Translate

9 Temmuz 2012 Pazartesi

1280.bölüm..

bir yarım saat kadar geçti..

güzide-- yusuf beyler nerede kaldılar.. niye gelmiyorlar,anlamadım..
mahmut-- gidip,çağıracak halimiz yok güzide..
güngör-- ne yapıyorsunuz gelsenize denmez ki..
harun-- abbas çarpmış olmasın.. çok duygulanmıştı çevirirken..anısı vardı herhalde..
ir-- abbas,ağaç etkisi yaratmış diyeyim..  ben size..
liz-- aaa.. yemin ett..
yasemin-- lizde bizim gibi konuşmaya başladı.. yakında kurban olurum derse hiç şaşırmayın..
hanımlar kahkahayla güldüler..

mr.sam-- ben bakacağım..
mr.anar-- çaktırma sakın..
mr.smith--  jack,sen bak..

tu--(gülerek) beyler,lütfen oturun..( nameli bir ıslık çaldı,çiğdemden karşılık gelince .. yine değişik bir ıslık çaldı)sorun yokmuş..
ir-- sizin de aranızda ,özel bir dil var demek ki..
tu-- eh sayılır.. "gel,acil gel.. yanında konuşamıyorum.. git.. o kim"gibi ıslıklarımız mevcuttu.. az önce ki "iyi misin " ıslığıydı..

bekir-- vay be.. kaç yıllık arkadaşsınız siz..

tu-- ondört..aramıza mesafeler girse de.. hiç kopmadığım dostlarımdan birisidir çiğdem..
iremden önce;kendimden bahsedip..dertleştğim tek kadındır.. üç yıl beraber okuduk..
dördüncü yıl evlendi ve okulu bıraktı..  o yılın sonunda.. iki aylığına gittiğim amerikadan döndüm..
bebeği vardı  ve boşanmıştı.. okula geri başvurdu..
yusuf beyle; ben master için amerikaya gittiğimde  samimi olmuşlar..duydum da,biz hiç tanışmamıştık onunla..  kızıyla beraber,derslere giremediğinden..  yusuf bey ve arkadaşları ilgilenmişler  demetle.. döndüğümde; ataması ücra bir yere çıktığı için ..bebekden dolayı istifa etmiş.. iş arıyordu ama..
hep şerefsizler denk geldiğinden.. bulamamış..
neyse,bir çeyiz mağazası devir aldı.. annesi de,kızının hasretine dayanamayıp..  gelmişti nihayet.. torunuyla ilgilenince..çiğdem de işlerini yoluna koydu,ben de Adanaya döndüm..
(içini çekerek bana baktı)

mustafa --sonra.. 
tu-- sonrasını tahmininize bırakıyorum.. iremden başkası,bilmiyordu..ilk defa size anlattım..

kevin-- güzel gidiyordunuz..
mr.anar-- duysak iyi olurdu..
tu-- (gülerek) sağolun,bu kadar yeter..
mahmut-- irem hanım.. tuna beyin Adanaya döndüğü tarihte,siz neredeydiniz.. ne yapıyordunuz..
cevdet-- evett,soru çok güzeldi..
mahmut-- sağolun.. madem tuna bey anlatmıyor.. irem hanımdan dinleyelim dedim.. nasıl tanıştınız desem,anlatmayabilirdi..

bekir-- bize de sözü vardı..
ir--(gülümseyerek tunaya baktım ) ben muzurluk peşinde.ağaç tepelerinde gezen..
babası tarafından ,her dediği yapılan ..asi ,kaprisli .. şımarık bir kızdım.. ama sadece babam çekerdi nazımı..
mutlu,insancıl..girişken.. aile ilişkilerine değer veren bir yapıdaydım..
on altı yaşında,dert yok tasa yok.. herşey tozpembeydi benim için..
ailece çiftliğe gittiğimiz bir hafta sonu..  abim,kuzenlerim ben .. büyük dut ağacına tırmanmış ..
gülüp şakalaşıyormuşuz.. tuna da,Adanaya dönmüş.. havaalanından arabayla.. kendi çiftliğine
 gidiyormuş.. meğerse sınır komşusuymuşuz ve yol da dut ağacının önünden geçiyor..bizim de ağaçtan bacaklarımız görülüyor,sesimiz de duyuluyormuş.. kendisi öyle bir çocukluk yaşamadığı için.. durup,imrenerek bakmış.. şalvarlı,saçları örgülü.. her yanım da dut lekeleriyle , ben inmişim ağaçtan..
 eros, tunanın kalbine bir ok fırlatıp.. onikiden vurmuş.. o anda,bir ok da bana atsa ne olurdu sanki..

kahkahalarla güldük..

Hiç yorum yok: