Translate

9 Temmuz 2012 Pazartesi

1288.bölüm..

bekir-- kurtarıcın gelmiş,işte..

tu-- hiç ışık yok,irem olduğunu bilmiyorum.. kimsin dedim, işçiyim bileğim burkuldu..şişti,çok ağrım var..
beni ahmet ağanın çiftliğine götürürmüsünüz dedi.. ama şiveli konuşuyor.. o olabileceği,hiç aklıma bile gelmedi..  indim attan,bileğine bakayım diyorum.. dokundurmadı..ata bindirdim..
sen binme uygun olmaz ,atını kahya getirir diyince.. bende sinirlendim.. gidebiliyorsan,git öyleyse dedim..
irem,atımı  yürütmek için çırpındı ama bir adım gidemediler.. kızgınlıkla,götür beni dedi ve bayıldı..
bindim ata ,ukala diye diye.. çiftliğe götürdüm.. avludaki ışıklar da,bir baktım ki.. iremi tutuyorum..

mr.anar-- ne düşündünüz ve yaptınız tuna bey.. çok merak ettim inanın..

tu-- (gülerek )hiç ummadığım bir anda.. gökten irem düşmüş,aklımdan geçenlerin sınırı yok ama
 düşündüklerimin hiç birisini yapmadım,ondan emin olabilirsiniz  mr.anar.. yatırdım divana,kahya görünceye kadar da,bekledim.. sonra şikayetlerini söyleyip,sıhhıyeyi gönderdim..

ir-- kolumda serum ve boğaz ağrısıyla uyandım.. odamda,yatağımda yatıyorum..
 kahyanın kızı da,başımda bekliyormuş.. kim getirdi beni dedim.. babam buldu tahta divanda yatıyormuşsun..  dedi..annesi çorba içirdi..bileğim de,iyi. kendi evlerine çıkardılar ,duş aldım falan.. avluda yabancı bir at vardı ve gece bindiğim atın eğerine benzettim.. güllüye kimin diye sordum,karaların..  atları bile kara baksana dedi..
neyse aşağı indik,ben tulumbadan su çekiyorum.. kadınlar da taşıyıp,bulaşık yıkıyorlar.. birisi kolay gelsin dedi,bakmadan sağol dedim.. ama nasılsın  diyince çevirdim başımı..
 erosun ,cömert anına denk geldi demek ki.. kalbimi kalbura çevirdi vicdansız..

kahkahayı duymanızı isterdim..

ceyda-- çok güzel anlatıyorsunuz,bayıldım ben..
tu-- böyle anlatınca,iyi de.. yaşarken hiç öyle değildi.. ahmet abi durumu anlatınca ,birde ben deneyeyim..
beni görsün,hiç konuyu açma sen..dedim..ve karşısına çıkmaya çalıştım.. abisiyle tanışıp ,
niyetimi söyledim.. böyle baskıyla olduğunu yine bilmiyorum, abisinin fevriliğini ,yaşıma.. kardeşini sevmesine bağlıyorum ama çok da umrumda değil açıkcası.. önemli olan iremin kabul etmesi..

bu arada okulu da kazanmış..öğretmeni olacağımı da, öğrendim üstelik.. üzüleyim mi sevineyim mi şaşırdım iyice.. hiç sevmediğim; öğretmen öğrencisine aşık oldu -- yada tam tersi-
dedikodusuna maruz kalacağız.. nitekim de öyle oldu..
öğretmen olduğumu bilmeden.. bana yardımcı olursan sevinirim diyip..bir tarım ilacının ingilizce  çevirisini yaptırdım ireme.. hiç ummadığım kadar iyiydi..hevesi de olunca okumasını istememek vicdansızlık olacaktı..
 babası rahatsızlandı,şekerden.. sık sık hastaneye yatırır oldular.. abisi aşık oldu..
annesiyle zaten iyi değillerdi.. evlerine döndüğü halde,kayıtların son günü.. kayıt yaptırmaya gelmedi.. ahmet abiyle ben,bayağı bir evlilik hazırlığı yaptığımız için.. gerekenler bende vardı.. bencilliği bırakıp,kaydını yaptırdım.. seviye tespit sınavını geçerse,bir yıl kazanırız diye hesaplar yaparken..o bildiği halde,bir yıl önce
evlenmemek için kağıdı boş vermiş..
sözlüsü olduğumu bilmiyordu.. cin gibi sonradan  onu da,anlamış..oklardan hiç bahsetmediği gibi..
suçluymuşum gibi ,nasıl intikam aldı bir bilseniz..
kök söktürdü bana..

harun-- pekii,nasıl razı ettiniz..
ir-- cık,bitti.. söyleyebileceklerimizin sınırına geldik..

çiğdem-- ama olmaz ki.. hep tunanın çırpınmasını.. senin direnmeni,hırçınlığını duyduk..   yelkenleri suya indirdiğin kısımda susulur mu.. irem..
ir-- (gülerek)çiğdemm; abbası duyunca,yelkenleri suya nasıl indirdin diye sordum mu sana.. sen anlat,bende anlatayım.
1287.bölüm..

ir-- (gülümseyerek baktım,tunaya  ) kızını tanımıyor sanki.. asi ireme,pat diye.. sözün kesildi,iki ay içinde evleneceksin denir mi.. sen bana sormadan,görmediğim kişiyle nasıl evlendirirsin .. okuyacağım ben diye..
kıyameti kopardım.. ben ki,babamın prensesiyken.. hiç aldırmadı.. kararım kesin,hazırlanın  dedi,gidip yattı..

tu-- bende ;ireme bu tarz birşey söylediğini bilmiyorum..
ahmet abinin bana gelin isteyin demesini bekliyorum..adamı yıldırdım,abi ne oldu bile diyemiyorum artık..
pamuk zamanı,tam.. çok sıcak bir hava.. diyelim ki;bugün ahmet abiler toplayacaklar.. 
ertesi gün de ,biz toplayacağız.. kahyalar birbirlerine yardım ediyorlar..bir ihtiyaç var mı diye sorması için kahyayı gönderdim .. geldi söylene söylene.. kimse,iremle olan mevzuyu bilmiyor tabi..
"ahmet ağanın başına ya güneş geçti..ya da şekeri yükseldi herhalde.. kızına pamuk toplatacakmış,çiftliğe getirmiş ve kahyaya işçiler ne yapıyorsa,o da yapacak.. hiç ayrıcalığı yok anladın mı demiş..çok da kızgınmış beyim" dedi.. mana veremiyorum, söz vermişim gidemiyorum ..akşama kadar sıkıntıyla bekledim..
birde üniversite için sonuçlar açıklandı.. zarf gelmedi henüz demişti bana..o ; nasılsa çalışmayacak.. okuyup ta ne olacak diyor..ben de,işin açığı evleneceğiz diye istemiyorum..

mustafa-- insan evladını,yiğenini yere göğe koyamazken.. böyle hatalar da yapabiliyor işte..

ir-- evet mustafa bey.. size tepkim o yüzdendi.. bazen geri dönüşüolmayan izler bırakıp.. hayatlara bile mal olabiliyor.. benim canım babam, bu kadar severken .. bir lafıyla dahi incitmemişken ..ağzımdan çıkmadan düşünüp,yapan adam beni "vermiş".. ben neyim,eşyamıyım da veriyor.. görmediğim,sevmediğim birisi ile nasıl evlenirim diye düşüne düşüne.. çıkar yol olarak.. babamı vazgeçirmek için.. intihar numarası yapayım dedim..

çiğdem-- nee..
ir-- 18 yaşındasın,ummadığın şeyler oluyor ve çaresizsin.. sabaha kadar ağlamışım.. aklım almıyor babamın tavrını.. babam avcı.. tüfek,fişekle dolu..bir odası var. hepimizde biliriz,kullanmasını..
ezandan önce,girdim odaya.. tüfeği aldım,boş sandığım fişekleri koydum.. emniyeti açtım..
koltuğa oturup,çenemin altına dayadım.. elim de tetikte..
babam her sabah namaza kalktığında,mutlaka abimle bana bakıp.. bizi öptüğünden.. 
yatakta olmadığımı görmesini ve aramasını bekliyorum.. gözlerim şiş,yanıyor.. kapattım biraz..ben orada uyuya kalmışım..

ceyda-- ufff,daraldım iremm..
cevdet-- bende..
güngör-- intihar girişimi başarısız oldu ve evlendiniz değil mi..
tu-- iyi ki başarısız olmuş ama iremi razı etmek ..hiçç kolay olmadı güngör bey..

ir-- babam tahmin ettiğim gibi,beni göremeyince paniklemiş..beni sarsıp,boynumu kontrol ederken uyandım.. bağırarak ne yaptın sen diyor.. annemi,abimi çağırıyor..  tüfeği de almaya çalışıyor elimden.. delirmiş gibi.. herkes odaya geldi ,annem bir çığlık atınca.. ayıktım.. doğrulup.. yaklaşmayın bana dedim..
tüfeğe de sıkı sıkı yapışmışım.. annemle abim.. bırak diyorlar da.. babam.. burnundan soluyor.. kıpkırmızı oldu.. "demek bana şantaj yapıyorsun ha.. cesaretin varsa,çek o tetiği "dedi..
sana boyun eğmektense ölürüm ,bir kızım vardı dersin diye duygu sömürüsünü de yaptım.. abim ,annem yalvarıyorlar.. ama fişekler boş nasılsa diye tetiğe basarken.. nasıl oldu anlamadım bile,babam tüfeği kaptı
elimden.. koltuğa koydu.. "çabuk ol,benimle geliyorsun.. sana fazla yüz verdim demek ki "diyip çıktı odadan..
elim ayağım titriyor,sinirlerim boşalmış.. abim sarıldı bana..sen kendini mi vuracaktın deli kız dedi.. bende yok canım,fişek boştu dedim.. meğerse doluymuş.. annem,fişekleri gösterince.. şok oldum..
abim,annem kızıyorlar.. babam bağırıyor bir yandan.. sersem gibiyim zaten.. çantamı kapıp,gittim yanına.. arabaya bindik.. güneş yeni doğuyor daha.. sürgün yerim, çiftlikmiş..  kendi kendimi..
bu kızgınlıkla nikah memurunun karşısına da çıkarabilirdi yada gerçekten ölmüş olabilirdin şükür et,haline diye teselli ediyorum..  bıraktı beni çiftlikte.. kahyaya da,çalıştır hiç ayrıcalığı yok .. bir oda ver ,aşağıda kalacak dedi.. gitti.. yaparım ne varmış ki dedim.. pantolonun üstüne,giydim bir şalvar.. başıma da bir yazma bağladım.. üçyüz kişiyle tarlaya pamuk toplamaya gittik.. aç,susuz,uykusuz.. alışık olmadığım bir ortam ama bırakmıyorum kendimi.. yandık,kavrulduk.. akrep dahil,tüm haşerelerle iç içeyiz.. kaşıntıdan mahvoldum..
su kazanına yaklaşmak için acele edince..  birde ayak bileğimi  burktum..
öğlen yemeği için ara verildiğinde de.. gidemedim.. saat dörtte tekrar gelinecek dedi çavuş..
ağrım var ,kıpırdayamıyorum..nehir kıyısında oturup,bileğimi suya soktum..sonrasını hatırlamıyorum,bayılmışım.. gözümü bir açtım,gece olmuş.. yıldızlar parlıyor.. bizim çiftlik çok uzakta nokta gibi.. ışıkları görülüyor.. ıssızlığı kurbağa sesleri bozuyor sadece..
ben orada kalmışım,bileğim şişmiş.. başım da çok ağrıyor..  bir sopa bulup ayağa kalktım.. seke seke yürüdüm biraz..  her yanım,toz toprak.. terli perişanım ,açlıktan midem kötü.. ağlasam da.. 
"ne yaparsan yap.. yıldıramayacaksın beni.. okuyacağım işte.. okuyacağım  "diye bağırırken..
birisi" sen bilirsin tabi "diyince, ödüm koptu..

yusuf--ir--mr.anar--çiğdem--yasemin-- elizabeth--philip--ceyda--harun--mustafa--güngör-- cevdet--bekir-- hah hah hah..

bekir-- kurtarıcın gelmiş,işte..
1286.bölüm..

yusuf-- madem tuna beyi iyi tanıyorsunuz,yaşanmış yıllar var.. tepkilerini,duygularını
bilip tahmin de ediyorsunuz.. anlatmamasının geçerli bir nedeni vardır da, dediniz..
konuyu bilseniz ne değişecek,muhtemelen üzüleceksiniz..
eşiniz de sizi üzmek istemediği için.. dikkati dağıtıp,babanızla olan ilişkisini anlatıyor bence.. haksız mıyım tuna bey..
tu-- tespit çok yerinde yusuf bey.. haklısınız.. (bana dönüp) havaalanında birisi ile karşılaşmıştık,hatırladın mı..
ir-- evet,onunla ne ilgisi var.. aaa,hatırladımm.. o gece tatsız bir havuza düşme durumu olmuştu da,çok sinirlenmişti.. iten sen miydin yoksa..

tu-- (gülerek ) yok canım,ne itmesi.. niyeti kötü onun.. planı beni düşürmekti,çekildim..kendisi  düştü..
herkes ne oldu diye,havuz başına toplanınca da.. ayrılmak zorunda kaldım..
çünkü,söz verdiğim için beni görmemen gerekiyordu..

ir-- aşkolsun tuna.. o seni tanıyordu ve ben yeniden tanıştırdım öyle mi..
tu-- tanıdığını sanmıyorum,sakalım vardı.. ve dediğim gibi,niyeti kötü olduğu için.. kendisine eğlence çıksın istedi de,kazdığı kuyuya düştü.

yasemin anara,elizabeth de philibe çeviriyor..konuşulanları..

harun-- pardon; şimdi siz kavga mı ediyorsunuz..
ir-- yoo,sen hiç kavga görmedin herhalde..
çiğdem-- bu tuzu-biberi ..
cevdet-- birde Antep biberi var kii.. o tehlikeli işte..
mr.anar-- nasıldır ki..

ir-- yarın tadacaksınız,mr.anar.. acısı yakar kavurur insanı..
yusuf-- boşverin,mr.anar.. size ve bana dokunmaz.. biz yanıyoruz zaten..

harun-- beni saymadınız yusuf bey..
yusuf-- (gülerek)  cevdet bey bile; bir faaliyet göremedik kapıda duruyor dedi..
 yani yandığın belli olmuyor,harun..daha fazla söyletme beni..babası,amcası var.. durumu toparlayamam bak..
tu-- Bilmeden ,aylarca ahmet abiye kızını seviyorum.. başkasına yar etmem demişim..
ben toparlarım ,sıkma canını..

yusuf--ir--mr.anar--çiğdem--yasemin-- elizabeth--philip--ceyda--harun--mustafa--güngör-- cevdet--bekir-- hah hah hah..

bekir-- sahi nasıl kurtardın durumu.. ilişkiniz farklılaşmıştır..
tu-- çok zordu ve farklılaştı tabi.. birkaç ay,yüzüne bile bakamadım. iremi öğrendim de, bu seferde babasıyla uzaklaştık..
güngör-- özelse söyleme de,çok merak ettim.. iremi öğrenince,ilk ne yaptın.. nasıl gördün yani..
tu--(gülerek ) adı ,yaşı belli olunca.. milli eğitimden okulunu buldum.. ben öğretmenim,o öğrenci..üstelik 16 yaşındaymış.. hiç tasvip etmediğim bir durum..
çelişkilerle dolu olsam da.. gönlüme söz geçiremedim..
iremi ikinci kez ,servise binerken gördüm.. ne ayıp,kendinden utan.. takip etme bari diyorum da,bir daha görmek .. çok  cazip..  evlerini de öğrendim bu arada.. onlara çok yakın,bulvarda bir evim vardı.. hemen,taşındım..
ahmet abiye hiç yakalanmadım da,adam az dinlemedi beni.. olacakları tahmin edip..
irem okulu bitirinceye kadar,görünmek...aklını karıştırmak...
ve asla kızıma yaklaşmak yok..söz ver ve tut.. diplomayı alsın,evlenin dedi.. çaresizce,peki söz dedim..
1285.bölüm..

ir-- tunaa?
tu-- (başını salladı gülerek ) tanımadın diye,seviniyordum bende..
evet,oradaydım.. iremi göremeyince de.. nerede olduğunu size sordum..

ceyda-- bir aşinalık vardı da,şimdi hatırladım.. ama irem bilmiyormuş.. açık verdiysem,kusura bakmayın..
tu-- yok estafurullah.. peşinde olduğumu söylemiştim de.. töreni atlamışım..

hatırlamaya çalışıyorum da.. törenle ilgili,garip birşey gelmiyor aklıma.. yoksa niye atlasın ki.. 

mustafa-- sevdiği kız mezun oluyor,gitmemesi şaşırtıcı olurdu asıl..
çiğdem-- haklısınız da.. tunayı tanıyan birisi olarak,o ortamda bulunmasını bile düşünemiyorum.. tuna ağa ;her yere,her davete gitmezken.. davet edilmeden.. üstelik,haberi olmayan  bir kız için gizlice törene gidip..
onu izlesin olacak şey mi

tu-- dediklerinin yarısı doğru,çiğdem.. kendime hayret etsem de.. yapmam dediğim,ne varsa..
 gerekince irem için yaptım.. bir buçuk yıl gölgesi gibi ,izlemekte dahil buna..babası tarafından davetliydim de.. yanına yaklaşamadım ,o ayrı..

güngör-- kızın haberi yok ama babasının var.. üstelik törene davet ediyor..  ben anlamadım,siz anladınız mı..
mustafa-- doğrusunu söylemek gerekirse.. hayır..

tu-- anlatayım öyleyse.. iremi hiç görmemiştim ve bilmiyordum..ahmet abilerin çiftliğinde gördüğüm için de..
doğal olarak ..ertesi gün ona sorup..  abi, dün sizin ağaçtan bir kız indi..
- tarif te ettim bu arada - kim biliyor musun..benim için öğrenir misin dedim..

harun-- aa,babasına mı..
tu-- evet harun.. babasına sormuşum..sınır komşusuyuz.. ailemi tanıyor,ben de çocukluğumdan biliyorum..
 18 yaşında gittim,25 yaşında döndüm....tatillerde ve yazın  imkanlar dahilinde.. geldiğimde.. hasat sırasında görüştük ama samimi değiliz..

yusuf-- sizi kovalamadı mı..
tu-- yok,garip garip baktı.. peki,sorayım..öğrenirsem söylerim..  dedi..
bekir-- söyledi mi..

tu-- nerdee.. söylemediği gibi,irem de yok oldu adeta.. çalışanları da,tembihlemiş.. ne adını,ne oturduğu yeri.. hakkında hiç birşeyi bilmiyorum.. aklımı kaçıracağım neredeyse..
 hergün abi ne oldu diye soruyorum.. hep oyalıyor beni..  içki içmiyor ama masa arkadaşım oldu.. hiç uyanmadım,sordu..ben iremi bir kere görmenin yarattığı etkiyi.. saf,çaresiz..anlattım..içip ,saçma sapan.. neler söyledim neler.. babaya söylenmeyecek her ne varsa.. benden duydu yani.. dinledi.. avuttu,hatta vazgeçirmeye çalıştı.. nasıl ikna olduysa artık, altı ay sonra.. atla tarlalarda dolaşırken..
"sorduğun,aşık oldum dediğin kız benim kızım.. adı da irem.. "dedi.. halimi siz düşünün.. şok oldum..

güngör-- irem hanım,birşey mi oldu.. konuşmuyorsunuz da..
ir-- yoo,dinliyorum.. güngör bey..

çiğdem-- şimdi o;tuna herşeyi anlattı da.. niye o geceden bahsetmedi diye düşünüyor.. bahse girerim..
tu-- çözmüşsün iremi..

ir-- doğru ne diyeyim..  mutlaka o gece ,duymamı istemediği sevimsiz birşey olmuş ki.. bana anlatmamış..
 çünkü tuna unutmaz,atlamaz.. müthiş ince fikirli ,detaycı ve düşüncelidir.. planlıdır,ketumdur.. özeli de,kolay kolay anlatmaz .yani konuşmasının da, susmasının da nedeni vardır..

çiğdem-- sende tunayı çözmüşsün..
ir-- e herhalde yani.. çiğdem.. tiyo verilir bile dedim hatırlasana..

çiğdem--tu-- hah hah hah..
1284..bölüm..

mr.anar-- helikopter pilotu musunuz..
erol-- hayır efendim,ben kaçak yolcu statüsündeyim şu anda..
tuna ve iremi görmeye geldim.. kim gidecekse,buyursun ..

mahmut-- biz gideceğiz erol bey..
mr.sam-- kaç kişi gidebilir..

erol-- radyo binasının yakınındaki, otelin çatısına inebiliyor helikopter.. on kişi alabiliriz..

mr.smith-- bizde o otelde kalıyoruz.. tuna bey,gidebilir miyiz..
tu-- elbette,istiyorsanız gidebilirsiniz mr.smith.. 

mustafa-- yarın sabah sizi aldırırım mr.smith..
mr.smith-- olur mustafa bey.. görüşmek üzere.. herşey için çok teşekkür ederiz..
rica ederiz dedik..

yabancı misafirlerimiz kalktılar.. tokalaşıyorlar diğerleriyle..

erol-- iyimisin,gülüm..
ir-- iyiyim,şükür.. seni görmeyi beklemiyordum,kaçak yolcu.. nereden haber aldın.. helikopter istediğimizi..
sadun beyi de mi tanıyorsun yoksa..

erol-- (gülerek) sen ne çok soru soruyorsun öyle.. geldim,karıştırma şimdi..
 ir-- peki.. nasılsın.. yengem,bebek iyiler mi..

erol-- görmedim de ,iyilermiş.. ama .nedim beyle, ben.. daha iyiyiz..
(tunayla benim omuzuma koydu kollarını ) ben ,size müjde vermeye geldim.. gözünüz aydın,tamamen kurtuldunuz.. bitti..

ir-- (sarıldım ,gözlerim dolu dolu.. )allah ne muradın varsa versin dayım..
tu-- sahi mi,dayı.. dile benden, ne dilersen..
erol-- aminn.. ne dileyeceğim tuna.. avukatlık işiniz olmasın..  siz iyi olun, o yeter bana..
tu-- teşekkür ederiz..

öptü beni..
erol-- (kısık ama tunanın da duyacağı bir ses tonuyla )şu,genç sarışın olanla iş yapma potansiyelin olduğunu duydum.. hiç korkmasın dediler,sağlamlarmış.. kıbrıstan gelenler,işi tunustan yürüteceklermiş artık.. diğer ihracatçınız,ingilterede olan  ailesini arayıp.. çağırdığımda gelin,evleneceğim kızı buldum demiş..

ir-- az dedikoducu değilsin ha.. .
erol--tu-- hah hah hah..

erol-- hadi,ben gittim..
ir-- sağol.. sizi de ağırlamak isteriz.. ne zaman isterseniz,buyurun.. bekleriz.. haa,yarın sarıçama gel,kebap yedireyim sana..

erol-- inşalah da,yarın sevincin yanında olacağım.. hiç gitmedim,ilgilenemedim diye üzülmüş..
ir-- haklı da,bizimle ilgiliydin.. yarın ben ararım,en kısa zamanda da ziyaretine geliriz kısmetse..
erol-- ara da.. ilgili kısmından bahsetme,telefonda.. kapansın mevzu..
tu-- tamam dayı.. çok sağol..
erol-- kendinize iyi bakın.. görüşürüz..

kalanlara hoşçakalın dedi.. gidenlerle beraber bizde , kaptan köşküne çıktık..
onlar helikoptere bindiler,gidinceye kadar kaptanın yanında durduk..

*********
aşağıya indiğimizde ikimizin de yüzü gülüyordu tabi.. üstümüzden büyük bir yük kalktı,ferahladık..
mr.anar-yasemin,philip-elizabeth,çiğdem-yusuf,ceyda-harun,mustafa,güngör,cevdet,bekir beyler ve biz varız..

philip-- dayın sevineceğiniz ,bir haber mi verdi..irem..
ir-- evet philip.. oğlu olmuş da,onu söyledi..
gözü aydın dediler..
 
tuna içenlere sigara verdi,yaktı..
ceyda-- dayın çok değişmiş,irem.. kilo almış.. açılışta tanıyamadım..
ir-- sen nerede ve ne zaman görmüştün ki.. 

ceyda-- bizim mezuniyet töreninde görmüştüm ama dayın olduğunu bilmiyordum tabi..mesleği ne..
ir-- (içimi çekerek ) avukat..
çiğdem-- dava da, avukatınz  mıydı.. yoksa..

ir-- (başımı salladım) evet,benim avukatımdı.. ortak dileğimiz,bir daha avukatlığımı yapmasına  lüzum olmaması.. 
inşallah dediler..

ceyda-- (tunaya bakarak)tuna bey,üstünden zaman geçti ama o törende sizi de,gördüm sanki.. ve yanılmıyorsam ,bana iremin nerede olduğunu sormuştunuz..

ir-- tunaa ?
1283.bölüm..

yusuf-- hepinize teşekkür ederiz,ilginiz için..belki sırası değildi ama bizim için acil olduğundan gidip yüzük aldık.. yolu da bulduk,gayet iyiyiz gördüğünüz gibi.. ıslıkların manasını ben bilmiyorum da,çiğdem sorun yokmuş dedi..

yüzükler parlıyor sahiden.. takmışlar parmaklarına.. sevinerek hayırlı olsun diyip,tebrik ettiler..
 balıklar servis edilirken herkes yerine oturdu..
tu-- ne içersiniz..
çiğdem-- rakı..
yusuf--su.. gece yarısı İstanbula gitmek istiyoruz da, ayık olayım..
mr.simith-- nasıl gidiyorsunuz, yusuf bey.. henüz,dilekçenizi hiçbirimiz onaylamadık ki..
 işten mi ayrılıyorsunuz yoksa..

yusuf-- hayır mr.smith.. ayrılmıyorum.. çiğdemin annesini ve kızını görmek için..güzide hanımdan ,bir haftalık izin isteyecektim..  dilekçemi de ,o ve sizler onaylarsanız sevineceğim..

güzide-- izni verdim,yusuf bey.. hiç arzu etmesem de,madem hayırlı bir konu mevzubahis..
dilekçenizi döndüğünüzde onaylarım..
mr.smith-- biz yarın imzalarız.. yusuf bey..
yusuf-- çok teşekkür ederim..
ir-- çiğdem sen gelseydin ya.. niye yusuf beyi götürüyorsun ki..
çiğdem-- ben ısrar etmedim,dilekçesini önceden vermiş zaten.. mr.simith bana da iş önerisinde bulununca.. cazip geldi.. şansımı denemeye karar verdim.. diğer teklifler için de teşekkür ederim..

mr.simith-- sevindim,çiğdem hanım..  dilekçenizi yazarsanız,buradayken onaylarız.. gidince ,ikiniz de..
iş başı yaparsınız..
çiğdem-- sağolun..

tu-- (ikisine de içki doldurdu ) burada,şu ortamda içilir yusuf bey.. ben sizi ,yarın tarifesiz.. istediğiniz saatte gönderirim..
ir-- daha acı kahve de içeceğiz çiğdem..
çiğdem-- peki..
yusuf-- iyi öyleyse..(kaldırdı bardağını) bize ve sizlere..

içildi..
liz-- ayy ziya yine üzülecek..
kahkahayı duymanızı isterdim..

*********

yenildi içildi,herkes çakırkeyf.. geziyor.. sohbet ediyoruz..saat 11:30 olmuş bu arada..
 yasemin,ceyda.. harun ve mr.anar korkuluklara yaslanmış denize bakıyorlardı.. helikopterin sesini duyduğumuzda..

bekir-- bu ses de ne..
cevdet-- helikopter geçiyor..
güngör-- ne kadar yanından geçiyor böyle..

tu-- geçmiyor,buraya geliyor.. güngör bey..
güzide-- irem hanımm,şaka yaptığınızı sanmıştım..
ir-- söz sözdür,güzide hanım..  gönderirim dedim ya..
mahmut--bu nasıl oldu,böyle helikopter hizmeti mi var ki..

tu-- yok da,irem rica edince oluyor..
bekir-- kimden,duyalım da.. bizde isteriz belki..

ir-- yabancı değil,sadun beyden rica ettik..bekir bey..
yurt içi ve yurt dışından gelen iş adamlarına.. istenilen kapsamda..
karşılama, tanıtma ve ağırlama hizmeti de veriyor sadun bey.. bu da araçlardan birisi..

mahmut--ben biliyordum da,bu kadarını tahmin etmemiştim doğrusu..
philip-- mimarlığı da,hizmetleri de.. dört dörtlük sadun beyin..
ir-- evet öyle.. olmaz denileni,yerine getiriyor..

helikopter yatın üstüne.. -kaptan köşkünün ön tarafına yani -indi..
görmüyoruz da seslerden ve oluşan rüzgardan anlıyoruz .. pervaneler durunca.. 

güzide--  çok teşekkür ederim,irem hanım.. gerçekten olacağını hiç düşünmemiştim..
ir--rica ederim,güzide hanım.. 

erol-- iyi geceler,efendim.. nöbeti olan, bir yolcumuz varmış.. onu almaya geldik..
ir--aa,dayıı.. bu ne güzel sürpriz..
tuna da ben de kalktık.. hoşgeldin dedik.. ben sarııp öptüm..

erol-- hoşbuldum,sağolun..
misafirlerimizle dayım diyerek tanıştırdık,tokalaştılar..

mr.anar-- helikopter pilotu musunuz..
erol-- hayır efendim,ben kaçak yolcu statüsündeyim şu anda..
tuna ve iremi görmeye geldim.. kim gidecekse,buyursun ..
1282.bölüm..

tuna balığı istedi.. servisler değişiyor..
ir-- (fısıldadım ) işin suyunu çıkardılar,acil gel ıslığının tam sırası bence.. çiğdem yine hamile gelirse
şaşırma..
tu-- hah hah hah.. (tiz bir ıslık çaldı.. karşılık gelmeyince.. bir daha çaldı,yine yok.. )
(görevliye bakarak ) sürat teknesi bağlı mı..

--- hayır efendim,neredeyse bir saat önce.. ikinci .kaptanla beraber limana çıktı misafirleriniz...
 size sürpriz yapacaklarmış, haber vermeyin dediler ama..

tu-- onlar güverteye çıktılar ve biz görmedik mi yani..
-- hayır efendim.. kaptanla telsiz bağlantısı kurdular.. bende yanındaydım,duydum..

tu-- (ayağa kalktı )kemal bey,niye bana haber vermemiş soralım bakalım..
--- pardon,kemal beyin suçu yok efendim.. beyefendi çok ısrar etti..
"sorumluluk benim.. gidip yüzük alacağız..
ben çok sabır ettim,şimdi edemeyeceğim kusura bakmayın  "dedi..

tuna gülerek oturdu yerine..
yasemin--  ben niye kendimi o kadar sıktıysam.. uhhh,rahatladım ..
ceyda-- bende..

ir-- özde ,aynı şeyleri yaşadığınızdan olabilir mi acaba..
cevdet-- bizde hala kapıda duran birisi var.. bira dağıtmaktan başka bir faaliyet göremedik..
ceyda-- babaa..

gülüyoruz yine..
mahmut-- harun,niye duruyorsun oğlum.. bassana zile..
mr.anar-- sıkıştırmayın çocuğu.. siz bastınız mı mahmut bey..

ir-- işte bu soru da çokk güzel..
mahmut-- bastım..
mr.sam-- ee,kapı açıldı mı..
philip-- demek açılmış ki,buradalar..
güzide-- kapının arkasına -açılmayacak diye - çok eşya koymuşum.. mr.philip..
ancak aralayabildim.. eşyaları çekebilirsem belki açılır..
mr.smith-- mahmut beyin girebileceği kadar açsanız yeter,yani size.. eşyaları çekmeniz için..  yardımcı olur demek istedim..

kahkahalar atılırken..
tuzda pişmiş balık alev alev yanarak gelince.. dikkatimiz ona kaydı.. bu nasıl yemek,kırılarak mı yeniliyor.. ateşle nasıl yiyeceğiz vs. diyorlar..
 aşamaları görüp,kılçıklar ayıklanırken.. iyice baktılar..
güzide hanım saatine bakıp duruyordu.. tunaya yaklaşıp,fısıldadım..

ir-- helikopter gelecek mi..
tu-- ben kötüyümm..
ir-- değilsinn..
tu-- özveri bekliyorum ,haberin olsun..  gelecek,sadun beyden istedim.. ..
ir-- aşkımm,sağol.. diyorum ki,hepsini helikopterle gönderelim.. biz kalalım..
tu--(gülümseyerek,bana baktı) çok isterdim ama saat altıda hasat başlayacak.. ben bir ara temel atılacağı için,geleceğim.. öğlen herşey bitmiş,tırlar bile yüklenmiş olmalı..makinalar ve adamlar gitti..
biz ancak,on gün sonra burada kalabiliriz.. üzgünüm..

ir-- üzülme canım,unuttum hasatı.. sabah benim de işim var.. (arkasına bakıp) tunaa,çiğdemle yusuf bey geldiler..
tu-- değişiklik ,var mı..
ir-- varsa da görülmüyor..
ir--tu-- hah hah hah..

ikisi de gülerek masamıza yaklaştılar.. tuna kalkıp buyrun dedi.. tam karşımıza oturdular..

yusuf-- geciktiğimiz için,lütfen kusurumuza bakmayın..
güzide-- bakmadık da,merak ettik doğrusu yusuf bey..
kevin-- yolu mu bulamadınız diye endişelendik..
mr.smith-- tuna bey de,bakmamıza izin vermedi..

ir-- özellikle iyimisin ıslığından sonra,geleceğinizi düşünmüştük ama siz gitmişsiniz..

çiğdem --(gülerek baktı tunaya ) çok zaman oldu,ikinci ıslığı yanlış anlamışım demek ki..
ir-- nasıl yani.. ne anladın ki..
elizabeth-- sorma iremm,sorma..
1281.bölüm..

kahkahalarla güldük..

ceyda-- bu yat,sizin mi.. adı eros ya.. çağrışım yaptı..
ir-- evet ceyda.. bana bir oku,çok görüp.. iki yıl gecikmeli attığı için.. ibret-i alem olsun diye ,adını eros koydum..

mustafa-- güle güle kullanın,çok beğendim yatınızı..
bekir-- irem,sen bu cimrilikle nasıl yat aldın ki..

tu-- sağolun mustafa bey..  hiç haberi yoktu,ben aldım bekir bey..

ir-- bekir bey.. ustamsınız ama ben sizin kadar cimri değilim..  genlerden gelen bir etki var da.. tunanın bonkörlüğü ile dengeliyoruz..

güngör-- iyi bari,niye aldın diye söylenmemişsin..
ir-- yat bana doğum günü hediyesiymiş,aynı zamanda ilk evlilik yıldönümümüzdü..
ikimizin de ölüp, yeniden hayata döndüğü.. son beş ayı hastanede geçirdiğimiz..çok zor günlerdi..
ben hiçbirşeyle ilgilenecek durumda değildim.. 
beni evliliğe razı etmeye uğraştığı dönemde ve bu tatsız olaylar sonrasında tunaya çokk çektirdim..
ben bile kendime dayanamazken..o direndi,vazgeçmedi benden..  bitmez tükenmez sabrı,sevgisi ve sonsuz toleransıyla bu haldeyim.. o yüzden referansı çokk çok kuvvetli.. şimdi ne yaparsa yapsın.. ona sesim çıkmıyor... (içimi çekip)
dediğiniz gibi,bu kadar para bağlayıp.. ben asla yat almam,lüzumlu görmediğim için.. ama tunanın amacını bildiğim için,söylenemedim..

ceyda-- kısa kestin gibi,irem..
ir-- evet..çünkü hala acı veriyor hatırladıklarımız.. benim yeni bir depresyonu atlatacak ,gücüm hiç yok..
en iyisi,hiç girmemek..

cevdet-- evet,haklısın.. konuyu değiştirelim.. bahçedeki karpuzları ne yaptın..bu sıcakta hala oradalarsa.. sonu kötü..
yasemin-- ben cevap vereyim,irem hanım görmedi de.. dağıtın demiş,bugün yoldan kim geçtiyse.. burhan verdi.. bitirdik..
ir-- iyi yapmış.. getirip,gönderenin taşıyanın.. verenin hayrına olsun.. epeydir,karpuz alıp.. üreticiyi ihya etmemiştim.. hüseyin beyle anlaşayım bari..
tu-- ne ihyası.. kimden karpuz aldın ki.. en önemlisi,neden haberim yok..

ir-- herhangi birisi.. adını bile bilmiyorum.. hayırdı,o yüzden söylemedim..
Diyarbakırdan  gencecik bir adam,kamyonla karpuz getirmiş..
bulvardaki serginin önünde, sıcaktan perişan olmuş.. elini yüzünü yıkıyordu..   istediği fiyatı verip, aldım..

ceyda-- aldın da,ne yaptın.. bir kamyon dolusu karpuzu,yemediniz herhalde..
ir-- yok,huzurevine gönderdim..

cevdet-- buna içilir işte..
içip bardakları bıraktılar..

güzide-- götürmüş müdür sizce...
ir-- vebali boynuna ama götürmüştür.. bu parayla düğün yapacağım ,madem hayır işi bu kadar yeter diyip..
paranın yarısını geri verdi çünkü....

harun-- nasıl insanlarsınız bilmem ki.. tanımadığı kişiler ,birbirlerine para verip duruyorlar.. sahiden oldu mu bu..
cevdet-- olmuştur,harun.. şaşırma..

ir-- evet harun.. adamın düğün yapacağını duyunca.. bana verdiği parayı cebine koydum.. istemedi..
 bir daha ki sefere ,çocuk yurduna götürmen için veriyorum yanlış anlama dedim.. 
dünyayı bağışladım sanki ..  o adamın bakışını ve duasını hala unutamıyorum..

elizabeth-- iyi yapmışsın kızım.. ben nasıl bakıyorum ,bil bakayım..

ir-- (gülerek baktım)" saatinde yemek yediğimi bilmiyorsun sanki.. acıktım,benim tansiyonum var.. sıcakta oradan oraya gittik, zaten mahvoldum.. daha konuşacaksan ,peynir ekmek yiyeyim bari..
49 yaşımın baharında,philibime kavuşmuşken.. hasta mı edeceksin beni"..diyorsunuz..

elizabeth-- hah hah hah.. bildinn..
philip-- ama aramızda çok yaş farkı oldu,irem..

ir-- sen de,elli yaşında değilmisin  philip.. sizin ,gönlünüz genç.. gecelere,akıyordunuz ya..
harun-- sahi mi..
güngör-- siz daha uyuyun.. 
hepimiz gülerken..tuna balığı istedi.. servisler değişiyor..
1280.bölüm..

bir yarım saat kadar geçti..

güzide-- yusuf beyler nerede kaldılar.. niye gelmiyorlar,anlamadım..
mahmut-- gidip,çağıracak halimiz yok güzide..
güngör-- ne yapıyorsunuz gelsenize denmez ki..
harun-- abbas çarpmış olmasın.. çok duygulanmıştı çevirirken..anısı vardı herhalde..
ir-- abbas,ağaç etkisi yaratmış diyeyim..  ben size..
liz-- aaa.. yemin ett..
yasemin-- lizde bizim gibi konuşmaya başladı.. yakında kurban olurum derse hiç şaşırmayın..
hanımlar kahkahayla güldüler..

mr.sam-- ben bakacağım..
mr.anar-- çaktırma sakın..
mr.smith--  jack,sen bak..

tu--(gülerek) beyler,lütfen oturun..( nameli bir ıslık çaldı,çiğdemden karşılık gelince .. yine değişik bir ıslık çaldı)sorun yokmuş..
ir-- sizin de aranızda ,özel bir dil var demek ki..
tu-- eh sayılır.. "gel,acil gel.. yanında konuşamıyorum.. git.. o kim"gibi ıslıklarımız mevcuttu.. az önce ki "iyi misin " ıslığıydı..

bekir-- vay be.. kaç yıllık arkadaşsınız siz..

tu-- ondört..aramıza mesafeler girse de.. hiç kopmadığım dostlarımdan birisidir çiğdem..
iremden önce;kendimden bahsedip..dertleştğim tek kadındır.. üç yıl beraber okuduk..
dördüncü yıl evlendi ve okulu bıraktı..  o yılın sonunda.. iki aylığına gittiğim amerikadan döndüm..
bebeği vardı  ve boşanmıştı.. okula geri başvurdu..
yusuf beyle; ben master için amerikaya gittiğimde  samimi olmuşlar..duydum da,biz hiç tanışmamıştık onunla..  kızıyla beraber,derslere giremediğinden..  yusuf bey ve arkadaşları ilgilenmişler  demetle.. döndüğümde; ataması ücra bir yere çıktığı için ..bebekden dolayı istifa etmiş.. iş arıyordu ama..
hep şerefsizler denk geldiğinden.. bulamamış..
neyse,bir çeyiz mağazası devir aldı.. annesi de,kızının hasretine dayanamayıp..  gelmişti nihayet.. torunuyla ilgilenince..çiğdem de işlerini yoluna koydu,ben de Adanaya döndüm..
(içini çekerek bana baktı)

mustafa --sonra.. 
tu-- sonrasını tahmininize bırakıyorum.. iremden başkası,bilmiyordu..ilk defa size anlattım..

kevin-- güzel gidiyordunuz..
mr.anar-- duysak iyi olurdu..
tu-- (gülerek) sağolun,bu kadar yeter..
mahmut-- irem hanım.. tuna beyin Adanaya döndüğü tarihte,siz neredeydiniz.. ne yapıyordunuz..
cevdet-- evett,soru çok güzeldi..
mahmut-- sağolun.. madem tuna bey anlatmıyor.. irem hanımdan dinleyelim dedim.. nasıl tanıştınız desem,anlatmayabilirdi..

bekir-- bize de sözü vardı..
ir--(gülümseyerek tunaya baktım ) ben muzurluk peşinde.ağaç tepelerinde gezen..
babası tarafından ,her dediği yapılan ..asi ,kaprisli .. şımarık bir kızdım.. ama sadece babam çekerdi nazımı..
mutlu,insancıl..girişken.. aile ilişkilerine değer veren bir yapıdaydım..
on altı yaşında,dert yok tasa yok.. herşey tozpembeydi benim için..
ailece çiftliğe gittiğimiz bir hafta sonu..  abim,kuzenlerim ben .. büyük dut ağacına tırmanmış ..
gülüp şakalaşıyormuşuz.. tuna da,Adanaya dönmüş.. havaalanından arabayla.. kendi çiftliğine
 gidiyormuş.. meğerse sınır komşusuymuşuz ve yol da dut ağacının önünden geçiyor..bizim de ağaçtan bacaklarımız görülüyor,sesimiz de duyuluyormuş.. kendisi öyle bir çocukluk yaşamadığı için.. durup,imrenerek bakmış.. şalvarlı,saçları örgülü.. her yanım da dut lekeleriyle , ben inmişim ağaçtan..
 eros, tunanın kalbine bir ok fırlatıp.. onikiden vurmuş.. o anda,bir ok da bana atsa ne olurdu sanki..

kahkahalarla güldük..