Translate

30 Kasım 2012 Cuma

1489.bölüm..


davut-- adamcağız,yeniden doğmuş..mutlu, gözü de tok..  tekliflerimizle ilgilenmez..  ama hala bir eksik var sanırım..  hiç kadın görmedim..

tuna--(güldü )  o işler ilgi alanıma girmiyor, davut bey.. ona karışamam..
irem-- necla ablayla görüştürsek mi tuna.. sevaptır..
tuna-- hayır kesinlikle olmaz.. ne çabuk unuttun,dediklerini.. öyle sevap alma,istemiyorum..
irem-- hıı,haklısın.. ben karışmayayım da..
tuna-- iremm,unut lütfen..

mahmut-- oo,kimleri görüyorum..
tuna-- mahmut bey,güzide hanım.. bu ne güzel sürpriz..

kalktık ikimizde.. tokalaşıp,bayramlaştık.. selamlaştılar diğerleriylede..

irem-- siz nereden biliyorsunuz burayı.. çok şaşırdım..
mahmut-- hara karşı tarafta,pek de uzak değil..   geliriz biz.. bende sizin bilmenize şaşırdım..
irem-- arazi bizim,mahmut bey..içindekini bilmesek olur mu hiç..
mahmut-- pardon,haberim yoktu.. hasat yapılırken.. biçerdöverin içindeki de siz miydiniz yoksa.

irem-- yok,bana burayı vermediler.. başka yeri topladım ben.. bir bayan mı vardı,biçerdöverde..
mahmut-- evet..
irem-- işçiler,belki eş yardımlaşması yapmışlardır.

faruk-- siz,hasat mı yaptınız..
irem-- evet,bu yıl bifiil çalışıp.. yüzlerce kişiyle, buğday hasatı yaptık..  tuna şura ya katıldığı için yoktu.. ama  müthiş destekçilerim vardı,yardımlarını esirgemediler..
pamuğa da,ben yardım edemedim..

faruk-- bravo doğrusu..
irem-- teşekkür ederim..

tuna davet etti,biraz oturalım dediler.. masa sandalyeler geldi.. birleştirildi.. oturdular..

irem-- tanıştırayım sizleri.. (tek tek tanıttım.. selamlaştılar.. )
philiple elizabethle konuşulurken.. diğerleri de başladılar sohbete..  bize de hayırlı olsun dediler..

satılmış dayı onlara da ilgilenip,beraber mi oturacaksınız diye sordu..
tuna-- bize tabi değilsiniz.. arzu ederiz de,ayrı da oturabilirsiniz.. size engel olmayalım ..

oturalım dediler.. masaları donatılırken.. sohbet de koyulaştı.. kebaplar da nefisti.. doğrusu..  şen şakrak yenildi..

arabadan gelen telefon sesini duyunca.. kim aranıyor diye dinledik..

irem-- sana..
tuna-- izninizle..
gitti aceleyle.. oturdu,konuşuyor. bende görüyorum.. gülse rahatlayacağım da,ciddi hala..

güzide-- irem hanım,size bir haber vereyim de.. sevinin..
irem-- ihtiyacım var sahiden.. çiçekle mi ilgili yoksa..

güzide-- yok malesef.. bugün geldi,bayramlaştık..  daha ben sormadan.
"üzgünüm ve çok özür diliyorum böyle davrandığım için..bana güvendiniz ama ben kendime güvenimi yitirdim..çalışamayacağım" dedi..  diğer konu diyecek oldum.. lafı geçiştirdi.. ve gitti..

irem-- bize de geldi de.. hiç konuşamadık,burhanı.
kızkardeşlerin gittiği dershanede iş bulmuş.. beraber gidip geleceğiz dedi..
ben burhanın ,kayıtsız olduğunu düşünüyordum ama değilmiş...
son şans için,mutlaka buluşturmam lazım..yoksa çok yazık olacak..
siz ne söyleyecektiniz..  (mahmut beye bakarak ) havuz başında şenlik mi var yoksa..

mahmut--güzide-- hah hah hah..

mahmut-- ben istiyorum da,güzide menüyü düşünüyor sanırım..
mehmet-- hiç sorun değil.. satılmış dayı yapar..

bir kahkaha yükseldi bizim masadan..

faruk-- efendim sakın yanlış anlamayın.. mr.falke,mr.gardner.. ben,davut ve mehmet beyler bekarız..
mr.blaunt evlenecekmiş,onu saymadım.. sizinde niyetiniz olduğu anlaşılıyor..
bir an önce,havuz başında nasıl şenlik yapılıyor görsek de tecrübelensek diyoruz..  tek amacımız o..

mahmut-- inşallah sizleri de davet ederiz,faruk bey..
havuz başında bir başka arkadaşın yaptığı şenliğe çok imrenmiştim..
 irem hanımda dua etmişti.. ondan sordu... ama havuz başı olması şart değil.. amaca uygun şenlik olsun yeter..

davut-- yani ,gelecek yazı beklemek istemiyorum.. diyorsun.. kolayı var arkadaşım..
kapalı kavuzda yaparız.. İzmire,otelime  gelin..

mahmut-- çok teşekkür ederim ,güzide tamam desin.. geliriz..
faruk-- Ankara daha yakın.. madem sadece şenlik yeterli.. bende beklerim..
mehmet-- arkadaşlar,iyi niyetle davet ediyorsunuz ama   güzide hanıma baskı gibi oluyor.. bunaltmayın kadını.. belki arkadaşları vardır,değil mi..

kahkahayı tahmin edin artık..

Hiç yorum yok: