Translate

17 Nisan 2014 Perşembe

2203.bölüm..

hayri--  eşin, saatlerdir.. gözü kapıda,bir dakika rahat oturmadı yerinde.. çok da umutluydu.. geçemedin mi,yani..

irem-- halini tahmin ediyorum,hayri bey.. bende onun için,
geçirmezseniz,geçirmeyin diyip.. çıkmadım.. beklemesinin ve umudunun karşılığını alması için.. elimden geleni yaptım.. gerisi onlara kalmış.. adiller mi göreceğiz..

tuna-- sağol..
irem-- sende.. yol mu uzadı,başka yere mi gidiyoruz..
tuna-- yok canım,otele gidiyoruz.. az kaldı..
irem-- (omuzuna koydum başımı ) hı,iyi ..kızılay kalsın diyecektim..
tuna-- bak senn.. demek öyle..
irem-- hımm, saat onda sınavım var.. onun yeri uzak mı..
tuna-- değilmiş.. hayri bey gelecek,bizi götürmeye..
irem-- yol ne kadar sürer ,hayri bey..

hayri-- taksiyle dolaşmak zorunda kalıyoruz..
on dakikalık yer ama yirmi dakika önce gelirim ben..
tuna-- yarım saat önce gelin,hayri bey.. gecikmeyelim de ,bekleyelim..
hayri-- tamam..

***********
odamızda..duş alıp dinlendik.. değiştik kıyafetleri..
saat sekiz buçuk gibi.. yemeğe inecekken.. telefon çaldı..

irem-- açmayalım.. nasılsa yerimizi ,Adanadakiler bilmiyor. buradakilerle de,konuşmak istemiyorum.. yemeği yiyip,geliriz..
tuna-- iyi,sen bilirsin..

indik ,restoran katına.. gayet şık ve güzel bir mekan..
dışarıyı görebileceğimiz bir masaya oturduk.. yemeklerimizi beklerken.. konuşmadan gece manzarasına ,bakıyoruz..

erol-- iyi akşamlar..
döndük.. dayım,kucağında oğluyla bize bakıyor..
kalktık,tokalaştık öpüştük falan.. emiri aldım,kucağıma..
maaşallah,büyümüş.. bir güzel,bir sevimli.. dayımın minyatürü sanki..  mis kokulum,şaşırdı etrafına bakıyor..
dayım da,tunanın yanına  oturdu..

erol-- nasılsınız..
tuna-- iyiyiz,dayı.. siz nasılsınız..
erol-- çok şükür,iyiyiz bizde..
tuna-- size de yemek söyleyelim..
erol-- yedim tuna,sağol..
tuna-- içki ?
erol-- yok,içmem..
irem-- çocuğu böyle paltosuz mu,getirdin..artık gece gezmelerine,beraber mi çıkıyorsunuz. yengem, nasıl izin verdi..

erol-- getirir miyim,canım.. otele girince,çıkardım.. sevince gel dediğime, pişman olacağım neredeyse.. evde  bekliyoruz ki,sevinç gelecek..
irem-- ee,etme bulma dünyası.. (başını omuzuma yasladı,saçını okşadım) uyku saatimi geldi..
erol-- evet.. görmen için getirdim.. nasıl geçti,sınavın..
irem-- iyiydi..  kıyamamm,uyuduu.. ( şalımı sırtına örttüm..)

yemeklerimiz  de,geldi..
erol-- bana ver de, sen ye..
irem-- (kucağıma yatırdım ) yok yok,yerim.. burada kaldığımızı,nereden öğrendin..
erol-- bilmesem abes olurdu.. havaalanında adınızı.. görmediniz mi..

tuna-- görmedik de,ne gerek var dayı.. taksiyle geldik..
erol-- (gülümseyerek ) takside hiç konuşmamışsınız,şöför emin olamamış..
irem-- (güldüm ) ne alemsin.. sadece emiri getirip.. özlediğine de,
inanabilmek istiyorum ama bu kadar değil ,değil mi..
erol--  e biraz.. yiğeninin sesi de kaydedilmiş diye duyunca, şok oldum tabi.. neyse,ucuz atlatmışsın..
irem-- evet de,ben sakıncalı birşey konuşmadım.. bekir bey,güvenliği sağlam diye gayet rahat konuştu..
erol-- dün ifadeni almak için,davet edilecektin.. ertelediler.. dönünce
sen git,tamam mı..
irem-- tamam,sağol..

tuna-- dayı,ireme Dubaideyken.. konuyu kapattık,sizinle alakalı değil demişsin.. nasıl kapatabildiniz ki.

Hiç yorum yok: