Translate

17 Haziran 2013 Pazartesi

1824.bölüm..

mehmet-- (ingilizce ) cafer bey,kusuruma bakmayın.. gizli konuşuyor değildik.. daldım,sıkılabileceğinizi düşünemedim.. .. irem hanım uyardı da,fark ettim.. niyetim kötü değildi,inanın..
cafer--(gülümseyerek )  inanıyorum mehmet bey.. sorun değil..
mehmet-- ben samimiyetinize güvenerek,birşey sormak istiyorum..
cafer-- tabi,buyrun..

mehmet-- Mersine gittiğinizde,barbara kaldı.. sonra yasemin hanım..
telefonla konuştu barbara ile.. daha doğrusu dinledi ve üzüldüğünü
gördüm.. yani,sizinle ilgili bir olumsuzluk olduğunu düşünmüştüm..
şimdi nasıl iyisiniz.. belki bana da yardımı olur diye soruyorum..
özelse,anlatmazsanız kabulümdür..

cafer--(gülümseyerek ) doğru tespit etmişsiniz,mehmet bey.. ben ısrarla,bu gece için.. kesin cevap istediğimi söylemiştim barbaraya.. tanımıyoruz birbirimizi,önemli bir kararı böyle veremem dedi ama dinlemedim..
konuşmalarımızdan,tavrından da cesaret alıp.. kabul edeceğine yüzde yüz,emindim..
Mersinde işlerimizi yaptıktan sonra.. bir cafede oturduk..
ben durgundum da..  olumsuz bir cevap alabileceğimi düşündüğümden değil..  özlediğimden,iki-üç gün nasıl bekleyeceğim diyordum..

durgunluğumu farklı anladı rekin ,kendi yaşadıklarından bahsetti.. o da benim gibi fazlasıyla ısrar etmiş..ve bunaltmış..
irem hanım "Kapı açılır, vurmayı bil!
Ne zaman? Bilemem..
Yeter ki ,o kapıda durmayı bil!" diyerek tavsiye vermiş.. bana iyi geldi,
beklemeyi öğrendim dedi..
irem hanımda,fazla ilgi baskıya neden olup.. bayanları ürkütüyor..
cevap olumlu olabilecekken.. hayır denebiliyor dedi.. telaş,endişe,şüphe  ve sevdiğim ,değer verdiğim birisini kaybetme korkusu hissettim.. ilk defa,panikledim.. barbara hayır mı diyecek dedim.. sizin dil probleminiz yok,bilemem dedi..
duramadım,izin isteyip.. cengiz bey,rekin ve ben.. Adanaya döndük.. gitmedim yani..
barbaraya haklısın,tanımanı bekleyeceğim .. kapsamlı düşünemedim.. istediğin zaman gel ,emin olunca da cevap ver dedim.. o da memnun oldu ve beni Kahireye davet etti.. durum bu,mehmet bey..

mehmet-- anladım..
irem--  barbara gelmeden,bana biraz izin verirseniz...
(tabi dediler.. ayağa kalkıp,bülentin ve yelizin yanına gittim.. bülent
arkası dönük yatakta oturuyor..çantasını kucağına almış.. içinde para sayıyordu ) ne yapıyorsun,bülent..

yeliz-- (kısık sesle ) yengenin ve barbaranın banka hesap numaralarını almıştık.. önceden.. bir miktar para yatıracak,gitmeden..
irem-- bülent acelen ne..  pazartesi yatırırız.. nasılsa çekemeyecekler..

bülent-- (durdu ve bana baktı ) haklısın,pazartesi .. ekleyip yatırırım..
irem-- kardeş yeni hayata başlıyorsunuz,dört kişi oldunuz... kredi falan alıp da sıkıntıya sokma kendini.. ben para vereceğim,getirdim..
bülent-- getirdin mi.. senden niye alacakmışım ki.. bizim, paramız yeter..

irem-- (yelize dönüp,göz kırptım.. ) pardon ya.. bülentin,ortak olduğumuzdan haberi yok mu..
yeliz-- (gülümseyip ) yok.. söylemedim,sürpriz olacaktı..
bülent-- ne ortaklığıymış bu..

yeliz-- iremin ihracatına tüm birikmişlerimi verip ,gizli ortak oldum.. maaşını ne yaptın diyordun ya.. işte oraya gönderdim..
bülent-- yani yeliz,aşkolsun sana..

irem-- olsun da,zaman yok.. sana borç yada hibe teklif etmedim ..yeliz geleceğimiz için,kullanırız demişti..  yüzde iki yüz kazandınız,onu vereceğim de..
para çantamda ama çantayı tuna kasaya koymuş..şifreyi bilmiyorum..
gelince hemen veririm.. şu mevzuyu kapatıp,onları yolcu edelim..önce.

bülent-- tamam.. (çantayı kapatıp,yelizi alnından öptü ) akıllı karıcığım, keşke haberim olsaydı..
yeliz-- halimi biliyorsun,düşünemedim.. hemde iremin getireceğini
tahmin edemedim.. sonuç olarak,artık paramız var.. başka şeylere gerek kalmadı..
bülent-- evet..
çantayı dolaba koymak için kalktı..
yelizle bakıştık.. sağol dedi fısıltıyla.. bende öpücük attım,çaktırmadan..


Hiç yorum yok: