Translate

30 Kasım 2012 Cuma

1488.bölüm..


bir kahkaha yükseldi bizimkilerden.. nasıl gülüyorlar.. tuna da yerine oturdu.. parmaklarımın arasından görüyorum..
tuna-- afedersiniz.. birden yanlız olduğumuzu sandık..
irem-- hep benim suçum..
tuna-- suç değil de.. feci daldık.. hele ben nasıl düştüm bu duruma bilmiyorum..

mr.gardner-- haliniz çok doğaldı.. ben uzun zamandır.. eşlerin,içtenlikle  birbirlerine konuşmasına ve bakışına tanık olmamıştım.. bu çok güzel birşey.. herkes yaşayamıyor..
dediklerinizin içeriğini bilmiyorum ama sevginizi hissettim.. lütfen , rahat olun..  affedecek bir durum yok..

rekin-- vahidenin anlattığı kadar varmış.. bu basitlik değil,aşktı.. bundan utanılır mı hiç..
mehmet-- katılıyorum..
faruk-- bende, birbirinizi teselli edişinize hayran oldum..
philip-- aynı bizim gibilerdi değil mi liz..
elizabeth-- evet,canım..
davut--  bizler birbirimize böyle bakamadığımız için,yürütemedik  zaten.. (kadehini kaldırdı ) ömür boyu  sürsün, sevginiz.. şerefinize..

kaldırdılar kadehleri,bende kola bardağımı aldım.. bakışlarım masada.. bir yudum aldım.. satılmış dayının gelişi kurtardı beni/bizi..
tertemiz giyinmiş..
satılmış-- hoşgeldinizz..
tuna-- (kalktı elini öpmeye çalışıyor,öptümedi .. sarıldılar,birbirlerine) hoşbulduk dayı.. bayramın mübarek olsun..
satılmış-- sağol oğlumm.. sizinde..
irem-- (bende kalktım,tokalaştık ) nasılsın dayı.. maşallah çok iyi görünüyorsun..
satılmış-- sağolasın gelinim.. sizi gördüm ya,ondandır.. oturun oturun..
( diğerlerine de başıyla selam verdi )oğlum, içeriye de geçebilirsiniz..misafirlerini üşütmeyelim
 yada üstünüze buranın şallarından da verebiliriz..

tuna sordu,içeriye girmeyelim de şal alalım dediler... satılmış dayı seslendi garsona.. şallar için..

satılmış-- kebaplarınızı pişiririyorum da..  yemeğim ,çorbam,saç kavurmam da var..
tuna-- sen nasıl gönderirsen.. yeriz.. ama az olsun da.. kebapları yiyebilelim..
satılmış-- tamam.. afiyet olsun..

garsonlar,bize bir sofra hazırladılar.. inanılmazdı..  kuş sütü eksik derler ya.. aynen öyle.. beş yıldızlı otel hizmeti veriyorlar sanki..

acıkılmıştı da tabi.. çorbalar,mezeler salatalar.. yoğurtlu çeşitler..  patlıcan oturtma ve pilava bayıldık.. hepsinden ikişer kaşık koydular tabaklara..
sonra ortaya küçük saçlarla üç kavurma geldi.. yufka ekmeklerle.. biz de karınca sürüsü gibi.. anında tükettik..

içkiler yenileniyor devamlı.. sohbet,bol kahkaha.. arada bir bize takılıyorlar..
gayet hoş ve samimi bir ortam oluşu yani.. karınlarda doydu.. kebapları hemen gönderme dedik..
müşteriler de,gidip geliyorlar ve her daim dolu maşallah.. yağmur da, nefis yağıyor.. dinlendiriyor insanı.. lambalar yandı..  toprak yolu da ışıklandırmışlar.. şallarla,üşümüyoruz da. keyifler yerinde..

mr.gardner-- burası  inanılmazmış..  böyle hizmeti beklemiyordum açıkçası..yediklerimiz de kusursuzdu..  beyefendi diğer müşterilerine de  aynı şekilde ilgili..işletmecilik yönü de süper.. herkesi tanıyıp,konuşuyor..  ona,bir restoran açmak lazım.. niye  yardımcı olmuyorsunuz tuna bey..

davut-- ben otelime aşçı olarak.. istediği şartlarda alabilirim.. çok beğendim..
mehmet-- harcanıyor burada.. İstanbulda bile böyle kaliteli ahçıyı,  hizmeti bulmak .zor..

tuna-- teklif yapabilirsiniz de.. gideceğini hiç sanmam.. (sigarasını söndürdü ) satılmış dayı,babamın arkadaşıydı.çocukluğumdan bu yana tanırım.. lokanta çalıştırırdı,yılların aşçısıdır..
elinin lezzeti var , işi de iyi  bilir..
 hayatın iniş çıkışları içinde.. arkadaşlara,alışkanlıklara kapılıp.. elindekileri kaybetmiş..  benim İstanbuldan döndüğümde haberim oldu.. görmeye gittiğimde,hayattan  bir beklentisi kalmamış..
bitmişti..  beni bile zor tanıdı.. teklif ettiklerimle de,hiç ilgilenmedi..
hayata tutunup,yaşamaya istek duyabilmesi için.. uğraşısı olması lazımdı..
burayı ona verdim..  evi yapıldı.. kahya da her ihtiyacını karşılayıp.. eski müdavimlerine ,haber ulaştırdı.. arkadaşlarının gelmelerinden de moral bulup, toparlanmış..
kahyadan kendi bahçesindeki  toprağı ekmeyi,ürünü satmayı öğrenmiş ve faaliyete geçmiş..

para kazanmaya başlayınca ,gerekenleri almış bütçesine göre..
burasını bir kaç ayda bu hale getirmiş.. eserini göstermek için,
beni  yemeğe çağırdı.. gerçekten çok iyi görünüyor ,yüzü gülüyordu..
 eskiler,yeniler.. içki sofrasında epeyce konuştuk..

anladım ki.. o burada çok mutlu.. benimsemiş..  ticari kaygı taşımadan.. gelenleri dost görerek, rızkı kadarını kazanmak istiyor..
"senin gibi aşçı mı var.. elbette başaracaksın dayı..
duvar örülsün,perdeler .. örtüler,halılarla senin de için açılır ..gelenlerde rahat eder.. mutfağını genişlet,araç gereç te al.. herşey emrinde ,derhal yapalım"  dedim..

"yerimin makyaja ihtiyacı yok ..olanlar,yeter.. buraya beni bilenler, lezzet için.. gelecek.. temizliğe önem veririm,perde halı isteyenler başka yere gitsin..  birkaç ay idare et de,sonra kiramı da ödeyeceğim..  alacağına söz vermezsen.. herşeyi bırakıp giderim"  dedi..
(gülerek ) bende; ömür boyu sabit kalmak ve  kirayı benim belirlemem şartıyla, tamam dedim..
sarhoştu, pek anlamadan kabul etti..


irem-- çiftlikteki dokunulmayan,bir liralar.. kira mı..
tuna-- hımm..
mehmet-- buna içilir işte..

tıklatıp içtiler..

Hiç yorum yok: