Translate

9 Eylül 2013 Pazartesi

1952.bölüm..

turgut öylesine rahatlamış görünüyordu ki..

tamer-- turgutt ,ne oldu..?
yasemin-- yüzün gülmüş..
anar--beklediğin haberi almış, gibisin..
candan-- biraz tuhaf olacak ama yeni kız arkadaşın var mıymış..

turgut-- (gülerek) sahiden,tuhaf oldu.. evet, haberi alıp..olabileceğini öğrendim..  üstümden, tonlarca ağırlık kalkmış gibi hissediyorum..

said-- iyi de,irem hanımla konuşsan anlardım da.. tuna bey.. haberlere falan, hiç karışmaz ki..
çiğdem-- onlar ,çok güzel paslaşıp.. koordineli çalışıyorlar.. said..
bahse girerim,iremin haberi vardı ve tunanın söylemesini istedi..

irem--  bahis istiyorsan,girelim çiğdem.. nesine olacağını,sen seç..
bekir-- girmeyin bence.. yine kendinden çok emin..
çetin-- çekirdek parasına olsun..
mahmut-- çetin bey.. çekirdek parası mecaziydi.. bin dönüm arazi kirası, diyeyim ben size..

çiğdem-- bin dönüm,arazi mi.. yok yok,bahis falan istemem..
irem-- (gülerek ) emin misin..
çiğdem-- evet..
tuna-- bahse girmediğin iyi oldu,çiğdem..  henüz irem ,bu konuyu bilmiyor.. fırsat olmadı.. ve karışmadım said.. anlatılanı,aktardım sadece..

turgut-- emindim zaten.. haberi olsa,hemen söylerdi bana.. (gülerek)
irem hanım ,konuştuğumuz konu vardı ya.. bir umudum var artık..

irem-- öyle mii.. çok sevindim turgut.. dönünceye kadar,sen harekete geçme de..umudu verimli kullanalım, anladın mı..

turgut-- anladım ama çok zor..
zuhal-- turgut kardeş,irem diyor ki;  tuna daha zorlaştırabilir..sakin ol.. umudun,olsun..
irem-- helal olsun,zuhal.. içimi okudun..
ziya-- (gülerek ) bende, tunanın içini okumaya talibim..
tuna-- yapma,çokk sakıncalı..
orhan-- ziyaa,annenler nerede oturuyorlardı..

kahkahalar atıldı..
uçaklara binmeleri için anons yapılınca.. vedalaştık,tek tek..  

kapının önünde el sallarken.. müge uyanıp,tunayı istedi..  aldı o da.. 

tuna-- ziya siz de,gidebilseydiniz keşke..  
gönül-- zuhali gönderseydin ya,rahat ederdi.. 
yusuf-- ziya bey,daha burada olduğunuza göre.. hepinizi,evimize  yemeğe davet ediyoruz.. 
ziya-- (gülerek ) sağolun yusuf bey.. zaman kısıtlı başka zaman geliriz,inşallah.. 
biz de sizi bekliyoruz,tamam mı..
yusuf-- tamam.. 
ziya-- gönül,arabayla gelmemin sebebi.. zuhale sürpriz yapmak içindi.. şimdi yola çıkıp,alinin yanına gideceğiz.. 
eren-- vayy,hadi yine iyisin zuhal.. 
zuhal--(gülerek)  evet,eren abi.. ama ziya da iyi,bilmem anlatabildim mi.. 
eren-- şüphesiz.. 

irem-- ziyaa,zuhal.. mehmet bey anlattı.. ikiniz de sağolun.. 
zuhal-- (gülümseyerek) rica ederiz.. harika sürprizleri olan, bir gündü.. 
ziya-- (gülerek) iş yerinde olanları da anlattınız mı,mehmet bey.. 
mehmet-- ziyaa.. suss.. 
yavuz-- ne olmuş olabilir ki.. şule hanım,gerçekten" memedim "mi dedi yoksa..

mehmet-- nerdee.. ziya,umutlandırdı da.. sonrası gelmedi..
candan-- şaka bir yana.. hepimiz gibi,hakan ve mehmet beyin samimiyetinden.. şule de çok mutlu oldu..
diyebilme potansiyeli vardı ama kalabalıktık..

çiğdem-- ziya bey, dedirtirdi ama.. 
ziya-- yok, bu konu özel.. kendisi,isteyerek demeli.. 
eren-- kızlar,arabanızı nasıl alacaksınız.. 
candan-- taksiyle gideceğiz,eren bey.. 

ziya-- ben götürürüm canım.. 
candan-- zaman kaybı olur,ziya.. yolunuz uzun.. bizde hareket edeceğiz hemen.. 
eren-- biz götürelim,öyleyse.. çiğdem,yusuf bey..yavuz bey,çetin bey,tuğba hanım.. iremlerle sizde buyrun,evimize.. beraber olalım.. 

sağolun,başka zaman geliriz dediler.. uçaklar havalandı.. bizde parka geldik.. ziyaları,eren abilerle.. kızları yolcu ettik.. çiğdem mağazanın anahtarını verdi tunaya.. sonra onlar,çetin beyler.. mehmet bey de..  gittiler.. 
teşekkür ettik ona da.. 

Hiç yorum yok: