamam hüseyin.. bir saat sonra..o kalan yer de bittiğinde.. babamın arazisinden de dönmüş olurlar.. adamları çardağın orada toplayıp bana haber ver.. paralarını vereyim..

hüseyin-- anladım.. biz gidiyoruz..
irem-- rast gelsin..
sağolun diyerek.. on beş adamla beraber uzaklaştı..


arabamdan  para zarfını alıp,eve girdim.. masanın üstündeki zarfların üstündeki rakamlara bakıp.. bıraktım onu da..
mutfakta bir kahve yapıp salona geldim.. sigaramla beraber içerken.. önce vahide hanımı aradım..
elbisem ve mücevherler gelmiş.. elbisenin kalan borcunu ödemiş.. gülçin,iş başı yapmış.. ama burhanda daha oradaymış..maaşını vermiş,küçük bir veda partisi yapmışlar..
 herkes minik bir hediye vermiş.. çok duygulanmış hepsi..
 şimdi..köşkle ilgili bilgi veriyormuş..gülçine..

 turgut rapor yazıyormuş,yaseminle derya kuaföre gitmişler..songül dönmüş.. kendisi de yarım işleri tamamlamış.. kemal beyin,aradığını.. ve tanımadığı iki erkeğin bizi sorduklarını söyledi..

irem-- sen kuaföre niye gitmedin,şöyle şık bir elbise de çokyakışır sana.. kendini şımart vahide hanım..
vahide-- iki tane aldım.. ve gelirken yaptırdım saçlarımı,bakımımı..
ayakkabılar,çantalar ve daha birçok şey alıp.. kendimi şımarttım irem hanım..
acayip heyecanlı ve çok kararsızım.. gitmekten vazgeçebilirim her an..

irem-- sen bilirsin,baskıyla olmaz tabi..ama benim tanıdığım vahide hanıma kararsızlık
yakışmıyor..değer bilen ve değer verilen bir kadınsın.. içinden geldiği gibi davran yeter.. aldıklarını da güle güle kullan.. mutluluk hakkın ve kapında,başka bir şey demiyorum sana..


nedim bey için,o yat turunu kesinleştir.. gülderen hanım çok beğendi fikri..
kemal bey ne için aradığını söyledi mi..

1396.bölüm..


gülerek,konuşarak beraberce geldiklerini görünce..

tuğrul-- işçiler perişan oldular irem hanım.. ama bitirdik sayılır.. ödül üç çuval buğdaymış.. galiba..
irem-- hah hah hah..evet..

kaan-- kolay gelsin..
irem-- sağolun.. sizleri görmek,büyük sürpriz oldu benim için..
zekeriya-- çorbada tuzumuz bulunsun dedik irem hanım.. ama artık buğday görmek istemiyorum..
ne zor işmiş..

irem-- öyle.. sağolun.. sana ödül olarak un vereyim.. istersen..

kadınlarda dahil herkes güldü..
irem-- yemeklerinizi alıp,buyrun masalara..

misafirlerde geldiler selamlaştık.. yemek masasında kuyruk oluştu..
suat-- (gülerek ) kadere,kısmete bak.. yatacak yer verdi dedik.. ertesi gün tarlada çalıştırmak içinmiş meğerse..

irem-- hah hah hah.. ben masumum suat amca.. oğlun getirmiş sizi.. aman hasta olmayın..

ziya-- babaa,inanma.. gece ,işçilerim geldi diye seviniyordu gördüm..
irem-- ziya ben ne sevinenler gördüm,söylüyor muyum..
ziya-- hah hah hah..

tuğrul-- gelin,ne gördün kulağıma söyle..
ziya-- anında benimde diyeceklerim olabilir,tuğrul abi..
tuğrul-- sen orhan abiye söyle,o bana anlatır..

orhan-- harunlar nerede oturuyorlardı..
suat-- yukarı ayrancıda..niye sordunuz..
ziya-- hiçç..  çeşit olsun diye sorarız biz, ara sıra..

ergün-- gel suat amca,sana  da yemek aldım.. biz anlamıyoruz nasılsa..  onlar sıcaktan  böyle,düzelirler .. aldırma sen..

kahkahamızı duymanızı isterdim..

hüseyin ,fatma ve naille konuşup yerime geldim.. herkes oturdu yemeklerini de aldılar..

*******
yiyenler bana selam verip gidiyorlar dinlenmeye.. gerçekten çok az bir kısım kalmış..
hüseyin yarım saatte,iki biçerdöver halleder dedi..
diğerleri 14:00-15 :00 saatleri arasında babamın yardımına gidecekler.. ben gönderiyorum,jest olacak..
keyifle yiyoruz.. açıkmışız da..

ali-- irem,kemal beyin selamı var.. arayacakmışsın.. önemliymiş..
irem-- ararım abi.. daha iş yerini de arayamadım..
tuğrul-- sen gitsene,ben yaparım..

irem-- sağol abi,ama biraz daha kalmam lazım.. gönderince gelirim..sizler gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz.. hepinize çok teşekkür ediyorum.. gençler ve genç kalanlar hepinizin
emeği geçti helal edin.. topladığınız ürünlerden alınacak paraların..eğitim için kullanılacağını bilmenizi isterim.. belki bir genç sizin katkınızla okuyor olacak..huzur duyacaksınız..
 bu çeklien her sıkıntıya,güçlüğe bedel..bence..

suat-- bu konuşmadan sonra.. üç çuval buğdayı alacak olan var mı..

kimseden ses çıkmayınca..
suat-- ne kadar uyanıkmışsın sen..
tuğrul-- ah biz neler çekiyoruz suat amca..
irem-- hah hah hah.. suat amca,uyanık olduğum doğru ama bu dediklerim gerçekti.. ve o buğdaylar size verilecek.. almazsanız da,dağıtılacak..

birisi arkadan elini çenemin altına koyunca.. sıçradım..

erol-- korkma korkma..
irem--  (kalkıp) ufffff..dayı, bu huyundan vazgeç.. lütfen..

öptüm yanağını.. sarılıp oda beni öptü..


erol-- (elini belimden çekmeden diğerlerine dönerek ) cümleten merhaba.. suat bey,ailenizle hoşgeldiniz
suat-- hoşbulduk erol bey..
diğerleri de merhaba dedi..

ergün-- dayı,otursana..
tuğrul-- buyrun erol bey..
erol-- isterdim de,işim var ergün.. tuğrul rahatsız olma.. akşam düğünde görüşürüz inşallah..
iremi beş dakikalığına alıyorum,müsadenizle..acil bir konu var da.. hepinize iyi günler diliyorum..

tuğrul-- erol beyy?
erol-- yok birşey tuğrul..

güle güle dediler uğultuyla.. fatmayla,güllü kahveleri masaya götürürken.. .. dayımla çardağa kadar yürüdük..arabasıyla gelmiş,şöförü ve bir de adam içinde oturuyor..


irem-- hayırdır dayı.. ne oldu.. rica ederim, kötü bir haber verme bana.. kalbim dayanmıyor artık.. acil neyse kalsın..
erol-- (gülerek yanağımı okşadı) sana soru soracağım.. burhan işten neden ayrılıyor.. sen mi çıkardın.. ve niye.. bir kusuru mu oldu..

irem-- yoo.. çok da memnunduk hatta.. ama kendisi ayrılmak istedi.bende kabul ettim..
erol-- nedeni neymiş..
irem-- ne oluyor dayı.. resmi mi,gayri resmimi soruyorsun..
erol-- cevabın değişecek mi..
irem-- evet..avukatım olarak soruyorsan,anlatırım aramızda sır olarak kalır.. bir başkası içinse..
o elemanımla benim aramdadır....  karşılıklı rıza ile işten ayrıldı derim.. konu burhan mı,ben miyim..

1395.bölüm..


orhan-- aynadan arkaya bak..

irem-- (gözlerimi kısıp,baktım aynaya.. tarlanın başında.. ziya,ergün,ali, suat bey,sami bey.. adlarını bilmediğim ama misafirlerden on erkek daha var..
ay tuğrul abimde gelmiş.. aa,zekeriya ile kaan da var..hüseyinle konuşuyorlar..  gözlerim doldu )
inanamıyorum ,bu işçiler sıcaktan bayılırlar..alışık değiller ki..  birde,damat mı ayıltacağız..

orhan-- elebaşı o.. dopingli gibi.. yerinde duramıyor.. gece ne olduysa artık.. morali yerinde..

irem-- (gülerek ) kimbilir.. sen geri hizmetinde görev al,orhan abi.. menekşe kocama ne yaptın demesin..
orhan-- hah hah hah.. seni almaya geldim ben..

ziya çıkıverdi yanıma
ziya-- görevi teslim almaya geldim,in aşağıya..git,dinlen.. öğlene  kadar taze kuvvet getirdim sana..
hadiii.. işim gücüm var.. evleneceğim daha..

orhan--irem-- hah hah hah..

irem-- sen çok yaşa ziya..güldürdün beni... sen,iyisin.. zuhal nasıl..
ziya--(gülerek,kısık sesle ) ne dememi bekliyorsun,bilmem.. kendisine sorarsın .. kuaföre götürdüm..

irem-- öğlen işçileri yemeğe getir.. allah gönlünün muradını versin.. ama çocuklu kadından kurtulacağını sanıyorsan..
ziya-- hah hah hah.. aminn.. kadın ordusu getirsen de,hükmü kalmadı..

inip.. arkadakilere el salladım.. ziya da yerleşti yerine..

irem-- kullanmayı biliyor musun..
ziya-- küp peyniri çıkarmayı ,bunu kullanmayı  ve birkaç şeyi daha iyi bilirim.. irem hanım..

dedi hareket etti.. bende orhan abinin yanına oturdum..

*********


çiftliğe geldik.. telaşe,koşturmaca burada da devam ediyor..  yemek kokuları ,duman..birbirine karışmış..  masalar hazırlanıyor.. saat onbir olmuş..

kamyondan indik..
orhan abi.. kasaya vurdu.. bir adam atladı aşağıya.. şöförmüş.. bindi,geri gitti..


irem-- orhan abi.. sesten ,sıcaktan çok etkilendim.. buyur eve girelim..
orhan-- sen gir, ben nailin yanına gideceğim.. birde fason at sevme görevim var..
elayla,ufuk geldi.. selamları var.. menekşeyle, neşe hanıma gideceklerdi..
misafirler de.. çok rahat etmişler.. sana dua ediyorlardı..saliha hanım,kuaföre götürüyormuş.. parti parti.. havadisleri verdim.. hoşçakal..

irem-- sağol orhan abi.. allah senin de gönlünün muradını versin..
orhan-- aminnnnn.. hepimize versin,inşallah..

o yürüdü.. bende esma kadının yanına gittim.. fatma,güllü de oradalar.. yardım ediyor herkes..

irem-- kolay gelsinn.. herşey yolunda mı..
esma-- (bardağı tutuşturdu elime) hele şu ayranı iç bakayım sen.. biz hallederiz.. gitte yat biraz.. sapsarı olmuşsun.. tarlada ne işin var senin..

içtim ayranı buzzz gibi.. gülümseyerek..

irem-- sağol.. ne yaparsın,ekmek parası.. çalışmak lazım.. ben bayılmadan gideyim..

fatmada iki sıkma verdi.. ben içeri girdim.. sessizlik ,serinlik bir iyi geldi anlatamam..
başım korkunç ağrıyor.. hemen bir ağrı kesici içip, sıkmanın  da birisini yiyerek yukarı çıktım..

duş alıp,yatağa uzandım... saat 11:10 du.. anında uyumuşum..
telefonun sesi öyle derinden geliyor ki.. gözüm açılmıyor.. ısrarla çalmasına dayanamadım.. alıp,kulağıma koydum ahizeyi..

tuna-- alo..
irem-- (doğruldum hemen.. neşeli bir sesle ) aşkımmm..
tuna-- canımmm..,çok mu kötüsün.. yemeğe inmemişsin de..

irem-- (saate baktım,12:10) yoo.. giyindim... ineceğim şimdi.. makyajım bitmedi de..
tuna-- birtanemm.. yalanın bile güzel.. uyandıramamış seni fatma.
irem-- hah hah hah.. sana mı ispiyonladı.. saat 11 gibi eve geldim,duştan sonra uyumuşum..
aradaki uyandırma çalışmalarından haberim yok.. yukarı mı gelmiş yoksa.. hani kıyafetim uygun değilde pek..

tuna-- hah hah hah.. yok,telefon etmiş.. yeni işçilerin gelmiş,gözün aydın..
irem-- hiç sorma.. hızır gibi yetiştiler valla.. tuna ben,ineyim aşağıya ayıp olmasın.. gelince konuşuruz..
kaçta geleceğini söyle..

tuna-- sekizde malesef.. sen git,ben giyinip gelirim oraya..
irem-- olmaz.. bende ancak kendime gelirim.. köşkte giyineceğim.. senin kıyafetini de götürürüm..
oradan gideriz..
tuna-- tamam da.. nikah kıyılacak,sen gör bari..
irem-- gece nedim beylerde ,nikahı hüsamettin bey sözlü olarak kıydı zaten.. gördüm yani..  ziyanın el öpmeye geldiğini düşünüyorum..

tuna-- hahhh hah hah.. iremm, sen çok fenasın çokk..
irem-- biliyorum.. öpüyorum.. görüşürüz..
tuna-- kendine dikkat ett..
irem-- sende by..

kapatıp fırladım yataktan.. kot pantolon ve bir tişört giydim,saçımı toplayıp indim aşağıya..

yeni oturuyorlar masalara.. herkes duş almış.. saçlar ıslak.. kıyafetler değişilmiş ama kıpırdayacak halleri kalmamış.. bizimkileri göremedm daha..

yemek masasında  düzenek kurulmuş baktım ki..
karpuz kesenlerin yanına geçtim.. aldım bir bıçak.. kesiyor,dilimliyoruz tepsilere .. masalara götürüyorlar.. üzüm,incir tepsileri de gidiyor..


fatma etli yemeği koyuyor.. yanındaki  kaşık,çatal..,kızartma -yoğurt..yanındaki salata, yanındaki pilav...
otomatiğe bağlamışlar sanki.. alan gidiyor..
sular ,ayranlar sürahilerle konmuş..

tuğrul abim arkamdan "gelinn.. hizmette sınır yok bakıyorum" dedi.. gülerek döndüm.. o da duş almış,ütülü tişörtüyle karşımda duruyor..

irem-- yok evelallah.. hoşgeldin abimm..
uzanıp yanaklarını öptüm... o da beni öptü..
tuğrul-- hoşbuldum..(elimdeki bıçağı aldı)sen yıka elini.. (karpuzu da kesiyor bir yandan )
 kocan dedi,sana karpuz kestirmeyecekmişim..
irem-- hah hah hah.. yorgunsun.. yapıyordum ben..git te yemeğini ye..

tuğrul-- gelsinler de yeriz..
irem-- neredeler.. sen nerede duş yaptın,eve gelseydin ya..
(yıkadım elimi, ekmek kesip.. kapaklı tencereye dolduruyorum.. oradan alıyorlar.. )


tuğrul--hazırlıklıydık, kanalda yüzdük biraz.. şamatayı görmeliydin..
 pancar motorun çektiği tazyikli suyla duş almak gibisi var mı.. anında kendine geliyorsun..
irem-- ziya akıntıya kapılıp gitmedi değil mi.. zuhale ne derim ben..
tuğrul-- hah hah hah.. korumaya aldık onu.. merak etme..

1394.bölüm..


bir dikdörtgenin uzun kenarına ,belirli aralıklarla yan yana dizilmiş biçerdöverler düşünün.. nail elindeki poşuyu sallayınca.. hasat başladı..

makinanın haznesi.. beş damber buğday alıyor.. sadece ben ,karşı kenara gidinceye kadar..otuz kere durup buğday boşalttım.. kamyonlar arı gibi,gidip geliyorlar..

karşı tarafta makinayı döndürürken.. nail su ve poşetle üzüm getirdi.. bana..
aldım,suyu içtim..mendilimi ıslatıp,elimi yüzümü sildim..
aynanın koluna tutundu,hareket halindeyken asılı olarak geliyor benimle..
kaç kere durduğumu , yazdı deftere..

nail-- siz gölgede..oturun da..ben yapayım..
irem-- o senin işin.. burada tek,iyiyim ben.. adamların arasında oturmayayım..
nail-- tamam.. karşı tarafta da.. peynir ekmek ,karpuz verecekler..

irem-- (gülerek ) uygulama güzelmiş.. niye diğer günlerde yoktu.. kavunla, rakı da isterim ben..

nail-- sıcakta,çarpar o.. hem hasatın bereketi kaçar ...herkesin kumanyası yanındadır..
zaman kaybı olmasın diye biz pek vermeyiz,öğlen yenir..
bunlar size fazlılardan geldi.. . gece kamyonetlerle getirdiler.. birde bayan vardı,arkadaşınızmış.. öğreniyorum dememizi  istedi.. anlarmışsınız..

irem-- hah hah hah.. anladım sağol.. hadi görüşürüz,geri kaldım..

*********


yedinci dönüşte.. yükümü boşaltıp.. indim.. dayanılmaz bir sıcak var. toz,toprak her taraf.. gelip giden kamyonların gürültüsü...buğdayın dökülüşü bile sesli..
adamlar da duyurmak için birbirlerine bağırıyorlar.. beynim uğuldadı..

yorgunluk,uykusuzluk da etkilerini gösteriyor iyice..
 buzlu suyla elimi yüzümü yıkayıp,kana kana içtim..
mola vermiş adamlardan biraz uzağa..gölgede yere oturdum,
elimdeki buz parçasını,boynuma başıma koyup serinlemeye çalışırken.. hüseyin gelip oturdu
karşıma..

irem-- gölgeye gel..
hüseyin-- biz alışığız.. hanımım..
irem-- gel dedim.. güneşin şakası yok.. beyin kanaması mı geçirmek istiyorsun..
 kendini koru da,çocuğunuzun güzel günlerini görün inşallah..

hüseyin-- (yan tarafıma geçti ) aminn.. hikmetinden sual olunmazmış.. allah sizlere de göstersin inşallah..
irem-- inşallah hüseyin..

hüseyin-- (bir sigara verip,yaktı..kendide aldı ) daha tarlanın yarısını bile toplamadık ama maşallah burada rekolte süper.. bin tona yaklaştık sayılır..
daha önceden de çalıştığımız,üç alıcı var.. biner ton istiyorlar onlarda..
söz vermeyip,tarlaya gelin.. duruma bakayım önce demiştim.. geldiler ve bekliyorlar..
ikisi, kendi kamyonlarıyla taşıyacaklar buğdayı..
birisini biz götüreceğiz.. rayiç belli ,az bir karla.. paralarını da,peşin alacağım..
bu tarladan tahmini 3500 ton daha ürün kaldırırız.satmaya da,dağıtmaya da yeter yani.. siz hayır için dağıt diyip,vebal verdiğiniz için soruyorum.. satayım mı.. ne diyorsunuz..

irem-- sat hüseyin.. aldığın paralar da hayır amaçlı kullanılacak nasılsa.. adamlara söz verdiğim ürünü ayır ama..

hüseyin-- hiç merak etmeyin.. kamyonları gönderdim bile.. nail başlarında,çuvallamaya başlamışlardır..

irem--  bak,bir münibüs geliyor.. alıcılar dayanamadılar herhalde..

hüseyin ayağa kalkıp,elini gözüne siper ederek baktı.. boynundaki örtüye de terini siliyor..
hüseyin-- onlar tarlanın karşısında duruyorlar.. başkası geliyor..

irem-- (kalkıp,çırptım şalvarımı .. başımdaki yazmayı yeniden bağlayıp.. güneş gözlüğümü taktım.. )
sen ilgilenirsin.. ben çalışayım..  kendi payımı,yarıladım.. daha iş çok..


oturdum biçerdöverin koltuğuna..

irem-- hüseyinn.. bunun benzin göstergesi nerede.. tarlanın ortasında kalmayım..
hüseyin-- (çevik bir çıkışla.. gösterdi yerini..)  kalmazsınız.. yarılanmış.. mazot tankeri gelir o zamana kadar.. (atladı aşağıya )

ben de hareket ettim... bıçaklar döndükçe,buğdaylar depoya doluyor.. motorun gürültüsü bir yandan..
ses çok yani.. ben kaptırmış gidiyorum.. hemen yanımda, bir kamyon görünce.. irkildim.. doldurma yerine gelmedim ki daha.. şöförün de,kasketinden yüzü görünmüyor.. aynı hızdayız.. geliyor hala..

irem-- (bağırarak) ne sokuluyorsun be adam.. çek git.. durduk yerde başıma bela olma.. heyyyy sana diyorum..
orhan-- (kasketi kaldırıp,bana baktı gülerek..) what ?
irem-- hah hah hah..

durduk ikimizde.. inmeden konuşuyoruz..

irem-- hayırdır orhan abi.. kaçak işçi çalıştırmıyoruz haberin olsun..
orhan-- hah hah hah.. gönüllü geldik,gönüllü.. ziya buğdayları hasat ederken.. tarlaya kalp çizeceğim dedii..
irem-- hah hah hah.. ziyanın başka işi vardır.. kalbi aldı o..

orhan-- aynadan arkaya bak..

1393.bölüm..



ne güldük,ne eğlendik anlatamam.. şarkılar,türküler söyledik beraberce.. geceden kutlamamızı yaptık..
saat iki olduğunu görünce..

irem-- bana müsade.. herşey için sağolun..
hüsamettin-- bende gideyim..
ziya-- ben götüreyim,hüsamettin bey..
hüsamettin-- ev yakın,yürürüm ziya bey..

nedim bey poloroid fotoğrafları verdi zuhale..
zuhal-- sağolun.. çok teşekkür ediyorum hepinize.. yarın düğüne bekliyoruz..
gülderen-- geliriz zuhal hanım.. ..

ziya-- (tokalaştı ) bende teşekkür ediyorum.. çok güzel bir geceydi.. görüşürüz..

nedim-- rica ederiz.. güle güle.. ayaklarınıza sağlık..

arabaların yanına kadar yürüdük beraberce.. hüsamettin bey ayrıldı..

ziya-- gülderen hanım,para verecektim ama güldük,konuştuk.. teklif edemedim..ne yapmamı önerirsiniz..
gülderen-- hüsamettin aldırmaz öyle şeylere.. dost işi bu.. o da memnun oldu,ziya bey..
sever muhabbeti..
nedim--  yarın verirsiniz..
ziya-- benim hiç içime sinmedi.. zuhal otur da evine bırakalım.. parasını da veririm..
irem-- (zuhale sarılırken,çaktırmadan villanın anahtarını eline verdim ) hoşçakalınn..

ziya-- dur,arka arkaya gidelim..
irem-- rica ederim,sen de başlama..
ziya-- gidince ara öyleyse..
irem--- tamamm..

arabalara binip ayrıldık.. onlar hüsamettin beyi arabalarına almak için durakladıklarında..
ben ana yola çıktım..
içim huzurla dolu.. sigaramı içerek.. çiftliğe doğru yola koyuldum..
saat üçte,gelebildim ancak..  duş alıp,saati kurdum ..ziyayı arayıp geldim dedim..

*********

iki saatlik  derin bir uykudan sonra dinç olarak kalkıp hazırlandım..şalvarımın cebine,sigaramı çakmağımı koydum ve aşağıya indim..

kahvaltı edildi.. çavuşlara hüseyin nereye.. ,kaç biçerdöver,kaç kamyon  gideceğini anlatırken.. yaklaştım yanlarına.. nail yer verdi dinliyoruz..
bir kroki var ,onun üstünde gösteriyor.. yolun karşı tarafı tamamen bitmiş.. çiftliğin çevresindeki arazi de tamam..  kalanı da,bir biçerdöver halleder..

satılmış amcanın evinin civarında ,yarım günde toplanacak kadar bir  alan var.

. ama epeyce uzakta.. bir yer var ki,hiç girilmemiş daha.. on bin dönüm yazıyor kenarında da..
kalan araçlar buraya gidecekler dedi..
nail sinirle başını çevirince.. anladım ki.. vedatın beni kaçırdığı yer..

hüseyin-- planlandığı gibi çalışılırsa saat dörtte biter.. bir saat hata payıyla beşte mutlaka bitmeli.. kamyonlar aldıkları ürünleri (kağıttaki adresi göstererek ) buraya götürecekler.mihmandarları da geldi..  yer yakın,oyalanmadan dönün.. bin tondan sonra..ne olacağını yine söyleyeceğim size ama
 şimdilik yirmi kamyonun yüklerini  gösterdiğim siloya boşaltılacağını bilin..
.. tarlada çalışmayanlar,onları çuvallara doldurup.. nailin nezaretinde ..kişibaşı bir çuval olmak üzere,
otobüse yükleyecekler.. eşyalarınızı da koyup.. gitmeye hazır hale getirecekler..


--- tamamdır.. hüseyin efendi.. hadi başlayalım..
hüseyin-- rast gele.. bereketli ola..

irem-- amin.. beyler bir dakika.. saat beşte,bir çuval alacaksınız.. saat dörtte iki çuval.. saat üçte üç çuval buğday veriyorum..  hadi göreyim sizi.. kolay gelsin hepimize..

aman bir neşelendiler.. coşkuyla makinalara,kamyonlara koştular..
nail yeri göstermek için en öndeki kamyona bindi.. peş peşe hareket ediliyor..  sıranın bize gelmesi için..bekliyoruz bizde..

hüseyin-- siz gelmeyin isterseniz irem hanım..
irem-- olmaz.. onlarla beraber çalışmam lazım ki,gayretli olsunlar..

hüseyin-- peki.. siz bilirsiniz..iki çuval neyse de..üç çuval biraz fazla oldu..
bitebilir.. bir yıllık bulgur-un ihtiyacımızı  karşılayacaktık kalanla..

irem-- bitmez.. (içimi çekerek ) o arazi.. benim kaçırıldığım yer,değil mi..
hüseyin--...............

irem-- doğru tahmin etmişim..
oradan gelen ürünle.. ihtiyacı karşılama hüseyin..çiftlikte kullandırırsan,vebali boynuna.. yavrumun hayrına,dağıt hepsini.. (o da gözünü siliyor) ben sana bulgurla,un alırım..

hüseyin-- . başka tarladan geleni ayırırız.. alırsak ,herkes güler bize..
irem-- ben diyeceğimi dedim.. ona göre ne gerekiyorsa yap.. hadi kolay gelsin..

biçerdövere oturup,hareket ettim..

biraz sonra da.. hüseyin çalıştırdı,makinayı.. konvoy halinde gidiyoruz.. 
yaktım bir sigara.. tarlaya gelnceye kadar,hem ağladım.. hem dua ettim.. 

1392.bölüm..


ziyada cebinden nikah başvuru kağıdını çıkardı.. resimleri de var.. verdi hüsamettin beye..


hüsamettin-- şaka bir yana,nikah akti.. imzayla belgelenir ama sözlü olarak iki şahitin huzurunda evet denilmesi de yeterlidir.. imzayı yarın atacaksınız,defteri gönderdim çünkü..
isterseniz kıyabilirim ve geçerli olur.. ne dersiniz zuhal hanım..

zuhal-- (gülerek) ben evet dedim zaten.. bu saatten sonra da dönmem sözümden..
size zahmet vermeyeceksek,istiyorsanız kıyın hüsamettin bey.. çifte nikahlı olmamızda bir sorun yok..

ziya-- hüsamettin bey.. daha öncelerii nerelerdeydinizz..
hüsamettin-- sen bir alo deseydin bana..
ziya-- ah, bilemedim ki..

hüsamettin-- (kağıda bakarak ) pekii,ziya bey..zuhal hanım ayağa kalkmayı teklif ediyorum..

hep beraber kalkıp, havuz başına geçtik.. onlar yanyanalar..ziya elini tutuyor zuhalin..


gülderen-- hüsamettinn dur..
hüsamettin-- çocuklu kadını mı bekleyeceğiz.. ne var..
ziya-- bayılırım herhalde..

hüsamettin-- nedim--gülderen-- zuhal-- irem-- hah hah hah..

gülderen-- fotoğraf makinasını getireceğim.. bundan güzel anı mı olur..
nedim-- ben getireyim karıcığım.. sen yorulma..
gülderen-- zahmet olacak sana..
ziya-- ne olur,ben getireyim..

hüsamettin-- nedim--gülderen-- zuhal-- irem-- hah hah hah..

nedim bey,koşup iki makina birden  getirdi.. poloroidle iki poz çekti çabucak..

nedim-- devam edin..
hüsamettin-- sayın zuhal (.....) hiçbir etki altında kalmadan.. hür iradenizle ziya (...... )ı eşliğe kabul ediyor musunuz..

zuhal-- evet..
hüsamettin-- sayın ziya (..... ).. hiçbir etki altında kalmadan..hür iradenizle zuhal (..... ) ği eşliğe kabul ediyor musunuz..
ziya-- evet..

hüsamettin--(bize bakıp ) şahitler duydunuz,siz kabul ediyor musunuz..
irem--gülderen-- evet..

hüsamettin-- bende belediye başkanının bana verdiği yetkiyle sizi karı-koca ilan ediyorum..
bir ömür boyu mutluluk diliyorum.. tebrik ederim..

biz alkışladık,onlar tokalaşırken.. nedim bey de,poloroid makinayı bırakıp diğer makinayı almış.. flaşlar patlıyor.. bizlerle de tokalaştılar.. sarıldık,tebrik ettik..

ziyayla zuhal sarıldıklarında.. bizde masaya dönüp oturduk..
gülderen-- nedim yeterr.. gel..

nedim--belki şantajlık poz yakalarım diye bekliyorum karıcığım..

ziya-- nedim bey.. sarıldığım karım..dansöz değil,bilmem anlatabildim mi..
irem-- yoksa,teselli amaçlı.. kredi borcu olan dansöze sarılanlarda mı oldu..

ziya-- ooo,yorum yok..

hüsamettin--gülderen-- zuhal-- irem--nedim-- hah hah hah..

1391.bölüm..


irem-- gülderen hanım,bir elimi yıkayabilir miyim.. imzalarım da,hem..
gülderen-- peki,buyrun..

eve girdik.. gülderen hanım masanın üstüne dosyayı koymuş.. kalem verecekken.. var dedim ve
çantamdan kendi kalemimi ve onlar için düşündüğüm mavi yolculuk yat turu broşürünün olduğu zarfı çıkardım..

açtı sayfaları,imzaladım gerekli yerleri. tamamladığım da..

irem-- teşekkür ederim,beklettiğiniz ve eve iş getirdiğiniz için..
nikahı da geceden kıysak harika olacaktı.. tabi ziya için..

gülderen--hahhah hah..rica ederim..  hüsamettini çağırayım,diyemedim..
zuhal hanımın tepkisini bilemediğim için..

irem-- ay ne güzel olurduu.. gelir miydi ve geçerliliği olur muydu..

gülderen-- ben çağırınca gelirdi ve geçerli olurdu tabi.. sözlü akit de yeterli nikah için.. yarında imza atıp,cüzdanı alırlardı..  çağırayım mı..

irem-- ne desem bilmiyorum ki.. zuhale sormam lazım..
(zarfı verdim ) siz buna bakıp.. düşüncenizi söyleyin bana.. bende çağırıp,sorayım..

gülderen-- tamam.. bu nedir..
irem-- grönland balayı turu.. denizden..
gülderen--hah hah hah..


bahçeye inip,seslendim zuhale.. geldi.. iki dakikada fısıltıyla anlattım..
zuhal-- pekiii,nikahlanırsak ziya beni eve bırakır mı sence..
irem-- bırakmaz..
zuhal--e  daha ne soruyorsun.. acilmiş gibi,gece nikahına ne gerek var..
herkesi rahatsız edeceğiz.. utanırım ben.. burada tesadüfen olsaydı,neyse.. ama çağırmak bana ters..
irem-- hoş bir anı olurdu.. tamam,unuttuk.. git hadi.. geliriz birazdan..
zuhal-- aramayın sakın..
irem-- tamamm..

içeri girip.. dediklerini söyledim.. peki dedi..
yat turu fikrini de çok beğenmiş.. onu da öğrendim..nedim beye siz söyleyin,bu kalsın.. yarın kesinleştireceğiz  dedim.. bana kahve yapacaktı,elimi yıkadıktan sonra yüzümde güller açarak
yanlarına gelip.. oturdum yerime..

nedim-- hayırlı olsun..
irem--sağolun.. diğer konuları pazartesi konuşuruz...siz gitmeden..

ziya--( bardağındakini bitirip )nereye gidecek.. grönlanda mı..
irem-- değişti o.. rotayı afrikaya çevirdim..

kahkahayla güldük..
irem-- o köşke gelen gençle,ilgili birşey var mı..
nedim-- yok.. tuna bey,beni dinlemeyip..şikayetini çekti.. o da ,iyi halden.. tahliye edilmiş..


nedim bey yeniden doldurmak isteyince..
ziya--içmeyim nedim bey.. sarhoş olma potansiyelim var.. uslu uslu gidelim..

gülderen hanım geldi..elinde kahve tepsisiyle.. fincanımı verip..

gülderen-- gitmeyin,ziya bey.. oturuyoruz daha.. nedim doldur sen..
nedim-- derhal karıcığım.. emrin olur.. (doldurdu bardağı )
gülderen-- estafurullah..
irem-- kıskançlar..

gülderen-- nedim-- hah hahhah..

gülderen-- imrendik irem hanım.. çalışmalarımız devam etse de.. ancak bu kadarını başarabildik.. ben  bir şarkı söyleyeyim dedim.. bütün kuşlar kaçtı..

ziya--zuhal--irem--nedim-- hah hah hah..


tam o sırada,hüsamettin bey gelmez mi.. grantuvalet giyinmiş.. elinde çantası, üstünde de cübbesi var,hala..  hepimiz şaşırdık..

nedim-- hüsamettin beyy?
hüsamettin-- ne bakıyorsunuz canım.. yakındaydım.. bir uğrayayım dedim.. sesinizi  duyunca da.. girdim.. gideyim isterseniz..

nedim-- yok yok..buyrun.. şaşırdık ta..
gülderen-- bir dilek dilesem olacakmış.. hüsamettin.. çok sevindim seni gördüğüme..
hüsamettin-- niye ki..
gülderen-- anlatırım ,gel gel..

kalkıp bizde tokalaştık..
koltuğa oturdu.. nasılsınız muhabbetinden sonra..

hüsamettin-- (saatine bakıp) irem hanım.. tarih 26 haziran oldu,an itibariyle..
bugün nikah var demiştiniz değil mi..

irem-- evet.. yanımdaki bu bey ve hanımda nikahı kıyılacak olan kişiler hüsamettin bey..
hüsamettin-- ay öyle miii.. akşam işim var,hemen kıyıversem  nikahınızı bir mahsuru var mı..

ziya--  (gülerek )ne mahsuru olacak canım.. çookk memnun oluruz da.. ben sizin nikah memuru olduğunuza pek inanamadım.. bana sürpriz yapacak  çok insan var da.. mesela irem gibi..

irem-- onu bir kere yaptık.. sana başka düşünüyorum  kucağı çocuklu bir bayan
"ziyaa evine dön "diyecek..
ziya-- beğenmedim.. daha yaratıcı birşey bul..
irem-- tavşan kız düşünmüştüm aslında..
zuhal-- iremmm..
irem-- sustum..

hüsamettin-- nedim--gülderen-- zuhal-- ziya-- hah hah hah..

gülderen-- hüsamettin,gerçekten nikah memuru ziya bey..

hüsamettin bey,nikah memuru kimliğini çıkarıp verdi ziyaya.. alıp baktı ışıkta..

ziya-- ne diyeyim ki..  kör istemiş bir göz,allah hüsamettin beyi göndermiş..

kahkahamızı duymalıydınız.


26 Eylül 2012 Çarşamba

1390.bölüm..


saat onbirde.. terzideydik.. kadın  hazırlamış giydirdi.. potluk bile yok.. nefis duruyor üstümde..
irem-- faize hanım.. çok beğendim,elinize sağlık.. şu göğüs dekoltesini biraz kapatırsak..iyi olacak..

faize-- ama tüm havası orada.. bozmayalım.. ölçüden,bir santim aşağıya aldım..

irem-- bir santim yukarı alalım da,benim havam bozulmasın.. faize hanım.. giyemem..
faize-- (açıyor kumaşı) o diktirdiğiniz kostümü giydikten sonra.. bu sorun olmaz demiştim ama..
irem-- onu giydiğimi sadece eşim gördü.. bu sorun olur..

iğneledikten sonra.. yeniden baktım..
irem-- tamam.. çıkarabiliriz..

onbeş dakikada bitti işimiz.. arabayla son sürat villaya gidiyorum..

zuhal-- yavaşlaa.. ziya ve ergünden bıkmışım zaten.. inerim bak..
irem-- ( ayağımı gazdan çektim)seni ziyana kavuşturmak için acele ediyordum ben.. bahse girerim havuz başında kedi gibi bekliyordur..

zuhal-- hah hah hah.. bugün  annesiyle muhatap olmadan önce.. benim sinirlendiğimden de habersizken.. evdeki curcunaya aldırmadan.. gidebilecekmişim gibi..
 hadi,xx otelinin havuzuna gidelim seninle dedi..yanarmışız.. gelinlikle iyi dururmuş.. ters ters bakıp durmaz,gidemem demiştim..
şaşkın..  meğerse mayonun askı izlerini dert ettiğimi sanmış..şimdi gelirken söyledi.. halimi sen mi anlattın..
irem-- belki biraz bahsetmiş olabilirim..düğünü nikahı unutmandan korktum zuhall..

zuhal-- (içini çekerek, bir sigara yaktı )unutmam, merak etme.. elbise diktiriyorsun ya..
irem-- evett,doğru.. aklıma takıldı.. ziya annesiyle konuşmuş..yüzünden belli..  suzan teyzede,niye hiç belirti yoktu..

zuhal-- belli eder mi,hiç.. özrü kabahatından büyük derler ya.. elli kişi, aslında bizim için kalacaklarmış..  ne olur ne olmazmış.. çok meraklı değillermiş yoksa.. açıkça söyleyemediği için de,
ben onu yanlış anlamışım..bir anne,oğluna bunları ..utanmadan söyleyebiliyor.. inanılır gibi değil..

ziya da; sen bana karışma.. karıma hiç karışma.. söylediğinin kapalı bir yanı yok,bizim de size ihtiyacımız yok..niyetini,merağını benden iyi kimse bilemez.. masum rolü yapma bana..
zuhal cin gibi,yanlış anlamadığını ikimizde biliyoruz..eğer bir daha böyle seviyesiz bir laf edersen..duyarsam, evime gelemezsin demiş.. oğul da,annesine böyle cevap veriyor.. ona da inanamıyorum..
ve hiçbirşey konuşulmamış gibi.. yarın düğün yapacağız.. vur patlasın,çal oynasın eğlenecekler.. nasıl yüzümüze bakacak,hiç anlamıyorum,hiç.. birde ertesi gün duvak mevlidi istiyor teyzem.
ben nasıl kabul ederim.. meraklı tazelerle uğraşamayacağım.. kusura bakmasınlar..

irem-- haklısın.. boşver..düğün sizin,asıl eğlenmesi gereken de sizssiniz.. annen yap dese,ne olacaktı.. düşünsene..

zuhal-- o ayrı alem.. eşi benzeri yok.. hiç demez mi.. o kadar,iğne oyalı  örtüler.. ipekli, antep işli bohçalar  hazırladı.. şallar işlendi.. elbiseler dikti.. terliklerine,havlu ve yatak takımlarına varıncaya
 kadar..herkesi düşündü de.. bir beni düşünmüyor.. ikna edemedim bir türlü.. inat,illa olacak diyordu..
ziyaya,anne gidiyoruz.. dönünce yaparsınız dedirttim de vazgeçti.. ergün ,ali hariç..herkes cumartesi gideceğimizi sanıyor.. sende öğrendin.. açık verme sakın..

irem-- tamam tamam..

güvenlik görevlisinden.. bizim villanın anahtarını aldım ve arkadaşlarımız olacak,endişe etmeyin.. giderken anahtarı bırakacaklar size.. dedim..

nedim beylerin villasına geldiğimizde.. ziyanın arabasını görünce..ikimizde gülerek..indik arabadan..
irem-- (anahtarı verip ) size iyi eğlenceler..
zuhal-- sağol da,bunu nereye koyacağım.. çantam,cebim yok..

irem-- ne yapayım,çaktırmadan ziyaya verirsin.. giderken ,ziyanın yanında vermem yakışık almaz..
zuhal-- ziyaya şimdi vermemle,hiç farkı yok ki.. bu sende dursun.. giderken bana verirsin.. mayom içimde olsa,almazdım ama.. nereden çıkardın,yüzmeyi şimdi.. saçım ıslak ,nasıl gideceğim ben eve..

irem-- (çantama geri koydum ) kurut kızım..
kullanılmamış havlular var,banyodaki dolapta..yüzeceksiniz,oturun dinlenin.. kahve ,içki var.. rahatınıza bakın.. kimseye demem yani,pimpirikliyimdir..

zuhal-- bende öyleyimdir.. giyinir çıkarım.. başkasının evinde,dolaşamam bile.. belki de ,havuza hiç girmem..
irem-- beni söyletme de,şok olma istersen..sana şu anda fazla gelebilir diyeceklerim..

zuhal-- aman kalsın..


bahçe kapısından,içeriye girdik..
irem-- madem gitmeyecekmişsiniz.. pazartesi yaylaya gelin..o geldiğiniz eve..  herkesi
birarada görürsün.. hiç ilgilenecek durumumuz olmadı.. ,kebap yedirelim dedik..salı günü öğlen ,teyzemler oradan evlerine gideceklermiş..
zuhal-- söz vermeyim,bakarız..

irem-- (havuz başında oturmuş..içki içiyorlar.. masa donatılmış..ziya da üstüne gelmiş demek ki..  )
(kısık sesle ) durum tehlike arzediyor..
zuhal-- (fısıldayıp ) kendine gel..
irem-- (mırıldandım) her ihtimali düşünmek lazım..
zuhal-- beni söyletmede,şok olma irem hanım..

nedim-- (gördü bizi.. ,ayağa kalktı) oo,hoşgeldiniz.. buyrun buyrun..

ilerleyip tokalaştık ,üçüyle de.
irem--zuhal--  hoşbulduk..

gülderen-- irem hanım,böyle buyrun.. zuhal hanım.. ziya beyin yanına alalım sizi.. alıştım ya,nikahınızı da kıyabilirim..
ziya-- bu ne kadar güzel bir teklif..

gülderen--zuhal--irem-- nedim-- hah hah hah..

oturduk..
nedim-- ne içersiniz hanımlar..
irem-- su içerim nedim bey..  geciktim,sizi beklettim ama ancak gelebildim..  gidip,acilen uyumam lazım..
gülderen-- estafurullah.. bekletmediniz.. biz oturuyorduk zaten..

nedim -- (suyu bardağa koyup,verdi..gülerek) zuhal hanım,sizin zorunluluğunuz yoksa.. ziya bey de içiyor.. bize katılırsanız seviniriz..

zuhal-- peki,nedim bey.. sizi sevindireyim hadi..
nedim-- ziya beyi düşünmüştüm ben..
irem-- zuhal dayanıklı,ziya hiç sevinemedi o yüzden..
ziya-- malesef..

kahkahamız çınlattı bahçeyi..


1389.bölüm..


orhan-- hadi kalkalım menekşe..
lütfü-- bizde gidelim.. sanem uyudu..

kalktık hep beraber .. ikinci katta teyzeme hoşçakal diyip ,indik alt kata.. yeni çıkmış oda.. karşı evde meyve ikramı yapmış.. ne gerek vardı kızım dedi..  bırak,teyze.. götüreyim.. sen de kafanı dinle..eniştemin haberi var.. diyip indim aşağıya..

sokakta hareketlilik var.. herkes inmiş.. arabalar da oturuyor çoğu..  zile basacaklarmış.. suzan teyzede oturuyor ..niye anlamadım ama gayet neşeli...

suat-- hazırız.. irem kızım.. sevim hanım meyve taşımış bize,yemeyiz diyemedik ..vedalaşmamızda uzun sürdü..
irem-- tamam suat amca.. ziya,beni takip et.. ayıp bize ait olmasın..

orhan ve lütfü abilerle vedalaştık.. onların misafirleri de geliyorlar.. eşyalarını yarın alacaklarmış..

ziya-- ergün ali.. sağolun.. yarın görüşürüz..
ergün-- tamam ziya..
ziya-- zuhal sende gel.. dönerken bırakırım..
zuhal-- kimliğimi alayım..
ziya-- gell.. bir gün sonra,hükmü kalmayacak.. yanımda nikah başvuru kağıdı var..
zuhal-- iyi..

ben de arabama oturdum,onlarda.. hareket ettik konvoy halinde..

ziya en sonda.. yaktık dörtlüleri..gidiyoruz.. yaktım bir sigara.. telefon çaldı.. açtım..

irem-- buyrun..
tuna-- buyurdum..tatlı dillim, neredesin senn..
irem-- ey ceylan gözlüm.. gönlüm hep seni arıyorr.. neredesin sen..
tuna-- bende seni arıyorum.. yalıdayım.. gideceğim şimdi.. kalamadım..
irem-- uçak şart oldu..
tuna-- hah hah hah.. bencede..

irem-- aşkım.. babam senin geldiğini bilmediğinden.. şüphelendi benden..
gitmedim,arabayı görememişler..evi aramışlar vs. bak irem dedi.. susturdum. aramız limoni.. mutlaka duyur,hissettir ..içi içini yiyordur..
vahide hanımı da.. komşulardan birisi arayıp.. gece birileri vardı..sesleri geliyordu,klima çalıştı..
kiraladınız mı demiş.. kadın hırsız girdi sanıp..polisi arayacakmış..
ben gittim sakin ol dedim.. o da garipsedi ama birşey demedi.. ben de,geldiğini hissetmesni sağladım  bilerek.. ama duyulmaması gerektiğini de belirttim.. anladım ki,kaçak görüşme.. bize göre değilmiş..

tuna-- bence gayet güzeldi.. sıkıntıya değmedi mi sence..
irem-- değdi de.. babamın tavrı çok ağırıma gitti..
tuna-- tamam.. ararım şimdi.. beni kim aradı bil bakalım..
irem-- hah hah hah.. yasin mi..

tuna-- evet.. çok başarılı olmuşsun demek ki.. hiç anlamamış..Karstaymış.. bana teşekkür etti,uçak için..buradan bile onu düşünmemden müteessir olmuş.. parayı istemiyormuş..ama  ikna ettim sonunda.. kimin uçağını kiraladın,beceriklim..

irem-- (anlattım..mücevherleri de söyledim ) cumartesi kapalıyız artık.. mr.rekine jest yaparken,yaz tarifesine geçtik çaktırmadan..
ay tunaa,yeni güvenlik görevlimiz geldi.. pazartesi ayrılıyormuş,burhan.. önerdiği kim ,tahmin et..

tuna-- tahmin et dediğine göre ,tanıdığımız birisi..
irem-- evet ... o da şaşırdı,bende ama hiç çaktırmadık.. hemen işe aldım tabi..

tuna-- cansu olamaz değil mi..
irem-- o,o.. adı gülçin kayıkçı olmuş.. öyle çok sevindim ki..
tuna--doğrusunu istersen bende.. sen daha eve gelmedin mi..

irem-- (anlattım) şimdi geldik.. yurda.. öptüm seni..
tuna-- bende.. çok iyi yapmışsın goncam..
irem-- sağol..indiler,ziya geliyor.. kapadımm..
tuna-- ver ziyayla da konuşayım,moral olsun..
irem-- iyi,moral vereceğim derken.. aklını çelme.. bunalımda malum..
tuna-- hah hah hah..

ziya-- (camdan bakarak ) kulağına,yapıştı telefon.. kim demiyorum,selam söyle..
irem-- seni istiyor.. kendin söyle.. tavşanlarla berabermiş..
ziya-- hah hah hah..


indim.. o aldı ahizeyi.. yurdun ışıkları yanıyor..  bahçedeki masada da saliha hanımla,galip bey.. çay içiyorlarmış.. bizi görünce kalktılar..
ben misafirlere buyrun derken.. onlarda yaklaştı bize doğru..

galip-- hoşgeldiniz efendim.. ben galip..
suat-- hoşbulduk,galip bey.. ben suat.. ziyanın babasıyım..
galip-- çok memnun oldum.. eşim saliha,yurdun müdürü..

onunlada tokalaştılar.. diğerlerini tanıtıyor.. zuhal geride kaldı.. ziyayla konuşuyorlarmış meğerse..

irem-- (galip beyle,saliha hanımla tokalaştım) hocam öğrencilerin yaşını sorun etmezsiniz değil mi..
hepsi kahkahayla gülerken..  ziya ve zuhalde geldi.merhabalaştılar..

saliha-- buyrun.. odalarınızı göstereyim size..
irem-- bir dakika saliha hanım.. benim gitmem gerekiyor da.. size  teşekkür ediyorum.. (kalabalığa dönüp) sizlere de iyi geceler,diliyorum..yarın görüşmek üzere..

güle güle,sağol dediler.. onlar içeriye girdiler beraberce.. ziya,zuhal ve ben kaldık..

irem-- kocacığım moral vermiş sanırım.. yüzün gülüyor..
ziya-- tavşanların verdiği  hizmetlerin kalitesini anlattı da.. ondan böyleyim..
irem-- ayol onlar,zıplıyor.. hizmetleri kaliteli olur mu.. su bile veremezler.. dökülür..

ziya-- hah hah hah.. zıplamalarının,seyri bile ömre bedelmiş.. tuna dedi..
irem-- şişş.. iftira atma kocama. seyir edecek adam ,firar etmek için uğraşmaz... bana;uçak al diye iki gündür baskı yapıyor..zaten..
ziya-- oyuncak bir uçak al sende,sevaptır.. oynasın..
irem-- iyi fikir,görünce şok olur..

ziya-- zuhal-- hah hah hah..

irem-- birbirinize iyi bakın.. hadi ben gittim..
zuhal-- sağol.. dikkatli ol.. geleyim mi seninle..
ziya-- sen nereye gidiyorsun zuhal.. aşkolsun yani..
zuhal-- gece gece elbise provasına gidecekmiş te.. dönerken alırsın..beni demiştim..

ziya-- bu saatte terziye mi gideceksin.. açık mı ki..
irem-- açık,beni bekliyor.. yarın gidemeyeceğim için.. geceye kaldı.. daha nedim beylere de uğrayacağım..
ziya-- istiyorsan git zuhal.. terzinin adı ve yerini söyleyin..

irem-- bulvarda moda evi.. ama sen oraya gelme.. bir buçuk saat sonra.. buradan dönüşte.. göl kıyısında havuzlu  villalar var.. görevliye nedim beyin evini sor.. gösterir.. bir kahve içeriz.. hatta mayolarınızı getir.. bizim havuzda yüzersiniz..
zuhal-- yüzmenin ,sırası sanki..
irem-- bugün bencil olmak istiyordun.. olmanın tam sırası bence.. hadi yürü.. yürü..

ziya-- zuhall?
zuhal-- ikinci çekmecede.. siyahı getir,o askısız..,
.
ziya--irem-- hah hah hah..

1388.bölüm..


çıktık ikimizde,terasa.. ziya ve annesi hariç herkes orada.. oturduk sandalyeye..

suat-- ziya nerede..
ergün-- suzan teyze çağırdı da,onunla aşağıya indiler suat amca..

mürüvet-- (yenge diyorlar,çok güzel bir kadın.. biraz topluca otuz yaşlarında.. suat amcayla,suzan hanım evlenmelerine vesile olmuş.. ) zuhal,irem.. ne çok benziyorsunuz birbirinize..

irem-- evet,benzeriz..
sami--(kocası -eczacıymış) nasıl yaşıyorsunuz bu sıcakta.. bugün,eriyorum sandım..
orhan-- bende diyordum  ama yaşanıyormuş,sami bey.. .

menekşe-- ben Elazığlıyım.. Mersinde ilk yazımı hiç unutamıyorum.. hasta olmuştum.. sıcak çok etkilemişti beni.. ama alışılıyor

lütfü-- Adanaya tayin olmuşsun.. tebrik ederim menekşe..
menekşe-- sağol lütfü..
ergün-- hangi okula menekşe..
menekşe-- xx lisesi ergün..
ergün-- kolay gelsin..
menekşe-- sağol..

zuhal,fincanları alırken.. osman eniştem de ,sevim teyzemde kalktı..
osman-- ben  camiye gitmek için..müsadenizi istiyorum..
tabi dediler..
eniştem merdivenleri inerken
. sevim-- zuhal tepsiyi ben götüreyim.. meyveleri hazırlarım,sen dinlen biraz..
zuhal-- (gülümsedi ve verdi ) sağol canım..

lütfü-- anlayışlı adamın hali başka.. (sigara ikram ediyor,ergün de yaktı.. hepimiz aldık,zuhal hariç..içiyoruz)

irem-- (kül tablası verdi zuhalde aliyle konuşuyor.. ) suat amca, sizleri .. hepinizi yani.. ağırlamak istiyorum.. kabul ederseniz çok sevindirirsiniz beni..
suat-- ne gerek var,kızım.. karşıda kalacağız,yer hazırlamış zuhaller..

irem-- biliyorum ama oranın kapasitesi size az gelmiştir.. amacımız uğruna sıkışarak da kalınır,katlanır insan.. fakat hepinizin kalacağı ve rahat edeceği yer varken.. imkanları da kullanmak lazım..
. götüreceğim yer,balcalıda.. öğrenci yurdu..daha faaliyete geçmedi..ilk siz kalacaksınız
odalarda her konfor var.. yemekhanede ramazan dolayısıyla faaliyete geçti..
kahvaltınızı,yemeğinizi yer istediğiniz yere gider,gelirsiniz.. ne kadar arzu ederseniz de,kalabilirsiniz..

ben sabah çiftlikteydim.. gelmenize yetişemedim..yoksa hemen oraya götürecektim sizi..
bana yük olacağınızı falan da düşünmeyin.. teyzemin-eniştemin misafiri.. benim de misafirimdir.. başımın üstünde yeriniz var..

oturuyoruz,siz ne dersiniz bilmem  ama.. saat on olmuş.. eğer eşyalarınızı alırsanız.. biran önce.. yerleşirsiniz..yarın çok uzun bir gün olacak.. hepimiz için.. sizlerde dinlenirsiniz..

suat-- peki,kızım.. madem içinden gelmiş... gidelim öyleyse.. osman beye mazeretimizi söylersin ergün..
ergün-- peki suat amca.. rahatlık söz konusu olunca sesim çıkmadı..

ziya geldi o sırada..
suat-- annen nerede.. oğlum.. irem bizi bir başka yere davet etti..
ziya-- karşı evde.. valizini kapatıyor. irem bana da söyledi de..

hep birlikte kalktılar.. valizlerini arabalarına koyup. zile basarız dediler..
neşe ablalar,menekşeler.. ergün,ali.. ziya ,zuhal ve ben kaldık..
lütfü-- çok iyi düşünmüşsün,irem.. ama bizim misafirler.. bu gece kalsınlar..yatakları hazır..

menekşe-- bizimkilerinde..
irem-- sağol lütfü abi..nasıl arzu ederlerse artık..  yer varken.. böyle günde kullanmayacağız da ,
ne zaman kullanacağız.. ev ev üstüne olmaz.. kaç kişiler,herkes rahat etsin bari..

neşe--  zuhal hangi kuaföre gideceksin.
zuhal-- abdullaha gidilecek,neşe abla.. sizlere de randevu aldım..buyrun..gelin..

neşe-- çocukluyum,misafirim de var.. ben giderim.. zuhalciğim burada buluşuruz..
menekşe-- evet canım.. ben de elayla gideceğim.. sonra size sürpriz hazırlayacağız..

orhan-- ziya sürpriz diyor,duymadın mı.. niye neşesizsin sen.. bak yarın evleniyorsun.. nihayet.. sesin çıksın..
ziya-- hiç tadım yok maalesef.. zevkimi,hevesimi kaçıranlar oldu da.. ne sürpriz,umurum da.. ne düğün.. nikahtan sonra zuhali alıp gitmek istiyorum..

lütfü-- ne oldu ki..
irem-- heyecanlı lütfü abi.. hoş gör..  nikahtan sonra gidecekmiş.. yok ya,başka arzun var mı..
sabaha kadar dans edeceğiz.. tabi ben ayakta durabilirsem..

ziya-- (gülümsedi) içme sende..
irem-- sarhoşluktan bahsetmiyorum ya.. yarın hasatın son günü..ve ben başlarında olup..biçerdöver kullanacağım..
ziya-- harmanım ben harmanım diye türkü de söylersin sen..
irem-- ne demezsin.. o cehennem sıcağında,türkü aklına bile gelmiyor.. saat beşte iş başı.. yapacağız.. o yüzden,acele ettim ama..

ziya-- yeri tarif et,sen git irem.. ben götürürüm..
irem-- ayıp olmaz mı..
ziya-- olmaz..ayıp başkasının yaptığına denir..


1387.bölüm..


biraz ileride uygun bir yerde durup.. önce saliha hanımı,sonra ziyanın evini  aradım..

ziya-- buyrun..
irem-- merhaba damat.. nasılsın..
ziya-- ne sen sor,ne ben söyleyeyim..
irem-- hıı,heyecan yaptın demek ki..
ziya-- hah hah hah..

irem-- gözün aydın misafirleriniz gelmişler.. eve bakacağınızı duymuştum.. hala orada olduğuna göre..inceleme bitmedi mi..
ziya-- bitti bitti.. götürdüm kalacakları yere.. ben geri geldim.. yemek yiyeceklerdi karşıda..

irem-- ilginç, iştahın da mı kesildi nedir.. karşı dedin.. zuhallerde niye demedin..
ziya-- ne çok soru soruyorsun sen.. anneme de,zuhale de canım sıkıldı.. anladın mı..

irem-- annenle arana giremem ama zuhal hak etmemiştir kesinlikle.. gitsene kızın yanına.. gelenler senin ailen.. niye tek bırakıyorsun..
ziya-- o da beni bıraktı.. çok bilmiş.. bilmediğin şeyler var.. yorum yapma.. ,

irem-- olabilir,senin de vardır belki..
ziya-- anlat.. sen kimden, ne duydun..
irem-- aramızda kalacak söz ver..
ziya-- söz.. ben kime söyleyeceğim ki zaten..

irem-- ben anlatayım ,sen anla.. (zuhale denileni,zuhalin de gelip dediklerini  anlattım ) şimdi sen de,ben de teyzemlere gideceğiz.. misafirlerinizi alıp,  balcalıda bizim  öğrenci yurduna götürüp yerleştireceğiz..ilk onlar kalacaklar.. ramazan dolayısıyla yemek de çıkmaya başlamış..
 kaç gün kalacaklarsa,kalsınlar.. .herkes rahat edecek.. anladın mı..

ziya-- anladım sağol.. sen ,annemin zuhale dediğini bir daha söyle bakayım..
yanlış mı duydum emin olayım..

irem-- yok yanlışlık falan.. duyduğun doğru.. kızın da siniri bozulmuş doğal olarak..
o yüzden gelmemiş sizinle.. sadece bana söyledi ve çok ağladı.. tafra yapma yani... biz nikahı ve düğünü unutacakmıyız dedim.. hayır dedi..  kıymetini bil ve uzatma..
sana kına yak dediğim için.. çok üzüldüğümden.. bir iyilik de ,ben yapayım dedim ziya bey.. umarım mutlu olmuşsunuzdur..

ziya-- oldum,sağol.. hahhah hah.. tunayı gördüğündeki, şaşkınlığına gülüyorum..
irem-- elbet bir gün bende gülerim sana.. hadi şimdi.. operasyonu yapalım.. çok işim var..
ziya-- tamam..
irem-- ziyaa,zuhale de mi söylemedin ..
ziya-- evet,bilmiyor..
irem-- o duyabilirdi canım.. yine de sağol..
ziya-- sende.. kıyetini bil ve uzatma ..
irem-- hahhah hah..

*********

allahım gelenler,ne tatlı insanlarmış.. yemek yiyorlardı.. ziyayla gittiğimizde.. ziyayı beklemedikleri belliydi tabi..  özellikle zuhal ve suzan hanıma sürpriz oldu..
suzan hanım hariç hepsiyle şamata gırgır.. konuştuk,güldük.. neşe ablalar ve menekşeler de geldiler..misafirleriyle..

vantilatörler çalışıyor ama hava çok sıcak.. mutfak düzenlemesi,bulaşıkların yıkanması.. sırasında..
menekşe kahveleri pişirdi.. mutfaktaydı ziya da.. sigara içiyor..
 zuhalle konuşmak için fırsat kolluyor aslında..

abim kapıyı aralayıp..
ergün-- ziya gel..terasa çıkıyoruz..

ziya-- geliriz.,ergün... zuhali bekliyorum..
ergün-- (kısık sesle ) ama annen de seni bekliyormuş ..

ziya-- ya sabır,ya sabır..söyle beklemesin..
ergün-- ben diyemem.. gel kendin söyle..

ziya kalkıp,dışarı çıktı..bizde ellerimizi kuruladık..

zuhal-- çay suyunu koysana irem..
irem-- içmesinler şimdi.. yurda götürmeye geldik biz.. gidemiyorum da.. prova için bekliyorlar,nedim beylere de gideceğim daha..

zuhal--ziya ,beni o yüzden mi bekliyor..
irem-- bilmem,anlatır ne içinse.. gel beş dakika oturalım da.. ortamı hazırlayalım..
1386.bölüm..


yıldız-- aa, balayına iki gün sonra gidiverin canım..bende bulunmak istiyorum..
hem ziyanın akrabaları da görmek isteyecektir.. suzan hanım da arzu eder..annen bohçalar hazırlamış kızım.. layıkıyla versin..


zuhal-- onlar duvak mevlidi bilmiyorlar teyze..
bizde bulunmanı isterdik ama senin için kameraya aldırıp gönderirim.. seyredersin.. rezarvasyonumuz başlıyor,çünkü..ziya aylar öncesinden yaptırdı..
suzan hanımın arzularıyla ilgilenmiyorum.. akrabaları da evi görmeye gittiler..
herkesi düşünmekten,kendimi unuttum..inan ki..  biraz bencil olmak istiyorum artık..

yıldız-- iyi siz bilirsiniz..
aldı tepsiyi gitti..

irem-- boşver,o durumu bilmiyor..
zuhal-- hepsi,geldiler,paralandılar ..sağolsunlar, ellerinden geleni hiç esirgemediler..
ama genel olarak konuşuyorum..  bilselerde değişen birşey olmuyor..
bana soran yok,kendi isteklerini yaptırmaya çalışıyorlar..

temizledik etrafı.. çay sularını kontrol edip.. gittik..salona.. bir saat kadar sonra.. eltisi ve hoca hanım gittiler..  biz bize kaldık..sitemlerini dinledim,sonra sohbet ettik epeyce..

hayalin amcası gelip.. halalarını götürdü.. dilek ve serhat uyandılar.. onlar karınlarını doyururken..
zuhalle,bulaşıklarını yıkadık.. o izin isteyip gitti..  annemle ,teyzemlerle konuşup.. yaylaya davet ettim..

yıldız-- sağol da,işiniz var.. tuna yoktu.. annenlerle düğün sonrası,yaylaya gideceğiz zaten.. sevim ablamlar da gelecekler.. gelebilirseniz,siz gelin.. pazartesi oradan..Manisaya gideceğiz..
özcan bilet alacaktı bugün..

irem-- pazar günü bir açılış var,katılmamız lazım..
cumartesi ağırlayalım sizi öyleyse.. öğleden sonra haberleşiriz..tuna alır sizi.. hiç içime sinmedi ama bu seferde böyle oldu..

yıldız-- sağlık olsun.. hülya siz ne zaman dönüyorsunuz..
hülya-- salı günü,gidelim dedi beyhan..  yaz günü,iş var sanki.. dükkanı açacakmış.. sen git,ben yaylada kalacağım dedim.. henüz belli değil yani..

saadet-- parası mı yok.. tatile ihtiyacım var de.. beraber denize gidin,Mersin-Anamur gezin.. gönderme kocanı.  hayalleri de,götürün.. kocacığıyla balayı yapsınlar..

hayal-- ben gitmem anne.. bizi karıştırma.. hem rahat edemem.. hemde nasıl gideceğiz ki..bütçemiz belli.. beyhan karısını götürsün..  azıcık aşım,ağrısız başım.. kocam vardiyalı çalışıyor,gelecek hafta sonu tatilmiş..denize gidelim mi dedi.. olur dedim bende..

saadet-- beraber oturalım dedim size.. bütçenizi bilmiyor muyum.. iki gün gitmezdin de,bir hafta giderdin.. şikayet etme..

hayal-- etmiyorum,bize iki gün de yeter..hatta gitmesek de olur diyorum.

saat sekizde babamla özcan eniştem geldi de.. sustu teyzem..
onlara da ikram yaptık.. ama babamla hala resmiyim..

özcan-- güvercin,hiç görüşemedik..
irem-- öyle oldu,enişte... tunanın olmayışı,yordu bizi..
özcan-- asıl yarın yorulacakmışsın.. yasin gitmiş,baban da yok.. geleyim mi yardıma..

irem-- memnun olurdum da.. rahatsızlanırsın sen..
nermin-- kuaföre,düğüne nasıl gideceksin.. birgün geç bitseydi sanki,ne var..

irem-- o makinalara,kamyonlara para veriliyor anne..  bitmek zorunda..
bizden sonra,başkasına gidecekler.. sıra var.. zorunluluk olmasa hiç yapmazdık zaten... kuaförü dert edemiyorum yani..

özcan-- haklısın kızım. para kolay kazanılmıyor..

yıldız--  özcan bileti aldın mı..
özcan-- aldım,salı öğlene.. pazartesi yoktu..
irem-- o halde,pazartesi ağırlayalım sizi.. tuna da dinlenir.. saadet teyze,hayal abla,hülya sizlerde geliyorsunuz tamam mı..
saadet-- tamam..

yıldız-- iyi madem..

ahmet-- yasinin topladığı yerin tahsilatını getirdiler.. bende.. giderken veririm..
irem-- tamam.. hayalin kocası gelir şimdi.. gidecekseniz ,bırakayım sizi de..

saadet-- kocan yok,nasılsa.. bize gidelim..
irem-- sağol teyze.. işlerimi bitirince sevim teyzeme gideceğim..

nermin-- misafirleri çok,bize gidelim..
irem-- öyleymiş.. sıkıntı olmuş sanırım.. onları yurda götürmek niyetindeyim anne..

yıldız-- suzan hanım gitmez.. oğlumun evinde kalacağım dedi..
özcan-- ne alaka.. hangi yüzyılda yaşıyormuş o..

nermin-- çok yaman,çokk..
saadet-- neyse ki,ziyadan yüz bulamıyor.. aferin ona,karısını ezdirmiyor..
hülya-- biz hazırız.. hadi gidelim..

hayalle vedalaştık.. saadet teyzem,anneannem ve hülyayı ben aldım.. babam da,çantayla parayı verdi.. bagaja koydum..

irem-- sağol.,çok yorduk seni..  öğlen yemeğine bize getir adamları.. esma kadın bizde.. hep beraber yeriz..

ahmet-- yok.. hesaplar karışır.. başka bir kadın buldu.. bize yemeği o yapacak.. hadi dikkatli ol..
irem-- tamam.. güle güle..

arka arkaya hareket ettik.. ben hülyaları bıraktım.. beyhanın arabası duruyordu..  korna çalıp..ayrıldım..

1385.bölüm..


zuhal-- (içini çekerek ) bir hengameyle geldiler zaten.. on kişi geleceğiz demişti.. ona göre hazırlandık bizde.. ısrar etmiş herkese..  misafirperverliğimizi gösterecekmiş.. sıcaktan isilik olmuş hepsi.. kaşınıp duruyorlardı..
bana gelir gelmez.."hepimiz sizin evinizde kalacağız... oğlumun evi dururken başka yerde kalmamız yakışık almaz. yer içer,otururuz.. on gün misafir edeceksiniz bizi.. odanızın kapısını kapatırsınız , olur biter".... dedi..

 öyle sinirim bozuldu ki.. "siz istediğiniz yerde kalın.. ziya misafir etsin..ama beni affedin.. düğünü ,nikahı da unutun"dedim..
 ziya bu konuşmayı bilmiyor.. kalırız lafını duyunca.. şok oldu... .bende gitmedim,birde ona bozuldu..

irem-- ( koluna girip.. yürüttüm )..düğünü nikahı biz unutacağız mı. bu gece ,elbise diktireceğim ona göre konuş..

zuhal-- (gülümsedi nihayet ) hayır... biraz geç kalmışsın sanki..
irem-- ne yapayım kızım..diktirdim,başkası evlendi giydim.. gelenlerin arabaları var mı..

zuhal-- var,on arabayla geldiler.. niye..
irem-- hepsini alıp,yurda götüreceğim..yemek de başlamış ,ramazana hazırlık için.. kalsınlar orada.. herkes,özellikle sen rahat edersin.. uzak diye tercih ettim.. hep bir arada kalınır mı,hemde yeni gelinin evinde.. menekşeyle,neşe abladan da çağırırız.. sıkma canını..

zuhal-- sağol da.. beni görmedin,sen.. geldiğimi kimse bilmiyor.. duvağa geldiğimi ziya duyarsa, biraz daha bozulur..

kapı zilini çaldım..
irem-- tamamm.. gülümsee..

hayal açtı kapıyı,gelinliğini giymiş..ikimizi karşısında görünce.. gözleri doldu..
öylesine candan sarıldı ki bize..

hayal-- zuhalimm.. ablana mı geldin.. yarın da evlenecekmiş bacım.. irem sen,ben.. hülya daha ne zaman bir araya geleceğiz kimbilir..

zaten morali bozuk.. zuhal ağlayınca,bende başladım..  hülya geldi, o da sarıldı.. nasıl ağlıyor..hıçkıra hıçkıra..

nermin-- ne oldu size.. zuhall.. sen nereden geldin.. birşey mi oldu.
yıldız-- kızlarr.. ayrılın bakayım.. niye ağlıyorsunuz..
zuhal-- yok birşey teyze.. duygulandık..

saadet-- amanda bücürlerimiz de büyümüşler ..ablalarının evinde toplanmışlar.. kurban olurum verene.. ,kara gözünüzü severim sizin.. çeyizini de serdik...zuhalim de gelin olacak.. uhuuu..

nermin-- sus abla.. yüzünüzü yıkayın çabuk.. delimisiniz ne.. eltisi içeride.. yanlış anlayacak kadın..

hülya-- gelin hanım,başlattı.. suçumuz yok..
hayal-- banyo burada.. yüzümüzü yıkayalım.. hadi..

teyzemler ve annem mutfağa gittiler..
bizde yüzümüzü yıkayıp,sildik.. yeniden yaptık makyajımızı..
başımızda örtülerle,salona girdik..

********


mevlit okundu,duası edildi.. ikram faslına geçtik.. pastaları,tatlıyı.. köfteleri  tabaklara koyuyoruz..
hülya götürüyor..yıldız teyzemde,çay dolduruyor..
 hayal abla gelinliği çıkarıp.. elbise giymiş..mutfağa geldi..

zuhal-- hayal abla çık sen..
hayal-- peki zuhalim ..senin mevlidinde de ben yaparım..
zuhal-- inşallah.. bir ay sonra yapacağım..

yıldız-- aa, balayına iki gün sonra gidiverin canım..bende bulunmak istiyorum..
hem ziyanın akrabaları da görmek isteyecektir..  suzan hanım da arzu eder..annen bohçalar hazırlamış kızım..  layıkıyla versin..


1384.bölüm..


hülya-- doğru ne diyeyim.. o sevgisizlikle,cahilikle onlardan da.. şevkat görmeyince.. dinledim..annemi..
ve gerçekten koca sülalesinde ele alınacak kimse yok.. yanlızım,dört duvar arasında
aklımı kaçırmak işten değil..
hepimiz aynı apartmanda oturuyoruz
kayınvalidem,görümcem ben.. en üstte bir kiracı var.. kadınla kaçak görüşüyoruz..düşün artık..
beyhan işten geldiğinde.. önce annesine uğruyor,sonra görümceme.. eve geldiğinde,merhaba değil.. sen bugün böyle yapmışsın diyor.. hergün böyleyiz.. ayrı eve çıkmıyor,yanlız bir yere gidemiyoruz kesinlikle..  bana toka dahi almıyor..ne gerek var,olanı kullan diyor.. mutfak gideri hariç,
 müthiş cimriler..

irem-- daraldım hülya,anlatma.. bundan sonra kimseyi karıştırma yuvana,kocanla iyi ol..
bak geldi,beraber tatil yaptınız..  cimri de olsa.. sana kızına değer vermiş değil mi..
,o da farklı olmasını istiyor demek ki..
 sen de,güler yüzünü,sevgini esirgeme ve aklını kaçırma.. çocuğunu mutlu büyüt.. tamam mı canım..

hülya-- (içini çekerek ) yaptıklarının hep bir karşılığı var.. çıkarsız adım atmıyor..
artık bende öyle oldum.. garip,bedelli bir ilişki bizimkisi.. kıt kanaat geçinseydik de.. kocamın beni sevdiğini hissetseydim keşke..

irem-- sen ona sevdiğini hissettirdin mi ki.. istiyorsun..
hülya-- ................
yıldız-- (balkona çıkmış ) kızlarr,içeri gelin de yüzünüzü görelim.. mevlit başlayacak hadi..

indik arabadan..
irem-- nasılsın teyze..
yıldız-- tahmin et.. ya sen..
irem-- sende beni tahmin et..

açtım arka kapıyı..  teyzeme verdik,kutuları..  tepsiyi hülya aldı.. bende çantamı alıp,kilitledim kapıyı..

**********

evi de,eşyaları da.. çeyizi de gayet güzel.. o mutlu ya,önemli olan o..
misafirlere ,hoşgeldiniz dedikten sonra..  hevesle evini gezdirdi bana.. dolapları açıp gösterdi..

irem-- ablam.. ağzın tatlı olsun.. eşinle huzurun değerine paha biçilmez..
lütfen-annen ama-evine teyzemi karıştırma.. hülyayı biliyorsun,dememe gerek yok..

hayal-- sağol canım.. benim de niyetim o.. mevlit başlıyor,örtün var mı..
irem-- ben çalışıyordum,mevlitten haberim yoktu ki..  eve de uğrayamadım..

hayal-- (açtı çekmeceyi ) ben vereyim..
irem-- teyzem,zuhal ,neşe abla ,menekşe niye gelmediler..

hayal-- (örtüyü verdi)ben duvak mevlidini şimdi yapmayacaktım gülüm.. yıldız teyzem arzu edince.. dün kalkıştık aniden.. herkes birşey yapıp getirdi sağolsun.. kimseyi çağıramadık bile..
zuhalin misafirlerinin geleceğini biliyorduk..dün çeyiz serilirken bahsedildi
teyzem kusura bakma kızım gelemeyiz dedi.. bende anlayışla karşıladım..

karşı evi yatakhane gibi yapıp..  on kişilik hazırlamışlar..  bizde yardım ettik..yemeklere.. pişirdik bile..
bu sabah erkenden.. ana-baba-nene-hala,teyze akraba eş dost.. elli kişi geliverince.. karşı eve sığılmamış.. tabi..

yıldız teyzemler, annene gitmiş.. bir aileyi neşe abla almış..
bir aileyi menekşe mersindeki evine götürmüş.. kalanlar teyzemler ve karşı eve sığarız demişler..
anneannem anlattı..
illa sizin evinizi görelim demiş suzan hanım.. densiz biz orada  kalırız ,kimseyi götürmeyin diyormuş.. ziya gözüne bakınca.. susmuş..  şimdi onun evindelermiş,hatta zuhal sinirlenip  gitmemiş..

irem-- ablam mevlit okunurken,ben bir zuhali arayayım da.. misafirlerine kalacak yer olduğunu  söyleyeyim..
hayal-- telefon koridorda.. ara..
irem-- ses olur ,arabadan ararım..
hayal-- iyi,tamam..

******

arabaya oturup.. aradım teyzemleri..

osman-- alo..
irem-- eniştem,benim.. nasılsın..
osman-- iyiyim yavrum,sen nasılsın..
irem-- çok şükür.. misafirleriniz gelmiş.. kalacak yerimiz var,sıkışmasınlar diye aradım..
osman-- yerleşildi kızım.. neşeyle,menekşe götürdüler.. sağolasın..
irem-- sende sağol da,.. zuhal yok mu..

osman-- yok.. kalabalık olarak buradalardı.. yendi içildi.. sonra evlerini görmek istemişler.. kalktılar birden.. kim ne dedi,bilmiyorum da.. zuhal gitmedi..  canı sıkılmış,ben biraz yürüyeceğim baba dedi.. gitti.. teyzenle,bacılarım da mutfakta yemek yapıyorlar.. çağırayım mı..

irem-- yok eniştem.. çağırma da.. gerçekten kalacak yerimiz var..hepsi buyursun gelsin..
eğer söylemezsen küserim inan ki.. bana rahatsızlık vermeyecekler.. yurtta her ihtiyaçları karşılanacak..

osman-- geldiklerinde,uygun bir an olursa sorarım öyleyse..
irem-- tamam.. ben hayalin duvak mevlidindeyim.. köşkü ararsanız ,onlar haber verir bana.. öptüm seni..
osman -- bende kızım..

kapatıp.. çıktım arabadan.. kilitlerken.. yanımda bir taksi durdu ve içinden zuhal indi.. gayet güzel giyinip,makyajını yapmış ama morali bozuk tabi..

taksi gidince.. sarıldık birbirimize..
irem-- şimdi duydum.. takma kafana..
zuhal-- takılmayacak gibi değil.. ben niye geldim ki,buraya.. aptallık işte..
içeridekilere laf lazım.. geldiğimi söyleme.. ben gidiyorum..


irem-- delimisin be.. gel,beraber gideriz.. ifadeni düzeltirsen.. kimse laf alamaz senden.. daha içeri girip oturmadım bile.. seni götürürsem.. dillerinden kurtulamam..  ziyanın aklı başında,sen niye üzülüyorsun ki.. susturmuş annesini..işte..



1383.bölüm..


natali elinde iki büyükçe ahşap kutuyla gelince cevap veremedim..
açtı,gösterirken özelliklerini de anlatıyor.. iki takımda çok zarif.. ve gösterişli.. altın,zümrüt ve pırlanta kullanılmış..
bir tanesi mısır figürlerinden esinlenmiş.. diğeri daha modern.. tam zuhale göre.. bilezik,gerdanlık..küpe ve yüzük tam takım..
yüzükleri geçirdim parmaklarıma.. kendime alacağım biraz sıktı..

irem-- bunun açılması lazım.. diğerinde sorun yok.. iki takımı da alıyorum natalie..

natalie-- hayırlı olsun irem hanım.. yalnız bunu ben esnetemem, bozulur .. ürünlerin uzmanı yapabilir ancak,o da yarın gelecek.. sertifikalarını da,onaylaması lazım..

irem-- saat kaçta hazır olur..
natalie-- öğlen diyelim..
irem--  peki.. akşam kaçta kapatacaksınız..
natalie-- o belli değil işte..

irem-- hımm.. şu hediye olacak..yüzük de hazır olunca,hepsini  bahadır holdinge gönderirseniz sevinirim..  (çantamdan çek karnesini çıkarıp.. 50.bin dolar yazdım...gerekli yerleri doldurup imzaladım.. koparıp verdim natalie )teşekkür ederim..
natalie-- biz teşekkür ederiz,irem hanım.. yine bekleriz..

sadun beyle kalkıp, mağazadan çıktık..

irem-- (arabanın kapısını açtım) çok teşekkür ediyorum sadun bey.. buyrun bırakayım sizi de..
sadun-- rica ederim.. taksiyle giderim de.. siz bana cevap verecektiniz sanki..
irem-- (konuşmamızı özetledim) cevap aydınlattı mı,sizi..

sadun-- pek değil..yerini tarif ederseniz,kaanı ziyaret edeyim diyorum..

irem--(gülerek tarif ettim) dil sorunu yok,mektuplarla da  uğraşmayacağınızdan..
mr.rekinden  intikam alamayacaksınız sanırım..
sadun-- hah hah hah.. bir yolunu bulurum ,mutlaka...

oturdum arabaya bol şans diliyorum diyerek hareket ettim..

*****
saat dört buçukta hayal ablanın evini buldum nihayet.. zuhallerden daha iç kısımda.. müstakil üç katlı,minik bahçesi olan bir yer.. ilk katmış evi..
arabayı gölgeye park edip indim.. mutfak balkonuna doğru gidip..
içeri seslendim.. balkon göğüs hizamda ,içeridekilerin ayakları görülüyor..

irem-- hayal ablaa..

hayal abla gülerek,çıktı.. gayet güzel giyinmiş..
hayal-- oy bacım evime gelmiş.. hoşgelmiş.. balkondan mı geleceksin yoksa..

irem-- hoşbuldum ablam... hülyayı gönder de.. arabadakileri alalım..diyorum..
hayal-- ne getirdin ki.. sen gel yeter bana.. yaptık birşeyler..
irem-- canım,tatlı getirdim..ağız tadı olsun diye.. kalabalık mı..

hayal-- yok yok.. biz bizeyiz.. zahmet etmişsin.. dur göndereyim..
irem-- bir sigara içip geliriz..
hayal-- tamam..

hülya geldi.. yanmış ve mutlu yüzü gülüyor.. sarılıp..öpüştük..
irem-- nasılsın..
hülya-- iyiyim,sen nasılsın.. allah kavuştursun..
irem-- amin.. çok yorgunum her yere yetişmeye çalışıyorum.. sen,kocana kavuşmuşsun bakıyorum.. balayı gibi birşey duydum da..

hülya-- (içini çekerek ) eh işte,üçgünden birşey anlamadık ama.. böyle ayakta mı konuşacağız.. ben niye buradayım..  ablam git dedi.. geldim..

irem-- (açtım arabanın ön kapısını)geç otur.. bir sigara içip öyle gireriz..  birşeyler aldım da götürelim diye çağırdım seni..

oturduk,sigaraları da yaktık.. iki ön kapı da açık.. biraz esiyor..

irem-- hayal ablam nasıl.. iyi mi,eşiyle..

hülya-- çok şükür iyiler..gördüğümüz kadarıyla.. allah bozmasın.. kocası gözünün içine bakıyor..
inşallah ablam annemi dinleyip.. huzurunu kaçırmaz.. dört günlük evliler daha.. eltine çok yüz verme diyor..

irem-- o da hayal ablaya kalıyor.. sen direnemedin,inşallah o başarır..

hülya-- doğru ne diyeyim..