Translate

27 Haziran 2013 Perşembe

1846.bölüm..

tuna-- fiziksel olarak iyi de.. ruhen değildi.. bunalmış ve sen ısrar ettiğin için.. gelmiş..
hassasiyetinin nedenini  anlattım,o da kabul ediyor zaten..
"çocuğumu bırakıp gitmeyi ben istermiyim.. ama dayanılır gibi değil..
birçok kararım yanlıştı,suçlu olduğumun da farkındayım ama.. biz ipin ucunu,kaçırdık.. sevgi adına,tutabileceğimizi de sanmıyorum.. bir kaç yıl..aynı evde,ayrı dünyalarda yaşayıp sürüneceğimiz aşikar..şimdi boşanamayacağıma göre,biraz olsun uzaklaşmayı deneyeyim demiştim.. onu da,oğlumla-iremi feda edemediğimden.. yapamadım.. söyle ona,kıymetini bilsin.." dedi..
seni,sağlığını sordu.. öyle çok özlemiş ki,gözleri dolu dolu dinledi beni.. gideceğimiz zaman da,ben bir daha görmek istiyorum iremi diyince.. çık gör,kardeşini .. çok üzülecek,o da seni çok özlemişti .. dönerken ,kesinlikle seni görmek isteyecektir dedim..
mutlu oldu,"başımla beraber ..mutlaka bekliyorum "dedi.. seni görüp,geldi ve gittik..

irem-- ( gözlerine bakarak ) bana sitemli miydi.. yada sen nasıl hissettin..

 tuna-- ben bu tarz aile konularında fikir belirtmek istemem biliyorsun.. fakat uzaklaşmaya ihtiyacı olduğunu gördüm..
baskı yaptın senin için,döndü..ne kadar kalacağını bilemem de,nuri
eninde sonunda.. gider.. yurt dışı olması da gerekmez..
bence hayatını yönlendirmeyi,müdahale etmeyi  bırak.. birşeyleri kurtarayım derken,abini kaybedebilirsin.. suyun önünde durulmaz,taşar..çağlar yolunu bulur.. nuri de,taşma noktasına çok yakındı..

irem-- anne babayı düşünmüyorum,ne yaparsa yapsınlar.. ama arada kalacak olan,masum bir yavru.. yiğenim de,anne ve babalı büyümeyi hak ediyor.. en cahil de olsa,o annesi..sevgisine ihtiyacı var,hiç birimizin vereceğine uymaz.... madem o eşi seçmiş,zararlı etkilerinden korumak da..nurinin görevi..
baba olup,büyütsün oğlunu ..sonra nereye giderse gitsin.. karışmam..
sağol,uykusuz kalıp ilgilenmişsin.. sen uyu hadi..
bende çamaşırları ,kıyafetlerimizi ütüleyeyim.. hastaneye gideriz ,yarına hazır olsun..

tuna--.......................

ben kalkıp saçlarımı topladıktan sonra..ütü masasını açtım.. yatak odası gayet geniş,tuna yaktığım ışıktan rahatsız olmaz..
yağmur yağıyor,ben de kendimi kaptırmış ütü yapıyorum..
askıyla getirdiğimiz tüm kıyafetlerimizi,yıkadıklarımı -minicik çoraplar
dahil- ütüledim.. düşüncelerimi dağıtamadığım gibi,uzun süre  ayakta durmaktan da bacaklarım ağrıdı.. hala uykumda var..
fişi çekip.. saate baktım..

irem-- iki saatimi çaldın nuri.. alacağın olsun.. (askıyı dolaba götürürken.. tunanın uyanık olduğunu fark edince.. ) kocam yanımda ama sabahın köründe ben ütü yapıyorum.. olacak şey mi..

askıyı astıktan sonra.. banyoya gidip,jakuziyi doldurdum.. iki damla parfümümden damlatıp düğmeye bastım.. suyun hareketiyle koku yayıldı,iyice..

tunanın yanına döndüm,ellerini tutup..
irem-- sevgilimmm.. kucağıma alamayacağım,senin gelmen lazım..
tuna-- (gözlerini aralayıp) acaba.. çiçekli jakuziye mi gideceğiz..
irem--  gözünü kapatırsan,çiçek hayal edebileceğin ortam yarattım..
hava ve kıyafetim bahçeye çıkmaya uygun değildi..

tuna-- (kalktı yataktan,omuzuma sarılıp) gözümü kapatmak ve hayal etmek değil.. çiçek yerine, seni görmek istiyorum..
irem-- (gülerek ) sağol.. kapatmanı,bir anlık için teklif etmiştim..
çiçek olayım tamam ama suyun üstünde hoplamamı ,bekleme ..
tuna-- hah hah hah,anlaştık..

**********

saat onbir gibi,kahvaltı.. yemek ve pasta bulaşıklarını yıkarken..  tuna da,yelizin ve bebeklerin eşyasını getirdi yukarıdan..

tuna-- irem,taksi çağırıyorum.. hazır mısın..
irem-- (banyoda bigudilerimi açtım.. dalga dalga olmuş,savurdum doğal dursun diye.. makyajım da,tamam.. ) hazırımm.. (salona geldim.. telefon numarasını çeviriyordu )aman da,misler gibi kokarmış..

tuna-- (gülerek ) yaa,öyle oldu.. bir daha benim parfümümü kullanırsan sevinirim..
irem-- hah hah hah..

(kapı zili çalınca,telefonu kapatıp.. açmaya gitti..)

tuna-- kim o..
tuğrul--benimm..

açtı kapıyı,abimi karşıladık.. yağmur yağıyor da,sundurmanın altında olmasına rağmen.. şemsiyesini kapatmamış hala.. .

tuna-- gelsene,abi.. ne bekliyorsun..
tuğrul-- (yüzünü buruşturup) bu koku ne lan.. iremin parfümü ..sana olmamış ,oğlum..

irem--tuna--hah hah hah.. 
irem-- yanlışlıkla üstüne iki damla döküldü abi.. buyur..
tuğrul-- gelmeyim,arabanızı getirdik.. yağmur yağıyor.. ıslanmadan
gezersiniz.. 
tuna-- abi.. ne gezmesi.. hastaneye gideceğiz diye,  taksi çağırıyordum ..sana arabayı getir demedik ki.. kiminle geldin,sen.. 

Hiç yorum yok: