Translate

27 Haziran 2012 Çarşamba

1275.bölüm..

bende indim otobüsten.. çabucak bakkala gidip;
su,kola.. plastik bardak.. peçete,soda..gazoz, bira..
tuzlu kraker.. büsküi vs. yeterli miktarda aldım..
adamcağız kasaları üst üste koyup.. el arabasıyla getirdi..
 yasemin de arka kapıyı açınca..
 otobüsün içine koydu..
ceyda- harun,çiğdem -yusuf bey de..  buzluğa yerleştiriyorlar..

 tuna da geldi,o sırada.. arabamın bagajını açıyor..
tu-- niye indin sen..
ir-- içecek aldım.. sen ne yapıyorsun..
tu-- (fıstık kasasını aldı ) fıstık istedim, demedin mi..

ir-- (gözlerim dolu dolu baktım ) ölürüm sana.. tek istediğim sensin..
tu-- (gülerek ) benim de,bunu koyayım onlar gitsin.. biz evimize çıkalım.. ne dersin..
ir-- müthişsin.. hah hah hah..

******
havyar, votka fıstık kasalarını otobüse  koyup..o da bindi..

tu-- gidebiliriz yasemin hanım..
yasemin-- tamam..

 hareket etti..  bizde arkaya geçip oturduk..
ir--cekedini çıkarsana tuna..
tu-- sonraa.. 
elimi beline dokundurduğum da ,"sonranın "nedenini anladım tabi..
ir-- ne bu..
tu-- tabancaa..
ir-- hadi ya,ben anlamamıştım.. niye aldın..
tu-- evde duracağına,yanımda dursun dedim..

belinden çekip,aldım.. çantama koydum..
ir-- çıkar şu cekedi..
tu-- emriniz olur..
ir-- pardon.. çıkarır mısın..
tu-- (gülümseyerek ) elbettee,neyi istersen çıkarırım..
ir-- hah hah hah.. 

tu-- (cekedi katlayıp,yukarı koydu..)harun,ne oldu.. kasayı nereye götürüyorsun..

harun--(gülerek) girişimcilik bulaştı.. satacağım ve parayı yasemine vereceğim..uygun mudur..

tu-- yok,sen madem istemişsin ..satma, dağıt..
misafir ediyoruz,para istemeyelim şimdi..  yasemin parasını alacak zaten..

harun-- (sesini yükseltip koridorda ilerliyor) bahadır holding misafirleri.. hayırlı yolculuklar dileriz.. ceydaa..

ceyda ingilizceye çevirince.. çok güldüler..
harun--bekir beyin,umut vakfına bağışladığı bu otobüsle ..Mersinde ağırlanabilmemizi
 en başta,irem ve tuna karaya..
bekir beye ve yasemin hanıma borçluyuz.. teşekkür ediyoruz.. 

alkışladık.. ceyda çevirdi yine..
cevdet-- harunn,birden ne oldu sana.. faaliyete geçtin..
harun--  o sizleri tanıma süreciydi,cevdet bey..
 ama şimdi bende zekeriya gibi,etkilenmiş olabilirim.. dostlarıma laf söyletmem,madur etmem.. demek.. hatta birisini tabiri caizse  -fırçalamak - hergün karşılaştığımız bir olay değil..

mustafa-- neden bahsediyorsun,harun..
ir-- harunn, geç bunları..sen  soğukk, buzz gibi  biraları versene..herkes yandı.. 

tu-- içecek misin..
ir-- hayır..

güngör-- niye,sen içmezmisin..
ir--  içmem güngör bey.. alkolle aram hiç yok.. az bile olsa,dağıtma potansiyeline sahibim..

bekir-- bir kere dağıtmak da gerekiyor canım..
tu--  aynı fikirdeyim.. ama irem kötü dağıtıyor..
çiğdem-- o halde,bu gece dağıtmanın tam zamanı..
güngör-- bir özelliği mi var bu gecenin.. yıldönümünüz falan mı..

tu-- hayır güngör bey.. bu sabah bir davamız vardı da..
öğlene kadar,çok aksiyonlu bir zaman dilimi geçirdik.. ikimizde sarhoş gibiyiz..

bekir-- belli etmiyorsunuz doğrusu..
ir-- içi bizi yakar hesabı,bekir bey..
mustafa-- sonuç ne,peki..

tu-- lehimize ,kazandık ta..
bekir-- halitle ilgili olan mı..
tu-- evet.. o yüzden pek sevinemedik..

yusuf-- hadi harun,ver artık..
philip-- bize dee..
tu-- (ayağa kalkıp) bende fıstık vereyim bari..
ir-- çiğdemm,bak buldu..
çiğdem-- hayret ve hayranlıkla izliyorum.. bravo doğrusu..

yusuf--neyi..
çiğdem-- yusuff.. kuzular nasıl ses çıkarırlar..
yusuf-- bu nasıl soru çiğdem..

ir-- olmazz,öyle demeyecektin.. benim gibi istesene..
çiğdem-- bu haliyle bile söyletemedim ki..

yusuf-- sıcak mı çarptı seni..
çiğdem-- of yusuf,offf..

tu--ir-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: