Translate

16 Temmuz 2013 Salı

1882.bölüm..

cafer-- ne oldu,barbara.. üşüdün mü..cekedimi verebilirim..

barbara-- yok yok.. ziya beyin,daha iki aylık evliyken.. ısrar etmesi garip geldi.. beklentisi sadece,bebeği olması mıydı acaba..  yanlış mı
değerlendirdim diyordum..

cafer-- bir kıstas mı var.. ne kadar zaman geçmesi, gerekiyor ki..  ekonomik özgürlükleri ve sevgileri varsa.. bebeklerinin olması daha da güçlendirir,mutluluklarını..
zübeyde-- tipik erkek yaklaşımı..
barbara-- evet,şaşırttınız beni cafer bey.. maruf bey,siz ne düşünüyorsunuz..

maruf--(gülerek )  ingilizce haricinde başka dil biliyor musunuz barbara..
irem-- hah hah hah.. barbara,maruf benim hassasiyetlerim için.. fikrini söylemek istemese de..  cafer beyden farklı düşündüğünü sanmıyorum.. çocuk sayısı da,bunu doğrular nitelikte..  beklentileri,şartları.. konumu itibariyle hanedanını geliştiriyor diyebiliriz..

fakat ziya ve zuhal için,şunu bilmenizde fayda var.. ziya tek çocuk ve daha nişanlıyken çocuklarım kardeşli olsunlar diyordu.. tek beklentisi bebek değil,elbette ama  istediğini,  hiç gizlemedi..
 zuhal de çok akıllı.. ayakları sağlam basan  ve planlı,proğramlı bir kızdır.. kendisini ve evliliğini hazır hissetmeden.. -ziya istediği kadar çırpınsın- bu sorumluluğu almaz.. kısmet elbette ama uygun zamanı tasarlamıştır bile..
onların konusunun,bizim birbirimize bakışını değiştirmesine izin vermeyelim.. barbara sen şaşırma,ben de.. üzülüp, sinirlenmeyeyim..tamam mı..

barbara-- tamam..
cafer-- neden üzüleceksiniz,ki..
maruf,cafer beye.. arapça uyarır gibi konuştu..

cafer-- afedersiniz,irem hanım.. çok özür dilerim..
irem-- önemli değil,cafer bey.. bilmediğiniz,belliydi..

tuna merdivenlere yanaştırdı arabayı ve indi.. arkasında duran taksinin de
kapısını açtı..

tuna-- beyler,buyrun.. hanımlar,sizde arabaya binin lütfen..
maruf-- ne gerek vardı,sıkışırdık biraz..
tuna-- yol uzun maruf..

binildi arabalara.. kemerimi takıyorum..
tuna-- iremm..
irem-- anladımm..
tuna-- güzell..

onlar önde,biz arkalarında yola koyulduk.. yağmur yağıyor da hızı azaldı.. havanın alacakaranlık olmasını fırsat bilip,etolün kopçasını açtım.. arabayı rahat kullanayım bari..

irem-- zübeyde,barbara.. niye konuşmuyorsunuz..
barbara-- cafer beyle farklı düşünüyormuşuz,hayal kırıklığına uğradım..

zübeyde-- neden.. bu gayet normal.... hep aynı tepkiyi mi veriyordunuz ki.. çok kısa bir zaman önce, tanıştınız da..

barbara-- evet..haklısınız.. ben bir iki konuda fikirlerimiz uyuşunca,öyle sandım herhalde..  cafer bey özelliğini kaybedip..sıradanlaştı birden.. kendimi kandırmışım sanırım.. aptallık bende..

Hiç yorum yok: