Translate

9 Eylül 2013 Pazartesi

1954.bölüm..

eren abi,bardaklara içki koydu.. bende zeytinyağlılardan,tabaklarımıza aldım..

iren-- eren abi,bana verme..
eren-- olmazz..
irem-- arabayı kim kullanacak,abi..
eren-- gitmezsiniz..
irem--yok, ben huysuzum.. hem yol için,hazırlanacağım..hem de, tuğba hanıma uğrayacağım yarın.. bekir bey,aradı mı..

gönül-- (içini çekerek ) aramadı..
irem-- arayan kimdi, peki..  yani duymadım da.. halinden belli..
gönül-- evet,birisi aradı.. çok uyanıksın,elticiğim....

eren-- e, o tescilli zaten.. ben neredeydim,söylemedin de.. kimmiş..
gönül-- bahçedeydiniz.. sonra konuşacağız..
eren-- pekii..

yarım saat kadar sonra.. telefon çaldı..
eren-- irem sanadır,baksana..
irem-- (arkamızdaki konsolun üstünde telefon.. uzanıp,aldım ahizeyi)alo,buyrun..
aylin-- irem..
irem-- evet..
aylin-- dinlendin mi..

irem-- hemde nasıl.. kusuruma bakma,olur mu..
aylin-- bakmadım hayatım.. tuna anlattı,abin de yemeğe çağırdı sağolsun.. fakat , bir misafirim geldi.. sizde benim kusuruma bakmayın,lütfen..

irem-- estafurullah.. (yavuz beyin sesini duydum sanki ) misafirin,yavuz bey ise hiç sorun değil hayatım.. onu tercih etmene ,tabi ki hak veriyorum..
aylin-- hah hah hah.. senden korkulur.. nasıl anladın..
irem-- içime doğdu..

eren-- (kısık sesle)  gönüll,ben ne dedim sana..
gönül-- bildin,ne diyeyim..
eren-- isterlerse,kahveye gelsinler..
tuna-- daha neler canım..

irem-- aylinciğim,size iyi akşamlar diliyorum.. eren abim kahveye buyursunlar dedi ama.. siz bilirsiniz,ısrar etmiyoruz.. herşey gönlünce olsun,öpüyorum seni..

aylin-- sağol.. yavuz beyin de selamı var.. sizede iyi akşamlar.. nasılsa,Adanaya dönerken,görüşeceğiz.. öperiz,birbirimizi.. 

irem-- as..uçakla dönmeyeceğiz.. ama öptün farz ediyorum.. hoşçakal.. 
 aylin-- hoşçakal,canım.. 

kapatıp, ayağa kalktım.. olduğum yerde,oynuyorum bir yandan da..

irem-- İstanbulun yolları taştan.. sen çıkardın beni, beni baştan.. 
eren-- gönül--tuna-- hah hah hah.. 

tuna-- bak,kendi başına gidebilmiş.. 
irem-- (oturup,suyumdan içtim bir yudum ) evet.. vesile olmamı ,arzu etmişti de.. dışarı çıktığımızda fikri,değişmişti.. büyük ihtimalle de,senden çekindi.. 

tuna-- iyi ki,çekinmiş.. teklif etmek zorunda kalmış olabilirsin de..  
beraber gitmemiz, hiç şık olmayacaktı..

eren-- doğru.. ama aylin geldiğinde,yavuz beyin yüzünü görmenizi isterdim.. gönüle de,eve gelirken söyledim hatta.. inşallah ikisi için de, hayırlısı olur.. 

irem--inşallah ..ben; maruf gelmeden..  bir an önce gitsin diye,konuşamadım ki aylinle.. 
gönül-- sahi neden,konuşmadın.. maruf ne alaka ki.. 
irem-- sizz,bilmiyor musunuz..  

tuna-- nereden bilecekler ki.. ben anlatayım da,siz yine bilmeyin.. (anlattı) işte böyle.. 
eren-- anladım da, gerilmenize ne gerek var... tuğrul evlenmiş.. elayla iyiler.. yalan da söylenilmemiş.. .. aylin de, ela da gayet olgun,kavgasız gürültüsüz karşılaşmışlar.. konu uzamadan,bitmiş..  
marufa gelirsek ,uyanık... hiç  belli eder mi.. kimbilir, kaç kere gelip-gitti  İstanbula.. mutlaka karşılaşmışlardır.. aylin de,ağzının payını verdiğine göre.. daha ne..  

irem-- haklısın abi.. maruf ağzının payını ,şüphesiz ki.. hepimizden aldı..bende, yanına yaklaşacağını sanmıyorum .. ama bugün düşündüğüm  aylin ve zübeydeydi.. ikisini de seviyor,değer veriyorum..  gururlarını incitecek.. herhangi birşey olmasın istedim.. marufu işaret edince,gitti zaten.. 

gönül-- o çok iyi bir insan.. inşallah karşısına seveceği, bir kişi çıkar ve mutlu olur.. ben yemeği getireyim.. 
irem-- gönüll.. ama sen, böyle dememiştin.. 

gönül-- plan değişti,hayatım.. ama sonra dediğimi yapacağım.. 
eren-- planı,ben biliyor muyum.. 
gönül-- söylemeye gerek görmedim.. hayatım.. 
mutfağa gitti.. 

irem-- (kısık sesle ) eren abi.. büyüğümsün,akıl vermek haddim değil.. ama sizin iyiliğiniz için, düşündüğümü söylemem lazım.. 

eren-- hayırdır,söyle bakalım.. 

Hiç yorum yok: