Translate

20 Ekim 2013 Pazar

1998.bölüm..

irem-- sen çok yaşa,rauf beyle bir ömür mutlu ve şen ol, e mi..

rauf--vahide-- aminn..
irem-- vahide hanım,iki gün izinlisin.. madem İstanbula gelmişsiniz,iki gün kalın bari..

vahide-- ama kaçtımm.. rauff,zıplama..uçaktayız..

irem--tuna-- yavuz--aylin-- hah hah hah..

irem-- yasemini ara,benim acil çağırdığımı söylesin.annene..

vahide-- sağolun da..dönmem lazım.. ilter dediğiniz gibi konuşmuş da.. değişen ne ise.. firmadan aramışlar.. yanlış anlaşılma olmuş,aynı şartlarda ortak olmak istiyoruz demişler.. yarın bir yetkili gelecekmiş,ziyaretimize..

irem-- vahide hanım.. sen sözümden döndüğümü gördün mü hiç..
isterse patronu gelip,alacağım hisseyi hibe etse de.. umurumda değil.. yanlışlık yok,o iş bitti.. sen yerinde, kal ama ilter beyi bilgilendir..  kesin cevabı verip,noktayı koysun..
vahide-- peki.. görüşürüz..

kapattı tuna..

gözümdeki yaşları kağıt peçete ile aldıktan sonra,tunaya dönüp..
irem-- aşkımmm,çok teşekkür ediyorum.. ben tamamen unutmuştum..
tuna--(gülümseyerek) rica ederim.. sağolsun bülent isteğimi yapmış ama herkesin yanında farklı olan sensin.. bu nasıl adalet..
irem--(gülerek,ona döndüm ) önemli olan ,benim yanımda senin değerinin ulaşılmazlığı.. bence adil..
yavuz-- vayy,çok güzeldi..
tuna-- evet,sağol hayatım..

aylin--maşallah ,sizde bir farklılık yok ya.. en güzeli, o..
irem-- sağol aylin.. fakat sürdürebilmek karşılıklı emek ve fedakarlık istiyor.. herşeyin toz pembe olmadığı zamanlarda,deneniyorsun..
etkilenmemek mümkün değil ama en az zararla atlatabilmek için..
belkide kendinden fazla ,eşin uğruna çabalıyorsun..

aylin-- seni anlıyorum..
tuna-- evet ,çok haklısın..

aylin-- konuyu değiştirmek için,aklıma takılan bir şeyi sormak istiyorum..
irem--(gülerek)  haydi ,sor sor..
aylin--(gülümsedi ve devam etti )  iremin yanında çalışır,evden kaçar.. sürpriz yapar..
irem-- acaba kimdir, kimdir..
aylin-- rauf denince akla.. her an ,onun adı gelir..
tuna--yavuz--irem--- vahide vahide vahide.. .. hah hah hah..

aylin-- hiç değişmemişsin,hala çok muzursun.. vahide hanım,kaç yaşında.. kaçtım diyen bayana,niye gülüyorsunuz anlamadım ki.

tuna--yavuz--irem-- hah hah hah..
aylin--(dönüverdi birden)  yavuz,sen niye güldün.. tanıyor musun..

yavuz-- evett.. çiğdem -yusuf çiftinin düğününde,gördüm.. vahide hanım reşit,merak etme.. havaalanında onlar da vardı da,tanışmadın.. yakında düğünleri olacakmış.. ama beyefendinin adını mr.blaunt olarak biliyordum,rauf kim..

irem-- aynı kişiden bahsediyoruz.. mr.rekin blaunt benim ortağım..
ortak olmadan çok çok önce..aşık oldular birbirlerine..ve vahide hanım istediği için.. müslüman olup, rauf adını aldı.. fakat resmi olarak adını değiştirmesi ,tanındığı için.. mümkün değil.. rauf,rekin olarak  devam ediyor hayatına..
vahide hanım da,genel müdürüm.. ..son derece aklı başında,işe vakıf ..becerikli ve insan olarak çok iyidir..  sarhoş olduğunu ,böyle güldüğünü ve relaks olduğunu hiç görmedim.. tunanın olduğunu düşünemedi.. ayıkınca,pişman olacaktır.. kaçtım diyerek ,kendileriyle dalga geçiyordu.çünkü onlar,neredeyse iki hafta önce.. konsoloslukta nikahlanmışlar.. ama birkaç kişi hariç kimse bilmiyor.. düğün için de,bizim dönmemizi bekliyorlar.. rauf bey,bugün sitem ettiği için.. izin verdim.. nereye gittiklerinden de,haberim var..

yavuz-- gizlemelerini gerektirecek,bir durum mu var..
tuna-- yok da.. maruf gibi,evlenmelerini bekleyen çok kişi var..
sabahın üçünde,nikah kıyılınca.. gizlemek zorunda kalmışlar..
bu arada,vahide hanım bildiğimi bilmiyor.. bu kayıt dışı bir bilgi..

aylin-- ahmet bey,baban.. nuri de abin,değil mi..
irem-- evet..
aylin-- Almanya ne alaka... nasıl bıraktı,prensesini..

Hiç yorum yok: