Translate

25 Temmuz 2013 Perşembe

1898.bölüm..

vahide-- tuna bey,affedin ama yıllardır ilgilenirim dediğiniz için soruyorum..
irem-- vahide hanım,sözünü balla kestim.. çiğdemlerde pasta kesecekler.. birşey söyleyecek herhalde.. susmamızı bekliyor..

vahide--aa,sahiden öyle..  iyi ki uyardınız..

herkes piste döndü.. onlara bakıyoruz..
tuna çaktırmadan,teşekkür mahiyetinde..elini dizime koydu..

gülümsedim içimden.. yatay geçişten haberi vardı ve bugün evlere onun için gitti demek..  düşünceli, ince fikirli ne diyebilirim ki.. gururunu kırmadan,düzeneği kurmuş.. karıştığını belli etmeden.. faydalandırıyor..
becerikli de.. kuru temizlemeci,kıtasiye.. market.. anne,kızları nereden.. ve ne kadar önceden buldu acaba..
eşyaları kim değiştirdi ki.. anahtarı verdiğine göre... herşey hazır demektir..
orhan abi de,görünen o ki.. sırdaşı .. yakında,çiğdemin mağazası içinde .. bir güzellik düşünür eminim..

elini dizimden çekerken.. kulağıma yaklaşıp..
tuna-- daldın, alkışla istersen..

alkışladım artık.. herkesle beraber..
pasta kesilmiş,yedirilmiş.. pistten alındı ve çiğdemle yusuf bey.. dansa başladılar..
ziyalar,orhan abiler de kalkıyordu..

tuna-- biz de,kalkalım mı..
irem-- tamam..

vahide hanımlar,batular.. tamerler burhanlar da kalktılar.. abimleri ve mahmut beyleri de gördüm sanki..
sanki diyorum çünkü.. sarıldığımızda..tunanın çekim alanına girdim.. gözlerimi de kaçıramıyorum..

tuna-- sağol..
irem-- ne için..
tuna-- biliyorsun..
irem-- hayıır.. hızır olduğunu bilmiyordum.. ayakta uyumuşum ben..yüzlerce ha..
tuna-- hah hah hah.. daha neler.. tüm gün beraberken,asıl uyuyan benmişim.. kendini hafife alma..
irem-- artık önemi yok.. bebek için,birşey yapamadıktan sonra..
tuna--.................................................. ben,özür dilerim.. beklemediğim için..gerçekten,pişmanım..
irem--...........................

********
pist hariç,ışıklar olabildiğince azaltılmış halde.. üçüncü slow şarkı
eşliğinde dans ederken..
tuna-- (kulağıma eğilip) girişte,konuştuğumuz yerin ilerisine..çaktırmadan bak..

döndü .. ışık gayet az ve uzak.. tuna söylemese,fark edemezdim..  ama dikkatli bakınca.. kuytuda,birbirine sarılmış.. öpüşen ,saidle deryayı gördüm.. ikinci yasin vakası diye geçirdim,içimden..
iyi de.. deryaya ne olmuş,olabilir ki.. nasıl, izin verdi acaba..

tuna-- çaktırma demiştim, değil mi..
(döndürdü beni.. )
irem-- yaa,dön.. görmem lazım..
tuna-- (aldırmadan,geri geri yürüttü beni .. kalabalığın içine girdik) öyle dikkatli ve sabit bakıyordun ki.. fark edileceklerdi..
hem daha ne görebileceğini sanıyorsun ki,imkanları kısıtlı..

irem-- hah hah hah..
bülent-- skor nee..
tuna--  mor gözün olacak birazdan..
bülent-- hah hah hah.. rüyalar gerçek olsaa..
yeliz-- aa,hatırladımm.. iremm,baygınken sen bana bunu söylüyordun..
irem-- evet canım.. bülent istedi,ben de söyledim senin için..

bülent-- ameliyathane tarihi bir an yaşadı,sayende.. hissedebilmen için.. kasetten,canlı performansa geçildi..
barbara-- solist ve arkadaş olarak çok başarılıydı irem hanım..

irem-- barbara ;onların haklarını hiç ödeyemem.. hele bülente az çektirmedim.. benim kadar huysuz bir hastası, hiç olmamıştır herhalde..
bülent-- ödeştik, canım.. sende bizim, taframızı çok çektin..

şule-- ben şarkı dinlemedim de,sizlerin arkadaşlığı ve karşılıksız yardımları da bana çok iyi geldi.. meyveme kadar hazırlayıp,doktor olarak da ilgilendiniz.. çok teşekkür ederim,barbara.. cafer bey..

cafer-- önemli olan,iyileşmeniz..
barbara-- rica ederiz,şule..
irem-- sağolun.. uzak olunca,hastalığından bizim hiç haberimiz olmadı tabi.. bugün,kim aradı da neşelendin şule..

şule-- babam..
yasemin-- (gülerek ) şuleciğim,bize söylemedin  ama irem hanım.. lafı ağızdan böyle alıverir, işte..

irem-- yaseminn,dur daha içeriği öğrenmedik...

hepimiz güldük.. mehmet bey,sevgiyle bakıyor şuleye.. şule utandı..
liz-- şulee,baban ne dedii.. bak ben direk soruyorum.

şule--  nedenini bilmiyorum ama.. babam şaşırttı beni..
duymayı asla tahmin edemeyeceğim şeyler söyleyince,sevindim liz..

maruf-- bizde sizin adınıza,sevindik şule hanım..
melis hanım,sizin için de sevinelim mi.. faruk beye de,yazık..

melis-- (gülerek) pardon,kaçırdım.. konu neydi..

kahkahayla gülerken... said geldi aramıza.. çok heyecanlı,yanakları kızarmış.. gözlerinin içi gülüyor..ellerini kaldırıp..

said-- durun,lütfen.. size..birşey söyleyeceğim..
maruf-- (durduk hepimiz ) saidd,ne oldu sana..

Hiç yorum yok: