Translate

30 Eylül 2013 Pazartesi

1974.bölüm..

hiç kimse yok,pastanede..  garsonlar da.. masa düzenlemesiyle ilgililer.. beklemenin sıkıntısıyla.. iki çay,iki sigara daha içtim..
birden, tuna giriverdi pastaneye.. şemsiyesini kapatıp, şemsiyeliğe koydu.. elinde ,büyükçe bir hediyelik eşya poşeti var..
-- hoşgeldiniz,buyrun..

tuna-- sağolun,ben hanımın misafiriyim.. (yanıma gelip,sandalyeye otururken ..) telefonu melda hanım açtı diye mi ,yüzün asık.. yoksa beklediğine mi tafralısın..
irem-- (gülümsedim) hiçbiri.. misafirim,ne ısmarlayayım sana..
tuna-- bir çay içerim..
irem--(istedim garsondan) hayırlı olsun,kiralamışsın..

tuna-- sağol.. bakıp,beğendiler..beş yıllık kiralamak,istediklerinden.. artışlar ve şartlar için.. avukat gerekti.. yakın diye melda hanımı çağırdım.. (çaylarımız geldi) ilgilendi ,fikir verdi sağolsun.. işi sağlama aldık.. (gülerek)  bu işlerden uzaklaşınca.. biraz paslanmışım.. sen olsan daha iyi fiyata kiralayabilirdin,üstadım..

irem-- (güldüm)  estafurullah canım,ben çömezim..  şemsiye almışsın, araba nerede..

tuna-- az ileride,oto yıkama vardı.. oraya bıraktım.. sırasındaki hediyelik eşya mağazası da .. yok yok.. şemsiyede,hediye de oradan..
 seni taksiyle tuğba hanıma götürüp,  döneceğim..
 sen ne yaptın diye sormuyorum.. anlaşılıyor ki, görüşme istediğin gibi geçmemiş..

irem-- evet,anlayışlı kocacığım.. (kısa bir özetle,bahsettim) işte böyle.. ithalattan vazgeçtim..
tuna-- görünen tabloya göre ,doğru olan da bu.. kevork da,kendince haklı.. neyse,hayırlısı olsun.. kalkalım mı..
irem-- evet.. (çantamdan para çıkarırken).. ne aldın..

tuna-- üç fil,biblosu.. iremm.. ben veririm,bırak..
irem-- karışma tuna.. ben senin gibi yemek yapmadım..
misafirime.. bir çay içirmişim,çok mu.. (masaya fazlaca para bırakıp,kalkarken ..kısık sesle..) ve vamp halini , çok merak ediyorum..
tuna-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: