Translate

3 Ağustos 2013 Cumartesi

1917.bölüm..

turgut--iki gün önce, bedri kıyafet almıştı..iş çıkışında taşımasın diye  yurda götürdüm.. dönerken,köşke gelen levent bey.. yolda bir bayanla konuşuyordu.. yanlarından geçerken.. arabayı,beni tanıdı.. selamlaştık..
on metre gitmemişimdir..  elini kolunu sallayıp,seslenince.. durdum..
sana zahmet,betülü de götürebilir misin.. stadyumun yakınında bırakırsan,sevinirim dedi.. peki,buyursun dedim.. kız ,arka koltuğa oturdu..

arkadaşımdan ayrılmışız,sıkıntılıyım.. hava sıcak,karanlık.. yola odaklanmışım ki.. hiç kafamı bile çevirmeden.. tek kelime etmeden..yarım saat sonra..
 stadyumun önünde durdurdum arabayı..
geldik demek için,ışığı yakıp arkaya döndüm ve aşık oldum...
halim nasıldı,çok mu baktım bilmiyorum.. kız korktu.. teşekkür etti ve kaçarcasına gitti.. nereye gittiğini,kim olduğunu.. bir bağı olup olmadığını ,hiç bilmiyorum.. dün de,öğrenebilmek için..buraya gelmek istemedim ama
vahide ablayla,rekini kıramadım.. baba gibi,olmaz turgutt geleceksin
dedi.. (içini çekerek ) olan bu işte..

kahveleri sigarayı getirdim.. onlar içiyorlar,bende keki çırpıp fırına koydum..
malzemeleri dursun efendiye iyi ki aldırmışım..
bulaşıklarımı yıkıyorum.. tuna soruyor,turgut cevaplıyor ama aklı çok karışmış..
net bir şey söylemiyor..

irem-- betül hanım,kaç yaşlarındaydı.. öğrenci gibi mi,konuşuyorlardı.. arkadaş gibi mi.. çantası mı,vardı.. kitabı mı..
ne bileyim,levent bey arabaya bindirirken.. samimi miydi.. öptü mü,tokalaştı mı..  ararım mı,gelirim mi  dedi.. net birşey söyle, turgut..

turgut-- gözümün önünde.. yüzü , gözleri ve siyah saçları var.. yirmi yaşında gösteriyordu.. zayıf,uzun boylu.. .. hiç makyajsız ..
etek ve gömlek giydiği haricinde.. hiç bir iz yok aklımda.. levent beyin nasıl davrandığına,ne dediğine dikkat etmemişim..

tuna--(elini turgutun omuzuna koydu ) sıkma canını.. öğreniriz nasılsa.. temenni etmiyorum da.. levent beyle yakınlığı olabileceğini de, göz ardı etme.. birkaç gün sabret.. olur mu..

turgut-- (buruk buruk gülümsedi ) sabır benim için,kolaydı da.. artık öyle değil..  ben ,öğrenebilmek için..Adanaya koşarak bile gidebilirim şu anda..

salondan hanımların sesleri gelirken,kapının da zili çaldı..

tuna--(kalktı)büyük konuşma ve  hakkında hayırlısını dile, turgut..  gelin hadi..

bende elimi kuruladım ..
irem-- (gülümseyerek ) bundan sonra,köşkte.. birisine birisine ,aşık oldum birisine..diye şarkı söyleriz artık..  kesin anarın ahını aldın,sen..

turgut-- hah hah hah.. ilahi irem hanım.. güldürdünüz beni..
irem-- hep gülersin inşallah..
turgut-- inşallah..

*********

salona geldiğimizde.. beylerdeki rengarenk çiçek buketleri.. şaşıran hanımlara veriliyordu.. çiçekçiden alınmış belli.. neyse ki,hepsi aynı değil...
teşekkür ediyorlar,kıyamam. hele çiçek kıpkırmızı,olmuş..
buketi almış ama hiç başını kaldıramıyor..burhan yine izin almış,herhalde..gece yoktu çünkü..

holde ayakta duruyoruz..

sacide-- bekirr..  gece bahçede olman,şimdi çiçek getirmen.. çok garip..  üstelik,koparmamışsın da.. düşüp, başını mı çarptın.. ne oldu sana..

bekir-- hiç sorma sacidem..

biz ooo,diyerek güldük..

bekir-- (elini tutup) hayırlara vesile olsun,bir rüya gördüm.... sıskaa,çirkin bir kadın.. karına çiçek almazsın ha.. diyerek..  elindeki tokmakla başıma vurdu.. çok etkisinde kalmışım,uyanınca hemen gidip aldım.. (başını eğip) bak bakayım.. ağrıyor,gerçekten şişmiş mi.. acaba..

sacide --(başına bakıp ) yok,şişmemiş..ağrı,içkidendir..  bekir ağa; gündüz niyetine bende bir rüya gördüm.. yukarıdaki pencereden bakıyor muşum.. siz böyle hepiniz gelmiş.. kapıyı çalıyorsunuz.. ama elinizde çiçek falan yok. sonra birden.. uyanıverdim..

bekir-- çok şükür.. yani hayrolsun, demek istedim..

Hiç yorum yok: