Translate

28 Ocak 2013 Pazartesi

1601.bölüm..


hızla merdiveni çıkıp, odama girdim..  monitörü açınca da..vahide hanımı aradım..

vahide-- bahadır holding buyrun..
irem-- benim,adımı söyleme.. ve o kızı, derhal gönder..  işe asla almıyorsun.. ararız de..

vahide--.................... merhaba,nasılsınız..
irem-- sizi görüyor ve duyuyorum.. tijen hanımı,çok iyi tanırım. beraber okuduk..  o, çalışılacak birisi değil..
vahide-- biz de iyiyiz.. .............. peki,söylerim..
irem-- son birşey..  yöneticinin ben olduğumu ,biliyor mu..
vahide-- söz konusu olduğunu,sanmıyorum..

tuna rekin ve nedim bey içeriye girince..
irem--(elimle toplantı masasına işaret ederek ,kalktım ayağa) tamam.. kimseyi konuşturma.. oyalanma ve acil olmadığı taktirde telefon bağlama..
vahide--görüşürüz, size de.. iyi günler..

kapatıp.. elimde klasörler ,sözleşme ve dosyalarla masaya geldim..

irem-- (rekin sağımda,nedim bey solumda.. tuna ayaktaydı ve koltuğumu çekti.. sağol diyerek oturdum,yerime ...elimdekileri masaya bıraktım.. ingilizce olarak ) bu gün
olanlardan dolayı... sizi bekletmek zorunda kaldığım için,özür dilerim mr.blaunt..

rekin--(gülümseyerek) ben hiç şikayetçi değilim..
irem-- anlayışınız için,sağolun.. (nedim beyin yanında oturan, tunaya bakıp.. ) klasörlere bak,istersen..
tuna-- gerek yok .. aşağıdaki kimdi de.. görünmemizi istemedin..

irem-- tijen miş..
tuna-- (gözlerini açarak ) tijen ? iş mi arıyormuş,başka birşey mi..
irem-- bilmem ama aradığını bulamayacağı kesin..
tuna-- (gülerek ) şimdi sürprizz diyerek içeriye girermiş..

irem-- (bende güldüm ) hayatının hatasını yapar herhalde..
rekin ve nedim bey de.. benim bir başka yönümü keşfederler..
bu sefer sen bile engel olamazsın bana..

tuna-- hah hah hah..

nedim-- tijen her kimse..ikiniz de tanıyorsunuz anladığım kadarıyla..

irem--evet.. ben hastaneden çıktığımda.. yorulmamam için.. tunanın ne ihtiyacı varsa,yapmaya/ sağlamaya  gönüllü olduğunu.. bana söylemeye cesaret eden.. çok iyilik sever bir arkadaşımdır kendisi.. pek severim..
nedim-- (gülerek ) belli oluyor.. gelmesi tesadüf mü,bilinçli mi acaba..

irem-- sordum vahide hanıma.. sanmıyorum dedi..
ama bilinçli gelmişse bile,belli edeceğini de ben sanmıyorum..

tuna-- elde edeceği ne var ki.. hiç.. beklentisinin olması da,söz konusu değil..
irem-- evet,bekleyip göreceğiz.. (ingilizce olarak )  mr.blaunt.. gönderdiğiniz evrakları inceledim ve kararımı.. yönetim kuruluna da danışarak verdim.. fabrika yönetimi,idaresi ve % 51 hisse sizde kalmak şartı ile.. % 39 hisseyle  ortağınız olmaktan mutluluk duyacağım..


mr.balaunt--(güldü )  çok sevindim,irem hanım.. umarım ortaklığımız , hayırlı olur.. ayrıca vahideye ,alma nedenimden bahsetmediğiniz için de teşekkür ederim..  az önce yine sordu çünkü.

irem-- o, çok hassas..kırılgan..  siz demeseniz bile söylemezdim.. ama değer vermenizden de.. çok memnun oldum doğrusu.. konuyu açılmamak üzere kapattık.. şimdi ,bankaya yatırmamı istediğiniz meblayı duymak istiyorum..


mr.blaunt-- bu çok ani gelişen bir durumdu.. hemen yada hepsini birden yatırmanız planlarınızı bozabilir.. o konu sonraya kalsın da, imzaları atalım önce..

irem-- ani olması konusunda,size katılmakla birlikte.. imzadan önce söylemenizi istiyorum.. zorlanmayacağıma emin olabilirsiniz..

mr.blaunt-- peki.. merkezden gelen,klasörü gönderdim size.. uygun gördüğünüz ortaklık şartlarına göre  % 39 luk hisse bedelini öderseniz ...

irem-- mr.blaunt.. gördüm,okudum.. hesapladım..  onu biliyorum..
ticaret yapıyoruz burada.. tıpkı benim gibi.. sizin de kar amacı gütmeniz kaçınılmaz.. ben,istediğiniz farkı duymak istiyorum.. haksızlığa, gönlüm razı olmaz..

mr.blaunt-- (gülümseyerek) o halde,size bırakıyorum.. ne taktir ederseniz kabulümdür..

tuna-- irem siz ithalat için imzayı atın.. klasörü ver de, bedele bakayım..
takviye lazımsa kullan.. yada yarın ben temin edeyim..

irem-- ( klasörü uzattım,aldı )  ihtiyacım yok.. sen 50 bin dolar fark uygun mu.. onu söyle bana.. on ikinci sayfa..
tuna-- tamam..