hem oynayıp,hem konuşuyorlar...
tuğrul-- marufu daha önceden biliyoruz da..
mehmet beyle,yusuf bey de.. az değilmiş..
mehmet-- size uymaya çalışıyoruz,tuğrul bey.. ama ziya bey..her alanda mahir.. hepimizi solladı bence..
yasin--kimse yarışamaz zaten.. gerçekte de,hızı çok sever ..
ziya-- hız göreceli,liderimiz sensin yasin.. bir hafta da..
yasin-- sus,ziya.. suss..
eren-- ama konuşturuyorsun yasin..
orhan-- hadi ziya.. devamm..
ziya-- emrin olur abim..
(bülentin geldiğini görünce.. elindeki poşetleri masaya bırakıp,koluna girdi erkeklerin yanına götürürken.. ) bülent kardeş,karataştan tek farkı burada dansöz yok.. idare et artık..
gelecek ay,yine bir icraat yapar.. dağıtırız,tamam mı..
bülent-- (gülerek ) çok zor,ziya..
maruf-- tuna ?
mehmet-- bana da haber verin,lütfen.. yani mümkünse..
tuna-- hayal görüyorlar,mehmet bey.. maruf, ziya rüyasını anlattı da..
irem-- zuhal, rüyalar gerçek olsa diyormuş ..
irem-- çiğdem--ela--gönül--zuhal--zübeyde--figen--menekşe-- hah hah hah..
ziya-- bu denilenler,itina ile hatırlatılır irem hanım.
irem-- bekleriz,hadi neşelendir..bizde seyredelim....
ziya--
bülentte dahil.. ağızları kulaklarında yerlerine gelip oturdular.. ziyaya teşekkür edildi..
tatlı ,içki..meyve çay..içiliyor yeniliyor.. konuşuyoruz..
ela çay doldurdu,bardaklarımıza.. bana verirken..
ela-- (kısık sesle ) ne olmuş,kötü birşey mi var..
irem--( fısıltıyla ) yok yok.. bunalmışlar.. birbirlerini de,bunaltıyorlarmış..
onlar bana,bize inanılmaz yardımcı olmuşlardı.. belki,yelizi biraz rahatlatırım diye istedim..
ela-- anladım,bize ihtiyaç var mı.. ben bir hafta daha buradayım.. gidebilirim..
irem-- git tabi,sevinir..
tuna-- niye kocanı yanlız bırakıyorsun ela.. o dönecek değil mi..