Translate

21 Haziran 2012 Perşembe

1272.bölüm..

derya-- açsınlar irem hanım..

ir-- başka zaman,daha sakin olduğumuzda gelirim derya..ben konuşabilmek için bakalım dedim.. yarın mr.anarın mısır hasadı yapılacak.. tuna başlarında duracak..
 ben de , misafirleri sarıçamda pikniğe götüreceğim.. hazırlığı babam yapacak ama adamcağıza yardım ederim dedim.hasat bitince oraya gelecekler.. akşam sam hariç hepsi dönüyorlar..
yani yarın da olmayacağım.. çiçeklerde görüşürüz.. sonra da nedim beylerin düğün yemeğine gideceğiz.. 

vahide-- tamam. pikniğe yine otobüsle mi gideceksiniz..
ir-- bilmiyorum henüz.. belki olabilir,bu geceye bağlı.. derya çiçeğin  takabileceği yaşına uygun bir bilezik,yada bileklik  getir bana.. zevkine bırakıyorum..
derya-- peki,getiririm..
ir-- vahide hanım,burhana para verdiniz değil mi..
vahide-- verdim de,var dedi istemedi.. irem hanıma söylersin,ben vermekle yükümlüyüm diyip,eline tutuştrtdum zarfı..

ir-- (tunaya baktım,başıyla hadi dedi) anladım.. tuna çağırıyor,kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın..
 size de iyi eğlenceler..

derya-- bakarız.. sağolun..
ir-- vahide hanım,kararın ne ?
vahide-- (gülerek) yarın gece görüşürüz inşallah..
ir-- zamanım yok diye,ikidir atlatıyorsun.. unutmam bak..
vahide-- atlatmıyorum,beklediğim var irem hanım.. karar ona bağlı..

ir--(kulağına birşeyler fısıldadım ) insafsız olma..
vahide-- kusura bakmasın,kabul etmezse.. kendisi bilir.. tövbe tövbe konuşturmasanıza beni..

ir--derya-- hah hah hah..

*******
mr.rekin ve turgutta alt kata indiler bizimle..  aman efendim herkes toplanmış meğerse.. misafirlerimizin haricinde.. bekir ,cevdet..güngör.. mustafa beyler ..ceyda harun.. güzide hanım,mahmut bey..
yusuf,çiğdem.. zübeyde,elizabeth ..philip.. içkilerini içerlerken.. mücevherlere de bakıyorlar.. kaptırmışlar kendilerini..  said ve görevliler ilgileniyorlar.. slow  yabancı bir şarkı  çalıyor..

maruf,mr rekinle tunayı aldı yanına..
derya, vahide hanıma.. songüle içecek ikram ediyor..

hepsine  merhaba dedikten sonra..  zübeydeyle sarıldık..
ir-- canımm,görüşemeden gitsem üzülecektim.. çok güzel görünüyorsun zübeydeciğim..

zübeyde-- sağol.. asıl sen harikasın.. (koluma girerek,biraz uzağa götürdü beni)
marufa ne dedin.. geldiğini ama yukarı çıkmamamı söyledi de.. kavga mı ettiniz,anlaşamadığınız nedir..

ir-- kavga etsem,burada dururmuyum hiç.. olmadık biçimde,nikahlandığını öğrendim de..
zübeyde-- hıı,o mu.. boşver takma kafana.. bekliyor ve biliyorduk nasılsa..

ir-- haklısın.. benim tepkimden çekindiği için,
 tunayı ve seni üzmemek için  eşini çağırmamış.. bu da birşeydir değil mi..

zübeyde-- evet,çok anlayışlıdır..
garip olmayan ve bizim kabul ettiğimiz bir hayat tarzı bu.. o bakımdan haklı..
boşanmak gibi bir seçeneğimiz yok.. hiç olmadı,olamaz da.. hal böyleyken marufa ;ayrı yaşayalım ,birbirimizi bir süre olsun görmeyelim ,dememe mana verememesi doğal..
benim şikayet edecek neyim olabilir ki.. yaptığımı tamamen şımarıklık..hamileliğin verdiği sıkıntı olarak değerlendirdi..  
ama çok bunalmıştım...İstanbula gittiğimi duyunca feci bozulmuş,inanamamış.. kızmış,küsmüş bana.. sanırım sende birşeyler söylemişsin..  iki ay hiç konuşmadık.. ihtiyaçlarımızı karşılıyordu ve nasıl olduğumu anneme soruyordu.. o kadar..
 ben de çocuklarımla konuşuyordum sadece.. " anne,özledik seni.. ne olur gel "demeleri bitirdi beni..
onların suçu ne.. hayattayken,nasıl mahrum bırakabilirim dedim.. kızım doğunca.. marufu aradım.. geldi.. işte böyle hayatım.. (kısık sesle) artık çocuğumun olmayacağını bilmiyor henüz.. yeter diyip,minik bir operasyon geçirdim ...

ir-- (gülerek) böyle bir habere sevinmem çok ironik.. ama çok iyi yapmışsın zübeydee.. maruf suçu kendinde ararsa,daha çok sevineceğim inan ki.. ayy süperr..

zübeyde--ir-- hah hah hah..

mr.anar-- irem hanım,rahatsız ediyorum ama..birşey sorabilir miyim..
ir-- (gülerek ) yasemin nerede mi diyeceksiniz..
mr.anar-- evett,nereden bildiniz..
ir-- içime doğdu.. (kapıdan içeri giren yasemini kaşımla işaret ederek) kim geldi,bakın isterseniz..

mr.anarın ,gülümsemesi.. bize yaklaşan tuna ve marufu görmesiyle,silindi bir anda..

zübeyde-- (kısık sesle) vaz mı geçtiniz..
mr.anar-- hayır..
ir-- (fısıldadım) o halde,sizi tutan nedir.. gidin ve fikrini öğrenin
(normal tonda ) bu civarda,mağaza bulursam sizi ararım mr.anar.. 
mr.anar-- (gülümsedi) memnun olurum,irem hanım.. sağolun..
ir-- rica ederim..

mr.anar yanımızdan uzaklaşınca..
tu-- ne istiyormuş..
ir-- burayı çok beğenmişte.. kendisi de,düşünüyormuş.. onu söyledi..

tu-- (gülümseyerek başını salladı sağa sola) inanılmazsın..
ir-- senin için.. sakin ve sessiz duruyorum ya.. bende kendime inanamıyorum..
tu-- anladım.. gülderen hanıma ne yapacağız..

ir-- ya yarın bakarım ,ya da evden  birşeyler götürürüm..
tu-- evden olmaz.. gözüme birşey çarptı.. gel bakalım..
ir-- fiyat fazlaysa almam,ona göre..

tu-- bilirim,o yüzden ben alacağım.. burada, bu şartlarda pazarlık yapılmaz.. hatta sorulmaz bile.. (ingilizceye geçti) beğendiğim bir takımı göstereceğim.. ireme izninizle..

maruf-- tabi tabi..
zübeyde--ireme  yakışır eminim..
ir-- sağol canım..

masaya yaklaştık.. diğerleri oturmuşlar,koltuklara.. mr anar da yaseminle konuşuyor..
kalabalık dağılmış.. biz bizeyiz.. " ee,ne yaptınız.. aldınız mı birşeyler".. dedim..
kevin ve sam almışlar.. güzide hanımla ,ceyda sipariş vermiş..

Hiç yorum yok: