Translate

20 Ekim 2012 Cumartesi

1429.bölüm..


maruf-- biz yabancı değiliz mr.rekin.. eşliğe gerek yok.. sen,yanından ayırma vahide hanımı.. (gülerek) irem var, ne olur ne olmaz..

mr.rekin-- aman şeyhim..şaka yapmayın.. rica ederim..  ben,irem hanıma müteşekkirim..

tuna marufa almanca birşeyler söyleyince.. maruf  kahkahayla güldü..
mr.rekinle, sadun beyde gülümsediler..

tuna-- (bizlere bakarak ) kusura bakmayın.. marufu uyardım da..
melek-- ama gülüyor.. maruf şeyh mi..
tuna-- evet.  (fısıldadı ) ne yaptığını bilmiyor,aldırma..

irem--ceyda--candan--melek-- derya-- vahide-- said--  hah hah hah..

irem-- ceyda,kaan nereye gitti...
ceyda-- (gülümseyerek) gelir şimdi.. jestin için,bizde teşekkür ederiz..
babamın ve amcamın dediğine göre biraz abartmışsın sanki..

irem-- kalabalık olunca,tedbirli olmak iyidir..

candan-- irem.. bir saatlik,buğday hasatı için.. herkese üç çuval buğday vermiş..
siz eski arkadaşmışsınız ceyda hanım.. huyunu biliyor olmanız lazım..

ceyda-- (gülerek ) haklısınız da.. okurken ki irem ile şimdiki irem çok farklı..
mutluluk ,onu müspet anlamda müthiş değiştirmiş..

irem-- sağol,bende o zaman çekilmezdi diyeceksin sandım..
güldük yine..

kaan gelince.. hep beraber yukarı kata çıktık..  mr.rekinle vahide hanım,misafirleriyle ilgileniyorlardı..

öf öf burası harika olmuş..  göz yormayan sade bir şıklık hakim.. klasik müzik çalıyor ve hiç ses gelmiyor aşağıdan.. ışıklar spot..
benim odamın olduğu yer hariç..  duvarlar yıkılmış..  çok genişlemiş tabi..
uzun bir masa yerleştirmişler.. üstünde çeşitli yiyecek,içecek.. tabak,bardak..
ve ikram etmek için bekleyen görevliler var..

krem rengi deri koltuklardan dört takım yerleştirilmiş.. halılara basmaya kıyamaz insan,o kadar güzel.
mankenleri kıskandıracak kadar hoş bir bayan,karşıladı bizi.. adı jane miş..
mücevherleri gösterecekti.. sadun bey,sonra bakarız jane..dedi ..oturduk.
ince uzun cam vitrinlerde ve sehpalarda.. daha özel ürünler var.. gördüğüm kadarıyla..

irem-- çok güzel olmuş,sadun bey..elinize sağlık..
sadun--sağolun..
 (gayri ihtiyari tavana baktım.. asma tavanı kaldırmışlar neyse ki..)
sadun-- (gülerek) uyarınızdan sonra.. tavanla çok uğraştım.. yalıtım ve sağlamlık adına..
tuna-- çok iyi olmuş..

görevliler tarafından.. tabaklarımız ve içecekler getirildi..

mr.sam-- yarın saat kaçta buluşacağız, irem hanım..
irem-- avukatımla görüşeyim,kesin saati söylerim  mr.sam.. ama sabah olur herhalde.
mr.anar-- siz,resmi işlem yapmadan mı taşındınız..

mr.sam-- evet,maalesef öyle oldu..
candan-- (gülerek) irem,fark iste.. yeri işgal ediyor..
ceyda-- yapmayın candan hanım.. sam arkadaşımız.. irem kapora almıştır,mutlaka..
irem-- aldım ,fark da iyi fikirmiş..  ama zaten ne olduğunu anlamamış..birde ben vurmayım garibe..

melek-- garip,pek garip değil gibi..
tuna-- (gülümseyerek) aynı duyguları paylaşıyoruz ,melek..
ceyda-- ben.. nemli havayı.. daimi müsait zemini unuttum ,tuna bey..  afedersiniz..

tuna--irem-- hah hah hah..


derya-- ( kısık sesle,bana doğru eğilerek ) irem hanım..bir ara sizinle konuşsak diyorum..
irem-- olur..
tuna-- ne vardı derya..
derya-- çiçek ve burhanla ilgili..
tuna-- iyiler değil mi.

derya-- sorduğunuz oysa,yaşıyorlar mış.. göz göre göre ayrılıyorlar..  burhan, tayin istemiş.. çiçek de,odasından çıkmıyormuş.. işe de gitmiyormuş yani..  bir araya getirsek,konuştursak bir faydası olur belki.
tuna-- (içini çekerek) sen nereden duydun..
derya-- songülden..
tuna--  ikisiyle de ayrı ayrı,konuşalım da.. duruma bakarız derya..
derya-- tamam,sağolun..


Hiç yorum yok: