Translate

20 Temmuz 2013 Cumartesi

1891.bölüm..

irem-- hiç kusura bakmayın,çağıramam da..iletemem de.. benim kocam melek ama çok kıskanç..  beni karıştırmayın rica ederim.. huzurumu, bozamam..

 bir not yazın,burhana.. o da burada.. kime söylüyorsam bende.. biliyorsunuzdur nasılsa.. o ,bülenti de.. saidi de,getirir yanınıza..
ama burhan,deryayı bilmiyor.. gerçi deryayı, hiç kimse bilmiyor.
sahi deryanın ve saidin durumundan nasıl haberdar oldunuz ki..
hala bağlantınız mı var.. kızı da mı ,takip ediyorsunuz yoksa..

enis--hayır hayır.. ne takip,ne bağlantı.. hiç ilişiğimiz yok, derya ile..
üstleri deryaya, istifa ettiğinde..  insani ve resmi olarak söz verip.. kayıtlarının gizlenmesi isteğini kabul etmiş ve taahhüt vermişler.
 ama said; kabul edilemez bir ihmal neticesinde, öğrenmiş..
teyit için de.. emniyet müdürlüğünü arayıp.. deryanın sicil numarasını vererek,şikayetçi olmuş..  personel de..şikayeti işleme almış..  o sayede, durumdan haberdar olduk..
borç dediğim bu.. kesinlikle bilmemeliydi ,said..
ben burhana not göndermeyeyim de..  beklediğimi söylersen.. sevinirim..

irem-- olur da.. burhan ,mutlaka kuşkulanacak..  said kimliğinizi öğrenecek.. açığa çıkacaksınız.. çağırmanız sizin için, sıkıntı yaratmaz mı..
ikisi de,perişan ama said ,derya için durumlarını konuşmayı erteledi.. yeniden.. hemde bu gece, gündeme getirmek.. doğru olur mu..  emin değilim..

enis-- bende ama derya için bunu yapmalıyım.. (durdu ve sarmaşığın arkasına geçiverdi birden ) tamam,sonraya kalsın.. uygun bir zamanda, görürüm onu.. gelen varmış.. size iyi geceler.. bülent beyi bekliyorum..

 omuzumu bir el tutunca.. irkilip,döndüm.. tunaymış..
enis bey,tunayla karşılaşmak istemedi demek ki..

tuna-- ne yapıyorsun burada.. daha girmedin mi sen..
irem-- yok.. lavoboda takıldım.. çok eğlenceliydi.. sen nerede takılıyordun..
tuna-- bende çok eğlendim,arabada..
irem-- halimizden eğlendiğimiz belli zaten.. içeride de devam edelim bari..
tuna-- tabi,buyur sen.. bülent bebeklerin yanındaydı.. arabada üstünü değişiyor.. gelsin,bizde gireriz..
irem--  ben içeri tek girmem..bülent,sen olmadan da gelebilir pek ala..
tuna-- iyi,gel hadi..

 girdik.. aman bir coşku,bir keyif.. kahkahalar atılıyor.. pist dolu.. yemekler yeniliyor.. cıvıl cıvıl, herkes..
kapının yanında duruyoruz.. ışıklar da loş..

irem-- girmesemiydik acaba.. sonra herkes durgunlaşıp..halimizden kendisini suçluyor..
tuna-- kimler..
irem-- çiğdem.. barbara.. derya ve diğerleri.... herkese laf anlatmaktan ,sizinle ilgili değil.. demekten yoruldum.. deryaya da,meselenin kendileri olmadığı konusunda yalan söyledim.. senin, öğrensen daha tepkili olacağını tahmin ettiğinden.. ,inandı garibim.. üstelik..

tuna-- üstelik ne?.. said bana ,bazı sorunları olduğunu söyledi.. dertleştik.. ama yüzeysel.. çok dürüst ve düşünceliydi.. ikinize de laf getirmeden.. sıkıntısından bahsetti..
"irem hanımı çağırmamı,umarım yanlış anlamamışsınızdır.. sizi üzmeyi,kesinlikle istemem .. maruf,çok kızdı bana.." dedi..

irem--hıı.. bak sen, allahın işine.. demek,ucundan kıyısından.. dertleşerek.. sende karıştın.. çağırmana tafra yaptım diyip.. sen dürüst oldun mu,peki..

tuna-- nasıl olsaydım ki.. hem tafra yapmadım, ben.. cesareti nereden buldu dedim..

irem-- diyelim ki; hani dertleşip yakınlaştınız ya.. birazdan.. o bulduğu cesaretle... seni çağırır yada.. herhangi bir isteği olursa.. kolundan tutup.. herkesin gözü önünde,hesabını sormazsam.. bana da irem demesinler..
akıl vermekte üstüne yok.. durup,erteleyebilir ve bekleyebilirdin demiştin bana.. niye sen yapmadın..

tuna--................ aynı şey değil..

irem--  geç bunları ,rica ederim.. ufak tefek kıskançlık değildi, bu yaptığın.. kırdın beni..
herkesi yolcu edinceye kadar.. sabrederim.. sonrasında bir yere gidilirse, ben yokum.. istersen ,benimle gelirsin.. istersen gelmezsin.... takılmak konusunda,serbestsin..

yürüdüm yerimize doğru.. tuna da arkamdan geldi.. .. gülerek yerime oturdum..
nazik kocacığım sandalyemi itti ve oturdu yanıma..
tabaklarımız değişmiş.. bir lokma almıştım ki..

Hiç yorum yok: