Translate

31 Mayıs 2013 Cuma

1791.bölüm..


songül tabakları ,bardakları almaya geldiğinde.. bende okuduğum sözleşme ile
yanlarına geldim.. elimde de tunanın dolma kalemi var..

nedim bey,kurşun kalemle benim ve cafer beyin imzalayacağı yerleri,sayılarıyla beraber işaretlemiş.. masaya koydum..

songül-- irem hanım.. size yeniden getireyim mi.. buz erimiş de..
irem-- yok canım.. aşağıda durum nasıl..
songül-- sadun beyin gitmesi gerekiyormuş.. selam söyledi.. teşekkür etti..
ama ergün bey , çalışıyor.. herkes yerine,yerleşti..
derya abla salata yapıyor.. bende süpürdüm heryeri..

irem-- tamam canım.. ergün abiyi göndermeyin..
songül-- peki..
o çıktı,tuna girdi içeriye ve kapıyı kapattı..

yanıma oturunca..
maruf-- kimse soramıyor.. ben sorayım bari.. neler oluyor.. çok gizemlisiniz.. zarfı açınca yüzünüz değişti..daha açığı...

tuna-- (bir sigara yakıp )dur maruf, dur.. devam etme..
iremin harcamalarının faturasıydı o.. yüzümüz ondan değişti..

maruf-- sen bizi kandırabileceğini mi sanıyorsun..
şantaj mı yapıyorlar..  iremin,eli.. saçı mı görünmüş.. nedir söylesene..

tuna-- irem-- hah hah hah..

irem-- arkadaşlar.. diyeceğimi ve gördüğünüzü unutmanızı rica ediyorum..
 henüz kanıtlanmamış bir bilgi olduğu için.. sızmaması önemli..
sizi kandırmak gibi bir niyetimiz yok.. sakıncalı olduğu için ,söyleyemiyoruz..
 benim ne resmim olacak ta.. bana şantaj yapacaklar maruf.. yok öyle birşey..

mehmet-- olmasın tabi.. ama resme bakarken,yüzünüz öylesine değişti ki.. aklıma ne bileyim.. relaks olduğunuz bir anda.. çekilmiş bir görüntünüzün olabileceği geldi ,irem hanım..
barbara-- yada affedin ama.. tuna beyin bir resmine bakıyormuş gibiydiniz.. hani şok olunacak cinsten olur ya..

kevin-- yakıştıramadığımızdan da..mana veremedik..

irem-- evet ,yakışmıyor ve endişe ettiğiniz gibi bir durum yok ortada..
bana/bize bir şekilde yaklaşıp.. zarar vermek isteyen  bir tanıdığın..  resimleriydi onlar..henüz kanıtlanmadı ve mantığı anlayamıyorum..halimizin nedeni buydu.. konuyu kapatıyorum,sizlerde unutuyorsunuz.. anlaştık mı..

tamam  dediler..
maruf-- dalgıç kıyafeti iyi fikirmiş..  mayo,bikini giymek sakıncalı derken.... adamın bir bildiği varmış demek ki..

davut-- adam kimmiş,o nereden bilecek.. sakıncaları, siz bana sorun.. maruf bey..

irem--tuna--zübeyde--maruf-- hah hah hah..

*********

ben bismillah diyerek imzaları atıp.. kontrol ettim.. sonra,cafer beye uzattım..
o da imzaladı.. maruf da kefil olarak imza attı..
biz tokalaşırken.. alkışladılar.. tebrik ettiler.. ikimizi de..

maruf--( dolma kalemimi almış eline bakıyor.. ) kalem çok zarifmiş..
liz-- benim de dikkatimi çekti.. zevkli bir kadının,bir erkeğe aldığını düşündüm..
barbara-- ama irem hanım kullandı..

faruk-- bence o tuna beyin.. sert görünen ama gerektiğinde zıt davranmaktan kaçınmayan.. kişiliğine çok uygun bence..

irem-- tuna bey,buyrun anlatın..
(telefon edip, vahide hanımdan benzinliğin dosyasını..yaseminle gönder dedim..
 gelince,dosyayı aldım.. sözleşmeyi işleme koydurması için.. verdim..
evrakları kontrol edip, kira sözleşmesini kendi masamda doldururken tuna konuşuyordu )

tuna-- ...................... yeni evlendiğimizde,iremin benimle ilgili tek sıkıntısı bana bir hediye almak istemesi.. benim de,kabul etmemem di..

rekin-- anlamadım.. eşi  olmuşsunuz.. hediyesini neden almıyorsunuz ki..

tuna-- eş olmuşuz da..çalışmıyor,okuyor.. bir geliri yok.. para verdim,almadı..
yerini gösterip, alabilirsin dedim.. dokunmadı..
 o benim paramı hiç kabul etmedi ki.. kendi parası varmış..
zorla, bir iki kere parasını tamamlamışımdır iremin..
kayın babamın parasıyla alacağı hediyeyi de, ben istemedim..
yine de,bir kravatla.. yüzük almıştı.....
 ilk maaşıyla alması konusunda anlaştık.. nihayet..

biz oturduğumuz evi aldığımızda, apartman yeni bitmişti.. cengiz beyle,pazarlığı irem yapınca.. belli bir komisyon karşılığında.. diğer daireleri ve başka evlerini satıp, kiralamasını önerdi..
o da,çalışıp kazandı.. bana hiç eyvallahı olmamıştır,yani..

ilk kazancıyla ,bu kalem ve (elinde tuttuğu çakmağı gösterdi ) çakmağı almıştı bana..  (içini çekerek, bana baktı ) önemli kararların imzalarını, onunla atıyoruz..
hiç pişman olmadık şimdiye kadar.. bundan sonrada olmayız, umarım..

irem-- ( dosyayla gelip,oturdum yanına.. elini tutarak  ) olmayız inşallah..
(tuna birşey demeden.. gülümseyerek,elimi kavradı iyice ).. maruf bu benzinliğin kira sözleşmesi.. doldurabileceğim yerleri ,doldurdum.. sende eksikleri tamamla.. (imzaladım ve uzattım )

maruf-- (aldı,cebinden çek karnesini çıkardı )sağol, fiyat söyle bana..
irem-- sen benim sözümden döndüğümü, hiç gördün mü..  sana bıraktım dedim ya..
maruf-- tunaa..
tuna--maruf artık,benzinliklede ilgili değilim..  iremin idaresinde,herşey.. muhatabın o.. yetkimi fesh ettim..

maruf yazarken..

faruk-- yani mülk sizin ama yetki irem hanımın.. bu nasıl bir güvendir,inanılır gibi değil..
mehmet-- yada nasıl bir sorumluluk yüklemektir de ,diyebiliriz..

tuna-- (gülerek )çok iyi tanıyordum..güvenmesem ve mal mülk,ondan önemli olsaydı..  birkaç aylık evliyken.. tam vekaletname  vermezdim tabi..
.. üstelik 19 yaşındaydı,okuyordu ve hiç iş tecrübesi yoktu.. sorumluluğa
alıştı yavaş yavaş.. ben dekan olunca.. çekildim.. hiç yanıltmadı beni..
ezilmeden,öğrendi..  adil ve çok iyi bir idareci oldu.. ben mülkü de
devir edecektim de,istemedi..

1790.bölüm..

odama girdim... toplantı masasına oturmuşlar.. songül de,kola ve börekleri
getirdi..  ikram ediyor..
irem-- bana biraz izin verin.. geliyorum..
tabi dediler..

yerime geçip.. zarfı açtım önce.. içinden.. mektup ve dört fotoğraf çıktı..
çabucak baktım..
birinci de,görülen.. ufuğun okulundaki dolaplar herhalde..çekilmiş..
ikinci de.. tijen ;dolaba elindeki zarfı koyuyor.. dolabın içinde de,renkli başka bir zarf var..
üçüncü  de .renkli,zarf elinde ve tedirgin hali çok net anlaşılıyor..
dördüncü resimde de, okuldan çıkarken.. görülüyor.. okul adı ve bir hademe var arka planda..

tunaya baktım.. o da bana bakıyormuş.. gel dedim.. başımla..
gelip ,resimleri aldı elimden..
bende mektubu açtım..

"gülümm.. sürprizi beğendin mi.. ersin bey,özür için.. sana, göndermemi istedi.. henüz takipte.. çaktırma ve kimseye bahsetme..  resimleri de.. mektubu da yakacağını söylememe gerek yok değil mi..

ben de.. bu vesileyle.. konuşmaya yer ve zaman müsait olmayacağını bildiğimden,yazmak istedim..

sınava girmiştim,savcı oldum ve.. görevli olarak Ankaraya taşınıyorum..
ersinden de,aykuttan da sana asla zarar gelmez.. güvenebilirsin..
cihaz falan koyup, dinleme yapmayacaklarına da söz verdiler..

daha önceki dinlenmelerin, yani bu cihaz meselesi teknik takip değildi..
 savcının özel izniyle,dinleyen bir avuç insandı.. bilgin,odanın dışına çıkmadı.. süpheli de değildin.. eski eltin,gülen ve müfettişin yakalanmasının uzantıları var mı diye.. kontroldü..

ama diyelim ki,seninle hiçbir sorunu olmayan bir kişi.. savcılık izniyle teknik takibe alınmış  ise.. araştırılma amacıyla.. bağlantın var mı,boyutu ne diye..sende takibe alınıyorsun..
uyarayım dedim,cihaz görmeyince dinlenmiyorum sanma..
sen doğru ol..
ama karşındaki kişinin niyetini bilemezsin.. bir sekreterin olsun..
köşkte olsan bile numarasını alsın.. sende hemen arama.. yine araştır.. ve net konuş..tuzak olabileceğini aklından çıkarma..

şimdiye kadar arada ben olduğum için.. uygulamalar ,süreci kısaltmaya yönelik.. ve prosedür hariciydi.. artık öyle olmayacak..
onlar köşke gelmeyecek.. ve gerekli gördükleri taktirde,seni çağıracaklar..
herkese yapıldığı gibi.. davet edileceksin..

nedim beyi.. fotoğraflar ve dosya teslimi için çağırmıştım..
tüm bilgileri,detaylarıyla ona verdim.. sen bilme ve adamı bunaltma.. o işini yapsın..
birde benim çok güvendiğim bir insanı güvenlik görevlisi olarak, işe almanı istiyorum.. resmi değil.. emin olabilirsin..
 naille tunanın ilişkisine benzer, bir yakınlığımız var..
benim yiğenim dediğim anda ,ölümüne korur seni..
bilgili,görgülü ..uyanıktır da,konuşmayı,yakınlığı..samimiyeti sevmez..
 insanların yalakalığından  ,darbelerinden bıktığı için.. statüsünü terk etmiş bir derviş diyeyim ben sana..  görünüşe aldanma yani..
hayvanlarla, bahçenle de uğraşır.. dışarıya bir kulübe yaparsan.. orada oturur..

düşün ve kararını ver.. ben öğrenirim senden.. nasıl diye sormuyorsun ,değil mi.. tolstoyum..

tunaya selamlar.. kendine dikkat et .. öpüyorum seni..

not: görevimi ve nereye gittiğimi..
sadece..nedim bey..ergün,ali zuhal ve ziyaya söylemiştim.. sizde öğrendiniz..başkası bilmesin.. hadi yak şimdi..


tuna da,eğilmiş okuyordu..
irem-- bitti mi..
tuna-- hımm.. ver de,dediğini yapalım..
irem-- (katlayıp verdim.. ) çok şaşkınım.. neden yaptı bunu.. eline ne geçti ki..
tuna-- (zarfa koydu hepsini )ben bekliyordum da,görünce farklı oluyor insan..
 diğerlerinde var mıydı ki.. bunda mantık arıyorsun..
(elini masaya koyup,eğildi.. ) hadi toparlan.. sözleşmeyi okumuşlar mı..

irem-- evet.. çevirmişler,nedim bey de tamam demiş.. bende bir göz gezdireyim..
ya cengiz beye evrakları getir dedim ama ev Mersinde.. ben tekrar gidemem ki.. mahmut bey bekliyor..

tuna-- bende daldım.. gelinceye kalır.. yada saat beşte Mersinde olabilirsek tapuyu alırız.. kaptan da bekliyor nasılsa..
irem-- marufla anlaştınız mı..
tuna-- (gülerek ) evet..  o evi de, alacağız..
irem-- bende tahmin ettiğimden,o fiyatı söyledim.. dalgıç takımları pahalı biliyorsun..

tuna--irem-- hah hah hah..
1789.bölüm..

cengiz beyi arayıp,evraklarla gelmesini rica ettim.. evlere iki milyon dediğimi de çaktırmadan söyledim..

gülderen hanımı bilgilendirip.. vahide hanım için, almaya yetkili vekalet istemeyi düşünürken, aklıma geldi..
vahide hanım da asansörden inmişti.. kalkıp,yanına gittim..
kısık sesle "vahide hanım,kimliğin değişti mi.."
vahide-- evet.. sabah aldık.. niye..

irem-- sana evi alman için vekalet verecektim de.. değişmiş,evlendiğin ortaya çıkar.. gidip bakacaklar,istersen sende git..
vahide-- alacakmış,daha niye gideyim ki.. sonra görürüm..
irem-- peki..  songüll buzz gibi su istiyorum..
songül-- geldii..

gülçinin büro koltuğunu çekip,oturdum.. koltuklar doluydu..çünkü..
sohbet ediliyor.. zübeyde duygulanmış da ,ağlamış gibi... maruf da, sık sık bakıyor.. zübeydeye göz kırptım,gülümsedi..

songül suyumu getirdi.. içerken,fincanları aldı..
songül-- tuna bey çevirirseniz.. sevinirim.. kola,börek neskafe.. meyve ikram edebileceğim gibi.. biraz sonra.. yemek de yiyebilirler.. nasıl isterlerse.. öyle yapayım..
tuna-- tamam söngül.. (çevirdi.. börek ve kola istediler..
yemeğe kalmayalım ,erdemliye gideriz dediler.. tuna söyledi,songüle )

songül-- mehmet bey,faruk bey.. davut bey.. sizlere de getirmemi ister misiniz..
olur dediler..
rekin-- irem hanım.. fabrikaya bildirmiştim.. imzalı sözleşmeyi bekliyorlar.. fax göndereceğim.. cafer beyin,siparişi çok.. karışıklık olmasın dediler..

irem-- tamam rekin.. cafer bey,imzaları atabiliriz isterseniz..
sözleşmeniz gelmiş.. avukatım da,onaylamış.. hep beraber yukarı çıkalım,buyrun..
cafer-- peki..

maruf-- biz börek yiyeceğiz.. siz çıkın..

tunayı tek çağıramayacağım için..
max,tina diye fısıldadım.. anında geldiler.. önümde oturdu ikisi de..

maruf-- niye geldiler yine..
irem-- (okşadım başlarını ) max, tina.. aferin size..
max marufu yukarı çıkması konusunda ,ikna et.. asansöre götür..
tina kızım.. sende kevina gel de..

mehmet bey çevirdi,dediğimi..
maruf-- daha neler.. nasıl ikna edecek ki..

max ,marufun..  tina da kevinin, önünde oturdu..
ikisi de.. değişik, sesler çıkarıp.. patilerini dizlerine koydular..

kevin-- bu muhteşem birşey..
maruf--  adımı nasıl bildi ki..
tuna-- biliyorlar.. başlarını okşayın ve ne istediklerini sorun..
dediğini yaptılar.. max ve tina resmen konuşur gibi.. sesler çıkardılar..
biz nasıl gülüyoruz..

maruf-- nereye gideceksek yolu göster, max..
bir kere havladı.. ve asansörün kapısına gitti..

maruf--(kalktılar ayağa )bu kurtun yavrusunu istiyorum..
kevin-- bende.. tina kızım.. aferin sana..
davut--faruk-- bende istiyorum..
irem-- olursa veririz.. belki..
gülerek ,asansöre bindiler..

bende kurtlara aferin diyip.. merdivenlere yöneldim..
irem-- vahide hanımm.. ergün abimle,sadun bey yemeğe kalsınlar..
cengiz bey gelince yukarı gönder..
vahide-- tamamm..

odama girdim...
toplantı masasına oturmuşlar..
1788.bölüm..

mehmet,faruk.. davut bey.. yerleştirmeye yardım ediyorlar..
sadun bey ergün abim.. ,tanıtma.. öğretme çabası içerisindeler..
her kafadan bir ses çıkıyor.. ama çizim birebir karşımda.. harika olmuş odalar..

irem--hanımlar,beyler..  kolay gelsinn..
sağoll dediler..

mehmet--faruk--davut-- aa,irem hanım.. tuna beyy..

irem-- bildiniz,bu nasıl bir özveridir böyle.. kalmış yardım ediyorsunuz..
liz-- arada da.. güzel sana bir sözüm var,beni bir yol dinlermisin diyorlardır..

kahkahayla güldük..
tuna-- elinize sağlık.. yardıma ihtiyaç var mı..ergün, sadun bey..
ergün-- yok tuna..
sadun-- anlatma aşamasındayız..tuna bey..
tuna-- diyorsun ki,gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz..

ergün-- estafurullah..
vahide-- (canlı ve güler yüzle..diğer odadan çıktı ) hoşgeldiniz.. çalıştık ama bu kadar oldu..  buyrun lütfen.. ayakta kaldınız..
(odaya bakıp )faruk bey.. mehmet bey,davut bey.. sizleri de,salona alalım..  buyrun..

irem-- (fısıltıyla ) dövseydin.. bu nasıl çağırma..
vahide-- (kısık sesle ) dinsizin hakkından, imansız gelirmiş.. onların yüzünden geciktik.. iş yeri burası.. kovmadığıma dua etsinler..

salona dönerken.. mehmet beylerde geldiler bizimle.. hepsi kıs kıs gülüyor..

tuna-- elimizi yıkayalım biz..
mehmet--bizde..
tuna-- tabi tabi.. buyrun.. irem sen dur..
faruk-- irem hanımm.. lütfen gelin..
kahkahayla güldük..

kevin,liz cafer bey ve barbara koltuklara oturdular..

ben de mutfakta yıkayacağım.. songül yemek hazırlıklarıyla meşguldü..
bir yandan da kahve yapıyor.. soğuk kolalar,böreklerde tepside..

irem-- (kolay gelsin diyip,konuştuk.. ) başka kola,börek  var mı.. yanlız değiliz..
songül-- var var.. sabah bir tepsi getirdim..
mehmet beyler de,börek simit,poaça vs. getirdikleri için yenmedi.. kolalar da onlardan..

irem-- bu tepsidekiler kimin,götüreyim..
songül--ergün ve sadun beyin.. çokkk yoruldular.. bir dakika durmadı ikisi de..
irem-- (aldım tepsiyi ) tamam canım..
(odasının önünde konuşuyorlar.. duyunca,koridorda durdum mecburen.. utandırmayım dedim  )

vahide-- hayatım,terlemişsin..
rekin-- eh, biraz..
vahide--  ütülü tişörtün çantamda.. gir,değiş.. hasta olma..
rekin-- tamam,canım..  dikkat çekmeyelim.. ver, lavoboda değişirim..
vahide-- (odaya girdirdi,kapıyı çekerken.. ) ben yokum nasılsa..
rekin-- keşke olsaydın..
vahide-- sussss...

gülmemek için dudaklarımı ısırarak.. yürüdüm.. ve yanından geçtim..

tepsiyi.. kapıdan uzatıp.. bedriye verdim.. elimle de,işaret ettim onlara diye..
ergün abim.. herkese bilgi veriyordu..çünkü.. dikkatleri dağılmasın..

ben salona geldiğimde.. tüm kadro yerini almıştı.. zübeydelerde gelmişler..
konuşuyorlar..
songül kahveleri veriyor.. gülçinin masasına oturup..
irem-- biraz dan,gelirim..

vahide hanım,kahvemi getirip.. yanıma oturdu..
vahide-- duydunuz mu..
irem-- (gülerek ) neyi..
vahide--anlaşıldı..
çantamdan sigara çıkarıp..ona da verdim.. yaktık..

vahide--(kısık sesle ) enis bey kapıdaydı.. biz geldiğimizde..çiçek satıyordu yine.. bir çay verdi songül.. sonra gitmiş..
mehmet beylerle kahvaltı ederken.. cafer beylerin sözleşme metni geldi.. ilter,şule ,melis bedri çevirdiler..yasemin gerekli konuşmaları yaptı..
nedim beyi çağırdık,o da inceledi.. tamam imzalanabilir dedi..
kemal bey de,uğradı.. oğlu iyiymiş çok şükür.. selamları var size..
hisseler de,hesaplarımıza yatmış.. onu haber verdi..
ben de,cafer beyi söyleyip.. çeki verdim..
sonra sadun bey,ergün bey.. eşyalarla geldiler.. on kişi,taşıdı yerleştirdi..
faturayı istedim ve ödedim..
sizde para almışsınız.. o ev ,için miydi..

irem-- evet..

rekin odasından çıktı ,o sırada..tişörtünü değişmiş.. bize gülerek..misafirlerin yanına geçti..
vahide-- ben size zarfla,sözleşmeyi getireyim..
irem-- odama götür,burada okuyamam..
 cengiz beyi çağıracağım şimdi.. rekin bahsetti mi evden..

vahide-- evet.. tamam dememiş ama maruf bey istediği için.. alacakmış..
bir de,burada alırız dedi.. bana sürprizi varmış.. sizin haberiniz var mı..
irem-- bana niye söylesin vahide hanım.. nasıl haberim olabilir ki...

vahide-- hiç inandırıcı değilsiniz.. yalan söyleyemiyorsunuz..
irem-- hah hah hah..

1787.bölüm..

tuna da oturunca.. sinyal verip hareket ettim.. arkadakiler de peşimde..

tunayla maruf.. yüksek sesle,almanca konuşuyorlar yine..
 zübeyde göz kırptı..
irem-- (kısık sesle,özetledim durumu ) size özel olmadığını anlatıyor..
çok kıskanç,girmemi istemiyor.. ama harika bir eş..
ben nasıl unuturum yaptıklarını.. istediği tek şey bu.. yok diyemiyorum bende..

zübeyde--haklısın da.. hiç mi girmiyorsun..

irem-- giriyorum canım.. ama yanlızken..  beraber,yüzüyoruz..

zübeyde-- (bir sigara yaktı ) ne diyeyim.. keşke bende tek olsaydım.. denize dönüp bakmazdım,bile..

irem-- hani iyiyiz demiştin.. değişti mi ,yoksa..

zübeyde-- yok,değişmedi iyiyiz .. ilk defa doğum günümü böyle kutladı,hatta..
genelden bahsediyorum.. yine onlar orada.. eşleri ve ilgileniyor..
karışamıyorum.. hemcinslerim,kötülük yapamıyorum.. onların da suçu değil ki..
çocuklarımız için gündüz bir aradayız.. görüşüyoruz.. hepsi kabullenmiş..
son eş hariç..
 çokk dedikoducu ve entrikacı bir kız..acıyorum,kızıyorum ama o da haklı..  benim de kocam ,o.. diye bana etmediğini bırakmıyor.. marufu da taciz ediyormuş.. denize girmek, çok da önemli değil yani..

irem-- evet,haklısın.. hiç derdim değil, benim de..  onun varlığı yeter..
(köşkün önünde durduğumda.. arkaya dönüp.. )beyler ,geldik.... aa,uyumuşlar.. zübeyde bakk..
zübeyde-- (gülerek )  anlaştılar mı,yoksa sıkıntıdan mı uyudular.. sence..

irem-- birbirlerine kıyabilirler mi.. anlaşmışlardır.. maruf,tunanın dizine yatmış.. baksana..  tam fotoğraflık bir görüntü..
tunanın uykusu çok hafiftir.. nasıl uyanmadı hayret..

zübeyde-- maruf da öyledir.. ama.. çok mu yorduk acaba..
irem-- biz alışığız da,sizi bilmem tabi.. ayy,ben neler diyorum ya.. kendimi kınadım..
zübeyde-- irem-- hah hah hah..

biz gülerken, kevin kapıyı açınca.. uyandılar..

kevin-- inmeyince merak ettim..
maruf--(doğruldu ) uyumuşum kevin..
tuna-- bende.. ne zaman geldik irem..
irem-- biraz önce.. sizi seyrediyorduk.. ne oldu ,iyi misiniz..
maruf-- iyiyiz tabi.. tuna hepimize dalgıç kıyafeti alacak..

irem--tuna--zübeyde-- maruf-- hah hah hah..

kevin-- niye.. dalmayı biliyor musunuz..
tuna-- öğreneceğiz kevin..  hadi inelim..

indik.. diğerleri girmişler.. biz de bahçeye girip ..kurtları sevdik..
zübeydeyle,maruf geride kaldılar..

tuna-- maruff.. gelsene..
maruf-- geliriz.. siz girin..

kevin-- maruf beye,size ne oldu.. yer değiştirdiniz falan.. rahatsızlandınız mı..
tuna-- yoo.. irem ben kullanayım dedi..

köşke girdik.. dosyalar,taşınıyor.. bir hareketlilik var..
yaseminle,bedri.. turgutla,derya.. merhaba diyip geçtiler önümüzden..

cafer,barbara..rekin,liz ,kevinin peşinden,bizde  odalara doğru yürüdük..

mehmet,faruk.. davut bey.. yerleştirmeye yardım ediyorlar..
sadun bey ergün abim.. ,tanıtma.. öğretme çabası içerisindeler..  her kafadan bir ses çıkıyor.. ama çizim birebir karşımda.. harika olmuş odalar..

28 Mayıs 2013 Salı

1786.bölüm..

tuna arabayı kullanıyor.. ben yanındayım.. maruflarla beraberiz..
cafer ve barbara benim arabamda tek geliyorlar..
rekin de.. kevin ve lizi aldı..
üç araba Adanaya doğru yol alıyoruz.. randevularım var.. cengiz bey,isterseniz sizi götürür dedim..

cafer bey,tam arkamızda.. aynadan baktığımda .. gülüyorlardı..

maruf-- ne yapıyorlar..
irem-- gülüyorlar..
zübeyde-- iyi anlaştıklarını.. ve etkilendiklerini düşünüyorum..
maruf-- bende..çok da yakıştılar.. cafer de doktor,onunda etkisi oldu sanırım..

tuna-- branşı ne..
maruf-- iç hastalıkları uzmanı..  hastalandığımda,teşhisi o koymuştu..
ama muayenehanesi yok..  emir olmasına rağmen.. üniversitede ders veriyor..
 halk bilinçlensin  diye,eğitim için uğraşıyor o da..
tuna-- en iyi yatırımı yapıyor.. imkanı da var.. ne mutlu ona..

maruf-- evet.. irem sahiden almayacak mısın.. evi..
irem-- yok maruf..
maruf-- mali sıkıntın varsa,ben alayım.. sen sonra öde..
aramıza yabancı birisi girmesin istiyorum irem.. fiyatı neymiş evlerin..

irem-- iki milyon liraymış.. sıkıntım yok,çok şükür.. niyetini anlıyorum da..
gidemedikten sonra.. ev almanın manası ne maruf..
tuna-- marufa bir şey söyleyeceğim.. müsadenizle hanımlar..

almanca konuştular,birbirleriyle.. maruf sinirlendi niyeyse.. sustu ve arkasına yaslandı..

irem-- ne oldu..
tuna-- biz  yanlızken denize giriyoruz.. yatı o nedenle almıştım.siz denize girerken..-benden dolayı- giremeyeceğinden almak istemiyordur,ısrar etme..dedim..
o da,kızdı.. birbirimizin eşlerinin bacağına mı bakıyoruz,ruh hastası.. kötü niyetli miyiz biz.. iremin baskıya karşı tepkisini, şimdi daha iyi anladım..
birde öğretmensin güya.. seni şiddetle kınıyorum,konuşma benimle  dedi ..

irem-- ee,ne olacak yani..
tuna-- ikimize de,balık adam kıyafeti almayı düşündüm.. tüplü dalgıçlık yaparız artık..
irem-- hahh hah hah.. çözümlerin harika.. çabuk karar ver ve uygula..
barışın derhal.. eğer gözden çıkardıysan.. benim de on yıl beklemem gerekmez..
içimdekileri dökerim.. marufu hayatımızdan çıkarırız, sonsuza kadar..

tuna-- offf of.. gelme üstüme irem..
irem-- kendin söylemişsin.. benim suçum ne..
gece kaçar..gündüz üstüme gelme der.. iyi,tatile de gitmeyelim bari..

tuna-- (gülerek ) ama aradaki güzellikleri atlamak haksızlık olur.. gidelim bence..
irem-- hıııhh.. sen önce,arkada ki asık yüzlüyü güldür.. ayy hiç çekilmiyormuş,
 o da.. ben taframı sonra yaparım..
tuna-- hahh hah hah.. marufff,maruff.. sana bir sözüm var,beni bir yol dinler misin..

maruf-- hayır..
tuna--zübeyde--irem-- hah hah hah..

tuna-- yer değişelim.. zübeyde de öne gelsin..
irem-- tamam.. bak arkada.. öpmek,sarılmak yok ha.. gözüm üstünüzde olacak.. haberin olsun..
tuna-- hahh hah hah.. inanılmazsın sen.. (sinyal verip,sağa yanaştı ve durdurdu arabayı.. arkadakiler de,durdular tabi..tuna indi.. )

irem-- zübeydeciğim,öne gel..
maruf--( tuna kapıyı açtı.. bende şöför koltuğuna geçtim ) niye,neler oluyor..
tuna-- ben geliyorum yanına..
maruf--(zübeyde de,ön koltuğa geldi ) gelme.. seni istemiyorum..
irem-- istemen tuhaf olurdu zaten.. o benim maruf..

maruf--tuna--zübeyde--hah hah hah..

1785.bölüm..

zübeyde-- vahide hanım da,uyanıkmış..
irem-- çok da iyi ve düşüncelidir.. ablalık yapmış..
bu yıl..ikimiz de izin yapamadık,ben dönünce.. ona izin vereceğim.. dinlensin biraz.. çok yoruldu..

rekin-- bunu vahide biliyor muydu.. bana söylemedi de..
irem-- sıra sizde rekin.. bilmeyin.. bir düşündüğü vardır elbet..
sürpriz yapacaktır belki..

rekin--(gülerek )  hımm.. peki.. ne zaman döneceksiniz,diye sorayım o halde..
irem--kısmetse, onbeş gün sonra..
maruf-- rekin,artık düğün yapalım.. said,sen.. ne çok beklediniz..
bu nasıl sabır etmek anlamıyorum ki..
rekin-- inşallah şeyhim.. tuna bey çok beklemiş,çok şükür mutlular..
saidlerde öyle.. bende umuyorum,diyelim..

irem-- cevabı beğendim rekin.. ben çok mutlu olacağınıza eminim..
rekin-- sağolun.. tahminleriniz doğru,çıkıyor.. yanıltmayız umarım..

irem-- ben ,cengiz beye ev  aradığınızı söyledim.. az önce.
Mersinin erdemli ilçesi var,biliyor musunuz rekin..

rekin-- gittim ,çam ağaçları olduğunu hatırlıyorum.. ama iyi biliyorum denemez..
maruf-- var mıymış..
irem-- evet..arsaları komşu, beş malikane varmış elinde.... ulu çam ağaçları varmış bahçelerde,düzenlemesi de bitmiş.... denize sıfır,manzara harikaymış.. iç dekorasyon yapılıp,eşya yerleşecekmiş sadece.. on gün sonra teslim edebilirim dedi.. arzu ederseniz.. gösterecek..

rekin-- bakalım da.. buradan ne kadar uzaklıktadır.. hergün gidilip gelinir mi,yani..
irem-- kilometre olarak tam bilmiyorum ama Adanaya hergün gidilip,gelinmez..
yorar yani.. siz bana daimi kalacağınızı söyleseydiniz,öyle sorardım..

rekin-- haklısınız.. o amaçla da kullanabilirmiyiz ,demek istedim ben..

maruf-- rekin,cafer,kevin..ben ve sen alalım.. var mısınız..
kevin--varım..
cafer-- olur da,sormam lazım..
rekin-- benimde..
irem-- komşu olmak isterdim ama bu ev de yakın.. gelir gideriz
maruf.. bir ev daha almam.. çünkü gidecek vaktimiz bile yok..

maruf-- bir kışlığın, bir dağ evi.. bir de yazlığın oldu..
 bir tane daha olabilir bence..
tuna-- maruf.. villayı daha görmedin de.. yalıyı unuttun..
evlenmeden önce,benim aldıklarımda var..

kevin-- bekar evidir onlar.. oturacak değilsiniz nasılsa.. satın,tuna bey..
tuna--  o nitelikte iki yer var.. mümkün olunca,gidiyoruz..kevin..
küçük,şirin ve bize özel.. seviyoruz,satmayı da düşünmüyoruz..

cafer-- tamamm,satmayın da bir tane daha alın..
irem-- siz sordunuz ve alıyor musunuz cafer bey.. alın dediğiniz için sordum..
cafer-- yok,daha sormadım..
irem-- hıı..

maruf-- hah hah hah.. cafer ,iremle dikkatli konuşacaksın..
 o bana rest çekiyor,ben ona nazlanıyorum da.. hiç şakası yoktur gördüğün gibi..
hıı dedi ,bittin..
cafer-- pardon,irem hanım.. niyetim o değildi..

irem-- biliyorum cafer bey.. bilmesem inanın,isabetli  uzun cümleler kurardım.. beni tanımıyorsunuz,çok ters olduğumdan da haberiniz yok doğal olarak..
her türlü emir ve baskıya karşı tepki bu aslında..
yüzlerce evimiz varken.. sizin,sormadan bana  alın demeniz .. emir etkisi yarattı.. kusura bakmayın..
teklif edildikten sonra.. düşünme payı sırasında.. baskı yapılmazsa.. sürpriz yapmayı da severim.. aynı marufa yapacağım gibi..
benzinliği sana beş yıllığına,kiralıyorum maruf.. fiyatını da sen belirle..

maruf-- aaa.. ciddi misinn..
hepimiz güldük şaşırmasına..
irem-- evet,ciddiyim..
maruf-- çok sevindim,irem.. teşekkür ediyorum.. diğer konu ne oldu..

irem-- sen ne dedin..yanlış mı duydum..
maruf-- mutlaka,ağzımı bile açmadım..
irem-- bende öyle tahmin etmiştim zaten.. kazancın hayırlı,uğurlu ..  bereketli olsun..
herkes iyi dileklerini söylerken, o da teşekkür etti..

kahvelerimiz geldi,sigaralar yakıldı.. erdemliye gidip evlere bakalım diyorlar..
rekin bana biraz yaklaşıp.. kısık sesle..

rekin-- duymuşsunuz..
irem--(gülümsedim ) evet.. çok sevindim.. mutluluklar diliyorum..
rekin-- sağolun.. ikimizde sizin evinizi çok beğendik.. tek olması çok cazipti.. erdemli deki ev de olabilir,nasılsa komşularımız daimi kalmayacaklar.. (eliyle yüzünü kapatıp) vahidenin izni iki ay olabilir mi.. lütfenn..

irem--(gülerek ) acil bir durum olabilir,çağırırsam getireceksiniz..
rekin-- (yüzü aydınlandı adamın )  getiririm.. anlaştık..

maruf-- rekinn.. ne getiriyorsun.. pek sevindin..
irem-- demek birşey istenilmiş, karşılıklı anlaşmışız.. niye soruyorsun maruf..
 rekin nasıl söylesin.. sürpriz olabileceği aklına gelmiyor mu..
liz --(gülümsedi ) ben anladımm.. (ters ters gözlerine baktım ) ama yanlış anlamışımm..

kahkahayla güldük..
kevin-- hımm.. liz,irem hanım... ve muhtemelen diğer hanımların..
mutfak -sahil eğlencesininin.. bir manası olduğunu da,anlamış olduk.. lizz?

cafer--barbara ?
maruf-- zübeydee ?
tuna-- iremm?

liz--barbara--irem--zübeyde-- hah hah hah..

liz-- evet vardı ama söylemeyeceğiz..
kevin--ben öğrenirim..
maruf-- bende.. tuna senden umudum yok..

zübeyde-- kusura bakma maruf.. söz verdik..
liz-- evet kevin..
tuna-- hah hah hah..

cafer-- (gülümseyerek,barbaraya döndü) güzel sana bir sözüm var,
beni bir yol dinler misin..

rekin--barbara--kevin--liz--maruf--zübeyde--tuna--irem-- hahh hah hah..
1784.bölüm..


sonra mahmut beyi arayıp,imza için nereye gelmem gerekiyor diye sordum..
saat dörtte fabrikamıza gelin,irem hanım.. sizi karşılamaktan mutlu
 olurum dedi.. sağolun diyip kapattım..


tuna-- irem,marufla konuş.. benzin istasyonunu çok istiyor..
ben necati beye verme taraftarıydım ama irem marufu kıramamış deriz..  rekinin yan tarafındaki araziye de ,kiralamak amaçlı talip..
rekine verdin,ona yok dersen olmayacak..

irem-- tamam da.. rekinle ortağız diye verdim.. marufa verirsem,sam ve kevin da ister..
tuna--ben bilmem ,bul bir yolunu.. sam e çakıl taşını vermene bile razı değilim..

irem-- marufu uyar,yanlarında konu açmasın.. toprakla ilgili..
ben ona da vermek istemiyorum ama duruma bakarız.. artık..
tuna-- anlaştık.. hadi inelim..

**********

el ele.. girdik.. içeriye.. kahvaltı salonuna çıktığımızda.. marufları gördük.. deniz manzaralı masada oturuyorlar..
kevin,liz.. maruf,zübeyde.. cafer,barbara.. ve rekin..
vahide hanım yok.. ama rekinin mutluluğu yüzüne yansımış..
spor giyinmişler hepsi.. ve  bizim için de,yer ayırmışlar.. gittik yanlarına..
günaydın dedik.. kalktılar,tokalaştık.. hanımlarla,öpüştük gayet samimi..

oturduğumuzda ,gecenin güzelliğinden .. ortamın samimiyetinden bahsederek..
bana /bize teşekkür ettiler.. rica ederiz dedik..

garsonlar,çaylarımızı kahvaltı tabaklarımızı getirdiler.. yiyoruz..

irem-- sam,mr.smith ve vahide hanım neredeler..
rekin-- biz Adanaya gittik,irem hanım.. mr.smithin toplantısı varmış..
sam de,philiple buluşacağım dedi.. vahidenin de,malum işe gitmesi gerekiyordu..
 bende yeni geldim..

liz--(gülerek )  candanla melek ,buradalardı..
irem-- niye güldün,liz.. tamerle batu bey,gitmediler mi yoksa..
liz-- gittiler canım..
kevin--otelin önünde park etmiş arabayı görünce,arkalarına bile bakmadılar..
tuna-- kimin miş ki..
maruf-- ziyanın..

kahkahayla güldük..

tuna-- bende nasıl bıraktı diyordum..
irem-- uyanık ve tecrübeli.. helal olsun.. sabahta havaalanına götürmüştür..
cafer--(gülerek ) gece, ben çantamı unutmuşum arabada.. on dakika sonra
indim aşağıya.. ziya beyin arabası yoktu..

bir kahkaha daha yükseldi..

cafer-- tamer ve batu bey duymasın da.. ziya bey.. gerçekten,uyanıkmış..

tuna-- evet,öyledir..
barbara--eşine söylediği şarkı,süperdi.. çok beğendim..
maruf-- hepimiz beğendik,barbara.. şule hanım üstünde etkili
olacak mı,ben onu merak ediyorum.. mehmet bey hemen kullandı ya..

tuna-- rekin,onlar nereye gittiler.. biliyor musunuz..
rekin--(gülerek ) biliyorum.. mr.smith ve sami otele bıraktık..
 evin önüne geldiğimizde.. yeni iniyorlardı daha..
planları nasıldı,haberimiz yok da.. vahide fırsat vermeden..
"derya-said,ilter-ahu.. iyi geceler .. yasemin, sen bize gel.. melis,şuleyle kal.. turgut annen,bizde..
sende; bedri,faruk,davut ve mehmet beyleri..  misafir et lütfen..
neskafe yoksa vereyim.. faruk bey seviyor" dedi.. itiraz bile edemediler..


kahkahamızı duymanızı isterdim..

1783.bölüm..

ikimizde öyle derin uyumuşuz ki.. kurduğumuz saat çalmasa ,kalkamazdık herhalde.. saat dokuz..
mecburen doğrulup banyoya gittim..

tuna-- iremm,denize girmeyecekmiydik..
irem-- (baktım kapıdan ) biz sahilden denize giriyormuyduk..
tuna-- burası evimiz.. plaj da bize ait.. gireriz..
irem-- daha niye yatıyorsun öyleyse..
tuna-- bana ne bana ne.. öpmedin ki..
irem-- hah hah hah..

**********

hiii,deniz nefisdi.. ne yosun,ne taş .. yoruluncaya kadar.. yüzdük..
epeyce açılmışız.. dinlenirken..

irem-- özlemişim denizi de,yüzmeyi de..
tuna-- bende.. sık sık geliriz bundan sonra..
irem-- inşallah..  dönelim mi..
tuna-- dönelim de.. yavaş yüz..
irem-- tamam.. (yavaş yavaş  yüzüyoruz.. ) iki gün daha kalalım
diyorum ne dersin..

tuna-- tatil için.. kasıma kadar başka zaman olmayacak.. irem..
gezelim ve dinlenelim.. ev,kapalı mekan istemiyorum anlıyor musun..
buraya hafta sonları geliriz.. kalırsak,temizlik bulaşık yemek ..
yine aynı şeylerle uğraşacağız.. biraz uzaklaşalım diyorum bende..

irem-- peki,uzaklaşalım.. aşkım..

**********

eve dönünce.. arabadan giyeceklerimizi alıp.. yukarı çıktık..
duştan sonra da giyindik aceleyle..
aşağıda ,restoranın araç gerecini ve çöpü aldı tuna.. bende bulaşıkları yıkadım.. etrafı kontrol edip, sigortayı ve evi kapattım.. arabayı garajdan çıkarmış..
dış kapıyı da kilitleyip.. arabaya bindim..  makyajımı yapıncaya kadar..
otele geldik..
park ederken.. ben cengiz beyi aradım.. teşekkür edip,çok beğendiğimizi..
geleceğimi,hazırsa tapu için.. buluşabileceğimizi söyledim..
çok mutlu oldu.. hazır,saat ikide bekliyorum dedi..

irem-- cengiz bey,rekin  bu özelliklerde bir ev arıyormuş..
 haberiniz olsun .. diğer yabancı dostlarımız da,çok beğendiler..

cengiz-- Mersin de yok da,erdemlinin girişinde..
  beş malikane var.. arsalar bitişik..ve ulu çam ağaçları var..
denize sıfır.. manzara,kullanım alanı  süper..
evler,çevre düzenlemeleri bitti de.. mali durumdan dolayı..
iç dekorasyonu tamamlayamamıştım.. beğenirlerse..  on gün içinde
teslim ederim.. satın,komisyonunuzu alın.. fiyatı size bırakıyorum..

irem-- sağolun.. söylerim..bugün çok işim var.. bakalım derlerse,
siz götürürsünüz.. gereken yerde ben devreye girerim.. bir buçuk milyon uygun mudur..

cengiz-- uygundur.. fevzi bey ve oya hanım da.. evi aldılar.. biraz önce..
çok dua aldık,irem hanım..çokk..
irem-- güle güle otursunlar.. onların duası,diğerlerinin parası.. dengeyi
bulacağız inşallah..
cengiz-- inşallah.. sayenizde ben de nefes aldım.. sizde güle güle oturun..
irem--aminn.. hoşçakalın..

1782.bölüm..

ziya şarkıları söylerkem hem dans ettik,hem hep beraber eşlik ettik..
turgut,bedri.. mr.smith  ve sam oturuyorlardı..

ziya-- oynayalım biraz da.. beyler buyrun..

Ankara havaları söylemeye başladı.. faruk,şule ziya,candan,melek..
 başta olmak üzere..
herkes coştu.. çok eğlendi ve eğlendirdi..

ziya-- bittii..
alkışladık..
ahu-- harika solistler,harika sohbet, ortam.. yiyecekler..
çok teşekkür ediyoruz.. hepinize..
irem-- rica ederiz ahu hanım.. bizde memnunduk..
eğlendik ama keyifsiz halimiz hiç hoş değildir.. özellikle ziya,hiç çekilmiyor..

melis-- her gününüz iyi olsun ,inşallah..
ziya-- amin.. hepimizin güzel olsun.. çok geç oldu.. bize müsade..
bizimle Adanaya gelmek isteyen varsa,buyursun..

candan-- ziya eşyamız yanımızda.. sabah uçakla gideceğimiz için, Mersinde otelde kalalım dedik.. başka zaman geliriz kısmetse..

ziya cebinden cüzdanını çıkarıp açınca ..
candan-- (kısık sesle )ziya ne yapıyorsun.. paramız var.. senden alır mıyım.. delimisin sen..

ziya-- (kartvizitlerinden birisini çıkardı,arkasına birşeyler yazıp..uzattı ) bende sana ,burada böyle para vermem herhalde.. hem o kart,sizin için..paradan daha değerli..  kalabileceğiniz bir otel var zaten.. adını yazdım..
kartı göster,anahtarını al.. o kadar..

melek-- (karta baktı ) kartın anahtar olacak.. ha ziya.. sen Mersinde kalmıyordun hani..  otel personeliyle ,nasıl bu kadar samimisin..
zuhal yanında,açık veriyorsun kuzen..

batu-- melekk,kendine gel..
ziya-- bence batuyu dinle.. ne içtiysen,bir daha içme.. ve kendi açıklarına bak sen.. (candanı öptü.. diğerleriyle tokalaştı.. )
Adanaya gelen var mı.. gidiyorum..

irem-- arabalar var ziya.. yolunu uzatma sen.. dikkatli gidin..

bize de hoşçakalın dediler..
onları yolcu ederken.. vedalaştık diğerleriyle de.. tabi usulen, kalmalarını da teklif ettim.. sağol gidelim dediler.

derya-- said sandalyeleri,minderleri balkona koyun.. bardakları içeriye götürelim bari..
irem-- yaparız derya..
melis-- olur mu canım.. yardım etsinler.. kızlarr ,sahildekileri alalım..

karınca gibi.. beş dakikada taşıdık herşeyi..
teşekkür ederek,gayet memnun gitti bizim gençler..

maruf da camı açtı..
maruf-- tunaa... bizde Mersinde kalacağız.. arabayı sabah köşke bırakır cafer..
tamam mı..
tuna-- tamam.. acele etmeyin.. yarın öğlene doğru.. bizde geleceğiz..
cafer bey sözleşmeyi hazırlatırsa imzalarım dedi,irem..
maruf-- çok iyi olur.. otele uğra öyleyse.. kahvaltı edip,beraber gidelim..
tuna-- peki..

el sallayıp,kapıyı kapattık.. arabadan.. mayolarımızı alınca da.. kilitledi..
belime sarılıp.. yürürken..

tuna-- diyorum kii.. sabah girelim denize.. taş falan varsa göremeyiz..
irem-- olur.. bir heves girecektim de,çok yorgun ve bitkinim zaten..

tuna-- harcadığın eforu düşünürsen.. normal.. sen içeriye gir de.. sahildeki demir kapıyı kapatayım..
irem-- bana ne bana ne.. kucağına all..

tuna-- hah hah hah.. aşkımm alırım da.. tekrar gelemem ki,dışarıya..
irem-- hıı,iyi bekliyorum balkonda.. koş çabuk.. uyurum yoksa..
tuna-- (uzunn ve tutkulu bir öpücükten sonra.. dudaklarımdan çekilirken )
şimdi nasılsın..
irem-- sen gelsene buraya..

tuna kaçıyor,ben kovalıyorum.. kahkahalarımız bahçeyi inletiyor..

tuna-- durr.. düşeceksin..
irem-- koşma sende.. ayol niye kaçıyorsun,anlamadım ki..
tuna-- kapıyı kapatayım da,anlarsın..
irem-- hah hah hah...

25 Mayıs 2013 Cumartesi

1781.bölüm..


irem-- ziyaa.. neşelendir zuhali.. ergün abim gittiğinde de böyle olduysa..
tecrübelisin demektir..
ziya-- (gülerek ,zuhalin elini tuttu) o zaman farklıydı.. ergün çabuk gelecekti ve biz nişanlı bile değildik..
said-- yanii.. etkin azaldı mı,ziya..
ziya-- yok da.. yaptığımı söylemek istemiyorum said.. açık vermeyim..
irem-- aman sende.. versen ne olur,hükmü kalmamış.. hem siz görüşemiyordunuz.. ne yapmış olabilirsin ki.. eve girmek için.. tünel mi kazdın..

güldüler..

zuhal-- tünel zahmetli iş,babama yakalanma riski de var..
asker yolcu etme bahanesiyle,ilk defa evimize gelmiş... birkaç kere görmüşüz birbirimizi.. fazla da konuşma imkanımız olmamış.. çok kalabalığız,bende kahve yapıyorum..
mutfak da nasıl olduysa.. tek olduğum bir anda..  ziya girdi içeri..

faruk-- yardıma gelmiştir..
davut-- kahve sen nelere kadirsin..
irem-- onlar evli.. siz açık vermeyinn..

kahkahalarla güldük..

tamer-- ee,sonra..
ziya-- ilgini çekti bakıyorum.. candan yanında,kopya çekmene gerek yok tamer..
tamer-- öğreneyim,zararı olmaz ziya bey..

ziya-- zuhal çok şaşırdı.. ağzını bile açamadan.. ben diyeceğimi diyip çıktım.. kahveleri,çayları içtik.. sonra ergünü yolcu ettik.. herkes evine gitti..

irem-- o söylediğin  neydi.. zuhalin,seni aradığını yada buluştuğunuzu söyleme
inanmam. arabada mı uyudun yine..

herkes güldü..
mehmet-- yakalanmışsın demek ki ziya..


ziya-- evet de.. o çok sonraydı ,nişanlıydık ve hep birlikte yasinlerin
sözü,yaş günü için..  eğlenip sabahlamıştık.. eve gidecek zaman yoktu..
iki saat uyuyup,saat sekizde iş başı yapmıştım..

batu-- yasin beyle,sizin akrabalığınız mı var..
zuhal-- figen halamın , irem de teyzemin kızı.. batu bey..
batu-- irem hanımla,tuna beyin evlilik hikayelerini biraz duyduk.. sizden de ayrıntıları öğrenmek isterim..zuhal hanım..

zuhal-- hıı,söylenilmeyenleri mi mesela..
batu-- evet evet..

zuhal-- ama yanlış kapı çaldınız.. benden sır çıkmaz.. kesinlikle söylemem,aynı şey sizin içinde geçerli.. ama siz duyulmasında sakınca yok derseniz..candanla,meleğin burada olduklarını.. kayınvalideme söyleyebilirim..

batu-- yapmazsınız değil mi..
candan--  zuhal.. ailelerimiz biliyor,yengem duymasın.. rica ederim..
zuhal-- peki canım.. batu beyin teklifini de,bunu da unuttum..
batu-- ufff..
faruk-- strateji güzeldi..
derya-- zuhal hanımda,iyidir bu konuda..
tuna-- çok da uyanıktır..bir sinema maceramız olmuştu.. değil mi zuhal..

zuhal--(gülerek ) evet.. sağolun..
ziya-- ne oldu batuuu.. kızları alıp gelmek,iki gündür beni aramamak..  iyiydi değil mi.. bugün de,döneceklermiş üstelik..  halam akşam arayıp,söyledi.. telaşlanmış..  iremlerle Mersine gideceklermiş dedim de,sakinleşti..
kızlar,lafım sizeydi aslında.. borçlandınız bana..

candan-- sağol.. gidecektik de,imkan olmadı..
irem-- doğru söylüyor ziya.. lafı karıştırma da.. soruma cevap ver..
zuhal-- bana şarkı söyledi ,tamam mı..

mehmet-- zor bir durumda.. kısa sürede,şarkı söylemek ilginç..
tuna-- ziya çok beceriklidir..
said-- demek ki verdiği mesaj..yada sözler anlamlıymış mehmet bey..
kevin-- ziya.. şarkıyı çok merak ettim..
maruf--senin sesin de çok güzel,lütfen söyle.. feyz alanlar olabilir..

ziya-- (güldü ) içeri girdiğimde,dediğim gibi... zuhal  çok şaşırdı.. bende kısık sesle şarkıyı söyledim.. sözlerini çevirin lütfen..
tuna-- ben çeviririm.. sen söyle..

ziya--
 Güzel sana bir sözüm var
Beni bir yol dinler misin
Beni çölden çöle sürdün
Sen Leyla dan da güzelsin
Aşık Oldum için için
Beklerim yar gelmez,niçin..

Kerem yandı aslı için
Sen aslı dan da güzelsin
Sana aşık olup geldim
Sen aşk nedir bilmez misin
Ferhat gibi dağlar deldim
Sen şirinden de güzelsin
Ozan oldum sevgim sonsuz
Yüreğimde bir heyecan
Sazım bile sustu sensiz
Yar kaçma gel bana ceylan

bitirince,kahkahalar arasında öyle çok alkışladık ki..

şule-- çokk güzelmiş..
mr.smith-- tebrik ederim.. duruma çok uygunmuş,sahiden..
mehmet--  müthiş bence..
faruk--ders alalım senden..
kevin-- ziyaa.. zeki adamsın..
maruf-- aşk adamın dilini çözmüş..
tuna-- takılmaları da meşhurdur..

ziya-- sağolun..
irem-- hakkını vermek lazım.. laf yerini bulmuş..
ben o hallerinizi bilmiyorum ya.. başka varsa,paylaş bizimle..
ziya-- yok malesef.. karşılaştığımız anlarda .. samimi olmaya da,hiç uygun değildik.. (gülümseyerek ) gör diye,seni bekledik..
irem-- sağol..
zuhal-- irem dayım geldi,sizden sonra..  İstanbula gittiler mi dedi..
anlatıp, bebekler doğdu mu yoksa dedim.. doğmamış, başka birşey için sormuş..

irem-- hanımlar,dün postacı geldi mi iş yerine..
derya-- geldi.. aldım.. sizin,misafiriniz vardı.. vahide ablanın masasına bıraktım..
irem-- dikkat çekici birşey var mıydı..
derya--(düşündü ) dergiler,faturalar.. birde büyük sarı bir zarf.. vardı..
zülküf tamburacı diye birisi göndermiş.. tanımadığımız için sorayım diyordum ama.. kalabalık olduk..unuttum.. önemli miydi..

irem-- yok yok.. değil.. ben de atladım..
tuna-- irem,o kim..
irem-- dalgın gördüm seni..
ziya--türkülerle efkarlandır mışsındır..
tuna-- hah hah hah.. anladım.. sende neşelendir ziya..

ziya-- peki abim..  anar,mehmet,cafer ve faruk bey.. hallerinden memnunlar..
ama rekin,bitse de gitsek diyor sanki.. oynayalım da,noktayı koyalım..

vahide-- dans etsek.. nasıl olur ziya bey..
ziya-- mesaj alındı vahide hanım.. buyrun lütfen..

herkes kalktı.. sehpa,minderler ,sandalyeler çekildi..
mehmet-- şule hanım ?
şule--efendim..
mehmet-- güzel sana bir sözüm var..
beni bir yol dinlermisin..

kahkahayı duymanızı isterdim..şule de gülüyor..
mehmet bey de teklifsizce sarıldı beline..

1780.bölüm..


sekiz türkü söyledim arka arkaya.. mest oldular.. bittii.. diyince de.. uzun uzun alkışladılar..
ses yankılanıyor ama yanımızda ev olmadığı için.. rahatız..

iltifat ediyorlar bana.. bağlamamı kılıfına koyarken..

ziya-- ev sahibii..
sahilin sağ tarafından.. paravanın arkasından geldi ses..

tuna-- ziyaa,gell..
zuhalle,ziya.. kumsaldan..bizim tarafa geçtiler..
tunayla ayağa kalktık.. melek batunun arkasına saklanıyor güya..
herkes gülüyor..

ziya-- oh oh.. herkes buradaymış meğerse.. merhabaa..
merhaba dediler..
tuna--( tokalaştık,ben zuhali öptüm..)hoşgeldiniz.. nereden böyle..
ziya-- hoşbulduk abi.. sahildeydik,iremin sesini takip ettik.. inletti maşaallah..

irem-- sağol.. bizde senin kulağını çınlatıyorduk..
ziya-- (gülerek ) belli canım.. batu ve tamer gördüklerine çok sevindiler zaten..
hele kuzenlerimin sevincine diyecek yok.. melek,deve kuşu misali saklanıyor baksana..

güldük..
mehmet-- görmeyin ziya bey..

herkesle tokalaştılar.. tanıştırdım bende.. candanla,melekle de.. sarıldılar..
anarla yasemini tebrik ettiler..
sandalye getirdi tuna.. oturdular.. karşımıza..

kevin-- ziya,evlenmişsin nihayet.. tebrik ederim..
ziya-- sağolun.. bizde sizi tebrik ederiz..
kevin-- teşekkür ederiz..
maruf-- ziya,keyfin yerinde bakıyorum..
ziya-- artık olsun değil mi..

irem-- ne işiniz var,Mersinde.. bu saatte üstelik..
ziya-- izin mi alacaktık,demeyim bari..  aliyi yolcu edince,
zuhal hüzünlendi.. Mersine geldik.. dönecekken,konserin başladı..
bittiyse,gidelim.. kimseyi görmemiş olayım..

yolu açık olsun,hayırlı tezkereler  dediler.. sağolun dedi zuhalde..

candan-- sitem etme ziya.. biraz da,sen söylesen de.. neşelensek..
zuhale de iyi gelir hem..
zuhal-- şu anda,hiç sanmıyorum candan..
tuna-- sana içki vereyim zuhal..
zuhal-- etkili olmadı tuna..
irem-- çay,meyve vereyim..
zuhal-- içtik,yedik sağol..

1779.bölüm..


(önüme gelip,bir dizini yere koydu.. ve elinde tuttuğu
gülü bana uzattı .. çayı,pasta tabağını yanımdaki sandalyeye
koyup.. gülü aldım.. kucağımda bağlama var.. diğer elimi yanağına koydum.. gülümseyerek .. )
irem-- sağol hayatım.. gönlümün sultanısınnn.. sen başımın tacısın..
Tutunacak dalımsın ..Canımsın canımsınn..

alkışı duymanızı isterdim..

tuna fısıltıyla.. "sende benim canımsın " dedi..
irem-- kalk,yanıma gel..

tuna bardağımı,tabağımı eline alıp.. oturdu sandalyeye.. bize iltifatlar ediyorlar..

candan --haklıymışsın irem..
şule-- bence de..
ahu-- allah bozmasın..
aminnn dedik hep beraber..

kevin-- tuna bey,gizli romantikmiş..meğerse..
cafer--demek ki,gizli gizli ikna etmiş irem hanımı..
mr.smith-- fikrimce,irem hanım sevmese kesinlikle ikna olmazdı..

maruf-- doğrudur da.. tunanın bir kadının önünde diz çöküp,çiçek vermesi
olağan üstü bir görüntü.. beni yine şaşırttı..

gülü ve bağlamayı.. kılıfın üstüne bıraktım..
çayımı ve pastamı aldım..tunadan..
herkes yiyor..


tuna-- ben değer verdiğim için.. olabildiğince,içimden geldiği gibi davranıyorum.. romantik olmak için çabam yok..
mr.smith çok haklısınız.. sevdiğime inandırmak için,öyle çok uğraştım ki..
bana sadece öğretmen olarak karşıma gel demişti.. mal da,mülkde hiç gözü yoktur.. hediyeyle irem ikna edilmez.. aksine,ters etki yapıyor..
maruf,yapana değil.. yaptırana bakacaksın..demek ki olabiliyormuş..

bedri-- ne mutlu size..
tuna-- darısı size olsun..
aminnn dediler..

irem--çay fikri kimindi batu bey..
batu-- tuna bey ve mr.blaunt fikir verdiler.. organizasyon onlara ait..
turgut,tamer yaptı.. hazırladılar.. bizler de.. bulaşık yıkadık,kuruladık..
balkonu,mutfağı paspasladık.. kimse boş durmadı..
irem-- ellerinize sağlık.. hepinize teşekkür ediyorum.. zahmet etmişsiniz..
üç türkü söyledim.. on beş dakika sürdü desek.. çok çabuksunuz
maşallah..

mehmet-- işin doğrusu.. yetişeceğiz diye,nasıl yıkadık bilmiyoruz..
davut-- kokusu ve yağı gitti en azından..
maruf-- kocan çamaşır suyu bulamadı.. bizim suçumuz yok..

cafer-- ama bol köpüklü sıcak suyla yıkandı..
sam-- ve çok iyi durulandı..
ilter-- kurulandı..

faruk-- irem hanım.. mutfakta ne oldu da,buraya gelip bizi terk ettiniz..
anar-- yasemin niye bıraktın beni..
barbara-- hepimiz geliyoruz,yaseminin senin yanında kalması
garip olurdu.. ne yaptığımızı,görüp duydunuz.. soruna mana veremiyorum
 anar..
anar--....................

irem-- faruk bey..  sizleri terk etmedik,alınacağınız bir durum da yok..
canımız istedi.. söyledik,oynadık ve kahveyi sahilde içelim dedik..
ev sahibiyim,yok diyemediler.. elebaşı benim..

anar--pardon..
irem-- peki anar..
tuna-- daha benim isteğimi söylemedin ,irem..
irem-- geleceğinizi bildiğim için.. yanında söylerim dedim hayatım..

maruf-- kek ,harika olmuş irem.. eline sağlık..
irem-- afiyet olsun.. çay da,çok güzel olmuş beyler..
turgut--tamer-- afiyet olsun..
bedri-- çaydanlığı getireyim,ben..
said-- gel ikimiz getirelim.. irem hanım,bizi bekleyin..
irem-- tamam said..

onlar gittiler.. bende tunadan bir sigara istedim.. yaktı,içiyorum..
zübeyde,liz.. derya..melis,yasemin.. tabakları toplayıp.. masaya koydular..

batu-- melek,candan.. istiyorsanız,gidelim..
melek-- nereye,Ankaraya mı..
batu-- evet..
candan-- bu halde,yola çıkılır mı batu..  sabah uçakla gideriz biz..
saat iki olmuş.. yarın ,iş başı yapacaksınız.. geri dönemezsiniz..

barbara-- size de engel olduk..irem hanım..
irem-- önemli değil,barbara.. biz bir arada olmaktan mutluyuz..

çaylar tekrar konuluyor.. bende sigarayı tunaya verip.. bağlamayı aldım elime..

1778.bölüm..


biz kendimizi  alkışlarken.. balkondan da.. alkış sesi geldi..
kalkıp,onlara dönerek selam verdim..

maruf-- gelelim mi..
irem-- hayır..
said-- ayırmayın bizi..
faruk-- aşkolsun irem hanım..
mehmet-- mest olduk da.. eksiğiz..
tamer-- ben candanın yanında olmak istiyorum..
batu-- bende..

irem-- zorlamak iyidir demiştiniz ya.. gelebilmek için, fikir üretin batu bey..
hepimizin..reddedemeyeceği birşey olsun..
said-- tuna bey,yardım edin.. lütfen..
irem-- tunayı karıştırma said.. en azından dinliyorsunuz.. şimdi bağlama çalacağım size..

tuna-- iremm..
irem--(başımla onayladım.. ) anladım ağam.. emrin başım gözüm üstüne..

herkes gülerken..
tuna-- estafurullah..

oturdum,kılıfı açıyorum..
candan-- sen ne dedin öyle,iremm..
melek-- ağzım açık kaldı..
derya-- şok oldunuz değil mi..
şule-- doğrusu,hiç beklemezdim..
melis-- bende..

yasemin-- ilk duyduğumda,bende çok şaşırmıştım..
barbara-- dediğine göre.. bir bildiği var demek ki..
vahide-- evet..tuna bey hak ediyor..
zübeyde-- bence de..

irem-- ben bu lafı söylediysem.. dedirtene bakacaksınız hanımlar..
boşa söylemem.. (akortunu yaptım )

 gönül dağı..
yalan dünya..
seher vakti.. türkülerini,çalıp söyledim..

onlar alkışlarlarken.. suyumu içtim..

vahide-- tuğrul bey,doğru söylüyormuş.. harika çalıyorsunuz..
irem-- sağol canım.. (kısık sesle ) bunlar sana /size özel..
vahide-- sağolun..

liz-- (fısıltıyla ) iremm.. çaktırma da.. bizimkiler geliyorlar..
barbara-- (gülerek ) hepsinin elinde tepsi var.. mr.smith,cafer bey..çay getiriyorlar bize..
zübeyde-- maruf da.. keki getiriyor...
derya-- tabak bardak.. masa..şişe.. sandalye var diğerlerinde.. tuna bey,en sonda ve elleri arkasında.. niyeyse..

ahu-- dayanamadılar..
melek-- ayy.. çok komik halleri..
candan-- fikri batu bulduysa.. tebrik edeceğim..
şule-- mehmet bey,yanıma oturmasın.. melis gel..
melis-- ama benim yanıma ,faruk bey otursun isterim şule..
vahide-- bende yere mi otursam acaba..

kahkahayla güldük..

mr.smith-- irem hanım,bayanlar.. konseriniz nefisti.. çay molası vermek istersiniz diye,düşündük..
irem-- çok naziksiniz..mr.smith.. teşekkür ederiz,zahmet ettiniz.. buyrun lütfen..
mr.smith-- rica ederim.. beyler,izni aldım.. gelin..

kahkahalarla geldiler..

evliler eşlerinin yanına teklifsizce oturdu.. çaylarımızı aldık..
batu.. bedri,turgut.. davut,said.. masayı koyup.. pastayı da servis yaptılar..
mehmet bey,fincanları aldı.. anar götürüp geldi..
faruk bey şeker verdi..  mr.smith ,sam erkeklere içki dolduruyor..
kevin dağıtıyor.. vs.

rekin,vahide hanımın yanına sandalyesini koyup oturdu..
mehmet bey,şuleye oturabilir miyim dedi..
buyrun demek zorunda kaldı o da..

ilter-- faruk bey,ayakta kaldınız.. sandalye getireyim mi..
melis-- arzu ederseniz,buyrun faruk bey..
faruk-- etmem mi,melis hanım..
güldük..
herkes yerleşti.. benim yanıma da sandalye konuldu..

irem-- tuna nerede..
1777.bölüm..


şule-- meraklı kalabalığa oynamamız hakkında ne diyeceğiz..
melek-- onlara ne..
candan-- irem söyledi,oynadık deriz..

yasemin-- hesap mı vereceğiz..
barbara-- siz hep böyleyseniz.. nasıl çalışıyorsunuz..
ahu-- çalışma şartları harika da,diyebiliriz..

kahkahayla güldük..

kahveyi pişirip,fincanlara doldurdum..
irem-- hanımlar.. kahveler soğumasın, sahilde oturup içelim..

melek-- iyi fikir.. sandalye minderlerine otururuz..
derya-- irem hanım ve vahide abla etek giymişler.. oturamazlar ki..
liz-- sandalye alırız onlara..
irem-- evet.. benim kuma, minderle bile oturmam yasak çünkü..
hadi, barbara..liz..zübeyde..

biz ellerimizde tepsiler.. bahçeye indik.. diğerleri de,iki sandalye..
minderler .. bir sehpa.. su bardaklarını getiriyorlar..

tamer-- nereye gidiyorsunuz candan..
candan-- kahveyi sahilde içeceğiz.. kız kıza..

batu-- niye ayırım yapıyorsunuz ki.. ayrı oyunlar,şarkılar..
melek-- (gülerek ) arada bir yapalım canım..
irem-- (tepsiyi zübeydeye verdim..) siz gidin.. ben geliyorum..
zübeyde-- tunaya haber mi vereceksin..
irem-- elbettee..izin almam lazım..

hepsi güldüler.. tuna,maruf.. cafer bey.. rekin de.. geliyorlardı..

irem-- tuna,arabanın anahtarını alabilir miyim..
tuna-- açık.. ne oldu,coştunuz..  taşınıyorsunuz,yine mi ayrılık
 göründü bize..

irem-- geliriz,bir keyf yapalım dedik.. gözünüzün önünde olacağız
ama gelmeyeceksiniz..

tuna-- (mırıltıyla) kedi gibi bakacağız yani..
irem-- hah hah hah.. eh biraz öyle olacak.. sen arabaya gelsene biraz..

tuna izninizle dedi.. garaja gittik.. .. arabanın bagajını açarken..
irem-- (fısıltıyla) senden daha vahim durumda olanların olduğunu da bil.. çaktırma, söylemeyecekler de..evlenmişler,dün gece..

tuna-- hah hah hah.. nihayet ha.. sen ne arıyorsun..
irem-- bağlamayı alıyorum.. lazım oldu bak..
çıkardım.. ve bagajı kapattım..

tuna-- iyi de,bak  gitmeyecekler irem..
irem-- bir daha düşün bence..
tuna-- haklısın.. kesin rekin gider..
irem--tuna-- hah hah hah..

************

ben koşturarak sahile gittim.. tunada balkona çıktı..

maruf-- (seslendi )iremm..  ama olmaz ki..
irem-- olur olurr.. bal gibi olur..

hanımların kahkahasını duymanızı isterdim..

şule-- ne maharetler varmış sizde..
derya-- bizde yeni göreceğiz..
irem-- içimden geldi, amatörüm  şule hanım..
melek-- harika çalıyor,şule..
candan-- zuhalin kınasında.. çok güzel eğlendirdi bizi..

vahide hanımla ben sandalyede.. diğerleri minderlerde..
sahilde oturuyoruz.. deniz çarşaf gibi.. ay ışığı pırıl pırıl yansıyor..
sessizlikte..  kahvemizi sigaramızı içtik..

irem-- hanımlar,eşlik edin bana..
arka arkaya,söyledik şarkıları hep beraber..
1776.bölüm..


kahve hazırlığı yapıyoruz.. fincan takımlarını çıkarıp, yıkadık..
kuruluyoruz.. cezve de ocakta..

irem-- evet.. söyle bakalım.. niye gelmek istedin..
vahide--(kısık sesle )  dün gece,eve giderken.. rauf sitem edip,daha
niye bekliyoruz .. istediklerini yapmadım mı,hala emin değil misin benden dedi..
(mahçup gülümseyerek) biz konsolosluğa gidip evlendik..

irem-- (elimde fincan,kağıt havlu..sevinçle zıpladım )yihuuuu..yaşasınnn.. (sonra sarıldım,gayet içtenlikle )  çokkk mutlu olmanızı diliyorum..çokk .. tebrik ederim gelin hanım..  mrs.blaunt olduğunu,kimse bilmiyor sanırım..

vahide-- (sesi titriyor ,o da bana sarıldı) teşekkür ediyorum.. bilmiyorlar.. ve lütfen söylemeyin.. şimdi duyulmasın.. hem utanırım,hemde sitem etmesinler..
siz döndüğünüzde,ben izne çıkarken.. söyleyeceğiz.. bir takım işlemlerin de yapılması lazımmış.. ev bulacağız daha..
annemle,yaseminin annesi çok iyi anlaştılar..
başka yere taşınmalarını bende istemiyorum.. oraya kira vereceğim ,irem hanım..

irem-- (ellerimle ,yanaklarını tutup.. ) şimdi bunları düşünme..
sen mutlu ol,evliliğinin keyfini sür.. çokk sevindim,vahide hanım..
ama deryaya mutlaka söyle... kızın herşeyini biliyoruz.. kırılır,ablası..

vahide-- (gülümsedi ) tamam.. hiç fırsat olmadı ki.. şaşkınım,hala..

derya,melis ..yasemin girdi mutfağa.. ellerinde de,kirli tabaklar var..
şule de,bardak tepsisi ile geldi..

şule-- yanlış zamanda mı geldik..
irem-- hayır hayır.. buyrun.. vahide hanım,beklediğim bir haber verdi de.. çok sevindim..
vahide-- kahveye bakayım ben..

hanımlar da..gelince.. mutfak kalabalık oldu.. bulaşık yıkıyorlar,kakara kikiri..
kurulama işlemi de başladı..

derya-- vahide ablaa.. bir baksana bana.. irem hanımın çok sevineceği
senin verdiğin, haber neymiş.. benden gizli mi..

yasemin-- vahide abla,hadi lütfen söyle ..bizde duyalım..
vahide-- of kızlar,off.. sıkıştırmayın beni..

irem--sıkıştın,kurtul bence (mutfak kapısını kapattım.. )
hanımlar,bir dakika elinizde ne varsa bırakın..
(bırakıp,bana döndüler..) yasemin sen çevir.. biraz sonra duyacaklarınız ,bu kapıdan çıkmayacak.. eş,arkadaş asla kimse duymayacak.. söz verin..
(söz verdiler.. bizim kızlar da söz verdi.. ) buyur vahide hanım.

vahide-- (cezveleri aldı ocaktan.. ateşi de kapatıp.. döndü )bizz..
biz nişandan dönerken.. plansız olarak,konsoloslukta evlendik..

çığlık çığlığa bir kutlama.. gerçekleşiyor.. yumak oldular.. öpüyorlar,zıplıyorlar.. zübeyde,liz.. barbara dahil..
bende hala kapıdayım..yaslandım ki..açmasınlar..

tık tık vurulunca..

irem--( elimle hanımları susturdum )kim o..
rekin-- benim irem hanım.. birşey mi oldu.. vahide bakabilir mi,acaba..
irem-- (açtım kapıyı,tamamen.. herkes normal durmaya çalışıyor.. )
gördüğünüz gibi.. vahide hanım dahil.. iyiyiz,rekin..
hava akımından.. ocak sönmesin diye kapıyı kapattık..
rekin-- (önce vahide hanıma ,sonra bana baktı.. gülümseyerek )anladım.. yine kapatın lütfen..
irem-- tamam..

o gidince,kapıyı kapadım ..

irem-- (gülerek ) hadi hanımlar.. oynayın..


mutfak büyük,ben söylüyorum.. herkes oynuyor.. tempo tutuyorlar,
alkış kıyamet.. ıslıklar.. zübeyde,barbara.. liz.. uydular bize..

vahide hanım da çok güzel oynuyormuş..  derya,yasemin melis,şule
melek,candan.. içkinin de etkisiyle.. coştular iyice..

 cilveli yarimi söylerken..
. göbecikleri attık karşılıklı.. nefes nefese kalınca da..
sarıldım vahide hanıma.. yanaklarını öpüp..

irem-- hayatımm.. bu ön kutlamaydı.. darısı asıl kutlamaya olsun..

vahide-- amin.. çok sağolun.. hepinize teşekkür ederim..
derya-- ablamm.. senin hakkını ödeyebilir miyiz.. ne teşekkürü..

22 Mayıs 2013 Çarşamba

1775.bölüm..


tuna arabadan  hırka getirmeye gittiğinde..

candan--(daha önceden konuşuyorlarmış demek ki.. )
.................. adapte olabilen,iyi aile ilişkisi kurmayı
başaranlara da.. bravo demek gerekiyor.. ablana imrendim şule.. darısı tüm bekarlara olsun..

aminn dedik..

ahu-- çok haklısın candan.. bizim durumu özetledin sanki..
ilterin babası da ,oğluna bir başkasını yakıştırdığı için.. beni istemedi..
aslında ana-oğul çok düşkünler birbirlerine..
ama eşinin yanında olmak zorunda kaldı..ayırdığım için suçluluk duyuyorum..
nikaha bile gelemedi kadıncağız.. ailem ve bizde gidemiyoruz..
abileriyle,yengeleriyle iyiyiz ama toplandığımızda..bir eksiklik hissediliyor yine de..

ilter--  babamın fikri değişmez,ondan umut yok da..
 annemle de,abimlere geldiğinde görüşürüz ne yapalım..hayatım..sıkma canını..

liz-- iremlerde olduğu gibi.. babaların seçimi her zaman doğru olmuyor ,ne yazık ki..

mehmet-- başka adaylara da,bir şans verilmeli bence.. tanımadan yok denilince.. tercihler ,mutluluğa engel oluyor..

faruk-- birde,herşey yolunda görülürken.. dur bakalım denildiğinde de.. şaşırıyor insan..
tuna,gelip hırkayı omuzuma koydu .. sağol dedim.. yerine geçti..

cafer-- ama seviyorsan,vazgeçmemek lazım.. gördüğümüz için..
saidi ve rekini örnek verebilirim bu konuda..

tuna -- onlar vazgeçmediler de.. muhalefetime rağmen,minik dokunuşlarla ..destekleyeni de atlamamak lazım.. cafer bey..

rekin-- evet,minnettarım..
said-- bende..
anar-- bize de destek oldu.. hakkını inkar edemem..

irem-- rica ederim.. siz iyi olun, o yeter..
tunanın muhalefeti şahsınıza değildi.. sadece,üzülüp etkilendiğimden..
karışmamı istemiyordu.. beni sevdiğinize inandırdığınız için.. elimden geleni esirgemedim ama.. eşlerinizi üzerseniz.. benim muhalefetim,direk size karşı olur..
imayla,iğnelemeyle  uğraşmak yerine.. aleni söylerim..

davut-- hepimiz söyleyebildiğinize şahit olduk,zaten..

mr.smith-- yanış anlaşılmıştım da.. bana da,kızmıştı..

kevin-- kusura bakmayın,mr.smith.. o konuda,irem hanımın verdiği tepkiyi..
 çok yerinde bulmuştum..
maruf-- bende aynı fikirdeyim.. size zorla satılmadı.. o ortamda,o şekilde
bahsetmenize  başkası olsa,belki sesini çıkarmazdı ..
sizde,çıkışını tahmin edemediniz sanırım.. yine de,insaflı konuştu.. anlaşılmasın diye..

mr.smith-- evet,tahmin edemedim..
bedri-- (Türkçe ) beyefendi fırçalandı mı yani..
said-- hemde nasıl.. ağzını açamadı.. ama davut bey siz orada değildiniz..
nerede şahit oldunuz ki..


tuna-- said,başka bir olaydan bahsediyordu davut bey..
 (şişeyi uzattı) hanımların bardakları boşalmış.. koyar mısın..

said-- (aldı )tabi de..

derya-- said,tuna bey konuyu değiştir.. sorma diyor..
said-- anladım derya.. kimse içmiyor,sordum diyecektim..
melek-- (gülerek ) erkeklere kalsın dedik said..
irem-- evett.. kahve içenler ellerinizi göreyim..
hanımlar istediler..

ben yapmak için.. ayağa kalktım..
vahide-- yardım edeyim size..
irem-- sen burayla ilgilen,hayatım..
vahide-- derya yapacak onu..
irem-- pekii.. buyur..

herkes ayaklandı.. masa düzeni için..
erkekler de bahçeye indiler..

beraber mutfağa girdik.. kahve hazırlığı yapıyoruz.. fincan takımlarını çıkarıp, yıkadık..kuruluyoruz..
cezve de ocakta..

irem-- evet.. söyle bakalım.. niye gelmek istedin..
vahide--(kısık sesle )  dün gece,eve giderken.. rauf sitem edip,daha
niye bekliyoruz .. istediklerini yapmadım mı,hala emin değil misin benden dedi..
(mahçup gülümseyerek) biz konsolosluğa gidip evlendik..

21 Mayıs 2013 Salı

1774.bölüm..


anar-- ama iş anlamında.. isteklerinizden geri adım atmıyorsunuz.. blöf dahi olsa.. kuvvetli ve toksunuz..

said-- biz iş yapmadık ama satış konuşmalarına şahit oldum,anar..
şikayet de etseniz.. çalışmak için çabalayan sizsiniz.. ve gördüğüm o ki..
kime tamam dediyse,kimlerle yolu kesiştiyse..  % 1000 kazandırdı.. her anlamda..  parası da,çok bereketli.. koruyup kollamak, onun yaşam biçimi sanki.. bir avuç para verip.. bir kucak dolusu kazanmadınız mı .. yalansa yalan diyin..

anar-- doğru..
irem-- (elimi göğsüne bastırıp,başımı biraz eğerek ) said,sağol..
sevgili anar.. blöf yapmıyorum.. gerçekten,kuvvetli ve tokum.. çok şükür..
sözümün ve malımın arkasındayım.. mısır,buğday.. pamuk,fıstık.. iş yeri vs. en iyisi ise.. amacınıza en uygunun o olduğunu ve kazanacağınızı bilerek..
sen tercih ediyorsan.. ben niye geri adım atayım ki.. pahalıysa almaa.. başkasından al..
ama benden alacaksan.. istediğim fiyatı vereceksin.. başka yol yok..
bu iş.. benden başkaları da, ekmek yiyor buradan.. emek veriyorlar.. karşılığını almak da.. hakları..
birde hayır işi var ki.. ihtiyacı olanı,görmeyip.. duymasak..  hissetsek bile yeter.. muhatabımız bilmeden,gereken ne ise yaparız.
ama varsa,bedelini ödeyeceksin..

sam-- laf bana da geldi sanki..
irem-- ortaya söyledim,sam.. öyle hissettiysen,doğrudur..

güldüler yine..

rekin-- ortaklık teklif ettiğimde,irem hanım alıcı ..bende satıcı konumundaydım..
imzası haricinde, hiç birşey talep etmediğim halde.. çok adil ve cömert olduğunu söyleyebilirim..  demek ki,alırken de.. satarken de.. hakkını veriyor..

irem-- sağol rekin..
maruf-- doğru da.. alayım diyorum.. yine ,satmıyor işte..
tuna-- benzinlikten bahsediyorsan,satılık değil ki..
sana da,durumu izah etmiş.. ireme baskı yapma,sen zararlı çıkarsın..

cafer-- haddim değil de.. benim gibi,sabredin şeyhim.. bir dakikada hiç üzülmeden,anlaştık.. söz verdi,konuşacağız dediniz ya..

maruf-- tuna bir yandan,sen bir yandan... bana destek olacağınıza.. iremi tutuyorsunuz..
cafer--  ikimiz de sizin için söyledik ama.. taktir sizin..

ben tutuyorsunuz lafını duyunca.. tunaya bakıp gülümsedim..
tuna-- ( o da, gülerek ) marufla konuş,küstü..
irem-- nee.. bir o eksikti.. maruff,kardeş..  küstün mü bana..

evet manasında ,gülerek başını sallayınca..
irem-- konuşmayacak mısın..
başını iki yana salladı..

irem-- (gülümseyerek ) aman da ,bana naz mı yaparmış.. sanırım biraz şaşırmış..
konuşmazsan.. sana bir lokma bile kek vermem.. ve bundan sonra da yapmam..

maruf-- (gülerek ) ama haksızlık bu..
irem--  tuna hariç ,kimsenin nazını çekmem.. o müstesna..
en nazlı olarak..tecrübeliyimdir..  baştan rest çekeceksin .. taviz verirsem,sonu gelmez maruf..

maruf-- bir de böyle deneyeyim demiştim..
irem-- yanlış strateji..  bana işlemez..
kevin-- çok açık sözlüsünüz.. maruf beye ,rest çekmek de..size özel bir durum..
irem-- aynen öyle kevin..

maruf-- tuna,acıdım sana..
mehmet-- az önce imrendim demiştiniz,sanki..
faruk-- irem hanım,size rest çekiyor.. tuna beye tavrı,süper bence..
davut-- eksik oldu.. birbirlerine diyelim..

bedri-- hadi beyler.. cesaret.. devamını getirin.. yoksa ben söyleyeceğim..
tuna--  o kadar da , değil.. kendini yakma.. düşündüğün,söylemeye uygun olmaz bazen..
irem-- (gülümsedim )ben şimdi ,ne düşünüyorum sence..
tuna-- üşüdün,hırkaya da telepatiyle ulaşamadın .. ben getiririm,hayatım..

 kahkahamız çınlattı bahçeyi..

tuna arabadan  hırka getirmeye gittiğinde..
1773.bölüm..



kevin-- tercüme eden yasemin hanımdı.. bence,ezberlemiştir bile..
anar-- (güldü ) doğru. bu kadar dikkatli dinlediğim bir konu olmamıştır,diyebilirim.. ama yaseminin bir-iki  yeri atladığını tahmin ediyorum..

irem-- (güldüm ) evet atladı.. ama o zaman ki durumu göz önüne alırsak..
 çeviri yapması bile mucizeydi,bence..

liz-- çok güzel ve verimli bir yolculuktu.. şiir dinlemiş,çiğdem -yusuf çiftinin olayına tanık olmuştuk.. anar da,bizler de..çok mutluyduk..

mr.smith--güzide hanımın sayesinde.. helikopterle gidişimiz,ağırlanmamızda.. sürpriz oldu..
sam--piknik de,çok güzeldi..  iremi tanıyamamıştık..
mr.smith-- ama çok değişmişti .. ailesin sıcaklığını.. yediklerimizi .. yağmuru  ve kahkahaları hiç unutamıyorum..

kevin-- gerçekten mükemmeldi..
anar-- benim açımdan da,yorucu.. telaşlı ve çok heyecanlı bir gündü..
irem-- (tunaya bakıp.. ) ben nasıldım,o gün..
tuna-- müthiş..
tamer-- öyleymiş.. zekeriyadan tesadüfen duydum..
turgut-- ben niye bilmiyorum..
yasemin--bana da anlatmadı..

tamer-- bana da,özellikle anlatmış değil.. bir nedenle panik halindeydi..
sakinleştirdim.. sonra da meseleyi..
irem-- tamerr,sözünü kesiyorum ama.. konu tatsız ve hiç sırası değil..
lütfen unut..
tamer-- peki..

maruf-- adenin dediği geldi aklıma.. farklı zamanlarda.. hep farklı irem
gördük.. sahiden değişmeyen tek şey.. ifadesi.. hiç saklayamıyor.. 
kızdıysa da,sevindiyse de..yüzünden belli oluyor ..

barbara--iş ilişkisi.. dostluklar,arkadaşlıklar bazen insanın duygularını tam göstermesine engel olur..  karşılıklı olarak,maskeler takılır.. 
büyüklerin kalbi kazanılır da.. çocukların kalbini kazanmak çok zordur..onlar samimiyetsizliği hemen anlarlar..  yaseminle anar,video kaydından bahsettiler..
imrendim, ne mutlu size irem hanım..

irem-- sağolun,katılıyorum.. dediklerinize.. bende onları çok seviyorum.. 

zübeyde-- çok haklısınız barbara.. iletişimi ve içtenliği  ile.. irem bizim çocukların,idolü.. ama onların arasında iremi görseniz.. neden bu kadar sevdiklerini ve çağırdıklarını anlasınız.. 
 
tuna-- beni de,irem bensiz gitmeyeceği için mecburen çağırıyorlar.. 
melis-- siz çocukları sevmez misiniz.. yada uzak mı duruyorsunuz..

tuna-- severim de.. hem sıra bana gelmiyor.. hemde iremin hali,sevmenin ötesinde.. tam seyirlik..
sera küçücüktü.. ireme bahçeden avucuyla bir tutam çiçek çekmiş.. onu verdi.. hala kağıtların içinde,onu saklıyor... 
mesela ;bütün çocuklar ellerini renkli boyalara batırıp,
kağıda baskı yapmışlar ve ireme hediye olarak göndermişler.. ona hala çerçeve, beğenemedi..değiştirip duruyor..  
gittiğimizde,çocuklarla saray dışında.. yemek,dolaşmak ve film seyretmek için.. anardan izin istedi.. 
o da sakıncalı olur ,kusura bakma diyerek.. izin veremedi.. ne üzüldü,ne söylendi anlatamam.. onlara da davetliyiz.. 

maruf-- bir saat sonra..  bir tırın geldiğini haber verdiler.. 
götüremedi ya.. seyretsinler diye.. koltukları, dev perdesi.. ses düzeni.. film makinası.. patlamış mısırı,gazozu.. dondurması.. çalışanları ile eksiksiz sinema göndermiş çocuklara..  sayılarını bilmediğim.. rengarenk çeşitli ebatlarda
top ve bebek de geldi.. çocukların sevincini tahmin edin artık..  
irem göndermiş ,hangi çocuk unutabilir böyle bir sürprizi.. 
bahçeye yerleştiriliyordu..iremle tuna geldiler.. hoşgeldiniz derken.. üstüne atlamasınlar diye..ben çağırınca gelin demiştim çocuklara.. 
hepsi de dondurma yiyor.. 
irem benim engellediğimi duyunca,daldı aralarına.. 
(içini çekerek ) o halleri gözümün önünden hiç gitmiyor.. birde çiftlikten giderken hüzünlenmeleri..

tuna--(gülerek )bende içimden  kamerayı.. sera değil de.. aden almış olsaydı.
. neler söylerdi diye geçiriyorum..
mr.smith-- evlilik teklifi reddedilmiş,bir daha cesaret edemezdi.. 

rekin-- kim kime teklif etmiş.. 
vahide-- maruf beyin oğlu.. aden.. dokuz yaşındayken.. hepimiz seni seviyoruz ama ben daha çok seviyorum.. diyerek.. irem hanıma mektupla evlilik teklifinde bulunmuş da..

maruf-- büyüyor ve anlattık .. artık tahmin ettiğin gibi birşey söylemezdi..
ben kamerayı kasaya koymuştum,oradan da aldım.. 
kimse şifreyi bilmiyor,nasıl ele geçirdiler.. onu anlayamadım.. 

irem-- ben sorarsam.. söyleyeceklerine eminim.. sen sorarsan,sera
aniden hastalanacaktır.. kesin boğazı ağrır,konuşamaz.. 
liz-- sen de mi öyle yapardın irem.. 

güldüler.. 
irem-- genel olarak, tavır öyledir diye dedim.. 
benim uygulamama gerek kalmazdı ki,liz.. babam sağolsun.. 
saygısızlık ve  yalan söylemek haricinde.. hiç kısıtlama yaşamadım.. aklımdan geçirsem dahi olurdu.. çok şükür ki,tuna da öyle.. 
istemek kavramı bana çok yabancıdır, o nedenle..


1772.bölüm..


tuna-- iremm..
irem-- efendimm..
(kızlar gülerek,balkona çıktı.. ben de ,salonun balkona bakan son penceresini açtım..  o da pencereye geldi..sineklik tel yok.. ) buyur canım..

tuna-- (kısık sesle ) ağızlarından kaçırdılar,hiçbirisi gitmiyormuş..
bizde yarın akşama yola çıkalım mı.. cafer beyin de işi olur..
mahmut beyin de..
tapuyuda alırız..ne dersin..

irem-- bende sana teklif edecektim.. şule planlarından bahsetti de..sürpriz yapsanız dedi..
tuna--(gülümseyerek ) yapalım öyleyse..  neskafe içirdin,bak böyle oldu..

irem-- (gülerek.. saçını parmağımla düzeltip,yanağına koydum elimi..)
yapacağım yardım bu kadardı ,başka yok.. hiç bahsetme,gideceğimizi sansınlar.. denize gireceğim.. yatıya kalmalarına dayanamam,bak..
tuna--  bende.. (elimi tutup,öptü çaktırmadan) hadi gel..

pencerenin pervazlarını tutup,oradan çıkacakmış gibi yaptım..
tuna-- hah hah hah.. dur dur.. buradan demedim..
irem--(güldüm ) hı,ne bileyim.. gel deyince.. öyle sandım ağam..

pencereyi kapatıp, balkona çıktım.. ikimizde yerimize oturduk..

kevin-- bize nispet yapıyorlar.. maruf bey..
mr.smith-- ama rahatsız etmiyor..
maruf--evet  mr.smith,doğallar.. çünkü..
aralarındaki sevgiyi hissediyoruz.. yani tuna,irem faktöründen sonra  oldu.. hayret ve imrenme ile izliyorum..  biz yapsak.. suni durur..

tuna-- kader utansın diyelim ,maruf..

kahkahayı duymanızı isterdim..

irem-- ayrı oturduk ya.. kocacığımın söyleyeceği birşey varmış.. onu paylaştık.. nispet yapmaya çalışmadığımızdan,doğaldık..
tunanın değiştiğini gözlemlerinden biliyorsun da.. tuna faktöründen
 benim ne kadar değiştiğimi bilmiyorsun maruf.. ceyda olsa,anlatırdı..

batu-- bana malzeme çıkar mıydı..
irem-- çıksa da, işine yaramazdı..
batu-- niye.. mesela eski bir erkek arkadaştan bahsetse.. sizi sinirlendirmek için,işime yarar değil mi..
tuna-- bahsederse yalan söylüyor demektir, batu bey..  çünkü yoktu.

tamer-- pardon da,nereden biliyorsunuz..
tuna-- benden,niyetimden haberi olmadan..tek kelime konuşmadan.. iki yıl iremi takip ettim.. ondan biliyorum..
bedri-- vay be..

turgut-- nasıl  beklediniz.. niyetinizi açıkladığınızda.. yani takip ettiğinizi duyunca..irem hanım kızmadı mı..

irem-- tuna,bir dakika.. yanlış anlaşılmaman için bir açıklama yapayım.. 
çiftliklerimiz komşuymuş ama biz birbirimizi hiç tanımıyoruz.. 
tuna master sonrası ,Adanaya dönüp.. havaalanından çiftliğine giderken..  tesadüfen  çiftlikteymişiz.. kuzenlerimle,ben.. dut ağacında .. gülerek meyve yiyormuşuz.. tunada şen halimize imrenmiş,arabayı durdurmuş etrafına bakıyormuş.. 
yaşım onaltı.. şalvarlı,saçlar örgülü.. dut lekeli olarak inmişim ağaçtan.. 
o halimde,bana aşık olmuş.. ama kim olduğumu bilmiyor.. 
benim zaten hiçbirşeyden haberim yok.. 

ertesi gün,babama.. abi dün burada bir kız gördüm.. sizin ağaçtan indi..
tanıyor musun demiş.. tarif de ediyormuş bu arada.. o da,öğrenirim senin için demiş.. altı ay boyunca,tuna her gün sorup.. çaresizce,adını bile bilmediği bir kıza.. aşkını,hayallerini planlarını  anlatmış.. saf saf.. babam dinlemiş.. vazgeçirmeye çalışmış ve oyalamış.. 
nasıl ikna olduysa artık.. bir gün pat diye.. adımı ve kızı olduğumu
söylemiş.. tuna inanamazken. babam,lise bitinceye kadar kızıma yaklaşmayacaksın.. okul bitince,evlenirsiniz diyip.. söz vermiş.. 
asıl terslik burada başlıyor.. 
beni tanımayıp,okumak istediğimi bilmiyormuş gibi.. 
hiç görmediğim birisi ile beni evlendirecek.. olmasını ,kabul edemedim.. yani tunayı görsem,hiç uğraştırmazdım da..yaklaşımında hata yaptı.. 
buyur hayatım.. 

tuna-- (gülerek ) sağol.. babasına söz verdiğim için.. mecburen bekledim.. o arada da güvensizlikten ziyade.. iremi tanıyabilmek için.. peşindeydim..
ailesini, tanıyordum zaten.. çevresini,arkadaşlarını..akrabalarını da öğrendim,sayesinde..
dertlerim sona eriyor diye düşündüğüm sırada.. daha başlamamış olduğunu..  anladım..
ahmet abi,iki ay içinde evleniyorsun.. hazırlanın.. sözlendin diyince..irem delirmiş tabi.. yasak bitse de,yanına bile yaklaşamadım.. 
tam pamuk zamanı.. cezalı olarak ,çiftliğe sürgün geldi.. birkaç kere karşılaştık.. ama öyle ters ve tepkiliydi ki.. evlenmek isteyenin ben olduğumu söyleyemediğim gibi.. sınavı kazanmış.. birde öğretmeni oldum.. 
 kök söktürdü bana.. 
takip olayını,evlendikten sonra.. kızmayacağı bir sırada öğrendi.. 

batu-- tuna bey.. hiç açık vermediniz.. kullanabileceğim birşey söyleseydiniz ya.. 
ikna aşamasında,mesela zuhal hanımdan yardım almadınız mı.. 

tuna-- (gülerek) açık verir miyim,batu bey.. zuhalden yardım almadım da.. 
hoş anılarımız vardır.. ama duymak için hiç şansınız yok..  kesinlikle söylemez.. 

anar-- bu detayı,yattayken anlatmamıştınız.. değil mi.. 
tuna-- (güldü ) sen bizimle ilgili miydin anar.. hatırlamana şaşırdım da.. 
1771.bölüm..


rekin,ilter ve ahu da yukarı gelip.. masadaki yerlerini alınca.

irem-- evimize hoşgeldiniz.. güzel günlerde buluşup,bereketli sofralarda..
muhabbet edelim,arkadaşlar..
aminn dediler..

irem-- hepinize teşekkür ediyorum.. elinize kolunuza sağlık..
tahsin bey göndermiş sağolsun.. rekinin de,kesesine bereket..
bundan sonraki toplanmamız ,onların sayesinde olur inşallah..

rekin-- inşallah.. evinizi açtınız,biz teşekkür ederiz asıl.. buyrun lütfen..

tuna,mehmet bey.. ayakta içki servisi yapıyorlar.. bedri dolduruyor..

maruf-- oturun artık.. soğumasın..
tuna-- ( uzun masanın baş kısımlarını bize ayırmışlar.. karşımda oturuyor ) irem,biz niye ayrı düştük..
irem-- kader utansın,kocacığım....

bir kahkaha yükseldi..

şen şakrak.. sohbet ederek.. balıkları yedik... içkiler su gibi içiliyor..
melek bile gideceğini unuttu.. batuyla kadeh tokuşturuyor..

liz-- (kulağıma yaklaşıp) ceyda niye gelmedi ,irem..

irem-- aile toplantıları varmış..liz.. amcası çağırmış,oradalarmış..
bu davet meselesi,kahvaltıda belli olduğundan.. haberi de yok zaten..

liz-- hıı.. sam gelir diye beklemiş de.. konuşurken,söyledi..
arkadaşlıktan sorduğuna pek inanamadım niyeyse..

irem-- bilemeyiz de.. ceyda ve kaan gayet iyiler..aşıklar birbirlerine..
ceyda, evlilik teklifini.. kabul edeceğini söyledi bana..

liz-- anladım.. sam bizim mağazaları kiraladı..philibin fabrikasına da gittik..
konuştuk.. dikerim dedi.. tabi bizim iş yerinde ve depoda bazı düzenlemelerin yapılması lazım.. otel harici nerede kalabilirim demiş,kıza..
o da.. samimiyetinden demek ki.. benim evim var ya demiş..
evlilik arefesindeler madem.. hissettiğimi söyleyeyim dedim..

irem-- sağol da.. ceyda teklif ettiyse.. evi ona tahsis edecektir..
arkadaşlıkları çok daha teklifsizmiş onların..

vahide hanım,barbara,yasemin.. ara sıcakları servis edecekler..
yeni tabaklar getirdim masadan.. candan,şule.. balık kılçıklarını ve kirli tabakları mutfağa götürdüler..

ellerimi yıkamak için bende girdim..

candan-- sende bilmiyorsundur ama çöp poşeti gördün mü irem.. kılçıkları atalım dedim..
irem-- gördüm.. çekmecede şule hanım..
şule-- (açıp aldı.. içine koyarken ) çöp poşetini bile düşünen bir müteahhit hiç görmemiştim.. çok da zevkliymiş..eşyalar gayet güzel bence..
candan-- demek irem de tanıyor ki.. görmeden almış..

irem-- (yıkadım elimi) haklısın candan.. Adanadaki evimizi de ondan almıştık..
sonra birkaç alışverişimiz daha oldu.. titiz ve sağlam yaptığını biliyordum..
villalar da, zevk sahibi olduğunu da gördük..
cumartesi günü geldi..
bu evin fotoğraflarını gösterdi,ilk bana getirmiş.. ev güzel de..
hem ihtiyacım yok.. hemde yatırımlar için epeyce para kullandığımdan..
gönülsüzdüm.. ama başka inşaatları için.. para lazım oldu,acil satmam gerekiyor diyince.. peki dedim..
 haa,parayı verdim de tapuyu almadım daha..

candan-- akıl vermek gibi algılama .. güvenilmez de demiyorum ama
aldığın kişinin de elinde olmayan nedenlerden.. kaybın olabilir,hak iddia edemezsin..  çok  gördüğüm için söylüyorum..
bir an önce,tapunu al.. için rahat olsun.. nedim bey,uyarmadı mı.. seni..

irem-- haberi yok daha.. tapuyu pazartesi hazırlarım demişti..
olmazsa yarın,cafer beyin ve tapunun işlemlerini tamamlayıp gideriz..

şule-- (gülümseyerek ) ay evet evet..  gideceğinizi düşünenlere de,sürpriz olur..

irem--candan-- hah hah hah..

irem-- gitmekten vazmı geçmişlerdi..

şule-- ( elini yıkadı )bir gün daha görmek,konuşmak çok cazipmiş..
akşam da yemek yermişiz.. tanımak/tanıtmak  istiyormuş..
ben hayır çıkamam.. daha yerleşmedim dedim.. bilmiyorum yani..
fauk bey de,ailesiyle tanışmak istemiş melisin.. dur bakalım.. acelen ne,ben sana evet dedim mi ki.. aileme götüreyim.. demiş.. onun ne yapacağını da bilmiyoruz..

candan-- hayırlısı olsun.. (ellerini yıkadı, o da..)
irem-- aynen..  neskafe  için. ilter beye rica ettim diye..
tunanın söylenmesini göze almamın amacı.. aklınızda bir fikir oluşabilmesiydi.. bundan sonrası size ait..
tuna seslenir şimdi.. hadi çıkalım..

tuna-- iremm..
1770.bölüm..


onlar gittiler.. bizde evin içine girdik.. geziyoruz..
alt kat, eşyalar..  yerleştirme ve genişlik açısından süper..
mutfakta da eksik yok.. marka takımlar yerleştirilmiş dolaplara..
deterjan,sünger..havlular..elbezleri.. paketli kahve,dolu tüp.. sıvı yağ tenekesi.. tuz biber bile var..
musluğu açtım,su da akıyor..

irem-- verdiğim para,helal olsun cengiz beye... tuna buzdolabının fişini taksana.. su koyalım dolaba..

mehmet-- (düğmeye bastı ) elektrik yok..
tuna-- sigorta kapalıdır.. cengiz bey yarım iş yapmaz...
anar-- ben açarım..
irem-- sana dikkat demem gerekmez değil mi..
anar-- yok.. gerekmez..

derya-- said sürahiyi versene..yetişemedim..
said-- tamam..

tuna önce tüp dedantörünü .. elektrikler gelince de,fişi taktı..
çalıştı dolap.. ev ışıl ışıl oldu.. bahçenin ışıkları da,yandı..

melis-- buzdolabını sileyim ben..
irem-- bırak lütfen,sadece su koyacağız.. buz kalıplarını da doldururuz..
derya-- melis,bardak,tabak kaşık yıkayalım biz..
melis-- tamam..
candan-- ben de,yardım edeyim..

şule-- irem hanım balkon mu ,bahçe mi diyorlar..
sam-- balkonda üç masa ve üst üste konulmuş.. on iki sandalye var..

irem-- oylama yapın şule hanım..
batu-- her şartta.. sandalyelerin yıkanıp,kurulanması lazım..

davut-- gel beraber yıkayalım..
faruk-- melis,deterjan.. bir küvet..ve kurulama bezleri istiyoruz..

melis birşey demeden.. istediklerini verdi..

zübeyde-- irem şu keki,buzdolabına koyalım.. bozulacak..
irem-- ver canım..(koyduk.. soğutmaya başlamış iyi..)

liz-- irem.. balkon ve giriş kapısının önüne paspas koydum..  renkli iki havluyu feda ettim..
içeri gireceklerdi yoksa.. alt kattaki banyoyu..tuvaleti,lavoboyu da sildim.. havlu,sabun koydum..

irem-- eline sağlık canım.. sağol..
vahide--salonu odaları da, ben sildim irem hanım..
gömme dolapta takım masa örtüleri.. ve sandalye minderlerini görünce..
cengiz beye  bravo dedim..

irem-- hepimiz dedik vahide hanım.. eline sağlık,yorma kendini..
melek-- irem kıyamıyor size..
irem-- evet,kıyamam.. onlar da bana kıyamazlar..
hiç mecbur değiller,gördüğün gibi..

derya-- hanımlarr,kurulama yardımı istiyoruzz..
vahide-- geldim canım..
melek..vahide hanım..liz,zübeyde ve ben.. elbezleriyle..
yıkananları kuruladık.. sayıya göre
tepsilerle salon masasının üstüne götürdük..

erkeklerle,barbara ,yasemin ve şule de. sandalye masa yıkama,kurulama.. balkonun paspas yapılması
ve yerleştirmesini  üstlendiler...

on dakika ayrıldım yanlarından.. üst katı .. gezdim.. orası da fevkalade..
aşağıda müzik setimiz ,kasetlerimiz bile varmış..
fişi takıp.. oyun havaları yazan kaseti koydum.. açtım sesini de..
gümbür gümbür.. kıvrak müzikle.. şevklendiler..
 çalışırken.. mr.smitin oynaması görülmeye değerdi..
mutfaktakiler  gelince.. salonda da biz oynadık..

mehmet-- oh oh.. neşeniz bol olsun..
irem-- aminn..
tuna-- hepimiz ıslandık,terledik.. kıyafet değişmek için.. içeriye
gireceğiz..
maruf-- tunaa,girebilir miyiz diyecektin..
irem-- herkes buyursun.. bu özel bir durum,sizi sıkmam..
zaten tunaya hiç gerekmez,o benden daha titizdir..

*************

herkesin eşyası yanında olduğundan.. şortlar,tişörtler..terlikler giyildi..
balkona üç masa birleştirildi.. salondan da sandalyeler,puflar,tabureleri alıp..
masa örtüleri,minderler..  tabak,bardak takımlarıyla..
harika bir sofra kurduk..

hava karardığında balıklar,mezeler,salatalar.. ara sıcaklar ve meyveler geldi..
ağzı kapalı hepsinin..
balkondan servis masasına ve tabaklara aldık hemen,sıcak sıcak.. ..
garsonlar içki,peçete,buz.. ekmeği kasalarla taşıdılar..
hepsi hazır,doğranmış.. pişirilmiş..
rekin,ilter ve ahu da yukarı gelip.. masadaki yerlerini alınca.


irem-- evimize hoşgeldiniz.. güzel günlerde buluşup,bereketli sofralarda..
muhabbet edelim,arkadaşlar..
aminn dediler..

irem-- hepinize teşekkür ediyorum.. elinize kolunuza sağlık..
tahsin bey göndermiş sağolsun.. rekinin de,kesesine bereket.. bundan sonraki toplanmamız ,onların sayesinde olur inşallah..

rekin-- inşallah.. evinizi açtınız,biz teşekkür ederiz asıl.. buyrun lütfen..


1769.bölüm..


kenara geçip.. elimle gel dedim..
tunadan sonra.. hepsi tek tek girdiler ve park edildi..

faruk-- iniyor muyuz irem hanım.. nereye geldik böyle..
irem-- evet.. siz deniz ve manzara yoksunuyuz dediğiniz için.. geldik..
buyrun..
melek-- ben bayıldım buraya..

tuna garajı kapattı..

indiler,hayranlıkla etrafımıza bakarak. geniş ve harika dizayn
edilmiş.. bahçede ilerledik.. havuzu da var ama boş..
bahçenin ön cephesi.. yüksek metal levhalı katlanır kapılarla kapatılmış..
kalın,sürgüler..asma kilitler takılmış da.. anahtarları üstünde.. yeni takılmış muhtemelen.. erkekler bizi beklemeden.. açtılar.. yerde de,raylı sistem var sanırım.. koca kapılar,kolayca iki yana çekildi..

öfff ömre bedel manzara.. denize doğru.. sahile beş basamakla iniliyor.. kum ,deniz tertemiz..
minik birde iskelesi var.. kapıların hizasında durduk.. derinnn derin nefes aldım.. diğerleri sahildeler..ellerini denize sokuyorlar..
 tunaya dönüp..

irem-- yatı,buraya bağlayalım..
tuna-- hah hah hah.. dalmışlarken,içeriye de bakalım hadi..
irem-- ortadan kaybolursak dikkat çekeriz.. ama bayıldım doğrusu..
yemeği burada yiyebilseydik keşke..  bu gece burada kalalım mı..
hatta üç günlük tatil için bile ideal.. ne dersin..

tuna-- bu gece olabilir de..

maruf-- tunaa.. kimin burası,bayıldık..
faruk-- aniden.. Ankarayı terk etme arzusu uyandı içimde..
melek-- benimde..

tuna-- bizim,sizleri de misafir ederiz..
faruk--melek--  sağolun..

cafer-- sizde yeni görmüş gibiydiniz de.. tahmin edemedik..
irem-- haklısınız cafer bey.. iki gün önce aldım,bizde yeni görüyoruz..

mehmet-- kim yaptıysa,dört dörtlük çalışmış..
rekin-- bende arıyorum,aklınızda olsun.. irem hanım.. burası çok güzelmiş..
irem-- tamam rekin.. cengiz bey yapmış,söylerim..

davut-- yemeği burada yiyebilseydik keşke..
barbara-- yaa,çok güzel olurdu..
kevin-- çimlere de,otururduk..
candan-- gökyüzü ve yıldızlar da harika olurdu..
irem-- ne eşyamız var,bilmiyorum.. bir bakalım,yemek sorun değil..yaparız..

zübeyde-- olur mu canım.. hem hazırlanmış yiyecekler.. hemde
sen gideceksin.. başka zaman geliriz.. yaptın da,çok da yedik.. kekimiz de ispatı..

batu-- bizde,sizde  yola çıkacaksınız yapmayın..
tuna-- bizim için sorun değil.. batu bey..
maruf-- rekin.. buraya istesene,getirebilirler belki..

rekin-- gidip sorarım..
ilter-- mr.blaunt.. öyle bir uygulamaları yok ama..  istersem gelir sanıyorum..

bedri-- tanıyor musun..
ilter-- evet..
tamer--  ilter,göster hünerini..

irem-- gidilecek restoranın adı.. ada mı,ilter bey..
ilter-- evet,öyleymiş..
irem-- (gülümsedim ) hıı..
ilter-- biliyor musunuz..
irem-- elbette..

tuna-- neyi biliyorsun..

ilter-- ada restoranın sahibi ve işletmecisi büyük abimdir de..
said-- abi kontenjanından faydalanacağız, demek ki..

ahu-- evet.. hadi ilter,gidelim..
rekin-- bende geleyim...


1768.bölüm..


mustafa-- buyrun..
irem-- (halini hatırını sorup..durumu anlattım ) haber vermek için rahatsız ettim sizi.. cafer bey fiyatı sordu da,mr.smith kevin.. maruf,sam hepsi buradalar.. onların yanında, benim söylemem hoş olmaz diye düşünüyorum..
bir hafta sonra gelecek,konuşursunuz.. ama yine de,bir fiyat duyayım diyorum mustafa bey..

mustafa--estafurullah ne rahatsızlığı..  haklısınız tabi..
iki dairem kaldı.. onları satmayı istemiyordum ama birisini cafer bey alırsa rahatlatır beni.. xxx dolar istiyorum..

irem-- yan tarafa ,bayilik için.. rekinin yaptırdığı inşaatı görmediniz değil mi..

mustafa-- yok görmedim..
irem-- belli .. değerlendi,daha da değerlenecek eviniz.. xxxx dolar diyelim de.. biraz daha rahatlayın..

mustafa-- çok memnun olurum doğrusu.. yatırım yapınca,nakit para ihtiyacı oldu..
işte böyle,epeydir toplanamıyorduk.. murat biraz daha iyi.. (güngör beyin sesini duyunca,konu niye değişti anladım )

 "iremm..  bekirle,siz eksiksiniz.. "dedi..

irem-- sağolsun.. başka zaman geliriz inşallah.. bekir beyle az önce konuştum..
misafirlerini göndermiş.. dönerken de bizi görmüş.. yorgunum,başım vücudum ağrıyor dedi.. doktora gitmesini önerdim.. geçmezse,çağırırım dedi..
size iyi akşamlar..
mustafa-- size de.. bekirr,doktor çağıracağını mı söyledi..
irem-- evet..
mustafa-- hıı.. sağolun aradığınız için.. tuna beye selamlar.. yolunuz açık olsun..
irem--as.. teşekkür ederim mustafa bey..

kapattım... Mersine girdik.. saat sekiz ama güneş yeni battı..


çarşaf gibi denizin üstünde harika bir kızıllık var.. bizim ekip -
faruk bey,rekin,said ,maruf..ilter,yasemin.. turgut ,batu ve bedri şöför koltuğundalar.. - yolun sağ tarafına çekmişler.. arka arkaya.. hepsi de içinde oturuyorlar..
bizde en öndeki faruk beyin arabasına,yanaştık.. melis de yanında..

irem-- hayırdır,faruk bey.. niye bekliyorsunuz..
faruk-- şimdi geldik manzara,durum çok güzel..
Ankara da hasretiz ya.. yemek yiyeceğimiz yer.. sahilden içerideymiş..
biraz duralım demiştim..irem hanım.. öne geçin,gidelim..

irem-- (tunaya dönüp,kısık sesle ) ne dersin.. önce eve mi gitsek..
tuna-- iyi,gidelim ..

irem-- ( kapıyı açıp,şöförlere bakarak ) bizi takip edin.. önce bir yere uğrayacağız .
tamam dediler.. öne geçtik.. hepsi peşimizden geliyorlar..
adresi söyleyip.. çantamdan anahtarları çıkardım..
beş dakika sonra tuna sahil yolundan ,sola döndü.. ve  ilerideki malikane göründü..

yüksek duvarlı ,giriş ve garaj kapısı da aynı yükseklikte.. metal levhalı..griye boyanmış..

tuna--  garaj kapısını ,aç da.. girelim.. belki arayan olur duyarız.. ilk sen aç istedim yani..
irem-- (gülümsedim ) tamam.. hayatım..

indim ve kapıyı açtım.. of of.. deniz kokusu burnuma doldu..ağaçlar,çiçekler,çim ..ev gözalıcı görünüyor..  üstü kapalı garaja da bütün arabalar girebilir..

kenara geçip.. elimle gel dedim..
tunadan sonra.. hepsi tek tek girdiler ve park edildi..

faruk-- iniyor muyuz irem hanım.. nereye geldik böyle..
irem-- evet.. siz deniz ve manzara yoksunuyuz dediğiniz için.. geldik..
buyrun..