Translate

8 Ocak 2015 Perşembe

2348.bölüm..

hüsamettin bey ,gelinle damattan.. "evet "cevabını alınca.. bize sordu.. tuna evet dedi..

irem-- naill,arıza çıkarayım mı..
nail-- (gülümseyerek,başını eğdi ) siz bilirsiniz..
güllü-- çıkarma.. şakanın,sırası mı canım..

kahkahalar arasında ,evet dedim.. kalemimin kapağını çıkarıp,
güllüye verdim..
irem-- imzayı,bununla at.. hayırlı,uğurlu olsun..
güllü-- amin..

o da,nail de.. bizde imzaları kalemimle attık..  ayağa kalkıldı..
hüsamettin bey,bildik cümlelerle nikah cüzdanını güllüye verdi.. ikisini de tebrik etti..
coşkuyla alkışladık.. hüsamettin bey,bizi de tebrik etti..
hüsamettin-- bana müsade..
tuna-- başka nikah yoksa,misafirimiz olun hüsamettin bey..
hüsamettin-- saat dokuz da var,kalmak isterim de.. yol çok uzun..
vakitlice gideyim..

irem-- oo,daha çok varmış..göndeririz,sizi.. buyrun,lütfen..
şu masada ,sözlü akitle nikah kıyılacağını bilmeyen.. çok kişi var..
sevaptır,yapın bir güzellik..

güldüler,nedim bey -gülderen hanım çağırdılar.. onların yanına giderken..
hüseyin-- bize de gel,hüsamettin..
hüsamettin-- oo,hüseyinim.. gelmeyim.. can güvenliği, anlarsın ya..

kahkahalar atıldı..

irem--(naile bakıp) hadi..
nail cebinden beşibirliği çıkarıp,güllünün boynuna taktı ve duvağı açtı... yanaklarından öptüler,birbirlerini.. alkışladık..

,hamza amcayla,esma teyzenin yanına gidip... hayırlı uğurlu olsun diyip,tebrik ettik..
ziya çalmaya başlayınca..

irem-- önce dans etsinler,el öpmeye sonra gelirler olur mu..
esma-- olur kızım,olur.. allah razı olsun,sizden..
irem-- sizden de..

nailler,hüseyinler ve biz dans ettik..  nail,ben anlamam.. dedi de..
destek olduk yani..

*************
 iki saat sonra...
 ziya nefis çalıp,söylerken.. naille,güllü biraz rahatlamış...
herkeste içki etkisini göstermişti..
oturan yok.. zaman zaman gülşen ve sacide hanımın
katkılarıyla..  halay,dans ..oryantal.. pistte hünerler sergileniyor..
hüseyinle,fatma da,esma teyzelerin akrabaları da çok güzel oynuyorlarmış..
abim de,çiftetellide hamza kahyayı ..amcalarını kaldırdı.. halayda,hepimiz katıldık..  güllüyle naille de,oynadık.

servis mükemmel.. keyifler yerinde..dışarıda,yağmur fırtına varmış..kimin umurunda..tunam brandaları iyi ki,yaptırmış..

coşmuşken maruf-zübeyde,kevin-liz ve cafer-barbara geldiler..
hoşgeldiniz diyip,onları da oyuna dahil ettik..
(kral )ömer bey,marufun karşısına geçti oynuyor..

maruf-- ömer bey,size ne oldu böylee.. gidecektiniz hani,nasr da burada..
ömer-- gidemedikk.. ama sen çok şey kaçırdın maruf.. çok eğlendik..
maruf-- (bana döndü ) yine ne yaptın..
nasr-- ohoo..
nadir-- bizim gördüklerimizi,gördü sanki..
kahkahayla güldük..

ziya yoruldumm diyince,alkışladık onu uzun uzun.. teşekkür ettik.. bizlerde yerlerimize dönerken..

hüsamettin -- ben izninizi istiyorum..
o bize,biz ona teşekkür ederek.. herkese hoşçakalın dedi..
murat-- irem hanım,ben götürebilirim..
rekin  masadan kalktı.... girişteki brandayı kaldırıp,dışarı bakarak ..
eliyle gel diye işaret etti..

rekin-- irem hanım,ayrılacaklar olabilir diye araba gelsin demiştim..
arkadaş gelmiş,götürsün hüsamettin beyi..
irem-- teşekkür ederim,rekin.. murat bey,teklif için sağolun..
murat--rekin-- rica ederiz..

tuna,nail,hüseyin ,nedim bey ,yolcu etmek,parasını vermek için dışarıya çıktılar..
garsonlar yeni gelenlere servis açarken.. yanlarına gittim..

irem-- nasılsınız gençler.. memnun kaldınız mı..
maruf-- çokk,güzeldi.. bayıldık..
cafer-- aynı anlattığınız gibiydi..
kevin-- evet,teşekkür ederiz..

irem-- rica ederim,sevindim.. hanımlar,siz..
barbara-- bol oksijen,bol yeşil.. harikaydı,irem ..
zübeyde-- insanın ömrü uzar orada.. ev pırıl pırıl,kahvaltılıklar da süperdi..sağol..
irem--sizde.. afiyet olsun.. çay içtiniz mi..
liz-- (gülerek) içtik de,iki divan vardı.. biz yer kapamadığımızdan.. bahçeye indik..

çetin-- kevin,bekir bey bir hasar var mı diyor..
kevin-- bahçede kaktüs yoktu,ilk iş ona baktım bekir bey..
kahkahalarla güldük..

hüseyin-- sanırım birisine kaktüs batmış..
mehmet-- hüseyin bey,ne olur açmayın konuyu..
nadir-- niye..
ziya-- çünkü,mehmet bey,faruk bey ve anar.. balkondan içeri bakması için kevinı kaldırmışlar da, tutamayınca kaktüs faciası yaşanmış..

güldüler..
fuzuli-- kimin balkonundan,kime bakacakmış ki..
yusuf-- ve ne zaman oldu bu olay..

oturdum sandalyeme..

irem-- İstanbulda sizin düğün sonrası.. erkekler maruflarda,içmeye devam etti.. hanımlar da,bize geldik..  evlerimiz de yanyana.. gelmeyin demiştim ama dinlememişler.. balkonun ışığını yaktığımda.. kevinın başı görünüyordu.. sonra aniden kayboldu.. düşmüş..

kahkahalar atıldı..

Hiç yorum yok: