Translate

26 Ocak 2013 Cumartesi

1600.bölüm..


tuna-- sen ne kastettiğimi biliyorsun..
irem-- (gülümseyerek ) haklısın canım.. elaa.. neşe ablaların ,ev sahibi biziz.
 (nasıl kiraladıklarını anlatıp.. sakın söyleme dedim.. )
tuna ,bizim evlerimiz var demek istedi..  liseye,ufuk için okula,halama.. bize,buraya,anneme ve neşe ablaya yürüme mesafesinde..  sana uygun iki ev var.. gösteririm..hangisini istersen oturursun..

ela-- olurr ama kira vermek şartıyla..
tuna-- elaa.. şaşırma.. senden kira mı alacağız.. irem eşyalı mıydı onlar..
irem-- evet.. eşya getirmekle de uğraşmaz diye,önerdim onları..
tuna--  tamam.. yarın nailin tatlısı yenecek,geleceksiniz zaten..  akşam gösteririz ela..
ela--peki,haberleşiriz..

o kalktı.. tokalaştı, beraber çıktık mutfağın bahçe kapısından..  konuşa konuşa  ufukla onu,arabalarına kadar da.. yolcu ettim..

*******

köşke girecekken.. derya geldi merdivenlere..

derya-- bir dakika konuşabilir miyiz..
irem-- tabi.. söyle..
derya-- (bahçeye indi ,kısık sesle ) irem hanım..  ben nikahtan önce görevimden, istifa edip.. ayrıldım..
şimdi söylemek istememin nedeni de.. ufuktan duyduklarım...
herhangi bir şekilde bilgim olup ta,sizi uyarmadığımı düşünmenizi istemem..

irem-- aklıma bile gelmez,duysan uyaracağını biliyorum..
niye ayrıldın.. yoksa yabancı diye,evlenme mi dediler..

derya-- evet.. beklememin nedeni de oydu..
eğer kabul edilseydi.. durumu, saide anlatmak zorunda kalacaktım ki..
anladığım kadarıyla,söylemeyişim  büyük sorun yaratacakmış..
verdiğiniz aile desteği ile güvenimi ,cesaretimi artırdınız ve ben mutluluğu seçtim.. hiç de pişman değilim..
(gülümseyerek) artık,herhangi birisiyim.. kalifiye bir çalışan da olmadığımdan.. işime son vermekte özgürsünüz.. çıkarın demiyorum ve  -saidle çalışmak gibi - başka bir amacım  da yok..
yanlış anlamayın,sadece bilmenizi istedim..

irem--(gülerek )  hıı.. yanlış anlayabilirdim,söylemen iyi oldu..  hadi işimize bakalım..

*********

içeriye girdik ikimiz de.. yasemin ve turgut masalarında olmayınca.. gülçine neredeler dedim..
derya-- gülçin,şimdi geldi.. vahide hanımın odasındalar.. iş başvurusu için, gelen bayanla görüşüyorlar.. ..
gülçin--  elizabeth hanımın, selamı var size..  çok memnun oldu.. teşekkür etti.. o da ,çok öpüyormuş..
söyleme demişti ama..üşütüp  hasta olmuş.. gittiğimde yataktan yeni kalmıştı..
irem-- hıı,as.. ararım,songül de.. yemek götürsün bari..  gülçin,monitörü aç bakalım, içerideki nasıl birisiymiş..

gülçin vahide hanımın odasındaki kameranın görüntüsünü,sesini ekrana verince.. dondum kaldım.. tijen bu.. benim iyiliksever,arkadaşım tijen..
tabi süper bir ingilizce konuşuyor.. turgutun da,ağzı kulaklarında.. hayran hayran bakıyor..  gülüp,sohbet ediyorlar..

irem-- gülçin bu içerideki kız,bir daha asla buraya girmesin..
gülçin-- peki..
irem-- derya,tunaya odamda beklediğimi söyle.. asansörle diye belirt.. songül sütlaçları buzdolabına koysun.. elizabethe yemek götürsün..

derya-- tamam..  ben söylerim de.. tuna bey.. niye diyecektir..
irem-- iş başvurusuna gelen kişiyle karşılaşmasını istemiyorum.. sorarsa söylersin.. acele et.. ben vahide hanımla konuşacağım..
derya-- tamam.. o ,kim ki..
irem-- çokkk sevdiğim bir arkadaşım..

hızla merdiveni çıkıp, odama girdim.. monitörü açıp..vahide hanımı aradım..

vahide-- bahadır holding buyrun..
irem-- benim,adımı söyleme.. ve o kızı, derhal gönder..  işe asla almıyorsun.. ararız de..
vahide--..................