Translate

30 Kasım 2012 Cuma

1486.bölüm..


mehmet-- bir aksilik olursa.. tuna bey kurtarır sizi..

irem-- biliyorum beyler,şuan için sorun yok.. arabamız güçlü, telefonumuz var.. kalsak dahi kurtaracak kişiye ulaşabiliriz..
üç yıl önceki olay farklıydı.. araba binek tipiydi.. gece feci yağmur yağıyordu ve birden çamura girdik.. bataklık gibi gömüldük adeta.. telefon da olmayınca ,kurtulmamız maceralı olmuştu..
sonrasında; bu şartların çok daha ağırında..  kötü ve derin izler bırakan bir olay yaşadık.. malesef..
(içimi  çekerek )  her yağmur yağdığında,tedirgin oluyorum.. hatıralar,canlanıyor yeniden..
tuna da bildiğinden,arar.. neşelendirip,kamufle etmeye çalışır sağolsun..
batu bey de,siz de.. birbirimize nasıl zaman ayırabildiğimizi sormuştunuz ya..
biz her şartta,birbirimize ulaşırız.. gün içinde,sesimizle dokunuruz.. kalplerimize.. sıkıntımızı giderir ,moral buluruz.. ben ona,o da bana destektir daima.. yoksa bu ritme dayanamazdık..

mehmet-- imrendim,allah bozmasın..
faruk-- darısı bize olsun.. karşılıklı olmak şartıyla..
philip-- elizabeth--irem--mehmet--  aminn..


satılmış dayının yerine yaklaştık,yine kalabalık.. arabalar dizilmiş..

mehmet-- bu kadar yol geldiğimize ve kalabalığa bakılırsa.. seçiminiz isabetli..
irem-- damak tadı tabi.. ama beğeneceğinizi düşünüyoruz..
telefon çaldı yine..

faruk-- tuna bey,geldik diye.. ikinci morali verecek sanırım..
irem-- mehmet--philip--elizabeth-- hah hah hah..

irem--(açtım) efendim..
erol-- merhaba.. irem hanım..
irem-- merhaba erol bey.. özlettin kendini..
erol-- bende özledim.. bir yağmur sesi geliyor sanki.. sen neredesin..

irem-- benn ,çiftlikten daha ileride bir yerdeyim..yağmur yağıyor, misafirlerimizle yemek yiyeceğiz.. buyur gel.. zembil uygun olur.. arazi boş.. satılmış dayının yerine, nokta atışı gibi inersin..

erol-- hah hah hah.. sağol biz İstanbuldayız,canım..
irem-- niye gittiniz demeyeyim de.. kötü bir durum yok değil mi..

erol-- yok yok.. bayram için geldik.. hüseyinin bebeğinden haberin vardır.. sevinç görmek istedi.. şimdi hastanedeyiz..
irem-- (durdurdum arabayı,yolun ortasında ) dayııı.. ne oldu.. bebek iyi mi.. kalbim ağrıyor,çabuk söyle..
erol-- dur kızım.. müjde vereceğiz şurada..

irem-- ohhhhhhhhhhh.. ne istiyorsan,senin olsun.. yüreğime indirecektin.. bu bana reva mı ya,sanki hassasiyetimi bilmiyorsun.. (hareket ettim.. tuna park etmiş.. beni bekliyor)

erol-- iki öpücüğe anlaşırız.. yengen de,fatmayla konuşuyor şimdi..
 bebek gayet iyiymiş.. nefes alışıda düzelmiş..  bülenti ve doktorları tebrik etti..  anne-bebek hissiyatı var ya..  fatmanın buraya gelmesinin, ikisi için de..iyi sonuç vereceğini düşünüyor..
eğer gönderebilirseniz.. bülent onlar için oda ayarlayacakmış.. sormak için aradım..
tunayla konuş da,haber ver.. bülente.. birazdan gideceğiz biz..

irem-- konuşmaya gerek yok.. fatmanın durumuna, yengem onay veriyorsa.. en kısa zamanda gönderirim ben.. bülent ayarlamayı yapsın..

erol-- sevinç de,onu anlamak için konuştu zaten.. gelebilirmiş..

irem-- (park ettim.. şemsiyeli garsonlar.. kapıları açtı.. inerken ıslanmasınlar diye.. tuna da,şemsiye ile benim kapımı açtı.. ) dayım.. sende,yengemde sağolun.. bülente hakkını hiç ödeyemeyeceğimizi söyle..
allah çocuklarına kavuştursun.. öptüm öptüm seni.. tunayla konuşup, göndereceğim ben..  fatmaya söylemesin yengem.. hoşçakal..

erol-- güle güle.. sende sağol.. öpüyorum,selam söyle.
irem-- as..

kapatıp,çantamı aldım.. indim arabadan.. ıslanmayayım diye,sarıldı belime..
etraflarına bakarak.. çardağın altında bekliyor, diğerleri de..

irem-- (mırıldandım)  dolaşsaydık.. hazır samimi olmuşken..
tuna-- (gülerek ) gece yapalım olur mu..
irem-- hıı,adamları ne yapacağız..
tuna-- kilitleriz odalara..

irem--tuna-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: