Translate

31 Ekim 2013 Perşembe

2012.bölüm..

tuna kullandı, sürat teknesiyle.. otelin iskelesine yanaşıyoruz..
bizim Mersindeki yazlığın.. gelişmiş halini düşünün..
apart otel zaten.. binalar,yemyeşil ağaçların arasında görünüyor.. uzun, kumlu sahil bandı.. güneşlenenler ve denize girenler tarafından, istila edilmiş gibi..

tuna tekneyi bağlayıp.. elimi tuttu.. iki basamakla çıktık.. iskeleden
ilerliyoruz ,el ele.. gölgelik alanda, çocuk parkı ve ileride bar göze çarpıyor.. tam orta kısımda muhteşem iki havuz var.. pırıl pırıl..
şezlonglar da dolu.. zemin çim.. ama yürünebilsin diye patika gibi..doğal taşlı yollar yapılmış..

çok hoş bir bayan ,yanımıza yaklaşıp..
-- irem kara,tuna kara değil mi efendim..
tuna-- evet..
-- hoşgeldiniz.. ben selda,otelin müdürüyüm..  davut bey, misafirlerini yolcu ediyor. birazdan gelecek yanınıza.. içeride mi,dışarı da mı oturmak istersiniz..
tuna-- hoşbulduk selda hanım.. barda oturabiliriz..
-- tabi,buyrun..

bar çalışanları da bayan ve bir örnek giyinmişler..
 masaya aldı bizi.. barın dört yanıda açık ve tavan vantilatörleri çalışıyor..  içeceklerimiz ,meyve
çerez ..masamız donatıldığında.. davut bey de geldi.. gayet şık giyinmiş..  güler yüzle,hoşgeldiniz kusuruma bakmayın dedi.... tokalaştık..

selda hanım gidince,oturdu koltuğa..
irem-- yerinizi,çok beğendim davut bey..
davut-- sağolun.. sizi de,ağırlamak isterim.. (onunda içkisi,geldi)
irem-- inşallah geliriz.. manzara süpermiş..
davut-- evet, doğa çok güzel.. bizde bozmamak için,elimizden geleni yapıyoruz..

o ,otel hakkında..idare binasını göstererek bilgi veriyor.. tuna da,soruyor ve dinliyor..
sigaralar yakıldı.. içkilerini içiyorlar bir yandan da..
kulağım onlarda da, etrafıma da bakıyorum..

tek giyimli biziz.. herkes mayolu,çıplak ayaklı..  elbette normali de bu.. kimse kimsenin, derdinde değil.. çokkk rahat,güneşleniyorlar..  bardan,içki.. içecek alıyorlar.. garsonlar götürüyor, bazısına da..

sarışın bikinili bir afet, davut beye doğru yaklaşınca.. bakışları ,tavrı.. dikkatimi çekti.... hani gözünü kapatıp da.. bil bakalım ben kimim diyecek gibi.. belli ki tanıyor..

irem-- (kısık sesle )  davut bey.. hiç bir eş,arkanızdan gelen hanımın yapacağı hareketi kabul edemez.. bekar kalmanız,lehinize..

davut bey,daha ne dediğimi idrak edemeden.. o bayan,arkasından boynuna sarılıp..ingilizce "sevgilimmm,beni ihmal ediyorsunn "diyerek, yanağını öptü...   kendini hiç sakınmıyor.. aksine,olabildiğince yaslandı.. 

davut-- ( dönüp kendini, kollarından kurtardı..  sert,bir ses tonuyla... ingilizce "anjelik,misafirlerimin yanında.. ne yapıyorsun.. ben, sevgilin değilim ..sen git,arkadaşlarınla kum havuzunda oyna".. dedi.. kız bozuldu ve gitti ) kusura bakmayın.. bu tavır,onlar için doğal..  beş yıldır,gelince de.. ister istemez, aşina oluyorsun..  anjeliğin,on beş yaşında olduğuna kim inanır.. 
irem-- bence sizde,inanmayın.. bu kesin ablasıdır.. 
tuna-- davut-- hah hah hah.. 

garson telefonunuz var diyerek.. kablosuz telefonu getirince.. nefes
aldı.. tuna da bana,ne karışıyorsun der gibi bakıyor.. 

davut--alo.................  mehmet,öyle bir zamanda aradın kii.. ......................................... geldiler,geldiler.... ................................ ....................... hiç sorma...................................  ............................... ................. tamam,selam söyle.. veriyorum... (telefonu bana uzattı.. ) sizi istiyor..

Hiç yorum yok: