Translate

28 Aralık 2012 Cuma

1542.bölüm..


bülent-- haklısın ela, biliyorum.. elimden geldiğince de,kendi adıma ne gerekiyorsa yaptım/yapıyorum inan..  ben şu yaşıma kadar.. hep kuvvettli oldum..olurum da.. istediğim tek şey.................
 yani ,birbirimizin açığını kapatacak  gücümüz vardı.. sevgimiz bizden öndeydi.. ama
şimdi nerede bilmiyorum..

tuğrul-- bülent.. bizi mi kandırıyorsun,kendini mi.. ben çok bunalım takıldığımdan tecrübem var,bu lafları geç.. sen bilmiyorsan,biz hiç bilemeyiz.. bu kadar dirayetliyken..  hamilelikte sınıfta kalmak yakışıyor mu,size.. sızlanıp,şikayet ediyorsun da,başka kimsenin ikiz çocuğu olmuyor sanki.
sorun yeter ki,kalıcı olmasın.. diğerleri önemsiz, aile olmanın sancıları  bunlar..

tuna-- ela,beni duyma (...... ......... )  diyor,kısaca..

irem--bülent--ela--tuğrul-- hah hah hah..


************

hastanenin parkına girip, park ettim..
binaya bakarken, nefesimin daraldığını hissetsem de..
bu gelişim yeliz için.. diye teselli ediyorum kendimi..

tuna-- iremm? inmiyor musun..
irem-- hı..  sen abimle,hüseyinlere bak..  abim gelsin,ben çıkayım  tuna..  midem hoş değil de..
tuna-- peki..

bülent-- bak,hasta olacaksan.. gelme..
irem-- buraya kadar gelmişken.. görmeden gider miyim, bülent.. hasta olsam ne yazar..

bülent-- tamam.. ela hoşçakal..
ela-- sağol bülent.. gönlüne göre olsun herşey.. yelize çok selam söyle, benim yerime öp..

gülümseyerek indi.. abimle tunanın koluna girdi..  girişe doğru yürüyorlar.. yağmur yağmıyor artık..

çantamdan ,ankesörlü telefon kartımı  aldım.. girmelerini beklerken..

irem-- ela,ben şu telefondan yelizi arayacağım..  bülentin yanında konuşamam.. çık desem olmaz..
ela-- tamam da.. arayacağına çıksana..
irem-- sen yanlız kalırsın,olmaz..
ela-- kapıyı kilitlerim,zaman geçiyor.. git..
irem-- ufuğu yatır,ön koltuğa gel.. öyleyse..

ela dediğimi yapıp,şöför koltuğuna geçti.. kapıyı da,kilitleyince..  ben koşarak hastaneye girdim..