Translate

28 Mayıs 2013 Salı

1785.bölüm..

zübeyde-- vahide hanım da,uyanıkmış..
irem-- çok da iyi ve düşüncelidir.. ablalık yapmış..
bu yıl..ikimiz de izin yapamadık,ben dönünce.. ona izin vereceğim.. dinlensin biraz.. çok yoruldu..

rekin-- bunu vahide biliyor muydu.. bana söylemedi de..
irem-- sıra sizde rekin.. bilmeyin.. bir düşündüğü vardır elbet..
sürpriz yapacaktır belki..

rekin--(gülerek )  hımm.. peki.. ne zaman döneceksiniz,diye sorayım o halde..
irem--kısmetse, onbeş gün sonra..
maruf-- rekin,artık düğün yapalım.. said,sen.. ne çok beklediniz..
bu nasıl sabır etmek anlamıyorum ki..
rekin-- inşallah şeyhim.. tuna bey çok beklemiş,çok şükür mutlular..
saidlerde öyle.. bende umuyorum,diyelim..

irem-- cevabı beğendim rekin.. ben çok mutlu olacağınıza eminim..
rekin-- sağolun.. tahminleriniz doğru,çıkıyor.. yanıltmayız umarım..

irem-- ben ,cengiz beye ev  aradığınızı söyledim.. az önce.
Mersinin erdemli ilçesi var,biliyor musunuz rekin..

rekin-- gittim ,çam ağaçları olduğunu hatırlıyorum.. ama iyi biliyorum denemez..
maruf-- var mıymış..
irem-- evet..arsaları komşu, beş malikane varmış elinde.... ulu çam ağaçları varmış bahçelerde,düzenlemesi de bitmiş.... denize sıfır,manzara harikaymış.. iç dekorasyon yapılıp,eşya yerleşecekmiş sadece.. on gün sonra teslim edebilirim dedi.. arzu ederseniz.. gösterecek..

rekin-- bakalım da.. buradan ne kadar uzaklıktadır.. hergün gidilip gelinir mi,yani..
irem-- kilometre olarak tam bilmiyorum ama Adanaya hergün gidilip,gelinmez..
yorar yani.. siz bana daimi kalacağınızı söyleseydiniz,öyle sorardım..

rekin-- haklısınız.. o amaçla da kullanabilirmiyiz ,demek istedim ben..

maruf-- rekin,cafer,kevin..ben ve sen alalım.. var mısınız..
kevin--varım..
cafer-- olur da,sormam lazım..
rekin-- benimde..
irem-- komşu olmak isterdim ama bu ev de yakın.. gelir gideriz
maruf.. bir ev daha almam.. çünkü gidecek vaktimiz bile yok..

maruf-- bir kışlığın, bir dağ evi.. bir de yazlığın oldu..
 bir tane daha olabilir bence..
tuna-- maruf.. villayı daha görmedin de.. yalıyı unuttun..
evlenmeden önce,benim aldıklarımda var..

kevin-- bekar evidir onlar.. oturacak değilsiniz nasılsa.. satın,tuna bey..
tuna--  o nitelikte iki yer var.. mümkün olunca,gidiyoruz..kevin..
küçük,şirin ve bize özel.. seviyoruz,satmayı da düşünmüyoruz..

cafer-- tamamm,satmayın da bir tane daha alın..
irem-- siz sordunuz ve alıyor musunuz cafer bey.. alın dediğiniz için sordum..
cafer-- yok,daha sormadım..
irem-- hıı..

maruf-- hah hah hah.. cafer ,iremle dikkatli konuşacaksın..
 o bana rest çekiyor,ben ona nazlanıyorum da.. hiç şakası yoktur gördüğün gibi..
hıı dedi ,bittin..
cafer-- pardon,irem hanım.. niyetim o değildi..

irem-- biliyorum cafer bey.. bilmesem inanın,isabetli  uzun cümleler kurardım.. beni tanımıyorsunuz,çok ters olduğumdan da haberiniz yok doğal olarak..
her türlü emir ve baskıya karşı tepki bu aslında..
yüzlerce evimiz varken.. sizin,sormadan bana  alın demeniz .. emir etkisi yarattı.. kusura bakmayın..
teklif edildikten sonra.. düşünme payı sırasında.. baskı yapılmazsa.. sürpriz yapmayı da severim.. aynı marufa yapacağım gibi..
benzinliği sana beş yıllığına,kiralıyorum maruf.. fiyatını da sen belirle..

maruf-- aaa.. ciddi misinn..
hepimiz güldük şaşırmasına..
irem-- evet,ciddiyim..
maruf-- çok sevindim,irem.. teşekkür ediyorum.. diğer konu ne oldu..

irem-- sen ne dedin..yanlış mı duydum..
maruf-- mutlaka,ağzımı bile açmadım..
irem-- bende öyle tahmin etmiştim zaten.. kazancın hayırlı,uğurlu ..  bereketli olsun..
herkes iyi dileklerini söylerken, o da teşekkür etti..

kahvelerimiz geldi,sigaralar yakıldı.. erdemliye gidip evlere bakalım diyorlar..
rekin bana biraz yaklaşıp.. kısık sesle..

rekin-- duymuşsunuz..
irem--(gülümsedim ) evet.. çok sevindim.. mutluluklar diliyorum..
rekin-- sağolun.. ikimizde sizin evinizi çok beğendik.. tek olması çok cazipti.. erdemli deki ev de olabilir,nasılsa komşularımız daimi kalmayacaklar.. (eliyle yüzünü kapatıp) vahidenin izni iki ay olabilir mi.. lütfenn..

irem--(gülerek ) acil bir durum olabilir,çağırırsam getireceksiniz..
rekin-- (yüzü aydınlandı adamın )  getiririm.. anlaştık..

maruf-- rekinn.. ne getiriyorsun.. pek sevindin..
irem-- demek birşey istenilmiş, karşılıklı anlaşmışız.. niye soruyorsun maruf..
 rekin nasıl söylesin.. sürpriz olabileceği aklına gelmiyor mu..
liz --(gülümsedi ) ben anladımm.. (ters ters gözlerine baktım ) ama yanlış anlamışımm..

kahkahayla güldük..
kevin-- hımm.. liz,irem hanım... ve muhtemelen diğer hanımların..
mutfak -sahil eğlencesininin.. bir manası olduğunu da,anlamış olduk.. lizz?

cafer--barbara ?
maruf-- zübeydee ?
tuna-- iremm?

liz--barbara--irem--zübeyde-- hah hah hah..

liz-- evet vardı ama söylemeyeceğiz..
kevin--ben öğrenirim..
maruf-- bende.. tuna senden umudum yok..

zübeyde-- kusura bakma maruf.. söz verdik..
liz-- evet kevin..
tuna-- hah hah hah..

cafer-- (gülümseyerek,barbaraya döndü) güzel sana bir sözüm var,
beni bir yol dinler misin..

rekin--barbara--kevin--liz--maruf--zübeyde--tuna--irem-- hahh hah hah..

Hiç yorum yok: