Translate

28 Mayıs 2013 Salı

1782.bölüm..

ziya şarkıları söylerkem hem dans ettik,hem hep beraber eşlik ettik..
turgut,bedri.. mr.smith  ve sam oturuyorlardı..

ziya-- oynayalım biraz da.. beyler buyrun..

Ankara havaları söylemeye başladı.. faruk,şule ziya,candan,melek..
 başta olmak üzere..
herkes coştu.. çok eğlendi ve eğlendirdi..

ziya-- bittii..
alkışladık..
ahu-- harika solistler,harika sohbet, ortam.. yiyecekler..
çok teşekkür ediyoruz.. hepinize..
irem-- rica ederiz ahu hanım.. bizde memnunduk..
eğlendik ama keyifsiz halimiz hiç hoş değildir.. özellikle ziya,hiç çekilmiyor..

melis-- her gününüz iyi olsun ,inşallah..
ziya-- amin.. hepimizin güzel olsun.. çok geç oldu.. bize müsade..
bizimle Adanaya gelmek isteyen varsa,buyursun..

candan-- ziya eşyamız yanımızda.. sabah uçakla gideceğimiz için, Mersinde otelde kalalım dedik.. başka zaman geliriz kısmetse..

ziya cebinden cüzdanını çıkarıp açınca ..
candan-- (kısık sesle )ziya ne yapıyorsun.. paramız var.. senden alır mıyım.. delimisin sen..

ziya-- (kartvizitlerinden birisini çıkardı,arkasına birşeyler yazıp..uzattı ) bende sana ,burada böyle para vermem herhalde.. hem o kart,sizin için..paradan daha değerli..  kalabileceğiniz bir otel var zaten.. adını yazdım..
kartı göster,anahtarını al.. o kadar..

melek-- (karta baktı ) kartın anahtar olacak.. ha ziya.. sen Mersinde kalmıyordun hani..  otel personeliyle ,nasıl bu kadar samimisin..
zuhal yanında,açık veriyorsun kuzen..

batu-- melekk,kendine gel..
ziya-- bence batuyu dinle.. ne içtiysen,bir daha içme.. ve kendi açıklarına bak sen.. (candanı öptü.. diğerleriyle tokalaştı.. )
Adanaya gelen var mı.. gidiyorum..

irem-- arabalar var ziya.. yolunu uzatma sen.. dikkatli gidin..

bize de hoşçakalın dediler..
onları yolcu ederken.. vedalaştık diğerleriyle de.. tabi usulen, kalmalarını da teklif ettim.. sağol gidelim dediler.

derya-- said sandalyeleri,minderleri balkona koyun.. bardakları içeriye götürelim bari..
irem-- yaparız derya..
melis-- olur mu canım.. yardım etsinler.. kızlarr ,sahildekileri alalım..

karınca gibi.. beş dakikada taşıdık herşeyi..
teşekkür ederek,gayet memnun gitti bizim gençler..

maruf da camı açtı..
maruf-- tunaa... bizde Mersinde kalacağız.. arabayı sabah köşke bırakır cafer..
tamam mı..
tuna-- tamam.. acele etmeyin.. yarın öğlene doğru.. bizde geleceğiz..
cafer bey sözleşmeyi hazırlatırsa imzalarım dedi,irem..
maruf-- çok iyi olur.. otele uğra öyleyse.. kahvaltı edip,beraber gidelim..
tuna-- peki..

el sallayıp,kapıyı kapattık.. arabadan.. mayolarımızı alınca da.. kilitledi..
belime sarılıp.. yürürken..

tuna-- diyorum kii.. sabah girelim denize.. taş falan varsa göremeyiz..
irem-- olur.. bir heves girecektim de,çok yorgun ve bitkinim zaten..

tuna-- harcadığın eforu düşünürsen.. normal.. sen içeriye gir de.. sahildeki demir kapıyı kapatayım..
irem-- bana ne bana ne.. kucağına all..

tuna-- hah hah hah.. aşkımm alırım da.. tekrar gelemem ki,dışarıya..
irem-- hıı,iyi bekliyorum balkonda.. koş çabuk.. uyurum yoksa..
tuna-- (uzunn ve tutkulu bir öpücükten sonra.. dudaklarımdan çekilirken )
şimdi nasılsın..
irem-- sen gelsene buraya..

tuna kaçıyor,ben kovalıyorum.. kahkahalarımız bahçeyi inletiyor..

tuna-- durr.. düşeceksin..
irem-- koşma sende.. ayol niye kaçıyorsun,anlamadım ki..
tuna-- kapıyı kapatayım da,anlarsın..
irem-- hah hah hah...

Hiç yorum yok: