Translate

30 Eylül 2013 Pazartesi

1975.bölüm..

paketi ben,şemsiyeyi tuna aldı.. yan tarafta ki,taksi durağına doğru
kol kola yürürken.. kevork ,yanındaki bir beyle depoya girdi..şemsiyelerini kapattılar.. adama bakmadım bile,tunaya kevork' u göstereceğim ya..

irem-- bak bak,şu  sağdaki yaşlı delikanlı..kevork bey..
tuna-- hıı..

ilk sıradaki taksinin kapısını açtı,bindik.. adresi söyledi şöföre ve hareket ettik..

etrafıma bakarken,tuna ve genç şöför de konuşuyorlar..
gideceğimiz yer bu yolun sonundaymış....ben ve yağmur olmasa.. bu kadar  yakın bir yer için.. sırasını kaybetmek istemezmiş..

tuna-- haklısınız.. durakta kaç araba var..
-- on araba var.. durak da,çok işlek bir yerde.. biz çok sıra beklemiyoruz  ama kazançtan..  durağa,mal sahibine.. benzine verince elimizde kalanla.. bazı şeyleri yapmak.. neredeyse hayal oluyor..

irem-- hayaliniz nedir,beyefendi..
-- mesela evlenmek... evi kiraladım,içine yaşanabilecek eşyaları da
koydum..nişanlım da,durağın karşısında ki depoda çalıştığı halde.. düğünü yapacak parayı, daha biriktiremedik..
(sağa yanaşıp,durdurdu arabayı ) adres burası..

irem--  deponun sahibi,elemanına yardım etmiyor mu..

-- oo,ne yardımı.. kevork'un cimriliği,dillere destandır.. ama hakkını yemeyeyim..genelden az olsa da.. maaşlarını düzenli öder.. iş yok,çalışmaya da mecburlar.. kimse ayrılmıyor, o yüzden..

irem-- senin ve nişanlının adı ne..
-- adım salim,nişanlımın da.. selvi..

irem-- şansınız,kısmetiniz bol.. sevginiz daim olsun.. salim bey..
allah yuva kurana yardım edermiş.. yarının ne getireceği belli olmaz,umudunu..inancını kaybetme..
varsa kartvizitini alabilir miyim.. bir yere giderken,seni çağırırım..

salim-- sağolun... inşallah,hanımefendi.. (torpidodan kartvizitini alıp,verdi bana.. ) sizin adınız nedir.. aradığınızda,bekletmeden gelebilmek için soruyorum..
irem-- adım,irem..
tuna-- salim bekle.. ben geleceğim..

(kapıyı açtı,biz indik..şemsiyeyi açtı hemen..  apartmanın kapısının önündeyiz.. zile bastım..)

irem-- nasıl yapalım,üstadım.. (otomata basıldı.. kapıyı ittim..)
tuna-- (gülerek.. kartviziti aldı,elimden..) bana bırakır mısın..
irem-- bıraktım,senindir.. gazan ,mübarek olsun.. sevindir garibi..
tuna-- tamam,meleğim.. sana da,kolay gelsin.. ara , seni balıkçıya götüreceğim..
irem-- (gülümseyerek) anlaştık.. öptüm seni..
tuna-- (fısıltıyla ) bendee..

1974.bölüm..

hiç kimse yok,pastanede..  garsonlar da.. masa düzenlemesiyle ilgililer.. beklemenin sıkıntısıyla.. iki çay,iki sigara daha içtim..
birden, tuna giriverdi pastaneye.. şemsiyesini kapatıp, şemsiyeliğe koydu.. elinde ,büyükçe bir hediyelik eşya poşeti var..
-- hoşgeldiniz,buyrun..

tuna-- sağolun,ben hanımın misafiriyim.. (yanıma gelip,sandalyeye otururken ..) telefonu melda hanım açtı diye mi ,yüzün asık.. yoksa beklediğine mi tafralısın..
irem-- (gülümsedim) hiçbiri.. misafirim,ne ısmarlayayım sana..
tuna-- bir çay içerim..
irem--(istedim garsondan) hayırlı olsun,kiralamışsın..

tuna-- sağol.. bakıp,beğendiler..beş yıllık kiralamak,istediklerinden.. artışlar ve şartlar için.. avukat gerekti.. yakın diye melda hanımı çağırdım.. (çaylarımız geldi) ilgilendi ,fikir verdi sağolsun.. işi sağlama aldık.. (gülerek)  bu işlerden uzaklaşınca.. biraz paslanmışım.. sen olsan daha iyi fiyata kiralayabilirdin,üstadım..

irem-- (güldüm)  estafurullah canım,ben çömezim..  şemsiye almışsın, araba nerede..

tuna-- az ileride,oto yıkama vardı.. oraya bıraktım.. sırasındaki hediyelik eşya mağazası da .. yok yok.. şemsiyede,hediye de oradan..
 seni taksiyle tuğba hanıma götürüp,  döneceğim..
 sen ne yaptın diye sormuyorum.. anlaşılıyor ki, görüşme istediğin gibi geçmemiş..

irem-- evet,anlayışlı kocacığım.. (kısa bir özetle,bahsettim) işte böyle.. ithalattan vazgeçtim..
tuna-- görünen tabloya göre ,doğru olan da bu.. kevork da,kendince haklı.. neyse,hayırlısı olsun.. kalkalım mı..
irem-- evet.. (çantamdan para çıkarırken).. ne aldın..

tuna-- üç fil,biblosu.. iremm.. ben veririm,bırak..
irem-- karışma tuna.. ben senin gibi yemek yapmadım..
misafirime.. bir çay içirmişim,çok mu.. (masaya fazlaca para bırakıp,kalkarken ..kısık sesle..) ve vamp halini , çok merak ediyorum..
tuna-- hah hah hah..

1973.bölüm..

içeri girip,kasaya yaklaştım..
irem-- iyi günler,hanımefendi.. telefonunuzu kullanmam mümkün mü.
-- elbette,buyrun lütfen..
irem-- sağolun.. (tuşlara basıp,bekledim.. uzun uzun çaldıktan sonra ,nihayet açıldı)

-- (tanımadığım bir kadın,açtı ) buyrun..
irem--yanlış düştü herhalde,ben tuna beyi aramıştım..
-- irem hanım?
irem-- evet,ben kiminle görüşüyorum..

-- adım,melda.. nedim beyin,avukat arkadaşıyım..  mağazanızın kira
sözleşmesi için,tuna beye ..noter tastiği önerdim.. müşterilerle beraber indiler.. nedim beyi bilgilendirmiş,iniyordum ki.. telefon uzun uzun çalınca,önemli olabilir diye açtım..kusura bakmayın..

irem-- estafurullah,melda hanım.. yardımınız için sağolun..  benim işim bitti,tunaya haber vermek için aramıştım.. kaçıncı noterde olduğunuzu söylerseniz,ben gelebilirim..

melda-- tabi ki,gelirsiniz..12. noterdeyiz.. ama tuna bey,sizi bıraktığı yeri ve alacağını söylediğinden biliyorum..  çok uzaksınız buraya..
bizim işimizde birazdan biter.. buluşamayabileceğinizden endişe ediyorum..  sizin olduğunuz yerde,arkadaşımın..  xxx beyaz eşya
mağazası var.. benim gönderdiğimi söyleyip,orada beklemenizin daha hayırlı olacağını düşünüyorum..

irem-- (caddenin karşısına baktığımda,beyaz eşya mağazasını gördüm tabi ) peki, melda hanım.. ben,o mağazanın karşısındaki gül pastanesindeyim.. beklediğimi tunaya söylerseniz,sevinirim.. iyi günler diliyorum..
melda-- size de iyi günler.. elbette söylerim.. hayırlı olsun..
irem-- teşekkür ederim..

kapattım ve.. telefonun ücretini ödedim..
cam kenarındaki masalardan birisine oturup,istediğim kolayı içerken..  neden böyle olduğu hakkında.. aklımda binbir düşünceyle,bir sigara yaktım..
caddeden gelip geçenlere bakıyorum.. kalabalık ve yağmur fazlalaştı..

karşı kaldırımda.. kevork'u  elinde büyük,siyah şemsiyesiyle gördüğümde ..hava alıp,üzüntüsünü dağıtacak dedim içimden.. hızlı adımlarla ,yürüyüp gitti..

27 Eylül 2013 Cuma

1972.bölüm..

irem--(kahvelerimiz geldi,içerken ) bende aynı samimiyetle cevap vereyim kevork.. sizin açınızdan baktığımda,tamamen haklısınız .. yerinizde olsam,bende kabul etmem.. düzeninizi bozmak için,bir neden göremiyorum ..
 ama ortada,kabul edemeyeceğim bir durum var.. sizinle şu aşamada muhatap olmamalıydım..
çünkü firma dediğiniz gibi,bana olur diyip,anlaşma aşamasına gelmişken.. sizi kollar pozisyona geçiyorsa.. ticari ahlaktan yoksun demektir..önce öğrendiğim için,memnun olup..çekilir.. size de kolay gelsin,derim..

kevork-- hımm.. beni bağışlayın ama.. bu konuda tecrübeniz
ve paraya ihtiyacınız yokmuş.. neden ,hiç bilmediğiniz yeni bir iş koluna girmek istediğinizi açıklar mısınız.. çünkü başarısız olma ihtimalinizin ,para kaybetme riskinizin olduğu açık..

irem-- doğru..ama bundan önceki ,girdiğim hiç bir iş kolunda da.. tecrübem yoktu.. bu başarmama engel olmadı.... herşey riskli de, denemeden de tecrübe sahibi olunmuyor.. hırslı,gözlemci ve iyi bir öğrenciyim.
kimseye muhtaç olmadan.. riski  karşılayacak.. aklım,becerim.. hevesim..imkanım ve en önemlisi de kendime güvenim var..
evet,benim paraya.. çalışmaya ihtiyacım yok.. ama başkalarının olmadığını söyleyebilir misiniz..
yatırımlarımla..istihdam sağlayıp,üretiyorum ve kazandırıyorum.. kalkınmaya  katkıda,bulunmanın.. verdiği manevi hazzın değerini yabana atmayın..

kevork-- çevrenizdekiler ve  manevi haz için,çalıştığınızı söylediniz.. pekii,çok çok  fazla para kazanmak için.. niçin çabalıyorsunuz.. hırsın da dozunda olanı ,iyidir..  değil mi..

irem-- evet,kevork bey.. öyle.. birkaç amacım var, elbette.. ama asıl bir tanesi için,gayret gösteriyorum.. istihbarat eksiğiniz olduğunu varsayıp.. size,saygısızlık yapmamak adına.. sorularınızı cevaplamaya çalıştım ama sohbetten  çok ,sorgular hale geldiği için..bu konuşmayı sonlandırmakta fayda görüyorum..
kahve için ,sağolun (ayağa kalktım,o da kalktı.. ) iyi günler..

kevork--(gülerek ) irem hanım,benim istihbaratım çok iyidir.. sorgu gibi hissettiniz,kusura bakmayın da.. size,söyletmeye çalıştığım şey başkaydı.. ifşa etmeyip,övünmediğiniz için..kalbimi kazandınız..
eğer oturursanız,iş konuşmayı teklif ediyorum..

irem-- ( buruk bir gülümseyişle)  ithalattan vazgeçtim ve konuşacak bir konu kalmadı.. onlarla ve sizinle çalışmam.. kalbimi kazanamadınız,kevork bey.. (çıktım odadan.. merdivenleri iniyorum )
kevork-- irem hanım.. beni etkilediniz,ortaklık önerecektim size.. 
gitmeniz,beni üzer..

irem-- (döndüm.. merdivenin başında duruyor.. ) kusura bakmayın.. siz iyi etkilenmiş olabilirsiniz de,aynı duyguları paylaşmıyoruz malesef..  önerinizle,hiç ilgilenmiyorum. 
madem firma/ firmalar arkanızda,rakibiniz de yok.. risksiz hayat, size güzel..   tüm ihtiyacı karşılıyorum dediniz.. çok çok fazla para kazanmak için, niçin çabalıyorsunuz ki ..  kefenin,cebi .. yarının garantisi yok..  hoşçakalın.. 

kevork bey ağzını bile açamadı.. indim basamakları.. 
yürüyüp,mağazadan çıktım.. yağmur çiseliyor,tunanın gelmesine de yarım saat var.. karşı sırada,biraz ilerideki pastaneyi görünce.. orada beklemeye karar verip.. ilerledim..  

1971.bölüm..

girdik,dolaşıyoruz.. birçok çalışanı olmasına rağmen, o tanıtıyor.. .. çok geniş,aydınlık ve büyük bir yer.. gerçekten her markanın.. her ürününden örnekler,gayet muntazam raflarda dizili.. her yer pırıl pırıl..
 iç kısımda..  ithal etmeyi düşündüğüm..  kuaför malzemeleri için geniş bir bölüm ayrılmış.. koltuktan,makasa,tarağa.. fırçaya..peruğa,bigudiye föne, mizampli  makinalarına kadar.. tüm ürünler ve çeşitler  var..
camlı tezgahlara ve duvarı boydan boya kaplayan standa..albenili gelin taçları,el çiçekleri .. yüzlerce çeşit,toka tarak  dizilmiş..
 .. diğer tarafta,terlik.. gecelik- sabahlık ve
çok ünlü markaların,makyaj ürünleri bölümü var.. kevork konuya vakıf,birkaç  farklı ürünün fiyatını sordum.. hemen söyledi..

piyasayı bildiğim için,karşılaştırma imkanım olsun istedim.. % 30 luk bir fark var, genel olarak..

irem-- buradan,parekende alışveriş de yapılıyor mu kevork..

kevork--  çok nadir olarak.. tanıdıklara ,minik bir fiyat farkıyla satış ..yaptığımız da oluyor.arzu ettiğiniz bir ürün gördüyseniz.. alabilirsiniz,irem hanım..
irem-- sağolun.. konuşalım da,belki sonra bakarım..
kevork-- tabi.. odam bu tarafta..

takip ettim.. arka tarafta merdiven varmış,yukarı çıktık.. ara kattan bütün mağaza görülüyor..  odası gayet ferah.. rahat koltuğu işaret edip.. kendisi yerine geçti..

kevork-- ne içersiniz,irem hanım..
irem-- mümkünse,az şekerli kahve içerim..
kevork-- elbette..

istedi telefonla.. sigara ikram etti.. yaktı,kendisi de içiyor..

kevork-- ben,ilter beyle konuştum da.. sizin niyetinizi,sizden dinlemek isterim..
irem-- tabi.. niyetim; ithalatı yapıp, sizinle anlaşırsak var olan bu düzeni bozmadan.. sadece bu marka ,kuaför malzemelerinin satılacağı bir toptancının da,Adanada faaliyete geçmesi..
bu konudaki eksikliği giderip..  doğu,güneydoğu ve akdeniz bölgesindeki.. hatta sınırlarımız haricindeki müşterilerilere..
hizmet sunmak ve karşılığını almayı hedefliyorum..

kevork-- (masaya kollarını dayayıp,gözümün içine bakarak) anladım..  bende,kendi açımdan durumu açıklamaya çalışayım; yıllardır kaliteli ürünlerle, tüm ihtiyacı ben karşılıyorum..
ithalatçı firmayla/firmalarla sorunumuz yok.. .. para bağlamadan,onlar getiriyorlar ..ben satıyorum.karşılıklı,memnunuz..

ilgilendiğiniz ithalat için.. firmadan dün arayıp,sizin talebinizi  ve eğer çekileceksem.. sizinle anlaşmaktan vazgeçebileceklerini söylediler.. şimdi size samimiyetle soruyorum; ürün, fabrikadan direk bana.. benden,aracılar vasıtasıyla ..halka gidiyor.. neden düzenimi bozup.. sizden alayım ki.. mutlaka fiyat farkı olacak ve size ,para vermem gerekecek.. firmada,madem beni destekliyor..
kabul etmem için,bana neden gösterebilir misiniz..

1970.bölüm..

tuna-- görüşelim de.. bakarız.. (sağa yanaştı..karşıdaki itriyat deposunu gösterip)görüşeceğin yere geldik..
 kevork bey,ikinci kuşak yönetici.. elli yıldır,itriyat deposu olarak faaliyetteymiş burası da..    işi bilen,eski  toptancı olduklarından.. firmalar,ona geliyormuş malımızı sat diye..
 ilişkileri,satışı ve kibarlığıyla ..iyi bir ünü varmış.. şu aşamada,senin onunla bir pazarlığın olmayacak fakat, genel bilgin olması  açısından..; cimriliğin sınırlarında olsalar da.. hak sahibi ve ticaret ehlidirler..
kuaför malzemelerini ithal etsen bile.. toptancılığa devam etmesi ,senin lehine bence..

irem-- canım,bilgi için sağol.. haberim vardı..görüşmeyi o nedenle istedim.. burası kalırsa, bir depo da Adanaya açmayı düşünüyorum..
hangi mağaza olacağına da, malları gördükten sonra karar vereceğim.. çiğdeme mi sordun..

tuna-- (gülümseyerek) hayır.. çetin bey aradı.. binbir özürle,istediklerini ayarladığını ve eve gidip,bildirdiğini söyledi.. çokk etkilenmiş.. niye ve nasıl söyledim,inanın bilmiyorum... saçmalamazdım ama bana ne oldu bir fikrim yok dedi..
bende dozunda lafı yerleştirip,ondan öğrendim..

irem-- anladım.. hadi hoşçakal..
tuna-- güle güle ,iyi şanslar.. beni bekle..
irem-- tamam.. sana da..


*************


65 yaşlarında, dinç .. enerjik ,..güler yüzlüymüş kevork bey.. gayet şık giyinmiş ve taşıyor..   kapıda karşıladı beni.. tokalaştık..

kevork-- hoşgeldiniz.. çok genç ve güzel olduğunuzu duymuştum ama bu kadarını da beklemiyordum doğrusu.. güneş gibi parlıyorsunuz,kuzum.. çok da kısmetli ve bereketli olduğunuzu söylediler.. mağazam emrinize amadedir,buyrun lütfen..

irem-- hoşbuldum,mr.kevork.. iltifatlarınız için teşekkür ederim..
istihbaratı kimden aldıysanız,lütfetmişler.. bende,sizin hakkınızda anlatılanlardan etkilendiğim için.. ziyaretinize gelip,tanışmak istedim.. zamanımız değerli ,boşa geçirmeyelim diyorum..

kevork-- tanışmaktan,çok memnun oldum irem hanım.. bana kevork diyebilirsiniz.. zamanın değerini bilenleri severim.. önce,dolaşalım mı..
irem-- peki,kevork..

1969.bölüm..

beni beklediklerinden.. maşa..manikür ve gündüz makyajı beş kişinin çalışmasıyla.. onbeş dakikada tamamlandı..
saçlarımı dağıtıp çok hoş ve doğal dalga görünümü verince.. teşekkür ettim..
makyajımda abartısız ve kusursuz oldu.. taş bebek gibi derler ya,aynen öyleyim..  profesyonel malzemeyi, ehil eller kullandığında sonuç da etkileyici oluyor..

karşılıklı memnuniyetle.. ayrıldım,salondan.. tuna arabada telefonla konuşuyordu.. beni görmedi.. kapıyı açıp,oturdum yanına..

tuna-- (beğeniyle öpücük attı ,bana..)................. ............sana ne ,canım.... (arabayı çalıştırdı.. gidiyoruz)  ...................... .............................. hah hah hah,hadi iyi günlerrr..
kapatıp..
tuna--muhteşem olmuşsun hayatım..  tuğrul da, kime öpücük attığımı merak etti..
irem-- (gülerek) sağol.. nasıllarmış..

tuna-- iyiyiz dedi.. rekinin yaptırdığı bina bitmiş.. dün şantiyeyi,taşıyıp.. temizlik ve çevre düzenlemesi yaptırmış..
sadun beyle ekibi de ,gece eşyaları getirmiş.. sabaha kadar çalışıp ,yerleştirmişler..  biraz öncede rekine,binayı teslim etmişler.. çok beğenmiş..

irem-- eline sağlık..titiz çalışıyorlar,tabi beğenir.. o mu aradı..

tuna-- evet.. çiftlik yoluna mıcır döktürmüş.. girişe nail için,bir yer yap.. fazla ürünleri satsın, demiştim.. onu yapmış,birde artezyen kuyusu açtırmış.. sulama için,kanal döşetmiş..  yolun sağ tarafına,asvalt araba yolu yapmış.. ziraatten yetişmiş,çam ağaçları alıp.. kenara diktirmiş.. çamursuz yolda,gölgede duranlar dua edermiş belki.. hıı,birde şelalemiz ve minik gölümüz varmış,artık..
hediyem olsun dedi..

irem-- hah hah hah.. düşünceli abim,çalışmış desene..
tuna-- evet.. spor komleksi ,meslek okulu ve kütüphane için temelin demirleri döşenmiş.. betonu dökelim mi diye sordu..
sende iki gün tatil yap,ailenle zaman geçir..  bizde olalım,istiyoruz dedim..

irem-- iyi demişsin.. tuna depoyu beraber gezelim,ister misin..
tuna-- (içini çekerek) isterdim ama mağazaya müşteri varmış.. oraya gideceğim..
irem-- ilan mı astın ki.. kimmiş..
tuna-- yok canım.. bir bilgisayar firması ,bölge müdürlüğü için kiralamak istiyormuş.. çiğdemi bulmuşlar..o arayıp, telefonlarını verdi.. selamı var.. illa uğrayıp,bir kahvemi için dedi..
zamanımız olursa,belki dedim.. kiralarsak,evde kalanlar rahat eder.. diye gidiyorum..

irem-- haklısın.. çocuklara bilgisayar ve iş imkanı da iste..
tuna-- görüşelim de.. bakarız.. (sağa yanaştı..karşıdaki itriyat deposunu gösterip)görüşeceğin yere geldik.. 

1968.bölüm..

gayet mutlu..öpüşe koklaşa ,giyindik.. tuna lacivert takım elbise,beyaz gömlek.. bende krem rengi etek-ceket ve yeşil,ipekli bluzümü  tercih ettim.. valizleri,askılardaki kıyafetleri alıp, asansörle aşağıya indik..

mutfakta.. kahvaltıdan birkaç lokma alıp,bir bardak çay sigara içtiğimde.. kendime geldim.. omleti bile tunaya verdim,canım istemedi.. çantamdan tuğba hanımın kartını getirip..

irem-- gideceğim yerle,burası yakın mı..
tuna-- yakın da.. kıyafet ve topuklularla yürüyecek değilsin ki..
irem-- evet de, zaman açısından sordum.. gönülle,eren abiye de uğramak istiyorum.. sonra mehmet beye gideriz..

tuna--  tamam.. almamı istediğin birşey var mı..
irem-- sana bırakıyorum.. ya tatlı al..yada biblo,vazo türü..
 yani ..büro,ev hediyesi olabilecek birşey seç.. kalkalım mı..
saçım fönlenecek daha..

tuna--(gülümseyerek,yaslandı masaya ) moralini bozmak istemem de, çiğdemin kuaförü saat onda.. açıyoruz salonu demişti.. aramadın ki..

irem-- (ben de yaslanıp,gülerek) haberi var..  benim için,erken açacak canım..
tuna-- (dudak bükerek) hıı,etkileyici.. ta o zamandan, toptancıya gideceğin belliydi ve bana söylemedin ha.. alacağın olsun..

irem-- (kalkıp,kahvaltılıkları kaldırdım.. bardak,tabak lavoboya kondu.. çayın altını kapattım..) gel arabada anlatırım..

***********

tuna kestirmeden gidiyor.. yağmur da yağdı yağacak..
irem--ben, toptancıya ..yerini,ithal malları ve işlem hacmini görmek için.. müşteri olarak gidecektim.. ithalat projesi ,araştırılmış fakat konuşulup kesinleştirilmemişti daha..  ben yokken,Almanyayla irtibat kurmuşlar.. anlaşma aşamasına ,gelinmiş.. randevuyu ilter bey almış,dün söyledi..

tuna-- e bilmiyordun da,kuaföre ne diye açmasını söyledin peki..

irem-- (içimi çekerek) nurilere uğrayacaktık ya.. yola bakımlı çıkayım, demiştim.. bu tesadüf oldu..
tuna-- canımm.. özledin anlıyorum ama tek iyi olsunlarda.. ileri bir tarihte,gideriz.. görüşürsünüz..  yüzün gülsün,üzülüyorum bak..

irem--  üzülme canım.. buluşacağımıza kendimi hazırladığımdan,adapte olamadım henüz...
(kuaföre geldiğimizde,çantamı aldım .. gülerek.) görüşürüz..
tuna-- hıh,şöylee..
irem-- (yanağını okşadım) bu senin içindi zaten.. bekliyecek misin..
tuna-- sağol.. evet..
irem-- pekii..

indim.. kaldırımdan yürüyüp.. kuaför salonuna girdim..

24 Eylül 2013 Salı

1967.bölüm..

dursun-- (iskeleye yaklaşıp) sizden hemen sonra.. bir kadın,iki kızla geldi kaptan.. yarın için,sebze alacaklarmış.. ve kaçta gidileceğini soracakmış..  yoklar dedim.. alışverilerini yapıp.. gemiye gittiler..
yarım saat önce,kaptan tek geldi..  gelirseniz,sormamı istedi.. bir saat sonra dönecekmiş..

tuna-- (bana bakıp) saat üç ,iyi mi..
irem-- beş olsun..
tuna-- akşam üstü,saat beşte gelsin kemal bey.. yorduğumuz için,kusura bakmasın..
dursun-- tamam,söylerim..
tuna-- biz içeri giriyoruz.. acil söyleyeceği birşey varsa.. uyandırsın..
dursun-- tamam,iyi geceler..
tuna--sana da..

*********

eve girdik.. merdivenlerdeki apliklerin ışığı yanıyor sadece.. perdeler de kapalı..
ayakkabı çıkarırken..

irem-- kahve içer misin..
tuna-- kahve mi.. teklifin bu değildi sanki..
irem-- şansımı deneyeyim demiştim.. yeri ve içeceğini seç.. ben üstümdekileri değişip,geleyim.. bunaldım..  (gömleğimin manşetlerini  açtım )
tuna--  tamamm.. ikinci katta buluşalım..
irem-- iyii.. madem evin içinde olacağız.. istediğimiz kıyafeti
tercih edebiliriz..
tuna-- (gülümseyip) tabi ama kaptan gidinceye kadar ben burada  kalacağım..
irem-- (  gülerek ,merdivene koştum) gonca gelecekti.. kaçıracaksın desene..
tuna-- üzülme,hayatım.. ikinci etaba yetişirim..
irem-- hah hah hah..


*********

o geceyi de, hiç unutamam.. pencereden görülen.. eşsiz manzara için ,ikili koltuğu çevirmiştik  ama diz dize,göz göze oturunca.. bakmak aklımıza gelmedi.. duygular,hisler doruklardayken..
biz birbirimizin gözlerinde.. teninde kaybolmuşken.. içki,kahve manzara neymiş.. muhteşem huzurun,dinginliğin.. gönülden
bağlılığı hissetmenin .. nefesi bile paylaşmanın.. değeri dünyalara bedeldi.. boynumuz,tutulmuş..belim ağrımış.. ne yapalım,ona da katlanacağız artık..


saat yedide uyandım.. işim var ya.. tunayı uyandırmadan kalktım..
vücudumu,boynumu hareket ettirmek bile acı veriyor.. sıcak duş iyi
gelir dedim.. tunaya not yazıp.. yukarı çıktım..

jakuzi dolarken.. giyecek kıyafetlerimizi  ve valizleri hazırladım..  banyoda suyu kapatıp.. aşağıya indim.. çayı demleyebilmek için beklerken.. mutfağı düzenledim.. kahvaltılıkları çıkardım.. çayın altını kısıp,yukarı çıkarken.. söyleniyorum..

irem-- abim,müzikli banyo yapacağına..yürüyen merdiven yaptırsaymış keşke..  in-çık, in -çık.. yoruldum ya..

tuna-- iremmmm..
irem--(koştum yanına)geldim beyy.. buyur..
tuna-- (kollarını açtı ama ben ellerini tuttum.. ) yoruldum demedin mi,yatta dinlendireyim..
irem-- malesef yatamam.. jakuzi ve kahvaltı hazır.. zamanım az,onda randevum var..  çıkmam lazım.. adresi yazdım,arabayı temizletip..beni alırsın..  tamam mı..

tuna-- değil.. (doğrulurken )ahh,boynumm..
irem-- jakuziyi onun için doldurdum.. gel hadi..
tuna-- ( belime sarıldı.. odadan çıktık.. merdivenlerdeyiz ) parfümden damlatmadım de,ne olurr..
irem-- hah hah hah..

1966.bölüm..

tuna-- özel başka,iş başka.. özcan bey kesin  kurallarla,kaç kişiyi yönetiyor.. otorite zaafiyeti gösteremez... resmi işlerde,duygu olmaz..ama işten almanın da kuralı vardır..  daha önceden ihtar almıştır,mutlaka.. batu da, endişelendiğine göre.. demek ki.. biliyordu.. mesela aklıma meleği görmek için,habersiz Ankaraya gittiği ..güzide hanımın kovulmaması için, çabaladığı geliyor..

seninle ilişkileri yeni ve kazanmaya çalışıyorlar .. buna rağmen.. kapıyı da ,tek başına ve hemen açmadı farkındaysan.. önce vefalı ,başarılı olduğunu  gördüler..
risk alan.. inisiyatif kullanan,güzide hanım ve elizabethti.. şimdi de,
mr.smith destekliyor..

irem-- (yalıya,geldik.. durdurdum arabayı.. eve,bahçeye.. bakarak ) hani kutlamayı burada yapacağız ve muhtemelen kış olacak ya.. karda, gerçekten yuvarlanalım olur mu..
tuna--(gülerek) olur da,nereden aklına geldi şimdi... çok istiyorsan.. en doğal ortamda.. en güzel,temiz kar.. bize daha yakın..oraya
gideriz..

irem-- yok canım,kalsın..bürücekten yukarıya çıkmam..
(ikimizde indik.. ben çantamı,montumu aldım.. tuna birşeyimiz kalmasın diye.. arabayı,kontrol ediyor..
hava da,çok bulutlu ve durgun.. dal kıpırdamıyor..demir kapıyı açarken.. yerdeki kıpırtıyı fark ettim..eğilip ,kısık sesle) tunaa..

tuna-- neredesin....
irem-- nerede olacağım ya.. gel,doğal ortam burada da varmış..

tuna-- (yanıma gelip,eğildi o da.. asvaltta tek sıra halinde yürüyen..anne,baba ve iki minik kaplumbağayı gördü..) doğal ortam diyince.. kurt, tilki yada ceylan gördün sanmıştım..

irem-- (gülümseyerek)elimizde olan bu..ağam.. sanki getirdin de.. bahçeye almam mı dedim.. bir timsahımız,zebramız bile yok..

tuna-- hah hah hah.. tavşana ne dersin..
irem-- unut derim..  dört ayaklı olsalar dahi,istemem..
tuna-- (kapıyı itti,içeri dirdik.. kilitlerken ) tavşanların ayak sayıları değişiyor mu.. aydınlat beni..

irem-- (koluna girdim..yürürken ) iki ayaklıları da var ya,tunaa..

tuna--  hıı.. ilgim dahilinde bir konu olmayınca,aklıma gelmedi.. (dursun efendiyle,selamlaştık.. bahçeden yürüyüp..iskeleye geldik.. en uçta durduk.. boğazın gece manzarasına  bakıyoruz .. sürat teknesi de,bağlı.. hafif hafif sallanıyor.. döndü birden.. ) dursun efendi.. tekne ne zaman geldi.. kaptan nerede..

20 Eylül 2013 Cuma

1965.bölüm..

arabayla evimize dönerken..
irem-- özür dilemekten mahvoldular.. yazık..
tuna-- (gülerek) bence,çok doğal ve güzeldi.. ne zamandır ,başbaşa konuşmaya hasret kalmışlar..
bizde başbaşa eğlenmeye hasretiz.. iyiysen,ev harici bir yere gidelim ..ne dersin..

irem-- aşkım iyiyim de,gitmeyelim..
tuna-- gidelim ya.. banyoyu değiştiririm bak..

irem--tuna-- hah hah hah..

irem-- sabaha karşı uykusuz,yorgun dönmek.. ortama uyum sağlamadığımdan.. eğlence değil,bana eziyet oluyor..
çok istiyorsan.. bahçede,iskelede.. balkonda devam ederiz..  bence,eğlencenin mahiyeti önemli..  ev.. rahat,battaniye..ikimiz başbaşa..dersem, aradaki bağlantıyı sen kurarsın değil mi...

tuna-- (gülerek )evett.. sarı,etap ve irem.. doğru mu..
irem-- hah hah hah.. müthiş..

telefon çalınca..
tuna-- saat bir.. hayırdır,inşallah.. (aldı ahizeyi ) alo,buyrun.. ..................... batu beyy? ........................ estafurullah..kötü bir şey yok değil mi.. .................................................... .......................... irem,araba kullanıyor.. bana söyleyebilirsiniz........................... ....................
...................................... ...................................... .........................................hıı,ne güzel..toplanıp,içtiğinize göre keyfiniz yerinde diye düşünüyorum.. ...........................................................................................................................................................................................................................................................................
...................................................................................................................................
bilmiyordum,sevindim................................................................................................................... ........................hah hah hah.. .................. ................................... rica ederiz............ .......... ......... gizli mi,onu da söyleyin..................... turgutla mı..... ....... (bana bakıp) irem sağa yanaş, turgutla ilgili birşey söyleyecekmiş..  feci sarhoş.. ısrar ediyor..

irem-- tut kulağıma.. (tuttu) iyi geceler batu bey..
batu-- (dili dolanıyor) size de.. hıck.. hıçkırık tuttu,kusura bakmayın.. ben  durumu öğrendim,minnettarım irem hanım.. hıck.. geç ama teşekkür etmem lazımdı.. hıck..

irem-- rica ederim.. ben birşey yapmadım.. bir tatlı kaşığı,limon suyu.. ardından da bir bardak su,içerseniz.. hıçkırığınız durur.. ve uyursunuz.. allah rahatlık versin..

derya-- size de.. batu bey sızdığı için,duyamadı malesef.. arama dememize rağmen.. dinletemedik,irem hanım..

irem-- önemli değil de,tüm sarhoşlar da seni mi buluyor deryaa..

derya-- hah hah hah..  şuledeyiz.. herkesin selamı var..

irem--  as..  söyle ;batu beyi,boş eve yatırsınlar.. taşımaları zor olur,şimdi....  turgutla ilgili ne söyleyeceğini,biliyor musun..

derya-- söylerim ve biliyorum.. turgutta burada,anlatması için toplanmıştık biz..batu bey de,sizin sayenizde işine son verilmediğini ,öğrenmiş.. şaşkın,sarhoş.. kabına sığamayan ,tavrıyla aramıza katıldı ve konuyu duydu.. maruflarda size söyledikleri için.. mahçup oldu,özür dileyecekti..  (gülerek ) turgut da; batuyla uğraşmaktan.. bütün planlarının,alt üst olduğunu söylüyor..  keşfe çıkamamış..

irem-- deryacığım; .. yatıp dinlenmesini,yarına dinç bir halde.. işinin başında olmasını ve  ağzının tadının kaçmamasını istediğimi söyle.. hepinize iyi geceler,diliyorum..
turgut-- anladım,bizde size iyi geceler diliyoruz..
irem-- sağol..

tuna kapattı..

tuna-- ipten almışsın,öyle dedi.. ..mr.smitle ,ne konuştun ki..

irem-- (anlattım) . siz şaşkınlığımın .. üstüne geldiniz.. ziyanın tahmini doğruydu .. ama ben özcan beyin, -yaşadıklarını göz önüne alırsak..- bu kadar acımasız olmasını anlayamıyorum.. bana kapıları açıyor,ona sorgusuz sualsiz.. kapatabiliyor..

1964.bölüm..

kahvemi içtim.. onlarda meyvelerini yediler..
filme odaklandık.. seyrediyoruz..
mısırları yerken.. ayaklarımı topladım,yerleştim  iyice.. ses kısık,alt yazılı okuyoruz.. eren abiyle,gönül de diğer ikili koltuktalar.. aynı sıra gibi düşünün..

gönül--(kısık sesle,konuşuyorlar) ne zaman aldın,bu filmi..
eren-- hatırlamıyorum ki.. almışım,seyredecek fırsat olmamış..
gönül-- yorgunluktan, aklımıza bile gelmiyor..
eren-- öyle ama sinemada seyretmenin zevki başka..
gönül-- bence de..  bu adam var ya.. gerçekte de,başrolde oynayan kadınla berabermiş..
eren-- şu tipsiz,hiç bu güzelliğe yakışıyor mu.. .. kıza yazık..
gönül-- tercih ettiğine göre..vardır bir bildiği..
eren-- ne bildiği olacak.. tek istedikleri var.. o da..

bir mısırı alıp..tunanın başının üstünden ,abimlere doğru attım..

eren-- o neydi öyle..
gönül-- ne oldu ki..
eren-- başıma birşey düştü..
gönül--  sana öyle gelmiştir..
eren-- ....................

gönül-- yarın,benim arabayı servise bırakacağım.. akşam beni alır mısın.. taksiyle mi geleyim..
eren-- alırım canım.. rutin mi,arıza mı var..
gönül-- her ikisi de.. soğudum inan ki.. her ay bir yerini yaptırıyorum..

eren-- tamam da.. araba geniş,ferah rahat.. mügeyle beraber,gidebilmen için almıştık.. bu kışı atlat.. müge ana okuluna başladığında,istediğini alırsın..

gönül-- erenn.. yarın sinemaya gidelim mi..
eren-- olurr,gidelim..

tuna elimi tutunca, ona döndüm.. başıyla onları işaret etti.. ben ,bir mısır daha attım..
gönül-- erenn.. tavanın boyası dökülüyor herhalde.. koluma birşey değdi..
eren-- küçük banyo mu sızdırıyor ,yoksa..
gönüll,banyo dedim de.. toptancıya harika vitrifiye malzemeleri gelmiş..  bizimkileri,değiştireyim mi..

gönül-- daha çok yeni,eren..  .. rica ederim,inşaatla uğraştırma beni....
eren-- ama ben çok beğendim.. ali ustayla,iki günde kirletmeden yaparız..

gönül-- birde onların sökülüp, çıkarılması var.. unuttun herhalde..

bir mısır daha attım,ikimizde onları dinliyoruz.. film oynuyor da,koptuk iyice..

eren-- e baksana,boya döküldüğüne göre.. mecbur yapacağız.. elim değmişken ,değiştireyim işte.. çok güzel bir yeşil vardı,açık koyu da fon yapmışlar.. araya da,bordür.. mis olmuş..
gönül-- erenn.. uykum geldi.. sonra konuşuruz..
eren-- benim de,kalk yatalım hadi..

gönül ışıkları açınca.. bizi gördüklerinden.. eren abiyle,dondular adeta.. parmağımla ,mısırı abime doğru fırlattım..

irem-- banyo sızdırmıyor,boya dökülmüyor..
gönül--ayy,çok sevindim..

tuna--eren--irem-- hah hah hah..

1963.bölüm..

tuna--  (bana bakıp) benim tek mucizem var..
irem--(bardağıma tıklatınca,aldım elime ) sağol hayatım.. mucizenin dağıtma potansiyelini biliyorsun..  iç deme bana.. eve gitmem lazım.. yarına,ayık olmalıyım..çok işim var..
tuna-- iç,taksiyle gideriz..
irem-- pekiii,madem ısrar ediyorsun.. sana kolay gelsin.. (bir dikişte bitirip.. ekşimiş surat ifadesiyle .. bıraktım bardağı ) ığğğ..

tuna--eren--gönül-- hah hah hah..

*********

gönülün,eren abinin işlerinden konuşulurken.. tuna devamlı birşeyler yedirdi bana.. içki çarpmasın diye..

eren--  inşaat firmasına hissedardım,şimdi yarı yarıya ortaklık teklif ediyorlar..
tuna-- tebrik ederim.. paraya ihtiyacın varsa,verebilirim..
irem-- bana söyle,abim..
eren-- (gülerek) ikinizde sağolun.. hem aldık,hemde kendi param var.. iki mağazamı sattım.. ihtiyacım yok.. ben,konuyu.. holdinge ne kadar yatırmam gerekiyor..sormak için açtım..

gönül-- evet,bende duyayım..
irem--  yönetim kurulundaki yedi kişi.. bütçenin, % yirmi beşini.. ben % yetmiş beşini karşılayacağım..sizlerden isteyeceğim oranlar farklı, kazançlarda farklı olacak elbette.. babamdan,senden.. kemal ve nedim beyden % beş..
annem,gönül ve vahide hanımdan toplam % beş bekliyorum..

eren-- makul.. % beşe tekabül eden miktarı duyayım,birde..

tuna-- bir dakika ,irem.. söyleme.. saat 23:00 .. farkında mısınız,üç saattir.. iş ve para konuşuluyor.. yetmedi mi,daha..  her zaman bir arada değiliz.. yarın da,gidiyoruz... daha başka şeylerden konuşsak diyorum.. film seyredebilir yada sohbet edebiliriz değil mi..

eren-- tamam tamam,haklısın.. gönül,iremle film seçin.. bizde masayı kaldıralım.. hadi..
gönül-- irem filmler dolapta.. bak sen.. ben meyve hazırlayayım..

irem-- beraber yaparız canım..
 (hızlıca ayağa kalkıp.. müthiş bir baş dönmesi ile.. pat diye yerime oturdum.. onlar da kalktılar ve  gayet iyi görünüyorlar.. bastılar kahkahayı )
 size eğlence çıktı da.. aklım başımda yani.. son gülen,iyi gülermiş..  bu gece bardaa,gönlüm hovarda.. çalsın sazlar, oynasın kardeşlerr (yumruğumu masaya vurdum )  oynayınn.. dağıtırım bak..

eren-- kendimiz ettik,kendimiz bulduk.. (ellerini kaldırdılar,oynuyorlar güya) e söyle bari..
irem-- sende katıl gönül,söyleyeyim de oynayın..
tuna-- iremm,sende gell..

irem-- başım dönüyor,tuna..sizi seyredeyim..

 iki hareketli türkü  söyledim.. üçü harika oynadılar.. sonra beni kaldırdı,kasetten gelen namelerle.. dans ettik..

eren abi,yoruldumm diyince.. alkışladık birbirimizi.. ve işe koyulduk beraberce.. bende ayıktım tabi..

tabakları ,bardakları.. servis masasıyla götürdük..  konuşa konuşa,ben bulaşıkları yıkadım.. eren abi bana kahve yaptı.. tuna meyveleri hazırladı.. gönül,mısır patlattı..  salona taşıdılar.. elimi kurularken..

tuna-- iremm,hadi film başlıyorr..
irem-- geldimm..

mutfak ışığını kapatıp,salondaki aşırı loş  ortama girince..

irem-- yer gösterici yok mu,bu sinemada..
tuna-- var,canım olmaz mı.. (gelip,elimi tuttu  ikili koltuğa oturduk yan yana.. televizyona doğru çevirmişler.. )

eren-- bahşiş ver,çocuğa..

tuna--irem--gönül-- hah hah hah..

1962.bölüm..

eren-- yok yok.. ama aramızda kalacak..  söylemeyi hiç düşünmüyordum da.. daraldım dedin, dayanamadım.. abinin işini ben ayarladım..

tuna--irem-- nee.. nasıl..

eren--nasılını boşverin,tatsız sürpriz olmayacak.. maceraya atılmıyorlar..  onu bilin yeter..
irem-- (gözlerimi kısarak) tamammm.... sizin durumunuz; gönülün Almanyadan gelen telefon sonrası.. yanlış anlaması..  lojmanı, arabayı kendin için..  istediğini sandığındandı değil mi..

eren-- (gülerek ) tunaa,sen yanmışsın oğlum.. irem dedektif gibi..

gönül-- evet ,öyle sandım.. ama ben haklıyım..hem haberim yoktu..
hem telefondaki kız.. "eren beyin evi,arabası hazır.. eşyaları yenilendi.. istediği düzenlemeler  yapıldı.. uçak bileti de,verdiği adrese gönderildi.. haber vermek için aradım" dedi..  ne düşünebilirdim ki..

irem-- ben buna ;dolaylı neden olduğum için senden.. itham ettiğim için de abimden..özür diliyorum..  (kalkıp,ikisinin boynuna ..arkalarından sarılıp.. yanaklarını öptüm ) çok utandım abi,gerçekten..

eren-- (koluma minik minik, vurup) önemli değil.. niyetin iyi olduğu için,affettim.
gönül-- aman irem,ne özrü.. hiç birimizin suçu yok ki..

irem--(yerime oturdum tekrar..) sağolun da.. bence, hala yerine oturmayan bazı parçalar var.. abimin Almanyadan döndüğünden.. geri gitmek istediğinden..  haberin yoktu.. bunları sana birisinin söylemesi lazım ki,sen bu işi ayarlamak için.. gayret göstermelisin..
 tuna olamayacağına göre.. kim olabilir,kim ..kimm.. ................  dayım.. dayımdı,değil mi..

eren-- (gülerek) dayın mı?.. yelizi gezdirirken.. sen söyledin, sen..  artık,dedektifliği bırak..  (yeni bir bardağa içki koyup,verdi) iç bakalım,biraz gevşemen lazım..
çiftlikteki,doğal koşturmacayı tercih ederdiniz ama şimdi,imkanlar kısıtlı.. kader utansın..

gönül--tuna--irem--hah hah hah..

bir yudum alıp,bıraktım.. salatadan yiyorum.. tuna durgunlaştı.. hatırlayınca..

eren-- tunaa.. çok istiyorsan,merdiven var.. oğlum.. koş,irem gelir ardından..
irem-- (tunaya baktım .. ) hayatım,inan çok yorgunum.. koşamam ama kaçıncı etap acaba diye düşünebilirsin..
tuna-- hah hah hah..

eren-- (dudak bükerek ) etap her neyse..tunadaki etkisi inanılmaz.. birde sarı mucizesi vardı..ona ne oldu..
tuna-- renk.. etap etap ,değişiyor abi..

gönül--eren--irem--tuna-- hah hah hah..

1961.bölüm..

gönül-- babanlar,abinler..bebek nasılmış irem..

irem-- iyilermiş,selamları vardı size.. abim,eşi..oğlu.. anne ve babalar Almanyaya gidiyorlarmış..nuri iş bulmuş da,onu yerleştireceklermiş.. abimi vazgeçirmiştim..
şimdi yolun açık olsun, dedim.. inşallah pişman olmaz/ olmam..
babamlar,sonrasında avrupa turu düşünüyorlarmış..
böyle olacağını bilsem,kesinlikle göndermezdim.. dil döküp,ısrar ettim üstelik.. işte böyle,gönülcüğüm.. iştah falan kalmıyor, haliyle..

gönül--as.. (gülerek ) desene halam,bir süre daha hurma dalına benzetecek seni..
irem-- evet,kader utansın..

tuna--gönül--eren-- hah hah hah..

eren-- eşini,çocuğunu götürdüğüne göre.. işi neymiş..

tuna-- iş ne diye, sormak aklımıza gelmedi de.. piyango gibi dedi..
araba,lojman veriyorlarmış.. Berlindeymiş,bülentleri söyledim bende..

irem-- (gözlerimi kısıp) aslında,aklımı kurcalayan;böyle bir teklifi kimden , neden  ve nasıl aldığı..
başvurusu,tecrübesi ve eğitimi yok.. lise mezunu ve almanca biliyor sadece..
kalifiye değil ki,piyango vursun.. cümbür cemaat gidip,tatsız sürpriz yaşamaları muhtemel.. görülüyor..
nasıl tamam dediler,ben nasıl ayıkmadım bilmiyorum ki..

tuna-- canımm,kızıyorsun da.. iki kere, engelledin çocuğu.. o da senin istediğin gibi.. eşini,çocuğunu bırakmıyor işte.. .. demek ikna olmuşlar ki ,gidiyorlar.. maceraysa,macera..bırak yaşasınlar..  .. su yolunu bulacak,diye düşün.. kendini boşuna yıpratıyorsun..  belki,onlar için hayırlısı budur..

irem-- offfffffff of.. daraldım.. ben balkonda hava alayım biraz..
kalkarken..

eren-- irem,otursana..birşey söyleyeceğim..
irem-- (oturdum) hayırdır,ciddileştin.. kötü birşey mi var..

eren-- yok yok.. ama aramızda kalacak..  söylemeyi hiç düşünmüyordum da.. daraldım dedin, dayanamadım.. abinin işini ben ayarladım..

tuna--irem-- nee.. nasıl..

eren--nasılını boşverin,tatsız sürpriz olmayacak.. maceraya atılmıyorlar..  onu bilin yeter..

16 Eylül 2013 Pazartesi

1960.bölüm..

tuna-- bakü-ceyhan petrol boru hattını duydun mu eren.. birçok inşaat firması başvurmuş da..
eren-- evet,biliyoruz.. bizde de..ihaleye girip,girmemek konusunda.. toplantılar yapılmıştı.. cazip tarafları olduğu kadar,firmayı zorlayıcı yanları da vardı.. şartlarının ,teminatının çok ağır olduğunu hatırlıyorum..
başka büyük projelerimizin bağlantıları,yapıldığından..yetiştirememe ,tazminat ödeme riski olunca... vazgeçildi..
bekir ağanın,size önerdiği konu bu muydu yoksa.. ne alaka,inşaatçı değilsiniz ki..

tuna-- evet.. inşaatçılar ve kardeşi ortak şirket kuruyorlarmış.. yüklenici firmaya,tedarikçi olacaklarmış.. ihale şartlarından dolayı,bekir bey teminat olamıyormuş da.. ireme onu teklif etti..
riski,üstlenip.. bankadan harcamalarına aracı olacakmış yani..

eren-- iremin bileceği iş,elbette.. mutlaka etraflı olarak,inceleyecektir  ama muhatap, dünyanın yarısı neredeyse.. devasa ,kazanç pastasından. pay almak için,akbabalar da olur mutlaka.. yolunu tıkamak,çok kolaydır..
tatsız tecrübe yaşamak,kayıp da seçenekler dahilindedir her zaman..
kağıt üstünde olman, hiç fark etmez.. onlar,seni bileceklerinden.. birkaç bin dolarlık,holdingin.. sarf ettiğin emeğin,gözünün önünde eriyebilir..
ipotek neymiş,bankayı hediye etse bile.. iki kere düşün bence..

irem-- evet,haklısın abi.. bende sıcak bakmıyorum..dediklerimi de,duydun zaten.. tek tahmin edemediğin, holdingin bütçesiydi.. ve erimesine,asla izin vermem..

eren-- inşallah daha çok kazan da.. ben,bize ödeme yapmanın ,hiç sırası olmadığını düşünüyorum.. araba ithaline ,çok para yatırmışsındır.. ben geri verebilirim istersen....

tuna-- (gülümsedi) sağol eren.. ama duydun, tahmin edemedin dedi.. irem tamamıyla bağımsız,artık..  yere sağlam basıyor,merak etme sen..

irem-- abimm,allah razı olsun.. söylemen yeter.. maddi,sorunum yok..
ben arabayı ithal edecektim sadece.. şartlar değişti.. birde ortak oldum.. yatırdığım servetti resmen.. ama karşılığını da almaya başladım,çok şükür..
mahmut bey de,(...... ............. ) fabrikasını aldı.. beni,ikna etti..ve ortak olduk.. kimse bilmiyor,bir süre de söylemeyeceğim..

dönünce... Japonyadan klima ve tv ithalatı için.. imzalar atılacak kısmetse.. bir reklam ,fuar organizasyonu şirketi kuruyorum..  bir ithalatım daha var.. ilter bey görüştü,anlaşma aşamasındayız.. yarın  toptancısına gidip, bir bakacağım..
ocak ayına kadar,yapılanıp.. geri dönüşümleri almaya başlayınca da.. okula ağırlık vereceğim inşallah..
hıı,ama öncesinde kadrolu olmak  ve sınıf atlamak için.. sınavlara gireceğim.. 19-20-21.de dua edin bana..

eren-- tuna doğru söylüyormuş.. allah bereket versin.. gurur duydum seninle.. dua ederiz de.. onları da,başaracağına eminim.. üçüncü sınıftan mı başlayacaksın..
irem-- sağol abim.. öyle umuyorum.. mr.smith ve özcan bey de..
harika imkanlar sundular bana.. süresiz,istediğim zaman.. istediğim yerde.. her kapının açılacağı.. pratik,teorik staj.. az kişiye nasip olur herhalde.. kendime yatırım yapacağım,birazda..

eren-- çok güzel de.. aklımda canlandırdığımda bile.. zamansız olacağın anlaşılıyor.. fırsatları değerlendirme demiyorum kesinlikle.. ama hızlı tempoya ayak uydururken.. tuna görüşmek için,randevu alacak herhalde.. ikinizde,kendinize aşırı yükleneceksiniz.. ilişkinizin yıpranma ihtimalini gözden kaçırma.. herşeye sahip, olabilirsin de.. mutluluğunu kaybedersen .. hiç,olursun..  bunu ,bir büyüğün tavsiyesi olarak kabul et.. olur mu..

irem-- olur abim..
tuna-- irem anlatırken ,ben yoruldum.. sende,haklı olmana rağmen içimi karattın eren.. çok zorlanacağımız kesin.. ama ben ona okumasına engel olmayacağıma dair söz vermiştim..
diploma almasına,gayret etmemin tek sebebi bu.. yatırımı kendisine yapmasına,sonuna kadar destek olurum.. başaracağına da,hiç kuşkum yok..

ikimizin de,şartları gereği..  işi ireme devrederken ki.. amacımı,düşüncemi söylemiştim..
allah,yürü ya kulum dedi.. irem de,aklıyla.. idareciliği ve bağlantı becerisiyle maşallah.. koştu..  kendi sermayesiyle ,genişleyip büyümeye devam ediyor/ edecektir de.. ama sabrım ,beş yıllık..  sonra o ,kendini geriye çekip..  işi,rölantiye alacak .. (bana bakıp,gülerek) bende sabrımın karşılığını alacağım..

eren-- inşallah alırsınız ikinizde..
tuna-- inşallah..

gönül-- babanlar,abinler..bebek nasılmış irem..

1959.bölüm..

bekir-- bizimkilerle beraber,birçok alanda.. Türk firmaları da.. katılıyormuş.. anlatılana göre.. kazanç,herkesi ihya edecek kapasitede..
 ilhaleyi, kazanırlarsa..  Kayseri-Adana arasında çalışacak yüklenici firmaya.. tedarikçi olacaklar..  ..
kazanamazlarsa  beklentileri ,şirket olarak yurt içinde inşaatçılara.. tedarikçilik yapabilmek..
seni ortaklığa dahil etmeyi..onlar istediler de,ben karşı çıktım.. inşaatçı ,altı erkeğin arasında ne işi var.. siz kendi aranızda, anlaşırsınız da.. o narin..  gürültünüze dayanamaz, dedim.. doğru muyum..

irem-- hayırlı olsun.. evet,çok iyi düşünmüşsün bekir ağa.. peki,ne istiyorsun..
bekir-- teklif verilirken, teminatları olmanı.. holdinginin adı geçecek,sadece.. para koymayacaksın ama garanti için,kazancın belgelenecek..  kazanamazlarsa.. hiç riskin yok.. dosya kapanacak..
kazanırlarsa,senin riskin yine yok.. ben bankayı sana ipotek edeceğim,ihtiyaç halinde oradan harcayacaksın.. yani bizimkilere desteği,sen vermiş  olacaksın..

.. atıl parası olan,seni karıştırmadan girecek şahıslar var ama güçlü, çalışır  holding çapında bir şirketin destekleme şartından dolayı.. ilk sana teklif ediyorum..
kabul etmezsen,çeşitli kişilere ..farklı teklifler sunacağım.. mesela onlar para koyacak.. ipotek söz konusu olmayacak..
seni zorlamıyorum.. karar sana ait.. ilişkimizi etkilemeyecek kesinlikle.. ve mustafaların.. sana yaptığım bu tekliften haberleri yok.. ben,teminat bulurum dedim.. düşün,taşın.. danış.. dönünce cevap ver olur mu..

irem-- tamam.. iyi anlamış mıyım,bir özet geçeyim sana.. ben kağıt üstündeyim.. kendi işlerim etkilenmeyecek,personelimle alakanız yok..  sen bankayı,bana ipotek ediyorsun.. kaynağa dokunmadan , şirket hesabına aktarıyor görüneceğim.. bankanı ipotek edeceksin madem.. iş bitince,sana bankayı iade edeceğime emin misin.. 

bekir-- hah hah hah.. eminim,aksini düşünmedim bile.. 

irem-- hıı.. birde benim tanıdığım bekir ağa.. kardeşi ve dostları da olsa.. bu kadar büyük bir riske..karşılığı olmadan girmez..çıkarının, ne olduğunu atladın..
iş yapıyorsak..onlar kazanırken.. denetlenmeyi,kabul edeceksem..  
benim kazancım ne olacak.. aydınlat beni.. 

bekir-- hah hah hah..   kabul edersen, söyleyeceğim.. 
irem-- bak ben sana açıkça, şu andaki ilk düşüncemi söyleyeyim.. teklifinden onur duysam da.. hiç girmemek, daha cazip..  yolum,düz ve temiz olmalı .. önümü görebilmeliyim.. çetrefilli işlerle,uğraşmak.. helede zorunlu değilsem.. başımı ağrıtır..  taktiğin,bana göre değil bekir ağa.. 

bekir-- pekii.. şartnamede.. teminat olup,destekleyen için;.. boru hattı faaliyete geçtiğinde..  toplam satıştan yüzde yada.. binde bir,hisse paylaşımı hakkı verileceği belirtilmiş..  
yani uzun vadede,tabiri caizse para basacak .. binde birden,iki yıllık.. hisse karşılığını sana vermeyi düşündüm.. güngörden kazanacağın,parada işin kaymağı olacak..  

irem-- hıh,kaymakmış..senin taşeronun olacağım.. herhangi bir aksilikte,adım 
itibar kaybedecek.. ve iki yıla razı olacağım.. ben  cevabımı hemen verebilirim bekir ağa.. 

bekir-- yok canım,verme.. 
irem--  kaymağı,tek başına yersen dokunur.. riski paylaşıyorsak,  kazancı da,yarı yarıya paylaşırız.. 10 yıllık hisse alacaksın diyelim,5 i benim.. teklifim bu.. diğer seçenek de, beni unutup... başka bir holding bulman.. .. sen düşün,taşın danış.. 
karar senin,zorlamıyorum.. ilişkimizde etkilenmeyecek kesinlikle.. 
daha alınacak intikamlar var.. sıska ve çirkin saygılar sunuyor, bekir ağa.. 

bekir-- hah hah hah.. sağol,herkese selam söyle.. iyi geceler.. 
irem-- as.. sana da bekir ağa.. ablama selamlar.. 
kapattım.. 

tuna kıs kıs gülerek..
tuna-- çok güzeldi,tebrik ederim.. 
eren-- kafa tutuşundan etkilendim.. bende tebrik ediyorum.. 
irem-- sağolun.. 
gönül-- balığın soğudu,irem.. ısıtayım onu.. 
irem-- kalsın gönül..  haberlerden başım dönmüştü zaten..  hiç iştahım kalmadı.. salata ve sufle yeter bana..

13 Eylül 2013 Cuma

1958.bölüm.

irem-- (sigarayı yakmıştım ki.. telefon çaldı.. saat
22:00 ye geliyor.. ) bu da bekir beydir.. (uzanıp aldım,ahizeyi..)
bekir-- alo,eren..
irem-- iyi akşamlar bekir ağa.. aklımdan çeşitli muzurluklar geçse de.. senin ortamının uygun olmadığını düşünerek vazgeçtim.. buyur,seni dinliyorum..

bekir-- sağol.. aynen öyle.. başımı ağrıttılar,inan ki.. öncelikle.. mustafanın,güngörün,cevdetin.. necatinin ve sadun beyin selamı var..
ballandıra ballandıra anlattım.. dövünüyorlar,içeride..

irem-- (gülerek) as.. canları sağolsun.. yine toplanırız,inşallah..

bekir-- inşallah.. sen rekine ,ne ara yalıyı söyledin ki.. yarın bakmak için,geri gelecekmiş.. anar,çetini arayıp bilgi vermiş..  çetin beni aradı,ondan duydum.. trafik yoğunmuş yani.. ne dedin..özelliklerini, fiyatı biliyor mu..

irem-- ayrı yerde olduğumuzdan.. söylemeye fırsatım olmadı ama evden çıkmadan..  fiyat dahil,duyduğum özellikleri  belirttiğim.. kısa bir not yazmıştım..havaalanında, onu verdim bekir bey..
vahide hanım , planlı bir düşünce olsa ..bana bahsederdi.. sürprizi
bozmamak için,böyle bir yol izlemeyi tercih ettim..

bekir-- valla helal olsun.. komisyonu hak ettin..

irem-- sağolun  da.. ben çetin beyin imasına, gerçekten..üzüldüm ve alındım..kalabalık olmasak,seni saymasam.. burnundan getirecektim .. yine de hakkım baki..tuğba hanım da,çok üzülmüş... yarın evine,davet etti beni..
yani çetin beyin kaderi ,ağzımdan çıkacak sözlere bağlı ama vicdanım elvermiyor..  neyse uzatmayım,  netice itibariyle.. artık komisyon istemiyorum..

bekir-- ne diyeyim,haklısın.. bende çok kızdım ama olan oldu.. emin ol,burnu sürtülecek.. sen istemeden,ben hesaba yatırayım.. sorunu çözelim ,olur mu..

irem-- mecbur değilsin,bekir ağa.. karşılık beklemiyorum,hiç bir talebim yok senden.. benimle,neyi konuşacaktın.. öğrenebilir miyim..
(tuna da duysun diye,aramızda tutuyorum.. yaklaş dedim )

bekir-- mustafa,necati,sadun bey,hüseyin..güngör ve cevdet.. Baküden ,Ceyhana döşenecek petrol boru hattının.. Türkiye ayağı için.. ortak bir şirket kuruyorlar..  biz,kardeş olduğumuz için..resmi olarak katılamıyoruz.. bütçeleri de,necati ve mustafadan dolayı sağlam....  necatiye arkandayız dedik de, .. rakamlar bol sıfırlı.. anlayacağın ,yükü ben üstleneceğim..
 proje devasa,çok uluslu güçlü şirketler ..yapımı,inşaatı.. yönetimi,denetimi üstlenmiş.. ana taşeronlar,seçiliyormuş..

1957.bölüm..

irem--( tunanın tabağını da,uzattım ) sorun çözüldüyse,ben özür de dilerim abim..
tuna-- kuşku duyulacak bir neden mi vardı,eren..
eren-- yanlış anlaşılma dedim ya..
tuna-- iyi,tek öyle olsun..  iremi üzme,diyordun ya.. sende ayağını denk al,yani..
eren-- hah hah hah.. gönüll.. gel ,gel.. tuna ne dedi bana..

gönül-- (geldi.. elindeki tepside,sufleleri taşıyor.. ve yüzü gülüyor.. servis masasına koydu.. )kusura bakmayın,siz konuşurken.... sufleyi yapayım bari dedim..
(eren abiden,boş balık tepsisini alıp..  ) tuna,irem sağolun..
ben; erenin kuşku duyulacak bir tavrıyla karşılaşmadım,bu güne kadar.. bana verdiği sözü,sorgulatacak düzeydeki.. bu konuyu da,gece soracaktım..
fark ettirmemeye çalıştım ama senden hiçbirşey kaçmadığından,atik davranmışsın.. anladım ki;suçsuzmuş,ben gerçekten yanlış anlamışım.. yaşananlar için,özür diliyor ve.. konuyu kapatıyorum..

tuna-- özür dilenecek ne var ki,gönül.. .. sorunu hissetse bile,atlayan ..sabırsız,merhametli.. vicdanlı bir karım var..  iyi ki,var.. temeli o attı.. biz aile olduğumuzu,nihayet anladık ve boğazımıza sarılmadan konuşabiliyoruz sayenizde..  yani sen,dert etme.. iyiyiz diyorsan.. mesele kalmamıştır..
temenni etmiyorum da,herhangi bir olumsuzlukta.. söylemen yeter.. tamam mı..

hepimiz duygulandık.. gönül "tamam" diyebildi..
eren-- (gönülün elindeki tepsiyi,servis masasına koyup... ellerinden tuttu.. ayakta,karşı karşıya duruyorlar... ona bakarak. ) sık söylemesem de.. seni çok seviyorum.. herşeyin,fedakarlığının farkındayım.. eğer günün birinde hatam olursa, vereceğin her cezaya da razıyım.. ama lütfen tuna duymasın.. hele irem kesinlikle duymasın.. olur mu..
gönül-- (gülerek ,baktı ) olur,hayatım..

özlem ve şevkatle sarıldılar..

irem--(biraz yaklaşıp.. güya kısık sesle ) abim de.. ayağına taş değse,benden bilecek..  ama varyaa,şu durumla ilgili ..malzeme gayet verimli,biraz süsleyip.. taklitlerini yapsam bile yeter ..
eren-- niye sarıldığımızı,biliyorsun.. bundan faydanman,yakışık almaz...
gönül--(gülerek ,ayrıldılar)  yapmaz canımm..
irem-- sana dokunmayacak olsa, yakıştırırdım da..
eren-- kader utansın..
tuna--irem--gönül-- hah hah hah..

ikisi de, yerine oturunca..
irem-- ben,balkonda bir sigara içeyim..
eren-- müge  gelmediğine göre.. öznur hanım,uyutmuştur onu.. burada iç..
gönül-- evet.. hava çok serin,hasta olursun..

irem-- (sigarayı yakmıştım ki.. telefon çaldı.. saat 22:00 ye geliyor.. ) bu da bekir beydir.. (uzanıp aldım,ahizeyi..)
bekir-- alo,eren..

1956.bölüm..

irem-- babaa.. siz hangi limanda ineceksiniz.. gün ,saat ve geminin
adını vs. söyle bana.. birde nuri karşılanacak mı.. çocuğuyla,perişan olmasın..

ahmet-- evet.. nuride bizi karşılayacak.. (istediğim bilgileri verdi,bende peçeteye yazdım ) öpüyorum sizi.. herkesin selamı var..

irem-- dur dur.. nuri nerede..

nuri-- burdayım bacımmm.. kısmete bak,yine görüşemeyeceğiz..
tuna-- hayırlısı olsun,nuri.. bacın ağlıyor da.. ondan lafa girdim..

nuri-- sağol tuna.. ama niye ağlıyor ki.. karımı ,oğlumu bırakmayıp.. her dediğini yapıyorum,işte..  teklif de,piyango gibiydi.. kırk yılda bir vurmuş..kaçırmayalım dedik..  çok çok özleyeceğim ama canımız sağ olsun..
söyle,konuşsun benimle..

tuna-- duyuyor seni.. mutlu olmanı diliyorum, nuri.. gidince,haber ver mutlaka..
nuri-- allah razı olsun,ararım..

irem-- (burnumu çekerek ) nurii.. bir isteğin var mı..
nuri-- allahına kurban.. var,seni istiyorum..

irem-- bekleyebilsen,gelecektik ama neyse sağlık olsun.. iyilikle,buluşup görüşelim inşallah.. kendine,eşine.. çocuğuna iyi bak.. (dudaklarım titreyerek ) elinden öpüyorum,allaha emanet ol..

nuri-- sizde.. birbirinize iyi bakın..  kız cadı..el öpmek nereden çıktı.. duygu sömürüsü mü, yapıyorsun..

irem-- işe yaradıysa.. devam edeyim..
nuri-- hah hah hah.. yok bacım,ben almayım..  bana git de..
irem-- pekii.. git,abiciğim.. yolun açık olsun..
nuri-- sağol bacımm.. seninde.. herkesin,selamı var.. öpüyorlarmış seni.. ertan da,tunayı çok seviyormuş.. hoşçakalın..
irem-- as.. sende,öp benim yerime..tunada onu çok seviyor,söyle..
abimm, güle güle.. işin rast gelsin..
nuri-- sağol,gülüm.. seninde..

kapatınca.. bende kapattım..

irem-- ben yüzümü yıkayayım.. eren abi ,banyo tarafına gitmedi değil mi..

tuna-- (yüzümü sildi peçeteyle.. öptü yanağımı.. kolunu omuzuma atıp.. fısıltıyla) bilmiyorum.. ne olur ,ne olmaz.. sen yanımda dur,en iyisi.. barışmak için, telefonla konuşmamızdan faydalanmış da olabilirler..

irem-- (mırıltıyla) fesatsın da,en azından gönülün günahını alma..mutfakta,çalışıyor.. ..
tuna-- görünmüyor ki,nereden anladın..
irem-- (kokladım havayı ) sufle yapıyor..
tuna-- hah hah hah..

eren-- gelebilir miyizzz..
tuna-- bizde,endişelenmeye başlamıştık.. buyur..
eren-- (elinde fırın tepsisiyle geldi.. balıklar nefis görülüyor.. ) ukala,siz rahat konuşun diye gelmedik..
tuna--  çok düşüncelisin..

irem--( tabağı istedi,servis yapıyor.. kısık sesle) sonuç ne,sonuç.. sen ,onu söyle..
eren-- aşayiş berkemal.. ne yalan söyleyim,şaşırıp .. ne yapmışım acaba diye ,gitmiştim mutfağa..bir yanlış anlaşılma neticesinde ..gönül benden kuşkulanmış,meğerse..
 ikinizde günahımı aldınız,gelin hanım.. kendisine sor istersen..

irem--( tunanın tabağını da,uzattım ) sorun çözüldüyse,ben özür de dilerim abim..
tuna-- kuşku duyulacak bir neden mi vardı,eren..
eren-- yanlış anlaşılma dedim ya..
tuna-- iyi,tek öyle olsun..  iremi üzme,diyordun ya.. sende ayağını denk al,yani..
eren-- hah hah hah.. gönüll.. gel ,gel.. tuna ne dedi bana..

1955.bölüm..

irem-- (kısık sesle ) eren abi.. büyüğümsün,akıl vermek haddim değil.. ama sizin iyiliğiniz için, düşündüğümü söylemem lazım..

eren-- hayırdır,söyle bakalım..

irem-- bizde,gönül bana.. (anlattım ) çok hevesliydi ve planı buydu.. ama ayrı kaldığımız sürede.. her ne olduysa.. daha açığı, kırılmasına neden olacak.. ne yaptıysan.. bahsetmeye gerek görmemiş..  gönül bunu hak etmiyor.. lütfen, durumu düzelt..
o çok sabırlı,seni çok seviyor.... çalıştığı,çocuğu olduğu halde.. hiç şikayet etmeden.. kaç zamandır,misafir ağırlıyor...   yorgun olduğu aşikar ama  bak senin için.. koşturuyor,hala..
ruhunu okşayıp,kıymetini bilmenden başka bir beklentisi de yok.. ilgini, esirgemesene..

tuna-- eren,uslüp sertleşiyor.. lütfenden,emir vermeye geldik.. bence menzilden,uzaklaş..
eren-- (gülerek ,kalktı )tuğrul haklıymış..  allah ,sana yardım etsin..
(mutfağa doğru gidiyor )
tuna-- ben iyiyim.. sen kendine bak..
eren-- gönüll.. hayatımm..

tuna--(bana bakarak, kısık sesle)sen,  ne yapıyorsun.. dövseydin bari..
irem-- sözlerimin ,aynı etkiyi yaptığını varsayıyorum.. bulmuş pırlanta gibi kadını,ona yazık değil mi.. canlılığını,hevesini yitirmiş baksana..

telefon çalınca,açtım..
irem-- alo,buyrun..
ahmet-- oo,kızım sinirlenmiş.. çabuk,tunayı ver bana..

irem-- yok canım,sinirli değilim.. tunam masum..  (tuna,ahizeye yaklaştı,dinliyor ) güya ben arayacaktım.. misafirlerden başım döndü inan ki.. burada olduğumu,nereden bildin..
ahmet--sevim baldızla konuştuk da.. ziyalar aramışlar ..oradan aldık haberi.. nasılsınız..
irem-- çok şükür, siz nasılsınız..
ahmet-- bizde iyiyiz.. yeni gelişmeler oldu da,haber vermek için aradım..
irem-- hayırdır,inşallah..
ahmet-- biz almanyaya gidiyoruz,hep birlikte..

irem--nee.. yine mi nuri.. iyi de.. size ne oluyor,anlamadım ki..

ahmet--anlatayım  kısaca; çok daha iyi imkanlarla.. eşyalı lojman ve araba gibi.. başka bir iş teklifi, geldi nuriye.. şaziyede giderim diyince,içimize sindi.. anneler,babalar.. götürüp yerleştireceğiz.. bugün vizeler onaylandı,biletleri geldi..
biz de,bir aylık turist olarak gidiyoruz.. sonrasına allah kerim,avrupa turu yapabiliriz..

tuna-- yakışır, abim..gezin, gezebildiğiniz kadar..  istediğin varsa,emret.. irem şok oldu,konuşamıyor..
ahmet-- hah hah hah.. sağol,tuna.. yok bir isteğim.. siz iyi olun ,yeter..
tuna-- sizde,iyi olun.. nuri için de,sevindim.. hayırlısı olsun.. yolculuk ne zaman..

ahmet-- yarın sabah.. nuri,şaziye ..alper uçakla gidiyor.. bizde, bir gün sonra,vapurla gideceğiz..
tuna-- yolunuz açık olsun.. hangi şehirde çalışacak.. bülentlerde ,Berline gittiler..
ahmet-- yaa,onlarda Berlinde olacaklar.. tesadüfe bak.. gidince, adresi alırız..

tuna-- hıı,abii.. görüşürseniz,haberin olsun.. evlerini eşyalı olarak,yeni evlenecek bir çifte ..yardım için, bedelsiz vermiş.. seni bulamayınca, bize sordu.. ahmet abi,sorun yapmaz dedik..

ahmet-- geç kaldın,tuna.. tebrik için aradığımızda,söyledi.. bende, çocuklar istedikleri kadar,otursun dedim.. dua,bana geldi.. ne yaparsın..
tuna-- yabancıya gitmiyor,nasılsa..

irem-- babaa.. siz hangi limanda ineceksiniz.. gün ,saat ve geminin
adını vs. söyle bana.. birde nuri karşılanacak mı.. çocukla,perişan olmasın..

ahmet-- evet.. nuride bizi karşılayacak.. (istediğim bilgileri verdi,bende peçeteye yazdım ) öpüyorum sizi.. herkesin selamı var..

irem-- dur dur.. nuri nerede..

9 Eylül 2013 Pazartesi

1954.bölüm..

eren abi,bardaklara içki koydu.. bende zeytinyağlılardan,tabaklarımıza aldım..

iren-- eren abi,bana verme..
eren-- olmazz..
irem-- arabayı kim kullanacak,abi..
eren-- gitmezsiniz..
irem--yok, ben huysuzum.. hem yol için,hazırlanacağım..hem de, tuğba hanıma uğrayacağım yarın.. bekir bey,aradı mı..

gönül-- (içini çekerek ) aramadı..
irem-- arayan kimdi, peki..  yani duymadım da.. halinden belli..
gönül-- evet,birisi aradı.. çok uyanıksın,elticiğim....

eren-- e, o tescilli zaten.. ben neredeydim,söylemedin de.. kimmiş..
gönül-- bahçedeydiniz.. sonra konuşacağız..
eren-- pekii..

yarım saat kadar sonra.. telefon çaldı..
eren-- irem sanadır,baksana..
irem-- (arkamızdaki konsolun üstünde telefon.. uzanıp,aldım ahizeyi)alo,buyrun..
aylin-- irem..
irem-- evet..
aylin-- dinlendin mi..

irem-- hemde nasıl.. kusuruma bakma,olur mu..
aylin-- bakmadım hayatım.. tuna anlattı,abin de yemeğe çağırdı sağolsun.. fakat , bir misafirim geldi.. sizde benim kusuruma bakmayın,lütfen..

irem-- estafurullah.. (yavuz beyin sesini duydum sanki ) misafirin,yavuz bey ise hiç sorun değil hayatım.. onu tercih etmene ,tabi ki hak veriyorum..
aylin-- hah hah hah.. senden korkulur.. nasıl anladın..
irem-- içime doğdu..

eren-- (kısık sesle)  gönüll,ben ne dedim sana..
gönül-- bildin,ne diyeyim..
eren-- isterlerse,kahveye gelsinler..
tuna-- daha neler canım..

irem-- aylinciğim,size iyi akşamlar diliyorum.. eren abim kahveye buyursunlar dedi ama.. siz bilirsiniz,ısrar etmiyoruz.. herşey gönlünce olsun,öpüyorum seni..

aylin-- sağol.. yavuz beyin de selamı var.. sizede iyi akşamlar.. nasılsa,Adanaya dönerken,görüşeceğiz.. öperiz,birbirimizi.. 

irem-- as..uçakla dönmeyeceğiz.. ama öptün farz ediyorum.. hoşçakal.. 
 aylin-- hoşçakal,canım.. 

kapatıp, ayağa kalktım.. olduğum yerde,oynuyorum bir yandan da..

irem-- İstanbulun yolları taştan.. sen çıkardın beni, beni baştan.. 
eren-- gönül--tuna-- hah hah hah.. 

tuna-- bak,kendi başına gidebilmiş.. 
irem-- (oturup,suyumdan içtim bir yudum ) evet.. vesile olmamı ,arzu etmişti de.. dışarı çıktığımızda fikri,değişmişti.. büyük ihtimalle de,senden çekindi.. 

tuna-- iyi ki,çekinmiş.. teklif etmek zorunda kalmış olabilirsin de..  
beraber gitmemiz, hiç şık olmayacaktı..

eren-- doğru.. ama aylin geldiğinde,yavuz beyin yüzünü görmenizi isterdim.. gönüle de,eve gelirken söyledim hatta.. inşallah ikisi için de, hayırlısı olur.. 

irem--inşallah ..ben; maruf gelmeden..  bir an önce gitsin diye,konuşamadım ki aylinle.. 
gönül-- sahi neden,konuşmadın.. maruf ne alaka ki.. 
irem-- sizz,bilmiyor musunuz..  

tuna-- nereden bilecekler ki.. ben anlatayım da,siz yine bilmeyin.. (anlattı) işte böyle.. 
eren-- anladım da, gerilmenize ne gerek var... tuğrul evlenmiş.. elayla iyiler.. yalan da söylenilmemiş.. .. aylin de, ela da gayet olgun,kavgasız gürültüsüz karşılaşmışlar.. konu uzamadan,bitmiş..  
marufa gelirsek ,uyanık... hiç  belli eder mi.. kimbilir, kaç kere gelip-gitti  İstanbula.. mutlaka karşılaşmışlardır.. aylin de,ağzının payını verdiğine göre.. daha ne..  

irem-- haklısın abi.. maruf ağzının payını ,şüphesiz ki.. hepimizden aldı..bende, yanına yaklaşacağını sanmıyorum .. ama bugün düşündüğüm  aylin ve zübeydeydi.. ikisini de seviyor,değer veriyorum..  gururlarını incitecek.. herhangi birşey olmasın istedim.. marufu işaret edince,gitti zaten.. 

gönül-- o çok iyi bir insan.. inşallah karşısına seveceği, bir kişi çıkar ve mutlu olur.. ben yemeği getireyim.. 
irem-- gönüll.. ama sen, böyle dememiştin.. 

gönül-- plan değişti,hayatım.. ama sonra dediğimi yapacağım.. 
eren-- planı,ben biliyor muyum.. 
gönül-- söylemeye gerek görmedim.. hayatım.. 
mutfağa gitti.. 

irem-- (kısık sesle ) eren abi.. büyüğümsün,akıl vermek haddim değil.. ama sizin iyiliğiniz için, düşündüğümü söylemem lazım.. 

eren-- hayırdır,söyle bakalım.. 

1953.bölüm..

yavuz-- tanıştığıma çok memnun oldum.. ağırladığınız ve samimiyetiniz için çok teşekkür ederim.. bana da,buyrun lütfen.. (tunaya evini tarif etti) görüşmek üzere..iyi günler ,size.. (tokalaştık )

tuna-- bizde memnun olduk,rica ederiz yavuz bey..gelmeyi isteriz tabi..   iyi günler.. irem arabanın anahtarı, sendeydi değil mi..

irem-- evet bende de.. biraz önce,aylin gelmişti..  uygun değildik,odana gelir konuşuruz dedim.. bekliyor.. yavuz bey de,daha önceden tanıyormuş.. beş dakika uğrayacağız..

yavuz-- irem hanım,düşündüm de.. siz samimisiniz,daha rahat konuşursunuz.. ben gelmeyeyim..
irem-- peki,siz bilirsiniz..
yavuz bey,gülerek hoşçakalın dedi.. midibüse binip,gitti..


tuna-- iremm.. doğru muydu,sen mi tanıştıracaktın yoksa..
irem-- tunaa,kalbimi kırıyorsun bak.. sersem gibiyim zaten.. (anahtarı çıkarıp ,kapıyı açtım.. tunaya verip,arka koltuğa uzandım)  gitmiyorum.. nereye istersen,götür..
tuna-- iremm.. kalk ,bekliyor demedin mi..
irem-- ........................

öyle yorgundum ki.. gözümü kapatınca, uyumuşum iyi mi.. tuna aylini arayıp,anlatmış halimi ve özür dilemiş.. sonrada abimlere gitmişiz.. beni kucaklayıp,içeriye taşımış.. üçlü koltukta, deliksiz uyumuşum..

dinlenmişim demek ki.. yanağım öpülünce.. açtım gözümü..
müge-- anneee.. uyandıı..
gönül-- mügee,bırak uyusun kızım.. yengen çok yorulmuş.. (beni görünce..gülerek) başkası uyandırmak istiyordu ama kusura bakma ,müge acele etmiş.. günaydın..
irem-- (etrafıma bakıp,doğruldum .. müge zıp zıp zıplıyor..) günaydın.. (kalkıp,vücudumu esneterek) asıl sen kusura bakma..off,nasıl uyumuşum ben.. neredeler gönül..

akşam yemeği için masayı hazırlamış.. yanıma geldi..
gönül-- ne kusuru canım.. yorgunum,demiştin zaten.. bahçedeler..
hoşgeldin..
irem-- hoşbuldum (öptük birbirimizi ) gitsinler diye,direnmişim.. bir anda iptal oldum ,valla.. (ince battaniyeyi katlayıp,yastığın üstüne koydum.. kucağıma alıp) ayline de uğrayamadım,off of....

gönül--  (gülümseyerek) tuna haber vermiş, ayline.. erende arayıp,davet etti.. peki,demiş.. onu bekliyoruz.. mügee,yengeni banyoya götürsene.. yüzünü yıkamak ister belki..

müge-- (başını sallarken.. elimi de tuttu.. )tamam anne..

irem-- (gönüle baktım) maşallah, kızın bitirdi beni..  tombul kollarından,birazcık ısırabilir miyim..
gönül-- istediğin gibi.. ısır.. müge alışık.. bacakları da,çok tatlıdırr..
müge-- hi hi hi..
irem--gönül-- hah hah hah..

banyoda mügeyle konuşa konuşa yüzümü yıkayıp,saçlarımı açtım..
hala nemli.. ördüm,kabarmasın diye.. mügeyi kucağıma alıp..öptüm öptüm.. kolunu gösterip,ısırmak için izin alıyorum.. peki diyor..bacaksız birde gıdıklanıyor.. kıkırdarken..
sıkıştırırken.. eren abinin sesini duydum..

eren-- çok şükür,irem uyanmış.. tunanın yüzünü gülerken görüp, iyi bir laf duyabiliriz artık..
tuna-- o kadar emin olma..
irem-- (seslendim ) bence dee..
eren--gönül-- hah hah hah..

masaya oturmuşlardı..yanlarına gelip.. abimi ve tunayı öptüm..

irem-- bu beni taşıdığın içindi..(mügeyle,oturdum yanına..)
eren-- ayakkabılarını da çıkardı..
irem--tuna-- gönül-- hah hah hah..

eren-- boynun ,belin ağrımasın diye.. odadaki yatağa,yastığa yatırmadı da.. koltuğu seçti.. bütün yastıklarımızı talan etti.. kılıf bile beğendiremedik,düşün yani..

irem-- (gülerek ) sağolsun,çok düşüncelidir.. (tunanın eli,bacağının üstündeydi.. tuttum.. )

müge--annee, amcalarda kayıp olur mu..
eren-- (kısık sesle ) çocuk bile anlamış.. çok manidar oldu, bu..
gönül-- yok canım,olmazlar..
müge--ama irem,amcamın  elini tutuyorr..

kahkahamızı duymanızı isterdim..

saçlarını okşayıp,öptüm yanağını..
irem-- bir tanemm.. ben onu hissetmek için,elini tuttum.. uyanınca,hep yaparım..
müge-- (gözlerimin içine, dikkatli dikkatli baktı ..maşallah.. biblo gibi..) hıı.. amcam uyanınca ne yapıyor..

tuna--  (gülerek) acıktımmm diyorum.. şimdi de, çok acıktım benn..
müge de güldü..

gönül-- mügeciğim , sen yedin.. şimdi sıra bizde,izin verir misin..
müge-- tamam..

indi,kucağımdan.. odasına gitti..

1952.bölüm..

turgut öylesine rahatlamış görünüyordu ki..

tamer-- turgutt ,ne oldu..?
yasemin-- yüzün gülmüş..
anar--beklediğin haberi almış, gibisin..
candan-- biraz tuhaf olacak ama yeni kız arkadaşın var mıymış..

turgut-- (gülerek) sahiden,tuhaf oldu.. evet, haberi alıp..olabileceğini öğrendim..  üstümden, tonlarca ağırlık kalkmış gibi hissediyorum..

said-- iyi de,irem hanımla konuşsan anlardım da.. tuna bey.. haberlere falan, hiç karışmaz ki..
çiğdem-- onlar ,çok güzel paslaşıp.. koordineli çalışıyorlar.. said..
bahse girerim,iremin haberi vardı ve tunanın söylemesini istedi..

irem--  bahis istiyorsan,girelim çiğdem.. nesine olacağını,sen seç..
bekir-- girmeyin bence.. yine kendinden çok emin..
çetin-- çekirdek parasına olsun..
mahmut-- çetin bey.. çekirdek parası mecaziydi.. bin dönüm arazi kirası, diyeyim ben size..

çiğdem-- bin dönüm,arazi mi.. yok yok,bahis falan istemem..
irem-- (gülerek ) emin misin..
çiğdem-- evet..
tuna-- bahse girmediğin iyi oldu,çiğdem..  henüz irem ,bu konuyu bilmiyor.. fırsat olmadı.. ve karışmadım said.. anlatılanı,aktardım sadece..

turgut-- emindim zaten.. haberi olsa,hemen söylerdi bana.. (gülerek)
irem hanım ,konuştuğumuz konu vardı ya.. bir umudum var artık..

irem-- öyle mii.. çok sevindim turgut.. dönünceye kadar,sen harekete geçme de..umudu verimli kullanalım, anladın mı..

turgut-- anladım ama çok zor..
zuhal-- turgut kardeş,irem diyor ki;  tuna daha zorlaştırabilir..sakin ol.. umudun,olsun..
irem-- helal olsun,zuhal.. içimi okudun..
ziya-- (gülerek ) bende, tunanın içini okumaya talibim..
tuna-- yapma,çokk sakıncalı..
orhan-- ziyaa,annenler nerede oturuyorlardı..

kahkahalar atıldı..
uçaklara binmeleri için anons yapılınca.. vedalaştık,tek tek..  

kapının önünde el sallarken.. müge uyanıp,tunayı istedi..  aldı o da.. 

tuna-- ziya siz de,gidebilseydiniz keşke..  
gönül-- zuhali gönderseydin ya,rahat ederdi.. 
yusuf-- ziya bey,daha burada olduğunuza göre.. hepinizi,evimize  yemeğe davet ediyoruz.. 
ziya-- (gülerek ) sağolun yusuf bey.. zaman kısıtlı başka zaman geliriz,inşallah.. 
biz de sizi bekliyoruz,tamam mı..
yusuf-- tamam.. 
ziya-- gönül,arabayla gelmemin sebebi.. zuhale sürpriz yapmak içindi.. şimdi yola çıkıp,alinin yanına gideceğiz.. 
eren-- vayy,hadi yine iyisin zuhal.. 
zuhal--(gülerek)  evet,eren abi.. ama ziya da iyi,bilmem anlatabildim mi.. 
eren-- şüphesiz.. 

irem-- ziyaa,zuhal.. mehmet bey anlattı.. ikiniz de sağolun.. 
zuhal-- (gülümseyerek) rica ederiz.. harika sürprizleri olan, bir gündü.. 
ziya-- (gülerek) iş yerinde olanları da anlattınız mı,mehmet bey.. 
mehmet-- ziyaa.. suss.. 
yavuz-- ne olmuş olabilir ki.. şule hanım,gerçekten" memedim "mi dedi yoksa..

mehmet-- nerdee.. ziya,umutlandırdı da.. sonrası gelmedi..
candan-- şaka bir yana.. hepimiz gibi,hakan ve mehmet beyin samimiyetinden.. şule de çok mutlu oldu..
diyebilme potansiyeli vardı ama kalabalıktık..

çiğdem-- ziya bey, dedirtirdi ama.. 
ziya-- yok, bu konu özel.. kendisi,isteyerek demeli.. 
eren-- kızlar,arabanızı nasıl alacaksınız.. 
candan-- taksiyle gideceğiz,eren bey.. 

ziya-- ben götürürüm canım.. 
candan-- zaman kaybı olur,ziya.. yolunuz uzun.. bizde hareket edeceğiz hemen.. 
eren-- biz götürelim,öyleyse.. çiğdem,yusuf bey..yavuz bey,çetin bey,tuğba hanım.. iremlerle sizde buyrun,evimize.. beraber olalım.. 

sağolun,başka zaman geliriz dediler.. uçaklar havalandı.. bizde parka geldik.. ziyaları,eren abilerle.. kızları yolcu ettik.. çiğdem mağazanın anahtarını verdi tunaya.. sonra onlar,çetin beyler.. mehmet bey de..  gittiler.. 
teşekkür ettik ona da.. 

1951.bölüm..

liz--(saklama kabı,elinde)  iremm..
irem-- geldimm..

tuğba-- (koluma girdi) önce ben..
erkekler ilerlediler, biraz.. bizde arkalarından gidiyoruz..

irem-- (gülümsedim) inanın başım dönüyor.. yarın konuşsak,diyorum.. sakin,başbaşa ve kahve içerken mesela..
tuğba-- ama eren beylerle olacakmışsınız..
irem-- doğru da,kalmayacağım ki..
tuğba-- tamam.. (kartını çıkarıp,arkasına adresi yazdı verdi ) yarın,öğlen bekliyorum.. evime..
irem-- anlaştık.. herhangi bir aksilik olursa ararım..
tuğba-- bugün,yeterince oldu.. bir daha olmaz umarım..
irem-- (gülerek)olmaz.. çetin beyde ,çok pişmandır zaten.... siz vardınız,aklı karışmıştır..

tuğba-- size gelmeden,evet diyebilme potansiyelim vardı..çok uzun zaman geçmiş gibi.. bekletiyorsun diye, sitem ediyordu hatta..  ama
 kalabalık ortamda bulunmak da gerekiyormuş ,demek....iyi ki,cevap vermemişim..
biraz uzaklaşıp,hislerimi değerlendirmem lazım..size de,doğal ortam sağlayıp konuşturduğunuz için teşekkür ederim..

irem-- rica ederim.. karar sizin elbette.. ama çetin beyin,şaşkınlığını.. saçmalamasını değerlendirirken.. gözden kaçırmamanız gerekenler var..
savunduğumu,affettiğimi sanmayın.. yanlızken, mutlaka hak ettiğini duyacak.. emin olun.. susmamın nedeni; biraz olsun tanımam ve sizlerdiniz.. yani ortam aslında, o kadar da, doğal değildi..
bekir bey, şimdi tabiri caizse fırçalıyordur.. onun için,siz şu anda tepki vermeyin bence.. biraz zaman geçsin..
tuğba-- .......................

lizin de koluna girdim.. zübeydeyle beraber, iç hatlar terminaline girdik..
rekin,cafer ve maruf.. uçuş için görevliye bilgi verirlerken.

bizimkilerin yanına geldik..
çiçek çok sevinçli, personelim mutluydu.. gönül,menekşe..mehmet bey,derya.. faruk bey.. abim,kevin.. melek,tamer.. herkes, birşey söylüyor bana..
 tunayı aradı,gözlerim.. turgutu kenara çekip konuştuğunu görünce.. gülümsedim..

aylin-- iremm,gönüll..

gönül-- irem-- aylinn..

aylin--(yine çok bakımlı,pırıl pırıl giyinmiş..elinde telsizi var.. gayet samimi,sarıldı ikimize de..sonra.. eren abi,menekşe ..zübeyde ..zuhal,ziya ve  orhan abiyle  tokalaştı.. onları tebrik etti.. hepsinin hatırını sordu.. ) hayırdır ,inşallah.. neler oluyor..

gönül-- misafirlerimiz ,arkadaşlarımızın nikahı için geldiler..onları yolcu ediyoruz aylin.. nasılsın..

aylin-- tebrik ederim.. çok şükür,iyiyim.. (eren abinin kucağında uyuyan mügeye bakarak) kızın büyümüş,maşallah.. siz de iyisiniz değil mi..
gönül-- (gülerek)evet, büyüdü..  iyiyiz,sağol..

aylin-- (bana bakıp) irem,küsmüyüz.. gidiyorsun diye hüzünlü müsün yoksa.. tuna beyi de,görmedim..
irem-- (gülerek) daha neler,aylin.. öyle çok konuştum ki.. halim kalmadı .. tuna burada ve biz şimdi gitmiyoruz canım.. arkadaşlarımızın aceleleri var,(bankodaki marufu gözlerimle işaret ederek) göndereyim, odan da ..konuşuruz olur mu..

aylin-- (gülümsedi) olur, bekliyorum.. (bizimkilere bakarak) görüşürüz..
(diğerlerine de)hepinize, iyi yolculuklar diliyorum..  diyerek uzaklaştı..

yavuz--  irem hanım,o bayanın buradaki görevi nedir.. odanda dediniz de..
irem-- pardon,dalgınlıkla tanıştırmadım ben.. aylin hanım,vıp hizmetleri müdürü..

yavuz-- yok,estafurullah..beş yıl önce, aylin hanım.. yeminli mütercim ve tercümanlık yapıyordu da.. o nedenle,görevini  sordum..
irem-- olabilir,dil hakimiyeti süperdi..  biz,üç yıldır tanıyoruz..
(gülümsedim) aylin,sizi tanımadığına göre..  çok değişmiş olmalısınız, yavuz bey..

yavuz-- (gülerek)görmedi, tanımıyor desem.. yeterli olur herhalde..
abdullah-- yoruma açık oldu,yavuz bey..
özcan-- bence mesaj alındı,abdullah bey..
güzide-- hiç kaçmaz..
çiğdem-- kesinlikle.. anlaşılmıştır..
liz-- irem ,o hangi ağaçtı..
batu-- bambu,bambu..

kahkahalar atılırken.. tuna,turgut,maruf,rekin ve cafer bey  geldiler..
turgut öylesine rahatlamış görünüyordu ki..


1950.bölüm..

mr.smith-- bu görüşme,beş yıl önce olmuş.. bende niye hala peşindesiniz demiştim.. " beni uzaklaştırmak için yalan söylüyordu..gözleri,hala aynı aşkla bakıyordu bana..
unuttuğuna kesinlikle inanmıyorum.. araştırdım,hayatında da hiç kimse yok.. biz birbirimize söz vermiştik,o sözünü tutamadığı için.. unuttum diyor.." dedi.. her ay,mutlaka o ülkeye gidip.. uzaktan da olsa, sevdiği kadını görüyor ve papatya gönderiyormuş..

irem-- offf,of.. çok üzüldüm.. biz adamcağızın yarasına dokunmuşuz ,meğerse.. asıl bekleyen oymuş..
mr.smith--evet ama bilmiyordunuz ki.. abdullah bey ve yavuz beyle burada bir toplantı sonrası.. uzun uzun konuşmuştuk.. konu hassas,anlattığımı öğrenmesin.. rica ederim..

tuna-- merak etmeyin,mr.smith.. duymayacak..
mr.smith-- sağolun..

havaalanı parkına girdik.. eren abinin yanındaki yere girip,park ettim... abimler..nedim bey ,gülderen hanım ve tuna indiler.. arkadan çantalarını alıyorlar..

irem-- (bizde inince.. elimi uzattım,tuttu) mr.smith.. çok verimli bir yolculuktu.. güveniniz ve imkanlarınızı teklif etmenizden.. memnun oldum..
teşekkür ediyorum.. iş başka bir dünya,duyguya pek yer yok.. kurallar neticesinde.. karşı karşıya kalabiliriz.. ama sizi her zaman, değerli bir büyüğüm olarak göreceğime emin olun..
özel olarak da,dostluğunuz çok kıymetli.. bilmenizi isterim..

mr.smith-- (gülümseyerek ) benim için de öyle.. teşekkür etmenize
gerek yok.. hak ediyorsunuz ve başaracaksınız .. sizi çok daha etkili ve yetkili yerlerde göreceğime de ,eminim.. isterim ama illa bbc de,olması da şart değil.. nerede olursanız olun,gurur duyacağım.. sizin de,dostluğunuz  çok değerli..
irem-- sağolun..

herkes kalabalık olarak ,havaalanı binasına doğru yürürken.. tuna,batu bey ve ziyanın bize doğru geldiklerini gördük..

mr.smith-- batu bey,gerçekte.. ne yapmış.. biliyor musunuz..
irem-- (güldüm) evet..
mr.smith-- söylemenizi rica etsem.. önemli de..
irem-- pekii ama batu bey,duymayacak..
mr.smith-- anlaştık..

irem-- hiç bir şey yapmamış..ziyanın arabasını..  kızların kaldığı evin önünde görünce,arkalarına bakmadan taksiye binip.. uzaklaşmışlar..
zuhalle,ziya da.. onları görmüş.. bu kadar..

mr.smith-- hah hah hah.. batu beyi kurtardınız.. bunu derhal anlatmalıyım.. özcan bey,ercan beye.. görevinden al ,demişti de..
irem-- (hayretle ) aaa..

ziya-- ne oldu,bizi görünce mi şaşırdın..

batu--(ingilizceye çevirip,devam etti) biz de,şaşkınız aslında.. irem hanım.. gece konuşulanların,gerçekte var olduğunu görünce..sizin hızır olma ihtimaliniz, daha kuvvetlendi..
tuna--  bunları geçin ,batu bey..

mr.smith-- batu bey;duyduklarından ve  gördüklerinden daha fazlası olduğunu bilsen.. nasıl şaşırırdın kimbilir..
tuna-- iremm?..
batu-- (bana bakıp)  mr.smith, ne demek istedi..
irem-- (gülmeye zorladım kendimi) yaş pasta yapmıştım da.. büyük sürpriz oldu,onu söylüyordu mr.smith..

ziya-- inansak mı,ki.. batu,işle ilgili çok katı kuralların olduğunu.. söyledi.. kurtarsam da..  yetmeyebileceği endişesi ile meleğin ve tamerin burnundan getirmişti de.. şaşırmandan huylandık..
irem-- (güldüm )öyleyse, inanmış gibi yapıp..sormayıın, çaktırmayın..  hadi yürüyelim..

arabadan çantamı alıp, kilitledim.. valizler çek çeklere yüklenmiş.. götürüyorlar..
bizde yürüyoruz.. liz,zübeyde ve tuğba hanım bekliyorlardı.. 

liz--(saklama kabı,elinde)  iremm.. 
irem-- geldimm.. 

tuğba-- (koluma girdi) önce ben.. 

1949.bölüm..

tuna-- güveniniz için sağolun,gülderen hanım.. ama aklım karışık,düşünmem lazım..
irem-- sırası değil ama gideceksiniz.. biraz bahsetmem gerekiyor....nedim bey; üç şirket daha kuracağız.. ön hazırlığınızı yapın..
kemal bey,aylık hesap dökümünü çıkarsın..ilter bey size anlatacak..
gelince bütçeleri kesinleştirip,hayata geçiririz..

nedim-- peki.. iş kollarını öğrenebilir miyim..
irem-- birisi fuar reklam,organizasyon..tanıtımıyla .. ikincisi.. klima ve televizyon ithalatıyla ilgili olacak.. üçüncüsü sürpriz..

tuna-- (bana bakıp) üçüncü ?. önce diğerlerini yapılandırıp,çalıştırsan da... sürpriz, tatsız olmasa diyorum.... ödeme yaptın,sıkılırsın.. biraz daha bekleriz,ne yapalım...

irem-- (güldüm)  sen merak etme kocacığım.. ihtiyatlıyım.. yapıyı ve takvimi belirledim ben.. bekleyeceğin kesin zaten.. çünkü" üçüncü" tahmin ettiğin şey değil..  seninle konuşmadık,bilmediğinden.. sürpriz demiştim..
tuna-- (gülümseyerek ) aşkolsun.. hayal kırıklığı yaşıyorum ,bak..

irem--(güldüm ) sen,hala belki derken..  ünümü zedeleyip,o kadar para bağlarmıyım sence..  rüşvet gibi algılanmasını da,istemem tabi..

nedim-- sıkılma ve para mevzusu oldu madem.. ben villaya ne kadar ödeme yapacağım irem hanım.. bir rakam söyleseniz de,yatırsam..

tuna-- dur,nedim bey.. yanlış anladınız.. biz başka birşey söylüyorduk.. yanınızda konuşmamız,samimiyettendi..  hatırlatıyor değiliz..

irem-- evet.. sizde,gülderen hanımda kaç kere ..teklif ettiniz,ben almadım.. bilmiyormuşuz gibi..  niye alınganlık yapıyorsunuz ,nedim bey..
vereceğiniz parayı bekliyor ,değiliz ki.. tuna uçak almamı istiyor,uçakk..

nedim-- ooo,bu güzelmiş.. o halde ,irem hanım haklı.. almaktansa..  var olanı,kiralamak daha mantıklı..
tuna-- (arkaya dönüp) evet de.. nedenim var.. maruf kiralamıyor..
ve nereye gittiğimi bilmesini istemiyorum..

nedim--niye gizli mi.. öyleyse,irem hanımın yanında.. nasıl bahsediyorsunuz,anlamadım..

gülderen-- nedimmm, maruf beyin.. bilmesini istemiyormuş..
nedim-- ...............
irem-- bira çarptı herhalde.. benim haberim var,nedim bey..

tuna-- (gülerek)oldu olacak,anlat bari..
 irem-- yok, ağam.. ama sen arzu ediyorsan,buyur..

tuna-- nedim-- gülderen-- hah hah hah..

**********

mr.smithle de,konuştuk epeyce.. tuna ,nedim bey ve gülderen hanıma çeviriyor.. 
abdullah,yavuz ve özcan beyin de bekar olduklarını..hiç evlenmediklerini  öğrendik.. 

nedim-- ama özcan beyin kavuşamadığı birisi var herhalde.. duygulandığına göre.. 
tuna-- ben soramam.. nedim bey.. 
nedim-- ben sizden beklemiyordum zaten.. 
tuna-- iremin sormasını da istemiyorum.. 

irem-- tamam,canım.. mr.smith; yusuf bey evlendi,güzide hanım da evlenecek.. sıra özcan beyle,size geliyor.. adayınız vardır,mutlaka. ingiltereye ne zaman geleceğiz.. 

tuna-- iyi ki,sormadın..
irem-- sormadım tabi.. sen çevir..

mr.smith-- (gülümseyerek) çok isterdim ama yok malesef.. zaman geçince,pek kolay karar verilmiyor.. sıra özcan beyde, diyorsanız.. benim için hiç umut yok demektir..  çünkü o , yirmi küsur yıldır,bekliyormuş..
 anlattığına göre; okurken aşk kapısını çalmış..  karşılıklı hislerle, ciddi düşünmeye başladıkları son yıl.. kızın ailesinin,ilişkiyi  onaylamadığını öğrenmiş.. ama yılmamış,birbirlerinden ayrılamayacaklarından..  geçinebilmek  için.. özcan bey okumaya ara verip..iş bulmuş.. kız arkadaşı mezun olunca.. nikahlanacaklarmış.. hevesle evlerini hazırlayıp,gün almışlar.. 
plan uyarınca,diploma töreninden sonra.. özcan bey ,nikah sarayında beklemiş..  beklemiş ama kız gelmemiş..  meğerse o sırada ;  ailesi,kızlarını..başkasıyla evlendirmek için, memleketlerine götürüyormuş..  kız nasıl olduysa kurtulup,Ankaraya geri dönmüş.. ve kim yardım ettiyse,adını değiştirip.. yeni kimliğiyle,Türkiyeyi terk etmiş.. 
özcan bey,bunu çok sonra öğrenmiş..  çalışmış.. okumuş.. ve yıllarca aramış..
nihayet bulduğunda.. dış temsilcilikte,önemli bir pozisyonda çalışıyormuş.. görüşmüşler ama hanımefendi.." ben seni unuttum,sende beni unut.. arama.. hayatımda artık bir başkası var,mutluyum.. sen de ,mutlu ol "demiş..

irem-- ama özcan bey ,hala umudunu yitirmemiş sanırım..  vazgeçmiş gibi görünmüyordu da..

1948.bölüm..

hepimiz arka arkaya hareket ettik.. önde eren abim var,havaalanına
gidiyoruz..  birkaç dakika sonra,telefon çalınca..
tuna açtı..

tuna-- buyrun.. .............................. merhaba,fevzi bey..irem araba kullanıyor,vereyim mi....... ..............................................................
..................................................... güle güle,oturun.. hayırlı olsun..
......................................................................................................
................................................. (bana bakarak) hımm..anladım.. sağolun,haber verdiğiniz için.. zarf sizde kalabileceği gibi,iş yerine de bırakabilirsiniz ................. görüşürüz,eşinize selamlar..
kapatınca..

irem-- evett?
tuna-- yirmibir eylül Ankara, dil tarih coğrafya fakültesinde. saat 14:00 de .. mülakatın varmış..
irem-- çok hoş oldu bu..
tuna-- ne yapalım.. nail biraz daha beklesin..
irem-- olur mu canım.. gün almışlardı,hamza kahya sen olmadan evlendirmez.. ben yanlız gider,iki gün sonra da dönerim..

tuna-- tabi,canımm..ben de,öyle diyorum .. mr.smith,kusura bakmayın.. buyrun,lütfen..

mr.smith-- sağolun.. irem hanım,bildiğiniz gibi.. öğretmenin önemi tartışılmaz..  öğrenmek istediğiniz diğer yabancı diller için.. başvurup,eğitimini alacağım.. özel derslerle de destekleyeceğim dediniz.. kabul ederseniz, iki önerim var..

irem-- dinliyorum..
mr.smith-- (iki kartvizit uzattı,tunaya)bu arkadaşlar; serbest çalışmalarnn yanısıra.. bbc bünyesinde de, yabancı dil konusunda uzman olarak çalışıyorlar.. .. birçok dilde yayın yaptığımızdan, çalışanlarımıza eğitim ve seminerler veriyorlar..
Adanaya personel seçmek/ yetiştirmek için gelecekler ve dönüşümlü olarak kalacaklar.. lütfen,görüşün.. hayatlarını öğrencilerine adamış,idealist insanlardır..
hızlı öğretme,metotları var.. yeteneğinizi,hevesinizi görünce.. mutlaka ilgileneceklerdir.. kuvvetli desteğiniz olur..

ikincisi de,teorik bilginin pratikle tekrarı için.. o ülkelerde bir süre,kalmanız.. boş zamanınıza göre,takvimi siz ayarlarsanız.. staj mahiyetinde , imkanlarımızı kullanmanızı isterim..

irem--cömert teklifiniz için.. çok teşekkür ederim,mr.smith.. bu ayın 19-20-21.  hariç ,görüşürüm elbette..
ikinci önerinizi de değerlendirmek isterim ama ona henüz erken.. önce teorik bilgi birikimi ve benim için birçok şartın yerine gelmesi gerekiyor.. fakat,gayret edeceğime emin olabilirsiniz..
mr.smith-- sevindim..

tuna gülümseyerek,bir kartviziti bana gösterdi.. harward üniversitesi
yazıyor..
tuna-- gördün mü,belki aynı öğretmenden ders alacağız..
irem-- (gülümsedim) benimsediğini görmek, güzel..

nedim-- nasıl yani,kabul ettiğiniz anlamına mı geliyor bu.. teredütlüydünüz de..

tuna-- yok,hala emin değilim..
irem--amaa emin olacak,değil mi canım..

nedim-- hayırlısı olsun da.. ikiniz de,çok şaşırttınız beni.. gülderenle
bahse girmiştik.. irem hanım emin olacak dediğine göre.. bahsi gülderen kazandı demektir.. inanamıyorum..


irem-- zararınızı tazmin ederim,nedim bey.. böyle bir fırsat, her zaman çıkmaz insanın karşısına.. istiyor,değerlendirmesinin önünde engel olmam.. o benim için,çok özveri yaptı.. sıra bende..

gülderen-- fırsat konusunda,sizinle aynı fikri paylaşıyoruz.. ben çok sevindim.. ikinizin de,başaracağınıza eminim.. hem zarar dediğine bakmayın..  tazmin gerekmiyor,sadece bana kazandibi yapacak..

güldük..

1947.bölüm..

marufla zübeyde...saate bakıp.. evden alacağımız var,
on dakika sonra hazır oluruz dediler.. onları yolcu ettik..
erkekler bahçeye çıktı.. hanımlarla da ortalığı topladık,lavoboya gidiyorlar..
müge,uyumuş.. gönül eren abiye verdi,arabaya yatıracak.. oyuncaklarını topluyordu..
irem-- gönül,yukarıdan çantamı alıp geliyorum..
gönül-- tamam..

*********
temizlenip.. gömleğimi değiştim,çabucak.. kot montu ve
çantamı alıp indim.. mutfaktan.. keki koyduğum, iki büyük saklama kabı ve plastik çatalların poşetiyle bende dışarıya çıktım..

tuna--(görüp,elimden aldı )  irem,bunlar ne..
irem-- kek.. içime sinmedi,bunu uçakta yerler.. diğeri,marufların ..
tuna-- tamam.. hazırlarmış,hadi buyrun..

kapıyı kilitleyip,anahtarı aldım..

kalabalık olarak yürüyoruz,girişe doğru..

güzide--  irem hanım, eylül ayındayız.. artık,geleceksiniz.. değil mi..
irem-- evet,güzide hanım..

yusuf-- sınav tarihi de yaklaştı.. ikinci kim olacak acaba, demiştiniz..
irem-- şartlarım değişse de.. hala diyorum,yusuf bey..
özcan-- bizde merakla bekliyoruz,irem hanım..
yavuz-- evet.. gözümüz, üstünüzde olacak..
irem-- umarım yanıltmam..

mr.smith-- irem hanım,öğretmeniniz ikinci,üçüncü ..dördüncü, dilleri de öğrenebilme kapasiteniz olduğundan bahsetmişti.. o konuda ,herhangi bir çabanız olacak mı..

irem-- olacak,mr.smith.. almanca,fransızca,ispanyolca ve japonca öğrenmek istiyorum.. okuldaki bölümlere başvurup.. özel derslerle de, destekleyeceğim kısmetse..

dışarıya çıktık..
tuna arabayı açmış,nedim beyler oturmuşlar arkaya.. eren abiler,çetin bey ve yusuf beylerde yolcularını almışlar/aldılar.. midibüse binilecek sadece..
marufla,zübeyde de resmi arabadalar.. şöför de oturuyor..

tuna -- (şöför koltuğunda,bana bakarak) sen mi kullanmak istersin..

mr.smith-- bir dakika tuna bey,irem hanımla  konuşmak istiyorum..önemli.. 
bizimle beraber gelebilir mi.. 
irem-- mr.smith, niyetinizi anlıyorum..tunayla aranızı açmamanız lehinize ama.. kararımı kendim verebilirim.. benimle konuşmak istiyorsanız,bana sorun lütfen.. 

özcan--  gözünü korkutmuşsunuz.. krize neden olmak istemedi ,sanırım.. 
tuna--  sağolun, mr.smith..çok naziksiniz.. ama irem haklı.. ona sorun.. 

mr.smith-- pekii,sordum.. geliyor musunuz.. 

irem-- hayır..  tuna yan koltuğa geçer, nedim bey de..biraz ileri giderse.. sorunu çözeriz..  (arka kapıyı açıp)  buyrun,mr.smith.. 
gülderen hanımın, aksiyonlu yolculuk yapmasına razı olamam..


yavuz--abdullah--ercan--özcan--tuna--mr.smith-- hah hah hah..