Translate

26 Haziran 2013 Çarşamba

1840.bölüm..

tuna-- yelizz,baskı yapıp..mesleğinin avantajını kullanma rica ederim..ben ona güveniyorum.. kıskandığımdan,kendime güvenmiyorum ben.. olur da,irem yakalarsa.. boşanmayı kabul etmiş gibi olacağım, anlıyor musun.. o nedenle söz veremiyorum..

eren-- tunaa,hani tuğrul şaşırdığı sıralarda.. aklını başına getirmek için.. dövmeyi düşünmüştük ya.. şu anda,sana da o gerekiyor bence..
konuyu kapatalım ve gidelim.. hava serinledi..

tuna-- işe yarayacaksa,buyrun..
irem-- hii,kıyamam.. bülent yine ağaca çıktığımızı ve düşürdüğümü sanabilir..
güldüler..

tuğrul-- biz dövdük deriz merak etme.. nereden açtın bu konuyu.. biz size müjde verecektik güya.. hevesimizi kaçırdın..

tuna-- bilemedim abi.. kusura bakma.. hayırdır,ne müjdesi verecektiniz ki..

eren-- güzel birşey söyle de,keyfimiz yerine gelsin bari..
orhan-- tuğrull.. sen bir yere gitmiyorsun değil mi..

tuğrul-- (gülümseyerek) yok,biz dört kişi olacağız kısmetse.. onu söyleyecektik.

sevinçle kalktık hepimiz,hiç bilmiyormuşuz gibi.. içtenlikle sarıldık kutladık elayla,abimi..
yeliz de,oturduğu yerden kollarını açtı.. elayla sarıldılar..
merak edilebilecek her soru soruldu.. eren abi de,gerçekten çok sevindi..

pek kimse  kalmamış,etrafta.. çimler de,çok cazip görülüyor.. tam sevinmelik..
takla atmak için ellerimi yere uzatırken.. birden  kucaklanıp..havada buldum kendimi..

tuna-- ne yapıyorsun senn..
irem-- indir benii.. ağırım..
tuna-- değilsinn,çırpınmaa..
eren-- ne oluyor lan..
irem--abii, sevinecektim.. yakaladı beni..

tuğrul-- yani tuna,kızın sevinmesine de mi karışıyorsun..
irem-- hah hah hah.. tunaa, başım döndüü..
menekşe-- etrafta ağaç da yok.. tuna..

tuna gülerek indirdi yere..
tuna-- bu başka menekşe.. çok sevindi mi taklalar atıyor.. arka arkaya..
aşağıya uçar diye yakaladım..
gönül-- allahım,aklımı koru..

kahkahayla güldüler..

eren--allah dağına göre kar verirmiş.. ikinizde birbirinizi bulmuşsunuz..

irem-- tunaa,abim bize kötü birşey mi dedi..
tuna-- sanırım..
irem-- ya bir sevineyim,yaa.. lütfenn.. kimse kalmamış nasılsa..
tuna-- evde sevin,bahçede engel olmam sana.. tamam mı..
irem-- (muzur muzur gülerek ) hayırr.. ısmarlama olmuyor bu işler..

ben aniden koşunca tuna da peşimden koştu.. tavşan gibiyim yine.. seke seke..
epeyce uzaklaştık onlardan..
sonradan anlatılanları aktarıyorum size..

"orhan-- ah gençlik ah.. çocuk bunlar daha..
ela-- keşke ,hepimiz hesapsızca sevincimizi belli edebilsek..
tuğrul-- e edelimm..
eren-- takla atmayalım da.. oynayalım bizde..
gönül-- neredeler,görünmüyorlar..
tuğrul-- çamurlu arazi bulmuşlardır kesin..
eren-- araba yeni,oturamazlar da..
yeliz-- ay ben gülemiyorumm..

orhan-- eren--tuğrul--ela--gönül--menekşe-- hah hah hah.. "

tuna ; yolun biraz aşağısındaki ağaçların arasında yakaladı beni.. nefes nefese..

irem-- taktik nasıldı ama..
tuna-- mükemmell.. de,fırsat bulsan yapmayacaktın sanki..

irem-- yaparımm.. hiç kaçırmam..  tuna,beraber gitmeyelim..
tuna-- ben,bırakır mıyım seni.. (elimi tuttu.. yürüyoruz ) ne oldu,
yaptırmadım diye mi bozuldun..

irem-- (durgunlaştım ) bozuğum da,nedenim o değil.. keşke onların yanında söz deseydin de.. söz veremediğini bana söyleseydin..
koşunca.. arkamdan geleceğini bildiğimden,ortam değişsin.. somurtmayayım da,bebek haberine sevinmedim sanmasınlar istedim..
taktik nasıldı derken, kast ettiğim buydu..

tuna--.....................

Hiç yorum yok: