Translate

23 Ocak 2013 Çarşamba

1588.bölüm..


onlarda,bahçede gülçine silahlarını veriyorlardı.. kapının önündeyiz ,görüyoruz..
kağıt havlu ile tutup.. plastik kutuya yerleştiriyor..

irem-- vahide hanım.. kasaptan kemikli et aldır da.. haşlayıp..
max ve tinaya ziyafet çekelim.. hakettiler.. şu görüntü ömre bedel..

vahide--(gülümseyerek,fısıldadı ) hoşlanmıyormuşsunuz gibi bir his var içimde..
irem-- yokk canımm..

o gidince..
nedim-- ama birçok konuda yetkilerini sonuna kadar kullandılar,irem hanım..
mesala sınava girmenizi onlara borçlusunuz.. en önemlisi hayattasınız..
tabi erol beyin katkısını gözardı edemeyiz de.. böyle yani..

tabancaları vermelerine rağmen.. kurtlar geçişlerine hala izin vermeyince..
erol-- iremm..birşey yap..

irem-- gidelim nedim bey.. (yanlarına gidip tokalaştık.. hoşgeldiniz dedik)
lütfen aldığım önlemler için.. kusura bakmayın.. çok çektim biliyorsunuz..
max ve tina izin vermediklerine göre..  hala sizde tehdit algılıyorlar.. içeri mümkün değil giremezsiniz..
o unsur her ne ise..  mesela cekedinizdeyse.. çıkarın.. arabanıza koyun, sizi buyur edelim..

aykut-- (gülerek ) başını okşasam..
irem-- sonuç değişmez..
ersin-- tabancamızı  nerede muhafaza edeceksiniz gülçin hanım..
gülçin-- kasada efendim..
ersin-- lütfen dikkat edin,aldığınız çok büyük bir sorumluluk.. bizimde,sizinde başınız yanar..
gülçin-- biliyorum efendim..

aykut-- siz onları içeriye götürün.. bizde burada konuşalım.. olur mu..
irem-- benim için,sorun yok da.. belki onlar için vardır.. koltuklara doğru,yürüyün.. deneyelim..
max ,tina durun..

onlar koltuklara oturunca..
tinayla maxin başını okşadım..
irem-- aferin size..

bende gittim yanlarına..  iki ikili.. iki tekli koltuk var.. ağacın gölgesinde..

dayımla ,aykut bey.. ersin beyle de nedim bey yanyana oturmuşlar..
karşılarındaki tekli koltuğa oturdum..  ortada sehpa var.. diye kurtlar onları görecek şekilde oturamadılar.. etrafımızda,döndüler .. döndüler..
 max kucağıma atladı ,bir anda.. yerleşmeye çalışıyor..
.. başına arkadan bakıyorum.. önümde iki kulak.. beni saklıyor kendince..  tina da tekli koltuğa çıkınca..

aykut--tam eğitimli çok kurt gördüm de,böylesini hiç görmedim..
bütünleşmişsiniz,sizi çok seviyorlar.. canı pahasına koruyor sizi..  kim eğitti bu kurtları..

irem--(aykut beyi görmek maksadıyla ..maxin kulaklarını,iki yana  yatırıp.. ) kurtları,köpekleri bende çok severim.. diğer büroya hırsız girdiğinde  aklıma geldi.. burhanın eğitmenlik yaptığını duyunca.. ondan istedim..
max ,ilk defa kucağıma çıkıyor.. tabancayı verdiniz de,yedek mi var yoksa..
bu sıcakta.. elli kilonun altında eziliyorum,
ben kırksekiz kiloyum haberiniz olsun.. bayılacağım neredeyse..

aykut-- ersin,çıkar şunu ..
irem--  bir dakika çıkarmasın,alıp ..çöp kutusuna atıyor..  maxxx.. in aşağıya daraldım..
erol-- irem,bir çare bul.. zamanımız az..
irem-- dayı çare; tehdit unsurunu arabanıza bırakıp,içeriye  gelmeniz.. söyledim ya..
bu halde,nasıl dinleyeyim sizi..
erol-- tamam..

maxi indirip,kalktım.. binaya doğru yürürken.. kurtlarda benimle geldiler.. onlarda ceket çıkarıyorlardı..

beyler köşke girdiklerinde de.. sessizce kapıda bekledi kurtlar..
 gülçinin monitöründen baktım bende.. temizler..

aykut-- ne kadar zormuş,buraya girmek.. merhaba arkadaşlar..
vahide-- merhaba beyefendi.. birde tabancasız gelmeyi deneyin,ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz..
ersin--  dediğiniz,güvenlik açısından sakıncalı..
ama kurtları öğrendik,bir daha geldiğimizde.. arabada bırakırız..

irem-- evet,lütfen.. hem ezildim,hem kirlendim.. yukarı çıkalım,siz soluklanırken..
temizleneyim bende..

erol-- kahve de ikram edersin, değil mi..
irem--(gülerek ) dayıcığım,gelmiş tabi ki ederim..