Translate

4 Eylül 2016 Pazar

2501.bölüm..

evimizdeyiz..

ertesi gün..  saat on ikiye gelirken,telefon çalınca uyandım..
başucumda duran telefona uzanıp ,aldım hizeyi..
irem-- alo..
erol--  günaydın..
irem-- sana da.. (doğruldum birden ) dayıı,hayırdır.. burada olduğumu nereden bildin..
erol-- amann,ne soruyorsun ki işte.. bir sesini duyayım dedim.. iyi misin..
irem-- şükür,sen nasılsın..
erol-- iyi diyelim.. ben Adanaya geldim,sevinç İstanbula gitti.. bayram için..
ikinci gün Ankaraya döneceğiz.. siz ne zaman döneceksiniz..

irem-- bu akşamüstü kısmetse..
erol-- iyi,saadet ablamda olacağım.. gelirsen görüşürüz..
irem-- tamam.. birşey olmadığına emin misin..
erol-- evett.. hadi öptüm,tunaya selam söyle..
irem-- as.. bende öpüyorum,hoşcakal..

kapatıp kalktım yataktan.. banyoya girdim.. elimi yüzümü yıkarken..

tuna--  aşkımm..
irem-- burdayımm..
geldi yanıma.. yüzümü kuruluyordum.. sarıldı belime..

tuna-- yetişemedim telefona.. ne dedi dayın..
irem-- ne bileyim anlamadım ki,kontrol etti sanki.. selamı var.. av nasıl geçti..
tuna-- çok başarılı.. dursun efendi,almış istediklerini.. bende hazırladım kahvaltıyı.. gel hadi..
irem-- (öptüm dudaklarını ) sağol.. giyinsem de,gelsem iyi olur bence..
tuna-- eh mecburen, öyle olacak..

yatağımızı düzeltip kapattı.. bende kot pantalon,ince boğazlı kazak,spor  ayakkabılarımı giydim.. mücevherimi,tunayla benim geceki kıyafetlerimizi.. askılı kılıfa koydum.. montumu alıp.. etrafı kontrol ettikten sonra ,aşağıya indik..

birkaç lokma alıp,dört ölçü kek çırptım.. iki fırın tepsisine paylaştırıp,fırına sürdüm.. biraz daha atıştırıp.. çayımı da alarak..
kremayı pişirmek için ,ocağın başına geçtim..

tuna da muzları ve cevizleri hazırladı..

irem-- bekir ağaya on tablet külçe altın vermeyi düşünüyorum..
tuna-- ver.. giderken uğrayıp alalım.. ama orada altın olduğunu,bilmesinler.. evlerine götürürüz,yarın.
irem-- bakarız.. (kremanın altını kapatıp,ocaktan aldım ) kahve yapayım mı..
tuna-- iyi,yap.. iskelede içelim.. hava güzel..
irem-- üç tane yapayım öyleyse..

tuna kahvaltılıkları kaldırıp,masayı silerken..  keklerim mükemmel kabarmıştı.. kahveyi yaptım..

irem-- bunu dursun efendiye ver,biz balkonda içelim.. kekler olmak üzere..  iskeleye sonra gideriz..
tuna-- tamam..

kahveleri içtik.. kekler pişti.. soğumaya bıraktım onları.. kremanın yağını koyup,çırptım.. bulaşıklarımı yıkadım..

ikimiz bahçeye çıktık.. dursun efendiyle konuştuktan sonra.. el ele bahçede,sahilde dolaştık.. iskeleye oturup,ayaklarımızı sarkıttık.. omuz omuza,manzaraya bakıyoruz..

irem-- bekir ağanın evi neredeymiş..
tuna-- (eliyle karşıda iki yer işaret edip.. ) sağ taraftaki,bekir beylerin.. sol taraftaki çiçekli yer de,vahide hanımların.. on dakikalık yürüme mesafesindeymiş..
şu ilerideki,yüksek iki binayı erenler yapmış..yavuz beylere de,oradaki dairesini önerdi..
bir hafta tatil yapacaklarmış.. illa gelin,bayramda beraber olalım dedim.. gönüle soracaktı..
irem-- uçak emrinizde dedim,gönüle.. tatili çatı katında geçirmeyi düşünüyorum demişti..  inşallah gelebilirler..
tuna-- evet..

maruf-- tunaa.. 
tuna-- (sesin geldiği ,yan tarafa baktığımızda..ömer,cafer,kevin ve maruf ..eşleriyle evlerinin ikinci kat balkonundan el salladıklarını gördük.. bizde ,el salladık ) merhaba.. 

maruf-- merhaba..buyrun,kahve içelim.. 
tuna-- siz buyrun,iremin biraz işi var.. 

Hiç yorum yok: