Translate

24 Ocak 2013 Perşembe

1594.bölüm..


ufuk-- ela üzüldü,ağladı.. bunaldım ,dışarıya çıkalım dedi.. bende seni istedim.. geldik.. iremmm, beni sevmeyecek misin artık..

irem-- ben seni her zaman seveceğim.. bundan emin ol.. ama yaptığın çokk yanlış.. söylemek zorundayım..
bize zarar verecek kişiler olabilir ve istemeden sen bunu sağlamış olabilirsin..
şunu anla ki; özel durumlar hariç..hiçbir mektup,bir günde İstanbula gitmez ..  cevap da gelmez..
üstünde isim adres ,pul olmadan gelen/bırakılan /gönderilen zarf  kime ait olduğu bilinmediğinden şüphelidir,açılmamalıdır... gerçek mektup değildir..
annen göndermiş bile olsa.. mutlaka büyüklerine haber vermen gerekir.

bana söz ver,bir daha asla gizli birşey yapmayacaksın.. suçlu olursun..
eladan,babandan.. menekşe den,gönülden benden..orhan,eren ve tuna amcan haricinde kimseden..
birşey almak,vermek..  yok.. yemek içmek,yok..  her şeyi anlatmak,yazmak.. inanmak yok..
sadece bize -her ne olursa..- kısıtlamadan,saklamadan dürüstçe bildiğini anlatacaksın.. tamam mı..

ufuk--tamam, söz.. sarılabilir miyim sana..
irem-- (açtım kollarımı,sarıldık sımsıkı.. öptüm,kokladım.. telefon çaldı o sırada.. )şunu açayım ufuk.. ( ahizeyi aldım,tuşa basıp ) alo..

tuna-- burada işlem, tamam.. son mektubunda neler yazmış, bir bilsen.. şok olduk..  (içini çekerek ) gelin hadi,yemek yiyelim.. dışarıya hazırlattım..
irem-- anladım..

kapatıp.. kucağımda ufukla odadan çıktım..  sehpaya koymuşlar yine çantayı..

ufuk-- ela neredee.. gitti mi yoksa.. ..
irem-- gitmemiştir.. çünkü üzülmesine sebep olsan da.. o da seni çok seviyor..
bir özür borçlusun ona.. ve yanlız kaldığınızda..  elaya da,babana da bu olayı anlat.. tamam mı..
ufuk-- tamam..

indirip.. elinden tuttum.. mutfaktan geçip.. bahçeye çıktık..

aykut,ersin bey.. dayım, rekin.. nedim bey..ela..tuna..said ..  personelim hepsi oturmuş ,bizi bekliyorlardı..
songül, derya.. yasemin.. yemek servisi yapmak için kalktılar.. turgutta ekmek sepetini uzatıyor herkese..

ufuğun elini bıraktım.. elanın yanına gidip.. özür diledi,sarılıp.. öptüler birbirlerini..  yanına oturdu..

ela-- iremm.. sağol..
irem--sende..
said,hoşgeldin.. nasılsın..

said-- hoşbuldum irem hanım.. iyiyim de,siz değilsiniz sanki..

irem-- ne diyebilirim,haklısın.. beyler,geciktiğim için kusura bakmayın..
aykut-- (güldü ) rica ederiz.. biz çok memnunuz halimizden..

irem-- (gülümseyerek ,ingilizce konuştum )mr.blaunt ,afedersiniz.. plansız gelişiyor bazı şeyler..
mr.blaunt-- önemli değil irem hanım.. tuna bey bahsetti..

tuna--(elini uzattı.. tuttum ) gel otur,düşeceksin neredeyse..
irem-- (oturdum yanına ) aynen öyle.. bayılmak üzereyim..