Translate

8 Ocak 2015 Perşembe

2350.bölüm..

ufuk-- babaa,uykum geldii..
tuğrul-- eve götüreyim, yat oğlum..
ufuk--ama fırtınaya gelirim,demiştim.. beni bekliyor..
hüseyin (kahya )-- ufuk,seyis geldi az önce.. senin gelirim dediğini ama atların yağmur ve rüzgardan hasta olmamaları için.. arka tarafa aldığını ve uyuduklarını söyledi.. istersen,gidelim sende gör..

ufuk-- yok uyandırmayalım,öyleyse..
fatma-- bizim evde uyuyabilirsin,ufuk.. götüreyim mi..
ela--fatmaa,sağol da.. bebek var.. ufuk ata bindi.. ne olur, ne olmaz..
güllü--bizim evde yatsın..görürüz.. kontrol etmek,kolay olur..

irem-- sağol,gelin hanım.. ufuk,gel hayatım yatırayım seni..
hanımlar,sizlerde buyrun.. kebap pişinceye kadar,geliriz..

menekşe-- evet,gidelim..
irem-- hadi ,buyrun..
esma teyze,güllü ve akrabaları gelin evine gideriz dediler.. elizabeth,saliha hanım gelmedi..


**********

tuvaletlere gidildi,yarım saat sonra.. salonda toplandık.. herkes iyi ki çağırdın,diyor..
irem-- fırsatı bulmuşum,kaçırır mıyım..
ela-- uyudu ,gidebiliriz..
irem-- söyledin değil mi...
ela-- söyledim..

menekşe-- mutfak tarafındaki kapı ,açık dedik..
irem-- tamam..  satılmış dayı,buzdolabını kullanıyormuş.. kurtlar dolaşıyor olsalardı,burayı da kilitlemezdim ama..

melek-- çok ıssız,içim ürperdi valla.
zeliha-- benim de..
betül-- siz tek kalabiliyor musunuz,burada..

irem-- tabi,kalırım..çevrenin yabancısı değilim ve korkmam ben..
görmediniz ama yanlız değiliz.. birçok kişi kalıyor.. koruma amaçlı..
babamın çiftliği çok yakın.. bir ıslık çalsam.. tüfekle,tabancayla ateş etsem.. herkes koşar..
daimi yaşamak çok farklı , zorluğunu kabul ediyorum da..
.gerekirse,hiç sorun etmem..
elif-- bende hiç korkmam.. küçüklükten görünce,o şartlara da alışıyorsun..
kız irem,yabayı nasıl söyleyebildin..

irem-- ne yapsaydım.. üstü kapalı,bedri beye gözdağı vermesine dayanamadım.. bekir ağa.. laf yerini buldu demese, kimse anlamayacaktı ama dedi..

elif-- hüseyinin demesinin, nedeni vardı.. nalan bedri beye, ben gelince görüşürüz diyip.. evin adresini söylemiş.. bu sabah uyandık ki,simitler,böreklerle balkonda oturuyor..

kahkahayla güldük..

irem-- tamam da..yanlış bir sözü.. yılışık tavrı mı, oldu..
elif-- yok canım,olmadı da.. sen uyardım dedikten sonra.. ertesi gün beklemiyorduk..
feryal-- her işini kendisi yapmaya alışıkmış,bedri.. ondandır,elif hanım..
irem--.. nalan da gidecektir,büyük ihtimalle.. acele etmiştir elif abla..
elif-- evet,gitti.. hüseyin de,nalana epeyce söylendiğinden içine battı.. anladın mı..

irem-- peki,dikkat etmesini söylerim.. songül niye gelmedi,biliyor musunuz..
derya-- evet.. dükkanı temizleyip,eşyaları yerleştiriyorlarmış.. annem git dedi ama bırakamadım sen söyle, derya abla demişti..
irem-- hıı.. iyi..

vahide-- koşturma neydi.. rekin bende istiyorum, diyip duruyor..
melis-- bana dediğinizle de ,tezat sanki..
güldük..

menekşe-- orhan da sorduğuna pişman oldu..
ela-- tuğrulun dediğine göre,öyle birşey yokmuş.. sen niye öyle anlaşılmasını istedin ki..


irem-- burada hep beraber yemek yiyorduk.. annem,babam,hala eren abiler,yasinler,zuhaller kalabalığız yani.. eren abi hatıra olsun diye..bizi ,habersiz kamerayla kaydetmiş..söyleyince.. boş bulunup,tepki verdim.. tuna meraklandı, kaseti alıp yukarı çıktı.. seyredebileceğini hatırlayınca.. engellemek için,
bende arkasından koştum.. olay bu..

şermin-- engellemişsinizdir,mutlaka..
irem-- evet de.. zaten abim,tuşa basmamış.. kayıt yapılmamış..
güldüler..
irem-- orhan abi,sorunca.. konu uzamasın diye,öyle dedim..
melisciğim.. keyfini sürüyor,dedim ya..
 şimdi tuna nerede kaldınız diye gelir,gidelim mi..

gidelim dediler.. ayakkabılarımızı giyerken.. kapı tıklatıldı..
tuna-- iremm..

gülerlerken,kapıyı açtım..
irem-- geliyorduk hayatım..birşey mi oldu..
tuna-- yok,yasinler geldiler.. çıkmışken bakayım dedim..
irem-- hımm..

dışarı çıktık, kapıyı kilitlerken..
irem-- kurtları bıraksak da,kilitlemesem..
tuna-- adamlar geziyor da.. kilitle,sen..  kurtlar müziğe,alkışa
alışık değiller .. rahatsız olmayalım..

 tuna daha yeni alınmış oldukları belli olan,şemsiyeleri gösterip..
tuna-- hanımlar buyrun..
herkes aldı.. kılıfından çıkarıyor..
irem-- bunlar nereden geldi.. yağmuru öngörüp mü,aldırdın yoksa..
tuna-- yok,onu atlamışım.. hüsamettin beyi gönderirken,şöförden rica ettim..
çiğdem-- işte tuna böyledir.. ahmet amca ,hiç yanılmamış..
melis-- katılıyorum da,tuna bey de hiç yanılmamış..
irem-- vavv,sağol..
tuna-- yanlız,irem ikimize de kök söktürdü ,özellikle bana..

menekşe-- bulmuş,pırlantayı.. naz yapmıştır tuna..
irem-- ben,pırlanta olduğunu nereden bileyim..anladığımda,evet dedim de.. azıcık uğraştı,garibim..
liz-- ağaç hangisiydi..

tuna-- ağaç?  irem,ne anlattın yine..
ceyda-- lizz, suss.. bize anlattığı ,burada değildi..
zuhal-- kaç ağacınız var,anısı olan..
irem-- biz zeytinlikte,gezemedik..zuhalim.. portakal,dut..ceviz idare ettik işte..
elif-- yazıkk..

kahkahalar atıldı..

Hiç yorum yok: