Translate

20 Ekim 2012 Cumartesi

1430.bölüm..


mustafa,mahmut.. bekir,cevdet beyler gelince.. ayağa kalkıp.. tokalaştık.. hoşgeldiniz dedik..  koltuklar getirildi falan..  oturduk..hal hatır soruluyor..
bize gönderdiklerim için teşekkür ettiler.. mr.sam,mr.anar ve maruf için.. said ve yasemin çeviriyor..

irem-- eşleriniz neredeler.. masraf olur diye getirmediniz mi yoksa..  güngör bey de yok..

güldüler..

mustafa-- güngör aile meclisini topladı.. bir kaç gündür onlarla uğraşıyor..
bizim eşlerimizde çiftlikte.. kışlıkların hazırlığıyla meşgüller.. o yüzden gelemediler,irem hanım..

mahmut-- güzidenin de işi çıktı.. bir saatliğine gelecek, belki..
bekir-- sacide,elif ve hüseyin aşağıdalar..  karışmamak için.. bari,ne aldığınızı ben görmeyim dedim..

kahkahayla güldük..

bekir-- sizz,melek hanımdınız değil mi..
melek-- evet efendim..  geçen sene üniversitemize geldiğinizde, tanışmıştık.. ama siz ziyanın düğününde gördüğünüz için hatırlıyorsunuz tabi..

bekir-- doğru.. ama gördüğüm yüzleri pek unutmam..  nereden tanıyorum diye,düşünürken..hatırladım seni..  eczacılıkla ilgili bir projen vardı ve ödül almıştın değil mi..
melek-- (gülümsedi) şaşırdım doğrusu.. evet öyleydi..

irem-- tebrik ederiz,melek.. tez hazırlıyorum, ayıracak zamanım yok derken doğru söylüyormuşsun demek ki..
melek-- sağol da.. aşkolsun,irem..

candan-- kuzenim idealisttir.. kariyerini yaparken,başka şeyleri ıskalama diyorum ama..
melek-- teklif eden,ısrar bile etmedi ki..  yok dedim,gitti abla..

kaan-- ısrar olsa,kabul edecektiniz yani..
melek-- kimbilir..

mahmut-- sözünüzü kestim ama.. bir şekilde konuya dahil olduğumdan biliyorum.. ısrar etmesini beklediğiniz kişi,burada değil..
sizin gittiğinizi sandığından,karşılamak  için.. kariyerini düşünmeden,izin bile almadan.. sadece bir not yazıp..  akşamüstü uçakla  Ankaraya gitmiş.. güzide, o yüzden gelemedi..  kovulmaması için,çırpınıyor..

melek-- nee..  ama ama hakkımda hiç birşey bilmiyor ki.. sanki umut vermişim gibi,karşılamak nereden çıktı..

kaan--  ısrar etmek için.. öğrenmiştir,bir şekilde..  tıpkı,tamerin.. öğrendiği gibi..

candan-- anlamadım.. o da mı Ankaraya gitmiş..

kaan--(gülümseyerek )  yok.. o tekir yaylasındaymış.. nasılsa,zuhal hanımların evini de bulmuş.. gerisini söylemeyim..

 maruf-- gençlerin akıllarını başlarından almışsınız, hanımlar.
candan-- ben masumum,mr.maruf....

mr.sam-- kaan.. söyle,başına birşey mi gelmiş..
irem-- osman eniştemler, misafir etmişlerdir onu..

kaan-- hah hah hah.. pardon,aynen öyle olmuş irem hanım..
tamer niye orada olduğunu açıklayamamış.. geçiyordum uğradım,diyince de.. bırakmamışlar.. yemeyeyim doydum,ben artık gideyim ..dedikçe.. enişteniz  allah aşkına ye oğlum,bekarmışsın.. yemeğe hasretsindir sen diyormuş.. tamer de,içtenlikle çırpınmalarını gördükçe.. ayıp olmasın diye ,ayrılamamış bir türlü..

candan-- kaan bey,siz nereden..nasıl  öğrendiniz bu dediklerinizi....

kaan-- tamer ,benim çok yakın arkadaşım.. bugün sizin yanınıza geleceğini de,biliyordum.. akşam için de,yemek planı vardı..  sizi burada görünce,tameri aramaya gittim..

mr.anar-- candan hanımın burada olduğunu duyduğuna göre, gelmesi gerekirdi..  değil mi..

merdivenden çıkan.. nedim bey ve gülderen hanımın arkasında tameri görünce.. güldüm..
bize doğru geliyorlar..

irem-- (kısık sesle )  lütfen konuyu kapatalım.. tamer, kendisinden bahsedildiğini anlamasın.. said,yasemin çevirin çabuk..

fısıltılarla anlatıldığında.. onlarla da tokalaşıyorduk.. hoşgeldiniz dedik.. üç koltuk daha getirildi..

candanla karşılıklı oturdu, tamer.. öyle denk geldi yani..  nasılsınız derken..  güzide hanımla,batu bey de gelmezler mi..

bizler hadi neyse de..
batu beyle.. meleğin şaşkınlıkları,bakışmaları ve tokalaşmaları.. süperdi..
bizlere bakmadı bile.. güzide hanım hepimizle tokalaşıp,oturdu da.. onlar hala ayakta birbirlerinin ellerini tutuyorlar..

tamer-- batu bey.. görüşümü engelliyorsunuz.. biraz kenara geçerseniz..
gülderen--  tamer, transta o..

kahkahayı duymanızı isterdim..


bekir--batuu.. biz mi gidelim,siz mi gidersiniz..
tuna-- olmazz.. gidemezler..
güzide-- bence de,gözümün önünde dursunlar..
nedim-- (gülerek ) tamer nasıl, akıllı uslu duruyor bak..
tamer-- dalga geçmeyin ,nedim bey..ben  kıpırdayamıyorum ki..

ay ne güldük ya..

batu bey nihayet,kendine gelip.. bizlere başıyla selam verdi.... kendisine sandalye alıp..meleğin yanına oturdu..
batu-- pardon tamer bey..

bir kahkaha daha yükseldi..

yiyecek içecek ikram edildi ,yeni gelenlere..  bizim içkilerde yenileniyor devamlı.. tamer de soda istedi..


irem-- (kısık sesle) kaan,şermin ve feryal hanım da bekleniyorlar.. onları aramadın mı..
kaan-- (kaşlarını çatıp) yoo... haberim yok.. kim bekliyormuş..
irem-- kaan.. aşkolsun yani.. sağır sultan duydu.. sen nasıl bilmezsin.. sadun-şermin.. mr.sam-feryal çiftlerini..
kaan-- bak sen şu işe.. sadun beyin sorgusu anlam buldu aniden.. vay uyanık.. hiç çaktırmadı..
nasıl karşılaştılar bilmem de.. .. feryal,samden büyüktür ya..

ceyda-- yaşa takılma,kaan.. zengin olurlar,bırak..

tuna-- kaan-- irem--ceyda-- hah hah hah..

tuna-- kaan,bak buradan çıkınca biryere falan giderseniz.. candanla meleğe göz kulak ol, tamam mı.. kızlar büyük ama emanetler bir yerde.. batu şokta,tamer mecnun gibi.. ziya canına okur,haberin olsun..

kaan-- (gülerek ) ziya beyden ziyade,siz okursunuz gibime geliyor..
irem--nasıl anladın kaann..
kaan-- içime doğdu..

tuna--kaan--ceyda--irem-- hah hah hah..

maruf-- tunaa,fıkrayı biz de duysaydık..