Translate

26 Eylül 2012 Çarşamba

1388.bölüm..


çıktık ikimizde,terasa.. ziya ve annesi hariç herkes orada.. oturduk sandalyeye..

suat-- ziya nerede..
ergün-- suzan teyze çağırdı da,onunla aşağıya indiler suat amca..

mürüvet-- (yenge diyorlar,çok güzel bir kadın.. biraz topluca otuz yaşlarında.. suat amcayla,suzan hanım evlenmelerine vesile olmuş.. ) zuhal,irem.. ne çok benziyorsunuz birbirinize..

irem-- evet,benzeriz..
sami--(kocası -eczacıymış) nasıl yaşıyorsunuz bu sıcakta.. bugün,eriyorum sandım..
orhan-- bende diyordum  ama yaşanıyormuş,sami bey.. .

menekşe-- ben Elazığlıyım.. Mersinde ilk yazımı hiç unutamıyorum.. hasta olmuştum.. sıcak çok etkilemişti beni.. ama alışılıyor

lütfü-- Adanaya tayin olmuşsun.. tebrik ederim menekşe..
menekşe-- sağol lütfü..
ergün-- hangi okula menekşe..
menekşe-- xx lisesi ergün..
ergün-- kolay gelsin..
menekşe-- sağol..

zuhal,fincanları alırken.. osman eniştem de ,sevim teyzemde kalktı..
osman-- ben  camiye gitmek için..müsadenizi istiyorum..
tabi dediler..
eniştem merdivenleri inerken
. sevim-- zuhal tepsiyi ben götüreyim.. meyveleri hazırlarım,sen dinlen biraz..
zuhal-- (gülümsedi ve verdi ) sağol canım..

lütfü-- anlayışlı adamın hali başka.. (sigara ikram ediyor,ergün de yaktı.. hepimiz aldık,zuhal hariç..içiyoruz)

irem-- (kül tablası verdi zuhalde aliyle konuşuyor.. ) suat amca, sizleri .. hepinizi yani.. ağırlamak istiyorum.. kabul ederseniz çok sevindirirsiniz beni..
suat-- ne gerek var,kızım.. karşıda kalacağız,yer hazırlamış zuhaller..

irem-- biliyorum ama oranın kapasitesi size az gelmiştir.. amacımız uğruna sıkışarak da kalınır,katlanır insan.. fakat hepinizin kalacağı ve rahat edeceği yer varken.. imkanları da kullanmak lazım..
. götüreceğim yer,balcalıda.. öğrenci yurdu..daha faaliyete geçmedi..ilk siz kalacaksınız
odalarda her konfor var.. yemekhanede ramazan dolayısıyla faaliyete geçti..
kahvaltınızı,yemeğinizi yer istediğiniz yere gider,gelirsiniz.. ne kadar arzu ederseniz de,kalabilirsiniz..

ben sabah çiftlikteydim.. gelmenize yetişemedim..yoksa hemen oraya götürecektim sizi..
bana yük olacağınızı falan da düşünmeyin.. teyzemin-eniştemin misafiri.. benim de misafirimdir.. başımın üstünde yeriniz var..

oturuyoruz,siz ne dersiniz bilmem  ama.. saat on olmuş.. eğer eşyalarınızı alırsanız.. biran önce.. yerleşirsiniz..yarın çok uzun bir gün olacak.. hepimiz için.. sizlerde dinlenirsiniz..

suat-- peki,kızım.. madem içinden gelmiş... gidelim öyleyse.. osman beye mazeretimizi söylersin ergün..
ergün-- peki suat amca.. rahatlık söz konusu olunca sesim çıkmadı..

ziya geldi o sırada..
suat-- annen nerede.. oğlum.. irem bizi bir başka yere davet etti..
ziya-- karşı evde.. valizini kapatıyor. irem bana da söyledi de..

hep birlikte kalktılar.. valizlerini arabalarına koyup. zile basarız dediler..
neşe ablalar,menekşeler.. ergün,ali.. ziya ,zuhal ve ben kaldık..
lütfü-- çok iyi düşünmüşsün,irem.. ama bizim misafirler.. bu gece kalsınlar..yatakları hazır..

menekşe-- bizimkilerinde..
irem-- sağol lütfü abi..nasıl arzu ederlerse artık..  yer varken.. böyle günde kullanmayacağız da ,
ne zaman kullanacağız.. ev ev üstüne olmaz.. kaç kişiler,herkes rahat etsin bari..

neşe--  zuhal hangi kuaföre gideceksin.
zuhal-- abdullaha gidilecek,neşe abla.. sizlere de randevu aldım..buyrun..gelin..

neşe-- çocukluyum,misafirim de var.. ben giderim.. zuhalciğim burada buluşuruz..
menekşe-- evet canım.. ben de elayla gideceğim.. sonra size sürpriz hazırlayacağız..

orhan-- ziya sürpriz diyor,duymadın mı.. niye neşesizsin sen.. bak yarın evleniyorsun.. nihayet.. sesin çıksın..
ziya-- hiç tadım yok maalesef.. zevkimi,hevesimi kaçıranlar oldu da.. ne sürpriz,umurum da.. ne düğün.. nikahtan sonra zuhali alıp gitmek istiyorum..

lütfü-- ne oldu ki..
irem-- heyecanlı lütfü abi.. hoş gör..  nikahtan sonra gidecekmiş.. yok ya,başka arzun var mı..
sabaha kadar dans edeceğiz.. tabi ben ayakta durabilirsem..

ziya-- (gülümsedi) içme sende..
irem-- sarhoşluktan bahsetmiyorum ya.. yarın hasatın son günü..ve ben başlarında olup..biçerdöver kullanacağım..
ziya-- harmanım ben harmanım diye türkü de söylersin sen..
irem-- ne demezsin.. o cehennem sıcağında,türkü aklına bile gelmiyor.. saat beşte iş başı.. yapacağız.. o yüzden,acele ettim ama..

ziya-- yeri tarif et,sen git irem.. ben götürürüm..
irem-- ayıp olmaz mı..
ziya-- olmaz..ayıp başkasının yaptığına denir..


Hiç yorum yok: