Translate

28 Eylül 2012 Cuma

1394.bölüm..


bir dikdörtgenin uzun kenarına ,belirli aralıklarla yan yana dizilmiş biçerdöverler düşünün.. nail elindeki poşuyu sallayınca.. hasat başladı..

makinanın haznesi.. beş damber buğday alıyor.. sadece ben ,karşı kenara gidinceye kadar..otuz kere durup buğday boşalttım.. kamyonlar arı gibi,gidip geliyorlar..

karşı tarafta makinayı döndürürken.. nail su ve poşetle üzüm getirdi.. bana..
aldım,suyu içtim..mendilimi ıslatıp,elimi yüzümü sildim..
aynanın koluna tutundu,hareket halindeyken asılı olarak geliyor benimle..
kaç kere durduğumu , yazdı deftere..

nail-- siz gölgede..oturun da..ben yapayım..
irem-- o senin işin.. burada tek,iyiyim ben.. adamların arasında oturmayayım..
nail-- tamam.. karşı tarafta da.. peynir ekmek ,karpuz verecekler..

irem-- (gülerek ) uygulama güzelmiş.. niye diğer günlerde yoktu.. kavunla, rakı da isterim ben..

nail-- sıcakta,çarpar o.. hem hasatın bereketi kaçar ...herkesin kumanyası yanındadır..
zaman kaybı olmasın diye biz pek vermeyiz,öğlen yenir..
bunlar size fazlılardan geldi.. . gece kamyonetlerle getirdiler.. birde bayan vardı,arkadaşınızmış.. öğreniyorum dememizi  istedi.. anlarmışsınız..

irem-- hah hah hah.. anladım sağol.. hadi görüşürüz,geri kaldım..

*********


yedinci dönüşte.. yükümü boşaltıp.. indim.. dayanılmaz bir sıcak var. toz,toprak her taraf.. gelip giden kamyonların gürültüsü...buğdayın dökülüşü bile sesli..
adamlar da duyurmak için birbirlerine bağırıyorlar.. beynim uğuldadı..

yorgunluk,uykusuzluk da etkilerini gösteriyor iyice..
 buzlu suyla elimi yüzümü yıkayıp,kana kana içtim..
mola vermiş adamlardan biraz uzağa..gölgede yere oturdum,
elimdeki buz parçasını,boynuma başıma koyup serinlemeye çalışırken.. hüseyin gelip oturdu
karşıma..

irem-- gölgeye gel..
hüseyin-- biz alışığız.. hanımım..
irem-- gel dedim.. güneşin şakası yok.. beyin kanaması mı geçirmek istiyorsun..
 kendini koru da,çocuğunuzun güzel günlerini görün inşallah..

hüseyin-- (yan tarafıma geçti ) aminn.. hikmetinden sual olunmazmış.. allah sizlere de göstersin inşallah..
irem-- inşallah hüseyin..

hüseyin-- (bir sigara verip,yaktı..kendide aldı ) daha tarlanın yarısını bile toplamadık ama maşallah burada rekolte süper.. bin tona yaklaştık sayılır..
daha önceden de çalıştığımız,üç alıcı var.. biner ton istiyorlar onlarda..
söz vermeyip,tarlaya gelin.. duruma bakayım önce demiştim.. geldiler ve bekliyorlar..
ikisi, kendi kamyonlarıyla taşıyacaklar buğdayı..
birisini biz götüreceğiz.. rayiç belli ,az bir karla.. paralarını da,peşin alacağım..
bu tarladan tahmini 3500 ton daha ürün kaldırırız.satmaya da,dağıtmaya da yeter yani.. siz hayır için dağıt diyip,vebal verdiğiniz için soruyorum.. satayım mı.. ne diyorsunuz..

irem-- sat hüseyin.. aldığın paralar da hayır amaçlı kullanılacak nasılsa.. adamlara söz verdiğim ürünü ayır ama..

hüseyin-- hiç merak etmeyin.. kamyonları gönderdim bile.. nail başlarında,çuvallamaya başlamışlardır..

irem--  bak,bir münibüs geliyor.. alıcılar dayanamadılar herhalde..

hüseyin ayağa kalkıp,elini gözüne siper ederek baktı.. boynundaki örtüye de terini siliyor..
hüseyin-- onlar tarlanın karşısında duruyorlar.. başkası geliyor..

irem-- (kalkıp,çırptım şalvarımı .. başımdaki yazmayı yeniden bağlayıp.. güneş gözlüğümü taktım.. )
sen ilgilenirsin.. ben çalışayım..  kendi payımı,yarıladım.. daha iş çok..


oturdum biçerdöverin koltuğuna..

irem-- hüseyinn.. bunun benzin göstergesi nerede.. tarlanın ortasında kalmayım..
hüseyin-- (çevik bir çıkışla.. gösterdi yerini..)  kalmazsınız.. yarılanmış.. mazot tankeri gelir o zamana kadar.. (atladı aşağıya )

ben de hareket ettim... bıçaklar döndükçe,buğdaylar depoya doluyor.. motorun gürültüsü bir yandan..
ses çok yani.. ben kaptırmış gidiyorum.. hemen yanımda, bir kamyon görünce.. irkildim.. doldurma yerine gelmedim ki daha.. şöförün de,kasketinden yüzü görünmüyor.. aynı hızdayız.. geliyor hala..

irem-- (bağırarak) ne sokuluyorsun be adam.. çek git.. durduk yerde başıma bela olma.. heyyyy sana diyorum..
orhan-- (kasketi kaldırıp,bana baktı gülerek..) what ?
irem-- hah hah hah..

durduk ikimizde.. inmeden konuşuyoruz..

irem-- hayırdır orhan abi.. kaçak işçi çalıştırmıyoruz haberin olsun..
orhan-- hah hah hah.. gönüllü geldik,gönüllü.. ziya buğdayları hasat ederken.. tarlaya kalp çizeceğim dedii..
irem-- hah hah hah.. ziyanın başka işi vardır.. kalbi aldı o..

orhan-- aynadan arkaya bak..

Hiç yorum yok: