Translate

27 Kasım 2012 Salı

1484.bölüm..


onlar tokalaşırlarken.. bende arabamı çıkardım garajdan.. tuna geldi yanıma..

tuna-- telefonu deneyelim.. ara sen..
irem-- (alıp tuşlara bastım .. tuna da,arabasının camından eğilip açtı )tamam mı..
tuna-- tamam.. (yanıma geldi tekrar.. bende indim ) nereye götürelim..

irem-- gezdirirken ne istediklerini sor,bende sorarım.. karar veririz..
tuna-- sen rekine nereyi tahsis etmeyi düşünüyorsun.. yeri görmek istediler..  o da,irem hanım biliyor dedi..
irem-- mustafa beylerin bloklarının yanını düşündüm de.. Adana tarafı mı,Mersin tarafı mı uygun olur.. kararsızım..  beş dönüm açık,bin metre kare de kapalı alan olacak..

tuna-- Mersin tarafı olsun,o halde.. diğer taraf için.. planlarım vardı ya.. projelendirildi de.. bozmayalım ..
irem-- pardon,unuttum onu..
tuna-- (gülerek )cezalandırılacaksın..
irem-- başımla beraber,ağam..
tuna-- (güldü ) sus, geliyorlar..

********
benim arabaya mehmet,faruk bey ,philip ve elizabeth bindiler.. tabancayı verdim hemen..
tunanın arabasına da.. davut bey,rekin..mr.gardner ve mr.falke oturdu..

arka arkaya hareket ettik.. tuna öne geçti.. bulvarda ilerliyoruz.. ilerideki istasyondan, benzin almam lazım..

irem-- yiyecek olarak tercihiniz nedir.. ona göre yer seçeceğiz..
mehmet-- fark etmez benim için..
faruk-- kebabınızın tadına bakabiliriz..
philip-- bizde uyarız,değil mi liz..
elizabeth-- evet.. (yan taraftaki iki katlı binayı gösterip )irem bak,burasını uygun buldum.. bağımsız ,bahçeli ve içi geniş,kullanışlı..
irem-- güzelmiş, anlaştınız mı..
elizabeth-- biz anlaştık da.. finansör olarak noktayı sen koyacaksın..

irem-- (güldüm )  peki,koyarız..
mehmet-- ne olarak kullanacaksınız hanımefendi..
elizabeth-- anaokulu açacağım,mehmet bey..

faruk-- iyi fikir de, layıkıyla yapmak için şartları çok ağır.. sorumluluk alıyorsunuz.. öğretmen-eğitmen bulmanız önemli..

irem-- elizabeth ; o dönem çocuklarına  temel eğitim verebilecek.. disiplini ve sevgiyi dengeleyen..
tanıdığım en iyi öğretmendir faruk bey..
kolejde beş yaşından,on sekiz yaşına kadar ceydayla benim öğretmenimizdi..
layıkıyla yapacağına inandığım için ,sponsorluk teklif ettim.. eğitim vakfı kanalıyla ,şartları ben sağlayacağım.. gelecek minikler için,o büyük bir şans.. bence..

elizabeth-- sağol..
irem-- rica ederim.. ben de sizin gibi.. iltifat etmem bilirsiniz..

faruk-- tebrik ederim,öğrencinizden duymak çok güzel olmalı..
elizabeth-- teşekkür ederim.. tabi çok güzel.. öğrencilerinize bilgilerinizi aktarıyorsunuz da,
onların kapasitelerine göre almaları farklı oluyor.. irem de o konuda bir istisna.. yetenekli,hıslı ve çalışkandır.. ondan çok daha fazlasını bekliyorum ve sözünü tutacak eminim..

irem-- inşallah.. batu beyi,susturmak için bile yapabilirim..
güzide hanıma söylemiştim de,onu atlamışım demek ki.. haberi var sanıyordum..

elizabeth-- ben ilişiğimi kesmek için,İngiltereye gideceğim..
gün kararlaştırmak üzere mr.simithi aradım.. o haberdar olmuş ve çok sevinmiş..
bir günlük de olsa,beraber gelin.. gelecekte çalışacağı yeri gösterelim irem hanıma dedi..

irem-- (güldüm) sağolsun ,beni de aradı çağırdı ama.. kasımda belki olabilir dedim.

tuna benzinliğe dönmeyince..ben sinyal verip,döndüm.. o da ileride durdu..

kapağı açıp indim.. görevliye doldur diyip.. çantamdan cüzdanımı alırken....
tuna geliyor baktım ki..

irem-- senin de alacağını düşünmüştüm..
tuna--(geldi yanıma ) ben sabah aldım.. senin alacağını atlamışım.. pardon..

irem-- (gülerek ) berabereyiz..  kararları ne.. bizde kebap olabilir dediler..
tuna-- bizde de.. ne dersin satılmış amcaya götürelim mi.. havaalanı da yakın,bizde çiftlikte kalırız..

irem-- (gökyüzüne baktım.. hava bulutlanmış,yağmur yağacak sanki ) ukalalık etmeyim,hava uygun mu..  sence.. faruk beyin ve philiplerin de dönmeleri gerekir...

eğildi,arabanın içine..

tuna-- faruk bey,ne zaman dönmeniz gerekiyor..
faruk-- arabam havaalanı parkında zaten.. onları yolcu ettikten sonra, gidecektim tuna bey..
gitmeyeyim mi..
tuna-- (gülümseyerek ) alkol alabileceğimiz bir yere gidersek.. dönmemeniz sorun olur mu diye,sormuştum..
faruk-- yok,olmaz.. sabah ta gidebilirim.. ama otele giderken.. sizin için sorun olur sanki..

tuna-- otele götürmeyeceğiz.. philip,çiftlikte siz de kalırsınız değil mi..
philip--  sağol tuna ama biz huysuz ihtiyarlar olarak.. kalamıyoruz.. başka yerde.. yatta kaldığımızda, iyice anladım..
tuna-- peki,göndeririz sizi..

görevliye parayı verdim.. o arada..

tuna-- irem üşürüm dersen.. önce çiftliğe uğrayalım..
irem-- uğrarsak gecikiriz.. moralim de bozulur.. cekedini verirsin değil mi..
tuna-- ceket feda olsun sana..
irem-- (kısık sesle )sağol ve sakin ol.. bakıyorlar..
tuna-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: