Translate

9 Eylül 2013 Pazartesi

1950.bölüm..

mr.smith-- bu görüşme,beş yıl önce olmuş.. bende niye hala peşindesiniz demiştim.. " beni uzaklaştırmak için yalan söylüyordu..gözleri,hala aynı aşkla bakıyordu bana..
unuttuğuna kesinlikle inanmıyorum.. araştırdım,hayatında da hiç kimse yok.. biz birbirimize söz vermiştik,o sözünü tutamadığı için.. unuttum diyor.." dedi.. her ay,mutlaka o ülkeye gidip.. uzaktan da olsa, sevdiği kadını görüyor ve papatya gönderiyormuş..

irem-- offf,of.. çok üzüldüm.. biz adamcağızın yarasına dokunmuşuz ,meğerse.. asıl bekleyen oymuş..
mr.smith--evet ama bilmiyordunuz ki.. abdullah bey ve yavuz beyle burada bir toplantı sonrası.. uzun uzun konuşmuştuk.. konu hassas,anlattığımı öğrenmesin.. rica ederim..

tuna-- merak etmeyin,mr.smith.. duymayacak..
mr.smith-- sağolun..

havaalanı parkına girdik.. eren abinin yanındaki yere girip,park ettim... abimler..nedim bey ,gülderen hanım ve tuna indiler.. arkadan çantalarını alıyorlar..

irem-- (bizde inince.. elimi uzattım,tuttu) mr.smith.. çok verimli bir yolculuktu.. güveniniz ve imkanlarınızı teklif etmenizden.. memnun oldum..
teşekkür ediyorum.. iş başka bir dünya,duyguya pek yer yok.. kurallar neticesinde.. karşı karşıya kalabiliriz.. ama sizi her zaman, değerli bir büyüğüm olarak göreceğime emin olun..
özel olarak da,dostluğunuz çok kıymetli.. bilmenizi isterim..

mr.smith-- (gülümseyerek ) benim için de öyle.. teşekkür etmenize
gerek yok.. hak ediyorsunuz ve başaracaksınız .. sizi çok daha etkili ve yetkili yerlerde göreceğime de ,eminim.. isterim ama illa bbc de,olması da şart değil.. nerede olursanız olun,gurur duyacağım.. sizin de,dostluğunuz  çok değerli..
irem-- sağolun..

herkes kalabalık olarak ,havaalanı binasına doğru yürürken.. tuna,batu bey ve ziyanın bize doğru geldiklerini gördük..

mr.smith-- batu bey,gerçekte.. ne yapmış.. biliyor musunuz..
irem-- (güldüm) evet..
mr.smith-- söylemenizi rica etsem.. önemli de..
irem-- pekii ama batu bey,duymayacak..
mr.smith-- anlaştık..

irem-- hiç bir şey yapmamış..ziyanın arabasını..  kızların kaldığı evin önünde görünce,arkalarına bakmadan taksiye binip.. uzaklaşmışlar..
zuhalle,ziya da.. onları görmüş.. bu kadar..

mr.smith-- hah hah hah.. batu beyi kurtardınız.. bunu derhal anlatmalıyım.. özcan bey,ercan beye.. görevinden al ,demişti de..
irem-- (hayretle ) aaa..

ziya-- ne oldu,bizi görünce mi şaşırdın..

batu--(ingilizceye çevirip,devam etti) biz de,şaşkınız aslında.. irem hanım.. gece konuşulanların,gerçekte var olduğunu görünce..sizin hızır olma ihtimaliniz, daha kuvvetlendi..
tuna--  bunları geçin ,batu bey..

mr.smith-- batu bey;duyduklarından ve  gördüklerinden daha fazlası olduğunu bilsen.. nasıl şaşırırdın kimbilir..
tuna-- iremm?..
batu-- (bana bakıp)  mr.smith, ne demek istedi..
irem-- (gülmeye zorladım kendimi) yaş pasta yapmıştım da.. büyük sürpriz oldu,onu söylüyordu mr.smith..

ziya-- inansak mı,ki.. batu,işle ilgili çok katı kuralların olduğunu.. söyledi.. kurtarsam da..  yetmeyebileceği endişesi ile meleğin ve tamerin burnundan getirmişti de.. şaşırmandan huylandık..
irem-- (güldüm )öyleyse, inanmış gibi yapıp..sormayıın, çaktırmayın..  hadi yürüyelim..

arabadan çantamı alıp, kilitledim.. valizler çek çeklere yüklenmiş.. götürüyorlar..
bizde yürüyoruz.. liz,zübeyde ve tuğba hanım bekliyorlardı.. 

liz--(saklama kabı,elinde)  iremm.. 
irem-- geldimm.. 

tuğba-- (koluma girdi) önce ben.. 

Hiç yorum yok: