ben yerken,onlar da.. sohbet ederek kahve ,çay içiyorlar..
çocuklar trampet çalmaya uğraştıkları için.. içeriden de ,müthiş gürültü geliyor..
barbara-- gürültülü ama çocukların gelişimi için ,çok faydalı bir alet seçmişsin irem..
irem-- (güldüm ) yaa.. bende öyle düşündüm,barbara..
cafer-- yer ve imkanlar var.. haklısınız ama bir müzik odası olmasında fayda var bence..
maruf-- buraya geleceğinizi,ben söyledim..senin almak için,zamanın
yoktu. bu ,tunanın işi gibi geliyor bana..
mahmut-- belki,olabilir ama irem hanım zamansız olsa da,ayarlamaları kusursuz yapacak kadar becerikli.. maruf bey..
arif-- ondan eminiz de,siz nereden biliyorsunuz mahmut bey..
mahmut-- bire bir şahit oldum,arif bey..
aylin-- hangi birisini anlatalım,hepimiz olmuşuzdur..
melek-- evet,üstüne tanımam..
candan-- yapacakları da,var tabi..
tuna-- mesela ne gibi,candan..
candan-- irem,konuya zamansız mı girdim.. yoksa..
irem-- (ağzımı peçeteyle silip) konu çarşamba gecesiyle,ilgiliyse..
tuna bilmiyor,yani söylemeye zaman olmadı.. bende beklentin ne,onu bilmiyorum.. yanınızda şok olmuş iki kişi varken,açıklamanın sizden gelmesi gerekmez mi..
maruf-- (telefon çalınca,aldı..) izninizle.. said ,çocukları sustur..
arka bahçeye çıkıp,öyle çalsınlar..
said-- tamam,abi..
bedri-- irem hanım,on-onbeş dakikalığına bende gidebilir miyim said beyle..
irem-- tabi..
onlar gittiler,maruf masadan kalktı.. telefonla konuşuyor..
trampet sesi de,gelmiyor artık..
ceyda-- (gülerek) tamer,batu.. ne oldu size..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder